bu iste bir yalnizlik var4
profili

  • balkonu 3 bin liradan kiraya vermek

    eskiden ülkenin iyi kötü bir düzeni vardı.
    pahalı ürünler yine olurdu ama böyle bir aç gözlülük ve denetimsizlik hiç olmamıştı.

  • arife günü çalışmak

    biri de benim.
    istanbul gibi karmaşanın hüküm sürdüğü bir şehirde metrolar çok sakindi.
    2 aktarma yaptığım yolculuğun tamamında oturarak gittim ve bu bir ilk.

    şimdi ise geldim ve kapıda sap gibi bekliyorum. çünkü kimse gelmemiş ve anahtarım yok.

    edit: 20 dakikalık gecikmeyle geldiler. şimdi yarım gün çalışıp dünyayı kurtarabiliriz.

  • yusuf yerkel

    o tekmeyi unutmadık.
    elbet bir gün yargı önünde hesap verecek.

    edit: (bkz: yusuf yerkel'in 7 gün rapor alması)
    bir de üstüne eşi, önce trt'ye sonra da kültür ve turizm bakanlığına danışman olarak atanmıştır.

    ayrıca tekmelenen madenci yakınına 500 tl para cezası kesilmişti. arabaya tekme savurduğu için.

    hiçbirini unutmadık !

    edit 2 : yusuf yerkel'e 7 günlük rapor veren doktoru da unutmadık.

    (bkz: şervan gökhan)

  • ekşi itiraf

    her geçen gün, benden bir yol olmayacağı gerçeği yüzüme tokat gibi çarpıyor.
    aslında bunu biliyorum ama bir türlü kabullenemiyorum. annemin babamın halini gördükçe kendimden daha da nefret ediyorum. ama elimden bir şey de gelmiyor. harekete geçmeye gücüm yok.
    ben bu kadar aciz bir insan değildim aslında. ne ara bu hale geldim. kendimi tanıyamıyorum.

    bütün psikolojik rahatsızlıkların kendimde toplandığını düşünüyorum.
    uzun süredir gss prim borcu sebebiyle hastaneye gidemiyordum. borcu yapılandırıp ilk taksidi zor da olsa ödedikten sonra soluğu istanbul tıp fakültesi psikiyatri bölümünde aldım.
    iyi olduğunu çok duyuyordum. böyle saçları beyazlamış aksi bi doktor beklerken yeni mezun benden genç bir çocuk geldi.
    içimden bu beni anlayamaz diye söyleniyordum. nitekim de öyle oldu.
    derdimi anlatmaya çalıştım ama ne ben tam anlatabildim ne de o sorunu anlamak için gerekli soruları sordu.
    konuşmanın ortasında odaya girip karşıma dikilen asistana ayrı sinir oldum.
    en nihayetinde anksiyete bozukluğu diyerek bir antidepresan yazıp gönderdi beni.
    yaşadığım hayal kırıklığı bir yana ilacın yan etkilerini biraz araştırdıktan sonra kullanmaktan vazgeçtim.
    2 kutu vermiş bir de, masanın üzerinde öylece duruyor.
    ne yapsam bilemedim. belki de bana psikiyatristten ziyade psikolog daha iyi gelebilir. bunun kararsızlığı da var. başka doktora gitsem ona muayene parasını nasıl verecem bilmiyorum.
    ama şundan çok eminim ki iyi değilim.
    hep kendimi oyalamaya çalışıyorum. düşüncelerimi dağıtmak için türlü yöntemlere başvuruyorum. çözmem gereken sorunları çözemediğim için de vicdanım rahat etmiyor. vicdanım rahat etmeyince de stresim artıyor falan böyle kısır bir döngüye giriyorum.

    uzun lafın kısası ben hayatın girdabında kalmış, çıkış yolu arayan ama o çıkışı bir türlü bulamayan biriyim.
    daha kötüye gidip akıl sağlığımı kaybetmekten korkuyorum.
    ama en çok anne babamı rahat ettiremedim ya ona üzülüyorum.
    belki bir gün düzelir her şey.