12 haziran 2016’da mhp istanbul il başkanlığının iftarında, müstakbel cumhurbaşkanı yardımcısı devlet bahçeli’nin söylediği, tam hali "bizim sarayla anlaştığımız namertçe söylendi. ilk aşamada partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz, başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi" olan cümledir
o gün bunları dile getirmek soysuzluk ve namertlikse bugün bunları gerçekleştirmeye nasıl bir sıfat bulunacak, merak ediyorum. bilge(!) lider, önemli itiraflar içeren açıklamasına şöyle devam etmiş: "benim cumhurbaşkanıyla sarayda buluştuğum, kurultayın yapılmamasına karşılık başkanlığa tamam dediğim, yeni anayasaya boyun eğdiğim ifade edildi"
saray ziyaretleri rutinleştiği için hiç oraya girmiyorum. ey bahçeli demek ki “ver koltuğu al başkanlığı” dedin. yazıklar olsun!
mhp’yi sarayın arka bahçesi yapan lider sözlerini şöyle tamamlamış: "bilmiyorlardı ki ömrümü verdiğim davamı dünyevi hiçbir menfaate değişmem, değişmedim. dünya başıma yıkılsa, aç kalıp muhtaç düşsem yine namerde el açmam, yine bu davadan dönmem"
sanırım recep tayyip erdoğan'ın yardımcılığı dünyevi bir menfaatten sayılmıyor. ey bahçeli soruyorum sana, söylediklerine aykırı hareket ederek namerde el mi açmış oldun? genel merkezde aç, muhtaç kalmadın, çayın eksik edilmedi. tavrın neden bu kadar değişti? namert diyerek itham altında bıraktıklarından özür diledin mi?
edit: meral akşener'in bahçeli'nin düştüğü durum hakkındaki yorumu gülümsetmiştir.
"allah hiç kimseyi dün söylediği iddialı sözlerin tam zıttı davranışta bulunmak mecburiyetinde bırakmasın. acıklı oluyormuş."