larker113
profili

  • bir başkadır

    geyiğine söylemiyorum, cidden bak, sözlükte hatırı sayılır sayıda en az mehmet açar ve alin taşçıyan ikilisi ayarında hatta yorumlama, detaylandırma ve anlamlandırma açısından belki de onlardan çok daha ileri bir seviyeye konumlandırılabilecek eleştirmen bulunmakta. bu, neresinden bakılırsa bakılsın gayet takdir edilesi ve gurur verici bir şey bence. suser'ların yazdıklarını genel olarak okudum, neredeyse en ince ayrıntısına kadar söylenecek her şey söylenmiş, bu sebeple ben de, daha önce yazılanların tekrarına düşmekten kaçınarak kendi meşrebimde birkaç şey söylemek istiyorum sadece:

    --- spoiler ---

    varoşlarda, daha da açıklayıcı olmak gerekirse varoşun ana britannica karşılığıyla bağcılar'da büyüdüğüm ve her yazın daha tatil başlar başlamaz "köye gittiğimiz" için net bir şekilde söyleyebilirim, bizim gibi bir hatta bir buçuk ayağı memleketinde olan, orada geçirdiği anların bitişinin ardından geri dönerken içini hüzün kaplayan -ki neredeyse kırk yaşına girmek üzereyim, samsun'dan geri gelirken hala ağlamaklı olurum-, istanbul'a çalışmaya gelmiş bir kuşağın okumuş çocukları için köye gitmek, bir kaçış, bir saklanma, bir kurtulma, ana rahmine sığınma ve kendine özüne dönmektir çünkü köyde zaman izafiyet teorisini ispatlarcasına durur, yavaş akar bazen de tersine işler ve bu sayede kalabalık ve alabildiğince gri bu şehrin benlikte yarattığı onulmaz sanılan yaralar gerçek manada kapanmaya başlar.

    tam olarak bu nedenle, yasin, meryem ve diğerleri çoluk çocuk arabaya doluşup ruhiye'nin memleketine giderlerken aklıma gelen ilk şey, gittikleri yerde aradıkları huzuru bulup bulamayacakları idi. kaldı ki soru cevapsız kaldı ve istanbul'a geri döndüler. (aslında kümesteki tavukları kime emanet edeceklerini de merak etmediğim değil. bu bazılarına tuhaf, manasız hatta komik gelecek olsa da, yukarıda şöyle bir bahsettiğim köy hayatının kendine has rutinleri arasında gayet anlaşılabilir bir nokta aslında.)

    ilerleyen kısımda ise ruhiye'nin, bir psikiyatrın başka bir meslektaşına iki senede ve diğer psikiyatrın başlarda küçümsediği, -görüntüsünden dolayı, aslında içten içe biraz da aşağılayarak eski hizmetçisinin adıyla seslendiği- bir kadına, meryem'e tonlarca seans sonunda yaptıramadığını kendi başına yapmayı başarıp geçmişiyle olan kavgasını bitirip bitiremeyeceğini merak ediyordum, ki cevabımı son bölümde olumlu bir şekilde aldığımı diye düşünüyorum. bu noktada yazacaklarımı birkaç alıntıyla sonlandıracağım.

    ulaşılmaz arzu nesnesi objet petit a diskurunun yaratıcısı jacques lacan boşuna söylememiş:

    "usulüne göre gömülmeyen her şey sonradan hortlar. en çok da aşk."

    söz konusu nesneye, lacan'a nazire yaparcasına yeni bir mana katan konfüçyus ise gelecek nesillere şöyle seslenmiş:

    "en zor şey karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi yoksa."

    bundan yüzyıl öncesinde zamanın göreliliğini dünyaya haykıran albert einstein ise konuyu harika bir biçimde noktalandırmış:

    "hayatı yaşamanın iki yolu vardır: birincisi, hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak; ikincisi ise her şey mucizeymiş gibi."

    geçmişiyle yüzleşebilenlere, kara kedileriyle barışabilenlere ve mucizelere inanabilenlere gelsin...

