pine14
profili

  • çekya

    pyd'yi teror orgutu olarak tanimamis, turkiye'nin interpol ve kirmizi bultenle aratmadigi adami bir de yetmezmis gibi 2015'de serbest birakip 3 sene sonra "onu bize versene pampa" diyenleri elestirmek yerine, hakkinda arama olmayan adami teslim etmeyen cekya'ya saydiran muthis zeki insanlariny yasadigi ulke ile mecburen diplomatik iliskileri olan ulke.

    hanimis benim makarnacim, hanimis benim got gilim.

    edit: suradan bakabilirsiniz

    edit 2: opridon, soyle bir link paylasti benimle, o haberde soyle bir kisim soz konusu: "ankara ınterpol staff were informed of the arrest. the police will take the standard steps in line with the law,"". yani yakalandiginda turkiye interpol ofisine zaten bildirilmis. eger ki interpol aramasi olsaydi bildirilmesine ragmen serbest birakilmazdi diye dusunuyorum. sanirim yine stratejik derinligimizde bogulduk. yukarida bir arkadas guzel demisti, "apo'yu paketleyip getirenlerden serbest biraktigi adami arama karari cikartmadan baska ulkeden isteyen yonetimlere" ... ama bu konuya karsi cok guclu bir argumanimiz var tabi ki, o da ama yol yabti.

  • melih gökçek'in subliminal mesajlı tweet'i

    subliminale gerek yok adam direkt risktaker demiş *

  • cumhurbaşkanımızın asteğmenlik fotoğrafları

    o dönemde 2 yıllık okul mezunlarının da asteğmen olarak askerlik yapabildiğini bilmeyen göt kılları tarafından üniversite mezunu olduğunu ispatlamak için kullanılan fotoğraf.

    ben de yüksek lisansa askerlik fotoğrafımla başvurmuştum zaten. hatta bölümde bir abi var, sırf binbaşı olduğu için doktoraya başlattılar.

  • papa alioune ndiaye

    galatasaray'ın rakibini tutan, hayatında futbol yöneticiliği yapmamış bir taraftara galatasaray başkanlığını ver. sonra de ki "bu kulübü kimseye çaktırmadan batır ama usulüne uygun olsun".

    heh işte, o kişi ben olsaydım eğer ndiaye'yi 6 milyon euro bonservisle alır, yıllık da 2 milyon euro verirdim. daha fazlası paraları versem galatasaraylı olmadığım ortaya çıkar diye çekinirdim.

  • ülkede yaşanan her olaydan akp'yi sorumlu tutmak

    incilikli bilirtiyim akpli digilim, chpliyim, ama tiyyip cik yikisikli...

    yav he he

  • beşiktaş

    trabzonsporlu lemi, beşiktaş hakkında iki kelam etmiş,
    adam haklı beyler, haksızlığa uğramayanlar bilmez tabi:

    --- spoiler ---

    eski futbolcu ve spor yorumcusu lemi çelik, haber1903radyo’da yayınlanan “gündem beşiktaş” programına telefon bağlantısı ile katılarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. işte lemi çelik’in haber1903’e yaptığı açıklamalar:

    -bunu anlamamak için aptal olmak lazım
    - bülent yıldırım’ın atamalarının tesadüf olmadığını dile getiren lemi çelik;

    “müsabakalara atanan hakemlere ve müsabakalarda hakemlerin vermiş olduğu kararlara baktığınız zaman her şeyin apaçık ortada olduğunu görmektesiniz. bülent yıldırım, bütün trabzonspor-fenerbahçe müsabakalarına, özellikle son 10 yılda 5 tanesine atanmış. bu bir tesadüf olamaz. ayrıca trabzonspor-beşiktaş maçında trabzon’daydım, maçı izliyorum. o müsabakaya bülent yıldırım atanmış. tesadüf olduğunu düşündük ama beşiktaş’ın lehine 2 tane yüzde yüz penaltıyı vermedi ve mustafa yumlu’ya kırmızı kartı göstermedi. bülent yıldırım’ın yıllardır fenerbahçe’nin bütün kritik maçlarına atandığını ve bütün maçların fenerbahçe’nin lehine sonuçlandığını görüyoruz. trabzonspor-eskişehirspor maçında mustafa yumlu’nun attığı nizami golü vermeyerek şampiyonluğu engellediğini fenerbahçe’nin şampiyonluğundan önemli avantajlar sağladığını gördük. trabzon’da beşiktaş’ın lehine 2 tane penaltıyı vermeyen ve mustafa yumlu’ya kırmızı kartı göstermeyen bülent yıldırım’ın dürüst ve adaletli bir şekilde maç yönettiğine inanmıyorum. amacı trabzonspor, beşiktaş’ı yensin ve fenerbahçe biraz daha rahatlasın. bunu anlamamak için aptal olmak lazım” dedi.

