melankolik koala11
profili

  • 16 temmuz 2022 türkiye italya voleybol maçı

    kusura bakmayın, biraz ağır konuşacağım.

    milli maçları yarı finalden yarı finale seyredip, lezbiyen diye ebrar karakurt'u, şort giyiyor diye türk kadınını linçlemeye çalışan yavşakları küçük ve kaygan deliklerinden ortaya çıkarmış maçtır.

    ulan dalyaraklar, bu takım yarı finalde. elbette yarı finalde iyi takımlarla oynayacak, rakip iyi olacak, yenecek yenilecek.

    sik kırığı gelmiş, yarı finalde maç kaybediyor diye ebrar'ın lezbiyenliğini, meryem'in mavi saçını, kadınların tayt giymelerini bokluyor.

    ulan bu takım buraya tepeden mi indi? bir tane maç izlememişsin yarı finalden önce, gelmiş ampır ampır konuşuyorsun burada, yok lezbiyenmiş, yok bilmem neymiş.

    italya iyi takım. iyi takım olduğu için yarı finalde.

    bu seviyede yenilmek mesele değil.

    siz önce milyon dolarlar akıttığınız götü boklu, iki lafı bir araya getiremeyen futbol takımına bakın da, önce kupalarda gruplara kalmayı öğrensinler.

    kodumun evlatlarına bak ya.

    sinirlendim akşam akşam.

  • yüzüklerin efendisi (dizi)

    açılın, orta dünya uzmanı geldi.

    evet, çokca tartışmalar dönse de eğer paylaşılan görseldeki kahverengi tenli karakter bir harfoot hobbiti (yani bir kılayak buçukluğu) ise gayet makul bir cast seçimi.

    zira kılayak buçuklukları yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği kitabının "hobbitler hakkında" yani "concerning hobbits" bölümünün orijinalinde şu şekilde tanımlanıyor: "they were shorter and smaller than the other breeds, browner of skin, had no beards, and did not wear any footwear; they had neat and nimble hands. they liked highlands and hillsides, and lived in holes they called smials, a habit which they long preserved. they were accustomed to settle in one place longer."

    kitabın ilgili kısmının orijinali:

    görsel

    burada açıkça "browner of skin" tabirinin kullanıldığına dikkat çekelim.

    öyle ki, ilk zamanlar türkçe'ye çevrilirken eski çevirmenlerin "taba rengi" olarak tanımladığını görüyoruz.

    taba rengi ne diye soracak olursanız: https://www.google.com/…eqaw&biw=1920&bih=937&dpr=1

    görüntüdeki oyuncunun teni ise "browner of skin" tanımına uyuyor:
    https://twitter.com/…us/1489255605793484800/photo/1

    hatta yüzüklerin efendisi ilk yapıldığı zaman bir kılayak olak samwise'ın beyaz tenli sean astin tarafından canlandırılması bile tartışma konusu olmuştu ancak o zamanlar bu konu bu kadar dikkat çekmediği, sosyal medya olmadığı ve sjw tartışmaları bu kadar şiddetli yapılmadığı için birkaç yorum haricinde sönüp gitmişti.

    şimdi gelelim bu karakterin kim olabileceğine.

    https://www.theonering.net/…t-in-amazons-lotr-show/

    sir lenny henry ile ilgili ekim 2021'de çıkan bu haber, aslında bu karakterin kim olduğunu gösterir nitelikte.

    gerçekten de kendisi erken dönem bir harfoot hobbitini canlandıracak gibi duruyor.

    bunun haricinde haradrim ve rhun insanlarının da esmer ya da siyahi tenli olduğunu yine yüzüklerin efendisi kitaplarından biliyoruz.

    black numenoreanlar'ın ten rengiyle ilgili çok malumatımız yok. isimlerinin başındaki black kelimesi ten renklerini değil, taraflarını belli etmek için kullanılan bir sıfat.

    ancak black numenoreanlar arasında da siyahi oyuncu kullanılabilir mi? hayır. zira dediğim gibi, bu bir taraf sıfatı ve aslında bunlar da numenorean ve dolayısıyla tenleri beyaz.

