pandayavrusu21
profili

  • hayatla olan savaşta hangi aşamadasın

    "hayatımda, tartışmaların dışında kaldığım bir aşamadayım. 1+1=5 deseniz de kesinlikle haklısınız, takılın..."

    latince meali: (bkz: muhabbeti uzatmamak için taksiciyi onaylamak)

    kaynak: caps ortamlarında rastladığım kadarıyla bu söz keanu reeves reyize atfedilmiş, kesin mi değil mi bilemem ama iyi eşleşme bence.
    görsel

    edit: tanım da yapmadan şuradan şuraya gitmeyelim; "bir soru cümlesinden ziyade bir duruş simgesi."

  • düzgün bir insan olmanın yazarlara kazandırdıkları

    özet geçmek gerekirse düzgün insan;
    * kendine yapılmasını (söylenmesini, sorulmasını vs.) istemediği yamuğu başkasına yapmaz.
    * ne olursa olsun düzgün üslup kullanmaktan şaşmaz *.
    * bir gün düzgün ertesi gün dalgalı, birine karşı düzgün ötekine karşı eğri değildir; stabildir, sabırlıdır vs.

    düzgün bir insan olmaya çalışmak;

    * ömürlük bir çaba sürecidir. "ben düzgün insanım, iyi kalpli prensim/piremsesim, mükemmelim, süperim" diye övünerek komik duruma düşmekten korur.

    * ilahi adaletin nasıl da tecelli ettiğini seyredebilmeniz için size ön sıradan bilet kazandırır.
    size büyük yamuk yapanların başına ilerde neler geldiğini bazen gözlerinizle görürsünüz; bazen de internette denk gelir, haber sitelerinden, sözlüklerdeki ad soyad başlıklarından okursunuz.(bkz: based on a true story)

    * size küçük yamuk yapanlara da tek yönlü uçuş bileti miles and smiles kazandırır.
    https://www.youtube.com/watch?v=qkcq1xf-2zo&t=2s *

    başlık içi kelimelerden gelişine vurdum, şimdi gargamel'i görmeye gidiyorum sevgili şirinler hadi eyv.

  • ilişkiden hayır geleceğini gösteren ilk işaret

    "ilişkiden hayır gelmeyeceğini gösteren ilk işaret" hakkında sayfalarca yazıldı çizildi (#158765792)...
    öyleyse biraz da hayırlı sinyallerden bahsedelim bence cancağzım.

    ilişkiden hayır gelebileceğini gösteren ilk işaret;
    karşı tarafın da geçinmeye gönüllü olduğunu gösteren bir sinyaldir mesela.

    önemli mevzularda fikir ayrılığı, anlaşmazlık ve tartışma yaşandığı zaman suratının, ses tonunun ve üslubunun aldığı hal ile normal hali arasında ne kadar fark var bir gözlemlemek lazım. fark küçüldükçe o ilişkiden hayır gelme olasılığı artar. evde beslenir.

  • sevmek mi yoksa sevilmek mi daha güzeldir

    "sevilmeden sevmek, takım taraftarı olmak gibi...

    sevmeden sevilmekse suya basmış kedi gibi hissettirir."

    şeklinde bir cevap sallayabileceğim sazan avi olta soru modeli.

  • geleceğe kendi uydurduğun bir atasözü bırak

    ponçik pandanın pençesi pek olur.*

  • yokluğunda dünyayı kaosa sürükleyecek meslek

  • burcun yüzünden eleştiriye maruz kalmak

    * boy, doğum yeri, doğum tarihi, burç, aile gibi değiştirilmesi mümkün olmayan unsurlarla ilgili alay, ayar, küçümseme amaçlı gereksiz ve yararsız eleştiriler...

    * uygulanabilir faydalı çözüm seçenekleri sunmayan, yani yapıcı olmayan eleştiriler...

    bu tip şeylere maruz kalınca yapılması gereken şey şu:
    görsel

  • yaşama sevinci veren filmler

    (bkz: noel filmleri)

    çünkü o zaman dans ve renk var. ortalık ışıl ışıl, yerler beyaz ve konu tırı vırı.

    aaa fularım düşmüş.

  • dünyadaki en iyi kendini savunma cümlesi

    çeşitleri mevcut.

    * dünyanın en beybi kendini savunma cümlesi => "hiç de bile"

    * dünyanın en piremses** kendini savunma cümlesi => "uğraşamam seninle" (ağız büküp göz devirerek, ıflayıp pıflayarak, tepeden bakarak söylenir. hayal ettiniz siz onu.)

