barbar savasci20
profili

  • askerde zimmetli silahı kaybetmek

    kaybedince dilekçe verin yenisini verirler diyen dallamalara inanıp da sakın silahınızı kaybetmeyi düşünmeyin zira öyle bir durumda vereceğiniz dilekçe bir ülkeye iltica başvuru dilekçesi olur muhtemelen.

  • kafasını kestiği askerin annesini arayan öso'cu

    üzerindeki üniforma türk askeri üniforması. bu üniforma tarihte hiçbir zaman bu kadar düşmemişti...

    ekleme: bu entrye gelen tepkiler üzerine, googla “tsk kamuflaj” yazıp görsellere bakarsanız, hulusi akarın karakol denetlemelerinde görebilirsiniz bu üniformayı. ayrıca tskyı falan eleştirmiyorum, öso bir devlet değil üniforması da yok doğal olarak. tsk ile beraber hareket ettiği için bu kamuflajı giymeleri gerekiyor. sadece tsknın bu noktaya gelmiş olmasınadır sitemim.
    tsk ile ilgili daha detaylı yazım için
    (bkz: türk silahlı kuvvetleri/@barbar savasci)

  • üstteki soruyu cevapla ve yeni soru sor

    bu tür başlıkları açanlara yazanlara eğlenenlere artık kızmıyorum.
    90larda çocuk olamayanlarda bu sorun maalesef var.
    çocuklar sokaklardan çıkıp bilgisayarlara yöneldikten sonra oyun alanları maalesef buralar oldu. neyse uslu uslu oynayın, kavga etmeyin, geç olmadan yatın.

  • askerde zimmetli silahı kaybetmek

    askerlik yapanlar bilir, ki bütün devlet kurumlarında da böyledir kurumdaki devlet malı birinin zinmetindedir.
    askerlikte de bütün silah teçhizat araç gereç genelde bölük astsubayına zimmetlidir. bir senet karşılığında ilgili askere veya kullanıcıya teslim edilir ve senet karşılığı geri alınır.

    sene 2011-2012 civarı yer hakkari.
    o dönemler doğuda jandarma karakollarında karakoldaki silah teçhizat araç gereç zimmeti karakol komutanlarındaydı. normalde bölük komutanı yerine bölük astsubayında olan zimmet karakollarda karakol komutanına verilmişti ki bu karakol komutanı için bir angaryaydı. o kadar sorumluluk içerisinde bir de yeni atandığı karakolda bir önceki komutandan zimmet devri yapılırdı ve bu 3-4 gün sürerdi. tek tek bütün silahların destek silahlarının mühimmatların seri numarası kontrol vs çok uzun sürerdi.
    her neyse karakolun birinde böyle bir devir teslimde bir adet bkc (pks veya pkms)ağır makineli tüfek yerel tabirle biksi veya bikeysi silahı kayıptı. hani tabanca falan neyse de koskoca ağır makineli tüfek kayıp. mühimmat kayıp olur, termal dürbünün kablosuz veya başka bir şey kaybolur tolere edilir de mevzu bahis bkc olunca işin rengi değişir. yeni gelen zimmeti alamaz eskisi karakoldan gidemez ve iş mahkemede biter. tabi bahsettiğimiz yer doğu olunca alternatif ve çözümler asla bitmez.
    hemen kulağı kesik koruculara haber verilir ve bir adet aynı seri numaradan aynı silahın bulunması istenir. 2-3 gün içerisinde kuzey ıraktan aynı tip aynı model aynı seri numaradan silah yaptırılır getirilir sorun çözülür rahat bir nefes alınır.
    başta bahsettiğimiz zimmetin karakol komutanlarında olmasının getirdiği yükü ankara’dan birileri farketmiş olacak ki bir emir gelir karakollara; karakol zimmeti karakol komutanından sonra gelen en kıdemli astsubaya devredilecektir.
    tabi bu tekrardan silah araç gerecin sayımı ve zimmetin devri anlamına geliyor. tekrardan silahlar sayılıyor fakat o da ne? aynı seri numarasından 2 adet bkc ağır makinalı tüfek var. kaybolan silah meğer kaybolmamış.
    bu durum ilkinden daha vahim daha sıkıntılı. silahın kaybolmasını izah edersin belki mahkemede ama fazla olmasını nasıl izah edeceksin.
    hemen aynı kulağı kesik korucu çağrılır kuzay ıraktan getirilen silah alınır, en yakın demir doğramacıya götürülür...

