crowley27
profili

  • 3 aralık 2022 hollanda abd maçı

    trt'nin leş spikerlerine inat babası yüzünden soyadını formasına bile yazdırmayan memphis depaya saygı duyarak sürekli memphis diyen spikere buradan sevgilerimi iletiyorum. işini düzgün yapmak budur işte.

  • khontkar

    adam ekşi sözlük ortamında kendisine sorulan soruya aşağıdaki cevabı vermiş.

    "3. ve muhtemelen ceza'nın günah keçisi olması gerekmeseydi herkesin amına koyardı. bu kadar basit."

    seni buraya çıkaranın amına koyayım ben asıl. iyice kahvehaneye çevirdiniz ortamı.

  • binali yıldırım'ın 15 temmuz için proje demesi

    hoşuma gitmeyen proje 15 temmuz, arkasından kahkahalar falan. ortamdaki herkes gülmeye başlar.

    o gece binali bey'in yönettiği ülkede 248 vatandaş hayatını kaybederken, 2196 vatandaş ise yaralandı.

    ve o günü gülerek anıyor binali bey, hem de proje diyerek.

    burada da birileri dil sürçmesi diye savunuyor. dilini geçtim arkadaş normal bir insan 248 insanın öldüğü bir günü espri ve gülerek mi anar.

  • claudio cesare prandelli

    her zaman diyorum, bu ülkeye gelen en asil ve düzgün teknik adamlardan biri atkılı diye dalga geçtiğiniz roberto mancini idi. adam kulübün transfer yapamayacak dar boğazda olduğunu gördü ve kendi istifasını verdi, tazminat için zerre uğraşmadı. istese söke söke alırdı ama centilmence davrandı.

    mancini'nin değerini umarım bir kez daha anlamışsınızdır.

  • 7 mayıs 2018 duşko toşiç'in oynaması

    fenerbahçe - beşiktaş maçı 80. dakikada tatil olsaydı, bu arkadaş da bir maçlık cezasını 10 dakika oynamayarak çekecekti demek.

    benim bildiğim yarım kalan maça aynı şartlarla devam edilir arkadaş. aynı kadro ve hakemle.

    hatta yarım kalan galatasaray - juventus maçına ertesi gün santra ile değil topun en son kaldığı yerden hakem atışıyla başlanmıştı. statta canlı tanığıydım.

    ya da şöyle diyelim. tosiç yarım kalan maçta kırmızı kart görmüş olsa kalanında oynamayarak aynı maçta kırmızı kart görüp, aynı maçta da cezasını mı tamamlayacaktı?

    neremiz doğru ki bu da doğru olsun.

  • fırat aydınus

    içime sinmiş hakemdir.

    olum bu maça kim verilse kulp bulacaktınız zaten.

    fırat bu sene çok güzel maçlar yönetti. ve verdiği her kararın da arkasındadır, futbolcuya açıklamasını yapar. vücut dilini başarılı kullanır.

    şahsen cüneyt gibi vereceği kararı 10 saniye düşünüp, sonuçlarını tartan, bulaşsam mı bulaşmasam mı diye eyyam yapan birinin verileceğine fırat gibi gördüğünü, içinden geçeni veren birini tercih ederim.

    dilerim ki güzel bir maç olur, fırat'ı değil de futbolu konuşuruz.

  • 4 şubat 2018 sivasspor galatasaray maçı

    rakiplerle puan farklarını arttıralım diye çıktığımız maç sonunda rakiplerimiz bizimle olan puan farkını azaltmış oldu.

  • igor tudor

    ligde şu an alanya ile birlikte 22 golle en fazla gol yiyen takıma karşı gomis gibi bir silahını 50 küsurda oyundan alan td.

    burada tek yarıda alanya 4, bir maçta akhisar 6 gol buldu.

    senin çapını sikeyim

  • younes belhanda

    burdaki ergenlere bakmayın, adam sürekli top kapıyor, ara pası veriyor. defansif yönü daha kuvvetli ve kritik yerlerde top kapıyor. mücadele gücü de yüksek. laubali evet katılıyorum ama etkili

  • sabri sarıoğlu

    vefaymış. milyon dolarların döndüğü piyasada sikerim vefayı arkadaş.

