didierdrogba0756
profili

  • cumhuriyetin türk milleti için travma olması

    (bkz: çölüne dön vahabi köpeği)

  • 23 ağustos 2023 kemal kılıçdaroğlu açıklaması

    dede bi sus sktir git artık yaa...

    hala vır vır konuşuyor, istifa et kardeşim! ne hala kafa zkiyorsun!

  • kiracının tahliye için 200 bin tl istemesi

    yeni eve taşınma masrafı, yeni eve peşin kira, tahliye taahhütnamesi, emlakçı parası, süreç içerisinde maddi kayıplar...

    eee 1 sene oturdun siktir git ev benim... oldu, sen siktir!

    ev sahibi ilk bir kaç sene içerisinde kiracısının tahliyesini istiyorsa son derece haklı ve makul bir istektir, kimse siz kafanıza göre istediğiniz gibi siktiredebilin diye bir ton masraf edip sizin boklu evinizi tutmadı, insanlar taşınmak için büyük masraflar ediyorlar.

  • süleyman soylu'ya yeni meslek tavsiyesi

    boncuktan kuş yapmak...

  • 40 yaşı aşmış çiftlerin el ele dolaşması komedisi

    41 yaşındayım. eşimle de 21 senedir sevgiliyiz. ellerimiz de bir gün bile ayrılmadı. en azından bir 30-35 sene de hiç bırakmayı düşünmüyoruz.

    hadi şimdi şurdan siktir git anuna kodumun mutsuz şempanzesi…

  • 14 yıllık mühendisin 532 usd maaş alması

    lan zktirin gidin mına kodumun bebeleri, özel sektörün halini bilmiyorsunuz yaşvak yaşvak konuşuyorsunuz... yok kendini geliştirecekmiş de yok bilmemne... adam mühendis olmuş mühendis zkik! sen herif ne şartlarda çalışıyor haberin var mı? adam 10 küsür yıldır kurumsal nitelikli firmadayım diyor hala sığır gibi yazıyorlar. iş değiştirecekmiş de bilmemneymiş de, kıdem tazminatını babası veriyor sanki pezemengin! ailesi var oğlum insanların bakmakla yükümlü olduğu kimseler var, yaşı bir miktar olgunlaştıysa yeniden işe girmek çok zor bilmemne bilmemne işte herkesin dinamikleri kendine... harçlık alıp götünü bilgisayar sandalyesinden kaldırmayan sivilceli ergen... senin sülaleni ziktiler haberin yok... bak o mühendis abinin yine evi arabası bilmemnesi vardır. senin ayağa kalkıp isyan etmen gerekirken beynin pudinge dönmüş hala saçmalıyorsun... bu herif 14 yıldır bu paraya çalışmıyordu zaten mal... son iki senede bu paraya düştü maaşı... kalkıp "neden böyle oluyor lan anuna koduklarım" diye soracağına kendini geliştir diyip zırvalıyor elini pipisinden çekmeyen zik kırığı.

    500 dolar para mı lan got laleleri, baba parası yemekten, babanızın size sağladığı avantajları kullanmaktan kafanızı çalışanın haline biraz çevirseniz amcık amcık konuşmayacaksınız! size hayal satan amcıkların söylediği 3000 dolar maaşı (k diyen ağzını zkim) 100 mühendisten ikisi kazanıyor. kalan 98'in hali bu işte!

    ülkede kendi işini kurmuş yazılımcıdan başka para kazanan kalmadı kendinize gelin doktorun mühendisin ağzına zıçtılar, insanlar öfkeli...

  • mevlüt çavuşoğlu'nun katarlı bakanla tartışması

    allah kimseyi para dilenmeye gittiği kapıda böyle muameleyle karşılaştırmasın... sayenizde türk milleti itin götüne girdi orada kaldı öylece, çıkamadık...

  • müslüme'nin ablasının tuhaf tavırları

    el kadar çocuğu gelinlikle uğurlayacakmış... güle güle söylüyor bunu...

    annesini dedesinin becerdiğini ortaya çıkarmış çocuk bu... sizin gelinliğinize de örfünüze de adetinize de ananenize de sokim e mi?

  • lütfi elvan'ın tarihi fotoğrafı

    ya siktirsin gitsinler, bir de onurlu duruş gibi göstermeyin!

    adamın başından beri ne bok olduğu ne dediği belli, gelmeseydi, kabul etmeseydi görevi... herkeste bir yere yanlama gayesi, biri der ben muhalefetim, biri alkışlamadan şekil peşinde... göte giren şemsiyenin açılacağı anlaşılınca kurtarma sınavları bunlar, geçiniz...

    hepiniz yargılanacaksınız!

    özel mesajlar üzerine dip not : kendisini herhangi bir suçla da itham etmiyorum. ama dönemin dosyaları açılır bakılır söz konusu döneme dair kararı hukuk verir. suçlusunuz demedim, yargılanacaksınız dedim.

  • 24 nisan 2021 anonymous ses kaydı tweeti

    ben bu anonimlerin tivitlerinde ne anlattıklarını anlıyorsam arap olayım...

    yine şifreli üstü kapalı imalı bişeyli tivittir... oğlum neden babasına anlatmaya çalışıyorsunuz derdinizi, oğlu bilal’e anlatır gibi anlatın da hepimiz öğrenelim.

    parayı memlekete kazandıralım demiş diyip yırtarlar bak önemli bişeyse...