    --- spoiler ---

  • kimseyi maskeni kapatır mısın diye uyaramamak

    geçenlerde eve doğru yürürken, 100-150 metre ileride polisin maske kontrolü yaptığını gördüm. biraz daha ilerledikten sonra üzerinde bulunduğum caddeye dik şekilde çıkan bir sokakta maskesiz halde yürüyen birini fark ettim. arkadaşı uyaracaktım ki bana sana ne benim maskemden dercesine el kol hareketi yaptı. ulan kamil ileride çevirme var diyemeden uzaklaştı ve az sonra polise yakalandı zaten ahah. inşallah şöyle afili bir ceza yemiştir dallamasyon kardeşimiz asdhasd.

  • cem yılmaz'ın erşan kuneri açıklaması

    iki yılda olmaz bir hafta içinde çekilmesi lazım dizinin.

    (bkz: ayda sevişenler)

  • irem derici'nin 15 gün kabız olması

    (bkz: 10-15 gün boyunca giren çok çıkan yoktu)

  • fransızca bilmeyen başlık açamasın kampanyası

    tu parles quoi, le different?

  • oğuzhan koç

    verdiği reklam paraları şahane. entry başı 50 lira haha.

    kendisini bir de en güzel ilahi okuma yarışmalarında görmek isterim şahsen. "sordum sarı çiçeğe bir entry kaç paradır" ile başlayabilir bence asgasd.

  • röportajda sıkıştırılan kızla ilgili karikatür

    başı açık müslümanları zan altında bırakarak kendi ayağına sıkmış yarrrrak gibi karikatür.

  • yazarların en çok para gömdüğü zevki

    sigara hiç içmedim, bütün arkadaşlarım ise delicesine içiyorlar. sigaranın fiyatını dahi bilmiyorum ama -atıyorum- 12 lira desek, ayda 360 lira yapıyor aşağı yukarı...

    peki sigara yerine ben neye para gömüyorum? hemen söyleyeyim. yıllık bazda toplamda daha az bir tutar karşılığında kendim için daha sağlıklı ve faydalı şeyler yapıyorum: her ay devamlı güncellediğim okuma listemden en az 5-6 kitap satın alıyorum, 2-4 civarı sinema ya da tiyatroya gidiyorum, tarihle iç içe bir coğrafyada yaşıyor olmamın avantajını da kullanarak en geç iki ayda bir daha önce gitmediğim yerlere gezmeye gidiyorum... bir de kalem tutkum var, farklı türlerde rengarenk kalemler alıyorum, bir sürü de kağıt elbet, yazıyorum, siliyorum, çiziyorum, yazıyorum, yazıyorum, yaşıyorum...

  • bana ne lan çıkmam sahaya

    altı tane attı raul garcia
    bütün yaşananlar resmen fazia
    bizim fudbolcuları gönderdiler çarşıya
    bana ne lan çıkmam sahaya

    not: gs :((

  • ekşi sözlük'teki gelmiş geçmiş en komik bkz kalıbı

  • bir erkeğin ağlaması

    ulan ahah. bilkent center big chefs'te hayvan gibi ağlıyorum hatunun karşısında aşk acısından. zerre tınmadı hanfendi. bir tabak kocaman pastayı da yedi karşımda bana zerre parça vermeden. sonra da siktir olup gitti. böyle aşkın ızdırabını sikeyim, hesabı da ben ödemiştim üstelik ajfljs.

  • öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    son zamanlarda recreational mathematics'e merak sardığım için, 'child prodigy' olarak da nitelendirilen srinivasa ramanujan ile birlikte matematiğin bu alanına -muhtemelen- en büyük katkıyı yapmış bir dehadan, john horton conway'dan bahsetmesem olmaz kanaatindeyim. kendisi, aynı zamanda mezunu olduğu university of cambridge matematik bölümünde ve de princeton university'de hocalık yapmış, john von neumann emeritus professor unvanına sahip bir süperstar. conway yıllarca sayılar teorisi, oyun teorisi ve kodlama teorisi üzerine uzun süre çalışmış ve bu kuramlarla ilgili hatırı sayılır sayıda makale yayınlamıştır.

    princeton.edu'daki sayfası ve oldukça mütevazı cv'si için lütfen:

    https://www.math.princeton.edu/people/john-conway
    https://www.math.princeton.edu/…017-03/conwaycv.pdf

    çalışmaları ve bulgularından bazıları:

    i) en bilinen ve önde gelen çalışması, tabii ki: conway's game of life*.

