miserable15
profili

  • daenerys targaryen'in yapacağı açıklama

    (bkz: dracarys demedim dur yakarsın dedim)

  • yardımcı doçentliğin kaldırılması

    sanırım almanya'daki sisteme benzer bir şeyler getirmeyi hedefliyorlar. zira almanya'da akademi asistanlıkla başlıyor (wissenschaftlicher mitarbeiter ya da wissenschaftlicher assistent) ve sonrasında habilitasyon dedikleri bir yeterlilik projesiyle privatdozent oluyorsunuz. profesörlük burada tam bir ünvan olarak algılanmıyor, üzerine tartısmalar hala devam ediyor. yasal olarak profesör doktorum diyebilmeniz için privatdozent olduktan sonra en az bes sene beklemeniz gerekiyor

    fransa'daki sistem de buna benzer olmakla beraber hdr (l'habilitation à diriger des recherches) dedikleri bir tez ve araştırma yönetebilme ünvanı, asistan profesörlükten profesörlüğe geçişte bir basamak teşkil ediyor. bunu almak oldukça zor. doktora sonrasında, sizden doktoraya benzer bir tez daha yazmanızı bekliyorlar ( almanya'daki gibi). ancak fransızlar kendilerine professeur des universités derler, almanya ve türkiye'deki gibi profesör doktor demezler. bunun yanında, fransa'da genç arastırmacılara sunulan baska olanaklar da var. mesela doktora ögrenciligi esnasında travaux dirigés denilen ana derse yardımcı dersleri size verdirirler. buradan sembolik de olsa para kazanırsınız. ayrıca, kadro sıkıntısı nedeniyle, asistan profesör olmadan önce ater (geçici ögretici ve arastırmacı statüsü) dedikleri bir kontrat yaparlar ve bu statü ile asistan prof'un kazandıgının bir tık altında para kazanır ama kadro sıkıntısını en az üç seneligine yasamamıs olursunuz.

    türkiye'deki mevcut sistemde yardımcı doçentlik, doçentlik öncesinde akademisyenleri kadro açılana kadar beklettikleri idari bir statü. yani doktora sonrasında akademik kariyerinize bu statü ile baslıyorsunuz. buna göre maaşlar belirleniyor. yaptığınız yayınlara ve çalışmalara göre bir üst basamak olan doçentlige terfi ediyorsunuz. sonrasında zaten hepimizin bildiği profesörlük var.

    türkiye'deki sorun ünvan sorunu degil, arastırmacı ve bilim insanı yetistirme sorunudur. yoksa fuat köprülü'nün hiçbir ünvanı yoktu, doktora yapmamıstı ama prof olarak ders vermesine de engel olmadı bu durum. yüksek ögretim sisteminin tamamen reforma tabii tutulması gerekiyor zira intihal o kadar yaygın ki, kendi yaptıgım arastırmalar esnasında bile sıkça yakalıyorum.

  • aybüke yalçın

    nerede lan bu barış isteyen dallamalar ? hepinizin belasını sikeyim. beş para etmeyen, sıçan gibi yaşayan, iki yüzlü şerefsizsizsiniz hepiniz.
    ayrıca terör bitecek diye referanduma gidip siyasi rejimi değiştiren siyasal islamcılara da sormak istiyorum, memurunu koruyamazken mi bitecek lan bu terör.

  • şener şen'in vasat bir oyuncu olduğu gerçeği

    (bkz: ölü taklidi yapın gider).

    tosun paşa izlediğim sırada gördüğüm gereksiz, biçimsiz, gece gece derinden bir hassiktir çektiren başlık.

    edit: şu anki dizilerin vasatlığı sizin gibi yeteneksizlerden ötürü olabilir mi acaba ? o zamanki türk sinemasının da başarısı şener şen gibi oyunculardan ileri geliyor olabilir mi ?

