jelko obradoviç

  • ön edit: bu yazıyı 1 haftadır bekletiyorum, emindim böyle olacağına. boşu boşuna oyaladı bizi.

    ayrılığı ile bombayı fenerbahçe yönetiminin kucağına bırakan koç. ve kimse kusura bakmasın fenerbahçe taraftarının kendisini affetmemesi gerekir.

    sözleşmesinin bu sene biteceği belliyken fenerbahçe'nin elini kolunu bağladı. de colo'nun, vesely'nin, datome'nin ve sloukas'ın 2022'ye kadar sözleşmesi var ve yaklaşık 10 milyon dolar ediyor aldıkları para toplamı. sezon başından beri takımın hiçbir sıkıntısını çözmedi, takım bütün seneyi çift başlılıkla geçirdi. bakın çözemedi demiyorum, çözmedi. tek yapması gereken sloukas'a yeter demekti ama onun yerine de colo'nun önünü kesti, ocaktan beri de colo'nun 30 dakika üzerine çıktığı maç sayısı 2 (11 maçta). vesely fiziksel anlamda defo doluyken 3 yıllık sözleşme ile durumu kilitledi, datome 2017'den beri vasat takılıyorken ve 32 olmuşken onu da kallavi bir kontratla tuttu. tamam, türkçe öğreniyor, entelektüel falan ama performansı 2 senedir yetersiz olan, dizleri eskisi gibi olmayan 32 yaşında bir oyuncuya 3 yıllık kontrat verilmez.

    bu sezon başında berbat transferler yaptı. şutör guduric yerine westermann, şutör uzun ve takımın en iyi ribaundçusu melli yerine sırtı dönük oyundan başka bir şey bilmeyen williams'ı getirdi ve kendi kurduğu sistemi bozdu. üstüne üstlük 8 ay kaçıran lauvergne'in nasıl döneceği belirsizken ve vesely sakatken bir tane bile oyuncu takviyesi yapmadı. stimac demeyin, stimac'ın gideceği aldığı 3 aylık kontrattan belliydi. kenneth faried, chris singleton gibi bir takviye ile takım çok daha iyiye gidebilecekken hiçbir şekilde sistemine uymayan stimac'ı geçici kontratla aldı.

    ve en önemlisi obradovic istemiyor. çok belli bu. geçen seneye kadar modern basketbol oynayan takım ne hikmetse salak salak sırtı dönük oyun zorlayan, yardımlaşmayan bir takım oldu. herhangi bir mağlubiyette "bugün istemeliydik, daha iyi olacağız" diyen adam şubattan beri "yorulduk, bir isteksizlik var niyeyse" diye ağız değiştirdi. takım modern olan hiçbir şeyi yapmıyor, ligin en demode oyununu oynuyor ve takım ruhu yok. normal sezonda 8. falan olduysa tek sebebi kadro kalitesidir. oyuncular uyumsuz da olsa çoğu euroleague ortalamasının üstünde isimler. daha kaliteli olup takım ruhun olunca hoca beceremese bile barcelona gibi oynuyorsun, her maçı ite kaka alıyorsun, bu senaryoda da bir sürünüp bir coşuyorsun işte.

    bu noktaya bir anda gelinmedi. bu noktaya 39 sayı atarak maç alan oyuncunun önünün kesilmesiyle, 2 şampiyonluğa mal olup 3 ribaund anca çeken dizleri pert bir pivota 3 yıllık kontrat verilmesiyle, avrupa'da hiçbir takımın direksiyonu emanet etmeyeceği pısırık bir gardın uydurmasyon nba tehdidi ile 3 yıllık kontrat verilmesiyle, abuk abuk transferlerle, ekim-mart arasında takımın oturmamasıyla gelindi. şayet obradovic bunları ayrılma uğruna bilerek yaptıysa ikiyüzlüdür ve sözleşme hak etmemiştir. yok, obradovic'in basketbol konusundaki görüşü hakikaten tarihe gömülü oyuncuların başarı getirebileceğine evrildiyse de çağdışılıktan dolayı sözleşme hak etmemiştir. böyle eski kafalı bir antrenör takıma hiçbir şey katamaz, pesic'li barcelona'da bütün sene gördük. muhtemelen pesic'in yerine barcelona'ya gidecek. orada tomic'i ilk 5'e çekip mirotic'i 30 dakika oynatmazsa, higgins varken hanga üzerinden hücum planlarsa, topu calathes yerine heurtel'e emanet ederse ancak samimiyetine inanabilirim. yoksa hiç canınızı sıkmayın, obradovic fenerbahçe'de zora zor kalmış demektir. zora zor kalıp takımını bilerek sabote edecek hoca da eksik olsun. ister phil jackson olsun, ister zeljko obradovic, ister gregg popovich, bir takım böyle bir rezilliği kaldıramaz.

