deniz baykal

  • erdoğan'dan nefret edenler ile erdoğan'ı çok sevenlerin aynı anda sevmediği adam olabilmeyi başarmış insan.

    öyle bir zamanda öldü ki kimsenin umurunda değil ölümü.

  • türkiye'yi akp'ye teslim eden kişi.

  • kendisinin kaset skandalıyla alakalı olarak kemal kılıçdaroğlu'nu suçlayanlar net geri zekalıdır.

    eğer bu adamın pislikleri yüzünden kılıçdaroğlu'na bok atıyorsanız ciddi ciddi ya balık hafızalısınız ya da kötü niyetlisiniz, yani bence her iki koşulda da geri zekalısınız.

    yok neymiş efendim dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmasından sonra kılıçdaroğlu parlamışmış sonra da birden bire baykal'ın kaseti çıkmışmışmış, hiçbir şeye izin vermeyen akp dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmaya nasıl izin vermişmiş.

    büyük resmi görmüşsünüz, helal be einsteinlar.

    hem verilen bilgiler yanlış hem de adamlar 12 sene önceki akp'yi bugünkü akp ile aynı güçte falan sanıyorlar. dengir'i mengiri geçtim, o zamanlar erdoğan bile karşısına gerçek gazetecilerin oturup soru sormasına izin veriyordu. dünyadan haberiniz yok anasını satayım.

    hee kılıçdaroğlu'na gelirsem; kemal kılıçdaroğlu bu teranelerden çok önce, 2007 seçimlerinden sonra chp'de grup başkanvekilliğine kadar yükselmişti zaten, yani bugünkü özgür özel ile aynı konumdaydı. o dönemleri görüp de kılıçdaroğlu'nun adını duymamışsanız o sizin cahilliğiniz ki bu olaylardan önce de zaten yolsuzluk belgeleri açıklayarak akp'li birçok ismi hırpalıyordu. ayrıca kılıçdaroğlu ilk olarak dengir mir mehmet fırat ile ilgili değil şaban dişli ile ilgili yolsuzluk belgeleri açıkladı, dişli bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra önce bir süre saçmaladı, sonra da baktı olmuyor istifa etti. dengir mir mehmet fırat ile olan tartışma bu olaydan sonra gerçekleşti.

    hatta şunu de belirteyim, kılıçdaroğlu daha sonra melih gökçek ile de benzer bir tartışma yaptı ve onu da epey hırpaladı ama melih gökçek istifa etmedi, niye etmediğini açıklama ihtiyacı duymuyorum. üstünde kılıçdaroğlu yazan balonları falan patlatıyordu, hatırlayan hatırlar.

    tüm bu gelişmelerin ardından da muhalif kamuoyunun da baskısıyla beraber kılıçdaroğlu bizzat deniz baykal tarafından 2009 yılında istanbul büyükşehir belediye başkanlığı'na aday gösterildi, %44 oy alan kadir topbaş karşısında %37 oy ile kaybettiyse de bir önceki seçime göre chp'nin oylarını bir hayli yükselttiği için şöhreti daha da arttı. seçimlerden sonra da deniz baykal'a kemal kılıçdaroğlu'nun gelecekte chp'nin başına geçip geçmeyeceği sorulmuştu ve deniz baykal "neden olmasın, ama partimizde bir lider arayışı yoktur" demişti.

    kaset skandalı olduğunda da kılıçdaroğlu chp içinde bir daha kolay kolay oluşmayacak bir uzlaşma ile genel başkanlığa getirildi, hatta kendisi istemediğini söylediği halde zorla ikna edip getirdiler.

    yani sarı çizmeli mehmet ağa ile tartışıp onu mat ettikten sonra aniden falan parlamadı kılıçdaroğlu, adım adım çıktı basamakları. he chp'lilerin hayal ettiği gibi bir genel başkan oldu mu, bence olamadı ama adam beklendiği kadar başarılı olamadı diye kendisine iftira atmak haysiyetsizliktir.

    hele deniz baykal gibi türkiye'deki solun içine etmeyi tarihi bir görev edinmiş bir kişinin uçkur düşkünlüğü yüzünden iftira atmak daha da büyük haysiyetsizliktir.

    ulan adam metresini vekil, savcı sayan gibi bir boş tenekeyi myk üyesi yapmışken yapmış neyin komplosu neyin kaseti allah aşkına. deniz baykal'dan iyi genel başkan mı bulacaktı akp anasını satayım.

  • erdoğan'a sürekli yol açan gizli bir elin "chp-atatürkçü-ulusalcı" ayağı için görevlendirdiği kukla siyasetçi.

    ben artık bu olayları akp ve tayyip'den daha büyük bir organizasyonun yürüttüğünün kabak gibi ortaya çıktığına inanıyorum.