  • ingiliz ordusu'ndan türkiye'ye müdahale hazırlığı

    bunların ağa babaları, birleşip yine gelmişti. daha yüz yıl olmadı. yürek yemişler herhalde, canları istiyorsa yine gelsinler. alacakları cevap net!

    yalnız burada çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor. türk devleti, cumhuriyet döneminden bu yana, hiç bu kadar aşağılanmamıştı. yazık ki ne yazık. ingiliz hükümetine gereken cevap, türk dışişleri aracılığıyla verilmelidir. bir de ikinci darbeden falan bahsediyorlar, bunun da mı istihbari bilgisine sahipler ?

    semih çetin paşa'nın da dediği gibi, türkiye "batı" ile ilişkilerini "eşitlik" esası üzerinden tekrar inşa etmelidir. buna saygı göstermeyen her batı devletine cevap meşru düzlemde ekonomik ve siyasi olarak verilmelidir. türkiye'nin ikinci bir kurtuluş savaşı verme, iç savaşa gitme gibi bir lüksü olamaz. bunun aksi bir durum imparatorluk deneyimi geçirmiş bir ulus ve toplum için yıkıcı ve aşağılayıcı olur.

  • türklerin monaco'ya alınmaması

    fenerbahçenin monaco'yla oynayacağı maç nedeniyle monaco'nun aldığı karardır. "yüksek şiddet riski" var imiş. kaynak

    kusura bakmayın da götüm gibi şehriniz var, sizi kim ne yapsın. günlük aktivitesi ; 40 yaş üstü kadınlar için jigolo aramak, erkeklerinin de akşama kadar içip akşam da kumar oynamak olan bir şehir. bu saçma sapan kararın aihm'e taşınmasını ve fenerbahçenin de maça gitmemesini umut ediyorum.

    edit: siz şimdi monaco'yu ayrı devlet sanıyorsunuz değil mi ? monaco fransa'ya bağlı ufacık bir prensliktir. belediye zabıtası, polis, bankalar, şehre ulaşım, posta ve telefon operatörleri ve her şey fransızdır, fransa'ya bağlıdır. ayrıca yıllardır fransa'da yaşıyorum, fransa'yı siz sayın salaklardan öğrenecek değilim. cehalet seviyenizle, kapısının önünden dahi geçemeyeceğiniz okullardan diplomaya sahip birine bok atmadan önce iki kere düşünün. zira bu şekilde itin götüne sokmayı bir hak bilirim.

    prenslik fransa'nın prensliği olduğu için sınır kontrolü falan elbette yok.

  • anıtkabir'in mimari anlamda bir ucube olması

    konuştu michelangelo. pek de bilir osmanlı mimarisini, batı mimarisini, doğu mimarisini. anıtkabir, pantheon tarzı mimariyi ve selçuklu mimarisini bir arada taşıyan bir yapıdadır. tam olarak pantheon değil çünkü şapeli yok, tam olarak selçuklu değil çünkü sütunları var. bunun yanında atatürk'ün naaşı ayrı bir odadır, tıpkı eski türklerde ve selçuklularda olduğu gibi.

    dahası, orası sadece bir ziyaret alanı değildir. anıtkabir iki kısımdan oluşur; çevresindeki ormanlık alanda 25 ülkeden getirtilen bitki ve ağaçlar vardır, buraya barış ormanı denir. diğer kısım ise anıt kısmıdır ve üç alandan oluşur : aslanlı yol, tören alanı ve mozoledir. işte atatürk'ün naaşı bu mozolenin altındaki bir odadır.

    ayrıca, büyük adamların kabirleri devasa olur ve anıt mezar denir. bu ucubelik değil, onların büyüklüğünden gelir. napolyonun anıt mezarının şapeli altın işlemeli ve paris'in her yerinden görülebilir özelliktedir, fransızlardan ucube diyenini daha hiç duymadım.

  • kadınlara askerlik getirilmesi

    askere gitmeyen erkekleri, askere gitmeye özendirmek için atılmış bir hamle. hem böylece akademide master ve doktora yapanların sayısı azalacak, gerçekten bu işi yapmak isteyenler yapacağından kalite artacaktır. yani tsk bir taşla iki kuş vurmuş oluyor.

    ayrıca tsk, kadınları askere almaktan önce, askere aldığı erkekleri nasıl şehit vermem diye düşünsün.

