beren and luithen11
profili

  • sma hastası ayaz bebeğin 5 ayı kalması

    kendisi ile ailesine geçmiş olsun dileklerimi ileterek, iyileşeceğine dair umudumu ve iyi temennilerimi sonuna dek minik ama kuvvetli bünyeye sahip bu yakışıklı dostumla birlikte tutuyorum. yanındayız ayaz.

  • fransa'nın küçümsenmesi

    fransa'nın imaj olarak küçümsenmesine yol açan tarihi nedenleri kısaca sıralayalım.

    (bkz: dien bien phu)
    vietnam savaşı'nın kökeni, -daha önceki çin istilasını saymazsak- fransız işgalidir. yaklaşık 1 yüzyıl boyunca bölgeyi sömürge haline getirmişlerdir. ikinci harp sırasında japon işgaliyle el değiştiren vietnam, harpten sonra japonları topraklarından atmış ancak fransız istilası tekrar başlamıştır. ama vietnam özgürlüğü ufak da olsa bir kere tatmıştı ve bağımsızlık kadehini elinden bırakmaya niyeti yoktu. fransızlara karşı direndiler, savaştılar ve dien bien phu'daki belirleyici muharebeden sonra kazandılar. fransa kuvvetleri, dien bien phu bölgesine korunaklı olduğunu düşündükleri bir üs kurup vietnamlıları üzerlerine çekmek isterler. bunu gerçekten de başarırlar ama karşılarındaki general giap ve askerleri, bu planı fransa için felakete çevirirler. birçoğu ölür ve binlercesi teslim olur. fransızlar bu noktadan sonra vietnam'da tekrar barınamadılar ve kısa süre sonra tamamen çekildiler. aşağı millet gördükleri o ufak tefek ama koca gönüllü adamlar tarafından yaka paça ülkeden atıldılar.

    (bkz: fransa seferi)
    ikinci harbin tuhaf savaş dönemi bile fransa'nın büyük bir başarısızlığı iken, manstein planı* ile kısa sürede batı cephesi'nde çöken fransa, dünyayı şok etmiştir. birinci harpte, büyük ve kanlı süper savaşları net sonuçlar getirmese de, fransa en azından düşmemişti. ikinci harpte de buna benzer bir sonuç uman dünya, dahiyane bir plana boyun eğen fransa'yı bir daha eskisi gibi ciddiye almayacaktı.

    (bkz: vichy hükümeti)
    ikinci harpte mihver devletleri'nin* kuklası olan fransa hükümeti. boyun eğdiği yetmiyormuş gibi bir de dizleri üstüne çöken fransa, almanları binicisi kabul edip sırtına almıştır. benzer durumu istiklal harbi yıllarımızda damat ferit paşa hükümetinde de görebiliriz. vichy hükümeti ile fransa, hem kendi topraklarının büyük bir kısmını almanlara açmış hem de okyanus ötesi topraklarının kontrolünü kendisini yenip sırtına binen devletlere vermiştir.

    (bkz: almanya'nın birleşmesi)
    1871 yılında alman devletlerini prusya önderliğinde birleştiren otto von bismarck, birleşen almanya'nın kralı i. wilhelm'in başına tacı, versailles sarayı'ndaki aynalar galerisi'nde takmıştır. ayrıca, fransa savaş tanrısı napolyon'un ismini taşıyan imparator iii. napolyon, bu savaşta almanlarca esir alınmıştı. bismarck, imparatorları ellerindeyken fransa'ya ateşkes anlaşması önerdi ancak kabul edilmedi ve alman ordusuna başka seçenek bırakılmadı: paris'e kadar girilecekti. nitekim öyle de yaptılar ve fransa'nın kalbine muzaffer bir şekilde girdikleri yetmiyormuş gibi, bir de birleşen ülkelerini burada ilan ettiler. fazla gurur bir yerlere vurur diyen fransa, sonunda silah bırakıp teslim oldu ve versailles'da teslim anlaşması imzalandı.

