insan ömrünün hiçbir şeye yetmiyor olması

  • son zamanlarda kendime dert ettiğim şey.

    standart bir insan ömrünün bitirmeye yetmeyeceği, geride bırakacağım yüz binlerce kitap ve film olması beni hüzne boğuyor mesela. keşke şöyle bi 500 sene falan yaşayabilseydik. zamana yaya yaya sürekli sinemaya, tiyatroya, başka bir kültür/sanat etkinliğine giderdik ne güzel. o süre de yetmeyecekti belki ama yine de fena olmazdı ya.

    istediğimiz zaman mariana çukuru'nu görmeye gidebilseydik. yahut hangimiz görecek tibet ve nepal arasındaki heybetli zirve everest'i? hangi araya sıkıştıracağız biz bu dünya nimetlerini? ne zaman aurora borealis'i izleyişimizi anlatacağız başkalarına? hiç mi nutkumuz tutulmayacak arjantin'deki tango festivalindeki koreografileri izlerken? william shakespeare'in mezarını ziyaret edip "hey gidi be, senin gibi bir adamın geçtiği şu dünyada yaşamak, ne büyük onur!" diyemeyecek miyiz? uzanıp çamlıca'nın orta yerinde bir taşa, boğaza baka baka çay içemeyemeyecek miyiz, arkamızda bomba patlamayacağından emin ola ola?

    tamam, diyelim ki 500 sene yaşamadık ama böyle şeylere daha çok zaman ayırabileceğimiz hayatlarımız ve standartlarımız olsaydı mesela o da olumlu.

    yazıklar olsun sana, hayat.