    -beşiktaş, şampiyon olursa 2 yıl daha üst üste şampiyon olur
    - tff ve mhk’nın beşiktaş’ın şampiyonluğunu istemediğini belirten çelik;

    “burada sorun şu. beşiktaş’ın kadrosu hem galatasaray hem fenerbahçe hem de trabzonspor’un önünde. özellikle orta saha ve forvet bölgesi türkiye’de hiçbir takımda yok. fenerbahçe’nin defans bölgesi beşiktaş’tan daha iyi. bu şartlar beşiktaş şampiyonluğu elde ettiği zaman en az 2 yıl daha şampiyon. çünkü futbolda defans oyuncusu bulmak kolaydır. ama orta sahada oğuzhan, atiba, quaresma, sosa gibi, forvette gomez gibi oyuncular bulmak zordur. bu yüzden beşiktaş, bu sene şampiyon olursa en az 2 yıl daha üst üste şampiyon olur. türkiye’nin en iyi ve en olgun hocasına sahip. bütün camialarda ne kadar çok hoca problemi var ama beşiktaş’ta şenol güneş ile ilgili tek kelime yok. çünkü çok deneyimli ve çok başarılı bir teknik direktöre sahip. sayın başkan ve yönetim kurulu da mükemmel. polemiğe girmeden, takım üzerinde travma yaratacak olaylara müsaade etmeden yoluna devam ediyor. bu senenin şampiyonluğu sonrası gelecek senelerde de şampiyonluklar alınacağı için bunu şimdiden engellemek gerekiyor. çünkü beşiktaş’ın 2 yıl daha üst üste şampiyonluğu demek fenerbahçe ve galatasaray’ın geride kalması demek. bu da birçok medya ve yayıncı kuruluşun işine gelmiyor. onların derdi fenerbahçe ve galatasaray’ı aynı ispanya’daki gibi baş başa bırakmak. beşiktaş ve trabzonspor’u ise geride bırakarak sıradanlaştırmak. fakat bunu başaramayacaklar. ne beşiktaş’ın ruhu ne de trabzonspor’un ruhu buna müsaade etmeyecektir. galatasaray darmadağın olmuş, toparlanması zor. fenerbahçe’nin de geriye gidişi var. fenerbahçe’nin en iyi bölgesi sağ ve sol bek. bir takım sağ bek ve sol bekle gider mi? yıllardır fenerbahçe’nin en önemli yıldızları orta saha ve forvetteydi. ama şimdi bu bölgelerden istenilen performansı alamadı. dünya kadar da para harcadı. şu anda tamamıyla mhk’nin yardımına ihtiyaç var. orada da belli bir grubun fenerbahçe lehine nasıl çalıştığını görmekteyiz. fenerbahçeli arkadaşlar, “lemi bizi sevmiyor mu?” diyecek. ben futbolun adaletli oynanmasını istiyorum. kimsenin hakkının yenmesini istemiyorum. hak edeninin değil de her zaman güçlü olanın kazandığı bir ülkede mi yaşayacağız? biraz da hak eden kazansın. bizim isyanımız bu. bülent yıldırım, ali palabıyık, serkan çınar, cüneyt çakır’a bakın. cüneyt çakır, dünyanın en iyi hakemi ve isterse hatasız olarak bütün maçları yönetir. o kadar kaliteli hakem. ama mhk başındaki insan ve tff, müsaade ederse bu insanlar yapar. maalesef istemiyorlar. bu işin gerçeği bu” dedi.

    -birilerine hizmet ediyorlar ve doğruları söylemiyorlar
    - beşiktaş’ın çok rahat şampiyon olması gerektiğini ancak birilerini peşine
    taktıklarını söyleyen lemi çelik;

    “son 4 haftada beşiktaşlı sinan engin’in konuşmalarını görüyorsunuz. beşiktaşlı ama kimi savunduğu belli değil. geçmişte de böyle birçok spor yazarı örnek verebilirim. ama bir güç herkesi teslim almış. birilerine hizmet ediyorlar ve doğruları söylemiyorlar. oynana futbol, oyuncu kadrosuyla şampiyonluğu açık ara beşiktaş hak ediyor. niye kimse bundan bahsetmiyor? beşiktaş’ın oynadığı futbolu hangi takım ortaya koyuyor? bu kadar hızlı oynayan başka takım var mı? bütün spor kamuoyu beşiktaş’ın oynadığı futboldan zevk alıyor. beşiktaş’ın çok rahat şampiyon olması gerekiyor. ama birilerini peşine takıyorlar. fenerbahçe, eskişehir’de haksız bir penaltıyla maçı kazandı. rizespor maçı yine aynı şekilde. 2 maçta 3 tane penaltı mı olur? bunların 2’si de yüzde yüz penaltı değil, biri isi verilir ya da verilmez. bu kadar olmaz kardeşim. yıllardır aynı senaryoyu izlemekten bıktık. artık yeter” dedi.