  • 12 ocak 2021 abd genelkurmayı'nın muhtırası

    çırpınırdı pasifik okyanusu bakıp amarigan bayrağına...

  • #aşıolmayacağım

    kutsal bilgi kaynağı son zamanlarını yaşamakta… resmen bilgi çöplüğüne dönüşmüş durumda. arkadaş iki gram bilgi sahibi olmadığınız şeylerle ilgili olarak ne olur boş boş sallamayın. şu hep eleştirdiğimiz bidon kafalardan farkınız olsun. "herşeyin ardında rakıfelır var" diyen hikmet dayıdan farkınız olsun ne olur…

    1. çin aşısı diye bir şey yoktur. aşı işi ne 100 liraya aldığınız imitasyon rolex saate benzer ne de çift hatlı televizyonlu iphone telefona. inaktif aşı vardır. bu inaktif aşı çalışmalarında mesafe katedebilmiş en geniş kitlelerce test edilebilmiş aşı ise çinli bir firma olan sonovac’a ait olandır. rusya, türkiye gibi birçok ülke prensip olarak hiçbir farkı olmayan inaktif aşı çalışmalarına devam etmektedir.

    2. inaktif metodoloji geçmişi 100 yıldan uzun bir süreye dayanan geleneksel yöntemle yapılmış bir aşı metodolojisidir. başında sonucunda ne ile karşılaşacağımızı insanlık olarak defalarca sınamış gayet bilindik bir senaryodur. bu senaryoya göre ölü (veya çok güçsüzleştirilmiş) (işte arge tam da bu virüsü güçsüzleştirip, çoğaltma ve makul sıcaklıkta saklama üzerine yapılıyor.) virüs vücuda verilir, bağışıklık sistemimiz bu virüsleri tanır, zayıf oldukları için kolayca antikorlar üreterek yenerler. daha sonra gerçek virüs ile karşılaşıldığında hala bünyede kalan antikorlar vasıtası ile ve yapısını bildiğinden kolayca yeni antikorlar üreterek gerçek virüs karşısında da vücudumuzun kolayca atlatmasını sağlarlar.

    3. dna, rna gibi herhangi bir genetik zincirinizle oynamazlar.

    4. sinovac firmasının aşısı bugün brezilya, şili, türkiye, çin ve endonezya gibi ülkelerde çok geniş katılım ile uygulanmış ve şimdiye kadar tespit edilen ciddi bir yan etki ile karşılaşılmamıştır. bu konuda güvenli olduğu uluslararası önemli bilimsel yayınlarla da desteklenmiştir. sadece brezilya'da bir adam öldü, batı medyası (elbette ekonomik nedenlerle) ortalığı ayaklandırdı "denek" öldü diye, sonra baktılar ki adam intihar etmiş. ölümünün aşı ile ilgilisi yok :)

    5. yani çin aşısı dediğiniz aşının en güçlü yönü “güvenilir” olmasıdır. bunun yanında deneklerin %90'ından fazlasında koruyucu miktarda antikor üretimi gözlenmiştir ve bu bir aşı için oldukça iyi bir orandır.

    6. öte yandan pfizer’in çalıştığı aşı ve moderna olarak bilinen aşılar dünyada ilk defa denenen bir yöntem ile çalışacaklar. başarılı olurlarla heyecan verici bir buluş olacak çünkü "rna" aktif aşılar. yani bir bakıma virüslerin ve sizin genleriniz üzerinde etkileri olacak ve aşılar zaten başta da bunu belirtiyorlar.

    7. şimdilik böyle bir yöntemin çoooooook ilerleyen yıllarda neye etken olabileceğini tam olarak anlayabilmiş değiliz. daha doğrusu evet aşı mesela %100 etki ile virüsü yenebilir ancak 10 yıl 20 yıl sonra ne ile karşılaşacağımızı… yani biliyoruz, bir sorun olmayacak ama... işte bu testlerin güvenilirliği burada sorunlu. çünkü oynadıkları şeyler "rna"lar ve insanoğlunun genetik haritasını bile çözeli henüz birkaç on yıl olmadı.
    düzenleme: iş bu entryde "mrna aşılar genetiğinizi değiştirir" dememektedir. "etkilerinin 10 yıllarca sürecek bir çerçevede değerlendirilmesi gereken bir konunun, ilgili süre geçmeden, gerekli biyoistatistiki verileri elde etmeden (belki de sonraki jenerasyonu da gözlemlemeden) bu anlamda %100 güvenilir kabul etmek makul olmayabilir." demektedir. "bakın buralar bir miktar tehlikeli sular olabilir." demektedir.

    8. gerçek neticeleri 10 yıllar sonra göreceğiz, hiçbir şeye zarar vermeyebilecekleri gibi, bambaşka bir yerlerde başka bir şeyler değiştirmiş olabilecekler. bu nedenle, bu anlamda bu aşıların testleri henüz güvenilir değildir. bakmayın siz küresel sermaye kuruluşlarının ve batı medyasının yere göğe koyamadığına, gayet de soru işaretleri ile dolu bir yöntemdir.

    9. inaktif aşılar kadar geniş katılımlı testler henüz bu tip aşılarda yoktur.