    (bkz: compiegne vagonu)
    almanya ile hudut komşusu olan fransa'nın arasındaki münasebet, bir üst maddede görüldüğü üzere eskiye dayanır. birinci harpte teslim olan almanlar, bu mütarekeyi compiegne bölgesinde bir tren vagonu'nda imzalamışlardır ve bu mütareke ile sonraki barış antlaşması olan versailles antlaşması'ndan utanç duyarlar. barış getirmeyen bir barış antlaşması olan versay'dan kısa bir süre sonra dünya yeniden savaşa tutulur ve almanlar fransızları bozguna uğratırlar. utanç anıları hala taze olan führer, fransa'nın teslimiyetini sunacağı anlaşma için bir müzeye kaldırılan compiegne vagonunu getirtir ve teslimiyet orada gerçekleşir.

    (bkz: paris'in kurtuluşu)
    charles de gaulle'ün ikinci harpte fransa'nın kurtarıcısı olarak paris'e girmesi bile fransa'nın imajını zedelemiştir. harbin avrupa sefer birlikleri komutanı general eisenhower, müttefiki de gaulle için her şeyi hazırlamıştı, bir zafer alayı ile arc de triomphe'un altından şehre girdi. elbette de gaulle ve vatansever fransızlar bu kurtuluşu sağlamışlardı ama atlantik okyanusunun doğu kıyılarına vuran milyonluk müttefik askerlerinin varlığı asıl sebebiydi ve de gaulle yalnızca halk için bir vitrindi. bir zamanlar napolyon'un zaferleri sonrasında askerlerinin altından geçmeleri için inşa ettirdiği zafer takı'nın altından, amerikan askeri gücünün gölgesine sığınarak yürümüştü.

    afrika sömürgelerine karşı işlenen suçlar, soğuk savaş dönemindeki basiretsiz politikalar, aristokratik kökenlerin getirdiği olumsuz etkiler ve daha nicesi mevcut. ancak belirtmeden geçilmemeli, bunlar tarihi olaylar ve günümüz izlenimi için önemli bir köken olsa da yalnızca imaj. fransa'nın imaj açısından küçümsenmemesi için bundan daha fazla neden var: tek başına -italyan olsa da- napolyon* bile yeterli bir sebep. ayrıca dönemleriyle birlikte düşünürsek; carolus magnus*, godfrey de bouillon, charles martel, turenne vikontu, ferdinand foch ve daha nicesi gibi. ayrıca felsefe, bilim, sanat, edebiyat, matematik gibi birçok alanda çıkardıkları dehalar da ülkeye saygın bir izlenim katmaktadır. hızla gelişen dünyada hiçbir devlet kolay kolay harbi göze alamaz ve imaj olarak kötü görünse de, fransa, yakın tarihte hızla gerçekleşen gelişmeleri en önlerde takip eden bir ülkedir. fransa'nın ülkemizde sevilmemesi bütün bu günümüz olaylarının doğal bir sonucu olsa da, küçümsenmemesi yararımıza olacaktır.

  • 6 ekim 2020 trendyol ekim indirimleri rezaleti

    ben internetten alışveriş yapmayı pek seven biri değilim ve uygulanan işlemlere pek güvenmem, bu sebeple de tercih etmem. ki burada da pek çok defa gördüğümüz üzere, trendyol gibi firmaların rezaletleri de hepimizin malumu. lakin çevremde birçok arkadaşım ve akrabalarım bu yöntem ile alışverişi kolay buldukları için yaygın bir şekilde tercih ediyorlar. bahsettiğim arkadaşlarımdan bir tanesi, yıllardır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen bir arkadaşım da bu konuda genelde benim gibi düşünen ama nispeten yormadığı ve kolay bir işlem olarak gördüğü bu alışveriş yöntemini nadir de olsa tercih eden birisidir. sözü kısa kesip bu gibi sitelerin satışta yaptıkları hilelerin herkese örnek olması adına, trendyol sitesinden satın alma yaparken başına gelen olayı, arkadaşımın isteği üzerine buraya aktarıyorum:

