Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. bitcoin

    17bin küsürden 1 bitcoin aldım. an itibarıyla birisi 2 bitcoin alsa ve alır almaz çaldırsa benden daha karlı amk.

  • 2. ufak tefek cinayetler

    nilay: annem napardı, annem napardı???

    anan poğaça yapardı nilay. poğaça.

  • 3. şarkılarda sorulan en zor soru

    (bkz: yoksa ben zurna mıyım?)

  • 4. ulaştırma bakanının robotla tartışması

    yallah silivri'ye kodumun fetocu robotu

  • 5. gökçe bahadır'ın makyajsız hali

    insanların makyajlı-makyajsız hallerine şaşıran insanların ekseriyetle kız arkadaşı olmamış erkekler ve ne kadar makyaj yapsa da güzelleşemeyen kadınlar olduğunu sanıyorum.

    ünlü veya değil insanlar böyledir. bir insanı ilk görüşmelerinizde makyajlı gördüyseniz ilk makyajsız gördüğünüzde size çirkin gelir. eğer ilk görüşmelerinizde makyajsız gördüyseniz, ilk makyaj yapışında "vay be güzel kızmış" etkisi yaratır. makyajın gücü*

  • 6. gerekirse bozkurt gibi afrin'de can veririm

    akp politikalarının yılmaz savunucusu devlet bahçeli'nin beyanıdır.

    "bahçeli: gerekirse ben de bir bozkurt gibi afrin'e gidip en ön safta taşıdığım canı vermeye hazırım"

    kendisine çağrımızdır, öncelikle akp'lilerin çürük raporu alan çocukları için mecliste araştırma komisyonu kurulmasına yönelik önerge versin.*

    ayrıca binlerce mehmetçiği at eti*, kaçak et*, küspe yağı* vb. ile zehirleyip, er hüsnü özel'in şehit olmasına neden olan yandaş firma yetkilileri serbest bırakılırken neden tepki göstermedi merak konusudur.

    (bkz: gıda zehirlenmesi davasında tutuklu sanık kalmadı)

    (bkz: rota yemek genel müdürü'nün tahliye edilmesi) * * * *

  • 7. güneş değil magma sayesinde ısınıyoruz

    yerden ısıtmalı dünya. güneş sisteminde tek. kaçırılmayacak fırsat...

    o zaman ben evde niye çıplak ayak dolaşamıyorum ? kim kıstı bizim magmayı?

  • 8. 6 şubat 2018 gençlerbirliği beşiktaş maçı

    necip'in ayağı çimde kayıp yere düştü. hakem sinirlendi "ne biçim futbolcusun lan, düz yolda yüreyemiyosun, bu taraftarlar senden 10 senedir gelişme bekliyor" diye ikinci sarı kartı gösterip attı oyundan.

  • 9. sorularınızı bekliyorum'a misafir tavsiyeleri

    (bkz: adnan oktar)
    ne efsane olurdu ama.

  • 10. yüzde yüz yerli whatsapp kurduk

    kimse oralı olmamış ama “platform gözetleme-dinleme yapmamaktadır” lafı çok acıklı. herkes birbirini tanıyor bu ülkede. kader, kimseyi böyle açıklama yapmak zorunda bırakmasın.

    ayrıca bir tek dileğim var; whatsapp kullanımına kısıtlama getirmeyin de ne yaparsanız yapın.

  • 11. italyan polisinden pkklılara dayak

    dayak bir savaş suçudur bu yüzden dayak atanlar hakkında vatikan'ın adli jşajsjjs derken bir gülme geliyor. yok başkası yazmadan ben yazayım dedim. aq pkk'lıları böyle kamufle oluyorlar her yerde çünkü.

  • 12. danla bilic'ten özür diliyorum

    bir meriç haykırışı.

    adam bu başlığı açarak hatun düşürmeye çalışıyor amk. ciddi ciddi yazmış lan bir de. ne olacak şimdi, sırayla mesaj mı atacak sözlük kezbanları?

    sozom ono ontol... siktir git buradan.

  • 13. türkiye'ye gönderilen dışkıya bulanmış 25 bin inek

    insanlık dışı görüntülerdir.

    günlerce,uygun olmayan şartlarda; gemiyle okyanus aşmış zavallı hayvanlar.

    koca bir ülkenin kendi besi hayvanı çiftliklerini kuramaması ancak gerizekalılıkla açıklanabilir.

  • 14. netflix ve youtube için gelen rtük denetimi

    en son ufak tefek cinayetler dizisinde basit bir öpüşme sahnesi için otosansür uygulanmıştı. sahne televizyonda gösterilmemiş ve twitter'da yayınlanmıştı. aslında bu tam olarak bir otosansür de değildi. diziye ceza geleceğini düşünen yapımcılar böyle bir formül bulmuşlardı. kendilerinin tercihi bu değildi. ama para cezası adı altında uygulanan dolaylı sansüre boyun eğmek durumunda kalmışlardı. anlaşılan iktidarı o da kesmemiş. daha çok, daha çok, daha çok diyor.

