Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 215 kişiyi satın alır ahırda çalıştırırım

    binali yıldırım onu satın alıp ahirda çalıştırdı ya, herkesi kendisi gibi sanıyor.

  • 2. oğuzhan uğur

    'ekşi sözlük'te senin hakkında 215 sayfa entry girilmiş' diyor karşısındaki eleman.

    bu da 'o 215 kişiyi satın alır ahırda çalıştırırım. şu anda ben o noktadayım yani siz değilsiniz, o yüzden istediğinizi yazabilirsiniz' şeklinde bir cümle kuruyor.

    üstüne 'bana sallayanların hepsini evinden alasım geliyor' bile diyebiliyor.

    vay babanın kemiği. adamın geldiği noktaya bak lan. *

    allah kurtarsın. ne denir ki böylesine? yazık.

  • 3. 10 eylül 2018 isveç türkiye maçı

    kim ne derse desin son yılların en iyi topunu oynuyoruz. bakın iyi oynuyoruz demiyorum son yılların en iyisi diyorum.

  • 4. misvak dergisi'nin esnaf karikatürü

    duvarda da abdulhamit var asgahjs

  • 5. eğitim seviyesi arttıkça kişide azalan şey

    saç lan saç.

  • 6. 9 eylül 2018 novak djokovic jm del potro maçı

    tüm kariyeri sakatliklarla geçen tenisi bırakma noktasına gelen del potro'ya mental gücü zayıf kaldığı için gs kazanamıyor diyen tenis cahillerini ortaya çıkaran maçtır.

  • 7. izmir'i mustafa kemal değil şeyhler kurtardı

    aynı sofiler şimdi kurtarsın o zaman ekonomiyi amk.

  • 8. açılış sahnesi müthiş olan filmler

    gladiator

  • 9. efsane online oyun nickleri

    sikici'dir. herkesin en az 1 kere sikici nickini kullanan rakibi olmuştur. eğer olmadıysa sikici nickli olan sizsinizdir.

  • 10. babala tv'yi abonelikten çıkarıyoruz

    yahu bu sürüngen kim ki kanalına üye oluyorsunuz.

  • 11. 10 eylül 2018 muharrem ince cnn türk yayını

    ilgi çeker çekmez, herkesin kendi bileceği iş. ama muharrem ince seçimden bu yana defalarca o gece yaşananları anlatmamış gibi on bininci kez seçim gecesi çıkıp şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı demeyin artık. cidden sıktı bu muhabbet.

  • 12. yaratılan en kusursuz hayvan

    martıdır... uçuyorsun bi kere. yüzebiliyorsun hatta dalıyorsun. e yürürsün de istesen. paso balık yiyorsun ama diğer yiyeceklere de adaptesin. sevimlisin de herkes simidini paylaşıyor.

    “maaşlı sigortalı bir iş mi; yoksa martılık mı?” deseler martı olmayı seçerim.

  • 13. alex ve semih'e ortak jübile kampanyası

    an itibari ile bir fenerbahçe'li olarak başlattığım kampanya.

    hadi ali başkanım, aziz'in pisliklerini yavaş yavaş temizliyorsun. şimdi sıra aziz döneminde değeri bilinmeyenlere iade-i itibar yapılma sırasıdır. hatta mümkünse fenerbahçe 2008 yılı kadrosundaki futbolcular olsa tadından yenmez.

    sayın ali koç, 1 gün de olsa o günleri yaşat, hatırlat biz taraftarlara. fenerbahçe kulübü vefalı bir camiadır. bize yakışan da bu olmalıdır.

    edit: twitterda hashtag önerileri var. maalesef twitter kullanmıyorum, kullananlar bir el atabilir mi ?

    edit 2: hashtag diyenler, imza toplayalım diyenler hatta kulübe fax çekelim diyenler bile oldu. sizleri gaza getirmek gibi olmasın ama, işte fenerbahçe taraftarı olmak böyle bir şey. süpersiniz dostlar. bir kez daha fenerbahçe taraftarı olduğum için gurur duydum. bence de bir yazarın söylediği ve yaptığı gibi, bol takipçili twitter fenomenlerine bu başlığı iletmek hayalimizin gerçekleşmesi açısından önemli bir adım.

  • 14. ekşi itiraf

    hakikat neydi, bilmiyorum. fakat bana öyle geliyor ki hepimiz sadece oyalanıyoruz. aslında kimse kimseden üstün filan değil, hiçbir başarı bir kazanım da değil. sadece birileri vaktini daha güzel geçiriyor, sanırım hepsi bu.

  • 15. yaratılan en kusursuz ırk

    (bkz: elf)

  • 16. 10 eylül 2018 2. çeyrek büyüme rakamları

    götümüzün büyüme oranıdır o .

  • 17. hayattan bugüne kadar öğrenilen en önemli şey

    kendine inan. kendine inan. kendine inan. sana doğru yolu gösterebilecek tek kişi sensin. yol almak istemiyorsan da sen bilirsin, istediğin durmaksa dur. ama sadece kendine inan. kimse sana yararlı bir tavsiyede bulunmaz, yararlı olduğunu düşünseler kendilerine saklarlar kendileri için kullanırlar. insanlar sadece boş nasihatlerle, üstenci bir tavırla kendilerini tatmin etmek için senin de, herkesin de bildiği öğütler verirler. herkesin suyuna giderek herkesi mutlu edebileceğini sanma, edemessin. uyumlu olarak, karakterinden ödün vererek yaranabileceğini sanma, yaranamassın. uyumsuz ol, farklı ol, kendin ol. sadece kendine inan.