    10. geleneksel inaktif yöntemin dezavantajı virüs'ün değişen genetik yapısı nedeni ile tıpkı grip aşılarındaki gibi her sene yeni bir aşı tipi üretimi (en zoru ilkini bulmak) ve/veya kanda zamana bağlı olarak azalan antikor sayısı nedeni ile 6-8 ayda bir aşıyı yenileme ihtiyacıdır (hastalığa da ikinci kere yakalanma bu nedenle oluyor.) rna temelli aşılarda bu sorunun aşılabileceği umut edilmektedir.

    iş bu bilgiler ışığında değerlendirin hangi yöntem güvenilir, hangi yöntem soru işaretleri ile dolu. inanın aşı olup olmamanız zikimizde değil de burayı okuyan insanlar var. bu kadar hayati bir konuda ne olur bilip bilmeden dötünüzden sallamayın. başka derdimiz yok.

  • 30 ekim 2020 ege denizi depremi

    sizlerden ricam bu uzun entryi uygun bir zamanda sakin bir kafa ile okumanız ve mümkünse mümkün olduğu kadar çok dostunuz ile paylaşmanızdır.

    edit: böyle önemli bir konuda görsellerimi, (kendi hazırladığım telifi olmayan görsellerimi de) yayından kaldıran moderasyona sevgilerimi sunuyorum, ve entryi görselsiz yayınlıyorum.

    deprem öldürmez bina öldürür...

    deprem anında yapmamız gerekenleri anlatan çok (arama kurtarma uzmanları, ilkyardım uzmanları), hangi fay hattında ne zaman deprem beklediğimizi anlatan çok (jeoloji mühendisleri, sismologlar), toplanma alanlarını deprem sonrasında yapılacakları konuşan çok, afet çantalarımız falan her şey tam takım (şimdiye kadar tedbirinizi almamış olamayacağını kabul ediyorum.) ama sorunun gerçek kaynağından konuşan yani inşaat mühendisliği açısından konuyu irdeleyen neredeyse yok.

    ben faydalı olacağına inandığım bu uzunca entry'de konuya konunun en önemli ayağından bakarak hem meslektaşlarıma faydalı olacağını düşündüğüm ve tasarım sürecinde atlandığına inandığım hususlara değineceğim hem de yeni ev almak isteyen yada evinin güvenli olup olmayacağını merak eden arkadaşlara büyük çoğunluğumuzun yaşadığı betonarme yapılarda dikkat edebilecekleri, gözlemleyebilecekleri ve gerçekten çok önemli olan hususlarda kolayca anlaşılabilir bilgiler vereceğim. aşağıdaki hususların ne kadarında pozitif yönde kanaatiniz oluşuyorsa, binanız da deprem esnasında o kadar sağlıklı kalacaktır.

    deprem öldürmez bina öldürür... artık her yerde duyduğumuz klişe aforizma. peki nasıl?

    * öncelikle yatay yük ve düşey yük kavramını anlamanız icap etmekte. düşey yükler yer eksenine dik olan yükler yani, binanızın kendi ağırlığı, içinde bulunan eşyalar, yaşayanların ağırlığı, kar yükü gibi kavramlar binanın düşey yükleridir. binalarımız genellikle bu söz konusu düşey yükleri taşıyabilirler yani kartal'daki kendi kendine yıkılan bina gibi örnekler (kolon kesilmesi söz konusuydu sanırım) çok fazla beklenen durum değildir. bunu neden söyledim? binanız kendi başına ayakta dimdik, sapasağlam duruyor gibi görünebilir ancak bir sonraki aşamada anlatacaklarımı dikkate almadan binanıza güvenmemeniz çok önemli. genellikle insanlar bu bahsettiğim düşey yükler altında ayakta sağlam gibi görünen binaların emniyetli olduğuna dair yanlış bir kanaat beslemektedirler.

    bir betonarme binanın sağlamlığı yatay yükler yani en mühimi deprem olan yatay yükler altındaki davranışı ile değerlendirilir. yatay yükler yer eksenine paralel olan yüklerdir. binanızı yıkan yükler büyük oranda bunlardır. peki neden?

    * betonarme dediğimiz yapı malzemesi beton ve çeliğin birlikte çalışması ile elde edilen bir yapı malzemesidir. bu iki materyalin birlikte çalıştırılmasının nedeni betonun basınç etkilerine karşı muazzam mukavemetine karşılık çekme etkisine karşın dayanıksız kalmasıdır. tam tersi olacak şekilde çelik ve genel olarak metaller basınç etkilerine karşı zayıfken çok yüksek çekme mukavemeti sunarlar. bu iki malzeme doğru biçimde tasarlanıp birleştiğinde ise hem basınç hem çekme mukavemeti yüksek bir yapı malzemesi olan betonarmeyi elde ederiz. aksi bir tasarım mekanizması kurulmadı ise çok büyük olasılıkla binanız kendi ağırlığı gibi düşey yükeri "basınca" karşı mukavemeti ile karşılarken, deprem gibi yatay yükleri "çekme"ye karşı mukavemetleri ile karşılarlar.