    artık dizilerde sevgili rolünü oynayan oyuncular bırak yatağa girmeyi, birbirlerini öpemez noktaya geldiler. sadece alınlarına ufak bir buse kondurmakla yetiniyorlar. osmanlı dizileriyle büyüyen yeni nesiller bebeklerin gerçekten leylekler tarafından getirildiğine inanmaya başladılar. televizyonda oynatılan filmlerde ise durum tam anlamıyla bir faciaya dönüşmüş durumda. 100 dakikalık filmler 80 dakikada falan biter hale geldi. filmin başrolünde oynayan karakterlerin birbirleriyle bir ilişki içersinde olup olmadığını asla göremiyoruz. acaba yattılar mı diye tahmin yürütebiliyoruz. eğer ortada bir ilişki varsa filmi başka bir gözle, yoksa başka bir gözle seyredeceğiz. ama bunu asla öğrenemiyoruz. bu da filmin seyirciler açısından oldukça anlamsız ve kopuk bir hale gelmesine yol açıyor. para verip abone olduğumuz dijital platformlar da bile bu tip sansürler almış başını gidiyor. kemal sunal filmleri bile kuşa dönmüş durumda. can alıcı espiriler sansürlenerek veriliyor. yani yeni neslin kemal sunal'ı tanımamalarına pek şaşırmamalı. çünkü adamın espirileri kuşa döndürülüp veriliyor. o yüzden yeni nesiller bu filmleri komik bulmuyor. anlayamıyorlar. zaten kemal sunal'ı sansürlenmiş bir şekilde tanıyacaklarına hiç tanımasınlar daha iyi.

    türk dizi sektörü sansür- otosansür neticesinde tamamen bitirildi. artık oradan bir sanat çıkması mümkün değil. türk film sektörü ise büyük ölçüde engellenmiş durumda. bir kere filmler devlet desteğinden mahrum kalmamak için kendilerini yeni düzene iyice adapte ettiler. artık filmler birilerinin dayattığı ''genel ahlak kuralları'' çerçevesinde çekilmek zorunda. hatta film galaları bile artık '' islami kurallar'' çerçevesinde yapılmaya başlandı. içkiler mutlaka saklanmalı. dekolteli pozlar verilmemeli. çünkü her an galaya bir baskın yapılabilir. veya filmi çekenler devletin kara listesine alınıp desteklerden mahrum bırakılabilir, hatta filmlerini oynatacak salon bile bulamayabilirler. yani bir daha asla 1996 tabutta rövaşata film galası yaşanmayacak bu topraklarda.

    sinemalarımızda oynatılan yabancı filmlere geldiğimizde ise orada da işlerin yavaş yavaş bozulma noktasına doğru gittiğini görüyoruz. içinde en ufak sevişme sahnesinin olduğu filmler bile artık artı 15, artı 18 gibi birtakım zorunluluklar içeriyor. yabancı filmler de zarar etmemek için türkiye piyasasına sansürlenmiş versiyonlarını gönderiyorlar. bunu blade runner filminde de gördük. yaş sınırına takılmamak için filmi kesip gönderdiler. kısa vadede bu tip durumlar çoğalmaya başlayacak. maalesef artık filmlerin sansürlenmemiş versiyonlarını internetten veya dvd'den bile seyredemeyeceğiz. şanslı bir azınlık belki yurtdışında seyretme imkanı bulacak. yakın bir gelecekte belki de tur şirketleri yurtdışına sansürsüz film turları düzenleyecekler. zaten birçok yabancı film sinemalarımız tarafından satın alınmayacak. bu işler komşumuz iran'da nasıl oldu, kısaca bir tarihine bakalım:

    iran'da şah rejimine büyük bir tepki vardı. humeyni yanlılarında batılı yaşam tarzı müthiş bir öfkeyle karşılanıyordu. bir süre sonra bu öfke patlama noktasına gelmişti. bu öfkeden şüphesiz sinemalar da nasibini almıştı. birçok kentte sinemalar yakılmış, yıkılmış ve yağmalanmıştı. mesela rex sinemasında tarihin en büyük felaketlerinden birisi yaşanmıştı. içinde yüzlerce kişinin bulunduğu sinema salonu ateşe verilmişti. 400'ten fazla kişi yanarak hayatını kaybetmişti. geride kalanlar ise yaşadığına pişman olacak şekilde ağır yaralanmıştı. ülke genelinde yüzlerce sinema salonu kullanılamaz hale getirilmişti. daha sonra iran'da resmi olarak humeyni rejimi başladı. yeni rejim sinemayı bütünüyle reddeden bir tutum içersinde olmadı. ancak sinemayı çok katı kurallara bağladı. humeyni öncesi iran filmlerinin büyük çoğunluğu yasaklandı. sansür kurulları oluşturuldu. yeni çekilen filmlerde islami kurallara uygunluk esas oldu. kadın ve erkeğin birbirine dokunması bile yasaklandı. kadınlar filmlerde kesinlikle başörtüsü kullanacaklardı. aksi düşünülemezdi ve sansür yerdi. artık hicab yasası yürürlükteydi. bu dönemde kırmızı çizgi adlı film hicab yasasına, yani kadınların örtünme zorunluluğuna aykırı olduğu için yasaklanmıştı. her geçen gün bu tip yasaklar çoğalıyordu. daha sonraları ünlü yönetmen makhmalbaf'ın bile yüz dakikalık bir filminin 37 dakikası kurallara uymadığı gerekçesiyle kesilmiş ve sansürlenmişti. sonra da tamamen gösterimden kaldırılmıştı. böyle örnekler çokça yaşansa da işin en acı tarafı bu sansür olgusunun iranlı yönetmenler tarafından benimsenmesi oldu. sıkıştırıldıkları dar çerçevede film çekmeye devam ettiler. kendilerine otosansür uyguladılar. bu durumu kanıksadılar ve asla isyan etmediler. birkaç isyan eden yönetmen çıktı tabi. ama onların da sesi cılız kaldı. 20 yıl film çekmeme cezası aldılar. bazıları ise yurtdışına göç etti. orada yeni bir akım yaratmaya çalıştılar. ama pek de başarılı olamadılar. çünkü iran'daki meslektaşları ortama çoktan uyum sağlamışlardı. birçoğu kraldan çok kralcı olmuştu. yeterli desteği vermediler. ekmeklerine baktılar. artık iran'da sansür yüzünden işler o kadar saçma bir hal almıştı ki, bazı filmlerde karı-koca rolünü oynayacak kişiler geçici bir süre için gerçekten evleniyorlardı. bugün iran sineması metaforlarla bir şeyler anlatmaya çalışan garip bir hal aldı. sadece festivaller için belirli kalıplar kullanıp ödül almaya çalışan bir sinema oldu.

