agluna8
profili

  • masterchef türkiye 2023 all-star

    “gamze mobbinge karşı dimdik durdu.” deniyor ya şaşıyorum. farklı dönemlerden, sergen, eray ve barış, neden gamze'ye karşı bilenmiş? acaba şefler tarafından aleni olarak kayırıldığını gördükleri için olabilir mi?

    gamze'nin takımı kaybeder, hemen “anam babam usulü” yemek isterler. 10 kişiden 7'si, “eray'ın tabağı seçilir” der; mehmet şef “ama o soğanı daha iyi terletti.” diye, kızarmış patlıcandan imam bayıldı yapan gamze'yi seçer.

    kendisi, kaptan olmasına rağmen, gram sorumluluk almadı. “yok yemeğin içine mi gireyim? yok yemeği tabağa ben mi koyayım?” dedi durdu. eksik ürün çıkması, teknik hatalar vs kaptanın suçudur, bu konuda barış haklı.

    bir de “takımı sabote etmenize izin vermem” diye, eray'a göz dağı veriyor. doğru, kendisi 2022'de, potaya girince, sabotajın alasını yapıp, sonra da safa yatardı. üstüne, insanları provoke edip, masumu oynardı. (bkz: burak kaya) kısacası, kişi kendinden bilir işi…

    sonuç olarak, şefler gamzeyi kadın kontenjanınından ilk 3'e sokmaya ant içmişler. bu uğurda, burcu, büşra ve güzide harcandı. kim bilir, daha niceleri harcanacak?

  • doğulan tarihte ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanı

    cumhurbaşkanı: (bkz: kenan evren)
    başbakan: (bkz: turgut özal)

    bakıyorum da, rte gelene kadar, onlarca başbakan gelmiş, gitmiş, tekrar gelmiş… ne güzel, milletimiz şimdi olduğu gibi sabit fikirli değilmiş. bir seçimde göklere çıkardığını, ertesi seçimde barajın dibine yollayabiliyormuş. ekonomik krize yol açanı, gaf üstüne gaf yapanı, yolsuzluğa bulaşanı, siyasetten silebiliyormuş.

    ama şimdi bakıyorum, her yer hep gri. halk, artık boğazını sıksan da, sadece şükrediyor. bir jenerasyon, tek bir kişinin yönetimiyle bir ömür geçirdi. bu topraklara demokrasiyi getiren atamızın verdiği armağana layık olamadık biz…

  • ufak tefek cinayetler

    bence galatasaray lisesi mezunları derneği, bu diziye dava açmalı, "mezunlarımızı gerizekalı gibi gösterip, algı yönetimi yaparak, okulumuzun puanını düşürmeye çalışıyorlar." diye. serhan gibi, sözümona akıllı bir işadamının; tek meziyeti, pullu elbise giyip çiçek sulamak, ardından da cheesecake yapmak olan bir kadının basit planına balıklama atlaması, resmen skandal!

  • 28 kasım 2017 kemal kılıçdaroğlu açıklamaları

    man adası'nda açılan, 1 sterlinlik şirkete, ziya ilgen (enişte), osman kefenci, mustafa gündoğan (eski özel kalem müdürü), ahmet burak erdoğan (oğul), tarafından, 10 milyonlarca dolarlık para transferi yapıldığını kanıtlayan belgeleri açıklamıştır. ilgili swift ve banka dekontu belgelerini de göstermiştir. tek kelimeyle helal olsun. şu an türkiye'de değil de, dünyanın başka herhangi bir bölgesinde yaşıyor olsaydık, gün bitmeden hükümetin istifasına şahit olurduk. ne olursa olsun, bugün tarihi bir gün. 28 kasım 2017'yi bir kenara yazın.

    edit: link eklemesi.
    http://www.hurriyet.com.tr/…erdogana-cevap-40660896

  • 23 ağustos 2017 ntv'nin kemal kılıçdaroğlu yayını

    "ben adalet diyorum, o atlet diyor" sözüyle kırıp geçirmiştir.
    işte zihniyet farkı. seviyoruz seni kılıçdaroğlu!

