entelektüelliği bir anda yok eden şeyler

  • bununla ilgili aslında geyik yapmak değil ciddi ciddi oturup düşünmek gerekir. entelijansiya'yı ne bitiyor ve bitirdi diye. ortamlarda geyiğini yapmak güzeldir de "entel dantel" vs diye aşağılamak tatlı gelir ama işin aslı enteliyansiya'nın olmadığı toplum uzun sürede varlığını koruyamaz.

    kim bu adamlar? aslında rusça'da aydınlar demek. ama bu adamların bi özelliği bir niteliği var. bunlar senin benim gibi insanlar değiller. bunlar amerikayı, avrupayı bir vatandaşı kadar iyi bilen insanlar. en az 2 3 dili akıcı olarak konuşabilen insanlar demek. o da en az. bunları bi "sosyal tabaka" olarak görmüyorum ben kendi adıma. bunlar kaymağı toplumun. en tepedeki en ileriyi görebilen insanları. öyle tabaka haline getirecek kadar bir sayı elde etmen zaten olayın mantığına ters. çünkü tabaka halinde yetiştirmeye çalışırsan bu defa kalitesini düşürürsün elinde kendini entelektüel birikime sahip olduğunu düşünen orta sınıf-burjuvazi arası olmamış bir sınıf yaratırsın.

    bizde bir eksiği de var tabi. entelijansiya'nın aslında makbul olanı doğuyu batıyı, uzak doğuyu ve uzak batıyı bilmesi iyidir. bizdekiler genelde bunlardan sadece birisini bilirler.

    ne işe yarıyor peki bu adamlar. kimler bunlar. bunlar yıllar önce malum çevrenin "monşerler" deyip ötelediği, küstürdüğü insanlar. dış ilerinde bolca vardı bu insanlardan. yıllarda avrupanın çeşitli yerlerinde yaşamış, osmanlıdan beri gelen belli bir diplomatik kültürün sürdürücüleri bu insanlar. şimdi ki diplomatik başarısızlıkların da temel sebebi bu insanların tamamen el çektirilmiş olması.

    üstelik toplumların ciddi şekilde onları yönlendirmesi gereken insanlar olması görüşündeyim. bunların "kanaat önderleri" haline gelen yeni nesil ağalık sistemi şeklinde değil böyle kültürlü insanların oluşturduğu toplulukların önderliğinde olması gerekir. yazarlar, besteciler, düşünürler, devlet adamları, bilim insanları vs vs. bu insanların topluma daha fazla düşüncelerini duyurması gerekir. yani prag'da kafka tek başına değildi. bir entelijansiya'nın içindeki bir parçaydı sadece. ondan beslendi, onu ve halkını besledi. veya sigmund freud bir viyana kültürünün eseriydi. etrafında kendisini besleyecek yada kışkırtacak bir çok dengi vardı. beslendi ve besledi. yine mesela fransız ihtilalini de yönlendiren yazarlar. bunların hepsi ve çok daha fazlası birer topluluğun doğurduğu ve gebe bıraktığı sonuçlardı.

    yani her ne ise bu bi anda yok eden şey: belli ki bizdekini çok temelden yok etmiş. hiçbir zaman öyle ciddi ciddi oluşmadı belki.

    ama olması lazım. belki de bu toplumun en temel sorunu hep bu oldu. bir entelijansiya ve onu anlayacak kapasiteye sahip bireyler. evlendirme programı izlemek yerine açıp iki sayfa kitap okuyacak kadınlar mesela. biliyor muydunuz türlerin kökeni'nin ilk basımlarının kadınların çay partilerinde okuyup tartıştığını? yada fransız kadınlarının oturup coğrafya kitapları tartıştığını.

    evet ortada çok bariz bir durum var ki özellikle avrupa için hitler'in verdiği en büyük zarar belki de buydu. paris, viyana, berlin, frankfurt, münih, prag, varşova gibi pek çok übüyk avrupa kentinin entelektüel çevresini darmadağın etti. pek çoğunu amerika'ya kaçırttı. ki amerikanın bu kadar devasa hale gelmesindeki en önemli etkenlerden birisi bence budur.

    ha bu demek değil ki sadece bu. troçki geldi geçti bu topraklardan arkadaşlar. alman hocalar geldi bu ülkeye. biz bunlardan ne kadar faydalandık peki? onlardan ne aldık ve onları ne kadar içimize katıp özümsedik. su aktı türk baktı ne yazık ki. elimizde, bağrımızda büyütüp kaçırdıklarımızı, öldürdüklerimizi falan saymıyorum daha.

    velhasıl çoktur yok eden sebepler. ama maharet yaşatmak, yükseltmek ve yüceltmektir