    -tff başkanı, beşiktaş’ın şampiyonluğunu istemeyecektir
    - tff başkanı yıldırım demirören’i eleştiren çelik;

    “taraftar isyan edecek. beşiktaş’ın hakkı yenildiği zaman taraftar toplanacak tff’nin riva’daki tesislerini basacak. hakkını isteyecek ve takımının mağdur olmasını istemeyecek. eğer beşiktaşlı eski başkan 50 milyon tl’den borcu alıp da 750 milyon tl’de bırakıp beşiktaş’ı batırarak tff başkanı oluyorsa tabii ki de beşiktaş’ın şampiyonluğunu istemeyecektir. beşiktaş’ın iyiliğini isteyen bir insan beşiktaş’ı o hale getirmezdi. niye istesin ki? durum budur. hakemler de yanlış yapabilir ve hatalı kararlar verebilir. ama bu hakem hataları bu kadar tesadüf olmaz. bizleri aptal yerine koymasınlar. neyin ne olduğunu görüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

    --- spoiler ---

  • 2016 turizm krizi

    burada turizmcilere bu kadar nefret kusan hortumcuları hiç anlamıyorum.
    bu krizin ucu size de asşdkfhasşkdfhşad ahahaha.....
    ucu değil, isterse gövdesi bile dokunsa bu anadolu çomarlarının açlıktan ölmesini zevkle izlediğim, ağladıkları entryleri okudukça keyif sigarası yaktığım kriz.
    geçen bir barzo yazmıştı da cevap vermeye bile üşenmiştim. demiş ki, orada krizden dolayı işten çıkacaklar işsizlik artıracağı için senin ortamının rekabetini de arttıracak, işini tehlikeye atacak.
    bak bak bak, barzoya bak, patates soyup sarhoş yabancı turiste sürtünen bu barzolar benim iş alanımı tehdit edecekmiş. pazartesi raporları masama bekliyorum....

    evet anasını satayım, bu akp'ye oy vermiş herkese artık üstten bakıyorum, işte bu yüzden iktidar olamayacaksınız geyiklerinizin de allah belasını versin pedofili sevici, naylon çoraplı ak parti göt kılları sizi. daha beter olun. evinize ekmek götüremeyin, açlıktan çocuk yapamayın da daha çocukken tecavüz edebileceğiniz bir birey getirmeyin dünya'ya. teker teker, hamamböcekleri gibi sürünerek ölün ve bitin.

    viva la 2016 turizm krizi.

  • burcu bakdur

    küçük okan bayülgen ekşi sözlük'e kızmış

    yazık, şu yukarıdaki videodan sonra bence dibi görmüştür. dişlerini fırçalamıyor korkunçlu kadın diye yorum alınca nedense fanlarına bir nihat doğan, bir hülya avşar tadında sohbet kisvesi altında basın açıklaması yapmış. videonun sonunda da çok güzel bir şiir okumuş tabi. hepiniz gibi ben de insanım, yüklenmeyin çok bilmişler demiş.

    hakkında çok güzel yorumlar yapılırken fanlarına seslenme gereği duymamıştı ama topu topu 3 gün eleştirilince "saksı değilim ben, en çok bana soracaksınız" olmuş. ego çok güzel gelsene .. buraya yükleneceğine biraz öz eleştiri yapsaydı, yahu 3 günde 300 entryle 'benim "hayat biriktirdiklerinizdir" videoma takmışlar, bu kadar olumlu yorumlar alırken bir anda ne oldu acaba' diye düşünse belki bu cevap videosunu yayınlamazdı. bu kadar farklı görüşten insanların olduğu bir ortamda, bir sürü seveni varken (hala vardır muhtemelen) son günlerde hep olumsuz eleştiriler almasını ille de art niyet olarak yorumlamasaydı keşke. sonuçta sosyal medya, insanlar fikirlerini anonim bir şekilde bu yöntemle paylaşıyor. seni pucca'yı eleştiriğinden daha farklı eleştirmesi için sebep ne olabilir ki? yani sosyal statü ve üretim olarak farkınız mı var? belki eğitim ve kültür olarak vardır (ki ben olduğuna inanıyorum) ama sosyal medyada üretim adına hiç bir fark yok, aynı yolu seçmişsiniz. biri ucuz kadın erkek hikayeleri üzerinden sosyal medyada popüler olmuş ve bu şekilde sponsorlar bulup anlamsız paralar kazanıyor. diğeri de bir konsept üzerinden kavramları tanımlayan kısa videolar çekip para kazanıyor. yani ikisinde de sanat yok, derinlik yok. bildiğimiz, kabul ettiğimiz, günlük hayatımızın bir parçası olmuş sosyal medya ürünleri var sadece. bu ürünlerin üzerinden popüler olmak ve anlamsızca paralar kazanmak ne kadar mantıklıysa, "ağzı olanın konuşup" eteğin, saçın, dişin, kilon vb. hakkında olumlu/olumsuz eleştiri yapması da bir o kadar normaldir. çünkü sen sosyal medyada bir meta olmayı seçtin. kapitalizmde de fast food metalar, üstün körü incelenir, saçma sapan, mantıksızca eleştirilir, alınır, satılır ya da atılırlar bu kadar basit.