    eğer elfler, numenorean insanları, cüceler ve diğer iki hobbit ırkında siyahi oyuncu kullanıldıysa yanlış bir hareket. vikingler ne kadar siyahiyse, bu ırklar da o kadar siyahi.

    ancak kılayak hobbitleri, haradrim ve rhun insanları, bir de dunlendings olarak tanımlanan dunland dağ kabileleri kökenli karakterleri oynayacak oyuncular siyahi olabilir.

    dunlendings'in de ten rengi tanımı şu şekilde: tanned ruddy to olive brown, “swarthy” yani yine taba renginden zeytin esmerine kadar uzanan bir koyu renk tenleri var.

    bunlara uyulursa, neden olmasın ancak siyahi elf gerçekten olacak iş değil. paylaşılan resimdeki karakter bir elf karakteri gibi durmuyor. harfoot hobbiti ya da bir dunlending olması gerek. ancak bu şekilde mitolojiye uygun bir hareket olur.

  • covid'in kanseri iyileştirdiği iddiası

    tıp dünyasında uzun yıllardır bilinen, bazı hekimlerin ise yeni öğrendiğini ve yepyeni bir şeymiş gibi paylaştığını görerek dehşete düştüğüm fenomene konu olan iddia.

    (bkz: onkolitik virüs)

    https://en.wikipedia.org/wiki/oncolytic_virus

    zaten hali hazırda vücudu enfekte ettiğinde kanser hücrelerine öncelik tanıyan virüsler mevcuttur ve hatta kansere yönelik immunoterapilerde kullanılmaktadır. bununla beraber bazı virüslerin immun sistemi uyararak kanser hücreleriyle savaşmasını sağlaması da bilinen bir olgudur.

    bunların en bilinenlerinden biri herpesvirustur ki bu virüs (bkz: house m.d.) dizisinin 2. sezon 19. bölümünde işlenmiştir.

    konuyla ilgili türkçe makale için buradan:

    https://dergipark.org.tr/…nload/article-file/308570

    ha "coronavirus bir onkolitik virus olabilir" veya "coronavirusun yarattığı immun cevap kanser hücreleri ile savaşıyor" iddiası yeni bir iddia olabilir ama bazı virüslerin kanser hücrelerine saldırması ve/veya immun sistemi uyararak kanserle savaşması fenomeni ne yeni, ne de gizemli bir olgudur.

    insan gerçekten hayret ediyor.

  • game of thrones

    saçmasapan ilerleyen, saçmasapan hale gelen bir dizi.

    bunun nesi beğeniliyor, nesine bayılıyor insanlar, anlamak imkansız. bildiğin rezalet bir senaryo. öyle böyle değil, büyük kepaze hem de.

    ben bu kitabın yazarı olsam, çoktan hbo senaristlerini tokat manyağı yapmıştım.

    bundan sonrası spoiler ile karışık. ona göre okuyun.

    --- spoiler ---

    1. dorne kepazeliği

    geçen sezon hikayenin dorne kısmının içine sıçmışlardı. zamanında targaryenlere bile boyun eğmeyen, diğer bütün bölgeler targaryen işgaliyle "krallık" adını alırken kendin, prenslik olarak koruyan (bkz: principality of dorne) ve targaryenlerle ittifak evlilikleri yapacak kadar büyük olan koca martell hanedanlığını oberyn'in sevgilisiyle sevgilisinden olma 3 tane piç kızına peşkeş çekip piç ettikleri yetmedi, şimdi onlar yakalanınca bütün dorne ve sunspear dize gelmiş oldu. targaryenlerin bile ejderhalarla dize getiremediği dorne ordusunu 3 tane sand soyadlı piç kız ve yine soylu olmayan anneleri ölünce mi dize getirmiş oldu lannisterlar? koca martell ailesinden dorne'u idare edecek kimse geçmeyecek mi oberyn'in piç kızlarından sonra? bi' siktirin gidin ya.

