Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 10 aralık 2017 kayserispor beşiktaş maçı

    kayseri lütfen 10 kişi olmanıza rağmen atağa çıkın topu kaptırın şunlara da gol atsınlar yoksa bütün hafta mağdur olup kafa ütüleyecekler.etmeyin şunları mağdur kardeşim ya.

  • 2. 44. altın kelebek ödül töreni

    şu koskoca türkiye'de amerikanyalı fırlama hareketlerin sadece tek bir erkeğe tarkan'a yakıştığını tekrardan gördüğümüz organizasyon. çıkarken yaptığı bir iki mimik bile bunu kanıtlıyor. gram çiğlik, eğretilik yok. bir justin timberlake falan çıkarma hakkımız varmış 50 senede. o da tarkan işte. türünün tek örneği. helal olsun.

  • 3. 10 aralık 2017 beşiktaş'a verilen penaltı

    https://twitter.com/…lere/status/939907658374631426

    umut'un ayak topa vurmak üzere çıkmış yerinden. hamle başlamış. cenk'i görmüyor bile.

    cenk ayağını araya koyuyor ve fizik kuralı olarak umut ona vurmuş oluyor.

    ne olacaktı? umut'un ayağı casper'a mı dönüşecekti?

    penaltı falan değil.

    edit: kurallar bu tarz pozisyonlarin penalti oldugunu soyluyormus eyw. bana haksiz geliyor ama diyecek bir sey yok.fakat verilmeyen maclar da cok.

  • 4. adana'da türktelekom bayine sıçan kadın

    ulan oturmuşum isveçte nobel ödül törenini izliyorum 2 dk sözlüğe bakayım dedim gördüğüm manzaraya bak.

  • 5. sabiha gökçen'de uçağa rötar yaptıran yolcular

    9 aralik 2017 sabiha gokcen uluslararasi havalimani'ndan kalkan tk7434 sefer sayili istanbul ucagina rotar yaptiran ninjalardir

    abicim tamam en musluman sizsiniz falan da siz bu sartlar alinta seferi sayilirsiniz. birakin sov yapmayi.

    (bkz: çarşaflı kadının ninja kültürünü çağrıştırması)

    onemli edit: baslik veya icerigi herhangi bir nefret soylemi icermemekle birlikte sadece bir benzetmedir. bakiniz ninja. eksi sozluk fikirlerin rahatca paylasilabilecegi bir platformdur, begenmeyen kapar hesabini gider ahaber izler.

  • 6. manuş baba

    d&r'da dolaşırken bir şarkı çalıyordu. çok dikkatimi çekti. hoşuma gitti şarkı. sonra ben kitaplara bakmaya devam ederken bir sonraki şarkı başladı. onu da sevdim. sonra shazam'dan kim olduğunu buldum. manuş baba'ymış. ilk defa duymuştum bu ismi. sonra gidip cd'ler arasından buldum albümünü. kasaya yöneldim ödemeyi yaptım. benim son beş yıldır aldığım ilk müzik cd'siydi bu.

    şimdi ise sözlükte okuduklarımdan anladığım kadarıyla bu hareketi yapmadan önce bu adamın tipine, sonra doğum yerine, ırkına, siyasi düşüncesine, hangi inanca inandığına, hangi yemekleri sevmediğine falan da bakmam gerekiyormuş. bilemedim. affedin.

    edit: cd'nin devri geçti spotify kullanman lazım diye mesajlar geldi. aynı kafa işte. son model multimedia sistemi olan bir son model bir arabam yok. kendi halinde cd çaları olan orta yaşlı bir arabam var ve orada dinliyorum. yine yanlış yaptım.

  • 7. atm'de 2.5 dk kuralı

    cok basit kural karti takiyorsun ve islemin icin 2.5 dk kural tanimlaniyor.. bu sure icinde islemin yapilmadiysa kartin iade ediliyor ve 10 dk atm islemlerine kapatiliyor.. bence milliyetciligin tavan yaptigi toplumlara getirilmesi gereken kural..

  • 8. şenol güneş

    aman hocam sen sakın yeni bir şeyler düşünme. sakın,sikerler yoksa ne lazım.

    mesela q7 hep oynasın bizim geleceğimiz o, orkan kim 34 yaşına gelmiş artık oynasa ne olur. atiba’da ısrar et ayağı kopsa kesme, medel var ama o şili dördüncü liginden gelmiş kapalı kutu.

    çift forvete seksende dönmeni kınıyorum ama neden böyle bir risk aldık az daha bir puanı da alamayacaktık. şimdi gönül rahatlığıyla bir puanı götümüze sokabiliriz.

  • 9. türkiye'de doktorluk yapmanın çok kolay olması

    (bkz: acil servise yılda yüz milyon başvuru yapılması)
    bizlerin büyük hatalarından biri de hep kusuru başkalarında bulmak. tamam sistem hatalı olabilir, doktor yüzeysel bakmış - bakmak zorunda kalmış- olabilir e be kardeş hiç bizlerde hata yok mu?
    80 milyonluk ülkede yıllık 100 milyon acil başvurusu ne demektir allah aşkına?

  • 10. bitcoin

    nereye gideceğini, ne yapacağını bilmediğim psikolojik varlık.