    kendisini tanıyan bir ekşi sözlük yazarı arkadaşla konuşurken bana 'muhtemelen "cok da sikimdeydi senin ne dusundugun" diyordur' demişti(!) de ben de ona hala düşündüğüm şeyi söylemiştim; evet o yüzden seda sayan'ın bir tık üstünde bir seviyede cevap videosu çekme ihtiyacı duymuş, gerçekten de umurunda değilmiş. bunu da kısmi sansürlü ve cımbızlı yapmış (bkz: #58032016)

    hadi taylanlar, boralar, biraz övün hanım kızı da belli etmemeye çalıştığı öz güveni yerine gelsin. çik şikir çikmişsin bircicim ...

  • devletin futbol kulüplerinin borcunu üstlenmesi

    bir kaç dakika önce gazetede beliren bir habere göre gerçekleşecek olan durum.

    --- spoiler ---

    süper lig kulüplerinin 3.5 milyar lirayı bulan borçlarının üç devlet bankası tarafından üstlenilmesini ve 10 yıl gibi orta vadede düşük faizlerle yeniden yapılandırılmasını öngören projede geri sayım başladı.

    --- spoiler ---

    biz de hala gerizekalılar gibi oturmuş bu takımları tutup, bu takımlar için para harcayıp, sevinip, üzülüp birbirimize küfürler ediyoruz.

    çalışan emekçinin ne günahı var? devlet kimden yarattığı kaynakla kimin borcunu yapılandırıyor? ellerinde purolarla istediği taraftarı dövdüren başkanların yönettikleri kulüplerin mi?

    bu kadar büyük bir haksızlık, adaletsizlik olur mu? batsın o kulüpler. madem yatırımları yanlış yönetmişler o zaman batsınlar da daha düzgün davranan, ayağını yorganına göre uzatan kulüpler alıp bayrağı taşısın (bkz: altınordu). neden benim vergilerimle güçlenen bankalar 2-3 tane adamın elinde oyuncak olmuş ve neredeyse taraftarın hiç bir kesiminin kulüp içinde söz sahibi olamadı kulüplerin yaptıkları saçma harcamaların faturasını devlet ve dolayısıyla ben ödüyorum?

    futbolu spor olduğu için, rekabet olduğu için, takımını bir duruşu olduğu için seven bütün futbol sevelerin de bu durumu karşı tepki koyması şart.

    ne hikmetse yavaş yavaş 4 büyüklerden ikisinin batma noktasına geldiği ve çözüm üretemediği bir döneme denk gelmiş bir durumda sevgili devletimiz bu işe el atıyor.

    edit: bu entry belli bir takım düşmanlığı ile yazılmamıştır, adettendir, beşiktaşlıyım. ama bazıları dalga geçse de bir çok beşiktalı için rahmetli seba'nın "iyi insan olunmadan iyi beşiktaşlı olunmaz" sözü bizim için rehberlerden biridir. bu kanun sırf beşiktaş için çıkacak olsa daha da ağır eleştirirdim. hatta bundan altı ay bir sene önceye kadar beşiktaş ve galatasaray'ın vergi borçu faizleri affedilmişti de sinirden kudurmuştum. hiç kimsenin, beşiktaş'ın dahil yetimin hakkı olan paralarla hava atma lüksü yok. lakin görünen son durumda fenerbahçe ve beşiktaş borçları konusunda epey rahatlar. atanmış borçlar, gelir gider planı tıkır tıkır işliyor, o yüzden borsa'da olduğu için battığını söylemeyi olabildiğince geciktiren trabzonspor ve dibi görmüş, devletin insafına kalmış galatasaray'ı daha çok ilgilendiren, daha çok onların çıkarına olan bir durum. başta da söylediğim gibi, eğer beşiktaşın menfaatine bir olay olsaydı daha çok isyan ederdim, hele hele holiganlıktan gözüm döndüğü için gs'in uefa raporunda aylan kurdi'yi kullanması başlığındaki bazı haysiyetsizler gibi aylan'ın sahile vurmuş cansız bedeninin fotoğrafının uefa savunmasında kullanımasını savunmaya çalışmazdım. evet, futbol çok güzeldir, ben aşığım mesela. beşiktaş ve futbolsuz bir hayat düşünemiyorum. ama insanlık, ahlak, saygı, dürüstlük bunlardan çok daha değerlidir. futbol ve beşiktaş bu değerlerin alt kümesidir ki, bu değerleri kaybedersek futbol ve tuttuğumuz takımlar da anlamsızlaşır. bırakın, hatalarından dolayı tuttuğumuz takımlar gerekirse küme düşsün ama biz aynı gururla alt liglerde desteklemeye devam edelim. şampiyonluk için el etek öpmeyelim, savaştan kaçarken ölenleri, batırdıkları ekonomileri savunurken bahane olarak kullananları savunmayalım, 80 milyonun vergisini bir siktiri boktan takım iyi yönetilemedi diye kendi emekleriymiş gibi hibe edenlere karşı duralım.

    ya da en kaba tabirle johann sebastian'ın entrysinde de belirttiği gibi, daha iki kelimeyi yan yana getiremeyen sikik futbolcuların onlar gibi iki kelimeyi yan yana getiremeyen işsiz eşleri lamborghini'ye, ferrari'ye binecek diye neden ben para vereyim ki?

