hahahahha6
profili

  • metrobüste uyuyan suriyeli çocuğa yer veren amca

    benim en çok takıldığım nokta kadının çocuğa geleceğin suçlusu demesi. peki soruyorum size gelecekte o çocuk gerçekten suçlu olsa onun suçu mu ? baksanıza birileri tarafından kaderi çoktan çizilmiş. daha küçücük yaşında birileri tarafından toplum dışına itilmiş. kimse onu düşünmüyorken, kimse onun için uğraşmıyorken, kimse onu sevmiyorken neden düzgün bir insan olmaya çalışsın? siz olsanız çalışır mıydınız ?

    kendi küçüklüğümü hatırlıyorum. ufak sayılabilecek olayların bende nasıl iz bıraktığını. bazı küçük şeylerin hala yaşadığım psikolojik sorunlara yol açtığını. mutlu bir çocuk olsam da sevilsem de küçüklüğümden kalan yaralarımı. o çocukları düşünüyorum. her yanları yara. onların ruh sağlığını düşünen var mı ? o çocuklar eğitim alamıyor, çevrelerinde örnek alacak kimse yok, daha küçücükken toplum dışına itilmiş. düşünün o yaşlarınızı. aklınız başınız oyunda yaramazlıkta değil miydi ? bir oyuncak için saatlerce yalvarmadınız mı hiç? bir de o çocuğun bitkin surat ifadesine bakın. bir çocuğa değil ancak hayattın onu yorduğu bir yetişkine ait olabilecek bir surat. o surattaki çalınmış çocukluğu düşünün. gülmeyen gözlerini düşünün.

    her metrobüse bindiğimde bir sürü suriyeli çocuk biniyor. daha geçen bindi birisi geldi sarıldı para almak için. yaşını sordum 8 dedi. okumayı, yazmayı, çocuk şarkılarını öğreneceği yaşta nasıl dilenileceğini, kendini nasıl acındırıp da para kazanacağını öğreniyor. yanında kardeşi vardı 6 yaşındaymış. ne yapayım ben o çocukların üzgün suratlarını güldürmek için. çoğu zaman kalbimin acısından, vicdan azabından çeviriyorum yüzümü görmemek için. ben de onları toplum dışına iten kalabalığın bir parçası oluyorum. allahım o kadar çoklar ki. alsam hepsine sarılsam. hepsini bassam kalbime. ışıklarda dilenen kadının hiç umursamadığı yolun kenarında arabaların yanında yürüyen 3 yaşlarındaki çocuğunu mesela. çeksem alsam arabama. güzelce bi yıkasam, giydirsem , saçlarını tarasam, örsem. türlü türlü oyuncak alsam diye düşünüyorum.

    benim kalbim dayanmıyor. sizin nasıl dayanıyor. hiç çocuk olmamış gibi minicik bir çocuğa nasıl bu kadar öfke dolusunuz? empati duygunuzu vicdanınızı nerede kaybettiniz?

  • fatihte jiletle kesilmiş bulunan yavru kediler

    edit:sayfa kapanmış. yuva bekleyen yavru kediler var sahiplenmek isteyen mesaj atsın.

    ıkisi sahip bulmuş. siyah olan ve tekir olan kalmış

    bugün bu olayın fotoğraflarını gördüm ve kanım dondu. gördüğümden beri de iyi değilim. biz bu canlıları yaşatmak için elimizden geleni yapıyorken birileri sürekli öldürüyor, işkence ediyor. artık bu tarz haberleri görmekten canım çıktı. sevmeyin , beslemeyin ama bari zarar vermeyin. parkta yavru kediler karnı, kafası, bacağı kesilmiş olarak bulunuyormuş. belediyeye defalarca yazılı ve sözlü şikayette bulunulmuş ama bir sonuç yok. şu an ilk yapılması gereken kalan yavrulara acil yuva bulunması. büyük kediler kendini koruyormuş ama yavrular savunmasız. onlar da ölmesin diye acil sahiplenilmesi lazım. ıki tane sahip arayan yavru kedi kalmış. sahiplenmek isteyen yukardaki instagram hesabıyla iletişime geçebilir.

    ıkinci yapmamız gereken şey ise fatih belediyesine sosyal medyadan ulaştırabildiğimiz kadar şikayet olaştırmak ve olayı mümkün olduğunca kişiye duyurmak. bu tarz olaylarda sosyal medyanın gücü malum. lütfen başlığa destek verin ve elinizden geldiği kadar duyurun.

    edit: yazılanları okudukça daha çok kanım dondu. evet olay berbat ama hemen yapanı şöyle kazığa oturtucan böyle işkence ediceksin diye içinizdeki vahşiyi ortaya çıkarmayın. o zaman sizin de o insanlardan ne farkınız kalır. tacavüz olur yapan kişinin hapiste tecavüze uğramasını istersiniz. bu şekilde nefret ve şiddet içerikli şeyler topluma zarar verir. lütfen sizin o insanlardan farkınız olsun.