  • 18. yeni şafak yazarının beyin göçü yazısı

    ben de gidiyorum yakında, yaşım 41 ama gidiyorum. kızımın ameliyatı bitsin maalesef gidiyorum.
    senelerce gidenleri gördükçe gitmeme konusunda direndim. dedim ki kendime “memleket bizim memleket”. biz memleket ve vatan dedikçe, perver oldukça ezildik. işim gereği teknolojiye değiniyorum. diğer konuların muhatabı o sektörün insanlarıdır.

    hayvanat bahçesi müdürünün geldiği noktaları gördük. hayatını bilim ve teknolojiye adayan isimlerin nasıl itibarsızlaştırma kampanyalarına maruz kaldığını gördük. bilim ve teknoloji ile alakası dahi olmayan isimleri en üst noktalara atadınız. kim bizim idolümüz? kimden feyz alacağız, bizi tetikleyecek unsur nedir?

    dedik ki yapmayın, yerli arama motoru gereksiz bir çaba. bunu 10-12 sene evvel yapmalıydık. siz kalktınız milyonları verdiniz, karşılığında 15$ değerinde google api aldınız. toplam masrafı ve değeri senelik 2500-3000$ etmeyecek projeye milyonları hibe ettiniz. 5-10 kişi ile binlerce çalışanı olan firmayı ezebileceğinizi düşündürttüler size. siz eğer teknoloji ve bilimi tanısanız rasyonel olarak bunun mantıksız olduğunu ilk toplantıda görürdünüz. yine üst kadro manipüle edildi, işin özü budur.

    yerli facebook yapacağız dediniz, anormal rakamları verdiniz. 1 sene sonra proje ne durumda diye denetime gittiğiniz zaman başınızdan aşağı kaynar sular döküldü. ortada daha arayüz bile yoktu. çalışan 1 modül bile yoktu. amerika’yı yeniden keşfetme fikrini size sunan kişi ve kişiler ceplerini doldurdu, olan yine size oldu. yazık değil mi?

    siz belki iyi niyetle, girişimle, sevgiyle bunları yapmaya çalıştınız fakat mesul kişiler öyle mi davrandı sizce? siz bu sektörü ve işi bilmiyor olabilirsiniz, bari alt kadronuz işi bilen ve liyakatin ne olduğunu bilen isimlerden olsaydı nasıl olurdu? yaşanır mıydı bu hezimetler ve israflar?

    geçen sene dedik ki “bakın e-ticaret için şöyle bir proje hazırladık. tamamı bedava, 1 kuruş talebimiz yok bunu yapalım”.
    sonuç: teşekkürler, şu an düşünmüyoruz.
    1 sene sonra projemizin hayata geçtiğini gördük. ilgili birim kendi içerisinde mi yaptı, yoksa bir firmaya mı verildi bilmiyoruz. firmaya ödeme karşılığı verildiyse biz bedavaya yapıyorduk, ne gerek vardı?
    sunum yaptıklarımız işin mesul devlet dairesi ama e-ticaret hakkında yetersizlikler var. bilgileri çok alt düzeyde.
    neyse dedik sağlık olsun, biz en azından güzel birşeye vesile olduk. zaten para kazanmayacaktık, amacımız işlerin daha düzenli olmasını sağlamaktı. ama o amaca bu şekilde ulaştığımızı söylemem zor, zira şu an ağır eksiklikler söz konusu. umarım yakında bunu da çözebilirler.

    teknokent ve parklarda güzel firmalar var fakat bunlar %50 üstüne çıkmaz. oranın hakkını veren kitle çok düşük. ar-ge zayıf kalıyor, firmalar sırf faturadan ve sgk avantajından dolayı oralara gidiyor dedik. duyuramadık. oraları kuluçka merkezi yapmıştınız, 8-10 senedir hala kuluçkada olanlar var. bu nasıl kuluçka dönemidir? kimden kaç yumurta çıktı açıklar mısınız?
    global başarı yakalayamamış ama türkiye’de harika işler yapan finans sektörünün ne işi var kuluçka merkezinde? ya hu bunlar isterse 100 tane bina yapar, niye bu firmalar orada hala duruyor? bu ve benzer şirketler çıkartılıp gençlere yer açılsa adım gibi eminim her sene en az 20-30 muhteşem projeye imza atarlar. ama bu imkan yok. devlet gencin elinden tutmuyor.

    çok gurur duyduğumuz aselsan ve silah sanayi. vay be. memleket silah üretiyor, gerçekten güzel bir başarı. abd de üretiyor ve senelik hacmi kaç para? 500milyar dolar var mı?
    sürekli dedik ki “teknolojik yatırım yapın. abd silah sanayisi evet 500 milyar usd ama bir apple tek başına 1 trilyon usd olmak üzere -ki oldu-. google, twitter, amazon, ebay, instagram, whatsapp ve daha niceleri toplam kaç trilyon usd ediyor bilmiyoruz”. siz silah üretmeyi seçtiniz. oysa dünya teknolojiye döndü, sıcak paraya, günlük paraya döndü. e-ticaret alanında ve teknoloji alanında global rekabette kaç firmamız var? yok!

    booking’i kapattınız, her toplantıda korkmadan “çok yanlış bir karar” dedik. neden mi? biz aciz miyiz? niye profesyonel bir ekiple çok daha ergonomik ve kaliteli bir site hazırlayıp küresel rekabete dahil olmadık?
    mehmet ersoy bey, bu proje ellerinizden öper. yaparsanız siz yaparsınız. ekip güçlü, deneyimli. lütfen şunu hayata geçirin! bunun için geç değil. hala bunu başarabileceğimize inanıyorum. yaparsanız siz yaparsınız, başka kimse yapamaz.

    teknolojik ve bilim yarışmalarında ilk 3’e giren 10-17 yaş arası evlatlarımızla neler yaptınız mesela? nedir o yarışmaya katılıp son 10-15’e kalan gençlerin akibeti? hiç üstlerine titrediniz mi, sorup soruşturdunuz mu?
    projeleri red edilen dahi beyinli evlatlarımıza yurtdışından teklifler yağarken ve bu gençlerimiz giderken kalbiniz sızlamadı mı? biz neden onlara yetemiyoruz, koskoca bir devlet dahi beyinli evlatlarının elinden tutup profesyonellerle projelerini geliştirmesini sağlayamaz. gerçekten bu ayıp bize yeter...

