efendin kalem odasinda3
profili

  • ali dürüst

    soyadı kadar dürüst bir duruşa sahip olduğu için tff'deki bütün görevlerinden istifa etme kararını geri çeken yönetici.

    açıklaması şu şekilde :

    "galatasaray-atiker konyaspor maçının ardından oluşan gerilim dolu atmosferin ve adımın üzerinde yoğunlaşan baskının neticesinde tff'deki görevlerimden istifa ettiğimi açıklamıştım.

    ancak olayları serin kanlı biçimde değerlendirip bu kararımı gözden geçirince duygusal bir karar verdiğimin farkına vardım. benim tff başkanı yıldırım demirören ve tff'ye güvenim tamdır.

    bu nedenle istifa kararımdan vazgeçerek tff'deki bütün görevlerimi sürdürme kararı aldım. türk futboluna yeni katkılar yaparak galatasaray'ı en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğim. kamuoyuna saygıyla duyururum."

    ne oldu hocam şimdi? federasyondan şikayetçi miyiz değil miyiz?

    federasyondan kıyak muamele gördüğü iddia edilen bir takım (bjk) taraftarı olarak tff'nin bütün kurulları ile birlikte - buna bazılarının sahip çıktığı yusuf namoğlu da dahil- istifa etmesini diliyorum.

    üstelik bu dileğim ali dürüst'ünki gibi " duygusal anda " dilenmiş bir dilek değil.

  • şenol güneş'in ali palabıyık'a o. çocuğu demesi

    yanlıştır. bu çok net.

    diyeceğim şey başka bir şey:

    - maç boyu caner erkin'e o. çocuğu diyen kişiler niye gündemde değil? hem de 35 bin kişiden fazla idi bu kişiler. ve o küfürleri hakli bulan adamlar bu başlığa " efendilik,yersen!!" yazıyor. sizin gibiler yüzünden insanlar çığrından çıkıp küfür ediyor işte.

    - adamın penaltısını vermemişsin,ofsayt diye golünü saymamışsin; -ki 77 santimetre ofsayt değil bu pozisyon- yetmemiş mabadından bir faul uydurmuşsun uçan valbuena için.

    bunlara peygamber olsanız yine söversiniz. sövmek yanlış mı ? yanlış. ama söversiniz.

    caner'e niye 90 dakika boyunca küfrettiniz? efendi olmadığınız için mi?
    sizin yöneticiniz çıkıp o küfürleri savundu. bok yiyorsunuz ama başkası bok yiyince " aa bak bok yedi" diyerek algı yapmaya çalışıyorsunuz.

    önce;
    - ali palabıyık'ı konuşun.
    - verilemeyen penaltıyı
    - ofsayt olmayan (77 cm) golü konuşun.
    - maç boyu küfreden ve sahaya her şeyi yağdıran holiganları,bu sebeple stadın kapanıp kapanmayacağını konuşun.
    - yöneticinizin belden aşağı konuşmasını ve caner'e edilen küfürleri savunmasını konuşun.

    ha bunları es geçip bu küfrü gündeme getiriyorsanız, şenol hoca'ya yakışmayan o küfür ali palabıyık'tan sonra size de gelsin. çünkü bunca şeyi es geçip, işinize yarar tek şeye takılmak; olsa olsa o küfrün tanımı olur.

    bu da size yakışır yani.

  • şenol güneş

    gereksizce üzerine yüklenilmeye çalışılan hoca.

    maçı izledim. 10 dakikada neredeyse 15 faul yaptı gençlerbirliği. ki bunların kimini verdi hakem,kimini es geçti.
    kartlık olabilecek olanları da uyarı ile geçiştirdi. şenol hoca en son pozisyonda buna isyan etti, tabi ekibi de. ümit özat burada devreye girdi.
    ümit özat'la yaşanan pozisyonda ümit özat kesinlikle haksız. kendi çizgisini geçmesini anlarım,ama rakip kulübeye hareketlenme gibi oyunu gerecek hareketleri anlamam.
    rakip kulübeye koşmak,oraya hareketlenmek hiçbir hocanın ve oyuncunun görevi değildir.
    ümit özat oyunu gerdi,tıpkı daha önce okan buruk'un da germesi gibi.

    açıklamasında da şöyle dedi
    " beşiktaş kulübesi 10 kişiyle hakeme itiraz ediyor her pozisyonda"

    velev ki bjk kulübesinin yaptığı yanlış olsun. sen neden daha fazla yanlışı üstlerine yürüyerek yapıyorsun? hatta koşarak?

    ikincisi şenol güneş'in söylediği sözleri gazete haberinden okursanız " adamı aşağılamış" dersiniz. çünkü ben de öyle dedim.
    ama basın toplantısında o bölümü izleyince,gayet de şakalaştığını,gülerek anlattığını gördüm. " iyi deplase oluyor,o fiziğine rağmen iyi koşuyor. ben oraya kadar koşamadım" dedi.

    " ümit özat kinci olmadığını,olayın yaşanıp bittiğini,daha önce karşılaşılan her maçta elinizi öptüğünü,onu ilk olarak sizin milli takıma aldığınızı söyledi,ne diyeceksiniz " sorusuna da:

    " evet doğrudur,sağ olsun. çok iyi bir takım oluşturmuş. evet maçta öyle bir durum yaşandı,hızlıca bizim alanımıza geldi,deplase olmayı sever( gülerek) iyi deplase oldu. belki de yine elimi öpmeye gelmiştir( gülerek)

    bu sözlerin tam olarak neresinde kiloyla dalga geçmek var ya da aşağılamak var ? kulübeye koşarak gelmesine eleştiri var esprili bir dil ile.

    gün boyu aşağılayıcı onca başlığa yazan,kendi gibi düşünmeyen herkesi aşağılayan,
    " çirkin,aptal,pis," damgalarını yapıştıranlar ahlak bekçisi kesilmiş ya ona yanarım.

    şenol güneş'i ahlaksızlıkla suçlarken bile,ahlaksızca şeyler yazmaktan da geri durmuyorlar.

    bir de fark edebilseler...