vodkaleamon19
profili

  • baba ile yapılan saçma ama özlenen aktivite

    gece uyumadan mutfakta siyasi tartışmalara girmek. tansiyon yükselince sesler de yükselirdi sonra annemin eline aldığı süpürge sapı eşliğinde sus pus odalarımızın yolunu tutardık.

  • kaderi maraş depremi gibi olacak 18 il

    hoca maraş için uyarı verirken de belediye başkanı "ben maraş'ta deprem olacağını sanmıyorum" demişti. yazılanlara bakıyorum da zihniyet aynı.

  • öğretmeniniz ile hiç mi güzel anınız yok

    yüzlerce hatta binlerce var. mesela ortaokul türkçe öğretmenim. yazmayı ve okumayı sayesinde sevdim. sonra lise bilgisayar öğretmenim, hocam, ustam, manevi babam. bugün severek yaptığım bir mesleğim varsa onun emekleri sayesindedir. arada kötüleri yok muydu? vardı dünya kadar hem de. bu sorunun temelinde yatan cevap bardağın neresinden baktığınızla alakalı.

  • diploma mı tecrübe mi

    ikisi de. tecrübesiz bir diplomalı ile çalışmak neyse tecrübeli bir diplomasızla çalışmak aynı şey. ne salt teori işe yarar ne de salt pratik. ikisinin karışımı daima iyidir.

  • dongle'a türkçe isim önerileri

    çük

  • bayanlara abla diye hitap eden erkekler

    erkeğe abi diyen kızdan farkı yoktur

  • anın fotoğrafı

    küçük dağları ben yarattım büyükler dedemden yadigar duruşu. insan taklidi yapmaya bayılıyor.

    görsel

    görsel

  • 32'li tuvalet kağıdı 5 lt sıvı yağ 1 kilo tereyağ

    yeni nesil başlık parası

  • 30 ekim 2021 bim migros ve şok market açıklamaları

    bak güzel kardeşim. baharat işi yapan bir firmada çalışıyorum. perşembe günü işe gitmedim. cuma günü b2b listesinde fiyat güncellemesi yaptım ve 1. sınıf saf karabiberin kg fiyatını 68 lira olarak güncelledim. çünkü çarşamba günü gelen güncelleme o yöndeydi. b2b üzerinden deli gibi karabiber siparişi gelince uyandım zira kg fiyatı 75 tl olmuş. pazartesi fiyat 65 liraydı. işe gitmediğim tek bir günde yaşanan fiyat artışı bu. şimdi toptancısından bu fiyatlara ürün alan marketi / esnafı suçlayamazsın(söz konusu zincir marketlerin çoğuna doğrudan ya da dolaylı olarak mal veriyoruz). salça fiyatlarını günlük değiştiriyoruz. her sabah ilk işimiz fabrikadan günce fiyat almak. bazen gün içerisinde 3 defa değiştiği oluyor.

    ekonomiyi bok ettiniz suçlayacak yer arıyorsunuz ama boşa çabalıyorsunuz.

    edit: he yavrum esnafa verdiğiniz fiyatla zincir markete verdiğiniz fiyat aynı zaten diye akşamdan beri mesaj atan, ve gün içerisinde atacak sığırlar için;
    zincir markete ürün verirken kâr marjını kısarsın. yani bir ürünü esnafa %20 kârla veriyorsan büyük alıcıda bu marj %10'dur. ancak ürünün maliyetinde %10'luk bir artış olmuşsa o artış esnafa da zincir markete de aynı oranda yansır. dur bim'in maliyet artışını %7 tutayım demezsin. en spesifik örnek olan karabiber örneğini verim zira bu ürün için ocak ayında oluşturduğum listede kg fiyatı 26 lira idi. şimdi güzel kardeşim ocak ayından bu güne ürün 49 lira zamlanmışken ben bunu sırf zincir market diye bim'e yansıtmayacak mıyım? ya da pazartesi 65 liradan aldığım ürün perşembe 75 tl olmuşsa bu artış yansımayacak mı? nasreddin hoca misali 75'e alıp 65'e mi satacağım. tamam sığırsınız da bu kadar sığır olmayın. hükümet yalayıcısısınız da bu kadar mal olmayın. verdiğim örnek açık. ben alırken 10 lira pahalıya almışsam kâr marjımı sabit tutup satarken de 10lira pahalıya satarım ki zarar etmeyeyim. ki şu an onu yapınca bile zarar ediyoruz.