    sebebi "hidratasyon" olan ve bir kaç kitap konusu olabilecek kadar kapsamlı bir sürecin sonucu olarak doğru tasarlanmış, granülometrisi (içindeki taneciklerin, dağılımı) doğru, doğru dökülmüş bir betonun ömrü çok uzundur. zaman içerisinde her geçen gün basınca çok çok daha dayanıklı hale gelir. buna karşın çelik bütün metallerin kanseri olan oksidasyon yani paslanma ile karşı karşıyadır. çelik çekme dayanımını günden güne kaybeder çünkü ne kadar iyi korursak koruyalım zaman içerisinde küçük oranlarda da olsa paslanır. başka bir deyişle binanız kendi ağırlığını ve diğer düşey yükleri günden güne daha kuvvetli biçimde karşılayabilecek kadar güçlenirken, çekme dayanımı yani deprem mukavemeti geçen yıllar içinde günden güne azalır. işte eski yapılar her şey doğru yapılmış olsa bile en temel olarak bu nedenle güvensizleşir. bunun dışında aşağıda sıralayacağım nedenlerle eski yapılar güvensizdir.

    * ülkemizde ne yazık ki 99 depremi öncesinde yapılan yapılar büyük bir denetimsizlik içerisinde imal edilmişlerdir. büyük çoğunluğu yanlış projelendirilmiş, doğru projelendirilenler de büyük çoğunlukla yapı malzemelerin yanlış kullanımı nedeni ile bitik haldedir. neydi bu hatalardan bazıları?

    betonlar granülometrisi yani tanecik dağılımı (kum, çakıl çap ve oranları) doğru hesaplanmamış, büyük çoğunlukla tamamen ustanın (bi boktan anlamayıp her boku bildiğini sanan kişi) insiyatifine bırakılmış, el ile hazırlanmıştır. bunun neticesinde esasında basınç dayanım gücü çok daha yüksek olması gerekirken (örneğin 30 mpa) bunun neredeyse 1/3'ü oranında (10-12 mpa) dayanıma sahiptir. buna karşın günümüzde devlet tarafından denetlenen hazır beton firmalarından elde edilen betonların kullanılması mecburidir. söz konusu firmalar zaman zaman iyi denetlenmemesi nedeni ile 30 mpa vermeseler de 28 mpa dayanımı alacağınızı bilirsiniz.

    bununla birlikte kötü granülometrinin bir diğer dezavantajı boşluklu yapısı nedeni ile beton içerisindeki demirin oksijenden tam olarak izolasyonu sağlanamaz ve paslanma süreci başlar. paslanma sürecinin bir diğer nedeni ise "su" içerisindeki oksijendir. eski bir atasözünde söylediği gibi yiğidi gam, duvarı nem öldürür... bu nedenle su yalıtımı ve drenaj uygulamalarına da dikkat etmek gerekir. paslanma süreci başladıktan sonra söz konusu süreci durdurmak çok zordur ve bütün donatıya yayılır. paslanmış donatısı olan binanın deprem dayanımı yoktur. daha önce gördüğünüz sahnedir;
    görsel

    demir kullanımında nervürlü çelik dediğimiz tırtıklı çelik değil değil düz demir kullanılmıştır. düz demirin betona tutunması çok zordur. betonun içinden sıyrılır. buna karşın nervürlü çelik betona çok daha iyi tutunur, sıyrılması mümkün olmaz. günümüzde betonarme binalarda nervürlü çelik kullanımı zorunludur.

    düz demir;
    görsel

    nervürlü çelik;
    görsel

    * deprem esnasında çekme kuvvetlerinin en yoğun olduğu bölgeler olan kolon-kiriş birleşim bölgelerinde çekme mukavemetini artırmak için bir çeşit donatı yoğunluğu yükseltme tedbiri olan etriye denilen kolonu veya kirişi enine olarak saran demirlerin uygulaması genellikle yapılmamıştır. böylece ilgili bölgelerde çekme dayanımı daha düşüktür.
    görsel

    bu ve burada bahsettikçe konuyu uzatacak onlarca neden sebebi ile 99 depremi öncesi yapılmış binalar net olarak güvensizdir. genel olarak 25-30 yıldan yaşlı betonarme binalar çok dikkatle ele alınması gereken saatli bombalardır. uzak durmanızı tavsiye ederim.

    daha yeni binaları değerlendirirken bazı hususları ortaya koymak icap eder. ne yazık ki meslektaşlarım genel olarak mühendislik disiplininden uzaklaşmış, hayatın şartları gereği adeta bir yap-sat müteahhiti gibi çıktı al-imzala mühendisleri olmuşlar ve sta4cad gibi programlarla kolayca binayı projelendirirken adeta bir tekniker gibi konuya yaklaşıp "mühendislik ruhundan" uzaklaşmışlardır. şimdi size mümkün olduğu, dilimin döndüğü kadar bu bahsettiğim "mühendislik ruhu" açısından olmazsa olmazlardan bahsedip doğru binayı anlatmaya çalışacağım.