    2. euron greyjoy

    dağ taş kayalık ve çorak olan demir adalardan 1000 tane gemi yaptırdıkları yetmediği gibi euron greyjoy'a, üstüne bir de saçmasapan bir saldırı sahnesi yazdılar. hbo senaristlerinin yazdıkları fantastik dünyanın coğrafyasını bilmedikleri kepaze bir saldırı.

    haritaya bakıyoruz.

    king's landing şehri devasa bir körfezin içinde. blackwater körfezi, nam-ı diğer karasu körfezi. bu körfezin girişinde de bölgeye hakim dragonstone adası var.

    http://awoiaf.westeros.org/…ng/350px-crownlands.png

    westeros'taki duvar 300 mil. buna göre bir ölçekle hazırlanan westeros haritası da şu:

    http://www.sermountaingoat.co.uk/…eculative_map.jpg

    bu haritaya göre, karasu körfezi'ne giriş 100 millik bir aralıktan gerçekleşiyor, bu aralığın da ortasında iki tane ada var. bu adalar körfeze girişi driftmark ve the gullet olarak ikiye ayırıyor.

    yani euron greyjoy'un 1000 gemisinin geçmesi gereken boşluk, 50 mil, yaklaşık 80 kilometre.

    isteyenler başka haritalardan da king's landing ve dragonstone'a bakabilir. dragonstone'un dibinden geçmeden king's landing'e kimse giremez.

    şimdi daenerys'in mereen'e saldıran köle sahiplerinden çaldığı, üstüne tyrell, martell ve greyjoy hanelerinin de eklendiği filosuna bakıyoruz.

    https://www.thewrap.com/…-fleet-game-of-thrones.jpg

    bu filo geldi, dragonstone'a demir attı. daenerys karaya çıktı, shall we begin? dedi.

    7. sezon 2. bölümde daenerys'in arkasında, fonda filoyu görüyoruz.

    https://www.youtube.com/watch?v=gh6-k3t-jgq&t=3s

    üstüne bir de daenerys'in üç tane uçan ejderhasını ekliyoruz. yani hem dragonstone açıklarındaki bu filo, hem de ejderhalardan habersiz dragonstone çevresinden kuş uçmaz.

    harita belli.

    sonra bir de euron greyjoy'a bakıyoruz. 1000 tane gemiyle king's landing'e geliyor.

    https://4.bp.blogspot.com/…gl/s1600/euron+fleet.png

    yetmiyor.

    king's landing'den geri çıkıyor, eliyle koymuş gibi yara greyjoy'un filosunu buluyor, kimseye görmeden götüne kadar yaklaşıyor ve yara'nın filosunu darmaduman ediyor. bunu yaparken bir giriş, bir çıkış olmak üzere iki defa dragonstone'un dibinden 1000 tane gemiyle ve açık havada geçiyor. ejderhaların filan burnunun dibinden geçiyor.

    yetti mi, yetmiyor. yara'yla sand kızlarını alıp tekrar dragonstone'dan geçerek king's landing'e geri dönüyor ve sand kızlarını cersei'ye teslim edip yara'ya el koyuyor.

    sonra üstüne bir de casterly rock'a ışınlanıp lekesizleri getirmiş olan gemileri yakıyor.

    bu nasıl bir rezillik ya? aranızda hiç mi akıllı adam yoktu, lan 1000 tane gemiyi king's landing'e sokup çıkartırsak dragonestone'dan geçmeleri gerekecek diye.

    bu adam king's landing'den çıkıp da yara'yı nasıl yakalar? dragonestone'un dibinden 1000 tane gemiyi nasıl geçirir, yara'nın dragonestone'dan çıkıp highgarden ve sunspear'a gideceğini nereden bilir? 1000 tane devasa man of war tipi gemiyle 100 tane küçük ve doğal olarak daha hızlı gemiyi nasıl yakalar? üstüne bir de king's landing'e dönüp tekrar casterly rock'a nasıl varır?

    ama yok. geri zekalı hbo senaristleri kafaya koymuş. lannister-targaryen kavgasını eşitlemek için hiçbir şey işlemeyen kalın pullu ejderhaları cersei'nin boktan scorpionlarına bile öldürtürler bu yavşaklar.