    edit2: bitmiyor memleketin sığırı bitmiyor. bakkal zincir marketten ucuza nasıl mal satarmış. gel sana anlatayım hileyi güzel kardeşim. örneğini verdiğim karabiberden yol çıkalım. 50 kg ince çekilmiş irmiği al, üzerine 5 kg kadar 3. sınıf karabiber koy, yaklaşık 50 mg kadar karabiber aroması koy. oldu mu sana mis gibi 55 kg karabiber? oldu. şimdi paketle onu sat bakkala. mesela pul biber. biberin bir özü vardır paprika diye geçer sektörde. o özü endüstriyel kullanımlar için alırlar ve geriye biber tadı ve kokusu olmayan ama biber formunda posa kalır. onu alır öğütürsün biraz iyi pul biberle karıştırırsın ve elinde ucuz yollu pul biber olur. paketler ucuz ucuz satarsın. mesela sumak limon tuzu fiyatları artana kadar hilesi en çok yapılan baharattı. al 3. kalite sumağı, yukarıda belirttiğim posa ile karıştır, bas limon tuzunu ve onu mümkün mertebe ince öğüt. hayırlı olsun artık ucuz sumağın var. paketle ucuz ucuz sat.

    edit 3: bak kardeşim ben sana sermayeyi savunmuyorum. tek kelime ile beter olsunlar. sucuk diye sattıkları saçmalıkları, zeytin yağı diye sattıkları saçmalıkları, bunların ifşa oluşlarını unutmadık. kesinlikle masum değiller. bu iktidarla türediler. bu iktidarın küçük esnafı bitirme projesinin baş aktörü oldular. şimdi de ters düştüler yesinler birbirlerini. ama tüm bunlar oldu diye hükümetin topu taca çıkarma abasına da sessiz kalamam. ekonomiyi bok ettiniz. fiyatlar artıyorsa suçlusu sizsiniz. bu kadar basit.

  • olası bulgar yunan savaşında tutulacak taraf

    öyle bir taraf tutarız ki bulgaritan ve yunanistan birlik olup bize saldırır. dış politikada bunu yapabilecek beceriksizliğimiz, pardon yeteneğimiz var

  • fotoğraf çekerken tarihi topun içine sıkışan genç

    inşallah onu kurtarıcaz derken topa zarar gelmemiştir. top bile daha değerli duruyor o genç arkadaştan.

    edit: sözlük yönetimine çağrımızdır bu arkadaşı davet edin soru soralım çünkü hepimizin aklında tek bir soru var; "neden?"

  • kız ayarlanan en ilginç yer

    yakın bir arkadaşım letgo'dan ayarlamıştı.

  • 1-evlenmeyin 2-evlenmeyin 3-evlenmeyin

    bu tavsiyeyi verenler genelde evli olurlar ve buna rağmen evliliği sürdürürler. sigara içen birinin elinde sigara ile sigaranın zararlarını anlatması gibi bir şey bu durum da.

  • fatih portakal'ın twitter'da yediği ayar

    keşke fatura gün sayısını okusaydı. biri 15 günlük diğeri 17 günlük. yıllardır yapılan rutin bir uygulama. benim de başıma geldi. ayrıca bunu öğreneceğin yer twitter değil. ararsın müşteri hizmetlerini durumu sorarsın. verilen cevap tatmin etmediyse twit at, kampanya başlat haber yap. hadi diyelim twitter üzerinden sordun
    --- spoiler ---

    "bu şimdi ne demek? mayıs ayı içinde 2. @igdaskurumsal faturası. ya beni enayi gördünüz ya da bir şeyler çeviriyorsunuz? benim gibi acaba ne kadarız? tatmin edici cevabınız nedir?"
    --- spoiler ---

    diye direk suçlayıcı "seni gidi seni bak beni dolandırmaya çalışıyordun ama ben seni yakaladım"şeklinde bir twit hiç atmazsın. dili cidden çok yanlış

    tamam igdaş'ın bunu habersiz yapması bir hata. sözleşme dahilinde bunu yazıyor olsan bile haber verebilirsin. millete "lan bbiri bişi mi yaptı acaba" paranoyasına sokmazsın ki bunu yapman çok basit. zile basıp ev sakinlerine haber verebilir, mesaj atabilir, mail atabilir. hiç bişi yapmasan "bakım için doğalgaz saatinizi değiştirdik" diye yeni taktığın saate bir sticker yapıştırabilirsin.

    ez cümle her iki tarafta hatalı. igdaş durumu bildirmemiş. portakal da bunu fırsata çevirmeye çalışmış. ülkenin bu gündeminde açıkçası saçma, üzücü ve komik olmuş. hele muhalefet topladığı puanları koruma, yeni puan ekleme çabasındayken muhalefete yakın bir gazetecinin yaptığı çok ama çok yanlış olmuş.