    * bölgenizin zemin özelliklerini bilin. elinizde bir zemin etüd çalışması bulunması olmalı. kayalık ve sıkı zeminlerde binanıza etki edecek deprem yükleri öncelikle bu kayalar tarafından emilecektir. bu da yapınızın deprem yüklerinden en az biçimde etkilenmesine sebep olacaktır. su seviyesi yüksek, gevşek zeminler, verimli topraklar deprem yüklerinin oluşturacağı salınımları artıracak adeta zeminin fırtınada bir deniz gibi davranmasına neden olacak ve binanız da fırtınadaki bir balıkçı teknesi gibi salınım yaşayacaktır. unutmayın zemin özellikleri kötü bölgelerde de ek tedbirler ile sağlam bina yapmak mümkündür, bunun yanında binanızı depreme karşı güçlendirmek istediğinizde enjeksiyon gibi zemin iyileştirme çalışmalarını da binanız mevcutken de yapabilirsiniz ve en az bina güçlendirme çalışmaları kadar faydalı olacaktır.

    * zemin konuşup da temel konuşmamak olmaz, bina için en önemli taşıyıcı sistem elemanı temellerdir diyebiliriz. genellikle eski yapılarda görülen münferit (her kolon için tek temel) temelli yapılardan kaçının. bunun yerine tüm bina alanının temel olarak düşünüldüğü tüm zemini kaplayan radyejeneral temel en güvenli çözümdür. tasarım sürecinde temele harcananacak olan paradan kaçınmayın. zemin akma, kayma etkisi bulunabilecek alanlarda radye altına ters kiriş uygulaması yapmak oluşabilecek bir çok sorunu daha ilk aşamada çözecektir.

    * şimdi söyleyeceklerim çokça dikkat edilmeyen ama hayati konulardır. artık hepimizin elinde google earth gibi online harita sistemleri mevcut, bölgenizdeki fay hatlarını da biliyorsunuzdur. genel olarak bilmeyenler için ülkemizdeki fay hatları aşağıdaki haritada sunulmuştur.
    görsel

    bölgenizde binanızı etkileyebilecek fay hatlarını bilin, bu fay hatlarının karakteristik olarak nasıl depremler yaratacağını bilmeniz çok önemlidir. genel olarak fayların nasıl hareketler yaratacaklarını aşağıdaki resimlerde görebilirsiniz;
    görsel

    işte zurnanın zort dediği yerlerden birisi,
    normal faylar ve ters faylar fay eksenine dik doğrultuda güç dalgaları üretirken,
    yan atımlı faylar fay eksenine paralel doğrultuda güç dalgaları üretirler. kimse dikkat etmez ama bu bilginin sizde olması binanızın yatay güçlere karşı konumlandırılmasının tespitinde, arsanızın üzerine oturtmak aşamasında ve taşıyıcı sistem elemanlarının projelendirilmesinde çok çok önemlidir.

    binanızın da söz konusu fay hatlarına karşı konumunu, yönünü bilin... peki bu bilgileri nasıl kullanacaksınız?

    * kgf/cm2... işte size hayatın anahtarı, kuvvet/alan... yani birim alana düşen kuvvet.

    yine çokça mühendis arkadaşımızın göz ardı ettiği bir konudur. binanıza etki eden yatay kuvvetler binanızın söz konusu yükler yönündeki alanına "orantılı" biçimde etki ederler. alan azalırsa, bununla orantılı olarak etki eden kuvvet de azalır. söz konusu yöndeki alanı daraltıp buna dik eksendeki kesit alanını artırdığınız nispette yapılarınızın deprem dayanımını logaritmik olarak artırabilirsiniz.

    bu durumu şöyle düşünüp hayal etmeye çalışın. bir arkadaşınızdan sizin karşınıza geçip bütün gücü ile itmesini istediğimizi hayal edelim. sizi cepheden, karşınızdan bütün gücü ile iten arkadaşınıza mı daha kolay dayanırsınız yoksa benzer bacaklarınızı hafifçe aralayıp dururken sizi yandan, omuzunuzdan iten arkadaşınıza mı?

    yani taşıyıcı sisteminizin, binanızın konumu ve fay hatlarının konumu ile yaratacağı deprem tipi ilişkisi sandığınızdan çok çok çok daha önemlidir. konuyu aşağıdaki resimlerle görselleştirmeye çalıştım. çizimlerin amatörlüğü için özür dilerim, dar vakitte anca bu kadar.
    görsel

    görsel

    * binanızın ağırlık merkezi mümkün olduğu kadar aşağıda ve taban alanı mümkün olduğu kadar geniş olmalıdır. gözlerinizi kapatıp bir elma şekeri hayal edin, bu elma şekerini sallayarak devirmek istiyorsunuz, çubuğu yere sapladığınızda şeker yukarıda iken mi kolay devrilir yoksa elma olan kısmın üzerinde yere koyarsanız mı?
    görsel

    yine benzer biçimde ağırlık merkezi çekirdekte yoğun, çekirdek güçlü yapıları tercih etmek de, binanın örneğin planda baktığınızda binanın merkez noktasında bir yerlerde iki yönde güçlü perde duvarlar tasarlamak, mesela asansör çekirdeğini bu alana konumlandırmak faydalı olacaktır.

    binanız adeta bir piramit gibi mümkün olduğunca geniş tabanlı tasarlanmış ağırlık merkezi alçakta olmalıdır. bu anlamda zemin kat üzerindeki katlarda görülen "çıkma" diye tabir edilen uygulamalardan kaçınmakta fayda vardır.