  • 7 ocak 2016 dolar kuru

    oncelikle (bkz: #57546131)
    alinti
    kura gelirsek, yükseliş dış gelişmeler kaynaklı. gelişmekte olan ülkelerin başını çeken çin borsasındaki sallantı bütün gelişmekte olan ülkelere yansıyor. büyük yatırımcılar gelişmekte olan ülkelerde paralarının çok güvende olmadıklarını hissettiklerinden daha güvenli liman olan ve fed'in faiz arttırmasıyla gittikçe cazibesi artan dolara dönüş yapıyorlar. fed'in 2016 yılında kademeli faiz artışına devam etmesi doları diğer para birimleri karşısında daha güçlü yapabilir.
    alinti

    derdimi kufur etmeden anlatmaya calisacagim:

    yahu kardesim, biz de onu diyoruz iste. bu akp dusmanligi degil, akp'nin yalanlarina inanmayanlara her seferinde vatan haini demenize ragmen hakli cikmanin rahatligi! kendin demissin gelismekte olan ulke. yahu dunya piyasalari 15 yildir sut liman iken sen hala gelismekte olan ekonomi isen, bir adim ileri gidememissen istikrar goygoyuna sicayim ben senin. bu mu istikrardan anladigin, yerinde saymak mi? 15 yilda ekonomiyi yalanci bir sekilde insaat ve onun sayesinde finans sektoru ile gelistirdigine dair goz boyamalarin bu ulkeye ne katti? hic bir sey. gelismekte olan ulkede dolar 2 yil icinde %50 yukselir mi? ama biz vatan hainiyiz degil mi?

    yaklasik 2 sene once soylemeye basladim, ustelik buraya referans vermeden once tekrardan kendim de gozden gecirdim, resmen underrated yokrumlar yapmisim, bugun geldigi noktayi bile mart-nisan 2016 demisim. (bkz: 2015 ekonomik krizi/@pine)

    dun yazanlar arasinda bir tanesi gozume carpmisti, dalgali kurda olur inis cikislar diyor. iyi de o inis cikis araliklarini turevini aldiginda zaten cikis trendli bir cizgi elde ediyorsun. ne demek bu, yani dalgali sirasiyla diyelim 2.20 - 2.35 - 2.25 - 2.50 - 2.40 - ..... - 3.00 !!! arada inisler gosterse de geldigi nokta belli. evet ne recep tayyip erdogan'i, ne de onu destekleyenleri sevmiyorum. ama o gitsin diye ulke batsin derdinde degilim. ulke zaten batiyor, bunu #uzunadam askindan goremeyenlere benim garezim. asgari maasla osmanlicilik oynayanlarla. madem oyle kardesim, madem bu geminin kaptani sizsiniz, madem milli irade. o zaman gosterin maharetlerinizi gorelim. ama oyle amerika faizi dusuk tutup kapitalleri gelismekte olan ulkelere gonderip oralarin ekonomileri gorece stabil kalirken "bahh nasil da sahlandirdi ekonomiyi, helal olsun uzun adam" deyip, amerika parayi geri cagirinca "ya bunlar hep dis piyasadan, dunya'da kriz var zaten" diyerek degil, delikanli gibi! 15 yilda tarim ulkesi tarimda sinif atladi mi? bilakis dustu. teknoloji de atilim yapti mi? bilakis namaz kilan robottan oteye gidemedi. kabul edin artik. bu ulkeye virus gibi yayilip iyice hasta ettiniz akpliler. bu konuyla ilgili diger entrylerimde de hep bitirdigim gibi: "bunlar daha iyi gunler". gotunuzden donunuzu, salonunuzdan oturma takimlarini, elinizden iphonelarinizi aldiklarinda gorecegim ben sizi. evet, bana giren cikan yok. cunku ben basindan beri sizin gibi osmanlicilik hayalleri kurmadim. dun de fakirdim, bugun de fakirim ama yarin sizin kalacaginiz gibi bir ekmege muhtac hale gelmeyecegim. o gunler geldiginde size ekmek veren de, sizinle ekmek paylasan da namerttir. biz zaten bugun paylasacaklarimizla paylasiyoruz azimizi. yarin da yine onlarla paylasariz. ta ki siz yok olup bu topraklar tekrar temizlenene kadar.