    durumumuz iran'la hemen hemen aynı. bizde şu anda sadece başörtüsü zorunluluğu yok. ama o da olacak. çünkü bu işin sonu yok. bu iş dipsiz kuyu. artık dizi ve film yapımcılarının oturup ortak bir karar vermesi gerekiyor. önlerinde iki seçenek var. tamam mı, devam mı? benim tahminim bu kadar paranın aktığı bir sektöre veda edemeyecekleri yönünde. muhtemelen ''binlerce çalışan işsiz mi kalsın'' diyip, bu yoldan gitmeye devam edecekler. ekmeklerine bakacaklar. tabi bu devam kararı da türkiye'de sanata artık tamam demek anlamına gelecek. hepimize geçmiş olsun.

  • 15. pttmessenger

    %100 yabancı uygulama(kanıt en aşağıda). uygulamanın gerçek ismi pttmessenger bile değil.

    ama o bombayı bırakmadan önce gelin şöyle kısa bir gezintiye çıkalım. apk dosyasına biraz göz attım:

    kullandığı yabancı kütüphanelerin bazıları:

    https://github.com/chrisbanes/photoview
    https://github.com/fasterxml/jackson
    https://github.com/amulyakhare/textdrawable
    https://github.com/annimon/lightweight-stream-api
    https://github.com/astuetz/pagerslidingtabstrip
    https://github.com/codewaves/sticky-header-grid
    https://github.com/…ey/subsampling-scale-image-view
    https://github.com/klinker41/android-smsmms/

    yaklaşık bir bu kadar daha var ama siz meşazı almışsınızdır.

    tabii sırf açık kaynak kütüphanelerden yararlanıyor diye hırsız ilan etmek doğru olmaz. tekerleği baştan icat etmeleri gereksiz. ama uygulamaya yüzde yüz yerli derken birazcık utanmaları gerekir. kullandıkları kütüphaneleri yazmış john carlson, amulya khare, andreas stütz gibi geliştiricilere ayıp.

    kullanılan kütüphanelerin hemen hepsi de mıt lisansıyla dağıtılıyor. yani "şu kütüphaneleri kullandık" diye not düşmek zorundalar.

    aslında asıl bomba bunlar değil. ben bu uygulamayı da yabancı geliştiricilerin yazdığına neredeyse eminim.

    öncelikle uygulama önce ingilizce yazılmış. daha sonra türkçe çevirisi eklenmiş. metin belirteçleri ingilizce'de hep tam otururken türkçe'de yer yer eğriti duracak şekilde kullanılmış. bazı metinler(uygulamanın metinlerinin %20si) türkçe'ye çevrilmemiş bile. herhalde ingilizceleri yetmedi, anlayıp türkçe'ye çeviremediler.

    şimdi uygulamanın paket ismine bir göz atalım:
    https://i.hizliresim.com/m2enp1.jpg

    evet, org.zebrachat.securesms. bir başka deyişle, bu uygulamayı yazanlar, uygulamanın adının zebrachat (veya büyük ihtimalle "zebrachat - secure sms") olacağına karar vermiş, hatta büyük ihtimalle son ana kadar da ismi zebrachat olarak kalmış. uygulamanın onlarca dile çevrilmiş olmasının sebebi de bu olabilir. emojileri ve sticker'ları bile whatsapp'dan çarpmış olmalarının sebebi de bu olabilir. adamlar muhtemelen kendi kafalarına göre bir whatsapp muadili yapıp, "zebrachat - güvenli sms" diye yayınlayıp, sms atma uygulaması sananları uygulamaya çekmeye çalışacaklardı. bu "secure sms" adıyla internetten mesajlaşma uygulaması çıkarma olayı yeni bir şey değil. hatta moda denebilir: https://play.google.com/…search?q=secure sms&c=apps

    peki güzel, satın almış olalım, sorun değil. ama daha da kötüsüne hazırlayın kendinizi:

    uygulama signal kütüphanesini kullanıyor. signal, bir "güvenli mesajlaşma platformu". siz bunu "whatsapp çakması bir uygulama" olarak da düşünebilirsiniz. nedir bu uygulama, nasıl görünür, ne işe yarar derseniz buradan bakabilirsiniz: https://signal.org/

    bu mesajlaşma uygulamasının farkı şu: sağladığı mesajlaşma protokolünü herkesin kullanımına açmış. yani bir mesajlaşma uygulamasının mesajlaşma protokolünü, yani bel kemiğini alıp, biraz süsleyerek kendi mesajlaşma yazılımınızı üretebiliyorsunuz.