    öte yandan, size gerçek hayattan bir tecrübemi anlatabilirim...

    sene 1999... aylardan aralık. vertical net adlı bir şirket o yıllarda benim daha yeni katıldığım necx adlı bir şirketi 105 milyon dolar karşılığı satın alıyor... ben o yıllarda bu şirketin info-tech bölümünde kod performansını geliştirme ve ölçeklenebilirliği yükseltme üzerine çalışıyorum. altımda mit'de phd yapmış insanlar filan çalışıyor. enteresan bir durum. gerçek zamanlı mesaj yönetimi için filan daha tibco yeni yeni piyasa yaparken, biz c++ ile sybase adaptörü yazıyoruz.

    vertical net ilginç bir şirket... döneminin google'ı, tesla'sı, amazon'u gibi bir yer.

    hatta o yıllarda amazon.com ceo'su jeff bezos'un sağ kolu joe galli, amazon'u bırakıp bize katılıyor... bu link üzerinde de necx'i görebilirsiniz.

    neyse, fazla detaya girmeyelim...

    vertical net bizi satın aldığında benim payıma da 25,000 hisse senedi opsiyonu düşüyor... opsiyon fiyatı sadece 1.00 dolar. 2000 senesinin mart ayında, yani biz satın alındıktan neredeyse 3 ay sonra hisse senedi 148 dolardan işlem görüyor.

    opsiyonlar 9 bin, 8 bin, 8 bin olmak üzere üç sene üzeriden vest edecek.

    ne hayaller, ne hayaller...

    hisse senedi 148 dolarda bile kalsa, üç sene içinde elime geçecek 4 milyon dolara yakın parayı düşünüyorum. bana maliyeti neredeyse sıfır.

    ama enteresan bir durum var...

    vertical net'in piyasa değeri 11 milyar doları zorlarken, elde ettiği senelik ciro sadece 100-120 milyon dolar civarında. veritcal net öyle bir hikaye anlatmış ki, wall street ve ortalama yatırımcı parayı bastıkça basmış.

    ortada ciro yok...

    bahsedilen strateji neredeyse hayal ürünü...

    piyasa değeri ile şirketin yarattığı değer arasında en ufak bir ilişki yok...

    ve...

    daha bizim birinci sene dolmadan hisse senedi fiyatının 1 doların altına düşüşünü izledik. büyük yatırımcı duruma uyanınca kabak orta ve küçük yatırımcının başına patladı. büyük yatırımcı çok çabuk bir şekilde yön değiştirdi.

    şirket de battı tabii...

    ben de bir kaç kez isim değiştiren bu şirketin 2010 senesinde yeniden satılışına ortaklık ettim.

    bitcoin'e gelecek olursak...

    bence bu zamanında vertical net hissesi almaktan bile daha büyük bir kumar :) neden çıktığını, neden düştüğünü kimse anlamıyor, anladığını söyleyen de ne söylediğinin farkında bile değil. üstelik bu "pazarda" henüz kurumsal oyuncu yok.

    ama geliyorlar...

    kimler mi geliyor?

    short poziyoncular geliyor... yine de net konuşmamak lazım, ama abd'deki yüksek ölçekli yatırımcılar yarından itibaren piyasaya sunulacak finansal enstrümanlar ile futures üzerinden short pozisyon almak için adeta kara-cuma sırasında birbirlerini eziyorlar. buna bir de stop-loss mekanizması eklenirse değmeyin keyiflerine.

    demem o ki, bitcoin'in çöküşüne para yatıracak olan insanlar, bunun yükselişinden kazanılan paradan daha yüksek paralar kazanabilir. zaten geçmişi regüle edilmediğinden, kimin eli kimin cebinde bir süre belli de olmayacak. şu anda deli gibi fiyatı yukarı iteleyen aktiviteler, müthiş bir short stratejisi için altyapı olabilir.

    bilemiyoruz.

    zaten o yüzden bu tip kumarlara da girmiyoruz.

    yatırım tavsiyesi değil, sadece bir gözlemler bütünü bu.

    blackjack'ten çok paralar kazanan insan da var. hatta bir kere vegas'ta makinadan yüzbinlerce dolar kazanan bir teyze görmüştüm.

    çok mutluydu.

  • 11. türklerin mükemmeliyetçi olduğu tek konu

    düğün ve dernek işleridir. evliliğin kendisine düğündeki pasta kadar önem vermezler.

  • 12. beşiktaşlı kadın taraftarın formasının çıkarılması

    soruna cevap veriyorum fanatik kardeşim, galatasaray-akhisarspor maçında beşiktaş formasının işi şu:

    kocası koyu galatasaray taraftarı olan bir kadın eşiyle kanlı-canlı bir futbol maçı izlemek için bilet alıyor ve turk telekom stadyumuna gidiyor. kadın beşiktaşlı olduğu için de beşiktaş forması giyiyor. futbolun bir savaş olmadığını düşünen romantik bir çift bu çift. ve adına taraftarlık denilen ve suni şekilde yaratılmış farklılıkları bir kenara bırakıp ezeli rakiplerin (bak rakip dedim, düşman değil) taraftarlarının birbirlerinin maçlarını izleyebileceklerini düşünüyor.

    çok da güzel bir görüntü veriyorlar. futbolun aslında sadece ve sadece bir spor olduğunu, fanatizmin bir hastalık olduğunu, rakip takımı tutuyor diye ana-avrat küfür ettiğin insanların eşin, anan, baban, çocuğun olabileceğini gösteriyorlar. bak diyorlar, biz aslında aynıyız diyorlar.

    sen buna provokasyon diyorsun, ben buna olması gereken diyorum. bir kadın rakip takım forması giydi diye provoke olacak kadar zayıf bir karaktere sahipsen bu senin sorunun. şifa dilerim.

    bu kadına zorla formasının çıkartılması türkiye'de hakim durumda olan maganda kültürünün doğal bir sonucudur.

