elemanın biri çıkmış boş boş uzun uzun yazmış.
yaptığı manipülasyonu futbolla örneklendirmek istiyorum.
real madird-barcelona maçları olsun.
barcelona maçı 2-0 kazanmış. real madrid kaleye 5 şut atmış.
bir sonraki maçı barcelona 3-1 kazanmış. madrid hocası diyor ki bu maçta 1 gol attık. kaleye de 7 şut çektik. kalitemizi arttırdık bu ortada.
sonraki maç barcelona 1-0 yenmiş, madrid hocası diyor ki kaleye 9 şut attık, hem attığımız şut artmış hem de sadece 1 gol yedik bu başarıdır.
sonraki maçı barcelona 3-2 kazanmış, madrid hocası elinde ronaldo olmasına rağmen ronaldoyu yedek tutmuş maça sokmamış. madrid hocası diyor ki bu maç 2 gol attık, daha önce hiç 2 gol atmamıştır. üstelik topla oynama yüzdemiz de barcelonadan yüksek. başarımızı arttırmışız.
işte böyle sevgili davar. futbolda başarı maçı kazanmaktır, seçimde ise iktidarı kazanmak. daha az kötü oynamak başarı değildir, yada daha az farkla kaybetmek başarı değildir.
senin elinde mansur ve ekrem varken onları yedekte tutarsan sonra istediğin kadar anlat daha çok gol attık diye. alabildin mi 3 puanı ? yönetebiliyor musun ülkeyi ?
istatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir. ama asıl görülmesi gereken şeyi göstermez.
not: kk o koltuğu bırakacak !
patapatataptap7 profili
-
kılıçdaroğlu hep kaybetti yalanı
-
kenan imirzalıoğlu'nun orman yangınları açıklaması
yıllardır bu anı bekliyordum.
(bkz: oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu) -
ayasofya'nın ibadete açılmasındaki amaç
şimdi benim aklımda bir soru var, kılıç hakkı diye ayasofyayı cami yaptık. çok güzel. yarın israil meecid-i aksa'yı sinagog yapsa, buralar hep bizim bu da kılıç hakkımız dese, o zaman ne yapacağız ? dünya kamuoyuna israil'in yaptığının inançlara ve tarihe saygısızlık olduğunu falan nasıl anlatacağız ?
yoksa aaaa onların da kılıç hakları istedikleri gibi çevirebilirler mi dicez ? -
la oğlum bu nasıl eleştiri
objektif bir gazeteci hem iktidarı hem muhalefeti eleştirir. burada sorun senin muhalefeti eleştirirken ben kibar olamıycam alenen taşşak geçmen. aynı şekilde iktidarla da taşşak geçsen tarzı bu beğenmeyen izlemez denir geçilir, bu mecrada seni savunan bir sürü insan çıkar. ama iktidarı eleştirirken suya sabuna dokunmadan eleştirirsen, saygıyı elden bırakmazsan ki hepimiz biliyoruz işin içinde bir korku kaynaklı otosansür var, o zaman bu ikiyüzlülük olur. iktidarı eleştirirken gösterdiğin tavrı ve saygıyı muhalefeti eleştirirken de kullansan sıkıntı yok.
ben youtube yayınlarını izlemeye reza davası sırasında başladım, sonrasında da bir süre takip ettim. hatta boş boş geyik yaptığın yayınları da izledim. fakat bir yerden sonra tahammül sınırlarım zorlandı ve bıraktım. eleştirmek de hakkım, eleştirileri tiye almak bir savunma değildir, mizahla yapılan savunma bilinçaltından gelir ve temelinde problemle yüzleşmekten kaçınma yatar. -
iyi parti
başkanlık sistemi geldi artık meclis seçimlerindeki yüzdelerin bir önemi yok diyen cahil cühela ekşi yazarları acaba hiç cumhurbaşkanlığı sistemi neymiş okumuş öğrenmiş midir diye merak etmekteyim.