    "yaklaşık bir haftadır saat almak için internet üzerinden alışveriş sitelerini kontrol ediyordum ve casio erkek kol saati efr-566db üzerinde karar kıldım. birçok alışveriş sitesinde yaklaşık 1.100-1.500 lira dolaylarında seyreden bu saati, trendyol alışveriş sitesinde "6-7-8 büyük ekim indirimlerinin fırsat ürünleri" adı altında 879 liraya buldum ve derhal almaya karar verdim. saati satın alırken sepette %20 indirim fırsatıyla birlikte güzel bir indirim daha yapıldı ve taksitlendirmeyle oluşan vade farkıyla birlikte 779 liraya satın alma işlemini tamamladım. bu işlemden bir iki saat kadar sonra kargolama işleminin ne durumda olduğunu kontrol etmek için siteye girdiğimde saatin 1.759 lira'ya yükseldiğini gördüm ama beni etkilemeyeceği için içim rahattı, sonuçta satın almayı çoktan yapmıştım. sonra bir anda trendyol'un bu siparişimi iptal ettiğini gördüm ve sitenin canlı destek bölümüne bağlanıp sorguladım, sebep olarak 'bu ürün tedarik edilmediği için iptal edilmiş' diye bir yanıtla karşılaştım." satın almasını tamamladığım bir ürün benim iznim veya haberim olmadan iptal edildi ve bu trendyol sitesinin yaptığı şey yüzünden mağdur edildim. ayrıca rezalet burada da bitmiyor; trendyol aynı saati 1.759 lira'ya satışa sunmaya devam ediyor. trendyol sitesi, büyük ekim indirimleri fırsat ürünleri adı altında reklamını yapıp tüketiciyi sitesine çekerken ürünleri çok cüzi bir miktara satışa sunduğunu belirtiyor ama ürün satın alındığında tedarik edilmeyen ürün olduğunu belirterek tüketiciyi kandırıyor ve fiyat yükselterek satışa devam ediyor.

    canlı destek ile yapılan görüşme:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    satış: görsel, görsel
    satın alma işlemi: görsel
    ürünün iptal edilmesi: görsel
    ürünün iptal detayı: görsel
    ve bonus olarak satın alınmış olunan saatin bu iptalden sonraki fiyatı: görsel

    trendyol gibi online satış yapan firmalar, "fırsat ürünü" adı altına belli başlı ürünleri indirime sokarak sitede ve her yerde reklam yapmayı pek severler. bu kampanyalar, insanların yararlanması için sunulan -sözde- özel bir hizmettir ve firmanın albenisini yükseltir, "trendyol sitesi birçok ürüne indirim uygulamış. demek ki gerçekten en uygun fiyatlar burada" düşüncesini akıllara kazır.

    şimdi, öncelikle trendyol şirketi alıcıya taahhüt edilen fiyatta, satın alma işlemi tamamlanan ürünün gönderimini haksız bir şekilde ve bilgi vermeden iptal ediyorsa, ticaret hukuku ve etik kuralları bunun neresinde? ayrıca bu gibi birçok "fırsat ürünü" başlığı ile insanları sitenize yönlendirip, bu fırsat ürünlerini satın almalarını sağladıktan sonra "ürün tedarik edilmiyor, vermiyoruz" deyip, aynı ürünü 1.759 liraya satışa koymak ticari ahlaka uygun mudur? ellerinde olmadığını dahi varsaymış olursak, bu gibi ürünleri büyük ekim indirimleri adı altında reklam yüzü diye sunup insanlara bu şekilde lanse etmek doğru mudur?"

    sözün özü, insanları bu şekilde yanlış yönlendirmek hiç hoş bir durum değil ve bu gibi hilelere kanmamak için insanları bilinçlendirmek gerekli.

    edit: evet, 3. görselde arkadaşımın adı görünüyordu, düzelttim. bilgilendiren bütün arkadaşlara teşekkürler:)

    edit2: bu ve benzer durumlar hem trendyol hem de diğer birçok satış sitesi kaynaklı olarak oldukça fazla kişinin başına da gelmiş ve neredeyse tamamı hakem heyeti başvurusu ile haklılığını ispat edip kazanmış. arkadaşım da hakem heyeti başvurusunu tamamladı ve eminiz ki kazanacağız ama bu yazı bu gibi olaylar yaşama ihtimali olan insanlara örnek olsun diye burada dursun isterim.

