rubydark13
profili

  • mahallemde sokak köpeği istemiyorum

    #144591327
    sen git ormanda yaşa öyleyse.

    bu köpektaparlar kadar dangalak bir kesim yok yemin ediyorum.
    devlet de hiç bir aksiyon almayarak bunların yanında zaten. vatandaş resmen kaderine terk edilmiş. daha kaç çocuğun ölmesi gerekecek bu köpeklerin toplanması için?

    görsel

    şu fotoğrafa bakıp yüreğiniz sızlamıyorsa kendi insanlığınızı sorgulayın.

  • kruvasan ve kahve ile kahvaltı yapma elitistliği

    sabah sabah insülin patlaması sonrası kan şekerinin aniden düşmesi elitistliğidir.

  • ilk buluşmayı 4 kelime ile mahvet

    benim kedilere alerjim var.

  • neden aşık oluyoruz

    aşk kendini değersizleştirmektir, ciddi psikolojik bir hastalıktır.
    bir erkek bir kadına aşık olduğunda onu adeta ilahlaştırır, tanrıça gibi görmeye başlar. o istediğinde bütün imkanlarını, kaynaklarını seferber etmeye hazırdır, gerektiğinde arkadaşlarını, hatta ailesini bile karşısına alır aşık olduğu kişi için. sonra kız bu kişinin ne kadar muhtaç, yıkık birisi olduğunu gördüğü an onu en iyi ihtimalle uzaklaştırır, eğer iyi kalpli biriyse. yok kötü biriyse, onu friendzone'lar, yedek listesine atar. gerçekten istediği erkeği elde edene kadar umut verip durur, ama bunlar sadece boş umutlardır. kızlar muhtaç erkeği sevmez, hatta böyle erkeklerden çoğu zaman tiksinirler, öyle olmazsa bile sadece acıyarak bakarlar.

    ama suç biz erkeklerde değil, yıllarca çocukluğumuzdan beri aşkın büyük bir erdem olduğuna inanarak yetiştirildik, hayatımız boyunca hep o "doğru" kişiyi beklememiz gerektiğine ve bir gün o kişiyle tanışıp sonsuza kadar mutlu olacağımıza inandırıldık. peki ne oldu? o aşık olduğumuz kadınlar hep başkalarına gitti, biz de üzüntüsünden çöllere düşen mecnunlar, aşkından dağları delen ferhatlar olduk hep. bu hikaye size bir yerden tanıdık geliyor mu?
    aşka, o doğru kişiyi bulacağımıza inandırılmak, çocukluğumuzdan beri hep bu yalanlara maruz kalmak, gerek ailelerimizin, gerekse medyanın bize yaptığı en büyük kötülüklerden biridir.

    böyle bir adamdan ne topluma, ne çalıştığı yere, ne sosyal hayatta arkadaş ve ailesine hiçbir hayır gelmez, aklı sürekli o aşık olduğu kişidedir, o aşık olduğu kız başkalarıyla gülüşüp eğlenirken, "kanka"larıyla tatile çıkıp sosyal medyadan fotoğraflarını paylaşırken bu zavallı aşık çocuğumuz sürekli kıskançlık ve acı içinde kendini yer durur, o kızda onun için özel hiçbir şey olmamasına rağmen, bu aptal kendini o kız için dünyaya geldiğine*, birbirleri için yaratıldığına çoktan inandırmıştır bile. nasıl inandırmasın? çocukluğundan beri hep bu masallarla, aşkı kutsayan, hayattaki tek amaçmış gibi gösteren filmlerle büyüdü. başka bir şey öğretilmedi ki.

    hayatta sizin için sadece tek bir kişi olduğuna inanmak istiyorsanız devam edin, ama siz hiçbir insan için dünyaya gelmediniz, kimse de sizin için dünyaya gelmedi. kendinizi bu kadar değersizleştirmek, varlık amacınızı tek bir insana yüklemek kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülük.

  • güvenilir erkek bulmanın çok zor olması

    günümüzdeki kadınlar güvenilir erkek bulmak değil güvenilmez erkek bulup onlara güvenmek istiyorlar da ondan.
    hiç kendinizi kandırmayın.

    bir de şu var, erkek hem çekici hem sizden başkasını gözü görmesin istiyorsunuz. peki siz bu erkeği hakediyor musunuz bi dönün de kendinize bakın önce.

  • kur 6 tl'nin üzerindeyken dolar alan insan

    hiçbirşeye güvenmediğim için alıyorum diyerek cevapladığım soru.

  • kızın vücuduna değil zekasına bakarım diyen erkek

    ne zeka tek başına yeterlidir ne de güzellik.

    zeka sizin karşıdaki insanı sevmenizi sağlamaz, karşıdakinin de sizi sevmesini.

    güzellik de aynı şekilde sadece ilk zamanlar sizi heyecanlandırır ama dünyanın en güzel tatlısını bile her gün yerseniz bıkarsınız.

    insanda zekadan veya güzellikten daha derin ve değerli bir şey vardır ve bir insanı sevmenizi sağlayan şey budur. o da karakterdir. ve malesef böyle bir insanı bulmak zeki veya güzel birini bulmaktan daha zordur.

    kusura bakmayın ama sırf zekaya veya sırf güzelliğe bakarım diyenler hepiniz robotsunuz.