    15 senede adam kendini zerre ilerletmedi. adamakıllı orta açmayı öğrenemdi, altında ferrarisi, karısının altında ferrarisi, hala vefa muabbeti yapanlar var.

    özel sektörde böyle aynı seviyede devam edenleri anında postalarlar.

  • tmmob'un yetkilerinin elinden alınması

    merhaba arkadaşlar,

    tmmob'de zamanında çalışan, sonradan yönetim kurulu üyesi olan bir özel sektör çalışanı olarak buradaki bilgi kirliliğine son vermek için yazıyorum.

    tmmob bittabii ki eleştirilebilir, yaptıklarında doğal olarak eksiklikler olan bir örgüttür. ancak öyle paralı askerlerin dediği gibi üç beş kıytırık sebepten de kapatılsın denilecek bir örgüt asla ama asla değildir.

    öncelikle şöyle başlayayım. görüşüşünüz ne olursa olsun. beğenmediğiniz, eleştirdiğiniz bir kurum/kuruluş/adına ne derseniz deyin, zaten bir işe yaramıyordu kapansın dediğiniz anda kullanışlı piyonlar olduğunuzun farkına varın lütfen. salaklık yapmayın.

    bu ülkeden de memnun değilseniz kapatalım, başkaları mı işgal etsin. salak olmayın. burada paralı askerler tarafından yazılanlara itibar etmeyin. eleştirin, sonuna kadar, düzeltmeye çalışın. yanınızdayım. ama kapatın diyenlerle lütfen aynı safta olmayın.

    öyle her beğenmediğimiz kurumu/birliği/örgütü kapatcaksak işimiz var.

    sevgili mühendis ve mimar arkadaşlar veya adaylar veya sayın vatandaşlar;

    ben şimdi her türlü ortamda yaptığımız sunumlardaki anayasal maddelere atıfta bulunarak sizi resmi şeylerle bunaltmayacağım. gördüğüm kadarıyla zaten seviyemiz oldukça alt seviyelerde.

    siz mühendis adayı kardeşlerim, mezun olduğunuzda sizi işe alacak olanların, ilkokulu mezunu ve patron olup da sizin peşinizde olanların tek sebebi de sizin yaptığınız işler ve imzalarınızın bir yerlerde değerli olmasını sağlayan bu odalardır.

    başkalarına kalsa teknisyenlerin imzasıyla veya onayıyla her yerde işlerini hallaedebilecekken, odaların baskısıyla o işte yetkin olan mühendis ve mimar imzası olmadan bazı işlemler yürütülememektedir.

    şimdi buraya gelip de fütursuzca bu odalara aidat ödüyorum ama hiç bir faydasını görmüyorum diyen arkadaşlara son dönemdeki olaylardan örnek versem sasnırım yeterlidir.

    2016 senesinde yabancı mühendislerin hiç bir ön koşul ve denetime tabii olmadan ülkemizde çalışmasına ilişkin bir yasa çıkartılmaya çalışıldı. normalde ülkemizde çalışacak yabancı bir mühendisin diploma ve belgeleri tmmob tarafından incelenip onaylandıktan sonra, çalışma hayatına devam ederken, yeni tasarıda herhangi bir yabancı gerekli taahhütleri kişisel yaptıktan sonra "yani ben bu işe yeterliyim ve bu işi yapabilirim" dedikten sonra hiç bir belge aranmadan herşeye hazi olabilecekti.

    buna tmmob karşı çıktı ve kamuoyu yarattı. ve bu yasa tasarısı geri çekildi.

    aaaa bu tmmob denen örgüt hiç bir boka yaramıyor değil mi? aidat veriyorsunuz ama hiç yararını görmüyorsunuz di mi ?