  • lübnan cumhurbaşkanının osmanlı'ya hakaret tweet'i

    hani osmanlı'yı çok yüceltmeyin eyvallah bir devirdi kapandı gitti ama böylesine yalan şekilde gömmek de ayıptır, suçtur. şimdi öncelikle sir edmund allenby'e bakmak lazım. kendisi, britanya imparatorluğu'nun en donanımlı lordlarındandır ve mısır komiseridir, yani filistin ve sina cephesi komutanıdır. bu adam, sina çölünün şarkına sarkmaya henüz başlamışken bugünkü lübnan topraklarını çoktan kaynatmıştı. ticari engeller, vaadler, sözler ve para, arapların en büyük cezbedicisiydi.

    beyrut, devamında arap isyanına fiilen de katılacaktı. bu arada o acındırıcı entryler cidden gülünç. neymiş osmanlı 20.000 lübnan arabını cepheye göndermiş, hiçbiri dönmemiş. şimdi osmanlı arşivlerinde askere alım adı ile tutulan kayıtlarda, lübnan'dan katılan asker sayısı bu değildir*. kaldı ki beyrut'tan harbe katılanların da çoğunluğu türk'tür. lübnan savaş sırasında ihanet olan arap isyanı'na fiilen destek de vermiştir.

    lawrence'ın arapları, akabe'de bekledikleri, söz verilen ganimeti bulamadıklarında beyrut'a girişlerinde yağma yapmışlardır. beyrut'a zarar veren yine araplardır, türkler değil. cemal paşa'nın, suriye'de iken özellikle demiryolu sabotajları nedeniyle diğer bölgelerle bağı neredeyse kesilmişti, yani beyrut'a ordu gönderip şehrin "anasını" sikecek bir konumda değildi. megiddo-nablus'taki ordular zaten çakılı kımıldayamaz haldeydi çünkü britanya tehdidi kocamandı. ingiliz ordusu sina'yı aşıp şimale yöneldiğinde, beyrut limanları itilaf kuvvetlerince çoktan ablukaya alınmıştı. şehirdeki ölümlerin sebebi, kıtlıktı. hatta yamyamlık söylentileri bile vardı. atıp tutuyorsunuz ama biraz araştırın herkes mazlum, herkes naif, herkes mağdur, herkes ağlıyor anasını sattığımın orta doğusunda. bir tek türk suçlu değil mi? babamın dedesinin üç kardeşi orta doğu çöllerinde yağma için şehit oldu, koca ordunun neredeyse yarısı, çöllerde kendi kendine, arap'a acı çektirmek için şehit düştü değil mi? geçiniz baylar, kaç türk genci o çöllerde vefat etti haberiniz yok ama iki dram hikayesi ve gözyaşı ile koca milleti suçlamak ayıptır.

  • mustafa kemal atatürk

    türk'ün bütün tarihini sırtlayan, milletini yok olmaktan kurtaran, istiklalini kazandıran ve özgürce yaşamasını sağlayan insan, atam, ebedi başkomutan. 15 yaşındayken ben, tutuldum ışığına. 10 senedir, her anımda seni araştırıyor, senin, olmamı isteyeceğin biri gibi olmaya çalışıyorum. gece gündüz durmadan, yorulmadan aman demeden nasıl bunları başardın diye soruyorum kendime. 57 senelik hayatına sığdırdıkların, okurken, hayal ederken bile o kadar güç ki, hepsini nasıl başardığını anlamaya çalışmak bile omzumda yük oluyor. ama sen bütün bunları hayal etmek şöyle dursun, kalkıp bir de gerçekleştirdin. 30 ağustos bugün, tam 97 yıl geçti, senin ve silah arkadaşlarının zaferi bütün millet için kazanmanızın üzerinden. hala seni ilk okumaya başladığım halimdeki o çocuk gibiyim ben, içi hem gurur hem de özlem dolu. öldü denilen bir milletin, bir fırtına gibi yaşadığını kanıtladığı kurtuluş evresini yönettin, sonsuza dek özgürce yaşayacak bütün nesiller, senin ve silah arkadaşlarının sayesinde hürce nefes alabilecekler. bu borç ödenmez paşam. ama elimden ne geliyorsa, yapabileceğim ne varsa yapacağım. bugün bir kadını çok sevip aşık olabiliyorsam, geleceğimi kendi irademle kurmak için çabalayabiliyorsam, nefes alabiliyorsam, üzülüp sevinebiliyorsam hepsi senin sayende. mirasını bozmaya çalışanlar elbet oldu ve olacak ama kimse buna zarar veremez. sen bizi öyle bir alıştırdın ki özgürlüğe, bunu elimizden kimse alamaz. sayende ellerimi deniz kıyısına uzatıyorum, hürce yaşayabiliyor ve hürce yüzebiliyorum; zincirsiz, bütün türk tarihinin gururu ile, amma velakinsiz. ikarus, nasıl güneşe uçma aşkıyla yanıp tutuştuysa, ben de sana ulaşmak için, kanatlarımdaki bal mumu erise dahi uçmaya devam edeceğim. andım olsun.