    yapan kişinin küçük çocuk olduğunu sanmıyorum. bi çocuk bilinçsizce hayvana zarar verir, atar, boğar ama bu kadar vahşice bir şeyi yapamaz. bu gayet bilinçli yapılmış gibi. belki 13-14 yaşlarındaki serseri gençlerden birisi olabilir. ya da akli dengesi yitik birisi. evsizler ve madde bağımlıları da olabilir. bu olayı bile siyasete ve dine bağladınız ya söyleyecek sözüm yok size. çok dindar olup hayvanlar için elinden geleni yapan bir sürü insan tanıyorum. hayvanseverleri biraz tanısaydınız aralarında dindar da inaçsız da chp'li de mhp'li de hdp'li de akp'li de olanın var olduğunu görürdünüz. bu olaydan öfke duymanızı anlıyorum ama lütfen bu kadar nefret ve yıkıcılık dolu olmayın. yapıcı olmaya çalışın. kalan yavrulara yuva bulun. twitterda belediyeye twit atın.

    edit 2 : bu kadar şey yazdınız sinirlendiniz tepki gösterdiniz. sağ olun da olayı yukarda tuttunuz. ama hayvansever bir hesabı takip etseniz her gün bunun gibi bir çok vaka görürdünüz. o yüzden lütfen tepkinizi bu olayla sınırlı tutmayın. çevrenizdeki canlılar için elinizden geleni yapın. başınızı çevirerek bu zulme siz de ortak oluyorsunuz. lütfen hiç bir şey yapamıyorsanız bile o hesaplardan birisini takip edin. orda ameliyat bekleyen bir kediye köpeğe maddi destek sağlayın. barınağa mama bağışlayın. sokağa su mama koyun. hiç olmadık yolda susamış kedi görürseniz pet şişenin altını kesip ya da bi kafeden karton bardak isteyip su koyun.

  • havalar soğukken kedileri gizlice apartmana almak

    az önce yaptığım eylem. aşağıda yavru kediler var. dışarda buz gibi bir hava var. kediler için tahtadan kedi evi koyup içine mont koymuştum kırıp çöpe atmışlar, başka kedi evi koydum onu da aldılar tekrar kedi evi ve mont koydum o da yok.(bkz: sokaktaki kedi evlerini atan insan) ben de artık dayanamadım ve kedileri apartmana aldım. dışarı çıktığımda yağan yağmur ve esen rüzgardan ben bile on dakikada dondum ellerimi hissetmemeye başladım. kediler de sırılsıklam olmuşlar. eğer evde başka bir kedi gördüğü anda deliye dönen bize saldıran sonra da depresyona girip bir kaç gün mama yemeyen bir kedim olmasa eve alırdım. eğer apartmanda olmasından rahatsız olan varsa da hiç kusura bakmasınlar bana değil kedi evlerini atanlara kızacaklar. bugün bir kaç kez daha inip bakıcam dışarı atarlarsa yine binaya alıcam kedileri

    son durum editi: kedileri dışarı atmışlar. en son çıktığımda yağmur vardı dışarı bir çıktım her yer bembeyaz. kedileri aldım çok üşümüşler. mama verdim bir adam çıkarın kedileri dedi. ben de mama yesinler çıkarıcam dedim. adam çıkarın kediyi olmaz böyle falan dedi sesini yükselterek. ben de bağırarak kedi kutusununu atana kızcaksınız bana değil. havanın farkında mısınız. mamalarını yesinler iki dakika ısınsınlar çıkarıcam dedim. ben bağırınca adam geriledi ve gitti. binanın bodrum katındalar şu an umarım kimse görmez.

  • sokaktaki kedi köpeği iğrenmeden seven insan

    üstündeki kedi köpek tüyünden tanınabilecek insandır. . bir üst modelinde yağmurlu günlerde kıyafetinde minik çamurlu pati izleri bulabilirsiniz. önceliklerini iyi belirlemiştir. basit şeylere takılmaz. kirlenen elin ya da kıyafetin yıkanabileceğinin ama hayvan sevgisinin paha biçelemeyeceğinin farkındadır. çantasında sokak hayvanları için salam ya da kedi maması taşıyabilir. bu insanlardan kimseye zarar gelmez. sayılarının çoğalması dileğiyle

  • türban takan kadının özgür insan olabilme ihtimali

    gayet var olan bir ihtimaldir.
    bir türbanlı olarak bu konuda söylemek istediğim bir kaç şey var.

    kimse beni zorlamadı kendi isteğimle kapandım. bu konuda hiç bir pişmanlık duymadım. akp li değilim. hatta nefret ediyorum. hiç bir insana karşı ön yargılı değilim. nerdeyse her türlü düşünceden ve inançtan insan tanıyorum ve ne ben onlara karışıyorum ne de onlar bana.