    3. highgarden-lannister savaşı.

    gelelim 7. bölüm 3. sezon itibariyle hbo senaristlerinin durumu eşitlemek için yaptığı son soytarılığa.

    westeros'ta ordu sayılarına bir bakalım.

    http://awoiaf.westeros.org/…x.php/military_strength

    http://www.zimbio.com/…gf/biggest army game thrones

    https://www.reddit.com/…esteros_army_size_season_7/

    doğrudan alıntı yapıyorum.

    "more recently, at the start of the war of the five kings, the westerlands gathered two armies: one of twenty thousand strong under the command of lord tywin lannister,[50] and another of fourteen or fifteen thousand strong, commanded by ser jaime lannister.[22] meanwhile, stafford lannister is raising a third lannister army, with an unknown amount of men.[55][56] the army is later attacked, and thousands are slain.[57] ıt is currently unknown how many men of this army still remain. meanwhile, lord tywin has retreated with his twenty thousand men to harrenhal,[58] fights with them in the battle of the fords in the riverlands,[24] and next marches them to king's landing.[59] all but some three thousand later return to the westerlands.[60] of the soldiers remaining, two thousand sail to dragonstone for the siege, while less than a thousand accompany jaime lannister into the riverlands to aid with the siege of riverrun.[61]"

    (dizide anlatılan 5 kralın savaşında iki ordu topladılar. tywin lannister 25 bin kişi, jamie lannister 15 bin kişiyi yönetti. staffor lannister'ın topladığı 3. bir lannister ordusu var ancak bu ordu zaten binlerce kayıp verdi. ardından jamie lannister robb'a yenilip ordusunun büyük kısmını kaybediyor. riverrun kuşatmasına da birkaç bin kişiyle gidebiliyor. tywin lannister'ın ordusundan kalan 20 bin kişi de harrenhal'a çekiliyor. yani red wedding ve 5 kral savaşının sonunda aşağı yukarı 20-25 bin kişilik kuvvetleri var.

    highgarden westeros'un lannisterlar'dan sonra, belki casterly rock altındaki altın madenlerinin de bitmesiyle en zengin hane oldular.

    bu hane, kral renly için tamı tamına 100 bin kişi topladı. bunlardan 20 bin civarı renly baratheon'undu, onlar da renly ölünce stannis'e katıldı.

    tyrell ordusu, dizinin başından beri neredeyse hiçbir savaşa girmedi. tek girdikleri savaş lannisterlar ile bir olup stannis baratheon'un ordusu'nu darmaduman ettikleri blackwater savaşı idi.

    exactly how many men from renly's host were from the reach, and how many from the stormlands, is unknown, but as house tyrell is later stated to be able to field seventy thousand men.

    bu kısma göre highgarden ordusu 60 - 70 bin civarında.

    lannister ordusu dizinin başından beri, robb stark'a defalarca yenildi. orduyu ikiye böldüler. jamie'nin yönettiği kısım darmaduman oldu, tywin'in başında olduğu kısım lannister ordusunun yarısıydı. tywin bile savaşı kazanamayacağını anlayınca starkları düğünde öldürme kararı aldı ve uyguladı. defalarca dizide de savaşı kaybediyor olduklarını bizzat dile getirdi red wedding'e kadar.

    peki 7. sezonda ne oluyor.

    tahmini kuvveti 60-70 bin kişi olan, neredeyse hiç savaşa girmeyen highgarden'daki tyrell ordusu, toplasan 20 bin, hadi bilemedin 25 bin kişi ancak olabilecek, burnuna kadar borca batmış, altın kaynakları tükenen lannister ordusuna saatler içerisinde yeniliyor. hem de kendi evlerini savunurken. hem de highgarden kalesini savunurken. üstelik lannister ordusunun bir kısmı da kalmış, casterly rock'ı savunuyorken.

    sonra da highgarden'ın bütün altınını ele geçiriyorlar ki, iron bank'e borçlarını ödesinler.