    amerika google, facebook gibi devleri kendisi üretmedi evet. bunların başlangıcı basit şirketlerdi, doğru. fakat amerika ne yapıyor? tüm teknoloji şirketlerini (eski veya yeni) yakın markajda tutuyor. projesiyle biraz kendisini göstermeye başlayanı güçlendirme faaliyetlerine start veriyor. yani bir şans veriyor, görmezden gelmiyor. büyük projelerde arkanızda devlet olmazsa bir noktaya kadar gidersiniz, sonrasında da yerinizde sayarsınız ve zamanla tükenme ihtimaliniz yükselmekten çok daha yüksektir.
    mesela yazık değil mi trendyol satışına? yemeksepeti? peak games? özellikle peak games sektörü gereği büyük umutlar veriyordu, gerçekten yazık. amerika’yı sevmem ama teknolojik vizyon örnek alınmalı. nsa amerika’da 1952 senesinde kuruldu ve ilk misyonu 1980 senesinde 2 milyon telefon dinlemekti. gelinen noktadaysa adamlar tüm dünyayı dinliyor, vizyondan kastım ve teknolojik yatırımlardan kastım budur. umuyorum bunu anlatabilmişimdir.

    şimdi diyorsunuz ki gençler gidiyor. beyefendi sadece gençler değil, orta yaşta olan deneyimli ve tecrübeli isimlerde gidiyor artık. bence sebepler şu şekilde;

    1- fırsat verilmiyor.
    2- imkan tanınmıyor.
    3- cezbedici bir organizasyon yok.

    inanın tüm sebep bu. insanların ve özellikle gençlerin hevesleri kursaklarında kaldı. azmedip “olmuyor” demeye başladılar. buna etrafında olanlarda dahil oldu. google ve facebook firmalarında kaç türk çalışıyor biliyor musunuz? lütfen araştırın. işlerini de araştırın, konumlarınıda.

    zamanında google dublin ofisten iş teklifim vardı, türkiye üstünde söz sahibi olacaktım. harika bir teklifti ama ben ne yaptım “vatan gibisi olmaz” dedim. pişman mıyım, evet biraz ama sadece biraz. ben vatana aşığım, ben vatanperverim!

    üzgünüm ama şu gelinen noktaya üzgünüm. beyni üretmek, bilim, teknoloji ve farkındalıklarla yoğurulan beyinlerin ülkeden göçüp gitmesine üzgünüm.
    gençler kendilerini ezdirmiyor, gençler kendilerini ispatlamak için savaş vermek istiyor. mevcutta gençler savaş veremez çünkü ellerini kollarını bağladınız, tabi ki ilk fırsatta iplerinden kurtulup kaçıyor.
    bu hızla devam ederse 5-6 sene sonra memlekette vasıflı adam kalmayacak.

    yapmayın, etmeyin şu gençlere bir şans verin. bir dinleyin projelerini, azimlerine şahit olun, gözlerinde ki ışıltıyı kendiniz görün.
    bırakın kendilerini kendi lisanlarıyla ifade etsinler. hitaplara takılmayın, hayata bakışını sorgulamayın, bürokrasi konusunda destek sağlayın, evrak işleriyle uğraştırmayın, torpilsiz olmaz düşüncesinden arındırın.
    bu gençlerin başına işi bilenleri koyun. 4-5 sene sonra çok şeyin değiştiğini göreceksiniz. aksi durumda 4-5 sene sonra bu oran çok daha yüksek şekilde karşımıza çıkacak ve maalesef o zaman işler çok zorlayıcı olacak.

    sırf şunları yüreklilikle yazdım diye başıma birşey gelecekse gelsin. gençler ekleyeceğiniz varsa mesaj atın onlarıda eklerim, sorun bilinsin ve bu konuda önlem alınsın. memleket hepimizin, yetkililere belki böylece sesimizi duyurmuş oluruz.

  • 19. 41 bin dolarlık hesap

    - nusret şöyle kazık şu bu diyecek değilim. beni ilgilendirmez. ancak, 41 bin dolarlık yemek yiyebilen insanların olduğu dünyada insanlar açlıktan ölüyorsa o dünyayı yakmayan beynimizi sikeyim.

    - günlük kabaca 13 milyar insanı doyurabilecek kadar yiyecek üretiliyormuş (yanlışsa düzeltelim). yine bu dünyada insanlar açlıktan ölüyorsa, o dünyayı zenginlerin başına yıkmayan beynimizi sikeyim.

  • 20. 2019 yılında olması gereken asgari ücret maaşı

    (bkz: beyefendiler asgari ücreti beğenmiyor)
    denilecektir.

    tepki : (bkz: asgari ücrete zam vaadini yuhalayan halk)

    özet : (bkz: svihs)

  • 21. dublajı orijinalinden daha iyi olan filmler

    evet genellikle animasyonlardır:

    (bkz: ice age)

    sid’in seslendirmesi başka hiçbir dilde bu kadar güzel olamaz.

  • 22. ankaralıların bilinçaltına yerleşmiş sesler

    -aşti içerisinde sigara içmek yasaktır. içenler hakkında cezai işlem uygulanacaktır. teşekkür eder , iyi yolculuklar dileriz.

    -hareket saati geçmiş otobüs kaptanlarının dikkatine. hareket saatiniz geçmiştir. peronları acilen boşaltınız. aksi halde cezai işlem uygulanacaktır.

  • 23. öğretmenlerin kırtasiye ödeneği alması saçmalığı

    ilk defa ağzımı bozuyorum ama yapmazsam içimde kalırdı...

    yahû mâdem bu kadar zoruna gidiyor, siktir git öğretmen ol, ağlama burada.

    düzeltme: bu yorumum için çok sayıda küfürlü mesaj aldım. merak etmeyin, hiçbirini cevapsız bırakmadım. sizin gibi öğretmen düşmanlarına hak ettiği ölçüde cevap verdim, gelecek olan her mesaja da aynı ölçüde gerekli cevâbı vereceğim, içiniz rahat olsun.

    hadi gelin bir de bu öğretmen kardeşlerimizi konuşalım:

    “aydın'da 25 yaşındaki merve çavdar, depresyon haplarını içerek intihar etti. 2014 yılında sosyal bilimler öğretmenliğinden mezun olan çavdar'ın atanmasının gerçekleşmediği ve işsizlik nedeniyle bir süredir bunalımda olduğu öne sürüldü.”