    hürmetler atam.

  • 13 yıllık nişanlının yüzüğü atması

    yüzük isildur'da ve gollum'da bu kadar durmadı amk.

  • erdoğan'ın 3500 koruma ile vatikan ziyareti

    yerleşseler oraya, psikoposlar azınlıkta kalır.

  • lösemi hastası kardeşimizi sevindiriyoruz

    seninleyiz eren yüzün hep gülsün:)

  • on yaşındaki çocuğa bale yaptırma yobazlığı

    o yaştaki bir çocuğa, o gözle bakıyorsan senin beynin, aklın, vicdanın kötüdür furkan iti. bale sanattır. baş örtme ise, dinen, kadınların senin gibi it ve azgınlardan korunmak adına maalesef özgürlüklerinden feragat ederek bulundukları durumdur. sapık, azgın, orospu çocuğu olmayan insanlar, o küçük çocuklara bakınca şerefsizce düşünmezler çünkü adı üstünde çocuktur.

  • suriye'de çocuklar ölürken yılbaşı kutlamak

    ülkede bombalar patlarken düğün yapan cumhurbaşkanı varken duyar kasmaya gerek olmayacaktır.

    editine edit: o çocukların ölmesinin sebebi, cahilliktir. bugün neden medeni olarak gördüğümüz ülkelerde her gün bombalar yağmıyor da bu ülkelerde oluyor biliyor musun? senin gibi yobazların yüzünden. o kadar gelişmemiş bir topluluk ki bu, dini kullanıp cahilleri, yalan yanlış dolduruşlara getirerek bir anda herkesin birbirini öldürmesine neden oluyorlar. bunu bir anda çözmek çok güç. bir sürece yayılarak çözülebilir ancak ama araplar biz türkler kadar şanslı değiller. bizim bu durumun kıyısından köşesinden dönmemizin sebebi atatürk ve cumhuriyetimiz'dir. günümüzde malesef bu cahilliğe kapılan bir sürü türk insanı olsa da insan olmayı bilen büyük bir kitle vardır.

  • bu başlıkta bir öğretmenin gününü kutluyoruz

    (bkz: mustafa kemal atatürk)

    başöğretmenimizin öğretmenler gününü kutlarım.

    edit
    öğretmen olmak zor iş hem de çok zor. şereften nasibini almamış terörist sürüsünün soldurduğu öğretmenlerimizinin göremediği bugün kutlu olsun. onlar, bu şerefsiz sürüsü gibi cahil nesil yetişmesin diye idealleri uğruna, herkesin korktuğu doğuya, sevinerek gitmişlerdi.

    bu yola baş koyan öğretmenlere saygım sonsuz. karşılarındaki, dünyanın ne olduğunu bilmeyen bir çocuk topluluğunu, geleceğe hazırlamak inanın imkansıza yakındır ve iyi öğretmenler bunu yapıyor. yetiştirmek, erdemli hale getirmek, dünya görüşlerini edindirmek inanın çok zor. kıvılcımı alev topuna çevirdikleri an işte bu andır. bunu amaç edinen tüm öğretmenlerin bu özel gününü kutlarım.