    nereden çıkarıyorsun bunları diyenler için görsellerle geldim:

    https://i.hizliresim.com/1jnz7g.jpg

    https://i.hizliresim.com/lbqrv0.jpg

    signal mesajlaşma uygulamasını indirip adını değiştirerek ortamlarda kendim yaptım demek için link: https://github.com/signalapp

    iyice kaybolanlar için özet geçeyim:
    birileri signal adlı açık kaynak kodlu mesajlaşma uygulamasını almış, adını zebrachat olarak değiştirip birkaç özellik eklemiş (evde sizin de bir iki saatte yapabileceğiniz bir şey). sonra bu zebrachat karşımıza pttmessenger olarak çıkmış. zebrachat'i kim yaptı, satın alınıp adı mı değiştirildi, ne oldu bilemiyorum. ama uygulama 100% yerli değil, hatta yüzde yüz yabancı diyebiliriz.

    neyse ki yüzde seksenini türkçe'ye çevirmişler.

    edit: apk'yı indirdiğim link: https://messenger.ptt.gov.tr/apps/pttmessenger.apk

  • 16. pttmessenger'ın yüzde yüz yabancı çıkması

    pttmessenger'ın açık kaynaklı signal uygulamasının kopyası çıkması durumu. özetle siz de şuradan indirerek adını değiştirip yayınlayabilir, ortamlarda "yüzde yüz ben kendim yaptım" diyebilirsiniz.

    kaynak ben: (#74036684)

    görsel kanıt:
    https://i.hizliresim.com/1jnz7g.jpg
    https://i.hizliresim.com/lbqrv0.jpg

    apk'yı düzgün bir geri derleyici(decompiler) ile çözümlediğinizde siz de kolaylıkla görebilirsiniz.

    edit: bu yazdıklarım "uygulama çalıntı" demek değil. uygulama zaten açık kaynak kodlu bir projenin kopyası. yani kopyalamak zaten serbest(aslında pek öyle değil, fork'layıp ben yaptım diyemezsiniz, açık kaynağın da lisansları var. ama konu o değil). zaten bu yüzden başlığı "çalıntı çıkması" diye değil "yabancı çıkması" diye açtım.

    uygulama sadece signal uçtan uca şifreleme protokolünü değil, signal'in komple android uygulaması projesini kullanıyor. çok büyük ihtimalle iphone ve pc için de böyle. ki bu da kötü bir haber değil çünkü yazılanlar büyük ihtimalle takip edilemeyecek(şimdilik). burada konu uygulamanın kalitesi değil, yüzde yüz yerli denilen yazılımın yabancı çıkması.

    edit 2: underdose nick'li arkadaş signal'i alıp zebrachat'e dönüştürmüş olabilecek şahsın uygulamasını bulmuş. şu linkte appspot'dan daha önce kaldırılmış, zebra.chat adlı bir uygulama var ve geliştiricisi türk. yine de belirtelim, hiç alakası olmayabilir: http://appshopper.com/social-networking/zebrachat

  • 17. sahibinden.com'daki hikayesi uzun araba ilanı

    güldürmüştür. ilan sahibinin ekşici olduğundan şüphe ediyorum.

  • 18. ekşi itiraf

    'yapmasaydın' la ezilmiş her fedakarlığın gözlerinden öpüyorum.

  • 19. wolfteam yüzünden arkadaşını öldüren liseli

    bir çocuk cebinde bıçakla geziyorsa wolfteam için de bıçaklayabilir, candy crush için de bıçaklayabilir. bu çocuk cebinde bıçakla niye dolaşıyor asıl problem bu.

  • 20. solcuların istanbul'un en zengin semtinde oturması

    bunun bir kaç farklı perspektiften açıklaması vardır.
    dünün merkez sağda yer alan isimleri bugün akepe muhalifliği ile solcu elbisesi giymişlerdir.
    semtler de böyledir. yaşam tarzına müdahale edileceği korkusu taşıyan burjuva ve küçük burjuva merkez sağa yerleşmiş akepe'nin korkusundan solcu bir kimliğe bürünmüşlerdir.
    dün nasıl türkiyede sol hareket yükselirken ölümüne demirel ve özalın arkasında olan sermaye sınıfı, türkiyede bir sol iktidar gerçekleşirse kaybedeceklerini hesabını yapıp nasıl merkez sağı ve mhp'yi destekledilerse, bugün de sermaye sınıfı akepe iktidarının toplumu ve sermayeyi dönüştürmesini kendileri için ölümcül bir tehdit olarak algılıyor ve karşı cephede kendilerini konumluyorlar.
    sermayenin tek ideolojisi paradır.
    akepe iktidara geldiğinden bugüne kendi sermaye sınıfını yaratmıştır.
    akepe öncesi sermaye sınıfı ise devletten artık eskisi kadar fayda sağlayamamaktadır. elbette kendilerini karşı cephede konumlayacaklar. bu konulama sol çevreden de yanıt bulmuş ve solu da tuhaf bir biçimde dönüştürmüştür.
    emekten yana bir sol kalmamış aksine yaşam şeklini savunan tuhaf bir sola dönüşmüştür.
    hatta buna sol demek bile hakarettir.
    biraz da dünün merkez sağında yer alan bugünün solcu isimlerine bakalım.
    yılmaz büyükerşen, daha dün anadolu üniversitesinde rektörlük yaparken, turgut özal'ı prensiydi. solcu öğrencileri rektörlüğü zamanında ezip geçerdi. kendisine bugün solcu diyorlar. üstelik bir chp gibi bir partide. ne kadar solcu olduğunu siz tahmin edin.