    “gamze filiz arslan, 2002 yılında samsun ondokuz mayıs üniversitesi kimya bölümü’nden umut dolu bir öğretmen olarak mezun olmuş, eğitim vereceği çocuklarına kavuşmayı ve kendisine bir yaşam kurmayı hayal ediyordu. kpss’ye girdi, puanı iyiydi. ilk tercih güneydoğu ve doğu illeriydi. olmadı, atanamadı! bir yıl geçti, atanamadı. iki yıl geçti atanamadı, üç yıl geçti atanamadı. öğretmendi ama öğretmen olamıyordu. son çare istanbul’da bir dersanede iş buldu. kısa bir süre sonra buradan da çıkarıldı. memleketi sinop’a döndü. yeniden kpss’ye hazırlanmaya başladı. ve ne olduysa oldu, evinde av tüfeği ile yaşamına son verdi. sinop’tan onun ölüm haberi geldi.”

    “bir atanamayan öğretmen intiharı da aydın’dan 33 yaşındaki alim koç’tan geldi. bu iki ölüm haberinin tarihi 2014…”

    “bursa’nın gemlik ilçesi’nde oturan 26 yaşındaki esra temur evde bulunan ruhsatsız tabanca ile başına bir el ateş ederek intihar etti.”

    “coğrafya öğretmenliği mezunu elif işler atanamayınca intihar etmişti.”

    “izmir’in çiğli ilçesi’nde 27 yaşındaki coğrafya öğretmeni ibrahim yeşilbağ’ın, kullanmadıkları gecekondu evinde tavana asılı cesedi bulundu.”

    “izmir'de yaşayan sosyal bilgiler öğretmenliği bölümü mezunu 23 yaşındaki isa erdoğan, yazdığı notu sosyal medya hesabından yayınladıktan sonra intihar etti.”

    hadi gidin de şehit olan bu öğretmenlerin yakınlarına bahsedin bu kırtasiye ödeneğini:

    26.06.1979-gaziantep mehmet saygıgüder
    14.01.1980-istanbul recep çakır
    07.04.1980-ağrı nevzat demirci
    28.05.1980-batman fevzi ateş
    02.06.1980-istanbul ali incekara
    05.07.1980-adana ergün erol gürsesoğlu
    15.05.1987-mazgirt isa karaaslan
    21.05.1987-diyarbakır asım özden
    25.05.1987-mardin aydın acun
    04.11.1987-diyarbakır tahir civil
    12.11.1987-şırnak şenol akar
    11.01.1988-mardin adem akdeniz
    12.03.1988-batman hüseyin aydemir
    25.03.1988-mardin muhammed yıldız
    12.04.1988-tunceli lokman çeker
    15.04.1988-tunceli ali boşgelmez
    23.04.1988-tunceli mustafa çağlar
    05.11.1988-mardin mithat eren
    04.12.1988-batman sezgin yolcu
    06.09.1989-siirt durmuş güçlü
    06.09.1989-siirt mehmet kapusuz
    06.09.1989-siirt çevik ersin temel
    17.10.1989-mardin fasih söğüt
    28.03.1990-k.maraş hanifi çakallıoğlu
    14.04.1990-elazığ ahmet bekar
    14.04.1990-elazığ izzet yüksel
    03.09.1990-muş ertan sevim
    19.09.1990-kars ali karaoğlan
    07.11.1990-g.antep mehmet gezer
    20.10.1991-mardin abdulkadir uğurlu
    17.11.1991-tunceli esma karadoğan
    06.01.1992-mardin ibrahim kızmaz
    19.03.1992-mardin orhan gök
    23.03.1992-diyarbakır mehmet geren
    29.04.1992-ığdır şevki akgün
    04.05.1992-erzurum ilyas acar
    20.05.1992-diyarbakır orhan korkmaz
    05.06.1992-mardin seydo aydoğan
    13.08.1992-diyarbakır elif livan
    23.08.1992-diyarbakır ramazan ergi
    29.08.1992-adana abdurrahman taner
    16.09.1992-diyarbakır engin eker
    06.10.1992-mardin abdulvahap yersiz
    11.11.1992-diyarbakır emin aydın
    11.11.1992-diyarbakır vural akdeniz
    22.11.1992-diyarbakır m.mehdi şanlı
    06.12.1992-diyarbakır mehmet emin özden
    06.12.1992-diyarbakır ahmet koparan
    03.01.1993-bitlis halis şişman
    13.01.1993-diyarbakır ramazan aydın bilge
    13.01.1993-diyarbakır zübeyr akkoç
    18.02.1993-mardin ertuğrul alptekin
    22.02.1993-siirt ismail çelik
    19.04.1993-diyarbakır alihan han
    24.05.1993-elazığ birol irfan aşkar
    24.05.1993-bingöl mehmet birol
    24.05.1993-bingöl abdullah kara
    10.06.1993-batman ali rıza pekgöz
    11.06.1993-diyarbakır nuriye ak
    21.06.1993-tunceli nevzat akdemir
    23.06.1993-tunceli erkan aydın
    23.06.1993-tunceli hamza çetin
    24.06.1993-bingöl selahattın aysan
    05.08.1993-diyarbakır m.mecit yalçın
    07.09.1993-diyarbakır osman çiçek
    16.09.1993-tunceli ayhan kural
    21.09.1993-diyarbakır ali şahap salık
    29.09.1993-şanlıurfa zeki şenoğlu
    29.09.1993-şanlıurfa gürez şimşek
    06.10.1993-tunceli bayram aladağ
    06.10.1993-tunceli nurgül (kale) aladağ
    07.10.1993-tunceli fevzi katar
    07.10.1993-tunceli taşkın senger
    07.10.1993-tunceli ünal atlı
    07.10.1993-tunceli orhan bakış
    22.10.1993-diyarbakır ali yıldırım
    22.10.1993-diyarbakır a.nurettin soyer
    22.10.1993-diyarbakır ethem yaşar
    22.10.1993-diyarbakır hüseyin yavuz
    24.10.1993-diyarbakır zeki savruk
    25.10.1993-diyarbakır fatih tekin
    25.10.1993-diyarbakır mehmet fidan
    25.10.1993-bitlis yasemin tekin
    25.10.1993-van mehmet izdal
    25.10.1993-diyarbakır sezgin keçeci
    25.10.1993-bitlis bayram tekin
    25.10.1993-bitlis ergin komut
    25.10.1993-bitlis abdurrahman nafiz özbağrıaçık
    26.10.1993-diyarbakır numan konakçı
    26.10.1993-diyarbakır ayşe konakçı
    26.10.1993-diyarbakır neşe alten
    16.11.1993-diyarbakır kemal sert
    21.11.1993-tunceli halil kandemir
    21.11.1993-tunceli zafer özdeniz
    29.12.1993-diyarbakır mehmet dayan
    01.01.1994-elazığ nahit ergene
    22.02.1994-şırnak mustafa boz
    01.03.1994-diyarbakır hasan akan
    07.04.1994-diyarbakır m.ali durak
    20.04.1994-tunceli metin gençdal
    29.04.1994-batman erkan özcan
    29.04.1994-diyarbakır recep oyur
    17.05.1994-batman sıtkı abdioğlu
    03.06.1994-diyarbakır kemal göçer
    05.06.1994-diyarbakır m.nuri demiralp
    11.09.1994-tunceli rustem şen
    11.09.1994-tunceli metin kaynar
    11.09.1994-tunceli ali ihsan çetinkaya
    11.09.1994-tunceli mustafa karınca
    11.09.1994-tunceli buminhan temizkan
    11.09.1994-tunceli vedat inan
    15.09.1994-diyarbakır m.şirin gökdere
    17.09.1994-tunceli atilla aydoğdu
    23.09.1994-batman adnan tunca
    23.09.1994-batman mustafa gümüş
    28.09.1994-ağrı sait korkmaz
    08.10.1994-van hayati kapukaya
    11.10.1994-erzurum ali bulut
    11.10.1994-erzurum ersoy yorulmaz
    11.10.1994-erzurum ragip köse
    11.10.1994-erzurum nurullah saraç
    05.11.1994-mardin erol ercan
    05.11.1994-mardin ali yıldız
    05.11.1994-mardin mahmut çatalkaya
    05.11.1994-mardin mehmet zeki ödük
    25.05.1995-batman şeyho kurtulmuş
    26.09.1995-diyarbakır necati çiçek
    02.10.1995-şırnak hamza halit sülün
    12.10.1995-sivas hüseyin kocabaş
    30.10.1995-mardin gürkan arıtürk
    30.10.1995-mardin ökkeş kaya
    22.04.1996-k.maraş aydın yılmaz
    22.04.1996-k.maraş nurettin aslan
    22.04.1996-k.maraş hacı ömer serin
    23.04.1996-k.maraş nurettin arslan
    22.06.1996-diyarbakır aynur sarı
    01.10.1996-diyarbakır uğur gören
    01.10.1996-diyarbakır cuma ibiş
    01.10.1996-diyarbakır mustafa saadettin küçük
    01.10.1996-diyarbakır nesrin ünügür
    12.02.1997-batman bülent ay
    01.09.1997-diyarbakır lütfi ölmez
    09.10.1997-mersin mustafa özkan
    15.07.1998-hakkari erhan çakmak
    04.09.2011-tunceli dilay kerman