  • 13. ekşi itiraf

    sözlüğün mobil uygulamasını kullanmıyordum ama merak da ediyordum en sonunda bugün indirdim. hemen mini bir stalk yaptım. insanları ama özellikle kadınları dış görünüşleri üzerinden aşağılayan 3 - 5 yazar vardı aklımda. ilk iş onları arattım, hepsinin yok ama birkaç tanesinin profil fotoğrafı vardı, baktım. bakmaz olaydım. şok oldum sözlük.

    o ne tip? o nasıl bir özgüven? ikisi aynı bedende ne alaka?
    siz ayna diye brad pitt - hugh jackman fotolarına mı bakıyorsunuz be abicim?
    şahsen göz ve izan sahibi biri olarak, benim buna getirebileceğim başka bir açıklamam yok çünkü.

    eskiden de buna benzer düşünüyordum ama artık çok eminim sözlük. gerçek hayatta istedikleri kadar değer görmeyen, silik insanlar ekşide birer bengal kaplanına dönüşüyorlar. bu da ekşi sözlüğün en büyük gerçeği bence.

  • 14. 15 milyar ümmetin tek umudu 80 milyon türk askeri

    filistin'e yerleşdirilmek isteyen yurdum çomarının hazırladığı göz dolduran pankart:

    https://i.hizliresim.com/qjz1ad.jpg

    7 milyarlık dünyada 15 milyar müslüman bulan bu türkiye kanserlerinin, memlekette 80 milyon asker olduğunu sanması da oldukça umut verici.

    facetime'dan savaş yöneten başkomutanın ümmetindeki entelektüel seviye de bu kadar olur zaten. bizim memleket de rize fakat, gazi paşa zamanında keşke birkaç kilometre daha batı taraflara bir iki top fırlatsa imiş.

  • 15. 1975 yılında konya stadyumu'nda çekilen fotoğraf

    medeniyeti etek boyuyla ölçmek yasak.
    imanı etek boyuyla ölçmek serbest.

  • 16. trump'ın erdoğan'a gönderdiği mektup

    trump’ın haklı endişesinin kulağımda çın çın çınladığı mektup.

    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz
    ihraç ettiğimiz ürünlere muadil yerli ürünler üretiyor ticari dengemizi alt- üst ediyorsunuz

  • 17. cenk tosun

    olum sizde hiç mi vicdan yok lan?

    topa umut'tan önce ayağını uzatıyor mu ? evet

    umut'un topa hamlesi cenk'in ayağına tekmeye dönüşüyor mu ? evet

    ne cins onun bunun çocuğusunuz lan siz.

  • 18. geceye bir sıkıntı bırak

    cocugum hasta. yedigi ictigi (cubuk kraker ve su) herseyi kustu. kolunda serum bir hastane odasinda yatiyor. ben de basinda bekliyorum. allah kimseyi evladiyla sinamasin. cocuklar hasta olmasin.

  • 19. dinlerin zararlı olduğunu söyleyen insan

    öf salak saçma "avrupa islami bilim adamlarından bilimi öğrendi. islami bilim adamları da allahtan ilham aldılar" gerzek postu.

    islami bilim adamları antik yunan kitaplarından ilham almış olmasın? 600 senesinde çemberlitaş sütunu dikileli 300 sene oluyordu. siktir biraz yunanlıların romalıların bilime katkılarını, geometriyi oku. 600 senesi öyle ilkel çağların başlangıcı çağ değil. islam da tarihi boyunca eekeklerin harem fantazisi hariç hiçbir derde deva olmuş değil.

    biraz da modernizmi sindirin amk önemli olan icat etmek değil kullanmak değerini bilmek. senin islami dindaşların hala abuk subuk konuları tartışıyor. yarın gelip almanya bizden "imam eriği makinesi patenti" ni alacak değil.

    islami ergen salak. yeter amk ülkede konuşulan tek şey islam oldu. siktirin dininizi evinizde kendi kendinize yaşayın amk. yeter.

  • 20. google drive'ın fotoğrafları taraması

    üst edit: arkadaşlar 05.01.2015 yılından beri drive'a para ödüyorum. o tarih, 2. taşınabilir hddmin de bozulması nedeniyle canıma tak eden ve dosya kayıplarımı telafi etmek üzere drive'a dosya yüklediğim ilk tarih. ödediğim para da aylık 5,79 tl. lütfen "bedava, ücretsiz kullanıyorsun bir de üstüne şikayet mi ediyorsun, ne bekliyordun, ücretsizse ürün sensin" gibi mesajlar atmayın. "5,79 ödüyormuşsun o paraya bu kadar gizlilik" diye de atmayın; ücreti belirleyen google benim suçum yok :) . 28 lira ödediğim de oldu 3 aylık bir dönem; fiyatla değişen bir şey olmuyor.

    --

    uzun bir süredir kullandığım drive hesabımda biraz önce keşfettiğim korkunç durum.

    bir bankadaki hesabıma bakmak için internet şubesine girdim. üzerinden yıllar geçmiş; şifremi falan hatırlamıyorum. eskiden tuttuğum, içerisinde kart bilgilerimin, şifrelerimin, hesaplarımın olduğu bir dosyam vardı belki o duruyordur diye drive arama kısmına "banka adı"nı yazıp arama yaptım.

    sonuçlar:
    foto 1
    foto2

    tabi bundan sonra başka kelimeleri de aradım:

    deneme 1 kelime: ekşi
    deneme 2 kelime: dram
    deneme 3 kelime: gittim
    deneme 4 kelime: vay amk

    bakın, benim kendi gözümle dahi zor seçebildiğim yerlerden; whatsapp konuşmalarımdan, türkçe karakterler dahi olmadan eşleşen kelimelerden, alınan ss'lerden dahi her türlü kelimeyi seçip sonuçları çıkarabiliyor.

    normal şartlarda pdf, doc vb uzantılı yazılı dökümanlar taranıyor ona eyvallah ancak fotoğrafların içerikleri dahil olmak üzere yapılan aramalarda sonuç çıkarmasıyla ben ilk defa karşılaştım.