  • periyodik bakım fiyatlarının 600 tl'den başlaması

    düpedüz türkiye'deki yetkili servislerin kazığıdır.

    standart bakım denilen periyodik bakımlarda değişen parçalar şunlardır:

    - motor yağı
    - yağ filtresi
    - hava filtresi
    - polen (havalandırma) filtresi

    şimdi bu parçaların maliyetlerini hesap edersek:

    - dünyaca ünlü yağ markalarının 4 litrelik yağları (80 tl gibi bir fiyata ortalama bir araç için yağ bulunabilmektedir)
    - yağ filtresi orjinal (25 tl)
    - hava filtresi (taş çatlasın 30 tl)
    - polen filtresi (en fazla 30-40 tl)

    bütün bunları toplarsak 80+25+30+40 = 175 tl
    gibi ortalama bir fiyat çıkmaktadır. kaldı ki yetkili servislerde asla o en kaliteli yağdan konulmaz ve konulan yağ varilden doldurulur. yani yağın birim fiyatı onlara çok daha ucuza mal olmaktadır. ,

    şimdi bunun üstüne 100 tl gibi bir abartılı işçilik ücreti koyalım: 175 + 100 = 275 tl.
    neden abartı dedim? çünkü bu işçiliğin gerçek değeri bunun çok daha altındadır. toplamda 20 dakika gibi bir zaman diliminde bu parçaların hepsi değişebilmektedir.

    yani bize bakımda abartılı bir fatura kesildiği taktirde bize çıkması gereken fiyat en fazla 275 tl dir.

    275 tl bile bir periyodik bakım için abartılı bir fiyatken, yetkili servisler sadece bu parçaların değiştiği ve başka hiçbir işlem yapılmayan bakımlara 600 tl gibi uçuk gibi fiyatlar istemektedir.

    bunu da nasıl istiyorlar? tabi ki aracın garanti kozunu öne sürerek. ve yine müşterilerini uzun süreler bu şekilde sağmak için, 5-6 yıl gibi aslında pek de bir şeyi kapsamayan garanti süreleri sunuyorlar.

    işin asıl trajikomik tarafı, bu parçaları kendi yetkili servislerinde değil de başka bir özel servise değiştirdiğiniz taktirde aracı garanti kapsamından çıkarmaları ya da çıkacağını iddia etmeleri.

    hala durumun vehametini anlamayanlar için, yetkili servisler tek bir çalışanın 20 dakika gibi bir sürede yapabileceği işçilik için sizden yaklaşık 450- 500 tl gibi bir işçilik ücreti alıyor.
    yani bir günde 500 tl kazanan, aylık maaşı 10 bin tl olan ve uzun yıllar okuyarak, çeşitli zorlukları aşarak ortalamanın üstünde kariyer yapmış birisinin 8 saatlik çalışmasının karşılığı ile herhangi bir uzmanlık gerekmeyen işte çalışan çırağın 20 dakikalık işi aynı ücrete denk gelmekte.

    dipnot: yukarıda bahsi geçen fiyatlar, ülkemiz şartlarındaki ortalama (premium sayılmayan) markaların yetkili servis ve parça fiyatlarıdır.

  • protein tozu

    şahsen ben protein tozuna inanmıyorum. yani kullandığım dönemdeki gelişimimle kullanmadığım dönemdeki gelişimim konusunda bir fark göremedim. ama inananlara da saygı duyarım. yani yıl olmuş 2016, protein tozuna inananlar ve inanmayanlar bence bir arada barış içinde yaşayabilmeli. ben bunu başarabileceğimize inanıyorum, inanmak istiyorum. artık protein tozu yüzünden savaşlar çıkmasın, inanmayanlara proteist, inananlara probaz gibi yakıştırmalar yapılmasın. protein tozuna inanan biriyle inanmayan biri neden arkadaş olamasın ki? herkesin inancı kendine sonuçta.

  • yaran fıkralar

  • tinder

    çok kasmaya gerek yok. türk kızlarının "acaba beğeniliyor muyum", "hala giderim var mı" şeklindeki marketing araştırmasıdır.

  • toyota corolla

    bazı arabalar vardır. park ettikten sonra arabadan uzaklaşırken son bir kez dönüp doya doya bakmak istersiniz.
    bu onlardan biri değil.

  • kız istemeye gidilen evde konunun siyasete gelmesi

    erkek tarafının, "yahu vermezsen verme, bize milletimiz yeteeeerrr!!11!" dedikten sonra sonlanacağı kız isteme faslı olacaktır.