    -akp'nin fetö ile işbirliği

    -erdoğan'ın beyaz saray'a başbakan olmamasına rağmen girebilmesi

    -eczacıbaşı'nın tayyib'i alıp istanbul sermayesinin evlerine kadar sokması ve davetlere götürmesi

    - sanki başka bir zaman yokmuş gibi 2007'de seçimlerden 2 ay önce planlarak dönemin genelkurmay başkanı yaşar büyükanıt'ın dolmabahçe'de erdoğanla gizli görüşmesi ve e-muhtıra yayınlayarak erdoğan'a seçimi kazandırması. o konuşmanın ne olduğu sorulunca yaşar'ın o görüşme benimle birlikte mezara gidecek demesi

    -deniz baykal'ın tayyibe siyasi yasağını son verdirmesi ve hep siyasi olarak alan açması. tayyip 60-65 miting yaparken baykal'ın sadece 27 miting yapması bu mitinglerinde sahil bölgelerinde olması

    - 2002 seçimlerinde 5-6 partinin %10 seçim barajının biraz yakınında kalıp barajı gecememesi

    - cem uzan'ın soruşturmalar nedeni ile yurt dışına kaçması

    -muhsin yazıcıoğlu'nun öldürülmesi

    -anap ve dyp'nin birleşmesinin fetö tarafından engellenmesi

    -ekmelleddin ihsanoğlu felaketi. daha sonra ekmelleddin'in mhp milletvekili olması ve akp içindeki cumhur ittifakına katılması

    - 2015 seçimlerde çoğunluğu kaybeden akp hükümet kuramaması sonrası yerine chp-mhp azınlık hükümetinin planlanması ama bahçeli'nin reddetmesi

    -2015 seçimlerinde kılıçdaroğlu'nun bahçeli'ye " gel başbakan sen ol" teklifi gitmesine rağmen bahçeli'nin erken seçim istemesi

    -2015 seçimi sonrası meclis başkanı'nın deniz baykal olarak devam etmesi (en yaşlı mv) ve chp-akp koalisyonunu istemeyen erdoğan ile görüşme gerçekleştirip ağzı kulaklarında oradan ayrılması. sonuçta da koalisyon olmaması ve bombalar ile yaşanılan karanlık dönem

    - 15 temmuz gibi dünyanın gördüğü en garip darbe girişiminin olması

    -kripto olarak her daim akp'ye yol açan devlet bahçelinin %40 oyu olan akp'yi iktidar da tutup başkanlık sisteminin gelmesinin baş nedeni olması
    ve aklıma gelmeyen ya da bizim duymadığımız onlarca olayla fetö, deniz baykal, devlet bahçeli, ordudaki kriptolar ile erdoğan'ın seçim kazanması hep gizli bir el sayesinde mümkün olmuş. o gizli elin sadece bir parmağı işte bu adam. şimdi o gizli ele şirin görünmek için askerimiz afganistanda, paralarımız tefecilerde, ülkemiz borç batağında yabancılara peşkeş çekiliyor. çünkü akp'nin hiç olmadığı kadar o gizli ele ihtiyacı var.

    edit: mesaj kutum patladı. hdp'nin 2010 referandumundaki boykotundan, bazı siyasetçilerin okul arkadaşı olmasına, cb'nin mecliste seçilirken salt çoğunluk garabeti yüzünden akp'ye yine muhteşem mağduriyet verilmesinden, ince'nin seçim günü yaptıklarına (ya da yapmadıklarına), 2017 refarandumunda ki mühürsüz oyların sayılmasından, apo'nun derin devlet ve mehmet ağar ile ilişkilerine kadar daha yazılmamış bir sürü olay hatırlatıldı.

    muhtar olurken bile mahalledeki derneklere muhtar adayının kendisini yamamaya çalıştığı bir ülkede, siyasetin en üst kesimindeki 'bizi halk seçti ya' romantizmi artık hiç inandırıcı değil. mesaj kutumu şimdilik kapattım. mesajlarınız ve hatırlatmalarınız için teşekkür ederim.

  • son 30 yılın en vasıfsız ve gereksiz adamıydı.

  • sen ben olsak 7 kere ölmüştük şimdiye. neyin tatavası bu anlamıyorum.

    insanların asıl tartışması gereken neden bu insanlarla biz eşit sağlık hizmetlerinden yararlanamıyoruz. ibrahim tatlıses'in kafasına sıktılar mk ülkesinde mk herifi hala yaşıyor. benim ayağıma çivi girse ölürüm yarın.

    parası olan gücü olan yaşıyorken sen ben ölüyoruz. siyasetine düşüncesine sokayım bu kadar mı körsünüz halen.

  • badem gözlü olmadan yazayım,
    kendisi kişisel çıkarını ülke çıkarının üstünde tutar.

  • ak-it'lerin aşık olduğu ve övgü yağdırdığı devlet bahçeli vol. 1'dir. devlet bahçeli ise devlet bahçeli vol. 2'dir.

  • türk siyasetine gelmiş en boş insan.

    türkiye'de sol siyaseti nasıl bitirdiği, "ulusalcılık" adlı boktan, gazı alınmış, milliyetçi çakması, soldan fersah fersah uzak, rezil ve ucuz bir siyasi söylemi ülkeye peydahlayıp hepimizi tayyip ve şurekasına nasıl teslim ettiği bilinen bir gerçek artık.

    bu saatten sonra hala açıp, izleyip, söylediklerini dikkate alan varsa da fındık kadar aklı yoktur.

  • anlatmak istediklerini "arkadaşım ben erdoğan'ın meclise girmesini sağlamış adamım, şimdi de önseçime girmiş bir chp milletvekiliyim sandığa saygımız ortada, yaşım da olmuş 100 bugün varım yarın yokum, bu saatten sonra siyasi bir beklentim olması da mümkün değil, o yüzden konuştuklarımı iyi dinleyin, hata yapıyorsunuz" diyerek anlatmış şahıs.. o yüzden geçmişle ya da kıyaslamalarla değerlendirmek yerine oturup söylediklerine konsantre olmakta fayda var. adam tecrübeli, biliyor ve bir ayağı çukurda kimseden menfaati yok amk, daha iyi analizi nereden bulacaksın?