domates yiyom10
profili

  • bütün parçaların güzel olduğu albümler

    tarkan - karma
    yıldız tilbe- yürü anca gidersin

    albümleridir kanımca. çabuk olalım aşkım 3310’larda zil sesiydi.

    buradan amy winehouse ile ferdi tayfur’un prangalar albümünü entry ile bir araya getiren üstelerdeki yazar arkadaşa da selam olsun. ne tür müzik dinlersin? soruna verilen ‘her türlü müziği dinlerim’ yanıtı bile ikisini bir araya getiremezdi. ciğerin var olsun.

  • ekşi itiraf

    yakalaşık 2,5 yıl önce benden birkaç yaş büyük bir kadın ile birlikte çalışmaya başladım. ilk zamanlar daha vermiş olduğu bir karardan dolayı kendisini eleştirdim, o da buna bozuldu. iyi başlamadık onla. henüz bir buçuk yaşındayken annesi vefat etmiş, babası başka bir kadınla evlenmiş. ninesi büyütmüş onu. ben de böyle insanlara hiç dayanamam. her konuda elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışırım.
    bir buçuk yıl birlikte çalıştık,güzel zaman geçirdik. eşinden ayrıldı bu süreçte, işinde bir takım değişiklikler oldu. tatlı mı tatlı kızı ile istanbul’da yaşamaya başladı. ayrılırken bu kadar üzüleceğimi tahmin etmemiştim. bir buçuk yılın sonunda abla kardeş olduk.
    alevi bir aileden geliyor kendisi. inanılmaz saygılı, hoşgörülü ve vicdanlı bir insan. bir gün aradı beni. kurum mülakatına girecek kuzeni kendisinden yardım istemiş. o da beni aradı. tamam abla elimden geleni yaparım dedim.
    az önce arad, sesi titriyordu. kuzeninin kazandığını söyledi.
    bu süreçte halası sürekli soruyormuş kime söyledin diye. ‘kardeşime’ diyormuş o da. abla teşekkür etmene gerek yok, 27 yaşımdan sonra bir ablam daha oldu. tabi ki bir şey istediğinde yapacaz dedim.

    nerde, ne zaman, kimi karşımıza çıkaracağını bilemiyoruz hayatın.
    allah bizi korumak için bazı insanları hayatımızdan çıkarır, bazılarını ise hayatımıza dahil eder.

  • ekşi itiraf

    dostlarımı ziyaret etmek amacıyla doğuda bir şehre geldim arabayla. akşam otele giderken şehir içinde yavru bir köpek yolda yürüyordu arabaya doğru, çok yavaş gidiyordum ben de. çarpmamak için manevra da yaptım ama yine de çarptım. bağırmaya başladı hayvan, araçtan indim hemen, çevreden insanlar da geldi. arka ayağına çarpmışım dokununca bağırıyordu. veteriner falan da yokmuş sordum çevredekilere. sonra bir barınak olduğunu söylediler. bir kız ve bir erkek öğrenciyle köpeği alıp araçla barınağa gittik. ayağı incimiş hayvanın çok şükür ki kırık falan yoktu. neyse barınaktaki adamla muhabbet ettim. kendi imkanları ile devlete ait araziyi işgal edip barınak yapmış. aynı zamanda bir yerde işçi olarak çalışıyor. bir eğitimini falan almamış ama hayvanları sevdiği için araştırmış öğrenmiş. işten çıktıktan sora tüm vaktini burada geçiriyor. sağdan soldan yardım ve yiyecek topluyor. baya bir emek vermiş. hayvanları katleden belediylere dava açılmasını sağlamış.
    köpeği aldı küçük barakasına koydu buna bir ay bakarım kontrol altında tutarım dedi. adam o kadar seviyor ki hayvanları öptü bile.
    gecenin bir vakti baya muhabbet ettik orda. adresini aldım mama göndercem kendisine. bu kadar puştun olduğu dünyada bir tane böyle insan görünce kaybolan ümidim geri geliyor.