    * düşey taşıyıcı elemanların yani kolonların ve perde duvarların sürekliliği çok önemlidir. tüm bu yapı elemanları en üst tabliyeden temele kadar devam eden eksenel merkezi hiç kaymadan bir güç aktarımı sağlamalıdır. bu hata taşıyıcı sistem tasarımında yapılabilecek en yıkıcı hatalardan birisidir. bu nedenle;

    çıkma yapılmaz ancak kaçınılmaz biçimde yapıldı ise de çıkmaların, konsolların üzerine kolon oturtulamaz, bu nedenle serbest duvarların (kolonlarla desteklenmemiş duvarlar) mümkün olduğu kadar kısa olması çok önemlidir.

    benzer biçimde kirişlerin üzerine kolon oturtulmaz, mesnetlenmez. kesinlikle binada zemin katta kolon kesilmez. bakın kolon asla kesilmez... bunu yapmak intihar etmekle eşdeğerdir. kolon keseceğinize intihar edin...

    * yapıda özellikle çekirdek bölgesinde her iki yönde de en az birer adet taşıyıcı perde duvar kullanmak çok faydalıdır. kolon kiriş aks ağının asimetrik olması, kompakt ve çözümlenebilir bir yapıda olmaması büyük problemlere gebedir. bu durum taşıyıcı sistemin yatay yükler karşısında kendi bünyesinde "zımbalama" diye tabir edilen darbe etkisini göstermesine neden olur. dış kolonlar en az 2 yönde kirişlerle bağlanmalıdır. iç kolonlar ise 4 yönde kirişlerle bağlanmalıdır.
    görsel

    taşıyıcı sistem elemanları kolonlar ve perdelerin tek yönde güçlü düzenlenmesinden kaçınılmalıdır. bu durum deprem gibi yatay yüklere karşı yapının tek yönde çok zayııf kalmasına neden olur. çok tehlikeli bir sorundur. böyle bir sorunu yapınızda tespit ederseniz mutlaka güçlendirme çalışmaları sırasında tek yöndeki taşıyıcı elemanları köşegen elemanlara çevirmeniz gerekir.

    bir yapıda kolon yüksekliklerinin mümkün olduğunca aynı kalması sağlanmalıdır. diğer kolonlara göre kısa kolondan (örneğin asma katlarda kullanılır.) mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. kısa kolonlar diğer kolonlara göre daha büyük kesit zorlanmaları ile karşılaşırlar.

    kiriş kirişe bindirilmemeli, mutlaka birleşim noktasında bir kolon düşünülmelidir. kirişleri boyutlandırırken yüksekliği büyük tutup genişliği küçük tutmak, tabiri caiz ise kılıcına düşünmek ve yassı kirişlere gitmemek de çok önemlidir. bunun yanında kirişler kolonlar gibi basınca çalışan yapı elemanları değillerdir. çekme doğrultusunda çalışırlar. bu nedenle kirişlerde hesap yaparken beton yokmuş gibi hesap edilirler. kirişlere daha fazla donatı hesap etmelisiniz. eğer çekme kuvveti hesabına beton da dahil edilirse betonun çekme mukavemeti çok düşük olduğundan bu değer aşılır aşılmaz betonda küçük çatlaklar oluşacaktır. bu çatlaklardan sonra donatının hızla uzamasından dolayı daha büyük ve kalıcı çatlaklar oluşacaktır. bu aşamadan sonra kiriş kullanılmaz hale gelir.

    * döşeme tasarımında seçilecek çokgen yada üçgen formlu asimetrik döşemeler yapıda zararlı iç dinamiklerin oluşmasına, dolayısı ile büyük sorunlara neden olurlar. yine benzer biçimde kat döşemesi alanında toplam alana kıyasla 1/3 oranında boşluk olması veya düzensiz boşluklar olması durumunda deprem yüklerinin taşıyıcı elemanlara güvenle aktarabilmesi zorlaşmaktadır.

    * 30 metreden fazla olan uzunluklarda yapının farklı oturumlar yapabilmesi nedeni, ısıl genleşme faktörü gibi etkiler nedeni ile dilatasyon derzi uygulaması yapılmalıdır.

    * yapının bitişik nizam olması çok tehlikelidir. hele hele eski yapılarda bitişik nizam yapılardan kaçının. yapının bitişik nizam olması durumunda kat yüksekliğinin yanındaki yapı ile kademeli olması, tabliyeler arasında kot farkı bulunması, bir yapının kat döşemesinin diğer yapının kirişleri arasındaki kolonun ortasına gelmesi çok tehlikelidir. bu durumda her iki yapı da birbirine zımbalama etkisi yapar. ne yazık ki yapıldıktan sonra bu sorunun olası bir çözümü yoktur. yapım aşamasında sonradan yapılan binanın kolon kiriş kesişim noktalarına darbe emiciler koymak bir ölçüde bu sorunun doğmasını engelleyebilir. çok dikkat edilmez ama bina tasarlanırken mümkün olduğunca yan binanın kat yükseklik değerlerine uyulmalı ve iki yapı arasında dilatasyon derzi uygulanmalıdır. ne yazık ki pratikte pek uygulandığına şahit olmadım.