    * dünyanın en ceo kendini savunma cümlesi =>
    "elimizde olmayan nedenlerden dolayı..."... (zçtk batırdık ehe...)

    * dünyanın en düz kendini savunma cümlesi => "ne dedin sen çat"

    * dünyanın en artistik patinaj taktiği => (bkz: ad hominem)
    - yanlış işler yapıyorsunuz.
    - yoo, ayrıca senin gözünün üstünde kaşın var.

    * dünyanın en klişe üste çıkma taktiği => (bkz: yansıtma savunma mekanizması)
    bir halt yiyip bir daha asla toparlayamayacağı şekilde karizmayı dağıtan balığın giderayak üste çıkma çırpınışları:
    "(ben gayet normal bir şey yaptım/söyledim) sen beni yanlış anladın. çünkü sen sorunlusun, alıngansın, takıntılısın, paranoyaksın, aborijinsin..." diye başlar.
    "bi' psikiyatriste görün bence," diye biter.
    (bkz: ona buna psikolojik hastalık yapıştırma ekolü)

    * dünyanın en kral*, en iş bitirici* kendini savunma cümlesi =>
    - şimdi bana yaptığının aynısını sana yapsalar sen ne derdin şu an?
    - ... * ya ama hebe hübe cebe cübe *
    - *

  • aşık olduğuyla evli ve işini severek yapan kişi

    işini severek yapan kişi, işyerinde mutlu olan insandır.
    iş yerinde mutlu olan insan, mobbing vb. eziyetlere maruz kalmayan kişidir.
    mobbing'e maruz kalmayan insanlar ise ikiye ayrılır;
    - mobbing yapanlar
    - mobbing yapanların hedefinde olmayan sülalesi raad ballılar.

    mobbing yapanlar zaten gücü elinde bulunduran tayfadır. istedikleri, beğendikleri, yanlarına yakıştırdıkları kişiyi bir şekilde tavlamayı bilir bunlar. aşık olduklarıyla evlenirler yani.

    sülalesi raad gruptakiler ise ballılıklarından mütevellit tatlı, rahatlıklarından mütevellit neşeli, pozitif ışık saçan tiplerdir. bu tip bir insan istediği, beğendiği kişiyi kendine kolaylıkla çekebilir, aşık edebilir, evlenebilir.

    yani bu hikaye gerçek hayatta böyle gelişir sevgili romalılar.
    bir özetin daha sonuna geldiğimize göre haydi ben uzamento.

  • bornova belediyesinin 12 gün regl izni vermesi

    acı anıları anımsatan tatlı bir adım.

    yıllar önce, günlerden bir gün...
    reglin artırdığı eklem acısı mevcut ve yürüyemiyorum aynı zamanda. o zamanlar beni yürütebilen iki ilaç var ama dozu aşmak istemiyorum. mesai bitimine bir saat kala, kadın olan patronuma gidip durumumu açıklıyorum. o günkü işlerimin tamamını bitirdiğimi, erken çıkmak istediğimi söylüyorum. ve beyin cımcıklatan şu efsane cevabı alıyorum:
    - ne münasebet!? farkında değilsin galiba sen çalışan bir kadınsın, biz de neler çektik gıkımızı çıkarmadan çalıştık, sen de çalışacaksın. utanmadan benden izin istemeye nasıl cesaret edersin? ben de bir kadınım!
    son cümleye gülmemeye çalışarak hiç ses etmeden çekiliyorum sultanın huzurundan. ve aklımdan şu söz geçiyor;

    "hemen herkes sıkıntıya göğüs gerebilir; ama insanın asıl karakteri eline kuvvet geçtiğinde ortaya çıkar." abraham lincoln

  • hoşlanılan erkeğin bir sıcak bir soğuk davranması

    * hep sıcak davranacağı birini bulana kadar sizinle oyalanıyor olması... gibi acı gerçeklerden kaynaklanabilir.
    hatta tek oyalandığı kişi siz değilsinizdir büyük ihtimalle.
    (bkz: pandayavrusu ile acımasız gerçekler)

    * toplum içinde soğuk, etrafta arkadaşları yokken sıcak davranması;
    kankalarının onayına taptığını gösterir. çevrenin onaylamadığı biriyle olamayacağını düşünüyordur. (bkz: düşünemedi)
    "abi ne konuşuyosun o kızla yaa boşver!" demiş olabilir otoriteler.
    şöyle bir şey de var; (bkz: dışlanan kızla konuşamamak)

    * toplum içinde sıcak, baş başayken soğuk davranması (konuşmaması, sallamaması);
    süs bebeği olduğunuza delalet eder. "yanımda dursun, salınsın" diye düşünüyordur.