    "sıfır oyunculu, aslında deterministik ancak başlangıç koşullarındaki ufak değişikliklerin çok farklı sonuçlara yol açmasından ötürü kaos teorisinden de payını alan, bu anlamda bir nevi hayat simülasyonu olarak da gösterilen mükemmel bir oyun.

    oyunun kuralları şöyle: sonsuz büyüklükteki iki boyutlu, matrix şeklindeki bir düzlemdeki kare şeklindeki hücreler için, 2'den az komşusu olan hücre yalnızlıktan ölür, 2 ya da 3 komşusu olan hücre yaşamaya devam eder, 3'ten fazla komşusu olan hücre kalabalık için kaybolarak ölür, 3 komşusu olan ölü hücre dirilir; herhangi bir andaki ölü ya da diri bütün hücrelerin kaderi aynı adımda belirlenir."

    (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler/#84705332)

    oyun: http://web.mit.edu/…16/www/6170/gameoflife/gol.html
    onlarca nefes kesen simülasyon: https://www.youtube.com/watch?v=c2vgicfqawe

    deterministik: https://gfycat.com/dearfairazurevasesponge
    stokastik: https://gfycat.com/…alouswarlikeblackrussianterrier

    ii) conway dizisi: tamsayılar için soldan başlayarak ve sağa doğru giderek, denk gelinen sayıdan -sonda sayının kendisiyle birlikte- kaç adet yazıldığını içeren look and say sequence'in 3 ile başlayan versiyonuna conway dizisi adı verilir (oeis - a006715). aynı zamanda söz konusu bu sequence için -dejenere olarak nitelendirilen, başlangıç sayısı olarak 22 hariç- ardışık iki eleman orasındaki oran conway katsayısı olarak adlandırılır ve 1.303577269034... 'e eşit bu değer, katsayıları aşağıda verilen 71. dereceden polinomun tek pozitif reel köküdür:

    0 = -6 + 3x - 6x^2 + 12x^3 -4x^4 + 7x^5 - 7x^6 + x^7 + 5x^9 - 2x^10 - 4x^11- 12x^12 + 2x^13 + 7x^14 + 12x^15 - 7x^16 - 10x^17 - 4x^18 + 3x^19 + 9x^20 - 7x^21- 8x^23 + 14x^24 - 3x^25 + 9x^26 + 2x^27 - 3x^28 - 10x^29 - 2x^30 - 6x^31 + x^32 + 10x^33 - 3x^34 + x^35 + 7x^36 - 7x^37 + 7x^38 - 12x^39 - 5x^40 + 8x^41 + 6x^42+ 10x^43 - 8x^44 - 8x^45 - 7x^46 - 3x^47 + 9x^48 + x^49 + 6x^50 + 6x^51 - 2x^52 - 3x^53 - 10x^54 - 2x^55 + 3x^56 + 5x^57 + 2x^58 - x^59 - x^60 - x^61 - x^62 - x^63 + x^64 + 2x^65 + 2x^66 - x^67 - 2x^68 - x^69 + x^71.

    https://oeis.org/a137275
    http://mathworld.wolfram.com/conwaysconstant.html
    https://www.ams.org/…26-7/s1079-6762-97-00026-7.pdf

    iii) doomsday argument. bir diğer ifadeyle: (bkz: bir tarihin hangi güne denk geldiğini bulmak)

    john horton conway, her 400 senede tekrarlanan gregoryen takvim için gün/ay/yıl formatında verilen her tarihin hangi gününe denk geldiğinin zihinden bulunabileceği bir kural geliştirmiştir. söz konusu algoritmanın daha detaylı anlatımı için:

    (bkz: bir tarihin hangi güne denk geldiğini bulmak/#56651265)
    (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler/#74340292)

    iv) poligonal conway - coxeter friz düzeni çözümü.