    hepiniz ilkokulda, lisede aklınızca sizden büyük öğretmenlerinizle bir kez dahi olsa dalga geçmiş insanlarsınız, belki hayatınızda size yön verecek öğretmenleriniz de oldu, gidip onlara şu haberi mesaj atsanıza. merak ediyorum, burada yazdıklarınızı onlara söyleyebilecek misiniz?

    polisler, askerler de istihkak alıyor, gidip vatanı, milleti koruyan insanlara da aldığı istihkak için mesaj atın. milletvekillerinin aldıkları maaşları, kırmızı pasaportları, yakınlarına yaptıkları torpilleri konuşalım.

    milletvekilleri maaşlarının, öğretmen maaşlarını geçmesin diyen bir atadan, sizin gibi öğretmen düşmanlarına düştük... güler misin, ağlar mısın?

    4+2 yıl sözleşmeli öğretmenlik yapıp (ki o da atanırsa), en fazla 3-4 bin lira arasında maaş alan insanların parasında mı kaldı gözünüz?

    yazıklar olsun hepinize... nankör, ikiyüzlü, vasat insanlar...

  • 24. benzinin 6.94 tl olması

    petrolü olmadan araplaşmanın bedelidir.

    (bkz: araplaşmış türk milletine müstehaktır)

  • 25. et yemekle tecavüz etmek arasında bir fark yok

  • 26. 10 eylül 2018 doğtaş mobilya rezaleti

    en baştan olayı tek cümleyle söyleyeyim: doğtaş mobilya paramın üzerine yattı.