  • 30 eylül 2017 gittigidiyor.com rezaleti

    kibriye diye isim mi olur lan.

    rezalet gibi rezalettir.

    puan: 10/10

  • erkekte şık duran davranışlar

    davranış olarak saat ve ayakkabı yazanları görmemizi sağlamıştır.

  • ekşi itiraf

    bugün bir aile ile tanıştım otelde. yurtdışında yaşıyorlar. kısa süreliğine gelmişler buraya. 30'lu yaşlarda engelli bir çocukları vardı. yaşlı annesi bir bebek gibi ilgileniyordu. tanışmak istedim kendileri ile. merhamet mi başka bir şey mi yakın hissettim kendime onları.
    sohbet esnasında konuyu oraya nasıl getirdiysem sebebini öğrendim burada olmalarının. iki çocukları varmış. biri yukarıda bahsettiğim, diğeri de ondan birkaç yaş büyük olan kızları. o da bedensel engelliymiş. iki yıl önce bu otelde nişan yapmışlar kızlarına.daha sonra yurtdışına gitmişler. kızcağız bir trafik kazasında vefat etmiş nişanından iki hafta sonra. onlar da iki yıldır nişan yaptıkları tarihin yıldönümünde otele gelip kızlarının kaldığı odada kalıyorlarmış.
    yaralarını kanattım gibi hissettim hikayelerini dinleyince.
    böyle acıları görünce bizim dert edindiğimiz şeyler toplu iğnenin ucu kadar bile değil. allah sağlık versin, gerisi hiç önemli değil.

  • ekşi itiraf

    yedi sekiz ay evvel bi arkadaşım sosyal medya üzerinden meslek gruplarından bir bayanın paylaşımını gönderdi. anadolunun en ücra yerlerinden, terörün yoğun olduğu bir ilçeye atanmış. birkaç konuda yardım istemiş. olumlu bir dönüş de alamamış. ben de mesaj gönderdim, yardım edebileceğimi söyledim. atandığı yere çok kısa bi süre kalmıştım ama güzel dostlar edinmiştim. ilçe hakkında bilgiler verdim. dostlarımdan bahsettim. yönlendireceğimi, her konuda kendisine yardım edebileceklerini ilettim. üniversiteden iki alt dönemim olduğunu ve yine hemşeri olduğumuzu öğrendim. çok fazla ortak tanıdığımız çıktı.
    neyse ilçedeki dostlarımı sıkı sıkıya tembihledim. neye ihtiyacı olursa halledin, yanlız bırakmayın dedim. ilçedeki dostlarımdan en kalenderi, merti aynı zamanda da garibanı olana da söyledim. kalorifer yakarak geçindiriyor eşi ve iki kızını. bodrum kat kalorifer dairesinde oturuyor.küçük kızı kalp hastası. bazen telefonda konuşuruz onla da. ona da dedim bak bi abla geliyor ona iyi bak diye. sağ olsunlar o kadar yardımcı olmuşlar ki dostlar, bayan mesaj attı bana sürekli dua etti. mahcup hissettim kendimi, bir şey yapmamıştım. iyi insanlarla tanışmasına vesile oldum sadece. dostlukları baya ilerlemiş, haftanın hemen hemen her günü birliktirler. bir araya geldiklerinde bazı günler beni arıyorlar çay içiyoruz, yemek yiyoruz vs.
    bi süre sonra o taraflara yolum düştü onları da ziyaret edeyim dedim. dostumun küçük kalorifer dairesinde birlikte yemek yedik. küçük kızın benim için çizdiği resimlere baktım. boynuma sarıldı okul günlerini anlattı bana. iki üç saat sonra ayrılırken size emanet hemşerim iyi bakın dedim.