    en üst sıranın 1 - 1 - 1 - 1 - ... şeklinde ilerlediği, sonraki sıralardaki elemanların değerinin doğu * batı - güney * kuzey = 1 eşitliği kullanılarak hesaplandığı ve en alttaki sıranın yine 1 - 1 - 1 - 1 - ... biçiminde olduğu iki boyutlu matematiksel friz düzenleri için çözümün aynı zamanda çokgenler yardımıyla da hesaplanabileceğini gösteren bu yöntem için:

    https://www.youtube.com/watch?v=0mxz-np-ray
    https://pdfs.semanticscholar.org/…43f0f295ef7fa.pdf
    https://arxiv.org/pdf/1412.1726.pdf
    https://en.wikipedia.org/wiki/frieze_group

    v) conway - paterson topolojik sprout oyunu.

    oyun alanı üzerinde muhtelif yerlere yerleştirilmiş n sayıda nokta ile başlanan iki oyunculu bu oyunda amaç, noktaları, kendisini ya da bir diğerini kesmeyen doğrusal ya da eğri çizgilerle birleştirerek (bir noktada en fazla üç tane çizgi birleşebilir) ve de bir sonraki adımda çizginin üzerinde bir başka nokta işaretleyerek rakibi hamlesiz bırakmak. conway ve paterson bu oyunun maksimum 3n - 1 adımda biteceğini ve deterministik olduğunu (yani birinci oyuncunun ilk hamlesi sonrası hangi tarafın kazanacağının aslında belirlenebileceğini) göstermiştir:

    https://www.youtube.com/watch?v=xkstgdn-4_m
    http://library.msri.org/…3/files/131105-lemoine.pdf
    https://en.wikipedia.org/wiki/sprouts_(game)
    https://nrich.maths.org/2413
    http://homepages.math.uic.edu/~kauffman/conway.pdf

  • orgazmdan daha zevkli anlar

    hayatımın en az beş senesinin amına koyan, düğünümüze kısa bir süre kala beni aldatıp başkasıyla evlenen kadının, sözlükte içimi döktüğüm bir başlığa seneler sonra "dibi gördüm, uğruna çok şeyi göze aldığım adam beni aldattı" minvalinde yazdığı entry'ye denk geldiğim o muhteşem, harika ve fantastik an.

    beter ol amına koyduğum.

  • ilkokul birinci sınıftan akılda kalanlar

    ilk gun deli gibi agladigimi, bu nedenle annemin disarida nobet tuttugunu; ucuncu ya da dorduncu gunden sonra artik alistigimi ve annemin benimle okula gelmedigini; ikinci haftanin sonunda mudur ve beraberindeki birkac ogretmenin mudur odasinda bana bazi sorular sorduklarini ve benim hepsini bildigimi, daha sonra okula annem ve babamin geldigini ve bana sinif atladigimi ve pazartesiden itibaren ikinci sinifa devam edecegimi soylediklerini; ayni gunun aksaminda ise o an ikinci sinifta olan ve artik beraber okuyacagimiz, mahalleden arkadaslarim ilhan ve mustafa ile birlikte eve kadar sevincten cilgincasina bagirarak kostugumuzu hatirliyorum.

  • arda turan'ın berkay'ın burnunu kırması

    milli takimdan arkadasi caner erkin'in intikamini almak icin yapmistir bunu adam kere adam. dur lan bu adam zamaninda caner'in de sacini cekip agzini burnunu kirmisti galatasaray antrenmaninda. adamlik reloaded hatta adamlik revolutions ahshs.

  • sözlükçülerin seks hariç hayal ettiği fantezileri

    is gorusmesinde insan kaynaklari muduru hatuna lafi kutur kutur soktuktan sonra usulca yanina yaklasip kulak memelerinden emerek...

    ohom bu fantezim de seks ile sonuclandi lan ahsha.

  • ilişkilerden edinilen tecrübe

    şurada yeterince yazmıştım gerçi: (bkz: #53049518)

    tek bir ekleme yapacağım.

    kendinize şu soruyu sorun:

    “onun için yaptıklarımı, yapmakta olduklarımı, yapmayı planladıklarımı o benim için yapar mıydı?”

    cevabınız hayır ise, o kişiyle ciddi bir birliktelik düşünmeyin.

  • hülya avşar'ın filmi için verdiği çıplak poz

    filmin her şeyi hülya avşar. oynayan, yazan, yöneten...

    umarım izleyen de bir tek o olur :)

  • ey netanyahu nükleer silahım var diye hava atma

    (bkz: ey netanyahu adanada pide ye)

  • danla bilic

    (bkz: stop making stupid people famous)

    oehhh.