feragunes7
profili

  • 18 mart 2019 erdoğan'ın mansur yavaş açıklaması

    mansur yavaş kayyumla değil ama ataşehir belediye başkanı battal ilgezdi'nin başına gelenlerle tehdit edilebilir. dava açılacağı kesin ama bu dava seçim öncesi olmayacak. seçimdeki sonuçlar beklenecek. eğer mansur yavaş kazanırsa dava başlayacak ve içişleri bakanlığı dava süresi boyunca mansur yavaş'ı görevden uzaklaştıracak. dava ne kadar sürer bilinmez ama benim tahminim finalde işi yeniden seçime götürürler.

    akp ankara'yı kaybedemez. bunun temel sebebi melih gökçek'ten beri devam eden potansiyel yolsuzluk şüphesi. bu yüzden bence muhalefet başkanlığı aldığında ilk olarak bu işlere el atmalı ki bu süreçte elinde verilerle birikimde bulunsun. ankara'da açığa çıkacak olan yolsuzluk kokusu kısa sürede tüm türkiye'yi kaplar ve bunu örtemezler.

    unutmayalım ki sosyal demokrat halkçı parti (shp - eski chp) istanbul'u 1989 yılında yönetiyordu. 5 yıl sonra 1994'te refah partisi'ne (recep tayyip erdoğan'a) kaybetmesinin en önemli sebebi ise iski skandalının o dönemin medyasında çarşaf çarşaf yayınlanmasıydı. bu yolsuzluk shp'nin fişini 5 senede çekmişti. bu yüzden melih gökçek'in başkan olduğu 25 senede nasıl bir yolsuzluk biriktiği kamuoyunun takdiridir.

    edit : mansur yavaş'ın avukatı bülent yücetürk tarafından yavuz oğhan'ın rs fm'deki programında açılan soruşturmayla ilgili şöyle bir açıklama yapıldı :
    "velev ki karar hükme bağlandı ve yavaş ceza aldı. bu ceza belediye başkanlığını etkilemiyor. sanırım erdoğan'a bu konuda yanlış bilgi vermişler yada konuyu bilmesine rağmen yanlış aktarıyor."

  • geçmiş olsun 3. havalimanı battı

    gazete duvar internet haber sitesi yazarı bahadır özgür'ün ileri sürdüğü vahim iddia.

    resmi plana göre, havalimanı ilk aşamada 90 milyon, ikinci aşamada 120 milyon ve üçüncü aşamada 150 milyon kapasiteye ulaşacak. betam’ın (bahçeşehir üniversitesi ekonomik ve toplumsal araştırma merkezi) çalışmasında nüfus artış hızı, bilet fiyatları ve ekonominin büyüme performansı dikkate alınarak iki farklı senaryo oluşturuldu. senaryo 1’de büyüme 2013- 2019 dönemi için yüzde 5, 2020-2030 döneminde yüzde 4 ve 2031-2043 döneminde de yüzde 2 kabul edildiğinde; yolcu sayısı 2019’da 80 milyon, 2020’lerin ikinci yarasında 120 milyon, 2030’larda ise 150 milyon olarak tahmin ediliyor. buna karşılık, büyüme hızlarının aynı dönemlerde yüzde 4, yüzde 3 ve yüzde 1.5 kabul edildiği senaryo 2’de; 90 milyon yolcuya 2020’lerin ikinci yarısında, 120 milyon yolcuya ise 2050’lere doğru ancak ulaşılabiliyor.

    gelir-gider analizine bakıldığında her iki senaryoda da havalimanının 2019-2030 döneminde, yani kredi borcunun ödeneceği süreçte sürekli zarar edeceği ortaya çıkıyor. senaryo 1’de tahmini zarar 5.7 milyar euro, senaryo 2’de ise 7.7 milyar euro’yu buluyor. iyimser senaryoda bile ancak 2030’dan sonra kar etmeye başlayan havalimanı zararı 2043’ün sonunda kapatabiliyor. buna karşılık senaryo 2’de birikimli zarar o yıla kadar da kapatılamıyor ve toplamda 4.8 milyar euro net zarar ediliyor.

    bu ne demek? havalimanını kim işletirse işletsin, ekonomide bir istikrar yakalansa dahi 2043’e kadar tek kuruş kâr olmayacak demek. kâr edilmesi için ne lazım biliyor musunuz? 25 yıl içinde havalimanının olağan gelirleri dışında, 10 milyar euro’nun üzerinde ekstra gelir bulunması. nereden? ya dünyanın en pahalı yolcu taşımacılığını yapmanız lazım ya da işletecek şirketlere bu parayı çıkarabilecekleri yeni rant alanları açmanız.