    şu anda mühendis veya mimar olarak bi yerde işe giriyorsanız bundan dolayı????

    şu yasa geçse suriyeli veya bilmemnereli ben mühendisim diyewn bir çok insan şu an çok ucuza sizin koltuğunuzdaydı.

    bu sadece bir örnek.

    bu arada yönetimde içenler falan denmiş. bizzat içindeyim. odaların herhangi bir yönetim ve komisyonunda olanlar maaş almazlar, gönüllülükle hareket ederler. mesailerinden arta kalan zamanlarda bırakın içmeyi odanın ısmarladığı bir tostu bile yemeyen, hiçbir şekilde odaya masraf çıkarmayan insanlar tanıyorum.

    sonuç olarak odalarla ilgili eleştirebileceğimiz onlarca şey çıkar ve ben de yanında olurum. ama buraya hemen kapansınlar diyen troller'e kanmayın. aklınıza gelen her şeyi sorun, öğrenin.

  • 11 mart 2017 galatasaray gençlerbirliği maçı

    fırat bir çok hakemin es geçeceği eli gördü, helal olsun. çeju mal gibi eliyle oynamış.

    muslera'ya da helal olsun, kurtardı.

    tolga senin elini sikeyim.

    ikisi de net penaltı beyler sakin olun

  • rüştü reçber

    "...her maça ülkenin milli takımını kaos içnde hazırlamayı vazife edinmiş, kendisi ile çekişen, hatta söylediklerinin anlamını çözemez hale gelen bir ombudsman izlenimi veren, ülke içinde tartışılır hale gelen, saygıyı, sevgiyle değil de korku ve tehditle almaya çalışan sayın fatih terim, son 3 yıldır hiçbir şey vermediğin türk futboluna belki de en iyi katkıyı emekli olarak verebilirsiniz..."

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/…inanmiyoruz_40244230

  • zeytin

    2006 senesinde ergenliğimin doruklarında biriyken, depresyonumu nasıl yenerim konulu sempozyumlardan sonra eş dost tavsiyesiyle, kedi besleme, bir kediyle hayatımı paylaşma kararımı almıştım.

    aylardan da marttı. kedigiller sevişmişler, orgazm sigaralarını yakmışlar, dişi kedilerimiz de bunun sonucu olarak gebelik dönemine girmişlerdi.

    o esnada bakırköy'de çalıştığım için, civardaki veterinerlere de haber bırakmıştım.

    elinize tekir, sempatik bir şey gelirse, ben babası olurum.

    derken bir kaç hafta sonra telefon geldi, annelerini araba çarptığı için annesiz kalan 3 tekir için aranmıştım. veterinere gittiğimde kafeste ikisi sarman, birisi duman renkli üç kedi vardı. şimdi farkedeceğiniz üzere de diğerlerinden farklı olan kedi cazip gelmişti. nasıl gelmesin lan, ufacık, duman renkli, masmavi gözlü bıcırık bir şey.

    hemen evlat edindim, ilk muayenesini ve aşılarını yaptırdım. artık hayatımın bundan sonrası tüm sorumluluğu bana ait bir canlı, bir evladım vardı.

    renginden dolayı da adını zeytin koydum. ev arkadaşlarımdan daha farklı öneriler gelse de, onun adı zeytin olmuştu.

    eve gelir gelmez uzun otobüs yolculuğunun sonucu olarak halıya kusmuştu zeytin. hemen mama kabı ve mamalar alındı. kutuya kum kondu. sağolsun o zamanlar sözlükteki bir arkadaşım da çok yardımcı olmuştu. eşiyle birlikte evlerinde iki kedi olduğu için her türlü desteği verdiler.