    ulusalcı kanalda boy gösteren sebahattin önkibar, beyefendi türkiye gazetesinin yazarı, enver ören'in müridiydi. bugün sol kimliğiyle ahkam kesiyor.

    isimleri çoğaltmak mümkün. lakin gerek yok, dün sağcılar bugünün solcuları, dünün kapitalistleri bugünün solcuları olmuş. tek kaygıları ülkeye şeriatın gelip servetlerine ve yaşam şekillerine müdahil olacağı korkusu.

    son kale izmir, daha dün, takunya burkan özfatura belediye başkanıydı. özalın prensiydi.
    bugün izmir sol'un kalesi. kara mizah gibi.
    sol değil efendiler. asla sol değil.

    daha dün bu kış komünizm gelecek korkusuyla merkez sağı ve mhp'yi destekleyenler, bu yaz şeriat gelecek korkusuyla solcu oluyorlar.

    oysa bir sol iktidarı asla benimsemezler. akepe karşısında kendilerini konumlayacak yer bulamadıkları için solcu kisvesine giriyor bunlar.

    bu ülkede sol hiç bir zaman olmadı.
    daha uzun yazmak lazım, daha fazla örnek vermek lazım ama korkular safları belirliyor.
    bu yaz da şeriat gelmeyecek.

  • 21. makatından 144 bin euro çıkan kuyumcu

  • 22. en yakındaki post-it'te yazanlar

    qwer1234.

  • 23. migros'ta müşteriye hırsız muamelesi yapılması

    yıllar önce arkadaşlarla başımıza benzeri gelen olay. kola filan alırız diye girdik. güvenlik peşimize takıldı bizi takip ediyor ama öyle böyle değil, takip mesafesi 1 ya da 2 metre. 4 kişiydik, arkadaş hadi oyun yapalım dedi. dördümüz ayrı raflara dağıldık, adamın devreler yandı. şansını en kavruk olanımızdan yana kullandı asdfghk. bizi bıraktı onun peşinden gitti. adamla sende hırsız tipi var diye yıllardır dalga geçiyoruz. sonunda bu arkadaş güvenlikçinin üstüne gidi sorun mu var bilader diye bağıra çağıra rezalet çıkardı. hepimiz üşüştük adama. arkadaş, hırsızlık suçsa hırsızlık muamelesi de suçtur, polis çağıracağım dedi. binbir kere özür dilediler. müdür filan geldi, tatlıya bağladı.

  • 24. 6 şubat 2018 borsaların çökmesi

    herkesin dunya ekonomisini avcunun ici gibi bildigini bize gosteren baslik.

    valla zehir gibi arkadaslar var "once bu oldu, sonra su oldu, e tabi sonra bu olacakti bu kac senedir belliydi" diye anlatiyorlar. duyan evinin yolunu tarif ediyor sanacak, o kadar net tarifler var.

    keske bu bildiklerinizi gecen hafta soyleseydiniz de hepimiz para kazanaydik. ama nedense hep her sey olup bittikten sonra ortaya cikiyorsunuz.

  • 25. ara pası denince akla gelen futbolcular

    (bkz: arapası atkinson)

    gençler bilmez

  • 26. kahvenin yanında iyi giden şeyler

    soda.. biri önermişti o günden beri içiyorum. biri pek yok gibi var gibi de yok gibi ama soda kahvemin yanında hep var.

  • 27. 87'li hatunlar

    yaşlanmamasının tek kriterinin evlilik olduğunu düşünen yazarlara kendilerini hatırlatan hatunlardır. manyak mısınız arkadaşlar? hayatımızın geri kalanı için cami ile çeşme de yaptıralım bence malum yaş 30 bir gözümüz toprağa bakıyor

  • 28. geri dönenlere 300 koyun ve maaş

    ailem büyük dededen beri hayvancılık yapar. babam da bi 20 senelik memuriyetten sonra hayvancılık yapıyor şu an küçük çapta da olsa. daha önce çiftlikbank için yazdığım şurada dursun; (bkz: #72916649)

    bakan bey iyi demiş güzel demiş de öyle bi demiş ki sanki 300 koyunu bedava veriyor. bakın biz 2010 senesinde de yine bu adamlar sıfır faizli hayvan verirken vatandaşa o zaman 30 hayvan aldık. yine ipotekler falan filan neyse gel zaman git zaman sene 2018 oldu bizim 11 hayvanımız hiç gelmedi. bununla ilgili dava açtık bilmem ne falan filan ortalama 11 hayvan+11 hayvan buzağısı+11 hayvanın süt geliri ile toplam 150 bin lira bi meblağ zarar ettik. mahkeme bize ne verdi? taşak geçer gibi 40 bin lira. ne oldu 110 bin lira bize kaçtı.

    buraya da yazayım devlet sağamayacağı eşeği ahırına sokmaz arkadaşlar. bu böyle biline. devlet daha doğrusu devlet demeyeyim de ak parti hükümeti avantası yoksa yaralı parmağa işemez köylü için.

    dönelim tekrar 300 koyun mevzusuna, 300 koyun demiş de bu 300 koyuna tek kişi bakamaz asla. öyle bi insan yok. 300 koyunun otlayabileceği mera yok zaten. onu geç düşünsene aynı köyden 10 kişinin 300 koyun aldığını? 3000 koyunun olmayan meraya salındığını? ot yok ki hayvan yesin. ne yapacak bu insanlar? yem alacak. yem dediğin şey benzin gibi. haftada bir zam geliyor. bunun dışında diyor ki bakanımız tanesini 700 liradan satıp senede 210 bin lira kazanacakmışız hem de veteriner hizmeti de devlettenmiş.