  • ali ihsan yavuz

    inşallah bu adamın yüzüne maruz kalmamıza gerektirecek bir sonuç çıkmaz sandıktan.

    edit: ahahahahahaha

  • mit'in kaşıkçı olayındaki başarısı

    bunu aydınlatmak için mit’e gerek yoktu ki. adam en son konsolosluğua giriyor ve sonra çıkmıyor.
    azcık beyne gerek var sadece.
    mit başarılı olmak istiyorsa öncelikle “enişte”den daha fazla bilgiye sahip olmaları gerekecek.

  • sözlük nick'inden yaş tahmini yapmak

    bu anket 3 saatte 500 entry olmasa ben de bir bok bilmiyorum. 90larda çocuk olamadınız diye saçmalamadığınız başka bir şey kalmadı, mına kodumun yeni nesli. stirin gidin başka yerde oynayın.

  • çiçeksepeti'nin yaşattığı trajikomik olay

    şanslı adammışsın vesselam. en azından sevgilinin ne kadar mal biri olduğunu erkenden fark etmişsin. düşünsene ilk çiçeği evlendikten sonra alsaydın?

  • çaylaklar yazarlara nasıl hitap etmeli sorunsalı

    bir çaylak parçasının şahsımla “senli” “benli” konuşmasıyla kafama takıldı bu sorun.
    bence behemehal ortak bir tabir geliştirilmeli.
    abi denebilir, üstad denebilir, efendim denebilir. bu konuda sözlük yönetiminin acilen çözüm üretmedi gerekmektedir.
    lavuk bir çaylağın teki geçen mesaj atmış, “kardeş şu entryin çok ağır olmamış mı?” diyor.
    bak hele laflara bak hele, “ kardeş” sensin lan it! karşında bi yazar var, önce şu üslubunu bi düzelt! ayrıca senin ne haddine beni eleştirmek?!
    lanet gelsin atom fiziğine de, kuantumuna da pırafasörlüğüne de!!

  • millet kıraathanelerinin girişine yazılacak cümle

    (bkz: boş geldiniz)

  • ilkokul öğretmeni cansu yıldız

    ali harbiden ata bakacak bu sefer.

  • ekşi itiraf

    çocukluk arkadaşım vardı adı furkan.
    delikanlı, dürüst efendi cömert bir insandı. ilk ve ortaokulu beraber okuduk. hep beraber takılırdık, futbol maçlarında ileri forvette ikimiz vardık. o bana hep asist yapardı, ben genelde bencil oynar pek pas vermezdim ona. çok severdi beni. yan sınıftan bir kızı severdi, sürekli ona açılmayı onunla konuşmayı düşünür bunun provasını yapardı ama hiç açılamadı, çocukluk işte.
    furkan zeki bir çocuktu, iyi bir anadolu lisesi kazanmıştı, ben de farklı bir türden lise kazandım. lisede yollarımız ayrıldı anlıyacağınız. biz yine de görüşüyorduk, eskisi kadar olmasa da fırsat buldukça görüşüyorduk. yeni birine aşık olmuş ona açılmanın planlarını yapıyordu. bir acayip adamdı furkan, çok fazla sosyal değildi, kendince doğruları vardı, herkesle muhatap olmaz, espiriden şakadan pek hoşlanmazdı. tabi zaman geçitkçe eskisi gibi görüşemez olduk, ayda bir anca görüşüyorduk.
    velhasılı aradan yıllar geçti, furkan iyi bir üniversiteden dereceyle mezun oldu, ankarada iyi bir şirkette iyi bir pozisyonda işe başladı. geçen sene ankarada görüştük, tunalıda birşeyler içtik. çok değişmişti furkan, alkole başlamış, manita yapmış espirler falan baya bi kendisini aşmıştı.
    çok seviyordu kız arkadaşını, sürekli ondan bahsetti. sürekli onunla mesajlaşıyordu, gözlerinin içi gülüyordu...
    geçenlerde mesaj geldi furkandan, evlilik davetiyesinin fotoğrafını çekmiş yollamış. gözlerimin içi doldu, efkarlandım, buzdolabımda duran 20lik rakıyı susuz sabunsuz götürdüm, çok koydu çok ağrıma gitti çok.
    düşünsenize daha geçen sene görüşmüştük, bekardı. şansa yaşıyoruz bu ülkede yemin ediyorum. herkesin başına gelebilir...