    * binada taşıyıcı sisteme zararlı etkileri bulunabilecek titreşimler oluşturabilecek olan titreşimli makineler bulunması taşıyıcı sistemler için her zaman zararlı etkiler doğururlar. malzeme yorulması dediğimiz bu olay taşıyıcı sistemin uzun vadede mukavemetini düşürecek ve yatay güçlere karşı dayanımını düşürecektir. sorunun çözümü tasarım aşamasında bu olası makinelerin tespiti ve havuz uygulaması yapılmasıdır.

    sonuna kadar okuduysan teşekkür ederim.

    faydası olması açısından özel mesajla ilk etapta aklıma gelmeyen durumları hatırlatmannız halinde güncellenebilecektir.

  • 13 ekim 2020 aym ile içişleri bakanlığı atışması

    birisi demiş ki "birbiri ile uyumlu geçinmesi gereken kurumlar bıdı bıdı" ; öbürü demiş işte efendim komiklik olsun diye "elektrik parasını biz ödüyoruz" ; beriki "dünya'ya bizi rezil ettiniz" vay efendim "dolar şimdi 8 olacak"... hatta bir salak aktroll "hukuk vesayeti devam ediyor" yazmış...

    çocuğum siz gerizekalı mısınız?

    iç işleri bakanlığı'nın karşısına aldığı mesaj verdiği kurum "anayasa mahkemesi" bakın anlayın diye tekrar yazıyorum. anayasa mahkemesi...

    her ne kadar tweeti atan bir üyesi olsa da bakanlığın mesajının gittiği yer nettir. bu ülkede yerel mahkeme anayasa mahkemesi'nin kararını tanımadığını deklare etmiştir. meselenin ciddiyetinin farkına varın! bu ülkede anayasa mahkemesi'nden üstte bir kurum yoktur. türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. siyasi iktidarlar tarafından yargının en üst kademesi tehdit edilemez. eğer ediliyorsa kapatın dükkanı gidelim... harbiden kapatın yani...

    bu gün yer yerinden oynaması gerekirken ülkenin güya en rafine kitlesinin yaptığı yoruma bak! elektrik paralarını ödüyormuş!

    sormanız gereken kafanızda canlanması gereken soru şu; bugün aym kararını kabul etmeyen siyasi erk yarın bir şekilde yargılanır ve suçlu bulunursa ne yapar? bunun sonuçları ne olur?

    tanım; bir siyasinin kendisinin ait olduğu partiyi kapatma ve kendisini siyasetten men etme yetkisi olan bir kurumu tehdit etmesidir.

  • muharrem ince

    bak dayı sana iki çift lafım var;

    malum gücün çöküş dönemine denk geldin bir rüzgar oldun bir umut oldun... biz de peşinden geldik. hayatta en utandığım şeylerden biridir, para gönderdim sana valla para gönderdim lan, kampanyanı yap diye… kafama sıçayım!

    2 milyondan fazla insan gördüm ben o meydanda kendi gözlerimle gördüm… hayatımda bir daha asla öyle bir mahşeri kalabalığı göremeyeceğimi de biliyorum. güya seçimi istanbul’da yaklaşık 3,5 milyon sana oy veren seçmenle tamamladın, yerrrsen…. lan istanbul’un en muhafazakar semtlerinden birinde (oy ve ötesi o bölgeye atadı) bundan önce bilmem kaç seçimdir akepe kalesi olan bölgede, oy kullananların önemli bir bölümünün sarıklı çarşaflı olduğu okulda açık ara kazandın tüm sandıkları, ben saydım ya… kavga ettim ben akepe ilçe başkanı ile gırtlak gırtlağa geliyorduk senin yüzünden. elimde hala sayim rakamlari durur, ben saydım oradaydım gözümle gördüm… kesin kazandık bu sefer dedim, öyle de mutluydum, çok çalıştım ağa ben senin için çok çalıştım… bu lanet düzeni devireceğine inandım, çok çalıştım ve aslında biliyorum ki o gece biz o lanet düzeni de devirdik… sonra ne mi oldu?

    sandık sonuçlarından güle oynaya evime dönerken eşimin akepe oylarının çok fazla olduğunu duymamla dünyam yıkıldı, inanamadım, kendi gözlerimle şahit olduğum değişimin karanlığa bırakıldığına emin olmamın hayal kırıklığı ile eve geldim.

    • o gece sokaklarda makinalı silahlar ateşlendi sevinç gösterisi adı altında, milis kuvvetler sahaya indi, o gece türkiye tıpkı 1 kasım seçimleri gibi dizayn edildi, eminim… ama kanıtlayamam…

    • o gece hiçbir muhalif lider ağzını açamadı

    • o gece sen çıkmadın, ben senin için o gece canımı verirdim… ben senin için o gece canımı verirdim, sen çıkmadın… zikindirik bir televizyon sunucusuna adam kazandı diye mesaj attın geçtin, ben bizim kazandığımızdan eminken sen adam kazandı dedin. aklımızla alay etmeyi bırak alenen taşak geçtin.

    • olabilir, tehdit edilmiş olabilirsin, ailenle sınanmış olabilirsin, ama biz senin arkandaydık… sen bize ihanet ettin…

    • şizofren dedin lan şizofren dedin, şizofren utanmadan yüzün kızarmadan şizofren dedin bana!