    ben de, ev arkadaşlarımın da yardımıyla zeytin'i güzel bir şekilde büyütmeye başladım. bir a4 kağıdı yüzeyinden bile az yer kaplayan zeytin, tüm hayat standartlarımızı değiştirmişti. mesela işyerinde bile sandalyemle ileri geri hareket ederken yere bakıyordum artık. ani hareketler yapmıyor, hep yeri, arkamı kolluyordum. çünkü etrafımda dolaşan ufacık bir korumam vardı artık :)

    hatta artık bir gece ben uyurken yatağa atlamış ve benimle uyumuştu. o gece dönerken "viiiyk" diye bir ses duyunca zeytin'in ayağımın altında ezildiğini anladım. bu olay ikimize de ders olmuştu. ben artık geceleri uykudaki hareketlerime de dikkat ediyordum. o da sonradan akıllanmıştı, ben yatağa girene kadar yatağımın yanındaki dolabın üstünde uyuyordu. ben yatağa geçtikten sonra da hooop yatağa atlayıp yanımda uyuyordu.

    sonrasında mutfak masasına da atlamaya başladı zeytin. ve artık mutfak onun için yasak bölgeydi. ve her kedi gibi yasak bölgeler cazip geliyor, her fırsatta oraya ulaşmaya çalışıyordu.

    hatta bir gece 5.kattaki mutfak penceresinden aşağı bile düşmüştü. muhtemelen ordan düşmüştü yani. hiçbir şekilde bulamadığımız zeytin'i aşağıda bulduğumuzda yüreğim ağzıma gelmişti. hemen veterinere ulaştık ve ilk gözle muayenede bir sıkıntı olmadığını anladık. ertesi gün iç kanamayı önleyici iğne vurdurduk, zeytin canlarından birini kullanmıştı. veteriner 5. katın kedilerin düşmesi için ideal bir kat olduğunu, o yükseklikten inene kadar ciğerlerinin yeteri kadar havayla dolarak paraşüt etkisi yaptığını, 2. kattan düşseydi daha kötü sonuçlar olacağını söylemişti.

    zeytin 3 ev arkadaşını da askere yolladı ve yollarını gözledi. tabii ki babası olarak benim gelmemi 5,5 ay bekledi. sonrasında yeni ev, yeni ev arkadaşım (ki kendisi eskiden de arkadaşımdı), yeni sevgililer, düş kırıklıkları, yeni iş derken zeytin hep yanımdaydı.

    sonra hayatıma yeni bir sevgili daha girdi. ama o diğerlerinden farklıydı, çünkü gitmedi. gittiğinde zeytin'le beni bırakanlardan olmadı, aksine kendisini zeytin'le benim yanıma koydu. hatta zeytin'le benim ilgilendiğimden 10 kat daha fazla ilgilendi.

    zeytin'in artık bir annesi de vardı.

    sağa sola işediğinde, yaramazlık yaptığında, televizyona çıktığında, kısacası ben zeytin'e sinirlendiğimde zeytin'i koruyan koruyucu meleği.

    derken bu güzel aile tablosu benim ufak bir ameliyat geçirmemden hemen sonraki dönem zeytin'in sırtında çıkan bir yumruyla hafiften çatırdamaya başladı.

    zeytin'in kitlesi büyüdükçe büyüdü ve en sonunda alındı. ancak sonuçlar hiç iç açıcı değildi. kötü huylu, oldukça agresif bir kanserdi. yaşından dolayı kemoterapi önerilmedi.

    zeytin yine sağa sola fiti fiti koştururken aylar sonra yine çıktı aynı yumru. bu sefer hızlı bir şekilde tüm sırtını kapladı. daha sonra ise alt taraflara da sıçradı. iü veterinerlik fakültesi ona iyi gelecek bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi, ancak tek şart yurt dışından ilgili aletin gelmesiydi. gelmedi.

    dün zeytin en kötü gününü yaşadı, acıları artık dayanılmaz hal aldığı için tüm gece inledi ve artık kıpırdayamadığı için yattığı yere kakasını yaptı.