  • vodafone arena

    abi cidden, su galatasaraylilar kadar cingen, gorgusuz ve cahil adamlar topluluyla yuz yildan fazladir ayni ligde rekabet etmek zorunda kaliyoruz ya, bir de zaten kac milyar yillik evrende "malum" herifin donemine denk geldik, su besiktas da olmasa cekilir cile degil vallahi hee...

    simdi bazen fenerlilerle filan da kapisiyoruz, atisiyoruz ya, hazir boyle agir bir gerginlik yokken, yani beyin hucrelerimizi kullanabiliyorken fenerli arkadaslarima tek tavsiyem suradaki erkek kezban tayfasi galatasarayli trolleri okusunlar ve asla o seviyeye inmesinler hic bir tartismada.

    elli milyon defa acikladik ama beyni gercekten bir serceninki kadar kucuk bu mahluklar anlamiyor. kendince aciklama yaparken rezil oluyor. bak ne demis seri uretimin son ornegi bir cimbomlu angut:

    "o stad bizim vergilerimizle yapildi diyen hakkaniyetli bjkliler, simdi hemen bugun, paylarina dusen miktari bir zahmet hesaplayip, galatasaray spor kulubune bagislamalilar." == lan oglum geri zekali taklidi mi yapiyorsun yoksa bu yasa kadar gercekten bala gote mi geldin sen? zaten hakkimiz varsa vergilerimizle bir de ayni miktarda parayi neden gs kulubune bagislayalim. sizin omru hayatinizda elinizi cebinize atmamaktan iyice beyniniz sulanmis. istiyorsunuz ki surekli herkes sizin icin bir seyler yapsin. iste bu yuzden kezbansiniz.

    "ustelik turkiye'de tum stadlar, saracoglu ve inonu de dahil olmak uzere spor genel mudurlugunun, yani devletin malidir. fakat nasil ki hic bir guc feneri kadikoyden, besiktasi dolmabahce'den cikaramazsa, eger kulubun rizasi olmasaydi galatasaray'i da mecidiyekoyden cikaramazdi." == ehh iste mal evladim, biz de aynisi diyoruz. besiktas gibi camiayi, fenerbahce gibi camiayi oyle kolay sindirip yerinden yurdundan evinden edemezsin. ancak karaktersiz, olumune seviyorum dedigi kulubun evine bile sahip cikamayan, 200-300 milyonu gorunce gotu basi ayri oynayip hemen tarihini satan adamlari rahatlikla siktir edersin, kapis?!

    ""allahin unuttugu yer", "dagin basi" falan diye akillari sira dalga gectikleri yer de maslaga, levente 5 dk., eski stadyuma 15 dk. mesafede. ustelik istanbul'un cogu yerinden o dagin basina ulasmak, dolmabahce'ye ulasmaktan ya daha kolay, ya da neredeyse ayni zamani aliyor." == ya zaten buna inanmis bir adama hic bir sey anlatamazsin, bu adam ayni dunyanin duz oldugunu savunan turk abi var ya, iste onun kadar beyin sinirlerini kullaniyor hayatta.

    kisacasi, mabedin acilmasina az kaldi, cidden besiktas taraftari derbiler icin artik yonetime baski yapip rakip taraftari da almasi icin ugras gostersin. gelsinler misafirimiz olsunlar maclarda, o havayi bir solusunlar. kimin kaybedip kazandigi onemli degil, o mactan 1 hafta sonra sen seyrantepe'ye "sayin ibb baskanim, metrolari biraz daha gec saate uzatir misiniz lutfen" derken biz de 2 hafta sonra yine agacli yolda, elde biralarimiz, her birimizin cocukluk anilari, rahmetlilerimizin huzunleri ve besiktasimizin sevgisi omzumuzda gundogdu'yu soyleyerek stadyuma yuruyecegiz.

  • eski chp'liyim ama 1 kasım'da oy akparti'ye

    (bkz: çevreni sikeyim)

  • recep tayyip erdoğan

    erdogan'in 13 yil icinde nereden nereye gelmek istedigini gosterecek bir suru ornek varken bence en son ve en nadide sosyolojik yorumlamalari yapmaya yarayani yeni milletvekili (bkz: abdurrahim boynukalın)

    erdogan iktidara gelirken ve geldiksen sonra da uzun sure yapmak istedigi degisimler icin hep dialog yolunu zorladi. o kadar ki, yapmak istedigi degisiklikler sacma olsa bile surekli alternatif ve dialog yolu sundugu icin sempatik gorundu ve hep sanki hakliymis izlenimi olustu. sonra ne oldu? guc sarhosu oldu tabi ki de. ozellikle gezi doneminden sonra adeta bir bickin delikanli gibi "hadi bakalim el mi yaman bey mi yaman" tavrina girdi. bunun en son ornegi de ilk paragrafta bahsettigimiz yeni milletvekili.