    kimseye kapan ya da namaz kıl falan diyemem çünkü herkesin kendi yolu olduğuna inanıyorum. beni doğruya götüren yol başkasını götürmeyebilir. herkes kendi serüveni içinde kendi doğruları ve yanlışlarını keşfetmeli. ben ancak bazı yolları tanıtabilirim. gerisi onlara kalmış.

    dindar insanlar içinde sizin kızdığınız gibi yobazlar yok mu? var. hatta çoğunluktalar. ve ben çoğunuzdan daha iyi tanıyorum o insanları. ve çoğunuzdan daha çok eleştiriyorum bazı şeyleri. ama bu durumun da bir çok sebebi var. bu sebeplere girersem şimdi konu çok uzar ama öyle kapalılar bilmem ne açıklar bilmem ne demekle olmuyor bu işler. bir topluluğa nefret kusarak o topluluğun daha iyi olması sağlanmaz. ancak aradaki nefretin artmasına ve radikallerin daha da radikalleşmesine sebep olunur.

    bunun yanında kapalıyım diye bana ön yargılı davrananlar da var. ilk başta çok üzülüyordum ama şimdi anlıyorum nedenini. zaten benle tanışınca ön yargılarının kırıldığını fark edebiliyorum. insanların ön yargılarını kırmak beni mutlu ediyor.

    bir de hükümetin kapalılara pozitif ayrımcılık yapıyor görünmesi var. bu konudan en çok rahatsız olan benim. önceden kapalılara çok ayrımcılık yapılıyordu biz zarar görüyorduk bundan ama şimdiki durumdan da biz zarar görüyoruz. insanların ön yargılarıyla yaşamak zaten zorken bu önyargıların hatta nefretin iyice artmasına sebep oluyor. kimsenin bana ayrıcalıklı davranmasını istemiyorum. hiç bir zaman böyle bir talebim de olmadı.

    bir toplulukta yüz kişiden doksan dokuza aynıysa bile o topluluk şöyledir diyemezsin. çünkü her zaman öyle olmayan bir yüzüncü kişinin var olma olasılığı vardır. insan olmak bunu gerektirir zaten. kimse tamamen bir topluluğa uymaz. herkesin farklılıkları,doğruları, hataları ve çelişkileri vardır. mesela kapalı birisi makyaj yapabilir. çok açık giyinen birisi namaz kılıyor olabilir. kapalıyım diye günahlarım olmadığı anlamına gelmez. ve beni günahlarımdan dolayı yargılamak kimsenin haddine düşmez.

    dindar insanlar arasında bir istisna olduğumu düşünenler var. ama benim gibi hisseden düşünen çok arkadaşım var. siz bazı insanların hataları üzerinden hepimize nefret kusuyorken o hataları biz eleştiremiyoruz. çünkü eleştirirsek otomatikmen sizden yanayız gibi bir algı oluşuyor.

    neyse söyleyeceğim şey çok ama daha fazla uzatmak istemiyorum. benden sırf kapalıyım diye nefret eden ne kadar insan varsa bilsin ki ben ondan nefret etmiyorum. çünkü her kötülüğün başı nefrettir. bu ülkede canlı bombalar patlıyor, insanlar ölüyorsa hepsi nefretten dolayı. nefretin her köşe başına yerleştiği topraklarda sevmek en büyük başkaldırıdır.

    edit: bir sürü çok güzel mesaj aldım. söylediğin her şeyin altına imzamı atarım tam demek istediklerimi yazmışsın diyen çok oldu. çok mutlu oldum. burda kapalılara bu kadar hakaret ediliyor ama aslında burayı okuyan bir çok kapalı var ve yazdığınız şeyler onları incitiyor. hepimiz insanız. kimse bir kalıbın içinden çıkma değil. beraber yaşamak bu kadar zor olmamalı.

    bu arada annem babam kapanayım diye hiç zorlamadı. hatta annem kapalı olmasına rağmen tekrar düşün istersen bir çok zorlukla karşılaşabilirsin dedi. tabi ailesi zorlayan ya da psikolojik baskı yapan kapalı da çok. zorla yapılan şeylerin hiç bir değeri yok bence. allah katında da olduğunu sanmıyorum. eğer bu durumda olanlar varsa tek önerebilceğim şey durup ben ne istiyorum diye düşünmeleri ve istedikleri şey doğrultusunda özgürce ve cesurca karar vermeleri.

  • toplu taşımada sırt çantasını çıkarmayan insan

    tıklım tıklım otobüsde çantayı nereye koyacağını merak eden insandır. bir de sürekli yeni binenler olduğu için yer değiştirmek gerekiyor. insanlar geçmeye çalışıyor falan. ne yapalım yani. o yorgunluğun üstüne bi de sıkışık otobüsde elimizde çanta mı duralım. toplu taşımalardaki bu öğrenci düşmanlığı nedir anlamıyorum. oturursun yer ver derler, ayakta durursun çantandan rahatsız olurlar, çantayı ayağının dibine koyarsın birisi geçmeye çalışırken zorlanır sana çıkışır. bizimki de can be