ordekpoposundadomates14
profili

  • club'a gidip bunun neresi eğlenceli diye düşünmek

    üzerine para verseler club'a gitmem... insanlar bunun için bir de para ödüyor...

    ne idüğü belirsiz yüzlerce kalabalığın arasında son ses müzik dinlemek, gürültüye maruz kalmak, alkol almanın neresi eğlenceli yahu? tabiki bunu eğlenceli bulanlar var ama işte onlarla apayrı dünyaların insanıyız..

  • sinan oğan

    * cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce erdoğan ve rejimini kastederek "cehennemin kapılarını kapatacağız" diyeceksin,

    * 2.turda cumhur ittifakının hdp ile anlaşma olasılığının millet ittifakından 2 kat daha yüksek olduğunu söyleyeceksin,

    * geçmiş twitlerinde sürekli erdoğanı yereceksin, eleştireceksin,

    * 1.tur seçim gününden önce instagram canlı yayınını kapatırken "her şey çok güzel olacak" diye millet ittifakına selam çakacaksın...

    sonra 2.tur'da istikrar için erdoganı destekliyorum diyeceksin...

    biz de bunu yedik...

    bilmiyor muyuz senin azeri kökenli olduğunu, ilham aliyev'den aldığın direktif doğrultusunda böyle davrandığını...

    sinan? ben türk oğlu türküm... fakat bu yaptıklarından sonra gözümden öyle bir düştün ki... selahattin demirtaşı senden daha omurgalı, dürüst bir siyasetçi olarak görüyorum... bil istedim.

  • izinliyken iş yerinden aranmak

    beni müdürüm arardı bu şekilde... bir gün iznimi bitirip iş yerine geldiğimde, müdüre;
    -lütfen beni ufak tefek işler için, daha sonra iş yerinde halledebileceğim işler için aramayın. tamam çok önemli konu olur aranması gerekir aranır ama siz ufak şeyler içinde arıyorsunuz, yapmayın bunu dedim... bozuldu, kem küm etti, o konuşmadan sonra izne çıktığım hiç bir gün aramadı beni.

    müdür de olsa bazen insanlara rot balans ayarı çekmek lazım... herkes haddini bilecek... izin adı üstünde izin, iş yerinden soyutlamak istediğimiz gün/günler... izin günü dahi iş yerini, işi burnumuza sokmaya gerek yok... sokarsan sana o rot balans ayarını da veririz.

  • muharrem ince'ye oy verir misiniz

    vermem... muharrem ince kaba saba, nezaketten nasibini almamış, kahvehane köşelerinde ülkeyi kurtaran dayı modundadır... z kuşağı şu an bunu anlayamıyor, biz y kuşağının zamanında(toyken) sarıgül'e beslediği samimi duyguları şu an z kuşağı inceye besliyor... büyüyünce anlarlar... muharrem ince 2.sarıgül vakasıdır...

    gelelim 2023 seçiminde muharrem inceye oy verecek kişilere... şayet muharrem ince var diye seçim 2.tura erdoğan-kılıçdaroğlu arasında kalırsa 1.seçim ve 2.seçim arasında ne olacağını kimse bilmiyor... belirsizlik... velev ki erdoğan şapkadan tavşan çıkardı ya da kılıçdaroğlu ya da millet ittifakı büyük hata yaptı o dönemde... bunu kim bilebilir, herşey muallak. haziran 2015 - kasım 2015 belirsizlik döneminde akp'nin oylarının nasıl yükseldiğini biliyoruz.

    inceye oy verenlere soruyorum? o zaman keşke kk'ya oy verseydik de şu seçimi ilk turdan bitirseydik diyecekler mi? derler.. şayet derlerse bir musibetin başına gelme ihtimalini görmene rağmen neden o musibeti almak ister insan? işini şansa bırakır?

    şayet 2.tur'a kalmasında bir mahsur görmeyip "aman kim kazanırsa kazansın banane" moduna giriyorsa zaten kime ne anlatıyoruz? sen bu ucube sisteme eyvallah demişsin... 5 yıl daha bu şekilde yönetilmek istiyorsun... o zaman hiçbir şeye itiraz etmeyeceksin, isyan etmeyeceksin, her türlü siyasi durumu kabulleneceksin ince sever kardeş...

  • kadının ses tonunun erkekler üzerinde etkisi

    sözlükte (bkz: erkeğin ses tonunun kadınlar üzerindeki etkisi) genellemesi oluyor da kadının ses tonunun erkekler üzerinde etkisi neden olmasın dimi.

    şahsen kadında ilk baktığım şeylerden biri ses tonudur... ben kadında cırtlak ses, varoş ses, yüksek enerjili ses'e dayanamıyorum, acayip enerjimi alıyor ve sömürüyor... o tür sesli bir kadınla ne sohbet edebiliyorum ne de onu dinleyesim geliyor...

    şöyle şuh sesli, hızlı konusmayan ayarında konuşan, naif sesli kadınlara hasret kaldık.

    ayrıca şöyle bir genelleme var pek de doğru bir genelleme olmuş.
    (bkz: varoş kadınların itici bir ses tonuna sahip olması)

    edit: imla.