    erdogan her ne kadar oyle ahim sahim zeki bir adam olmasa da abdurrahim boynukalın'in kendi ve partinin imajina verdigi zarari farkinda olmamasi mumkun degil. ustelik soyle de bir sey var. bu sahis genclik teskilati baskani, yani ak partinin yetistirdigi, 10 yildir egitim verip her turlu imkani sundugu genclerin lideri. dusunebiliyor musun?! o kadar imkana ragmen, "gok kiliyig" seviyesinde bir parti olmadiklarini gostermek icin tabanlarina yaptiklari o kadar egitim yatirimina ragmen cikarabildikleri en kaliteli adam bu! cabuk sinirlenen, sinirlendigi zaman maskesi dusen ve cahilce saldiran bir adam, ustelik secebileceginiz en iyisi de bu.

    bu ornek bile recep tayyip'in er ya da gec, hatta belki sanildigi kadar gec bile degil kesin ve kesin duseceginin kaniti. bunu gonul rahatligiyla yaziyorum; recep tayyip erdogan artik sona geldi, iktidari ve gucu kaybetmenin esiginde. bunu kaybetmemek icin elinden geleni ardina koymuyor ve kendini her anlamda guclu gostermeye calisiyor. gazetelerde sayfalarca pohpohlamalar, polis gucleri, ekranda kukremeleri ve 3-5 tane militaninin gazete basmasi bu gercegi degistirmez korkmayin.

    kendisine 15 yil once yapma bir karakter cizilmis bir adam icin fazla bile uzun omurlu oldu. imam hatip sinif arkadaslarindan gecilmezken bir tane bile univesiteden sinif arkadasi bulunamayan bu karakterin de miladi ha doldu ha dolacak. icim o kadar rahat ki, erdogan degistirmeye calistigi rejimin evlatlariyla bogulacak. ben hic bir zaman turkiye'yi bir avrupa ulkesi olarak gormedim, kulturel olarak orta dogu'ya daha yakin buldum, ama bugun ki bok cukuru olan degil, gecmisteki orta doguya. piyonlarina karakter cizenler en cok da bunda yanildi sanirim, turkiye bir orta dogu ulkesi olmasina ragmen neredeyse her birinin gecmisini sekillendirmis bir imparatorlukluktan dogmus, bolgenin en guclu devlet kulturu olan cumhuriyetidir. o yuzden erdogan da bu rejim karsisinda ayni abdurrahim boynukalın'in hurriyet gazetesi onunde kaldigi caresiz, egitimsiz, sinifsiz biri gibi kaliyor.

    "hic bir diktator ic savas cikarmadan gitmez" sozu geliyor aklima, sonra da bildigim son diktatorlerden kaddafi'nin gotunde pasli demirle olan son hali, icim rahat ...

  • türkiye'den siktir olup gitmek

    biliyorum okuma ile pek iyi anlaşamıyorsun "siktirin gidin"ci kardeşim, sadece konuşmayı ve özellikle boş konuşmayı seviyorsun ama olsun, zaten sana değil bu satırlar. bu satırlar kaçmak isteyenlere onları cesaretlendirme satırları.

    iç savaşın ülkesini dünya'nın göt deliği coğrafyasının en çirkin basuruna çevirmiş suriyeliler bile "türklerde iman yok hristiyanlar daha iyi" dediğinde, ölümü göze alarak botlarla türkiye'den kaçmaya çalışan suriyeliler varken sen hala vatan millet sakarya edebiyatı yapıyorsun. ne de olsa sahte can yeleği satan esnafın akrabasısın sen.

    isveç idi sanırm, tam emin olamadım. geçen hafta çok vatansever türkler padişahlarının gazına geliyor, bulunduğu yerdeki hdp binasına saldırmaya çalışıyor. polis de çok sakin tek bir anons geçiyor: "binaya girmeye/saldırmaya çalışan olursa anında oturum iznine el konulup sınır dışı edilecektir". tabi bizim cevval vatanseverler yer mi böyle numaraları, yine de saldırıyor binaya. şaka lan şaka ne saldırması, götüm götüm dağılıyorlar. çünkü bu çakma milliyetçiler bile kendi ülkesine, vatanına dönmekten korkuyor. o yüzden siz laf kalabalığı yapan siktir gitçileri ciddiye almayın.

    şimdi gelelim cesaretlendirme kısmına. ben bu eylemi yıllar önce yapmıştım. artist artist "bu ülkede artık yaşanmaz yaee"deyip topladım bavulu kaçtım ki aslında o zamanlar yaşanılır bir ülkeymiş, bugün kaçmayanlar bence delidir. önünüzde iki ihtimal var. ya atlayıp medeni bir ülkeye sıfırdan başlamaya gideceksiniz. mesela almanya, güney kore, avustralya, amerika, hatta arjantin, kuzey avrupa ülkeleri filan. bir şekilde önce masterdı bok püsürdü derken kapağı atacaksınız, sonra türkiye'de hayatta kalmak için harcadığınız enerjinin yarısını harcayıp daha iyi bir hayat süreceksiniz. zaten türkiye'de de bir bok olacağınız yok, kandırmayın kendinizi. en fazla emeklilik dolana kadar işten kovulmaz sonra da ayvalık'da yazlıkta huzurla ölürsünüz. ya da diğer bir olasılık olarak iş bağlantılarınızı kullanıp kendinizi yurt dışı ofislerine aldıracaksınız çalıştığınız kurumun. bu tabi herkes için kolay bir olasılık değil ama olanlar değerlendirmeli.