  • dunkirk

    filmin türünü boşverin. düşünün, sizi uçağın biri alıyor, savaş alanının ortasında bırakıyor ve siz 107 dakika boyunca orada debeleniyorsunuz. öyle gerici bir atmosfer. film bittiğinde, yan koltuğumda oturan kız, ayaklarını koltuğun üstünde cenin pozisyonuna getirmiş, önümdeki orta yaşlı bey de öndeki koltuğa abanmış bir haldeydi. işte böyle insanı içine alan bir film. üstelik, nolan bunu yaparken, oradaki askerlerle çok da fazla bir duygusal bağ kurmanıza da izin vermiyor. ne bir aşk hikayesi var. ne de bir duygu sömürüsü... filmde resmi bir başrol veya öne çıkarılan kişi yok. film boyunca tek istediğiniz, o 400.000 askerin sağ salim evine dönmesi. verilmek istenen duygu, izleyiciye 100% oranda geçiyor.

    gelelim oyunculara: cillian murphy belki 10 dakika görünmüştür ama kalitesini ortaya koymuş. bu kadar kısıtlı zamanda, böyle gri bir karakteri yansıtabilmek, her oyuncunun harcı değil. tom hardy, yine gözleriyle oynamış. nedir şu yönetmenlerin adamcağızın ağzına olan gıcıklığı? bu arada, müzisyen oyuncu kontenjanından harry styles da rolünün hakkını vermiş. game of thrones yönetmenleri, meşhur ed sheeran vakasından sonra, şu filmi izleyip biraz feyz alsınlar. başrole en yakın kişi diyebileceğimiz, fionn whitehead, 97'liymiş. kendisinde genç bir merlin havası sezdim. bana göre onun da önü açık.

    son söz olarak, bu filmi izlerken arada biraz buruklaştım. elalem, nasıl da ordusunu yüceltiyor. savaşamayıp, sıkışan askerlerinin kurtarılması hakkında bile filmler çekiyor. bir de bize bakıyorum: 15 temmuz afişlerinde aşağılanan, suratlarına tükürülen askerler, halk tarafından boğazı kesilen mehmetçikler...

  • vatanım sensin

    leon'un iç çatışmasının çok güzel işlendiği dizi. annesine direkt olarak söylemese de, aklındaki soru: "ne yani, babam, 20 yıldır yanında olan oğlu için, yunan ideallerinden ve görevinden vazgeçmedi de, hiç görmediği ali kemal için mi tüm bunları feda etti?" boran kuzum, o kıskançlıkla karışık hayal kırıklığını, gerçeği reddetme sosuna bulayıp, çok güzel yansıtmış.

  • yeşil alana gökdelen istemeyen belediyeye ceza

    öncelikle, karakter sınırından dolayı, başlık böyle oldu, kusura bakmayın. olayın tam hali şöyle: taşyapı'nın, göztepe'deki meteoroloji müdürlüğü arsasına, dört gökdelen dikmesini engellemek için hukuki yollara başvuran kadıköy belediyesi, 101 milyon lira tazminata mahkum edildi. bu arada belirtmeliyim ki, belediyenin toplam 2017 bütçesi, tahmini olarak 526 milyon lira. yani bütçenin 1/5'i, tazminata gitmek üzere.

    haber için: http://www.diken.com.tr/…tasyapiya-101-milyon-lira/

    kadıköy belediyesi'nin suçu ne? taşyapı’nın imara aykırı plan değişikliklerini onaylamayıp, bilirkişi raporuyla kamu adına dava açmak. yani, işlerin mevzuata uygun gitmesini sağlamak, taşyapı’nın imara aykırı bir şekilde kaçak bina yapmasını engellemeye çalışmak. ama mahkeme, bu çabayı, ‘zarara uğratmak’ olarak yorumlamış ve yeni bilirkişi de, taşyapı’nın ‘basında çıkan olumsuz yazılar nedeniyle satış yapamadığı’nı belirtmiş.

    yıllardır kadıköy'lüyüm. hatta bir ara, söz konusu 4'lü gökdelene çok yakın bir yerde yaşıyordum. inanın, bir bina, bir ilçenin dokusuna ancak bu kadar uyumsuz olabilir. zaten belki de bu sebeple satış yapılamıyor. ben kadıköy belediyesi'ni, dev bir şantiyeye dönen mahalleler için suçlarken, "neden bu kadar fazla inşaat izni verilmesine seyirci kalıyorlar?" diye sorgularken, adamlar nelerle uğraşıyorlarmış? bu resmen, kamunun elini kolunu bağlayıp, inşaat terörünü sürdürmek için verilmiş bir karardır. lütfen sessiz kalmayalım.

    haber için: http://www.diken.com.tr/…tasyapiya-101-milyon-lira/