    "cia-fbi-nsa beni izliyor, eyvah ne olacak" derdinde değilim; fotoğraflardaki ayrıntılara dahi bir şekilde ulaşılabiliyor ve bu hem kişisel gizlilik adına hem de ileriye dönük olarak güvenlik vb. bir çok şey adına oldukça korkunç bir durum.

    bir süredir google'ın telefonlar aracılığıyla dinleme yaptığı; yazıp çizmesek de bir şekilde konuştuklarımızla internette karşılaşıldığından bahsediliyordu. bir başka mesele de içerikleri taramakmış demek.

    drive hesabımda en az 60gb'lık fotoğraf var. videolar, dosyalar bilmem neler; %90'ını hatırlamıyorum bile. şükür yine abes bir şeyler yok; kul-köle edecek şeyler yok ama fotoğraftaki yazılara dahi ulaşılması oldukça rahatsız edici.

    big google is watching us.

    not: bu entry uykusuz bir şekilde, açık tek gözle yazılmıştır; edit hakkı saklıdır.

    edit:

    1- kullandığım drive hizmetini "ücretsiz" olarak kullanmıyorum. "bir şey ücretsiz veriliyorsa ürün sizsiniz" blabla kısmı uygun bir yorum değil: faturalar

    2- gizlilik sözleşmelerini tekraren okudum; verilerin kullanımı drive alanı için "kişiselleştirilmiş kullanım" olarak geçerli. yani bunlar reklam olarak, proje olarak, fikir olarak vb. şekilde kullanılmıyor. google'ın taahhüdü "gizlilik, koruma, saklama" olarak söz konusu. dökümanların taranması mümkün. kaldı ki yukarıda da bahsettim, yazılı dökümanlar için herhangi bir sorun yok; şifreli olanlar zaten taranamıyor. benim dosyam da şifreliydi, dolayısıyla google bunu içerik olarak tarayamıyor. aynı zamanda fotoğrafların da telefonlardaki konum, senkronize işlemleri ve benzer diğer şeyler dışında taranması mümkün değil. bunlar google'ın fotoğrafların kişiselleştirilmesine yönelik olarak uygulaması "fotoğraflar" üzerinden yüklenen dosyaların, yüz tanıması yoluyla ayrı ayrı dosyalanması şeklinde kategorize edilebiliyor. apple'ın fotoğraflar uygulamasında yaptığı gibi. google tüm yüklenen dosyalar üzerindeki mülkiyeti kabul etmekle birlikte bunların hiçbir şekilde pazarlanma amacıyla kullanılamayacağını da taahhüt altına almış bulunmakta.

    3- google fotoğraflar uygulamasını kullanmıyorum; bilgisayarım ve telefonumla herhangi bir şekilde senkronize değil. android bir telefonu hiç kullanmadım. tüm gizlilik ayarlarım drive'ı ilk satın aldığımdan beri en uygun şekilde düzenlenmiş halde. çünkü paranoya olarak değil, gizliliğe verdiğim önem sebebiyle tüm ayarlarımı en kapalı şekilde uygulamıştım; kontrol ettim, hepsi de aynen öyle. bunun yanında, çift koruma-anahtar girişler vb. her türlü ek şifreleme de söz konusu. fotoğraflar uygulaması

    4- içeriklerimde başımı belaya sokacak hiçbir şey yok. "cia peşimde" tribinde de değilim. hatta vaktini ayıran kişi de gayet keyif alır anılar silsilesinden. drive'ın bu şekilde çalışması hoşa gittiği, işe yaradığı kadar da rahatsız edici. yukarıdaki 3. fotoğraf gayet eski, okuması dahi zor ancak google bunu dahi algılayabiliyor. whatsapp'ın neler yapabildiğini düşünmek dahi istemiyorum şuan.

    google sözleşmelerine dair çeşitli linkler:

    drive hizmet şartları
    drive hizmet şartları 2
    google hizmet şartları
    google gizlilik politikası

  • 21. 10 aralık 2017 sözlük'te örtülüye hakaret rezaleti

    (bkz: hoşt, it oğlu it)

    maaşının hakkını veren bir ak köpeğin zorlamasyonu. furkan denen döl artığının atatürk'e sübyancı dediği entry'leri fav'larken böyle olmuyordu ama. koyduğumun davarı.

  • 22. netanyahu'nun tayyip erdoğan'a verdiği cevap

    rizelileri, ofluları filistin'e göndersin, oyum akp'ye.

  • 23. ana bacı küfür eden çocuk youtuber

    anne babalara çocuk yapma ehliyeti verilsin derken espri yapmıyorduk. bakın çocuk ne güzel ifade etmiş kendini. ben olmadım diyor, beni yapamadılar diyor.

    çocuk yetiştirmek saksıda çiçek beslemeye benzemiyor. pazar kahvaltılarında arkadaşlarıyla ortak konu olsun diye doğurmuşlar sanki. anne babalar bilinçsiz. devletin sosyal politikaları zaten yetersiz. yaşanması yeterince zor bir ülkede yaşıyoruz. böyle çocuklara ihtiyacımız yok.

  • 24. isminden dolayı hastaya bakmayı reddeden doktor

    zayıf bir senaryo. devlet hastanesi olsa hadi neyse de özel hastanede ismi çayan değil, dhkpc bile olsa bakılırdı o çocuğa.
    sol, özgür gündem, akit gibi gazetelerin var oluş amacı hiçbir zaman haber/gazete/cilik olmadı, olmayacak da. en iyi yaptıkları şey yalan dolan ve propaganda.
    inşallah bu da o kara propagandalarındandır. aksini düşünmek bile midemi bulandırıyor açıkçası.