  • sakalsız erkekler istiyoruz

    açıkçası kadınların nasıl erkekler istediği umrumda değil :)

    ben sakalı sevmiyorum, kirliymişim gibi hissettiriyor bana, rahatsız oluyorum...

    içerden bildiriyorum çoğu erkek yüzüne güvenmediği için sakal bırakıyor bir kısmı büyük gözükmek için sakal bırakıyor bir kısmı da gerçekten yakışıklı olmasına rağmen sırf tarz için bırakıyordur...

    biz uğur dündargillerdeniz.

  • 1998 dünya kupası'ndan akılda kalanlar

    kel barthez
    zıpkın ronaldo
    su gibi terleyen zidane
    damalı forma hırvatska :p

  • ekşi itiraf

    bizim iş yerinde zihinsel engelli kadrosundan çalışan bir işçi var.

    sabah fabrika üretim kapısının önünde durup çay içiyor. gelenlere de günaydın diyor.

    bugün yine servisten bir dolu insan indi ve üretim kapısından giriş yaptı.

    bizim bu zihinsel engelli arkadaş;
    -günaydııııııııııııııııııııınnn dedi.

    elemanlardan biri gazel mi okuyorsun neden uzatıyorsun dedi?

    zihinsel engelli arkadaş;
    - hepiniz çok kalabalıksınız. her birinize günaydın demektense böyle uzatıyorum herkes günaydınımı alıyor dedi :)

    sorarım size kim daha akıllı :)

  • filmlerde hiç tuvalete gidilmemesi

    filmlerde tuvalete gidiliyor da filmlerde hiç olmayan şey bence şu; biri bir söz söylerken diğeri telaffuzdan dolayı, anlamadım? ne? efendim? gibi sorular sormaz. herkes ilk denilen şeyi telaffuz olarak kesin anlar.

  • türk rap tarihinin en iyi şarkısı

    (bkz: holocaust)
    sanırım bir daha böyle bir şarkıyı ceza dahil kimse yapamayacak.

    not: sagopa spor.

  • kışın her gün duş alan insan

    canım kardeşim, insanlar duşu ter kokup kokmuyor diye almaz..

    üstelik, ter kokasıya kadar duş almamak da çok doğru bir yaklaşım olmasa gerek...
    ter kokmaya başladım! duş almalıyım! böyle bir yaklaşım yok :) yani var da, olmamalı bence :)

    duş almak bir yaşam biçimidir. bu yaşam biçimine sahip olmayan insan, bu inceliği göremeyebilir.

  • ak parti oy'larının %40'ın altında kalması

    24 haziran 2018 seçimlerinde kuvvetle muhtemel olacak olan olay'dır.

    bunun için sağlıklı bir değerlendirme yapmak için ne 7 haziran'ı, ne 1 kasım'ı alacağım.. çünkü birinde emanet oylar, diğerinde korku oyları oluşmuştu... ortalamasını alacağız ve ak parti'nin 2015de ki oyuna %45 diyeceğiz

    40'ın altında kalmasının sebepleri:

    - ak parti yeni oy kullanan seçmenden %25 civarı oy alıyor en son kasım 2015 yılında seçim olduğunu düşünürsek yaklaşık 4 milyon genç ilk kez milletvekilliği için oy kullanacak... ak parti yaşlı kesimden çok büyük oy alıyor ve ülkemizde son 3 yılda 1 milyon kişi vefat etmiştir. burdan da ak partinin yaşlı nüfusdan kaybedeceği oylar ortaya çıkıyor... yani hiçbir politika olmadan sırf bu denklemden oy kullanma hakkı biten- oy kullanma hakkı kazanan denkleminden ak partinin ortalamasını %3 civarında düşürecek... burada tamamen 4 milyon oy'dan bahsediyoruz ve bu da toplam 60 milyon seçmenin %8'i...

    kaldı ak partinin oyu %42.

    her 15 ak partiliden 1'inin yani %6'sının son seçimlerde ak partiye vermiş ama gelişen siyaset çerçevesinde bu sefer muhalefet kanallarından herhangi bir partiye oy vereceğini düşünürsek %4 oy kaybı'da oradan yaşayacak

    kaldı ak partinin oy'u %38...

    sırf bu basit denklemden bile ak partinin oyunun %40'ın altında kalacağı gerçeği gün yüzü gibi açıktır...

    benim bir gün önce yaptığım akp oy tahmini de %38 çıkmıştı.
    #78106665

  • ilker başbuğ'un mahkeme görüntüleri

    ilker paşa, videonun sonlarına doğru saçma telefon kayıtlarıyla kahvehane ortamına çevrilen mahkemeyi onurlu, şerefli bir şekilde terketmiştir.

    bu onurlu ve şerefli hareketi alkışlayan izleyicileri de mahkeme başkanı dışarı çıkartmaya çalışmıştır.

    suçlamayı yapan savcıları, bu davalar uğruna intihar eden subayları ve bu davaları destekleyen siyasileri tarih yazdı, unutmayacak.

  • ekşi itiraf

    kendine yetemeyen insanlardan haz almıyorum.

    bir insan tek başına film izleyebilmeli, tek başına yürüyüşe çıkabilmeli, tek başına bir cafe de bir şeyler içebilmeli bence.

    bunu yapamayan etrafta çok insan var. kişi kendisiyle mutlu olamıyor, sürekli birilerini arıyor. öz ruhu kendisini doyuramıyor. spor yapacak tek yapamıyor, alışveriş yapacak tek yapamıyor vs uzatmak mümkün.

    başka insanlara parazit gibi tutunup zaman geçirmek - yaşamak da denilebilir buna.

    (bkz: kendine yetememek)