    yani kimse kusura bakmasın da sayın fakıbaba ya aç kalmamış hiç ya da hayatında koyun gütmemiş. bi hayvanı 700 lira sattığında sana %100 kar bırakmıyor. bu hayvanın yemesi içmesi, çobanı, yemi, otu, samanı, yoncası, slajı, küspesi bunlar hep maliyet.

    kaldı ki koyunun en para ettiği dönem kurban bayramı dönemidir. onun haricinde bakan beyin dediği gibi 700 liraya satamazsın bi hayvanı. neden? çünkü bu işi bi tek sen yapmayacaksın. az önceki verdiğim örnekte aynı köyden 10 kişi 300 koyun alsa 3000 koyun yapar. yarısı satsa 1500 koyun piyasaya çıkmış olur. bu da koyun enflasyonu demektir. normalde 700 liraya giden koyunu 300 liraya satamazsın.

    öyle büyük şehirlerdeki gibi bi ortam yok köylerde. ha dersen ben bakıp ben kesip yerim haftada 1 koyun kabul. o ayrı.

    şimdi bi de diyor ya veterinerlik hizmetlerini biz sağlayacağız falan. o işin aslı astarı nasıl biliyor musunuz abiler? devlet der ki 300 koyunu sigorta yapacaksın. sigortayı yapan kim? tarsim. tarsim kim peki? tarım, hayvancılık ve gıda bakanlığının sigorta şirketi. yani bi anlamda devlet sana 300 koyun veriyor, sen devlete borçlu oluyorsun, ayrıca devletin sana verdiği koyunlar için de sigorta primi ödüyorsun ki bunlar küçük meblalar değil. koyun başına 100 lira olsa 30.000 lira sadece yıllık sigorta giderin olacak. ne oldu sayın bakanın dediği 210 bin lira 180 bine düştü.

    kaldı ki tarsim öyle garabet bi kurum ki hayvanın doğuştan ana rahminden gelen hastalığı kendi gönderdiği ekspertiz veteriner raporuna rağmen bunu sizin hatanız olarak değerlendiriyor ve size 5 kuruş para ödemiyor hayvanınız ölse bile. bunun yanında gelen veteriner zaten ne kadar etik davranıyor bilemiyorsun muhakkak bi yemek bilmem ne bi şey ısmarlıyorsun adamın gönlünü hoş tutmak için ki paşamızın keyfi gelsin de rapor yazsın falan. biz çok yaşadık yani bunları.

    daha da uzun uzun yazardım da üşendim şu an. kısacası devletin sözüyle köye dönüp 300 koyun alacak adam varsa ipotek ettiği ne varsa gözden çıkarmış olsun. zira devlet alacağı paraya bakar senin malın para ediyor mu etmiyor mu bu onu enterese etmez.

    bunlardan önce yapılması gereken asıl şey; yerli tohum projesi olmalı. olmalı ki yeme bağımlılık azalsın, hayvanlar doğal beslensin ve etleri leziz olsun. öyle ağzına atınca saman gibi et hissetme eti. et aroması gelsin ağzındayken. hem de üreticinin maliyeti azalsın da tabi zor dostum zor.

  • 29. 6 şubat 2018 spacex falcon heavy testi

    hedeflenen fırlatma zamanı için "1:30 pm et" demiş, spacex twitter'da.

    türkiye kış saati ile akşam 9:30.

    yeri gelmişken: bizim saatlerimizi neden iran sınırından geçen meridyene göre ayarladığımızı çözebilen var mı? elalem roket fırlatıyor; bizdeyse adamın biri saat ayarını bozdu, iki yıldır düzeltemiyoruz.

  • 30. denizli'de balon satan teyze

    bu teyzeye 73 yaşında balon sattıran, bu soğukta dışarıda olmak zorunda bırakan sistemin, sosyal devletin suratına sıçayım ben. eğer ailesinde eli ekmek tutan bir yetişkin varsa onun da suratına sıçayım.
    tanım: eli öpülesi onurlu gururlu teyzemiz. allah benim ömrümden alıp sana versin teyze

  • 31. kürtçe konuşamamam türk devletinin ayıbıdır

    "öğrenip ne yapacaksın!" diyen tip farkında ya da değil pkk'ya çalışıyor. biz buna halk arasında psikolojik harp diyoruz ve sen gerizekalı pkk'nın istediği gibi, "bak türkler bizi sevmiyor, bizi dışlıyorlar." algısına hizmet ediyorsun. belki bir kürt tereddüt içinde ve senin yazdığına bakıp son kararını veriyor. "haklılar lan, ben dağa çıkıyorum!" diyor belki. hadi sende fındık kadar beyin yok da bu sözlükte adam gibi birileri yok mu bu tür ifadelerde bulunanları anında uçursun. bu resmen pkk'nın değirmenine su taşımaktır.

  • 32. seren serengil'in yazacağı kitaba isim önerileri

    hasretinden prada'lar eskittim.