    kendisine üst üste 5 final four, üst üste 3 final ve 1 şampiyonluk için teşekkür ederim. ama böyle ayrılık olmaz. bu resmen takımı dinamitlemek. fenerbahçe o kontratlardan kurtulana kadar tehdit olamayacak. (ondan sonra da ekonomi fişi çekecek zaten) ve bu esnada da obradovic ve barcelona şampiyonluğa yürüyecek. cidden kalleşçe bir hareket. panathinaikos'a, real madrid'e yapamadığını fenerbahçe'ye yapması da kendisi için ayrıca utanç olmalıdır. her şey kupa değil, her şey şampiyonluk değil. jerry sloan'ın utah'ta bıraktığı miras ortada. fenerbahçe gerek seyircisiyle, gerek iki yönetimiyle obradovic'e gereken desteği ziyadesiyle verdi. eğer istemiyorduysa 2019 haziranında "benden bu kadar" diyebilmeliydi. hem fenerbahçe'nin yeniden yapılanma fırsatı olurdu, hem obradovic hatırasını lekelemezdi. ama böyle olunca fenerbahçe önümüzdeki 2 sezonu daha başlamadan yitirdi, herhangi bir koçun şu oyuncu grubu ile yapabilecekleri çok sınırlı. adamlar birbirini sevmiyor lan, daha ötesi var mı? de colo uzatmada üçlük atar sloukas üzülür, perde ister vesely gelmez, pas ister kalinic'le datome sallamaz. takımda şu bölünmenin önünü alabilecek tek koç obradovic'ken hiçbir şey yapmaması kabul edilemez. hiçbir şey yapmayarak fenerbahçe'nin kendisine herhangi bir şekilde tehdit olma olasılığını yok etti, gerçekten alçakça. umarım barcelona'da başarısız olur. kendisi takımını baltalayacak kadar niyeti bozmuşsa boşa iyi niyet beklemesin kimse. umarım finale kadar herkesi ezerek ilerler,maç dahi kaybetmez ve finali son topta kaybeder.

    lebron james 2011'de aynısını yaşadı, 2021'de senin de aynısını yaşaman dileğiyle koç.

  • obra giderse ali koç tarihin en kötü fenerbahçe başkanlarından biri olmaya hak kazanır. obra gideceğine koç gidebilir.

  • kadrosundaki buyuk starlari yazalim da anlasilsin ne oldugu durumun:

    kostas sloukas: fenerbahceye gelmeden once olyde 3uncu garddi. buyuk oyuncu falan degildi, kariyerinde atlama yapmak icin fenere geldi

    jan vesely: fenerbahceye geldiginde nbade 3le 4 arasina sikisan ve tutunamayan bir oyuncuydu. hic bir basarisi yoktu.

    gigi datome: hayal kirikliklariyla dolu nba kariyeri, sonrasi son bir sans olarak geldi.

    nikola kalinic: kizilyildizda oynayan bir genc yetenekti, fazlasi degil.

    melih mahmutoglu: hic bir takimda dikis tutturamamis, goksenin seviyesinde bi oyuncuydu.

    bobby dixon: eurocup seviyesinde skorerdi, berlinde hinesin ustunden attigi ucluk hala icimizi yakar.

    ekpe udoh, bogdan, bojan, bjelica, guduric fenerbahcede bugun olduklari seviyeye yukseldiler.

    yukarida saydigim oyuncularin 1 tanesi bile eurolig veya nba seviyesinde basarili tek bir sezon gecirmemislerdi obradovice geldiklerinde.

    bu sene ilk defa bu kadar yildiz transferi yapildi. oyuncularin arasinda o fenerde gormeye alisik oldugumuz arkadaslik ve cosku yok. kadro muhendisligi de kötü yapildi. belki de kotu bir sezon bizi bekliyor(ben hala ilk8 yapacagimizi dusunuyorum en azindan). ama bir sezonda koc yollanmaz. obradovic gibi bir koc, kariyerinden dolayi falan degil, fenerbahceye kadar kattiklarindan dolayi yollanmaz. ergin ataman obradovice 1 sezon ustunluk kurdu 1. o da gecen sezon. ondan onceki 4 sezonu konussaniza. serdar ali celikler ve tayfasi futbola donsun, caplari basketbola yetmiyor.