  • 25. 10 aralık 2017 burak yılmaz'ın kaza yapması

    (bkz: arabayla kendini yere atmak)

  • 26. 9 aralık 2017 galatasaray akhisar belediye maçı

    biz yeni bir takimiz, takim olarak yasadigimiz her sey bizim icin ilk, o yüzden 2-0'dan macin dönmesi cok güzel, 4-2 bitecek bir mac en güzel senaryo ile bitti, eger 4-0 öne gecsek ve 2 gol yesek tudor istifa denirdi, bu sekilde takim, takim olma yolunda bir adim atti.

    maca gelirsek türkiye'de eski oyuncularindan en fazla gol yiyen acik ara tek büyük takimiz muhtemelen, olcan'in gol atacagina adim gibi emindim, muslera'ya hatali deyince milleti linc etmeyeceksin demek ki sayin renkdaslarim, kabak gibi hatali gol yedi, ben tudor'un yerinde olsam carrasco'yu oynatirim, muslera'nin kafa macta degil, memur gibi su an muhtemelen yeni cocugu oldu akli esinde ve cocugunda, bunlar olabilir.

    ilk yarida fernando bjk macindan sonraki en kötü oyununu oynadi, 2. yari toparladi ama ilk maclardaki fernando degildi.

    denayer cok ciddi gelisim gösteriyor, formayi hakediyor, haftaya kendisi oynamali ilk 11'de.

    ndiaye 15 haftadir her hafta yazdigim gibi dengesiz ve guvenilmez bir oyuncu, selcuk inan'a güvenirim ndiaye'ye yine güvenmem, teknik olmayip 5 kisi arasina gözgöre göre giren adamda mental sikinti vardir, 3-2 iken sirf seyirciden tezahurat almak icin yardirdikca yardirdi. ben hoca olsam ilk 11'de oynatmam. bu mac icin söylemiyorum adam 2 asist yapmis, genel olarak konusuyorum.

    gomis cok efendi ve bu efendilik daha cok basini agritacak, sacma sapan bi sekilde haksiz kart gördü ve gikini cikarmadan oyundan cikti, bir de gidip mac sonu rakip oyuncu ile konusmus, futbolcu musun fransa atese misin be gomisim. milleti korkut azicik, bize gol sevincindeki gibi gomis lazim, hulusi kentmen gibi davranma.

    belhanda mac boyu kayipti sonlara dogru acildi zaten seyirci baskisiyla acilmak zorunda kaldi, üstünde baski varken oynayamiyor, baski yokken gayet sahane, sanssizligi takimin sampiyonluktan baska secenegi olmamasi, eger bjk gibi 2 sene üstüste sampiyon olsaydik belhanda baskiyi cok hissetmez quaresma ve babel gibi rahat kafayla istedigi zaman oynardi ama her mac iyi oynamak zorunda ve yedegi de yok.

    serdar aziz, gayet iyi mücadele ediyor, hirsli, semih kaya kadar acemi degil, bireysel hatalari da azaldi, yaptigi her hata fazla icten oynamasindan dolayi, bir ara bülent korkmaz da böyleydi, rambo gibi her topa girer, 90. dakikada topu ayagindan kacirir gol yedirirdi, takim icinde maicon ile uyuma en yakin adam o ve yedegi de yok.

    garry rodrigues kesinlikle ic sahada ilk 11'de baslamali, pozisyon geregi seyirciye en yakin adam onun mac basinda yapacagi iki depar seyirciyi de havaya sokar, bugun biraz tutuktu ama isleyen tek kanadimiz da oydu, mümkünse bir daha da frikik atma abicim.

    feghouli macin en iyi oyuncusuydu, 2. yari 10 numara pozisyonunda 10 numara oynadi, üstelik yaninda yasin ve belhanda gibi iki gamsiz ile oynamak zorunda kaldi, benim icin maci alan adamdir, karakterli bir oyuncu oldugu icin yenilgilerden sonra sazi eline aldi, bu yönden oldukca sevindim, insallah devami gelecek. bana göre maci 1 gol 1 asist ile bitirdi.

    maicon, 15 hafta oldu ama kredin var, ben altipasa düsen hicbir top icin defansi suclamam isterse rövesata ile kendi kalesine atsin degismez.
    takimda en güvendigim adamdir, bu sene sampiyon olacaksak bizi sampiyon yapacak 3 oyuncudan biri maicon'dur.

    hakem akhisarliyi dogru, gomis'i bok yoluna atti, son pozisyonu oynatarak dogru yapti ama feghouli topu disari vursa dönüp penaltiyi verir miydi bence vermezdi.

    mustafa yumlu kazandigin para haram zehir zikkim olsun.

  • 27. tavuk döner semti

    sıhhiye köprüsünün altıdır.

    tüm türkiye tavuk dönere doyabilir sanırım.

    semt olarak sıhhiye de böylelikle bu gruba girer.

  • 28. yeni romanımın ismini ekşi ahalisi belirliyor

    intihar renginin ne hangi renk olduğunu bilmediğim için kararsız kaldığım anket. ayrıca tam bir yaz dizisi senaryosu kokusu alıyorum. işin ilginç yanı, yaz dizisi senaryosu kokusunu da bilmiyorum. ne de güzel çelişiyorum kendimle.