  • 33. game of thrones'un tek cümlelik özeti

    hepsini kitaplarıyla bitirmiş biri olarak:
    --- spoiler ---

    2. sezondaki karasu savaşında the hound'un askere haykırışı.. "kılıcı temiz ölenin cesedini sikerim!" unutamıyorum unutamayacağım
    --- spoiler ---

  • 34. duygusuz sevişemem kadını

    duygu'yu da çağıralım grup yapalım dediğim dediğim kadın. *

  • 35. danla bilic

    sayesinde sözlükte çok güzel bir sosyal deney görmüş olduk. bir insan takmadığı önemsemediği insana niye küfreder? soru sormuyoruz kampanyasıyla aslında daha çok soru sorulmasına neden olduğunu niye göremez? soru soranları niye ifşa eder? takmıyorsan sallamıyorsan entry girmezsin. benim futbol başlıklarına ilgimi çekmediği için bakmamam gibi senin de ilgini çekmez ve bakmazsın.

    ne yalan söyleyeyim ben kendisinden nefret edenlerle baş etme yöntemini takdir ettim. tüm linç girişimlerine rağmen hiçbir şey olmamış gibi soruları cevapladı gitti resmen, gözle görülür de bir linç olmadı.

  • 36. kısa boylu güzel kız

    eski sevgilim. hep boyunu sorun ederdi ama bence sahip olduğu eşsiz güzelliğin yanında kısa boy virgülden sonraki 5. basamak gibi kalır. şirinliği ve seksiliği aynı potada eritmiş ender kişilerdendi. dünyanın neresinde, kiminle ne yapıyorsan mutlu olmanı diliyor ve istiyorum miniğim.

  • 37. evlenmek için utanmadan tek taş isteyen kız

    almayınız beyler. bir kadın gerçekten karşınıza dikilip sizden tektaş istiyorsa ya da bunu ima ediyorsa, almayın ve oradan hızla uzaklaşın. orada saf mutluluk yok. orada yarış var. orada devamlı pazarlık var. orada hastalıklı bir durum var.

  • 38. doktor maaşı

    geçen bir hastam vardı hiç bisey anlamadim hastaligindan. inanmazsiniz hic bir fikrim yoktu yani napacagim hakkinda. ama coktandir biliyorum nasi davranacagimi nasi guleryuzle davraninca kral olundugunu. eleman zannetti ki muthis doktorum konuya hakimim. random bir kac muayene ve alakasiz sorulardan sonra anlastigim sirketten bi ilac yazdim yolladim sdfdf. simdi cevresine anlatio surada bi dr var super diye. o yuzden maasimi etkilemelerini net destekliyorum.

    not: dr degilim.

  • 39. 14'te 13 yap şampiyon ol

    beşiktaş'ın işleri neden hep hashtagler ile sloganlarla yürüyor ya?

    come to beşiktaş, efendi beşiktaş, ne olursan ol gel falan...

  • 40. avrupa yakasına geçince gelen huzur

    tarihi istanbul'un avrupa yakasında olduğu şüphesiz bir gerçektir de, bunun huzurla alakası nedir onu pek kavrayamadım. iki yakanın da kendine göre güzellikleri vardır, anadolu yakası bir nebze daha sakindir.

  • 41. meral akşener'in cumhurbaşkanı olacağı gerçeği

    hdpliler erdoğan'a verir meral akşener'e oy vermez.

  • 42. ttb ve tbb'den türk kelimesinin kaldırılması

    kurumlara doldurulan türk düşmanlarını temizlemek yerine türk adını kaldırmanın çözüm sanılmasıdır.

    türkiye'den türk adını kaldırmanın da ayak sesleri bunlar tabi.

    valiliklerden, kaymakamlıklardan da kaldırılması da böyleydi.

    yıllar önce oktay sinanoğlu bunu haber vermişti.

  • 43. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    aklı sikinde bir takım orospu evlatlarının işgal ettiği platforum & veritabanı her ne skmse.
    daha kolayı için (bkz: ekşi sözlük sikişecek insan veritabanı)

  • 44. zeytin dalı harekatı

    membiç'ten kalkan pkk konvoyu afrin'e varmış. esad yolu açmış, onlar da konvoy halinde geçmişler. bu konvoyu vurmayacaksan, vuramıyorsan çekil afrin'den. 1000 tane adam öldürdük diyorsunuz, belki 2000 tanesi afrin'e giriyor. üstelik elinde belki 100 tane manpads varsa şu anda 1000 olmuştur.

    ne yapılmaya çalışılıyor anlamıyorum. sen terör konvoyunu vurmuyorsun, sonra teröristleri temizleyeceğiz diyorsun.

    bu gidişle 2 senede bitmez bu operasyon. umarım başarıya ulaşır.

    edit: konvoy vurulmasın/vurulursa da tepki çeksin diye siville doldurulmuş. tabii ki tahmin edilen bir şeydi ancak böyle eli kolu bağlı durmak da sinir bozuyor.

  • 45. ülkemizde üretilebilen ürünü dışarıdan almayacağız

    zeytin ağaçlarını kestirip, zeytinyağı ithal ettiren,
    çiftçiliği bitirip, sebze meyve ithal ettiren,
    hayvancılığı bitirip, et ithal ettiren,
    ceviz ağaçlarını kestirip, abd'den ceviz ithal ettiren,
    hollanda bizi kıskanıyor deyip, akp belediyesine lale ithal ettiren,

    kişilerin bunu söylemesi gayet doğal.
    birkaç fakir inansa ülkemiz %10 büyüdü der geçeriz.
    zaten bütün dünya türkiye'yi kıskanıyor.