    • sonra chp’de artık genel başkanlık yarışına girmeyeceğim dedin, döndün chp’yi karıştırdın… tamam kılışdar da bi mok değil ama en azından adam senden daha karakterli davrandı bu süreç içinde…

    şimdi de önce bize hayal ettirip sonra o hayalleri yıkmamış gibi, verdiğin sözlerden dönmemiş gibi, çıkmışsın iktidar ağzı ile “akparti” diye diye tam da güç kaybettikleri dönemde, tam da ekonomik olarak sıkıştıkları anda gündem değiştirerek, seküler bloğu bölebileceğini sanarak parti kurma sevdasına girmişsin…

    hocam benden sana bi öngörü, bir kardeş tavsiyesi… nah bölersin! hiçbi bok yiyemezsin artık, zktirgit köyünde domates ek! ben yukarıda da dedim ya senin için çok çalıştım diye, hepsi de haram olsun sana!

    bir söz de "kurarsa kursun nolcak yieaa, yüzde ellibir sistemii yiiieeaaa" giyen gevşek tayfaya... oğlum mevzu oyları bölmesi değil anlamadın mı? lan bu ülkede herkesin gözü önünde 1 kasım seçimleri gibi bir garabet yaşandı, hatırladığım onlarca garabet dışında... sen hala nasıl bu karadar rahat olabiliyorsun mister yetmez ama evet? okuyamıyor musun olanları, bak iyi parti ittifağa çekilmeye çalışıyor, bak ince'nin parti kurması hükümet tarafından destekleniyor sadece %1-2'nin seçim sonuçlarını değiştirebileceği bir siyasi zeminde... senden biraz daha gerizekalı %0,5 olsa bu oy kitlesinin ne kadar önemli olduğunun farkında değil misin? hem burası türkiye lan! senin o başkanlık sistemi yieaa dediğin şeyi kafalarına göre değiştirmeleri ve kendilerine menfaat sağlayacak şekilde dizayn etmeleri an meselesi... allah akıl fikir versin! allah size akıl fikir versin!

    duzeltme: 1 kasım seçimlerini 5 kasım hatırlamışım

  • beyrut'ta yaşayan kadınların fotoğrafları

    "türkiye'den bile..."

    adam hala türkiye'yi özgür sanıyo ya la...

  • değnekçilerin makbuz isteyen kişiyi bıçaklaması

    yüzüne ve kalbinin üzerine bıçak darbesi...

    bakın bu şerefsizliktir. bakın bu adiliktir... adam öldürmeye teşebbüstür, en ağır biçimde cezalandırılmalıdır. ailesinin yanında on lira için insan öldürmek hiçbir vicdana yasaya muhakemeye sığmaz, eli kanlı terör örgütleri bile kendi çirkin ve aşağılık fikri dünyalarında bir temele oturturlar cinayetlerini, bu onların yaptıklarından bile daha aşağılık bir suçtur...

  • suriye'nin türkiye ile savaşağını açıklaması

    efendim aç karınlarını doyursunlarmış, gotlerine peçete alsınlarmış, bir alaylar komiklikler... safak gecmek düşmanı hafife almak ne kolay, ne eğlenceli... oysa sağduyu ile bakınca durum biraz farklı gibi görünüyor;

    ülkece dış politikada iyice köşeye sıkışmaktayız. libya'da mısır ile karşı karşıyayız, ki mısır'ın arkasında kimin olduğunu artık hepimiz biliyoruz. öte yanda doğu akdeniz ve ege'de fransa ve yunanistan ile sular kızışıyor. son olarak da putin destekli suriye atar yapmaya başladı... evet ülkece büyük ve bölgede askeri açıdan güçlü bir ülkeyiz ama bu kadar çok cephenin hepsinde birden çılgın bir gerilim ortamı yaratmak bana yine bıyığı ile meşhur orta boylu bir diktatörü ve onun sonunu hatırlatıyor ama hayırlısı...

    yani öyle gülüp şafak geçmeden önce şapkayı önüne alıp iyice bir düşünmek lazım derim ama siz bilirsiniz yine de...

  • 27 mayıs 2020 gelir vergisinin yükseltilmesi

    artık ne diyeyim bilemiyorum... allah belanızı versin...

    5 bin lira maaş alan adamın sgk'si, vergisi zartı zurtu esasında 8500 bin lira kazandığı (3500 devlete) yerde;
    yaklaşık 500 liralık fatura toplamının 350 lirasının vergi olduğu yerde;
    yaklaşık 500 liralık benzin parasının 300 lirasının vergi olduğu yerde;
    tüm alışverişlerinizden %20 sinin kdv adı altında kesildiği yerde (minimum 300 liraya denk gelir aylık)
    başka ülke vatandaşlarının kolayca sahip olduğu araba, elektronik gibi ürünlerde bir tane de devlete alırken...
    bir de üzerine askerlik denilen tartışmalı kavrama gitmemek için bile tonla para alırlarken...

    şimdi de gelir vergisi oranları artırılacakmış...

    allah belanızı versin! allah gani gani belanızı versin! ben mi seçtim lan burada doğmayı? sizin soyunuz sopunuz için mi ben eşşek yüküyle vergi ödüyorum! ya bir fransız çok kolay yaşarken ben neden böyle yaşıyorum...

    çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıksın! haram zıkkım olsun!

  • mhp'nin ali babacan'a ali potter demesi

    lan akp kendini bu kadar savunmuyor, ne yalaka heriflermişsiniz...

    lord voldemort taraftarları tarafından kullanılan ifadedir.