    aynı ordu freyler'in günlerce kuşatıp alamadığı riverrun kalesi'ni kuşattı daha geçen sezonda. ancak başlarında blackfish bulunan 3 bin kişilik tully ordusuyla başa çıkamayıp pazarlık yaptı. 3 bin kişiden riverrun kalesi'ni kayıp vermeden alabilmek için pazarlık yapan lannister ordusu, westeros'un en zengin ailesi tyrellerden highgarden'ı birkaç saatte alıyor.

    game of thrones 6. sezon 7. bölüm. riverrun kalesi'nin kuşatılması:
    https://www.youtube.com/watch?v=ymtdjmyu1yi
    https://www.youtube.com/watch?v=hb7rq6laefg

    ikinci videoda, jamie ile blackfish brynden arasında geçen konuşma:

    jamie lannister - edmure ile bitmeyecek. kaleye hücum edeceğiz. yüzlercesi ölecek.
    brynden "blackfish" tully - yüzlerce bizden, binlerce sizden. o da eğer duvarları geçebilirseniz.

    bazı mesajlar aldım. "tarly bağlılık değiştirdi, ordusu lannister ordusuna katıldı," diye. yahu diyelim ki öyle olsun. tyreller ordularının yarısını kaybetsin, 35-40 bin kişi kalsın. 40 bin kişinin savunduğu bir kaleyi 50 bin kişi (20 bin lannister+30 bin tarly ve bannermanları) saatler içerisinde zapt edemez. kuşatma, aylar, yıllar sürer. saatler içerisinde highgarden zapt etmek ne? tarly hanesinin taraf değiştirmesi buna yeter mi? saçmalık değil mi bu?

    e bi' siktirin gidin ya. yazdığınız dizinin geçtiği dünyadan haberiniz yok, götünüzden uydurmadığınız element kalmadı. targaryenler çok güçlü oldu, durumu eşitleyelim diye dizi mi yazılır?

    dayanamadım. 4.yü ekliyorum.

    4. bin yıl tedavisi bilinmeyen, ölümcül olan greyscale hastalığını bir gecede tedavi eden efsane sam.

    bu nedir ya? dalga mı geçiyorsunuz bizimle? kitapta hastalığa yakalansaydı eğer, jorah mormont kesin ölürdü. bizim bildiğimiz game of thrones'ta jorah mormont o hastalıktan kurtulur mu allah aşkına? ama muhteşem sam, bir gecede jorah mormont'u en ölümcül hastalıklardan olan, tedavisi olmayan greyscale hastalığından kurtarıyor.

    bu mu game of thrones? bu mu çatır çatır adam harcayan o sağlam dizi?

    bir gecede greyscale hastalığından kurtulan jorah mormont ve onu kurtaran müthiş sam. çünkü oldtown'daki yüzlerce maester'ın yapamadığını yapabilen bir efsane kendisi. kurtulan olmayan hastalıktan 2. defa adam kurtaran kişi. e bildiğin klişe hollywood senaryosu bu. bu mu game of thrones?

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    targaryen - lannister savaşında durumu dengelemek için neresinden tutulsa elde kalan, saçmasapan bir senaryo. üstelik arkasından atlı koşturuyormuş gibi pata küte olan savaşlar. 6 sezonda 9 bölüm olmayan savaşı 3. sezonda 2 bölüme sıkıştırmak. daha yazsam, sayfalarca senaryo hatası yazarım.

    bunların hiçbiri yok kitapta şöyleydi, dizide böyle oldu itirazı değil. hepsi dizinin kendi içerisinde tutarlılığına vurulmuş darbeler. rezil kepaze. geri zekalı olmak gerek şu senaryoyu yazarken.

    madem öyle, vermeyecektiniz o kadar gücü targaryen kızına. öyle 6. sezonda gaza getirmeyecektiniz. mesela sikko bir ateş muhabbetiyle 100 bin kişilik dothraki ordusunu taptırmayacaktınız eski bir khaleesi'ye.