  • erkek olmanın en güzel yanı

    24 yıldır erkeğim, yaz aylarında üstsüz gezebilme dışında bir artısını göremedim. kaldı ki bunu yaşlı alman teyzeler de yapıyor.

  • psv taraftarlarının mültecilere bozuk para atması

    madrid'de psv taraftarları ilginç bir eğlenme yöntemi bulmuşlar kendilerine. mültecilere bozuk para atarak zavallıca gülüyorlar: mültecilere bozuk para atarak eğleniyorlar.

    bu dünya işte böyle bir dünya. birtakım devletler, kendi halklarının refahı için, kilometrelerce ötedeki insanların huzurunu bozarak, onları yerinden yurdundan ederler, o insanlar da bu refahtan yararlanmak için yola koyulurlar, kimisi sahte can yelekleriyle denizlerde boğulur, kimisi polis tarafından coplanır, kimisinin ayağına çelme takılır bir haber uğruna. birtakım holigan da işte böyle bozuk para atarak acziyet içerisinde güler.

    ve sonra bir de bunların bir huyu daha vardır. birtakım ülkeleri gelişmekte olan ve gelişmemiş olarak ayırırlar, üçüncü dünya ülkesi statüsü verirler, demokrasiden övgüyle bahsederler ve oralara demokrasi götürürler. ne de olsa onlar çokça "gelişmiş"tir. bundan sizin de yararlanmanızı isterler. bu gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar da bunlara özenir ve onlar gibi olmaya çalışır, onların propagandasını yapanlara da sıkça rastlanır.

    bu dünya işte böyle bir dünya.

    edit: mülteci sanılan insanların aslında roman olduğuna dair mesajlar aldım, entry'ler gördüm. kıyafetlerinden müslüman oldukları anlaşılıyor. suriyeli mülteci olma olasılıkları yüksek. entry'e eklediğim linkteki başlığa ithafen bu başlıkla açtım konuyu. burada tartışılması gereken konu bu değil. mülteci olabilir veya olmayabilirler. buradaki asıl mesele "insanın insana yaptığı"dır. tarih boyunca insanın insana yaptığını, başka hiçbir varlık bir diğerine yapmadı.

  • cemaatçi kızla yemeğe çıkacaklara tavsiyeler

    ona aslında bölge abisi olduğunuzu, bizzat feto'yu pensilvanya'da birkaç defa ziyaret ettiğinizi, aslında abd'de basılmış bir kitabı türkçe'ye çevirip rahatça diploma aldığınızı, her gece teheccüde kalktığınızı, gerçekte solak olduğunuzu ama yemeği sağ elle yediğinizi, said nursi'nin risalelerini sözlüksüz okuyabildiğinizi, hepsini geçtim bu özelliklerinizin hiçbirinden bahsetmeyi sevmediğinizi söyleyin. hüngür hüngür ağlayacaktır.

  • ak gençliğin adapazarı'nda tank yürütmesi

    cehaletin vuku bulmuş halidir. 1980 darbesi, şu anki türk-islam sentezi fikrin, hibrid, ne olduğu belirsiz mufazakâr demokratların iktidara taşınması için zemindeki tüm "hendekleri" ortadan kaldırmıştı oysa ki. yürütülen tanklar, 68 kuşağının temsil ettiği "yurtsever sol", ecevit'in iktidara taşıdığı "ortanın solu"nu teker teker imha etti.

    buradan kendine bir mağdur edebiyatı devşirecek en son takım sanırım şu anki "siyasi islam"ı oluşturan güruh.

    (bkz: geçen gün yine mağduruz)

    edit: ikra odaları derken, sanırım ak arkadaşlar "ikna odası" demeye çalışmışlar. işte bunlar hep bir gecede cahil kalmalarından ileri gelen hatalar.