  • kabak bamya kereviz enginar pırasa seven insan

    damak zevki olan insandır.
    hepsi birbirinden ayrı lezzetler. hele kereviz. hele ayva ile pişirilmişse ve yanında ev yapımı yoğurt varsa. hastasıyız

    not: egeli değilim.
    not 2: erkeğim arkadaşlar boşa yazmayın. özellikle çaylaklar sınırlı olan mesaj hakkınızı bende heba etmeyin
    not3: he düşüyor böyle. heykelimi dikin kereviz ile hatun düşürdüm

  • ülkede kriz varken utanmadan 9 gün tatil yapmak

    dedi kölelerini 9 gün çalıştıramayacak olan patron

  • sevgilisi ağladığı için 1000 km yol giden erkek

    yapınca kıymetimiz bilinmiyor o yüzden yapmıyoruz (tecrübe ile sabit)

  • müdürlerin hiçbir iş yapmaması

    çok sevdiğim bir hikaye var bu konuyla ilgili;

    büyük amerikan imalat fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri kâr ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığına takılmışlar ve bu ücretin yüksek olduğunu düşünmüşler. içlerinden iki kişi seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler yaptığını bir görmelerini ve ondan sonra bu konuda karar verilmesini kabul etmişler.
    iki kişilik heyet bir sabah sessizce fabrikaya gitmiş ve fabrika müdürünün odasına girmiş. gördükleri manzara şu olmuş: fabrika müdürü elinde kahve fincanı, ağzında purosu, etrafa halka dumanlar yaymakla meşgul. masanın üstünde ne bir dosya, ne bir kâğıt, hiç bir şey yok. bir müddet kendisi ile oradan buradan konuşan heyet üyeleri, bu müddet zarfında müdürün hiç bir işle meşgul olmadığını ve yalnız birkaç basit telefon konuşması yaptığını görmüşler.
    heyet aldığı intibadan memnun, idare meclisine “fabrika müdürü denilen zatın yanında bulundukları üç küsur saat zarfında hemen hemen hiçbir şeyle meşgul olmadığını ve bu bakımdan böyle basit bir iş için verilen yıllık 100.000 dolardan en aşağı üçte iki nispetinde bir tasarruf sağlanabileceğini” söylemiş. tabii fabrika müdürü bu indirmeye razı olmamış, işten ayrılmış. yeni maaşla çalışmayı kabul eden birçok istekli arasında bir zat yeni fabrika müdürü tayin edilmiş. üç aydan sonra idare meclisine gelen imalat istatistiklerinde az, fakat dikkati çekecek kadar bir düşme başlamış. “fabrika müdürü yenidir, tabii bu kadar acemilik olur” demişler. altıncı ayın sonunda üretim ve kâr istatistik eğrisi bir hayli düşmüş. hatalı üretim miktarı ise artmış.
    eski heyet azaları, yeni fabrika müdürünü odasında ziyaret etmişler. adamcağız kan-ter içinde bir elinde telefon, öteki eli evrak imzalamakla meşgul, başıyla gelenlere oturmalarını işaret etmiş. gelen giden o kadar çok ki, adamla doğru dürüst konuşmaya bile imkân olmamış. fakat heyetin kanaati şu olmuş: “böyle canla başla çalışan bir adam başta olduğu müddetçe işlerin düzelmemesi için hiçbir sebep yoktur, biraz daha bekleyelim.”
    sene sonu gelmiş, her zaman kâr eden fabrikanın bilânçosu zararla kapanınca idare meclisi azaları birbirine girmişler ve işi yeniden incelemeğe başka bir heyeti memur etmişler. yeni heyet müdürün odasına değil fabrikaya gitmiş ve iş başında bekleyen insanlar görmüş, sebebini sormuş. aldıkları cevap şu: “hususi bir döküme başlayacağız. fabrika müdürü ben gelmeden başlamayın dedi, biz de bekliyoruz. her halde elektrik atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı.”
    o sırada gözleri, yaşlı bir ustabaşına ilişmiş. adamı şöyle bir kenara çekmişler ve fabrikanın eskiye nazaran daha fena çalışmasının sebeplerini sormuşlar. yaşlı ustabaşı içini boşaltmak ihtiyacını uzun zamandır hissetmiş olacak ki, “baylar” demiş:
    “eski müdürümüz teferruatla uğraşmaz, ileriye ait planlar yapar, işi bize bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahat bırakırdık. ani, içinden çıkamayacağımız olağanüstü bir problemle karşılaştığımız zaman ancak ona başvururduk ve o zaman da bilirdik ki o bizim bu sorunumuzu çözecek. o hakiki fabrika müdürü idi. güler yüzlü idi. purosunu içer, bizimle şakalaşır, fakat hepimiz için düşünürdü. şimdiki müdür de çok dürüst, iyi niyet sahibi, hatta çok daha çalışkan bir adam. fakat o hiçbirimize inanmıyor, her işin kendisi tarafından görülmesini istiyor. yani o bizim yerimize ustabaşlık yapıyor. tabii biz de amele çavuşu mertebesine düşüyoruz. haydi neyse buna da aldırmayalım ama fabrika müdürlüğü boş kalıyor. elinde purosu ileriyi görmeğe çalışan, tedbir alan, düşünen adamın yerinde kimse yok.”

  • sevgilim dediğin kızın 2 yıldır sevgilisi olması

    hayırlı olsun bilader ren geyiğine evrilmişsin