    (bkz: yersen)

  • 46. 4 şubat 2018 emre belözoğlu'nun hakeme küfretmesi

    ırkçı ve yandaş futbol fahişesinin her zamanki hareketlerinden biridir.
    tabi ki cezasız kalacaktır.

    beşiktaş'a özel kural çıkarılıp caner'e 6 maç ceza veren fenerasyon, hukukta geriye yürümezlik ilkesini bile ihlal etti.
    tarihte görülmemiş bir kepazelikti.

  • 47. 8/5 çalışmak vs 9/6 çalışmak

    8/6 çalışan ne yapsın vicdansızlar

  • 48. çukur (dizi)

    yazmıyayım diyorum ama son olarak şu tespitimi umarım dizinin senaristleri okur:

    --- spoiler ---

    yahu emmi kaç yıllık can dostu paşanın, idristen sakladığı bir sır olduğunu öğreniyor, üstüne üstlük bunun idrisin başka bir kadından olan çocuğu sırrını öğreniyor ve paşa çukuru terkederken yok terazi bilme ne diyip paşa ile birlikte gidiyor. ulan insan orda hiç mi sormaz ne çocuğu ne sırrı siz neden bahsediyorsunuz diye. gerçekten bu kadar basit olmamalıydı.
    --- spoiler ---

  • 49. cahil aileler tespit edilip kısırlaştırılmalı

    nazileşmek istemem ama neredeyse katılacağım.
    cahil insana tahammülsüzüm evet.
    çünkü bu devirde, bilgiye erişmek bu kadar kolayken, bütün dünyaya sınırsız erişim varken, bilgiye kendini kapatıp ölü taklidi yapan insanlara katlanamıyorum.
    meydan larousse çağında değiliz.
    aptal aptal dudağını büzüp, anlamından bile bir haber olduğun zafer işaretini yapıp, filtrelerle kendini süsleyip, makyaj uygulamalarıyla görünümünü tamamlayıp o fotoğrafları paylaşana kadar iki kelime okusan daha az katlanılmaz olacaksın diye suratına çarpmak istediğim insanlar var.

    bu konu ile ilgili en sinir bozucu şey de çoğalmaları.
    sen, ben gibi insanlar "aman dengimizi bulalım" diye bir tarafımızı yırtarken, bunlar su değmiş gremlin gibi çoğalıyor.
    sinirleniyorum, nefret değil bu.
    bütün kötülüklerin anası cehalet çünkü.
    cahil olduğun için her şeyi bildiğini zannedip, bildiğini okuyorsun.
    cahil olduğun için hastalıklı prensesler, aslan parçası prensler yetiştiriyorsun.
    cahil olduğun için sorumluluk sahibi olmayan bireyleri topluma salıyorsun.
    örnek olduğun çocuk o yüzden daha 8 yaşındayken "ne okiycam ben yea" diyor.
    cahil olduğun için, tıpkı seni, beni, bizi yönetenler gibi emeğe, akla, zekaya kıymet vermiyorsun.
    bu yüzden yan gelip yatayım ama biri de bana maaş versin ya da en kötü pirincimi getirsin diyorsun.
    yine bu yüzden üretmiyorsun.
    üzerine de yine tıpkı tepemizdekiler gibi üreteni "gerizekalı" sanıyorsun, çünkü bir tek sen akıllısın. çünkü aldatmayı, kandırmayı bir halt sanıp bununla övünecek kadar beyinsizsin de.

    sonra patır patır doğurup sokağa salıyorsun o çocukları.
    aferin ama söz de dinliyorsun, en az üç dedi ikiletmeden doğurdun bravo.
    daha çocuk nedir, nasıl bakılır, nasıl gelişir, ne zaman neye ihtiyacı vardır bilmeden onu da leş sosyal medyanda kullandığın bir aksesuar sanıyorsun.
    zannediyorsun ki o minnacık yavruyu kucağından indirmezsen sevgi dolu olacak.
    zannediyorsun ki -hani bir kere gördün ya instagrammer annelerden baby led weaning diye bir şey var- o çocuk elleriyle yiyip ortalığı batırdığında her şey oldu bitti. bunun da videosunu çektin mi tamam. modern annesin, bilinçlisin.
    dur daha erkeği var bunun.
    her bir şeyde olduğu gibi ağır abi olduğunda hayatın mükemmel olacak değil mi?
    ağır abi olarak kızı aldın (!), ağır abi olarak doğurttun (!), ağır abi olarak da sevgisiz kendin gibi bir öküz yaratma konusunda başarılısın.
    çocuğunu sevmek senin için sadece evine bir misafir geldiğinde göstermelik bir kere kucağına almaktan ibaret.
    kadın değil mi? gece ağladığında o çocuğa kalkıp bakacak değil mi?
    çünkü kendi kendini dölledi o kadın.
    aman dokunma çocuğuna, şımarık olur de, yüz verme tamam mı?
    sonra kızın baba sevgisinden yoksun büyüyüp hayatı öyle bir şey sansın, oğlun da senin gibi bir başka öküz olarak topluma salınsın. sonra bunlarla biz uğraşalım.

    bravo çok başarılısınız.
    ama bir yandan helal de olsun.
    öyle pembeli, mavili, balonlu, outfit uyumlu iki fotoğraf ile mükemmel aile tablosu oluyorsunuz.

    lütfen ya, lütfen.. hadi cahil geldin, cahil gidiyorsun. ama madem bir cana hayat veriyorsun, madem onu sevdiğini iddia ediyorsun. azıcık oku, ölmezsin, lütfen.

    bu halinle katlanılmazsın çünkü.