loch ness2
profili

  • bahşiş vermeyen müşteri

    “ona göre muamele görür”müş.

    (bkz: buyrun benim)

    bir restaurantta yemek yediğimde, bahşiş bırakmam için tek kriterim vardır, hesap tahmin ettiğimden dramatik şekilde düşük gelirse, yani o akşam yemeğini ve servis hizmetini olması gerekenden ciddi oranda ucuza satın aldığımı düşünürsem uygun fiyata yüksek kalite sunulmasını ödüllendirmek isterim kendi çapımda.

    herşey olması gerektiği gibi ise 1 kuruş bahşiş bırakmam. en ufak saygısızlık halinde de öneri kutusuna saygısız personeli ismiyle birlikte yazar bırakırım. bir daha da aynı mekana uğramam.

    dünyada restaurant kalmamış da hayrına aç karnımızı doyuruyormuş gibi burnu büyüklük edilmesine de asla katlanmam. allah’ın servis elemanı bile sana posta koyuyorsa , çok afedersiniz edeyim öyle mekanın konseptine ben.

    özel mesajlar üzerine edit;
    "allah'ın servis elemanı bile size posta koyuyorsa" kısmında bir meslek grubunu küçümsediğimi söyleyen mesajlar alıyorum, ancak kimseyi küçümsemek gibi bir maksadım olmadığını belirtmek isterim. kastettiğim; bazı meslek erbabı ifa ettiği görevin niteliği gereği muhataplarına sert davranmak zorunda olabilir ; örn: asker-polis-hakim-savcı-infaz koruma memuru-gümrük memuru- vergi denetim kurulu personeli vs. , kimi ise mesleğin yoğun hayati önemi ve iş gücü altında ezilip muhataplarına zaman zaman ters davranabilir, anlayışla karşılamak gerekebilir ; örn: acil servis doktorları, pasaport kontrol memuru, okul müdürü, kaptan pilot , kıtalar arası gemi kaptanı vs.

    servis personelinin ise yerine getirmesi gereken 2 görevi vardır, biri hızlı ve eksiksiz yiyecek-içecek servisi , diğeri ise müşteriye saygılı bir tavır takınmak. tümü bundan ibaret olan 2 görevden birincisinin yarattığı stresi ikinci görevini ihmal ederek, hele ki bahşiş gibi tamamen rızai bir jest ortaya konulmadığı için müşterinin "yüzünü ezberleyip" bir dahaki sefere "kötü muamele ederek" sinirini boşaltamaz. tıpkı bir pilotun hava koşullarına veya bilmem kaçıncı sefere çıkarılmasına kızıp uçağı canının istediği hava limanına indirmeye kalkmaması gibi.

    "allah'ın servis elemanı bile" derken, doğrudan "nezaketli bir tavır ile servis hizmeti" satın aldığınız meslek erbabının "bile" muhataba saygısızlık etmesinden söz ediyorum, en olmaması gereken yerden , saygılı tavır ve hazır yemek servisi satın aldığınız yerden gelen saygısızlık kabul edilebilir bir şey değil.

  • bedelli askerlik

    resmen kaynak israfı şunu çıkarmamak.,

    ofisimde yüzlerce dosya yatıyor, onları paraya çevireceğim ve piyasada oradaki kişi sayısı kadar para dönecek, oradan gelen para ile ihtiyaç yada lüks fark etmeksizin tüketim yapacağım ve kendi adıma para sirkulasyonuna ikinci bir adım daha ekleyeceğim, ben ve benim gibi yüzbinlerce insan piyasaya milyarlarca lira para akıtacak.
    peki biz ne yapıyoruz. işle güçle meşgul olup, para kazanıp tüketim yapmak yerine, amip gibi oturup bu yaşımızda yüksek lisanstan doktoraya koşturuyoruz istemediğimz halde, hedefleyerek isteyerek yapanları tenzih ederim tabi de, mesleğimi icra edip hayatımın inşasına devam etmek yerine hiç ilgim olmayan bir konuda akademik kariyer yapmak, hele hele 30'a merdiven dayamış bir halde oturup test çözmek, aman belki çıkmaz da tekrar ales puanı gerekir diye mat-1 'i falan sıcak tutmak. ne bileyim, böyle acayip zul geliyor be hacı bu kadar işin gücün tantananın arasında.

    tek başıma koca bir ofisi sırtladım götürüyorum, işe zor yetişiyorum, bir personel alayım maaşını 4000 civarında tutabileyim, sigortasını falan yatırayım, işini sevsin, profesyonel bir partner gibi dört eliyle sarılsın işine, kan emici puşt işverenlerden olmayayım diye binbir hesap kitap arasındayım. ama ne oluyor?

    bir kağıt geliyor kapıma, eski okulunuzdan yaptığınız tehir iptal edildi şubatta askere geliyosun. nah geliyorum afedersin. sen gelirken biz dönüyorduk paşam. ben o tehirin üzerine emniyet sibobu olarak iki tane okula daha yazıldım okuyorum da haberin yok.
    tek yaptığınız şey ekmeğimi kazanmak için yoğun bir tempoda koşuşturacağım pazartesi günümün içine sıçıp, bütün hafta planımı baştan yazdırıp, beni yollara düşürmeniz oldu.kimbilir kaç bin kişiyi böyle huzursuz ve fuzuli meşgul ettiniz.

    bak şimdi, senin yaratacağın katma değerden ne olur?'cu hıyarlar açsın vergi mevzuatındaki gelişmeleri okusun resmi gazeteden. devlet sana diyor ki; abi gözünün yağında hamsi kızartayım, gel etme eyleme, boş boş dolaşma , iş kur, işletme kur, katma değer yarat, bana kdv öde, para kazan- harca bana yeni yeni katma değerler yarat. yeter ki yap bunu, ben senden gelir vergisi bile almayacağım, çok müşkül durumdayım allah rızası için katma değer yarat piyasa çok kötüye gidiyor yoksa. diyor. ben alt metni direkt böyle okuyorum. varsa aksi yönde bir analiziniz ,oturur dinleriz.

    bedelli askerlik gelmeli, kazan gibi olmuş kafalarımız bir nebze rahatlamalıdır.