    her iki senaryo da şu sıralar ağırlaşan ekonomik krizi öngörmüyordu. dolayısıyla 2019’da ekonominin küçüleceği düşünüldüğünde zararın katlanacağını, bırakın 2043’ü, 2071’de bile kâr etmenin mümkün olmadığını söylemek abartı sayılmaz.

    gazete duvar kaynak

    edit : imla

  • 14 ocak 2019 dolar kuru

    trump kötü bir politikacı olabilir ama iyi bir iş adamı. adam nihayetinde trilyon dolar sahibi.

    ekonomi kozunun rahip davasında işe yaradığını gördü ve yine aynı argümanla tehditlerini savuruyor.

    burada ekonomi demesinin bir sebebi de gerçekten türk ekonomisini gerçek halini çok iyi biliyor olması. abd'li yatırımcılarla görüşüyor. zaten kendisi de bir yatırımcı. elinde abd gibi bir ülkenin yaptırım gücü de mevcut. bunlar birleşince bu adamın söylediklerini ekonomik açından dikkate almak gerek diye düşünüyorum.

    yani hem biz ekonomik olarak kötüyüz. hem de dış siyasetimiz tutarsız. adam yıllardır ekonomiye yön veriyor. şimdi siyasi olarak yön veren bir ülkenin de başında. yani abd'nin şuanki kötü ekonomisi bile türkiye'yi felç edebilir. zaten göbekten dolarizasyon içinde boğuşan bir ülkeyiz. ithalata bağımlıyız. dış borçla tekeri döndürüyoruz. senelerdir bu durum süregeldi ama şimdi yol bitti. bu sayede hayatında hiç ekonomik kriz yaşamamış bir nesil var. şimdi onların elinden şekeri alırsak ne yapacağını bilemeyen bir nesille karşı karşıya kalmış olacağız. yani demek istediğim türk insanı üretilen malın en iyisini hak eder tabiki her insan gibi ama önce onu kendi kazancıyla almalıydı. biz öyle yapmadık. bu iphonelar hala bizim değil. bizimse de çok bedel ödedik. biz bu alım gücüyle bu ürünleri haketmedik. aldıysak da büyük bedeller ödeyerek aldık. sadece ülkeyi yönetenler değil bizler de ekonomimizi kötü yönettik. üretmeden misli misli fazlasıyla tüketen bir ekonomi bireysel anlamda da çöker. rakamlar tablolar herşey ortada. bizim gördüğümüzü bu adam da görüyor ve bize oradan çakıyor.

    şuan dolar cinsinden en yüksek faizi veren ülkelerden biriyiz. 10 birim ihracat için 6 birim ithalat yapıyoruz. devlet eliyle yurtiçindeki vatandaştan bile dolar topluyoruz. bu da gösteriyor ki yastık altında bile dolar saklıyoruz. her yer dolar oldu. bir operasyondan bahsediyorsak asıl operasyon zaten yıllar önce başladı. tıpkı menderes gibi demirel gibi özal gibi. ne zaman barış özgürlük adaletli gelir dağılımı desek abd bu insanlarla önümüze çıktı. açtılar doların musluklarını. verdiler türk insanına krediyi. karşılığında üretme dediler. tüket dediler. işte bunlar da tüketeceğiniz ürünler dediler. hala türk insanının bu sarmala inanması da bence şu sebepten. üretmek istemiyoruz. tebaa anlayışından gelmişiz birey olmak istemiyoruz. devlet büyüğü versin parayı biz de harcayalım istiyoruz. baksan bu 3 adam türkiye tarihinde en iyi ekonomiyi yaptı ama ne iştir ki iş bu bolluğun bedelini ödemek olunca harcayıverdik bu liderleri. seçimle gitmeyeni abd destekli bir orduyla deviriverdik. ama faizle çatır çatır bu borçları hep birlikte ödedik.

    işte şimdi yeni bedeller ödeme zamanı. trump'a azıcık tarih bilgisi verildiyse şimdi o da bu bedeli tahsil etmek isteyecek. darbe yapacağı bir askeri ortağı da yok artık. geriye sadece ekonomik yaptırım kalıyor veya para kadar değerli tavizler istiyor. işin sonunda abd görünürde sadece siyasi tavizler alabilir ama bu tavizlerin ucunda hep ekonomik çıkar var olduğunu unutmamak da gerekir. bugün suriye'den çıkabilir ama kürt bölgesindeki petrol yataklarına şirketlerini yollayabilir. bizden alacağı faizi de türkiye'yi imf'nin kucağına iterek tahsil edebilir.

