rusya domates yetiştirmeyi kafaya koymuş

  • başlıktaki cümle alelade birinden değil. ülkemizde karar verme yetkisi bakımından 2. sıradaki merci olan başbakan binali yıldırım'dan geliyor.

    gürcistan ziyareti sonrası tobb toplantısına katılan yıldırım; “rusya'yla, domates ile ilgili kısıtlı bir imkan ortaya konuldu. çünkü rusya domates yetiştirmeyi kafasına koymuş. bir denesinler bakalım. yetiştirebilirlerse ne ala. yetiştiremezlerse biz buradayız” açıklamasında bulundu.

    link

    domates yüksek güneşlenme ve yüksek toplam sıcaklık isteyen bir ürün. rusya'da yetişir - yetişmez, ayrı bir tartışma konusu. ancak rusya'nın yüksek miktarlarla ithalatını yaptığı tarım ürünlerinden biri. burası önemli keza domates konusu rusya'nın cari açığını artıran, doğal olarak ekonomisini zora sokan konulardan.

    bu noktada bizimle 2015'te yaşadıkları siyasi gerilim, damlayı taşıran son damla oldu. türk mallarını boykot ederken domates fiyatları rusya'da rekor kırdı. bu deneyim sonucunda da adamlar ülkece bir karar aldılar: "domates yetiştireceğiz".

    en başta da dediğim gibi. iklimsel ya da tarımsal nedenlerden dolayı başarırlar / başaramazlar ayrı konu. ancak bir ülkede, yöneticisinden vatandaşına, herkesin toplu olarak bir kararın arkasında durması, ülkenin tamamını kapsayan ve ülke ruhuna işleyen bir "tarım politikası"na sahip olunması, benim nazarımda özenilesi, imrenilesi bir durum.

    bu ülkece gösterilen birlik ve kararlılığın, çiftçi açısından ne kadar motive edici oluğunu bir düşünün...

    ya da şöyle bir soru soralım: "ülkemizde, tarım alanında böyle bir birlik yaşandığını hatırlayanınız var mı?"

    ben bilmiyorum. hiç yaşamadım. okuduklarımdan bildiğim bir tek "köy ve köylü aydınlatılmalı" ilkesi ile yola çıkan köy enstitüleri kapsamında, bir dönem benzer heyecanlar yaşanmış. sonrası yok.

    ve ne yalan söyleyeyim, bu bakımdan rusya'daki çiftçileri kıskandım.

    keza hep diyoruz. siyasi iradeyi yanımızda görmedik. (genelde arkamızda oluyorlar. ancak pozisyon düşündüğünüz gibi değil. destekleri derinlerde hissediyoruz. o derece. "öyle destek verdik, böyle destek verdik" nameleri çalınmaya devam etse de, tarımsal üretimde kullanılan mazottaki ötv ve kdv, voyvoda kazığı gibi öylece duruyor. tokuz yani)

    --- spoiler ---

    peki yetişir mi, yetişmez mi?

    nasıl yapacaklar onu da söyleyeyim:

    - önce saygın akademisyenlere, soğuğa en dayanıklı türleri araştırtacaklar. gerekirse soğuk iklime uyumlu yeni cinsler yaratacaklar.
    - ülke sıcaklık haritasına göre en ılıman ve en çok güneş alan bölgelerde pilot sahalar seçilecek, (yağış sıkıntı değil, sulama ile giderilir ancak güneş ve sıcaklığı giderebilme şansınız yok)
    - seçilen pilot bölgelerde kurulan seralarda dünya genelinden uzmanlar çağrılacak. bizim antayda'da serasına banka tarafından el konan seracıları, seraları ile birlikte ithal edebilirler.
    - sonuç olarak 3 - 5 yıl sıkıntı çekecek, pahalı domates yiyecekler ama başaracaklardır.

    bir düşünün. ruslar 50 yıl önce uzaya adam gönderebilen ya da ne bileyim nükleer enerji tesisi kurabilen adamlar.

    sizce serada domates yetiştiremeyecekler mi?

    yani olaya binali bey'in "yetiştirebilirlerse ne ala, olmazsa çay demleriz" vizyonu ile yaklaşmak komik.

    yetiştirecekler. (bkz: romanov koyunu) bize düşen ise bu gelişmeye bakarak şimdiden tarımsal bakımdan uluslararası ölçekte yeni pozisyonlar üretmek, hatta belirlemek. keza çalışmaları tek domates üzerinde değil. bildiğim kadarı ile 13 farkı ürün üzerinde devam ediyor.

    ha, şimdiden bunu görüp de pozisyon almazsak ne olacak?

    yeni bir şey olmayacak. akdeniz'de 2-3 bin sera kapanırken faruk çelik'ten "rusya'nın ambargosunu anlamakta zorlanıyorum" açıklamalarını duymaya devam edeceğiz.

    --- spoiler ---

    yazar olmayanların tartışmaya katılabileceği link
    .