    koc ve gherardini burdan da cozumu bulacaktir. yonetimin artik belirsizligi cozmesi gerek. obradovicle uzatin! ne semih özsoy ne ali koc maclara gelmiyor. futbolda sampiyon olacaginiza guveniyorsunuz belki ama basketbolseverler(cok fazla kongre uyesi var iclerinde) sizi affetmez. obradovic alexiniz olur sizi golge gibi kovalar.

    basketbolda butce ulker birlesmesinden beri yuksek. basari ise obradovicle geldi. yillarca bu paralari harcayip babayi aldik. onceden f4 mu gorduk arkadaslar, adamlari f4da kotu oynadilar diye elestirecek kadar ileri gidiyoruz. obrayla uzatilirsa seneye gene cok buyuk bir ihtimal f4dayiz. ama yeni kurulacak olasi duzen tamamen belirsizlik.

    euroligde 5 kere final4a kaldik, 1 kere kupayi aldik, 1 kere de hakemler kupayi elimizden aldi. bundan daha buyuk nasil bir basari mumkun ki bu adami yollayacagiz? winner degilmis bilmemne tras yapmayin arkadaslar gozunuzu seveyim.

    tanim: galatasaraylilara hala basketbol izleten koc.

  • senol gunes'i begenmeyen besiktas taraftarina gecen sezon demistim ki lan oglum siz hayatinizda sampiyonlar ligi ikinci tur mu gordunuz, bu havaniz kime. dinlemediler kovdurdular senol'u, besiktas'in hali ortada. yine fenerbahceli olarak bu sefer obradovic'i istifaya davet edenlere diyorum ki lan oglum sen bu adam gelene kadar birak euroleague sampiyonlugunu, final four mu gordun adam gibi, bu havan kime?

    yok efendim dunyanin parasini harciyormusuz da herhalde basarili olacakmis da, basinizda seneler boyu aziz yildirim gibi bir adam vardi aziz yildirim, ne paralar harcayip ne kadrolar kurdu futbol takimina da nal topladik, parayla pulun bu iste kistas olmayacagini hala anlamadiniz mi? herifin bu sezon basarisiz oldugu asikar, sezonu basarisiz sekilde noktalayacagi da belli oldu, ne olacak kardesim olsun bir sene basarisiz, onumuzdeki sene yine basarili olur, olmasa sonraki sene yine euroleague kazandirir, hadi futbol seyircisi aceleci, bilgisiz ve kultursuz bir guruh, en ufak basarisizlikta kelle istemenin takimi duzeltemeyecegini bir turlu anlayamiyorlar, basketbol seyircisi ne ara futbol seyircisi kivamina geldi ben o gecisi hakikaten kacirdim galiba, sasiriyorum yazilanlari okudukca.

    herkes premier lig'i konusuyor futbolda, premier lig o noktaya her basarisizliginda adam kiskislayarak degil, sir alex ferguson'lara, arsene wenger'lere 20 sene sabrederek geldi. hayatin kaidesidir bu, ne her guzel sey, ne her kotu sey sonsuza kadar surmez. her basarinin ardindan bir basarisizlik, her basarisizligin ardindan bir basari gelir, bunu anlayamayip sportif basarilari sezon bazinda degil, 10 senelik genis periyodlarda degerlendirmeyi ogrenmedikce bu ulke sporunun burnu boktan cikmaz, her basari tesaduf olarak kalmaya, ozlenmeye devam eder.

  • 2015'te takım yarı finalde real madrid'e ezildikten sonra savaşçı bir takım kurdu. bobby, ekpe, kalinic, gigi gibi maçı asla bırakmayan oyuncular geldi. başlarında da abi gibi bir pero antic vardı. takım ne zaman gergin olsa girip alıyordu stresi. bir oyuncumuza dirsek atan olursa o gidip ona 2 dirsek atıyordu.

    o takım iki sene üst üste final oynadı. birinde kupayı tek ribaund ile kaybetti, sonraki sezon playofftan sonra karşısına çıkanları eze eze yenerek kupayı aldı. geriye düştü, kötü oynadı ama asla pes etmedi. fark 20 sayı bile olsa vazgeçmedi, savaştı ve defalarca kazandı o maçları.

    bütün bunlar olurken takımın iki lideri vardı, bogdanovic ve udoh. ikisi de bir an bile sorumluluk almaktan çekinmedi. kaldırıp attılar, ya girmezse diye düşünmediler. girmezse ribaund için savaştılar.

    bunları yazmamın sebebi bugün oynanan maç değil, geçen seneki final aslında. cska'ya kaybedilen finali herkes kupayı kazanmış gibi düşünürken geçen sene real madrid'e kupanın kaybediliş şekli çok kötüydü. savaşılmadan kaybedilmiş bir kupaydı.

