beşiktaş

  • bir arkadaş yerli bir ayakkabı markasının fabrika satış mağazasının yanından geçerken 450 liraya ayakkabı satıldığını görünce tam 12 tane alıp gelmişti ve "fiyat çok iyi. 2 ayakkabı yerine 12 tane aldım. karlı iş" demişti. daha sonra birisi garç gurç etti. birisi yandan açıldı. birisinin ipleri bağlanmıyor. şekilsiz şeyler falan felan. dedim ki: " oğlum 5400 tl para vermişsin. yapacağın basitti. adidas, puma, nike gibi indirimden 2 hatta 3 ayakkabı alabilirdin. al şimdi hepsi sana girdi. "

    beşiktaşı işte böyle bir adam yönetiyor. oysa ki tüm transfer bütçesini sadece 2 tane üst seviye adama verip, önemli takımlardan standart üzeri 2-3 adam kiralasa elinde zaten gedson, abubakar, gezzal vs var. şimdi ne bunları satabilirsin ne de yeni oyuncu alabilirsin.

  • küçük takımdır. bala göte galatasay ve fenerbahçe’nin kötü kadrolarına denk gelip 2 sezon şampiyon olmuşlardır hatta billong sayesinde hatay’a 7 tane atmasalardı 1 kez şampiyon olacaklardı. gördükleri görecekleri de odur.

  • sosa gittiginden beri,yillardir adam gibi 10 numarasi olmayan -evet talisca'li 2 yilda dahil- canim takimim. yahu bu takima 3-4 er milyonluk cöpleri dolduracagina 10-15 milyona dogru düzgün bir on numara ve birde stoper cekseniz yeterdi zaten.

    sunu anladik ki, yönetim kademesine, futbolun icinden gelmis,isin mutfaginda yetismis -sifo gibi,feyyaz gibi- biri gelmeden bu takimin gerekli yerlere dogru transferleri yapmasi cok zor. 120 yillik gecmisin var, türkiye'nin en köklü kulübüsün ve bir scout ekibin bile yok.

    hasili kelam,bu sene sampiyon olmasi imkansiz olmayan ama cok zor olan sevdamiz.

    edit:uyarilar üerine yazim yanlisi düzeltildi.

  • çok kötü bir yönetime ve sorunlu bir taraftar kitlesine sahip takımım.

    daha kadron hazır değil, gedson ve aboubakar'ı kadrodan çıkarsan ilk 5'e giremezsin. yönetim ise kadroyu güçlendirmesi gerektiği yerde kulübü saha dışı polemiklere, kavgalara sokuyor.

    ikinci yarının başından 70'e kadar tamamen pendik oynadı, taraftar ise gs'ye küfür etmekle meşgüldü. size bu oyun müstehak kardeşim. takımın en ihtiyacı olduğu anda takımı ateşlemek yerine 10 dakika boyunca gs'ye küfür etmeye devam edin.

    rashica çalım falan değildi. gs istese 10 kere alırdı, ertelediler. sonunda adamın canına tak etti, gittin aldın.

    çalım dediğin tadic transferidir. biletini aldığın oyuncuyu transfer etti adamlar, rashica kadar şovunu yapmadılar. üstüne bir de fetö muhabbetiyle ortamı daha da gerdiniz.

    bu ortamda ne futbolculardan ne de hocadan performans bekleyemezsiniz.

    kiev eler bizi, adana demirspor da evinde yener gönderir. hiçbir transfer hazır değil, onur'la, muleka'yl, onana'yla olmaz bu işler.

    bu kafayla rashica diye sağa sola laf attığınızla kalırsınız. kendinize odaklanın kendinize, millete laf yetiştirmeye çalışınca böyle olur işte. rakibe en güzel cevap sahada başarıyla verilir.

  • fetö göndermesi ile saçmalamış kulübüm. yani koskoca 100 yıllık kulübün seviyesi bu mu olmalı? biz kendi aramızda birbirimizle taşak geçeriz de size noluyo? oldu olacak onlar da tiner reklamı paylaşsın sokaklarda da taraftarlar birbirini parçalasın, bu mudur amaç? daha geçtiğimiz gün süleyman seba'yı andık, o yapar mıydı mesela şu hareketi?

    koskoca kulübü anaokul bahçesine döndürdünüz. biraz ağırbaşlı olun ya. net söyleyeyim fener ve gs'nin yaptığı büyük transferlerin akabinde taraftarın homurdanmasının yarattığı baskının dışa vurumu bu. çiğ hareketler bunlar. rashica transferi başarıdır ama başarıyı kaldırabilmek de asalet ister. maalesef anç ve yönetiminde bu asaleti göremiyorum.

    edit: bu olayı beşiktaş taraftarına mal edip küçüktür, mide bulandırır vs yazanların da eleştirdiğim zihniyetten farkı yok, alayınız aynı hastalıklı zihnin ürünüsünüz, üzgünüm.