    --- spoiler ---

    e hakikaten bi siktirin gidin ya. böyle saçmalık mı olur?

    dip not: aklıma geldikçe editliyorum, aklıma geldikçe beni delirtecek yeni detaylar yakalıyorum. bu kadar nasıl saçmaladınız ya?

  • game of thrones

    merak ediyorum sayın yazarlar.

    siz bu diziyi götünüzle mi izliyorsunuz?

    --- spoiler ---

    game of thrones dünyasında 2 tane dev olduğunu bunlardan birinin kara kale'de ölen dev, diğerinin wun wun olduğunu, ak gezenlerin de bunları dirilttiğini sananlar.

    https://i.hizliresim.com/nwqjvl.png

    piçler savaşı'ndan sonraki bölümün jeneriğinde (6x10) zaten winterfell'da bolton değil stark arması olduğunu görmeyenler. ilk defa bu sezonda değiştiğini fark edenler.

    https://www.youtube.com/watch?v=jqs3bvodh54

    "ben jorah mormont'um, bu da benim hastalıklı elim, bu da benim hırıltılı sesim," diye bas bas bağıran jorah'ı stannis sananlar.

    walder frey'in walder frey olmadığını "15 günde 2 ziyafet" lafıyla anlayanlar. (arya bu adamın boğazını kesti ha 6x10'da.)

    https://www.youtube.com/watch?v=ti9l0jvf_vq

    ekleme:
    bu sezonun sadece 7 bölüm süreceğini sağır sultanın bile duyduğu dizi hakkında "1. bölümün durgun olması normal, zaten olaylar 7. bölümden sonra patlar," diye yorum yapan var lan. ibretlik yemin ediyorum.

    --- spoiler ---

    sonra ülkenin iq ortalaması niye 88...

    bir dizi.

  • ekşi itiraf

    şimdi size bir insanın neden hep kaybettiğini anlatan bir hikaye anlatacağım.

    türkiye'de alanında önde gelen fakültelerden birinde, iç hastalıkları alanında doktora yapan bir veteriner hekimim.

    haliyle beni tanıyanlar bana bir şeyler danışmak için sık sık benimle iletişime geçiyorlar. aslında genelde sadece bu yüzden benimle iletişime geçiyorlar. yani öyle nasıl olduğumu, halimi, hatrımı soran filan zaten yok. işleri düştüğünde, hayvanlarla ilgili bir mesele olduğunda geçerler iletişime. neyse.

    her şeyden önce bir hekim olarak, bu danışmalardan sık sık kaçınmaya çalışıyorum. zira muayene etmediğim hayvana teşhis koymam ya da o hayvanı tedavi etmeye çalışmam ne mesleki açıdan, ne etik açıdan, ne de ahlaki açıdan doğru değil. danışmanlık ancak konu hakkında yeterli bilgi toplandıktan sonra yapılır. muayene etmeden de yeterli bilgi toplanamaz.

    tıp okuyanlar ya da beşeri hekimler iyi bilir. olur olmadık her şey için acile gelip "bi seron neyin takaydık" diyen bir sürü insan vardır. sırf kendi tatmini için gerek olmadığı halde bir şeyler yaptırmaya çalışan aptallar sürüsü. aynısı elbette hayvan hekimliğinde de var. bu hem danışmak için iletişime geçenlerde, hem de fakültenin hastanelerine gelen hasta sahiplerinde mevcut.

    bu yüzden piyasada ilaç diye serum çekip hayvana yapan meslektaşlar türüyor. biraz da mesleki ahlaktan ve etikten yoksun olmalarının bir eseri elbette bu.

    işte ben bunlardan hep kaçınıyorum. zira ben muayene etmediğim hayvan için en fazla "şu, şu, şu olabilir," diyebilirim, eğer sorun basit bir şeyse bazı tavsiyeler verebilirim, değilse de "lütfen en kısa zamanda bulunduğunuz şehirde bir veteriner hekime başvurun," derim.

    hikayeye gelirsek.

