benbunubiliyomya12
profili

  • metin uca'ya dini cenaze yapılma komedisi

    kendine müslümanım diyen üç kağıtçıları neden bu kadar rahatsız ettiğini anlayamadığım durumdur. öncelikle "usulüne göre" denen bir şey var. yapılanlar ölüye saygı ve her şeyin usulüne göre yapılması ile alakalı. kendisi hayattayken farklı bir tören istemiş olabilir ama yazılı bir vasiyet bırakmamışsa cenaze töreni usulüne göre yapılır. sonralıkla, size ne ulan tipini sıfatını siktiklerim? bu adam gayet düzgün, iyi bir insandı. sizin gibi iki yüzlü boktan bir karaktere sahip değildi. bir gün rte beyaz iyidir desin hepiniz beyaz giyinirsiniz, ertesi gün beyaz düşmanımızdır desin dün giydiklerinizi yakarsınız. sizin gibi karaktersizler cennette girse oranın da amına koyar. kendi hurilerinizi bırakır başkalarının hurilerine sarkarsınız, başkalarının elmaları size daha güzel görünür gider onların elmasından çalarsınız, cennette bile milleti ayrıştırır, cenneti bile o insanlara dar edersiniz. biz biliyoruz da birinin size söylemesi gerekiyor; vücudumuzda antikorlar olduğu gibi bakteriler de var, mikroplar da var, işte siz bu dünyanın mikroplarısınız. ne kadar allah'a yalakalık yapıp, cennete girme hayali kursanız da allah'ın sizi dünyaya mikrop olarak gönderdiği gerçeği bakidir.

  • karşı cinsten soğumaya neden olan şeyler

    seni sikine takmaması. karşı cins olarak da bakılabilir, ikili ilişki olarak da bakılabilir yani biraz genel bir kavram. biri beni sikine takmıyorsa o kişiyle ilişkimi azaltarak bitiririm. demek ki ben o kişi için pek de önemli biri değilmişim demektir bu. yani olmasam da olurmuş. e o zaman olmayıvereyim ne olacak.

  • ilk kez sigara içeceklere tavsiyeler

    hangi tiryakiye sorarsan sor vereceğin cevap şudur "içme" çünkü içtikten sonra geri alınamaz bir döngüye giriyorsun. pişman ola ola içmeye devam ediyorsun, bırakmaya çalışıyorsun, hep bir eksiklik hissediyorsun. bir türlü bırakamıyorsun. yani o en başta yaptığın saçma hareketi yapmasan, hayatını kurtaracaksın. ben şahsen 2-3 kere bırakmayı denedim. en uzun bırakma sürem üç aydı. üç ay sonra çok stresli bir anımda, gittim marketten bir paket sigara aldım ve marketten çıkar çıkmaz yaktım. başım döndü, ağzımın tadı kaçtı. "eehh bu neymiş be" dedim. yani ilk kez içmiş gibiydim. o gün bugündür 5 yıl oluyor. arada yine bırakmayı denedim ama onu saymıyorum. benim tespitim şudur. sigara içmeye ya özentiyle ya da sosyalleşme sebebiyle başlanır, bitirmek için ise doktor gerekir. ya ayağın kopacak, ya akciğerlerini kaybedeceksin yani o acıyı çektikten sonra artık ağzına sürmezsin. şimdi filmi geri alalım; o ilk sigarayı içmeye ne gerek var?

  • bir hayat nasıl heba edilir

    (bkz: tembellik) ile. başka bir şey söylemeye gerek yok.

  • ekşi itiraf

    evliyim ve iki çocuk babasıyım. ailem için herşeyi yaparım, onları çok seviyorum. fakat nedense 2008 yılında tanıdığım bir kızı hala unutamıyorum. üzerinden 12 yıl geçmiş, biz sadece arkadaştık, hiç birşey yaşanmadı ama nedense hep o aklıma geliyor. muhtemelen açılmadığım için, hep bir umut olduğu için böyle oluyor diye tahmin ediyorum. belki açılsaydım, bilseydi ve olumsuz cevap verseydi rahatlardım. ama olumlu yanıt verseydi ne yapardım bilemiyorum. çünkü iki çocuğumun anası olan eşimle o zamanlar tanışmıştık. ikisi de üst üste geldi yani. bu hem itiraf hem de öğüt olarak geçsin isterim. içinizde kalmasın gençler. açılın, olsa da olmasa da içinizde kalmasın. geçen netflixte sex education'ı izleyeyim dedim. boş zaman doldurmaca, güzel diziyse güleriz diye. baş karakter kıza birebir benziyor bahsettiğim kişi. o salak ergen dizisini 3 günde bitirdim sırf o kız için. hayat çok garip martılar filan.