    10,5 senedir her akşam kapıyı açtığımda beni karşılayan, iş için yurt dışındayken de kapı önünde beklemeye devam eden, dönüşte telefonun hoparlörü açıkken zeytin dediğimde kapıya koşan, tüm sevincimde, üzüntümde, eşimle birlikte her zaman yanımda olan zeytinimizi, yarın maalesef acılarını dindirmek için uyutma kararı aldık.

    benim açımdan daha önce bu kararı almak daha kolaydı, acısı artarsa uyuturum diyordum. gel gelelim, olay anına gelince o kadar da kolay değilmiş. kolay olmadı, kolay olmuyor, kolay olmayacak. ama ben hayatını huzurlu geçirmeye kendi kendime söz verdiğim yol arkdaşım, dostum zeytin'imin acı çekmesine razı gelemiyorum. geri dönüşü olmayan bu yolda, onun acılarla boğuşmasından öte, acılarından kurtulup, huzura ermesi için yarın uyutacağız.

    sonrasında da tuzla hayvan mezarlığı'na götürerek hepimizin gideceği yere onu da ulaştıracağız.

    teşekkürler zeytin, yanım(ız)da bulunduğun sürede bana, eşime ve çevremizdekilere mırıltılarınla huzur, sürtünmelerinle sevgi verdin. insanoğlu gibi ikiyüzlü olmadın, tüm duygularını bize de yansıttın.

    hatam olduysa affola, senin canını almak ne kadar içimi acıtıyor bilemezsin, ama senin için bunun iyi olacağını biliyorum. affet beni...

    3 saat sonra gelen edit: zeytin sen ne kadar asil ve düşünceli bir kediymişsin. eve geldiğimde zeytinimiz sabah bıraktığımız yerde, sepetinde, cansız yatıyordu. vicdan azabı çekmememiz için eceliyle hayatını kaybetti. yarın tuzla'da da toprakla buluşacak. rahat uyu oğlum benim...

  • gezi vızıldaması vs. halkın darbeye karşı gelmesi

    vızıldama diyorsun ama 3 sene sonra bile aklından çıkmıyor çomarım benim...

    nasıl vızıldadıysa artık!

  • barış atay bülent timurlenk atışması

    tipik bir bu coğrafyada hüküm süren ve insanı kahreden seviyesiz tartışmalardan biri daha.

    bir kere buraya yazanlar da ne tartışmanın konusu fatih terim'e, ne de yazılanlara değinmişler. buraya gelip yazanların da olayı fikirler değil tartışma konusu insanlar ve onlar hakkındaki düşünceleri.

    öncelikle belirteyim. barış atay'ı severim. sizin aksinize muhalif duruşundan hala taviz vermemesini, omurgalı duruşunu, hadi sizin dilinizle tatlısu solculuğunu diğer yavşakların biatçı duruşlarına bin kere tercih ederim.

    bülent tümurlenk'e ise bayılırım. yani yazılarına. açarım arada blogundaki enfes edebi dille yazılmış yazılarını büyük bir keyifle okurum. hele zamanında babasını kaybeden rijkaard konulu yazısını gözyaşlarıyla okumuştum. çok etkileyici bir yazıydı.

    çocukluğumdan beri galatasaylıyım. fatih terim'i zamanında çok severdim. başarılı biri olduğunu kabul ediyorum. ancak artık tavırları, şiddete meyilli davranışları ve ben bilirim gibi söylemleri illahllah getirdi. mehmet ağar'la olan ilişkisi de eskiden beri bilinir ve midemi bulandırır.

    şimdi ortada barış atay'ın linkini verdiği bir fatih terim eleştirisi yazı var. imzası da yok yazının. barış atay mı yazdı bilmiyorum.

    içerisinde doğrular da olabilir, yanlışlar da. ki hepimiz doğrular olmasını isteriz.