    6 haziran 2018 tarihinde doğtaş exclusive modoko şubesinden almak icin sipariş verip 1500 lira peşin ödeme yaptığım siparişi sözleşmede yazan 35 iş günü içerisinde temin edememesi üzerine 42 iş günü sonra 5 ağustosta siparişi iptal ettiğimi bildirdim. 2 aydır evde koltuksuz oturmak, misafir ağırlamak afedersiniz canıma tak etti. gittim başka yerden aynı gün mobilya temin ettim.

    kimsenin nazini cekecek değilim. beni düşünmeyen, verdiği sozun arkasinda durmayan bence igrenc isletmelere para kazandiracak da degilim.

    siparişimi iptal etmem üzerine doğtaş denen iğrenç kurum verdiğim 1500 lirayi iade edemeyeceğini bildirdi. defalarca telefon ettim. "anlıyoruz ancak parayı iade edemeyiz" diyorlar. iptalin üzerinden 30 gün gecti. hala paramı alamadım.

    mahkemeye gideceğim diyorum. gidin diyorlar. böyle yüzsüzlük olabilir mi? böyle rahatlık olabilir mi? demek ki aynı şeyi kaç kez yaptılarsa, hukuk nasıl bu basit soyguncular lehine çalışıyorsa bu kadar rahatlar.

    doğtaş merkez işletmeyi arıyorum, şubeyi bilgilendiriyoruz yapabileceğimiz başka bisi yok diyorlar. beni kandırıyorlar.

    sizin müşteri memnuniyeti anlayışınıza, kurumsallığınıza tüküreyim. açık bir şekilde soyguncusunuz. inşallah kısa sürede batarsınız.

    lafın kısası doğtaş mobilya parama el koymuştur. alışveriş yapacaksanız bir daha düşünün. bu ucuz şark kurnazı firmaya yaklaşmayın.

    herkese duyurulur.

    fatura görüntüsü: https://eksiup.com/65e4c323746

    edit: bu arada, renkler kumaşlar tamamen standard seçilmiştir. hiçbir özel istekte bulunulmamıştır.

  • 27. boşanma oranlarının artma sebepleri

    sosyal medya, sosyal medya, sosyal medya, başkasına ulaşımın kolaylaşması, akıllı telefon,
    evde kaldım-yaşım geldi el alem ne der diye düşünüp birbirini tam anlamıyla tanımadan alelacele yapılan evlilikler,
    nasılsa cepte kafasıyla ilgisiz davranmayı kendinde hak görmek,
    kişisel bakımına özen göstermemek-kendini salmak,
    biz olamamak, bencil olmak,
    onunlayken bile kendini yalnız hissetmek,
    aç gözlülük, daha iyisini hak ediyorum düşüncesi,
    hem kültürel anlamda hem de ortak zevkler konusunda birbirine denk olmamak, sohbet edememek,
    ego, kibir, sevginin azalması, saygısızlığın baş göstermesi, ekonomik nedenler, ailelerin uyumsuz olması gibi birden çok neden gösterilebilir.

  • 28. 9 temmuz 2018 vakıf katılım döviz kurları

    2 ayda kur 2 lira arttı gibi sübliminal bir meşaz vermişler bence ben meşazı aldım.

  • 29. 10 eylül 2018 simit sarayı fahiş fiyat uygulaması

    sprite 5 liraymış.

  • 30. suriyeliler gitsin diyenleri suriye'ye göndermek

    siktir lan aq arabı

  • 31. tuba ünsal'ın ayağı

    (bkz: dostum ayak demişsin ama bu bildiğin bayburt)

  • 32. alfa erkek olmanın sırrı

    alfa erkek dağlarda gezen it sürülerinde olur. bütün it takımı o alfa erkeği takip eder. yiyecek olan yeri bulmak, çiftleşme zamanı dişilerin sidik kokusunu takip etmek onun görevidir. yaşlandığı zaman sürüdeki başka bir erkek onunla kavga eder ve artık alfa erkek o olur.

  • 33. 10 eylül 2018 merkez bankası yılsonu usd tahmini

    nisan’da yıl sonu dolar kuru tahminini 4.22 olarak açıklamış kurumun yeni tahmini.

  • 34. 24 eylül 2018 fenerbahçe beşiktaş maçı

    her sene aynı deplasmanda verilmeyen gollerimize, ofsayttan yediğimiz gollere, verilmeyen penaltılarımıza, aleyhte verilen haksız penaltılara ve adil olmayan kırmızı kartlara yenilerinin ekleneceği maçtır.
    (bkz: ortamlarda kadıköy'de yenilmiyoruz dersiniz)

  • 35. izmirlilerin bilinçaltına yerleşmiş sesler

    tren üçyol yönüne gider. (şimdileri fahrettin altay diyor. hey gidi günler)

    ay gaz dı nı nınt

  • 36. orgazmdan daha zevkli anlar

    yandex’te kipkirmizi gorunen yoldan 80km. hizla gecmek.

  • 37. çok güzel seven erkek

    güzel sevmek, sevgi görmekle mümkün. annesinden sevgi görmüş bir erkek sizi mutlu eder. anlarsınız zaten onu görünce. sizle bağ kurar, koklayarak öper vs vs.

    ancak ilişkilerin geldiği nokta ortada. böyle bir erkeği çok üzerler. o yüzden türleri tehlikededir.

  • 38. regl öncesi libidonun artması

    yumurtayı vücuttan attıktan sonraki 5 gün doğuma elverişsiz halde olacak bünyenin bu olmadan önce yumurtayı son bir çare dölleme güdüsünden dolayı aniden bastıran libidodur. regl sonrasında ortaya çıkan sıfır istek ve arzu da bünyenin aynı mantıkla "zaten yumurta yok, şimdi sevişerek döllenme şansını boşa harcama" demesidir. evrimsel bir mekanizmadır.

  • 39. italya'da altın dolu küp bulunması

    ali rıza emmi'den başkasına bozdururlarsa devlet hepiciğini ellerinden alır.

  • 40. palamut

    bana göre de hakkında methiyeler düzülecek kadar müthiş bir balık değildir.

    ama kullanışlı ve ticari bir balıktır.
    fırına, ızgaraya, tavaya, lakerdaya, konserveye gelir, bu aylarda bol miktarda çıkar.

    türü çoktur, o yüzden herkese iyisi denk gelmez.

    pişirmesi ustalık ister, o yüzden herkes lezzetli bulmaz.

    hakkında ihtilaf olma nedeni bunlardır.

  • 41. almanya'nın yapacağı 35 milyar euro'luk demiryolu

    hem yapıp hem kıskanmasalar bari.