cumhurbaşkanlığı sistemi ülkenin başkanlık/cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yönetilmesini sağlamaktadır. fakat burada eklenmesi gereken bir durum var, mecliste çıkartılan yasa cb kararnamesinden üstündür. yanisi, akp çıkıp öyle kafasına göre torba torba yasa geçiremeyecek demektir. cb kararnamesi çıkartılan bir konuda meclis hemen bir yasa çıkartıp kararnamenin üzerini çizebilir. bu da demek oluyor ki cb olacak kişinin mecliste çoğunluğu yada ortağı olmaması yapabileceklerini olağanüstü sınırlayacaktır.
ayrıca, ülkenin gidişatı gösteriyor ki ekonomik olarak bir dar boğazdayız, bu ekonomide ya 2019 öncesinde ya da cb seçiminden sonra bir bomba patlayacak. 2019 öncesinde patlayan bomba rte'nin başkan seçilmesini bir hayli zorlaştıracaktır ki bu da meral hanımın cb seçilmesine sebebiyet verir. diyelim ki 2019 a kadar ite kaka geldik, cb de rte seçildi, o zaman da önünde mecliste çoğunluğu yakalayamamış bir akp ile sınırlı manevralar olacaktır ve bu da iteklenen ekonomiyi eninde sonunda herkesin göreceği şekilde ortaya dökecektir. bir sonraki seçimde ekonomik krizin sorumlusu belli olacağı için yine bir cb değişikliği olacaktır.
hepimiz isteriz sosyal demokrat bir cumhurbaşkanımız olsun, ülkede insan hakları teknoloji bilim sanat konuşmaktan başka bir konuya fırsat kalmasın ama malesef yaşadığımız ülkenin kumaşı belli. bundan olsa olsa fistan olur, o zaman en güzel fistanı dikmek için elimizden geleni yapmalıyız zira şuan götümüzde bir donumuz kaldı onun da çatalı görünüyor. -
habire götten zarto
şuan bir yerlerde, resmi belgelerde, mahkeme tutanaklarında "habire götten zarto" yazıyor. buna düşününce kendi kendime gülüyorum. yani koskoca hakim ekşisözlükte bu başlığı okumuyordu, ama eminim artık habire götten zarto kelimelerini aynen bu sırayla en az bir kere okudu. belki birden fazla kere okumuştur tam olarak ne diyo lan bu demiştir bilemem. düşününce bence bu başlıkta görevimizi tamamladık arkadaşlar.
-
işçilerin çoğunun solcuları sevmemesi
bir sürü saçma tespit yapılmış ama sadece birkaç entryde doğru düzgün bilgi var.
sebebi çok bariz stalin'in yaptığı hatalar (baskıcı yönetim, din düşmanlığı vs.) ve ameriganın propagandasıdır. bu ülkede komünizm kelimesi ateizm kelimesiyle denk tutulmaktadır. sebebi de bu propagandadır işte. sağcı olmayan her şey komünizmdir ve ateizmle aynı şeydir.
her yerde söylerim, stalin enayisi bizden ardahan ve kars'ı isteyip bizi zorla amerigayla iş birliğine (nato) zorlamasa, doğu avrupadaki sosyalist kıvır zıvır devletlerle uğraşacağına bizle dost olsa yavaş yavaş gelirdi buraya da sosyalizm. ve türk insanını azıcık tanıyanların tahmin edeceği gibi türkiye'de kolay kolay yıkılmazdı sosyalizm. en ufak bir olayda dövletten aksiyon bekleyen, devleti için ölmeyi göze alan bir toplum amerikan arabalarından bir avrupalıya göre çok daha az etkilenirdi. belki türkiye'nin sosyalizmi benimsemesi sscb'nin dağılmasını bile engelleyebilirdi.
aslanlar bir düşünün bu stalin hıyarı (çok yaşa ilber hoca) azeri diye kazak diye ırklar üretti, dillerini bozdu ayırdı. azıcık kpss çalışan bilir bunları hepiniz mi özel sektör çalışanısınız emenike.