  • 29. okan buruk

    gelecekte insanlar bu vasıfsızın nasıl biri olduğunu belki hatırlamaz, o nedenle bu akşam yaşananları tarihe not düşelim:

    okan'ın bu akşamki olayı şu; maçta galatasaray ağırlığı koyup oyunu ele geçirince hem oyunu soğutmak hem de zaten yanlı olan hakemi iyice etkilemek için durduk yere abartılı agresif tavırlara girdi. olay çıkardı, onca uyarıya rağmen sakinleşmek yerine bağırdı çağırdı. sonra da hakem beni tribüne gönderdi diyip iyice mağdura yatmaya kalktı.

    yerli oyuncu ve antrenörlerin tipik şark kurnazlığı bu. 2-2'ye kadar oyuncularını yerlere yatırdı, maçın yarısı yerde yuvarlanan tipleri izlemekle geçti. sonra igor tudor gelip bunun elini kolunu hizaya sokunca da önce kameralardan kaçtı, sonra da çıkıp hocanın arkasından onursuzca hakaret etmeye başladı.

    lan kıçtan bacaklı, emre adlı karakter yoksunuyla bir olup 1 sezon boyunca sakat numarası yapan da sensin, emre'yi kıçına takıp galatasaray'a kuruş kazandırmadan defolup giden de sensin, inter'de bir bok olamayınca türkiye'ye kapak atmak için menemencilerin formasını giyen de sensin, galatasaray 6 sene üst üste şampiyon olacakken "o sezon" takımı sabote edip giden de sensin.

    o yüzden vasıftan, karakterden bahsetme galatasaraylılara. başkası bilmez ama biz çok iyi biliyoruz seni..

  • 30. hayvanları koruma kanununa değişim müjdesi

    adalet bakanı abdulhamit gül'ın dün verdiği müjde. bakan gül, "hayvanları korumaya ilişkin düzenlemelerde de son aşamaya geldik. kurumlarımızla birkaç aydır yaptığımız çalışmayı nihayete erdirmek üzereyiz. kurumlarımızın da son görüşünü aldıktan sonra bunu kamuoyuyla paylaşıp, meclis'e inşallah sevk edeceğiz. bu yapılan çalışmayla da hayvanları bir 'mal' olarak gören anlayıştan onları da bir 'can' olarak gören anlayışa dönüşecek şekilde bir düzenlemeyi yapacağız inşallah. çünkü 'yaratılanı severiz, yaradan'dan ötürü'. bunların hepsi bizlere emanettir. hayvanlar da insanlara emanettir. kötü muamele, işkence asla kabul edilemez.
    http://www.haberturk.tv/…oren-duzenlemeyi-yapacagiz

  • 31. işe giderken kullanmak istenilen araçlar

    ayak.

    yürüyerek işe gitmek mükemmel bir şey.

  • 32. öğretmenlerin sakal uzatması

    biz öyle insanlarız ki, kıllar burunla dudak arasında uzatılırsa sorun yok, örf, adet; yüzün geri kalan kısımlarında uzatılırsa serserilik, çirkinlik vb.
    gel de bu zihniyete kıl olma.

  • 33. aile arasında

    ekşi'de film o kadar övülmüştü ki, eşimle gidelim dedik cumartesi günü hafta içinden. dün sabah tam gideceğiz, yakınlarımızdan ikisi biz gittik hiç beğenmedik, çok kötü dediler. kafamda bir soru işareti oluştu. acaba pr çalışması falan mı yapıldı dedim sözlükte, tekrar döndüm baktım, halen aşırı olumlu yorumlar gelmeye devam ediyor. ben ekşiden yana yaptım tercihimi, öğle saatlerinde akşam için aldık biletleri 5 kişi.

    film başladı, başlar başlamaz daha ilk repliklerden güldürmeye başladı. konunun içine girince daha da eğlenmeye başladık. acaba ne zaman espriler komiklikler bitecek diyordum ki artık gülmekten yorulduğumu fark ettim.

    yıllardır başından sonuna içinde dolu dolu espriler olan başka bir film izlediğimi hatırlamıyorum. en son herhalde gora'da bu kadar çok gülmüşümdür dedim kendi kendime. hele ki canınız sıkkınsa, gülmeye falan yer arıyorsanız hiç durmayın hiç, ilk gidebileceğiniz seansa alın bileti. şener şen'deki hayal kırıklığından sonra bu film bana ilaç gibi geldi. türkiye'de de kaliteli işler yapılabiliyormuş dedim kendi kendime.

    gidin arkadaşım gidin. 7/10, 8/10 diyenlere de bakmayın. şahane bir film. gidin, gülün eğlenin.

  • 34. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    kadınlar yazmasın.
    derdi olanlar yazmasın.
    sevgilisi eşi bilmemnesi olanlar yazmasın.
    25-30 arası olmayanlar yazmasın.
    cahiller yazmasın.
    keşler yazmasın.
    leşler de yazmasın.
    egoistler hiç yazmasın.
    ingilizce bilmeyenler yazmasın.

    geriye insan kaldıysa yazabilir.
    25f.
    (yazık çaylaklar da favlıyolar garibim. favlayan çaylak ısırmazmış, az ötede favlayın)

  • 35. sinemada seyredilen ilk film

    (bkz: the lion king)

    ablam götürmüştü, ilkokuldaydım.

    film bittiğinde neye uğradığımı şaşırmıştım. aklım çıkmıştı.

    hala ablama nasıl teşekkür edeceğimi bilemem.

  • 36. kudüs'ü çocuk katili bir ülkeye teslim etmeyeceğiz

    bir sonraki sözünün "çocuklarınızı öldürtürken bize mi sordunuz," şeklinde olmamasını umduğum birinin açıklaması. ben bu kadar kıvrak bir siyasi anlayış görmedim.

    tanım: doğruluk bayrağının direğine tutunarak kıvrak açıklamalar yapan zat-ı muhteremin sözü.

    edit: netanyahu'dan cevap gelmiş. "kürt köylerini bombalayan birinden ahlak dersi alacak değilim". valla ne diyeyim, ben ikisine de hak verdim. yakalarına yapışan yolsuzluk iddiaları yüzünden etekleri tutuşmuş iki siyasetçinin it dalaşını izliyoruz. çekirdek isteyen?