  • 42. suriyelinin kendini eve alan yaşlı adamı öldürmesi

    şimdi bu adamların anasına küfretsem ve geldikleri yere siktir olup gitsinler desem ırkçı olurum. sikeyim analarını çıktıkları deliğe sokulmalı. lan adam sana evini açmış sen ne yapıyorsun adamın üç beş malını çalmak için adamı öldürüyorsun. afedersiniz ama en hafif tabirle orospu çocukluğudur.

    ülkemizin içine eden bayramda ülkelerine gidip sonra dönen bu araplara acıyan varsa onları da sikeyim.

  • 43. bir erkeğin en dürüst en zararsız hali ölü halidir

    yazık, hiç sevilmemiş.

  • 44. cumhuriyet (gazete)

    akp'nin, muhalefeti dizayn etme projesinin bir başka icraatı olarak ulusalcılara hediye ettiği kurum.

    tayyip erdoğan'ı iktidar yapan toplum dinamiklerine bakarsanız, bu dinamiklerin ortaya çıkmasında en önemli rolü, kendine "laik-kemalist" diyen ancak aslında düpedüz ırkçı-milliyetçi olan ulusalcıların oynadığını görürsünüz. akp'nin, 15 senedir ekmeğini yediği muhafazakar mağduriyetini yaratanlar, yedikleri her boku "atatürkçü" kisvesi altında yapan ulusalcılardır. 28 şubat, başörtüsü zulmü, muhafazakar partilerin kapatılması gibi, akp'nin yükselişinin fitilini ateşlemiş olayların hepsinin altında, ulusalcı ideolojinin imzası vardır. akp seçmeninde çok güçlü bir şekilde yerleşmiş olan, kemalist olmanın muhafazakar vatandaşa zülmetmek olduğu algısı da, bu icraatlar sayesinde yaratılmıştır.

    bu söylediklerimdeki, "muhafazakar" kelimesini "kürt" ile değiştirerek kürt sorununa da uygulayabilirsiniz. bugün, chp, muhafazakar ve kürt seçmene hiç bir şekilde nufuz edemiyorsa, bunun sebebi, chp'nin ulusalcı geçmişinin, bu toplumsal kitlelerde yarattığı algıdır.

    türkiye'deki muhalefeti yok edemeyeceğini anlayan tayyip erdoğan, 7 haziran 2015 gününden itibaren strateji değiştirdi. o günden beri, muhalefeti ulusalcılara emanet etmeye çalışıyor. iyi parti'nin ortaya çıkışı, vatan partisi'nin 35 tane oyuyla iktidar ortağı gibi hareket etmesi, sola ve kürt hareketine yakın bütün gazeteci ve siyasilerin başlarına bir iş gelirken, ağır ulusalcı muhaliflerin istedikleri gibi yazıp çizmeleri de, bu strateji ile uyumlu gelişmeler. tayyip erdoğan, muhalefet ulusalcıların elinde olursa muhafazakar seçmen bloğunun asla bölünmeyeceğini ve ulusalcılardaki kürt nefreti yüzünden muhalefetin de asla tam olarak bir araya gelemeyeceğini çok iyi biliyor.

    ulusalcılara son hediye edilen kurum, cumhuriyet oldu. bu noktada sonra, cumhuriyet de, aynı sözcü gibi, 2 amaca hizmet edecek.

    1- muhafazakar mağduriyetini taze tut. kemalizmin din karşıtı olduğu algısını pekiştir.

    2- kürtlere muhalefette yer olmadığını hatırlat. muhalefetin bir araya gelmesini engelle.

    bonus: muhalefeti, tayyip erdoğan nefreti boyutuna indirgeyerek, akp tabanının çözülmesini engelle.

    bunlar zaten tayyip erdoğan'ın dizayn ettiği muhalefetin temel ilkeleri. erdoğan'ın ülkede olmasını arzu ettiği muhalefet ile ulusalcıların ideolojisi pek bir güzel örtüşüyor. o yüzden ulusalcılar, sarayın kapısında yatıyorlar aman reis bize de bu düzen içerisinde bir görev ver diye. hem bu düzenin ekmeğini yiyelim, hem de adımız "muhalif" kalsın. yemin ediyorum, yandaşlıktan bile daha güzel bir pozisyon.

    bundan 20 sene önce ben lise sıralarındayken, bu ülkede nasıl oluyor da atatürk'ten nefret eden insanlar oluyor diye merak ediyordum. sonra anladım ki, kimsenin atatürk'ten nefret ettiği filan yokmuş. insanlar, "atatürkçü" maskesi takmış ırkçılardan, zalimlerden, hizipçilerden nefret ediyormuş. ulusalcı denilen zümre, kemalizm adını verdikleri ideolojiyle, atatürkçülüğü resmen zehirlemişler. atatürk milliyetçiliğini ırkçılığa, atatürk anti-emparyalizmini yabancı düşmanlığına, atatürk devletçiliğini biat kültürüne, laikliği başörtüsü yasağına, parti kapatmaya indirgemişler. özünde, moderleşme ve batılılaşma olan atatürk devrimi unutulmuş, yerine ulusalcıların ucubik ideolojisi gelmiş. erdoğan da, bu kokuşmuş ideoloji muhalefette olduğu sürece sırtının asla yere gelmeyeceğini biliyor, çünkü ulusalcıların ne bok olduğunu herkesden önce halk biliyor.

    alın, cumhuriyet'i de tepe tepe kullanın. aynı türkiye cumhuriyeti'ne yaptığınız gibi, gazete olan cumhuriyet'i de yok edin.

    not: kemalizme laf söylediğim için bol bol küfür yedim. eğer sizi kemalizmden kastınız, atatürk devriminin beslendiği felsefeyi anlamış bir hayat görüşüyse, herbirinizle "en kemalist kim" yarışına girerim. yok, sizin bahsettiğiniz, ulusalcıların 100 sene önceki siyaseti dogmalaştırıp, atatürk'ün adını kullanarak meşru hale getirmeye çalıştıkları askeri vesayetten başka hiç bir şeyin iktidarda tutamadığı baskı/zulüm rejimiyse, o zaman o ideoloji islamcılıktan da tehlikelidir. burada uğur mumcu'nun kemalist olduğunu hatırlatan kafası karışıklar, kendisinin ne tür bir kemalist olduğunu iyi anlasınlar. eğer anlayamıyorlarsa, gidip "kemalist" darbe ile cumhuriyet'ten uzaklaştırılan özgür mumcu'ya sorabilirler. uğur mumcu'yu hangi ideoloji öldürmüştür ve bugün "kemalist" olduğunu iddia edenler, o ideolojiyle aynı yatakta değil midir, değil midir bunu size bir anlatsın kendisi.