    az önce kız arkadaşım kendisine sorulan bir soruyu sordu bana. sorulan soru, hatalı bir varsayımdan ileri geliyordu. ben de onu düzelttim önce. "o x sandıkları şey x olamaz, y'dir." y'nin nedenleri de öyle karmaşık şeyler değil ama bir hekim muayenesi şart. yani iş yine, mümkünse en yakın zamanda bir veteriner hekime başvurun cevabına geliyor. diyorum ya, doğrusu da bu.

    bunun üzerine daha önceki bir olayın bahsini açtı. olay şu. filanca yerde sokakta zehirlenen bir köpek buluyorlar ve ne yapalım diye soruyorlar. bana bu konu sorulunca "serum tedavisi şart, mutlaka bir kliniğe götürülmeli," diyorum. ağzından köpükler saçan, kontrolsüz dışkılama ve işeme davranışı gösteren ve agoni halinde olan bir köpek. bir hekim dokunuşu şart.

    bu olay devamında şöyle gelişmiş. benim cevabımı beğenmeyen ilgili kişiler, başka bir hekimden fikir almış, o da buna "şunu şunu içirin," gibi cevaplar vermiş. sokak hayvanı için verecekleri parayı boşa harcanan para olarak gören yurdum insanlarını bu açıklama daha çok tatmin etmiş tabi. geçenlerde burada "veteriner hekimler para almasın" diye açılan bir başlık vardı ya, kafa o kafa.

    kız arkadaşım bunu "bak sen bana o gün böyle bir cevap vermedin, sonra o diğer hekim verdi, işte sen bu yüzden kaybediyorsun, şov yapmayıp tatmin edici cevaplar vermiyorsun," diyerek açıkladı.

    incinen gururum ya da mesleki bilgilerim bir yana, kendi kız arkadaşımın, ki o da bir veteriner hekim adayıdır, yaklaşımının bende yarattığı kırgınlığı tahmin edebilirsiniz sanırım. ne kadar boşa uğraştığımı gösterdi bu bana. en yakınımdakilerin bile bu tavırda olması, ideallerimin ve uğruna savaştıklarımın ne kadar boş olduğunu gösterdi.

    idealist ve hep doğru şeyi yapmaya çalışan bir insan oldum hayatım boyunca. bu yüzden hiç şov yapamadım. hiç gösteriş yapamadım. bu yüzden kız arkadaşımdan bile gördüğüm muamele bu.

    artık her şey pr. yani halkla ilişkiler. yani şov.

    vasıfsız ve vasat bir sürü insan nabza göre şerbet verip kendi reklamını yapabildiği için birçok kez takdir görüp iyi yerlere gelebiliyor bu hayatta. benim gibi "bir canla uğraştığının farkında olan ve bu yüzden bilinçli olmaya çalışan"lar da hep kaybediyor. bu hayatın her alanında böyle.

    zaten kaybetmeye alışkındım da, bugün bu yaşananlar yüzünden bir daha kaybettim, bir daha kırıldım.

    sonra gelip içimi dökmek için buraya bunları yazdım. aptalca evet. kim ne yapsın benim derdimi oysa ama gidebileceğim de kimse yok.

    kimseyle konuşamıyorum, derdimi kimseye anlatamıyorum.

    itirafım da şu: bu çok basit ve çok aptal konu bile bu kadar berbat hissettirebiliyorsa kesin depresyondayım. ama her şeyden önemlisi, bu ideallerin ve bu çabaların boşuna olduğunu görmek.

    doğru olanı yapmaya çalışmak insana her zaman kaybettiriyormuş. bunu bir kez daha görmüş oldum.