    şampiyonluktan sonra ekpe ve bogdan ayrıldı, antic yaşlı diye gönderildi. takımın liderliği bogdan ve ekpe'den sloukas ve vesely'e geçtikten sonra çok fazla şey değişti bu takımda. belki oyuncular çok değişmedi ama takımın savaşçı ruhu yavaş yavaş kayboldu. özellikle önemli maçlarda siner hale geldi. bobby'nin tek başına çıkıp aldığı maçlar dışında göremez olduk o maçları.

    formül belli. kendisi benden iyi bilir. sloukas ve vesely bu maçları bize kazandıracak mentalitede oyuncular değiller. bu takım çok yoruldu artık. kimlik değişimi gerekiyor. sloukas'ın bu sene son senesi. 2015'te yapılan tekrar yapılmalı.

    bu yazıyı sadece kafamdakiler bir yerde dursun diye yazdım. bir şeye de benzemedi zaten. başımızdan eksik olmasın. bambaşka seviyoruz.

  • 2015'te takım yarı finalde real madrid'e ezildikten sonra savaşçı bir takım kurdu. bobby, ekpe, kalinic, gigi gibi maçı asla bırakmayan oyuncular geldi. başlarında da abi gibi bir pero antic vardı. takım ne zaman gergin olsa girip alıyordu stresi. bir oyuncumuza dirsek atan olursa o gidip ona 2 dirsek atıyordu.

    o takım iki sene üst üste final oynadı. birinde kupayı tek ribaund ile kaybetti, sonraki sezon playofftan sonra karşısına çıkanları eze eze yenerek kupayı aldı. geriye düştü, kötü oynadı ama asla pes etmedi. fark 20 sayı bile olsa vazgeçmedi, savaştı ve defalarca kazandı o maçları.

    bütün bunlar olurken takımın iki lideri vardı, bogdanovic ve udoh. ikisi de bir an bile sorumluluk almaktan çekinmedi. kaldırıp attılar, ya girmezse diye düşünmediler. girmezse ribaund için savaştılar.

    bunları yazmamın sebebi bugün oynanan maç değil, geçen seneki final aslında. cska'ya kaybedilen finali herkes kupayı kazanmış gibi düşünürken geçen sene real madrid'e kupanın kaybediliş şekli çok kötüydü. savaşılmadan kaybedilmiş bir kupaydı.

    şampiyonluktan sonra ekpe ve bogdan ayrıldı, antic yaşlı diye gönderildi. takımın liderliği bogdan ve ekpe'den sloukas ve vesely'e geçtikten sonra çok fazla şey değişti bu takımda. belki oyuncular çok değişmedi ama takımın savaşçı ruhu yavaş yavaş kayboldu. özellikle önemli maçlarda siner hale geldi. bobby'nin tek başına çıkıp aldığı maçlar dışında göremez olduk o maçları.

    formül belli. kendisi benden iyi bilir. sloukas ve vesely bu maçları bize kazandıracak mentalitede oyuncular değiller. bu takım çok yoruldu artık. kimlik değişimi gerekiyor. sloukas'ın bu sene son senesi. 2015'te yapılan tekrar yapılmalı.

    bu yazıyı sadece kafamdakiler bir yerde dursun diye yazdım. bir şeye de benzemedi zaten. başımızdan eksik olmasın. bambaşka seviyoruz.

  • "o bütçeyle bi zahmet" diyen fasülyeler baş verdiğine göre giriş yapabiliriz.

    obradovic'in yüksek bütçesi olması bir neden değil sonuçtur arkadaşlar. bu adam 1992 senesinde 22 yaş ortalamasıyla partizan'ı şampiyon yapabildiği için 25 milyon bütçeyi tak diye önüne koyuyorlar.

    tanım: avrupada herhangi bir takımın gözü kapalı güvenebileceği sayılı koçlardan.

  • "some people wanted to put pressure on us because the final 4 is in ıstanbul but they don't know that nobody can put pressure on me as much as ı do"

    allah'ına kurban be!

  • şenol güneş denilen dallama, kariyerinin en büyük başarısını dün gece, bu başlık altında kendisiyle kıyaslanarak elde etmiştir. öyle büyük bir adam ki bu, selülozik tiner bağımlısı piçleri, elma ile armutu kıyaslayacak noktalara getirmiştir. şenol güneş denilen taşakları hamsi kokan yavşak, obradovic'i görse secde edip, "şefaat ya resullah" der.

  • birşeyler mi kaçırıyorum derken komple aklını kaçırdığının farkında olmayan kişilerce hesapta testis geçilen efsane. övülmesi gereken kişi olarak verilen ismin de ataman olması ayrı bir hezeyan. allahtan google var yani gerçekten.