  • dürüm yerken hayatını kaybeden adam

    (bkz: kanzuk ayağını denk alsın)

  • bitcoin'de herkes kazanıyorsa parayı kaybeden kim

    aklıma bir film repliğini getirmiştir;

    -poker masasında ilk yarım saatte yolunacak enayinin kim olduğunu anlamadıysan o enayi sensindir...

  • adriana lima ile metin hara'nın öpüşmesi

    lavuk adriana lima'yı götürüyor, siz de hâla "dertleşecek insan veri tabanı"nda ekmek peşinde koşun.
    (bkz: hayata dair iç burkan detaylar)

  • 15 temmuz 2016'nın en kahraman ismi

    bu şeye benziyor; aslanlar kendi hikayesini yazmadıkça, avcıların hikayesine inanmak zorundasınız.
    o gece silahlı kuvvetlerin içinde yaşanan kahramanlıklar anlatılmadıkça, tankın namlusuna gömlek tıkıyarak ateş etmesini engellediklerini sananların hikayesini dinlemek zorundasınız.
    darbe sonrası tsk analizi;
    (bkz: türk silahlı kuvvetleri/@barbar savasci)

  • takım elbiseyle çorapsız ayakkabı giyme modası

    allah belasını versin öyle modanın.
    bunlar yüzünden normal çorapla takım elbise giydiğimiz zaman keko gibi duruyoruz.
    cesaretimi toplayıp çorapsız deneyeyim dedim, yakışmıyor aga. komik duruyorum, sanki herkes bana gülüyormuş gibi hissediyorum. sanki birşeyi unutmuşum gibi dengesiz dengesiz yürüyorum.
    kim başımıza bela etti lan bunu?

  • sözlükten bir yazara aşık olmak

    (bkz: bir başlıkta kocayın)

  • ıssız adam'daki ada'nın haksız olduğu gerçeği

    bu filmi bir kaç defa izledim ve her defasında bu kanaate vardım.
    kimse kusura bakmasın dost acı söyler, bu filmde ada türk kezbanizmin geldiği son noktayı temsil ediyor.
    daha filmin başında kitapçıda, adamın sana yürüdüğü belli, peşinden geliyor sana birşeyler diyor, sen ne yapıyorsun ada? adama kinayeli ayar vererek daha ilk yeşil ışığı yakıyorsun. üstüne adam sana aradığın kitabı hediye ediyor alıyorsun, adam senin dükkanına kadar geliyor gık demiyorsun.

    sonuçta adamın olayı belli, tam bir görev adamı tuttuğuna saplıyor, pancar motoru gibi çalışıyor, hollanda'dan ithal holştayn boğası gibi herif, bi nevi hilti gibi bir görevi var bu hayatta.
    kaldı ki ada sen bunu tespit ediyorsun, adamın boşandım çocuğum var yalanını buluyorsun, erkeklerin hatun avlamak için buna benzer acitasyonlar yaptığını yüzüne vuruyorsun,
    "yemezler!" diye adama rest çekiyorsun, adam da "yemiş gibi duruyorsun" diyerek kontrayı çakıyor sana.
    sen napıyorsun ada, adamsa notunu hayvansa otunu vereceğine aynı gece adamı arayarak özür diliyorsun. o zaman sonuçlarına katlanacan aga.

    hadi diyelim bunlar hayatın olağan akışına uygun, adam seni punduna getirdi, sen de kalbini kaptırdın. ulan ilk gece yemeğinde hemen sevişmenin ne lüzumu var.
    hadi diyelim bu da normal olağan şeyler, adamın annesini karşılamaya niye gidiyorsun. daha bir ay olmuş üstüne annesiyle düğüne gidiyorsun.
    klasik evlenecek kadın girdileri yapmaya hemen başlıyorsun. karşındaki adamın nasıl tehlikeli olduğunu bilerek bütün ofsaytlara düşüyorsun.
    sonrada "ada ben ayrılmak istiyorum" finalinde, triplere girip, şok oluyorsun.
    kusura bakma da ne olacağını bekliyordun e be kezban?
    filmin son sahnesinde ada hala bi umut adama sarılıyor, peki bizim görev adamı ne yapıyor, çok duygulansa da karakterinden zerre ödün vermiyor ve çekip gidiyor.
    adamı bu görev bilincinden dolayı kutluyorum.

  • ağza kürekle vurma hissi uyandıran kelimeler

    (bkz: 6s)
    (bkz: fenev)
    (bkz: 8taş)
    (bkz: yazarımsı)
    (bkz: yazar kusmuğu)
    (bkz: hede)
    (bkz: dedirten)