  • kadının iftirasıyla 13 ay hapis yatan iki öğrenci

    iki erkek iftirayla 13 ay boyunca hapis yatmış ve kadınların yorumlarını okuyunca dünyayı kadınların yönetmediğine şükrediyorum. böyle bir vicdansızlık olamaz. hiç işlemediğin bir suçtan dolayı 13 ayın gidiyor, adın lekeleniyor, kadınların yaptığı yorumlar; "ama kanıt yokmuş, haber taraflı, siz cinsiyetçisiniz" vb. umurlarında değil gerçekten adamlar suçsuz muymuş boş yere mi yatmışlar içeride, zerre umursamıyorlar. hatta olay tamamen kanıtlanabilse, yani kadın evet iftira attım dese, iyi olmuş ders oldu, öyle bir şey yapacak olsalar bile artık yapmazlar diyecekler. amk ruh hastaları.

  • kadının kalbine giden yol neresinden geçer

    saçma sapan cevapların olduğu sorunsal. yok ilgiden geçermiş, yok sevgiden geçermiş bilmem ne. çok ilgi göstersen üff derler çok sevgi gösterden öff derler. öncelikle kadın düzeltmeyi sever kardeşim yamuk olacaksın. çok düzenliyse sen pasaklı olacaksın, çok kibarsa sen hödük olacaksın vesaire vesaire. ama kendini bir türlü düzeltmeyeceksin. tam bir şeyin düzelse başka bir arızan çıkacak. tam düzeldiğin an, istediği kıvama geldiğin an götüne tekmeyi yersin. olayın özeti budur.

  • almanya'nın her alanda iyi olmasının nedeni

    aktif çalıştıkları içindir. şöyle ki; biz de sabah işe gidersin kahvaltıyı şirkette yaparsın, çay molanı filan verirsin, sonra sigaraya çıkarsın, tuvalete kaçarsın vesaire. almanlar çalışmaya gittiğinde çalışır. 1 saat ya da yarım saat pauseleri vardır, oturur yemek yerler, sigara içen içer. sonra çalışmaya devam. ayrıca güne erken başlarlar, artı gösteriş için havaya para saçmazlar. son olarak güvenilirlik ve süreklilik önemlidir, çok zıplamazlar, bir şirkette ortalama 15-20 yıl çalışırlar. ne anlaştıysan o’dur. ne bir eksik ne bir fazla. götüyle iş yapmazlar, aklıyla yaparlar.

  • en iyi kot markası

    açılın kot işinde çalışmış biri yazıyor. dsquared kot piyasasında trend lideri firmadır. peşinden diesel ve g-star gelir. çok daha üst düzey markaları yazmaya gerek görmüyorum. hatta kişiye özel üretim yapan butik firmalar da var ama bu üç marka fiyat performans olarak sektörde lider konumdalar. bunların dışında türk firmaları önerecek olursam mavi, ltb, collins ile merter piyasasının pek bir farkı yok. nerden alsanız aynı materyal, aynı kalite. hiç boş laf salatası yapmaya gerek yok. şu an almanyada ltb ile dieselin aynı yerde satıldığı bir mağazaya girin, diesel 100 euro ise ltb 60 eurodur. o yüzden bence en iyisi merterden alıp giymektir.

  • ali palabıyık

    27 ocak 2019 fener malatya maçını yöneten hakem. feneri tutuyor ama malatyalı futbolcular yerden kalkmıyor. penaltı verilmiyor, fenerbahçe lehine faulleri bile titreyek, zorla veriyor. fenerli futbolcuları peşine hangisine kart göstersem diye dolaşıyor. ama sorarsan feneri turuyor. çok güzel başladığımız maçı orospu çocuğu malatyalı futbolcuların yerden kalkmaması ve hakemin buna izin vermesi sayesinde belki de kazanamayacağız. ama fenerli, yersen.

  • deniz kenarındaki tarlayı beğenmeyip almayan dede

    denize bir şey ekilip biçilmeyeceği için daha çok tarla kurabileceği alanları alan dedelerdir. insanların verdiği kararlarda o an ki öncelikleri önemlidir. adam çoluğunu çocuğunu besleme derdinde instagrama foto atma derdinde değil.

  • phillip cocu

    orta sahada ki rakitic-coutinho ikilisini bozduğu için kendisine ben de kızgınım. özellikle busquetsi çıkarıp yerine alcacer'i almayacaktı. o büyük bir hataydı. defansta ise pique'den umutluyum. lig daha yeni başlıyor hadi hayırlısı.