  • 37. 10 aralık 2017 man. united man. city maçı

    saat 19:30’da başlayacak maçı michael oliver yönetecek.

    (bkz: gereksiz bilgiler)

  • 38. osmanlı'yı kendi evlatları bizim için yıkacak

    atatürk bu zihniyete sahip vatan hainlerine zamanında öyle bir sokmuş ki hala dizi mizi çevirtip çıkarmaya çalışıyorlar.
    atatürk’ün tek hatası sizin gibi soysuzların babalarının soyunu kurutmamasıdır.

  • 39. berberin aylık kazancı

    format bilmemene mi yanayım hesap bilmemene mi yanayım bilemedim suser kardeşim.
    günde 60 kişi her biriyle 15 dakika uğraşsa 15 saat eder. 15 dakikada saç tıraşı eden varsa zaten helal olsun o parayı kazansın.

  • 40. igor tudor

    (sözüm yalnız bir kişiye değil, genel olarak "igor tudor sevmeyen" tanımına uyan arkadaşlarıma.)

    birisinin görüşlerini kabul etmediğin zaman, görüşlerini reddettiğin kişi "futbol cahili" olmuyor, önce onu kabul edelim "igor tudor sevmeyen" arkadaşım. aynı mantıkla ben de seni "futbol cahili" ilan edebilirim, zira ben de senin görüşlerini kabul etmiyorum. nitekim geçmişte öyle cahilce laflar etmişliğim var, "bunu düşünmeyen futbol bilmiyordur" gibi saçma sapan entry'lerime rastlayabilirsiniz. nihayetinde hepimiz düşüncelerini geliştirmeye kabil insanlarız.

    neyse. bir "igor tudor seven" arkadaşım yukarıda yazmış: karakter her şeyden önce gelir, bilgi ve tecrübe karakterin üzerine inşa edilir. bu adamın stadyumdan "black box thinking" kitabıyla çıktığını görüyoruz. (muhtemelen reklamvari bir hareket, ama yine de bu kitabı okuduğunu bize gösteren bir hareket. hadi okumadı diyelim, ileride "sen bu kitabı okumadın mı len kel" demememiz için hatalarından ders çıkarmayı bir şekilde öğrenir.)

    üzerine bu adamın maç çevirme becerisi olduğunu görüyoruz. evet, şimdilik nadiren kullanabildiği bir beceri, ama bursaspor ve akhisarspor maçları güzel iki örnek oldu. ileride aynı şeyi derbilerde de yapabileceğini umuyorum.

    derbilere gelince: "derbiler geçicidir, şampiyonluklar kalıcıdır" mantığı doğru ama bizim yanlış mantığımıza ters. ben de kudur kudur kudurdum fenerbahçe, trabzonspor, başakşehir ve beşiktaş maçlarında. ama iki şeyi unutmamak lazım:

    1. üçüncü ayını yeni dolduran bir takımdan bahsediyoruz. tudora ekstra yarım sezon yazsak bile, geçen sezonla aynı takımı yönetmediğini görelim artık bi' zahmet. bu sezon ilk 11'lerimizin minimum 8'i geçen sezondan farklı oyuncular, hele ilk haftalarda 10 farklı ilk 11 oyuncumuz vardı.

    2. "tudor derbi kazanamıyor" lafı, "kendini gerçekleştiren kehanet" sözünün "eş anlamlılar sözlüğü"ndeki karşılığı oldu. evet galatasaray'ı çok aşırı seven salak arkadaşım, şeytan'ın çıkardığı "tudor derbi kazanamıyor" lafını bu sezon yepyeni bir takımın beynine beynine işleyen şeytan bile değil, sensin. takımdaki özgüvensizliğin kaynağı, kendimi de katarak söylüyorum, en ufak bir yol sarsıntısında otobüs giderken şoförü değiştirmeye çalışan galatasaray taraftarıdır. ("bunu göremeyen futbol cahilidir" de diyeyim mi?)

    ben galatasaray teknik direktörlerini övmeyi çok severim, ekşi sözlük'te futbol yazdığım dönemde mancini'yi de övdüm, hamzaoğlu'nu da övdüm, riekerink'i de övdüm. (denizli kırmızı çizgimdi, onu övmedim. prandelli'yi komple görmezden gelmişim.) bu övgüler sezon sırasındaydı. eleştireceğim zaman (hep buradan olmasa da) sezon sonunda eleştirmeyi tercih ettim. çünkü mantıklı olan da bu: hamzaoğlu'nun 3 kupa kazandığı dönem dışında, son yıllarda sezon arasında teknik direktör değiştirip başarı sağladığımız bir sezon söyler misiniz lütfen?

    mancini bu takımın başında kalması gereken en önemli teknik adamımızdı. riekerink de sabır gösterilmesi gereken bir diğer hocamızdı, iyi gidiyordu. tudor da aynı şekilde (şeytan ne derse desin, tüpçü ne yaparsa yapsın) iyi gidiyor. sezon arasına lider girme ihtimalimiz yüksek, tudor fantazi yapmazsa kesin bile diyebiliriz. önümüzdeki 10 maç da cidden pek az zorlanacağımız maçlar. fatih terim'e "anadolu takımlarını yenmesi önemli değil yeeaa" demiyorsak, zidane için "bana ne alaves'i, leganes'i yenmesinden? barcelona'yı eze eze yenmedikçe zidane büyük hoca değildir" demedilerse (dememişlerdir yav) tudor'un kazandığı lig maçlarını da küçümsemeyin. yemin ederim her hafta ligin en zayıf takımını tayin eden (sonra onlara yenilen) efendi taraftarlarla aynı dili konuşuyormuşsunuz gibi oluyor.

    mancini'yi elimizde tutamadık, tudor'un bu takımı oturtmasına müsaade edelim. benim sevdiğim bir çin atasözüyle bitiresim geldi:

    "bir ağaç dikmek için en iyi an 20 yıl önceydi. en iyi ikinci an da şimdi."