    barış atay bu linki verdikten sonra bülent timurlenk'in tepkisi ne oluyor peki. "atanamamış yılmaz güney'sin. futbola bulaşma, ofsaytta kalırsın.. " haydaaaa. direkt olarak b.t. zaten b.a.'a olan düşüncelerini ve hislerini belli eden bir cümleyle olaya girişmiş. yani diyor ki, ben zaten seni sevmiyorum, gerisi fasa fiso. yav haklıyken haksız konuma düşmek tam da budur işte. ya de ki, b.a. yazınızda çok fazla bilgi hataları var, zaten sizin de konunuz değil. ne bileyim biraz yazıyla ilgili bieşyler söyle. ama adamın girişe bak atanamayan yılmaz güney. e bu nedir şimdi?

    o zaman biz de b.t.'in her yazısına hadi lan havuz medyacısı, bırak konuşmayı da git başkanını yala sen diye mi girelim?

    ben açıkçası bu tartışmadaki üsluptan şunu da görüyorum. b.t. ne kadar yazılarını sevsem de bildiğin akp ve iktidar yanlısı bir adam. çünkü akp ve iktidara sallayan birisini yazısından dolayı eleştirirken bile aklında onun muhalif kimliği var. demek ki tam bir biatçı.

    yıllardır severek okuduğum adam bir anda nasıl da kendini bitirdi be.

    keşke b.t. bilgisiyle b.a. ı mat etseydi, böyle saçma sapan kişisel nefret saçarak değil.

  • 2 temmuz 2016 ışid bangladeş saldırısı

    gittikçe büyüyen ve küresel bir güç haline gelen güçlü bangladeş'e yapılan hain saldırı.

    zamanlama manidar.

    (bkz: büyük resmi gören ilkokul mezunu akp seçmeni)

    bizdeki saldırıyı halen üstlenmeyen ışid'in oradakini anında üstlenmesi de enteresan.

  • makatından hıyar çıkan kayserili imam

    bir imam kendi makatına hıyar sokarsa açığa alınır, penisini çocukların makatına sokarsa koruma altına alınır.

  • kanser

    babam. 5 yaşında kaybettim. kendisi de 43 yaşındaydı. ağzından sigara ve alkol düşmezmiş. yıllarca annemle birlikte gurbette almanya'da işçi olarak çalışmışlar. biriktirdiklerini orospu çocuğu dayısına yollamış. burada bir apartman yaptırmak için. o orospu çocuğu dayısı da yolladığı paraların yarısını yemiş. bizim rahmetlinin yolladığı paralarla 2 apartman dikilecekken tek apartman dikilmiş. sonradan rahmetli öğrenince iş işten geçmiş tabii. sonra hasta olmuş, toprak çekmiş. dönmüşler memlekete. zaten bir sene sonra da toprağa kavuşmuş babacığım. kul hakkını bırak yemeyi, yedirmiş aq. kendi hakkı yenmiş.

    dün 33 yaşında bir arkadaşımın kanserden vefat haberini aldım. inanın bırak kul hakkı yemeyi, çocuğun yardımına koşmadığı insan yoktu. yerinde durmazdı. komşusunun bir ihtiyacı varsa koşa koşa giderdi. dün kaybettik. toprağı bol olsun. yazlığında bizi misafir etmişti. yedirip içirmişti. çok güzel bir insandı.

    kedim zeytin. o da kanser oldu. ameliyat ettirdik. tekrar kitle çıktı. metastaz olmaması için dua ediyoruz. çocuk 10 yaşından beri bizimle, yediği tek şey maması, kul hakkı yedi mi bilemem.

    başkası yazsa çok pis küfrederdim de, delikan76 abimiz yazınca eskiden gelen bir saygım olduğu için kendisine susuyorum. duygusal bir zamanında yazdı heralde diyorum. itü mezunu adam sonuçta.

    sonuç olarak kanserin kul hakkıyla falan alakası yok arkadaşlar. saçmalamayın. hepinizi öpüyorum. bol sağlıklı günler diliyorum.

  • 14 senedir boşanmayı beceremeyen siyasetçi

    14 senedir eşinden boşanmayı bir türlü becerememiş, çözüm yolu bulamamıştır ama başbakan yardımcısı olarak ülkenin sorunlarını çözmeye adaydır, yersen tabii.