    siz bakmayın bizim bir arkadaş çok eğitimliydi gitti oralarda sefil oldu, çocuğun gözünün rengi kaçtı hikayelerine. umutsuz olmayın. türkiye'de eş dost akraba ile iş bulan, ailesinin ve sosyal çevresinin hadi benim aslanıma gazına inanmış adamların gerçek hayatta tutunması zaten eşyanın tabiatına aykırı olurdu. ayda 15 bin lira kazanan esnafların yurt dışında sürünmesi kadar normal bir şey yok. çünkü kurallar ve kanunlar her şeyden önce gelir. vergi kaçıramazsın, sahte bozuk hileli ürün satamazsın, eş dost akraba ortaklaşa devleti dolandıramazsın.

    birileri yukarıda demiş, türkiye'de yaşama gözlerini açmak oyuna hard level ile başlamak gibidir diye, doğru. çıkarcılık ve kayırma artık toplumun iliklerine işlediği için pek rahat emin olamıyor insan. ama hayatınızda bir kere eş dost akraba sayesinde işe girmediyseniz, reklam ajansında çalışıyorum, çok cool ya deyip kendi sosyal çevrenizle kendiniz çalıp kendiniz oynamıyorsanız, sadece ve sadece diplomanız, dil bilginiz ve eğitiminiz sayesinde aracısız yaptığınız işlere başvurup kazandıysanız ve başarılı olduysanız bir çok batı ülkesinde çok ama çok mutlu ve rahat hayatlar sürersiniz.

    bri kaç ay önce türkiye'den en yakın arkadaşlarımdan biri geldi beni ziyarete. hoş beş sohbetten sonra oturduk türkiye'yi konuştuk. abi dedi, herkes ay sonunu kredi kartı ile getiriyor, doludan alıp boşa koyup çevirmeye çalışıyor filan dedi, üzüldüm. sonra şehre vurduk kendimizi, sağı solu gösterdim, ne diyorsun dedim. abi bana bir şey bul burada geleyim! bu adam türkiye'de kendi sektöründe bilinen bir adam, yani boş beleş biri de değil.

    şimdi batı medeniyetinin ahlaksızlığı denen ama aslında bizi unutturulmaya çalışılsa da anne babalarımın yapabildiği şeyleri ben ilk defa yurt dışına gelince yapabilmeye başladım. ne kadar da güzelmiş yeşilliğe nazır bir çay bahçesinde biranı alıp kitabını okumak. insanların kibar olması, sakin, yapıcı olması. ilk geldiğimde türkiye'den alışkanlık 10-20 dakikada bir elim göt cebime gider cüzdanı kontrol ederdim. şimdi sırt çantamı, montumu filan masada tek başına bırakıp açık alan yerde tuvalete gidiyorum. belki saçma gelecek bazılarınıza ama bu çok önemli bir ayrıntı. düşün ki bir ülkede işsizlik maaşı ile geçinen adamlar bile haftada bir dışarıda yemeye, kahve içmeye filan gidebiliyor. akademik çalışanların neredeyse maaşının yarısını biriktire bildiği bir yer düşün.

    vaktimiz yokmuş lan türkiye'de. her şey zor, her şey uzakmış. ben kendimi hobileri olan biri zannederdim, şimdi anlıyorum iç huzuru. aslında hafta sonu yelken sporu yapmak, yemek kurslarına gitmek, viski tadım kurslarına gitmek lüks ya da zenginlik değilmiş. çünkü o kursa part time çalışan üniversite öğrencileri de gidiyor. mahallende bırak spor salonunu, devletin yüzme havuzu olması bambaşkaymış. üstelik buranın belediye başkanı da karısı yüzecek diye havuzu halka kapatmıyor. hadi biraz spoiler vereyim, merkel'in yaşadığı "apartman dairesi"nin bulunduğu binanın girişinde kafede bira içip sohbet edebiliyorsun, hatta saat akşam 10'dan önce ise hahahağğoğğğ diye gülüp geyik yapabiliyorsun, kimse seni kolundan tutup vatana ihanet, paralelcilik ya da uzun oğlana hakaretten alıp götürmüyor.

    vatan sevgisi acı çekmek değildir, bu yüzden gitmekten utanmayın. dünya'ya bir kere geliyorsun ve her gün ölüm tehlikesi ile eğitimsiz çomarlarla aynı yerde yaşayıp aynı havayı solumak zorunda değilsin. anan baban kim bilir ne cefalar çekti seni okutup eğitimli bir birey yapmak için. cuma'da namaz kılıp çıkışta baldızına tecavüz eden orospu çocuklarıyla yaşayıp, bir götten bacak, kıl kuruk delikanlı tarafından bıçaklanıp öldürül diye değil.