  • recep tayyip erdoğan'ın atatürk dememe sebebi

    gazi mustafa kemal: kurtuluş savaşı'nın muzaffer komutanı. ülkeyi işgalden kurtarmış, anadolu'nun elde kalmasını sağlamış asker.

    atatürk: hilafeti ve saltanatı kaldırmış, laiklik ilkesini ön plana koymuş, şeyhleri asıp, medreseleri yasaklamış, dindarlara zulmetmiş devlet adamı.

    bu anlayış sadece recep tayyip erdoğan'da değil, neredeyse bütün islamcılarda vardır. atatürk adını kullanmazlar çünkü atatürk onlar için dindarları asan baskıcı bir diktatördür. ancak gazi mustafa kemal ülkesi için kazım karabekir paşa gibi saltanatçı ve hilafetçilerle savaşmış bir komutandır.

    bu nedenle atatürk demekten kaçınır, mecbur kalırlarsa gazi mustafa kemal ya da mustafa kemal ismiyle anmayı tercih ederler.

    o yüzden normal durumdur.

    ama istedikleri kadar anmaktan kaçınsınlar.

    onun adı mustafa kemal atatürk'tür.

    cumhuriyetten önce emperyalist dış düşmanlarla, cumhuriyetten sonra gerici iç düşmanlarla savaşmış muzaffer asker ve devlet adamıdır.

    1938 türkiyesinin, 2017 türkiyesinden daha aydın, daha modern, daha vizyonlu olmasının sebebidir. 1938 yılında 2000 yılını yaşatan adamın karşısında, 2017 yılında 600 yılını yaşatan adam çıkarılmaz. çıkarılırsa böyle eğreti durur. kimse kusura bakmasın.

  • tek cümleyle türkiye'nin yurtdışındaki prestiji

    2 ay önce floransa'da bir hostelde, 2-3 yıl önce türkiye'yi ziyaret etmiş, buenos aires'te yaşayan arjantinli bir genç kızın sorduğu sorudur:

    "siz türksünüz, neden arap gibi yaşamaya çalışıyorsunuz?"

    kız ülkeye ülkenin %50'sinden daha hakimdi.

  • 19 ocak 2017 şafak pavey'in darp edildiği iddiası

  • kemal kılıçdaroğlu

    yine toplandı buralara aptal sürüsü.

    "samimiyet tamam ama bir şeyler yapsın?"

    ne yapsın lan daha fazla, ne yapsın? mecliste verdiği bütün yasalar, teklifler, önergeler reddedilir, televizyonlara çıkmaya çalışılır, konuştukları kesilir, merdivene ters bindi diye (sanki çok önemli amına kodumun memleketinde merdivene ters binmek) sikik sikik propaganda yapılır, vaatlerini sıralar, hırsızlar dalga geçerler, bir sonraki seçimde o vaatleri çalıp kendilerininmiş gibi aynı vaatleri yaparlar. doymadınız sikik tespitlere, doymadınız göt olmaya, doymadınız sikilmeye.

    "kös kös izlemekle yetindi çözüm müzakerelerini."

    ne yapacaktı yarrağım? silah alıp oslo'yu mu basacaktı? televizyon kanalı basıp eylem mi yapacaktı? megri megri diye canlı yayınlanan programları mı kesecekti?

    kaç defa "oslo müzakereleri" açıklansın diye demeç verdi bu adam? kaç defa pkk ile akp ne görüştüğünü açıklasın diye açıklama yaptı? ne yapacaktı yarrağım, ne yapacaktı?

    adam müzakereleri yapanlara laf söylemiyor, gelmiş "müzakereleri izlemekle yetindi" diye tespit yapıyor.

    "liderlik vasfı yok."

    bak kendini siktirmeden şuradan şöyle git. siktir git.

    allah kendisine sabır versin. bu kadar arsız, bu kadar yüzsüz, bu kadar riyakar, bu kadar karaktersiz hasımlarla mücadele edip, bu kadar geri zekalı, bu kadar aptal, bu kadar moron adamlardan oy istiyor.

    her şeyi geçtim, öyle göt kılları var ki, ben aynı fikirde olsam utanır, kendimi sorgular, fikirlerimi gözden geçiririm. burada zeki geçinen mallar bu göt kıllarıyla aynı tespitleri, aynı fikirleri sıralayıp ezber bozduğunu sanıyor.

    liderlik vasfı yokmuş, muhalefet yapamıyormuş. yapacağınız siyasi tespitleri sikeyim...

  • işid'le savaş başladı diye umutlanan kemalist

    hay kemalistler siksin sizi...

    (bkz: moron)