  • 21 şubat 2016 trabzonspor'un ligden çekilmesi

    trabzonspor ligden çekilsin ben de sözlük hesabımı kapatacağım. ahanda buraya yazıyorum.

  • atatürk musul ve 12 adayı neden bıraktı

    atatürk musul'u ve 12 adayı bırakmamıştır. 12 adalar, cumhuriyet kurulmadan çok önce uşi antlaşmasıyla italyanlara trablusgarp yenilgisiyle "geçici" olarak bırakılmıştı. bunun geçici olmasının nedeni adalardaki italyan işgalinden ileri gelmektedir. 10 şubat 1947 paris'te imzalanan barış antlaşması ile oniki ada, sadece adalarda oturanların çoğunluğunun rum olduğu gerekçesi ile yunanistan'a verildi.

    musul ve kerkük'e gelince, lozan'da türk tarafı musul, kerkük ve halep için epeyce diretmiştir. netice alınamadığından konferans ikinci bir defa daha toplanmak üzere dağılmıştı. ikinci kez toplanan konferansta da ingilizler ikna edilemedi bu demek değil ki türk tarafı da ikna oldu. konu daha sonra milletler cemiyeti'nde konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. ancak diplomatik yönden zayıf olan yeni cumhuriyet bu konuda daha fazla diretemedi. ingiltereyle devletlerarası boyutta 1925 yılında musul ve kerkük’te hak iddaası sürdürüldü. hatta iki devlet savaş pozisyonu bile almıştır. ancak ne hikmetse, aynı tarihlerde şeyh sait isyanı patlak vermişti. ordunun mobilizasyonun önemli bir kısmı bu isyanı bastırmak için harcandı. ingiltere türkiye’ye ırak petrollerinden 25 yıl boyunca %10 pay teklif etti ancak yeni kurulan devletin nakit ihtiyacı ağır bastığından, türkiye bunun yerine 500 bin sterlin nakit para alarak musul ve kerkük’den vazgeçti.

    olayın atatürk'le veya ismet paşa'yla bir alakası yoktur. uluslararası ilişkilerde basit bir kural vardır; ekonomik ve askeri olarak bağımsızsanız yayılabilirsiniz. bundan ötesi irredantist hayalperestliğe girer ve toplumlarda tramva yaratır. (bkz: yeni osmanlıcılık) bu tür olaylarda kişilerin karizmasına ya da kültüne bakmak yerine kurumların işlevlerine, içinde bulunduğu duruma, açıkçası devlet aygıtının ne kadar "muktedir" olduğuna, yine o şartlar dahilinde bakmak çok daha faydalı olacaktır.

    edit: adaların bırakılması konusundaki tarih karışıklılığı düzeltilmiştir. radmard ' a teşekkürler.

  • sümerler türkmüş

    böyle bir iddia var evet. bu iddia sümercedeki ve türkçe'deki ortak kelimelerden ileri gelmektedir. bunun dışında orta doğu din sisteminde sümer hikayelerinden kesitler de mevcut. ancak sümercedeki ve türkçedeki ortak kelimeler, ne sümerlileri türk, ne de türkleri sümerli yapmaz. tarihin ilk medeniyetinin türk olması olması elbette gurur vericidir. fakat sadece dildeki kelime benzerliklerine bakarak kesin bir yargıya varmak yanlış olur. dil akrabalıkları, dildeki benzer kelimelerden değil, cümle kuruluş yapısından ve bundan kaynaklı farklılıklardan ileri gelir. öyle ki, türkçede yaklaşık 5000 bin arapça, 4000 farsça ve 5000'den fazla fransızca kelime var. şimdi biz arap mıyız ? pers miyiz ? yoksa fransız mı ?

    sümercedeki ve türkçedeki bu benzerlikler, bize yine de şu sonucu verebilir; türkler m.ö 4000 yılında mezapotamyaya, anadoluya gelmişlerdir ve bir o kadar da eski medeniyete sahiplerdir.