    neyse dün beni aradılar hemşerimle (artık dostum) birlikte ziyaret etmeye geleceklermiş beni. o kadar mutlu oldum ki. dünyanın yolunu çıkıp gelecekler. birkaç organizasyon hazırladım bu sabah karşıladım onları. küçük kızı niye getirmediniz diye kızdım onlara. bayılıyorum ona. okulu varmış, halası bakacakmış kızlara.
    karşıladım bu sabah onları. güzel bi sohbet içerisine daldık. kız zaten kalp hastası bir de cüzi bir paraya çalışıp bir kısmını alkole verince kızmıştım kendisine. söz vermişti bana bırakacam diye. zaman zaman eşinden soruyordum içiyor mu diye, bana bilgi veriyordu. hatta bi gün arkadaşı ona " gel içelim o nerden bilecek?" demiş. bizim ki de eşini kast ederek istihbaratçı var evde hemen iletir içmem demiş. bugün uzun zamandan beri içmediğini alkolü bıraktığını söyledi eşi bana. ailesine daha fazla vakit ayırıyormuş artık. özellikle küçük kıza. yaptığım iş, kazandıklarım beni hiç bu kadar mutlu, tatmin etmemişti. tatlı sert kızmıştım sadece. bu kadar etki bırakacağını tahmin bile edemezdim. yoksul ama gönülleri zengin, geniş insanlar. düşünüyorum bu insanlar için kayda değer bir şey de yapmadım. saf, temiz insanlar. borçlu oldukları için ya da karşılık bekledikleri için değil.
    akşam üzeri yolculadım üçünü. varınca mutlaka haber verin, kızları da yerime öpün diye uyardım. eşi ördüğü çorabı hediye etti bana. aldığım en kıymetli hediyelerden biri.
    küçük kız bu ay sonu dördüncü ameliyatına girecek. ben de bir aksilik olmazsa ameliyat günü yanlarında olacağım. son ameliyatı olması ve sağlığına kavuşması için sizlerin de duasını bekliyorum.

  • evlilik ile askerlik arasındaki benzerlikler

    ikisinde de dede olursunuz vakti gelince.

  • 00'lı yılların 90'lar gibi efsaneleşmeme sebebi

    2000 doğumlulara bakınca anlarsın.

  • kadınına prenses muamelesi yapan erkek

    günlerden birgün yozgat sorgun' dayım.
    kayseri, siirt ve hataylı arkadaşlarla termal otele gittik. üzerimize iki tas su döktük. sonra çıkışta tam ben havuza girerken kayserili arkadaş 165'lik havuza balıklama atladı. kafasını vurdu dibe havuz kan gölü. ben de fazlasıyla oryantal bir erkek olduğumdan hemen sahiplendim arkadaşı tampon yapıp ambulans çağırdım hastaneye gittik. haftasonu ilçe hastanesi doktor yok. ilk müdahaleden sonra müşahede odasına aldılar. ben yibe çok oryantal bir erkek olduğumdan sahiplendim hastanede bağırıp çağırıyorum. müşahede odasında şeker ve kolesterol tavan yapmış yozgatlı bir adam ve başında bekleyen eşi. adam o kadar oryantal ki kadına ' babanın amına koyayım, ölüyorum, bu avradını siktiğim karısı neden inanmiyor, deli oldum bokumu mu yiyorum?" diye sövüyor. ben yine çok oryantal erkek olduğumdan kadını da sahiplendim. sus lan sikerim ecdadını diye bağırdım adama. araya acil hekimi girdi yarım saat sövdüm adama.
    adam susmadı. mesele susmaması da değil benim kıymet verip efor sarf etmem.
    ben de bu var işte her zaman sahiplenirim.

    insanlar yozgat insanını çok seviyor. ben testi kebabına tapıyorum. çok lezzetli. ancak iyi pişmemişse yiyemiyorum. misal öğlen 3 5 gidiyorum ' emmi hele bana bi testi kebabı verimisin" diyorum. hemen gardasım diyor. canını yiyim testi kebabının sana bir sey olmasın. testi kebabını masada bırakıp gidemezsin. o kadar oryantalim ki masayı bile sahiplendim onu bile bırakıp gidemedim. hayatta yapmam.
    ekmegi bana bana yerim. yemeğe ekmeği banan insandan zarar gelmez yarı yolda bırakamaz. ınce erkektir boğazına düşkündür.
    yiyip yiyip beğenmeyen insanları sevmiyorum. patos gibi öğütür sonra konuşur göt.

    dunyada hem yemeğe saygılı, hem etin lezzetli olmasına önem veren, yemesini bilen, gençler varsa bilgilendirsin.
    hayaller guzel seyler....