    * genelde soğuk, dönemsel sıcak davranıyorsa çıkar peşindedir.
    sınav zamanı gelince ders notu isteyecektir misal.

    * bütün gün soğuk davranıp gece "uyudun mu?" diyorsa... çok p..is biridir. *

    * tüm parametrelerden bağımsız bir sıcak bir soğuk davranıyorsa kedidir kedi.

  • kısa boylu kızlara tavsiyeler

    insanların ne kadar da iyi niyetli ne kadar da yardımsever olduğunu gösteren içten ve samimi tavsiyeler silsilesi.
    inşallah çoluğunuz çocuğunuz kısacık boylu olur da oturur onlara da tavsiye verirsiniz. zira bu tatlı öğütler, komikli şakalı sözler sanal dünyada uçup gitmemeli, yakınınızda yaşamalı.

  • yeni tanışılan kızın buz gibi soğutan huyları

    çekici bir fiziğe sahip olmadığına delalet eder.

    şimdi birbirimizi yemeyelim, gerçekleri konuşalım gençler;
    işinize geldi mi hoşlandığınız tipteki kızların çirkef bakışlarını bile "ahu göz" olarak görüyorsunuz, agresif çemkirişlerini normal karşılıyor alttan alıyorsunuz...
    işinize gelmeyen, hoşlanmadığınız tipteki kız "0.7 ucun var mı?" dese "ooo ne pis huy bu yaa"...

    pandayavrusu ile acımasız gerçekler vol 3,7.

  • anlaşılmayacağını düşünerek hiçbir şey anlatmamak

    öğüt ve polemik savar.
    zaman, enerji ve moral kaybetmeyi önleyen tek çözüm.

  • işte kadınlığını kullanan beyaz yakalı kadın

    ön bilgi: okumak için durumu olmayanlar, hemen tanım okumak isteyenler entrinin son paragrafına bakabilir.

    şimdi durumu olanlar için roma halkına anlatır gibi anlatayım...

    iş ortamında kadınlar ikiye ayrılır:

    * çalışan bacılar =>
    makyaj yapmaz, gözlükleri dururken lensle uğraşmaz, takıp takıştırmaz, şık şıkıdım giyinmez, topuklu ayakkabı tıkırdatmaz, saç boyatmaz ve saç modeli kasmaz, göz süzmez gerdan kırmazlar. "çalışan kadın"dan ziyade "çalışan bacı" olarak görülürler. yancılık, yalakalık, enayilik, şaklabanlık veya çakallık yapmadıkları takdirde yalnız bırakılır hatta dışlanırlar.
    iş yerinden gecenin kör karanlığında çıkılsa, etrafta in cin top oynuyor, köpek sürüsü sesleri yusuf yusuf seslerine karışarak ovalara yayılıyor olsa... bütün berkeler pelinleri eve bırakmak için seferber olur, bunlara "hadi eyvallah, yarın görüşürüz bro." derler.*
    (bkz: erkeklerin o bizden dediği kızın dramı)

    * ve diğerleri =>

    masum yavru ceylanlar:
    (bkz: #72660572) numaralı entride bahsi geçen, kocaman gözleriyle masum masum bakması, narin fiziğiyle titrek titrek salınması bile müsamaha görmesine, pamuklara sarılmasına yeten tipler.

    zeynalar:
    ağır abla, atarlı abla tavırlar, asil duruşlu şık giysiler ve vurduğu yeri inleten stilettolarla salınan zeynalar.
    kadın olmanın havasını, tadını sonuna kadar çıkarır ama asla işve cilve yapmazlar. çünkü gerek yoktur. doğaları, duruşları çekici bulunur. yani misal ben ciddi dururum "gıcık" derler, bunların ciddi duruşu "çekici" bulunur. sen kimseye yüz vermezsin "geçimsiz, asosyal" derler, bunlar kimseye yüz vermez "cool" olur. ben çalışkan ve zeki olsam en iyi ihtimalle emeğimin karşılığını alırım, bunlar çalışkan ve zeki olsa üç vakte kadar "ceo" ilan edilir.

    prensesler:
    genelde torpillidirler. ama kendilerine ve yancılarına sorsan "hiç de bile"dir. kraliyet mensubu olmanın haklı kibrini yardımseverlik ve iyilikle taçlandırırlar. yukarıda bahsi geçen "eleman"lara minik bir gülümseme, yumuşak ses tonu ve italik boyun duruşuyla "cnm ya biz yemeğe çıkıyoruz sen de gel istersen" diyen kişilerdir.

    zavallılar:
    iş yerinde işveli cilveli, hatta cıvık, yavşak tavırlar ve avam duran giysilerle kadınlığını "kullanan" zavallılar.
    prenses güzelliğine, yavru ceylan masumluğuna veya zeyna çekiciliğine sahip olmadıkları için durduk yere ilgi ve müsamaha göremezler. bu acı gerçeği kabullenip edepleriyle oturacakları yerde doğuştan şanslı tayfaya imrenerek hırs yaparlar. sefil bir yolla elde etmeye çalıştıkları ilgi ve tolerans, bunu gösteren kişilerin sefillik seviyesi hakkında da fikir verir.

  • kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

    tavsiye adı altında kendi zayıflama hikayelerini paylaşarak haklı ego tatmini yaşamak isteyenlerin yarattığı tavsiye foseptiği içinde boğulmayın.
    keşke bu tip yazılar için ayrıca (bkz: sözlükçülerin kilo verme hikayeleri) gibisinden bir başlık olsa. belki vardır, aradım maamafiğ bulamadım.

    gelelim hikayesiz tavsiyemize;

    * sizinle aynı boyda (1-2 cm fark olabilir) ve aynı şişmanlık tipinde* olmayan
    * sizinle paralel hayat şartlarında yaşamayan,
    * sizinle benzer bir geçmişe sahip olmayan

    kişilerin tavsiyelerini... dinlemeyin demiyorum, hikaye olarak yine dinleyin. uygulamayın demiyorum, deneyin ama sonucundan fazla umutlanmayın.

    çünkü:
    misal sen sedanter bir geçmişe sahipsen lisede voleybolcu olan ancak sonradan sosyal hayat (rakı sofraları) veya özel hayat (evlilik, çoluk çocuk) nedeniyle şişmanlamış bir ablanın "yediğime içtiğime dikkat ettim, spora başladım, hop zayıfladım, sen de yaparsın hihihi" temalı hikayesi sana bir şey katmaz.

    misal sen okulda veya işte olmadığın boş saatlerini bile işsiz geçiremeyen biriysen. sözde boş olan vakitler iş harici sorumluluk ve zorunluluklarla doluveriyorsa... boş vakitleri harbiden "boş" olan, hatta kafası her daim bo ş olan bir abinin "sabah ofise gitmeden önce bi tur koşarım, ofisten çıkışta spor salonuna giderim, ben disiplinliyim, bahaneci değilim, mikemmelim ben hohoho. sen de iş çıkışı eve koşarak git kardiyo olur zayıflarsın sjhdfgs" temalı hikayesi sana uymaz.

    misal sen en yakın spor salonuna gitmek için otobüs kuyruklarında telef olan biriysen bir eli yağda bir eli balda, arabası altında veya spor salonu rezidansının zemin katında olan birinin "salona gitmeyi aksatmamak lazım vicıt geliştirirken" tavsiyesi sana gelmez.

  • yaran gif'ler

    ilkokul teneffüsünde millet oyun oynarken ben => https://media.giphy.com/…0ipwrvdmtlfji28u/giphy.gif

    işin komik tarafı şu ki sunum cümlemde ciddiyim.

  • kahve ve çikolatasız kitap okuyamayan nesil

    * üstüne iki satır sabahattin ali tümcesi paylaşmadan geçemez.
    * video veya fotoğraf çekmeden spor yapamaz.
    * yediğini içtiğini, before-after'ını paylaşmadan; başımıza endokrin profesörü kesilmeden diyet yapamaz.
    * sofra/tabak fotoğrafı çekmeden yemeğe başlayamaz.
    * mağaza kabinlerinde giysi deneme fotoğrafları çekmeden bir şeycik alamaz.
    * arkadaşlarıyla dil çıkarmalı, zafer işareti yapmalı, birbiri üstüne yıkılmalı, ağlamalı gülmeli fotoğraflar çektirmeden sosyalleşemez, tatil yapamaz, yurtta veya öğrenci/bekar evinde kalamaz.
    * albümü yeni çıkmış popçu gibi çeşit çeşit pozlar vermeden mezun olamaz.
    * monaco prensine gelin gidiyormuş havasında pozlar yayınlamadan evlenemez.
    * başında doğum fotoğrafçısı olmadan doğuramaz.
    * şikayet ediyormuş maskesi altında övünmeden çalışamaz, istanbul'da yaşayamaz, trafiğe takılamaz.
    * hastaneden birkaç kare yayınlamadan refakatçi veya hasta olamaz.

    özet geçmek gerekirse "hiçbir zaman 'kendi halinde' olamaz".

  • hastası olunan sözler

    "nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum.
    o yüzden anlaşamıyoruz." charles bukowski