    peki biz ne yapacağız? geç mi kaldık? derseniz bunun çözümü zor ve türk insanı zoru sevmiyor. bu yüzden abd ile iyi anlaşan başka bir yerli ortak bulana kadar huzura ermeyiz. bu da sorunu çözmez tabii ki. sadece bize tatlı bir ara yaşatabilir. kesin sonuç üretmekle olacak. seçim kaybetme korkusu olmayan adil şekilde vergilendirme sistemi getiren hukukun üstünlüğüne inanan ve insanları buna inandıran liyakata önem veren bir devlet düzeniyle olacak. gördüğünüz gibi ihtiyacımız olan hiçbir şey şuan yürürlükte yok. bu sistem bizi hep belanın çevresinde gezdirir durur. bu yüzden atatürk ilkelerine sahip çıkmalıyız. çıkış orada ve formül açık. bunu gerçekten yapan bir siyasi irade lazım. bu kesinlikle chp de değil. artık küçük abd olmayalım. hiç denenmemiş bir şey yapalım. sakın geçmişte inönü ecevit yaptı ama olmadı demeyelim. atatürk gerçek anlamda ne istemiş gidip ona bakalım. çözüm orada bir yerde.

  • erzurum'da yazılan efsanevi doktora tezi

    bu tezi yazan cahilin veya yakın akrabalarının akp ile bir alakası çıkmazsa dişimi kırarım. 15 senedir hep böyle olmuştur. not edelim.

  • amerika erdoğanı yıkmak için elinde geleni yapıyor

    amerika dedi değil mi milyonlarca eur’yu rüşvet olarak alın diye. ya sen önce üzerine düşeni yap. sonra detayda boğulmaya çalışılırsan merak etme millet bunu anlayışla karşılar. ama sen her boku ye. yakalanınca üstünü kapat. adamı elinden kaçır. oradan ötünce amerika erdoğan’ı yıkmak için herşeyi yapıyor de. yıkılmasın da ne olsun böyle fırıldak siyaset. ben bunları siyasi parti sanıyordum ama bunlar ahmet şık’ın dediği gibi kaynağı maddiyat olan büyük bir mafyaymışlar. escobar yanlarında bok yemiş. övünecek miyiz bu şeylerle. eyy elekdağ.

  • erbakan mitingine katılan rütbeli asker

    fotoğrafın sağ alt köşesinde serçe parmağıyla burnunu karıştıran kasketli amcaya takıldım ben.

  • 25 eylül 2017 kürdistan referandumu

    erdoğan ve bahçeli kürdistan’ı kurduran yerli ve milli liderler olarak tarihe geçecekler az kaldı.

    çünkü referandum kararı alındığından beri hiçbir yapıcı dış politika ve diplomasi sergileyemediğiniz gibi ayşe’yi tatile bile çıkaramadınız.

    atatürk’e ve ismet inönü’ye kendi tarihinizi hiçe sayıp lozan üzerinden yürürseniz tarih de sizi entrikalarınız ve kişisel çıkarlarınız için vatan topraklarını tehlikeye atan iş bilmezler olarak kayda geçirir.

    peki ne oldu bu zaman diliminde. abd’ye gidildi. görüşüldü. dostum donald denildi ama s-400 anlaşması karşılığı ihtiyaç olmasa da uçak alarak bedel ödemek zorunda kaldınız. eski bakanınızı kurtaramadınız. türkiye’nin cari açığını kapayan eski kuryenizi kurtaramadınız. genel müdür yardımcınızı alamadınız. darbeci dediğiniz eski ortağınızı alamadınız. korumalarınızı oraya götüremediniz. neden?

    çünkü bu konuların hepsinin ucunda 17-25 var. o gün ortaya çıkan pislikleri kapatma telaşınızla taviz üzerine taviz verdiniz. şahsi menfaatleriniz uğruna hem kıbrıs’ı hem adaları hem de güney komşumuzu sattınız. sattırıldınız.

    suriye’de işid’e destek verdiniz battınız. süleyman şah türbesini marifetmiş gibi türkiye’ye getirdiniz battınız. gelir kapısı olsun diye barzani’den petrol transferi karşılığı bir sürü para aldınız battınız. suriye merkezi hükümetine cephe aldınız battınız. ırak merkezi hükümetini tanımadınız battınız.

    kısacası siz battınız, bizi de batırdınız.