  • 41. kılıçdaroğlu sen bittin

    (bkz: sen bittin olm)
    (bkz: mevzu var knk)

  • 42. hayaletle ilişkiye giren kadın

    şimdi bu kadın sıyırmışta bu kadının hayaletlerle değil cinlerle birlikte olduğunu düşünenler normal mi?

    hadi hayalet cin vs var. bu varlıkları görüp korkmadan sevişebilen kadın normal mi?

    ben gerçi kadının sıyırdığını değil ama sığırları troll’leyerek hem eğlendiğini hem de ek bir gelir kapısı yarattığını düşünüyorum.

  • 43. iota

    better call jimmy isimli kuruş peşinde koşan adamlar yerine şükela butonundan "tümü" seçeneğine tıklayarak, referanssız açıklama yapmış adamların yazdıklarını okuyabilirsiniz.

    2017 yılındasınız ve artık google kullanmayı öğrenin. öğrenemediyseniz de sizin bilgisizliğinizi kullanan ve kuruş peşinde koşan adamlara prim vermemeyi öğrenin.

    kendinize gelin lan!

  • 44. 10 aralık 2017 istanbul yağmuru

    eğer evdeyseniz,

    o kadar güzel yağıyor ki dedirten yağmurdur. bu hava bana hep çocukluğumu ve kaybettiklerimi hatırlatır. neden bilmiyorum.

  • 45. avm'leri sevmeme nedenleri

    - acayip saçma kalabalık
    - avm de çalan müzik dışında her mağazada ayrı çalan müziklerin sesi
    - hep bir uğultu olması
    - yemek katındaki iğrenç koku karmaşıklığı
    - kapalı ortam ve yapay ışık
    - çok fazla uyaran olmasından dolayı gelen başağrısı
    - saatlerce ayakta kalkma zorunluluğu
    - eldeki poşetlerin yarattığı ağırlık
    - sinema, starbucks gibi yerlerdeki gereksiz ergen kalabalığı
    - ara ara yükselen çocuk ve bebek ağlama sesleri
    - erkek tuvaletlerindeki susuz pisuvarın yarattığı berbat koku

    yazarken dahi avm ye karşı olan nefretim bir kere daha arttı yemin ederim.

  • 46. kayserispor

    hakemi de yenen bu güzel takım ve hocasını tebrik ediyorum.

  • 47. ankara'yı sevebilecek kadar yoklukta olmak

    ben sehirlerin ruhlari olduguna inaniyorum. ornegin istanbul, yillarca osmanli'nin baskentligini yapmis, buram buram yuzlerce yillik tarih kokan ama barindirdigi kalabalik sebebiyle bir o kadar da kaotiktir bence. izmir iyonya'dan bugune uzanan felsefenin bilimin ilk zamanlarina taniklik etmis yuzyillarca birbirinden cok farkli kulturlerin tek bir cati altina dostca yasadigi mutlu, neseli fakat bir o kadar da tembeldir.

    ankara ise;

    ankara cumhuriyettir. su gun uzerinde yasanan ankara sehrinin temelleri cumhuriyetle atilmistir. baskent olmasi sebebiyle turkiye cumhuriyeti siyasi tarihinin her bir anini icinde barindirir. cumhuriyet tarihimizin her acidan yasayan muzesidir ankara. burokrasinin merkezi olmasi ve guzel de soguk yapmasiyla cokca matliklari vardir ortusunde. fakat altinda gorebilene rengarenk dunyasini sunar bu sehir. bir kere gelip de bu solene katilan kisiler, ankara'dan cok zor ayrilir.

  • 48. beşiktaş

    adamlar puan kaybettikleri her anadolu maçı sonrası aynı şeyleri geveliyorlar;

    "anadolu takımları futbolun katili"
    " yerden kalkmıyorlar"
    " hep kapanıyorlar"

    halbuki, aynı takımlar galatasaray'a açık oynarken, beşiktaş'a kapanıyorlar. çünkü takımına göre taktik belirliyorlar. beşiktaş'ın taktiğini artık 6 yaşındaki çocuklar bile biliyor; ver quaresma'ya o da bir çalım atıp ortalasın içeri; cenk, talisca felan ortaya vurup gol yapsın.

    haliyle bu yavan taktiğe karşı önlem alan takımlar beşiktaş'ı rahatlıkla kitleyebiliyor. senin taktiğin kolayca önlem alınabilir bir taktikse, bunun sorununu rakiplerde değil, alternatif üretmeyen hocanda ve hep aynı şeyleri deneyen oyuncularında ara.

  • 49. bir erkeği adam edip başkasına kaptırmak

    adam etmek nedir ya? nasıl bir söz yani gerçekten hangi kafayla açıyorsunuz böyle başlıkları tepkim hiç bitmeyecek..
    şöyle bir laf vardır bilmem daha önce duydunuz mu?

    “terbiye edeceğin insanla evlenme, terbiyeli insanla evlen”

    kıstasın bu olacak, bu olmalı..
    yoksa değiştirmeye çalıştığın insan değişince seni ne yapsın gider başkasına.