  • 45. eşinden boşanan evlilik uzmanı

    evlilik artık çıkmaz noktadaysa bunu zorlayıp iki tarafın da eziyet çekmesine sebep olmak yerine sonlandırmış danışmandır. siz evlilik danışmanları boşanmayı tavsiye etmiyor mu sanıyosunuz?

  • 46. cenaze hizmetleri rezaleti

    şu an kadıköy’deyim. en yakın arkadaşımın babası içerdeki odada yerde ve vefat etmiş durumda. yaklaşık 5.5 saattir üzerine bir çarşaf örtülü. sabah sekize kadar ölüm belgesini vermesi gereken belediye doktorunu beklemekte.
    saat akşam 22.00 sularında amcamız odada yere yığılmış. 2 kızı ve karısı hemen 112yi aramışlar. 112 yaklaşık 15 dakika sonra eve gelmiş. eve geldiklerinde amcamızın vefat ettiğini belirtmişler. belediye hekiminin gelip ölüm belegesini imzaladıktan sonra 188i arayıp cenaze işlemlerini başlatılacağını söylemiş.
    buraya kadar herşey normal. arkadaşım belediyeye gitmiş. saat 23.50 civarında belediye hekimi aranmış ve ulaşılamamış. belediyedeki arkadaşlar bişey yapamayacaklarını iletmişler.
    ben saat 00.30 civarı geldim. geldiğimden beri 112, 155, 188, 184, 153le konuştuk. en son 184te sabaha kadar beklemek dışında yapacak birşey olmadığını belirttiler. cimere şikayet edebileceğimizi söylediler. cimerde mesai saatlerinde çalışıyormuş. kendimiz alıp hastaneye gidemiyoruz 112 yerinden oynatmayın demiş çünkü. gittiğimiz hastanenin morgu kabul etmezmiş gitsek bile başımıza iş alır mışız.
    şu an bu entryi kadıköy kızıltoprakta bir evin balkonundan giriyorum. salonda iki kız kardeş ağlıyor, içerdeki odada anne. hemen yanındaki odada yerde bir cenazemiz var baba ve sabah sekize kadar yerinden oynatamıyoruz. sabah 8e kadar cenazenin bozulmaması için balkona ya da serin biryere çekmemizi bile önerdiler sağolsunlar.
    şu an yan odada morgda olması gerekirken evinin bir odasında yerde olan bir cenaze var ve devletin herhangi bir kurumu bu konuda yardımcı olamıyor.
    kimi suçlamak lazım bilemedik. sabah 8e kadar bekleyeceğiz ve 112den gelen ve cenazeyi evde bırakan ekibi mi suçlayalım? gece 00.00 sabah 8.00 saatleri arasında ölüm belgesi vermeyen belediyeyi mi? ölüm belgesi olmadan cenaze işlemi yapamayan 188i mi? hiçbir alternatif çözüm sunmayan 112yi, 155i, 188i mi? bilmiyoruz.
    şu an kadıköyde bir balkonda bu uzun entryi giriyorum çünkü sabah 8e kadar yapacak bişey yok. dağılmış iki kardeş ve bir anne ve biz iki arkadaş oturduk babalarının cenaze işlemlerinin sabah 8de yapılmasını bekliyoruz. yan odada akşam 10dan beri yerde üzeri bir çarşafla örtülü cenazemiz var. cenaze bozulmasın diye camları açtık. bekliyoruz.
    bu entryi buraya yazmamın nedeni, hangi hadsiz ölüm saatini belirleyip bu işlemlerin bu şekilde yapılmasına karar vermiş anlamlandırabilmek. babası kollarında ölen bir kız çocuğu aynı evin salonunda babasının cenazesinin yan odada yerde olduğunu bile bile yasını tutmaya çalışmakta. ve bu sabah sekize kadar devam edecek. başına gidip görmek istiyorlar ama cenazemiz soğumuş morarmış durumda. son vedaları bu haliyle mi olmalıydı?
    soru şu; sorumlusu kim bunun?
    edit; arkadaşlar eksik olmayın. bekliyoruz hala. sabah sekize kadar da bekleyeceğiz. biz yaşadık artık bu durumu yapacak bişey yok artık biraz daha bekleyeceğiz. biraz daha sabırla. başkaları yaşamasın gündemde kalsın belki bir karar alıcıya ulaşır. insanlar yaslarını düzgün yaşasınlar. başka insanlar aynı durumda kalmasın. en azından durum böyle olacaksa bile insanlar bilsinler.

  • 47. cep telefonunu kılıfsız kullanmak

    telefonda 1 milimlik farkla övünen adamların kılıf kullanması tuhaf. e ne oldu o 1 milim farklık incelik? ne oldu o metalik veya camlı yüzeyin seksi dokunuşu? yine mi plastik?

  • 48. dolar artarken işyerlerinin son durumu

    insanlarin isim vermemesi çok normal. fetöcü ilan edilip içeri atılabilirsiniz

  • 49. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    kadınlara genel sorular sormak yerine direkt mesaj kutusunu işaret edenleri gördüğümüz başlık.

    olum bari soru eklerini ayrı yazsaydın lan :( nasıl bi ortamda yaşıyorsunuz hiç anlamıyorum.

  • 50. dili olsa da konuşsak denilen hayvanlar

    kesinlikle kedidir. dünyayı işgale gelmiste bi firsatini bekliyormuş gibi sinsi sinsi geziniyor bu cakallar. hayırdır birader siz ne ayaksiniz demek güzel olurdu.