yollarbenibekler2
profili

  • 2018 ekonomik krizi

    fiyat karşılaştırmalarında alım gücünü baz alarak yapılan tartışmalar kabak tadı vermeye başladı. ekmeğin, sütün geçmişini bugünle karşılaştırarak birbirimize giriyoruz. asıl konudan uzaklaşıyoruz.

    sorulması gereken sorular şu; muhalifler ya da hükümet yanlıları bunu anlamalı.

    1: şu an doların düşmesi için bir sebep var mı?

    2: bu ülkenin 2002 senesinden başlayarak bir üretim ekonomisine dönüşmesi için uzun vadeli plan yapıldı mı? yapıldıysa neden başarısız olduk? yapılmadı ise sebebi ne idi?

    3: bir dönem herkesin ballandıra ballandıra televizyonlarda anlattığı, hükümetin icraatı olarak görülen "sıcak para"nın ülkeye girmesi, ülkeye uzun vadede kazandırdı mı, kaybettirdi mi? bu sıcak para bizim kara kaşımıza mı geldi? araplar bize hayran mı?

    4: ülkenin bu kadar imama mı ihtiyacı vardı da imam hatip okulları inanılmaz arttı? imamların ülkeye getirisi nedir? muhafazakarlık konusuna bir şey diyemem ama islam dininde bir köye 2 cami yapmak israftan sayılmaz mı?

    5: ülkede bu kadar müslüman ve muhafazakar varken, neden avrupa kilisesinin uyguladığı bağış sistemine geçilmiyor? ibadethanelerin %100 masrafını devlet karşılamak zorunda mı?

    6: beyin göçünün nedenleri nedir? beyin göçü ile ülkesinden gidenler gerçekten vatan haini mi? yoksa ülkemizde liyakat rafa mı kalktı? çalışanlara siyasal ve dini baskı yok mu? yolsuzluk yok mu?

    7: "kar etmediği" için kapatılan ya da özelleştirilen devlet fabrikaları, bağımsızlığımız için önemli değil miydi? kağıt fabrikasını özelleştirmek kısa vadede kar getirse bile uzun vadede batırıldığında bizi dışa bağımlı hale getirmedi mi?

    8: devlet, bazı durumlarda ve bazı ürünlerde halkın menfaatini ve kendi bağımsızlığını düşünerek, zararına da olsa önemli fabrikalarını yabancılara satmama yoluna gidemez mi?

    9: "devlet kurumlarında bir işi on kişi yapıyordu, devlet zarar ediyordu" demek, devletin denetim zayıflığının göstergesi değil midir?

    10: devlet büyüklerimizin ve hükümetin "bazı" giderleri, muhafazakarlık çizgisindeki bir parti liderliğine yakışıyor mu? gösteriş ve savurganlık ne zaman bizim kültürümüz oldu?

    11: vatanını gerçekten seven insanlar, devleti bedava para dağıtan yer olarak mı görürler?

    12: mültecilere yönelik bir yol haritası yapıldı mı?

    13: matematik ile savaşamazsınız. ülkenin ekonomisi dallı budaklıdır. marketteki ücretler krizin nedeni değil sonucudur. ülke sadece ithalat-ihracat ile bütçesini ayarlamıyor. tahvilleri alanlara ödenen her faiz, yabancı bankalara olan her borç, borsamıza (kara kaşımıza kara gözümüze girmiyorlar) giren her yabancı şirketin yaptığı kâr, yabancıların aldığı her toprak - gayrimenkul, kaçan her beyin, eğitilemeyen her potansiyel mühendis, yapılan tüm fuzuli harcamalar, basılan her ekstra banknot, yabancılara yaptırılan tüm ihaleler ve bu ihalelerin sonunda imzalanan dolar cinsinden kâr garanti sözleşmeleri bu ülkeye uzun vadede inanılmaz zarar ettiriyor.

    14: hedefini karşılayamayan yurtiçi-yurtdışı ihale şirketlerine ödenen dolar cinsinden para neden hala revizyona gitmedi?

    daha yazacaktım uykum geldi. bunların cevabını oturup rasyonel olarak konuşmamız gerekli. kemer sıkmak bir devletin acizliğini göstermez, disiplinini gösterir. bu iş birbirimize bok atarak kendimizi aklamakla alakalı değil artık. sorgulamayan insanlar için kriz yok zaten. bu dediklerimi es geçebilirler. ama eminim, vatan sevgisi, aileden gelen muhafazakarlık, adına ne derseniz artık, ak parti'ye oy veren ve hala sorgulayabilen insanlar mevcut. lütfen sorgulayalım. analiz edelim. tek bir haber kanalına ya da birinin yorumuna bakmakla yetinmeyelim. objektif veriler artık internet sayesinde elimizin altında.

    "dış mihrak" olayı kısmen doğru, fakat atlanılan nokta şu: amerika'yı seven ülke sayısı bir elin parmağı kadardır fakat adamları sevmeyen 100 küsür ülke olsa bile amerika'nın umrunda değil. suçu onlara atmasını gerektirecek bir ekonomileri de yok. özetle ekonomist ve eğitimci özgür demirtaş'ın da dediği gibi bu dünyada "dış mihrak" tükenmez.

    güney kore'nin hiç iç ekonomik dengelerinin ya da üretim ekonomisine geçememe (!) nin sorumlusu olarak kuzey kore'yi suçladığını gördünüz mü?
    norveç'in rusya'yı suçladığını duydunuz mu? bu insanların en büyük korkuları devasa büyüklükte ve son derece tehlikeli komşuları.

    o halde suçu ona buna atıp vakit kaybedeceğimiz yerde kazmamızı küreğimizi alıp sağlam bir ekonomi yaratmamız için şu saniyeden itibaren toprağı işlemeye başlamalıyız.

    o dış mihrak dediğiniz insanlar şu an dışarıdan ülkenin iki kutbunun birbirini yemelerini zevkle izliyorlardır.

    edit: @usulca uyardi devlet cami yaptirmiyormus. restoresinde bile ucret odemiyormus, ogrenmis oldum bilmiyordum. ama diyanetin butcesi yine de diger kalemlere gore cok fazla.

  • steam hesabında 100 oyunu olan 30 yaş üstü erkek

    buraya gelip 80lik dede-nineler gibi hayıflanıp yaftalayan insanlara göre boşa harcanmış bir hayata sahip olan kişilermiş.

    zannedersin ki kendisi boş zamanlarında kuantum teoremi ve astrofizik denklemleriyle uğraşıyor.

    ben mutluyum. yıllardır televizyon izlemiyorum. kitap okuyorum, hayat ve uzay hakkında düşünüyorum. edebiyata meraklıyım. gereksiz insanlara vakit harcamıyorum ve bunları oyunlara borçluyum. bana sorgulamayı öğreten oyun da oldu, ingilizceyi öğreten de. oyunda yapılan referansları öğreneyim derken geceler boyu araştırma yaptım.

    ve bunlar sadece kendime ayırdığım boş vakitlerde meydana geldi. oynayın oynatın.

    steam'den arkadaş eklemek isteyenlere de her zaman kapım açık. eskisi kadar oynamasam da maksat selam olsun.

    steam hesabım: yollarbenibekler.