  • umut nayir, djiku, tadic fbye gitti
    kondogbia marsilyaya gitti
    halil gsye gitti
    kuzyaev le havreye gitti
    gazprom, emirates siktir çekti
    redmond taşşak geçmeye devam ediyor
    saiss krizi devam ediyor
    boğazda duran stada sponsor bulamadılar.
    içimdeki öfkeyi nasıl, nereye, kime kusacağımı düşünüyorum.

  • 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçında;

    fenere 1 penaltı, beşiktaş'a penaltı yok, beşiktaş 76. dakikada 10 kişi, skor 3-4

    29 kasım 2020 fenerbahçe beşiktaş maçında;

    fenere 1 penaltı, beşiktaş'a penaltı yok, beşiktaş 50. dakikada 10 kişi, skor 3-4

    2 nisan 2023 fenerbahçe beşiktaş maçında;

    fenere 2 penaltı, beşiktaş'a penaltı yok, beşiktaş 51. dakikada 10 kişi, skor 2-4

    üçü de kadıköy'de 50 bin kişinin önünde, her türlü hakem yardımına rağmen yaşandı.

    bakın ben 6 ocak 1990 fenerbahçe beşiktaş maçında kadıköy'de 5 attığımızı da dün gibi hatırlayanlardanım, 11 mayıs 1991 fenerbahçe beşiktaş maçında kadıköy'de 30 bin beşiktaş taraftarının önünde (evet kadıköy full siyah beyazdı) şampiyonluk turu attığımızı da unutmam mümkün değil. o zamanların fenerlileri zaten beşiktaş'ın özellikle kadıköy'deki maçlarına iddiaya bile girmezdi, bilen bilir. lakin yukarıda saydığım üç maç, olağanüstü hikayeleri olan ve kadıköy'de hakemlerin de etki etmesine rağmen değiştiremedikleri maçlar.

    demem o ki, hatta sergen'in de zamanında dediği gibi, böyle rekabet falan olmaz. bu rekabet bitmiştir.

    bu yaşanmışlıkların bir tanesini herhangi bir gs'li yaşasa, sevinçten sokağa donsuz çıkar donsuz. net.

  • 1 maçta 8 yersin 10 yersin.. grupta bütün maçlada direnirsin ama olmaz 0 çekersin. ancak 6 maçın 6’sında da ezilemezsin.

    6 maçın 6’sında da rakibin ne kadar gole ihtiyacı varsa o kadar gol atardı. bakın bugün formalite maçıydı. geçen hafta tersi olsa ve şu maç iddialı bir maç olsaydı, dortmund’a 10 gol gerekse atardı, abartmıyorum gerçekten atardı.

    bu rezalet öyle bir maçta rezil olmaya benzemiyor ve tv kanallarına bakıyorum hala yok taraftar sahip çıkmalı, destek olmalı diye geziniyorlar

  • futbol sistemi kulüplerin düşmanı rolünü üstlenmiş durumda. bir oyuncun iyi performans gösterirse sözleşmeden çıkıp daha büyük bir kulübe gitmek için her türlü pisliği çirkefliği yapıyor, antrenmana çıkmıyor, maçları sallamıyor falan ve kulüp istemese bile bir şekilde oyuncu istediğini alıyor (sosa). ya da yine çok iyi performans sergilerken astronomik fiyat isteyip sözleşme imzalamadan siktir olup gidiyor (larin).
    ama tam tersi oyuncu kötü performans sergilerse kulüp asla ve asla o sözleşmeden çıkamıyor, çıksa bile oynamadığı süre de dahil olmak üzere bütün parasını ödemek zorunda (ljajic) . yok efendim zorla mı imzalattılar, yok silah mı dayadı o sözleşme verilirken falan filan... kulüp bir şekilde suçlu çıkıyor. eskiden futbolcu köleymiş - ki böyle kurallar konmuş- şimdi de kulüpler köle olmuş iş bilmez yöneticilerle de hepsi battı zaten. acilen yeni düzenlemeyle orta yollar bulunması lazım. yöneticiler akıllanmayacağına göre düzenleme şart.
    neyse şimdi larin arkadaşa gelelim. ulan kardeşim sen bu takıma dört sene önce gelmişsin ilk iki sene hiçbir halta yaramamışsın, sonra kiraya gitmişsin orada da bir sokum yapamamışsın. yıllık 1.5 m eurodan paraları götürmüşsün. geçen sene sergen purosunu içerken lan bu malı bir de kanatta mı denesek demese şu an 200-300 bin euro peşinde sözleşme kovalayacaktın. bir sene top oynayıp 2.5 m euro maaş istiyorsun. hadi lan oradan utanmaz arlanmaz herif defol git nereye gidersen

  • 32 takımlı şampiyonlar liginde 4. maçlar sonunda sadece malmö takımını geride bırakabilmiş takım. o da -10 averajı sayesinde. malmö'nün averajı -12.

    malmö'nün grubunda juventus, chelsea ve zenit var bu arada. hoş beşiktaşlılar'a sorsan malmö'nün grubunun daha iyi olduğunu savunurlar. *