Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 28 ekim 2017 aytemiz alanyaspor beşiktaş maçı

    göztepe deplasmanında 3-1 geriden gelip 3-3 yapan, trabzon'u deplasmanda 3-0'dan 4-3 yenen alanyaspor için "bi daha bu kadar iyi oynamaz şerefsizler" denilen maç.
    haftada bir sadece kendi takımının maçını izleyince böyle gerizekalılık vuku buluyor bünyede işte.

    alanyaspor hep hücum düşünen, atan yiyen, izlemesi çok keyifli bir takım.
    misal bu takımın 10 numarası emre akbaba 4 gol 3 asistle oynuyor.
    sizin süper yıldızların istatistikleri nedir hacı?

    bi takımı "şerefsiz" ilan etmeden önce, futbolsever olarak oturun birkaç maç izleyin haftada lan.

  • 2. yazarların ilk izledikleri yabancı dizi

    lost

  • 3. 28 ekim 2017 melih gökçek'in konuşması

    23 seneden beri belediye başkanı ve hala cümlelerine "biz geldiğimizde...." diyerek başlayabiliyor.ulan siz geldiğinizde tek kanal vardı renkli tv yoktu neden bahsediyosun sen?

  • 4. alvaro negredo sanchez

    ilk golünü 10 dakika içinde atacaktır.

  • 5. melih gökçek

    dünya tarihi böyle bir istifa sürecinden geçti mi hiç gerçekten merak ediyorum. melih değil zannedersin istifa melih ediyor.

  • 6. yunus günçe ile dalga geçen sözlük şairleri ifşası

    (bkz: yunus günçe sen misin)

    bu işsizliği başka türlü açıklayamıyorum.

  • 7. ahmet kaya

    bizi zaman yenecek
    ve anılar kalacak.

    iyiki doğdun gözüm.

  • 8. sürekli yaz saati uygulamasının 2018'de bitmesi

    deneme yanılma yöntemiyle ülke idare etmeye çalışan çapsızların son icraati.

    nasıl olsa deneyip de patlattıkları işlerden asla sorumlu tutulmuyorlar.

  • 9. 27 ekim 2017 show tv kalp atışı dizisi rezaleti

    öncelikle annenize geçmiş olsun.

    anlamlandıramadığım “bu dizi ile insanların beynlerine sokulanlar”

    pokemon izleyip balkondan atlayan çocuk haberi vardı hatırlarsanız.
    kamu spotu : olur da aileleriniz kurgulanan senaryolardan etkilenecekse lütfen ebeveynlerinizi uyarınız.

    türkiye’ deki medya malum, en kritik zamanlarımızda kendi ülkemize ait haberleri ulusal basından öğrenen hatta en kritik anlarda toplum olarak endişe duyarken sosyal medyanın yasaklandığı bir ülkedeyiz.

    yani televizyon işimize yarayan bir medya aracı değil.

    halihazırda türk dizilerinde saniyede değişen senaryolar var iken arkadaşım neden hasta bir insana tıp, hastalar, ameliyatlar konularını ele alan bir dizi izletilir?
    başlığı açan kişiden başka herkes kanala ya da dizinin senaryosuna takmış durumda?
    bakın başlığı açan arkadaş duygusal hareket etmiş ve yine herkes birbirine çatacak yer arıyor.

    arkadaşım yapacağın şey basitti, izletmeyecektin.
    ya da izletip izletip burda ağlamayacaktın.
    (hayırdır diziyi kötüleyince reyting mi azalacak)

    ayrıca diğer entrylerde de diziye ve kanala takanlar var, dikkatli okursanız yazar senaryoyu beğenmemiş.
    başlığı açan suser için senaryoyu değiştirtelim sayın yönetmenimiz.

    ki annesi yoldaya da herhangi bir yerde kendi hastalığı ile birebir aynı olan başka bir hasta görebilir, daha sonra aynı hastanın öldüğünü de duyabilir.
    her vücut aynı olacak diye bir kaide yok.
    başlığı açan kişinin annesinin iyileşip ameliyatına gerek de kalmayabilir.
    annesi bir haberde de beğenmediği senaryodan daha vasat ve kendi hastalığı ile aynı durumu içeren gerçek bir olay da görebilir.

    senaryoların kurgudan ibaret olduğunu başlığı açana izah edelim (se nar yo)

    the walking deadin reklamını bile yayınlamasınlar, çocuklar korkabilir - gibilerinden örnekler çoğaltılabilir.
    duyarlı olanlar için lösev’ e, kelebek çocukhastalarına ve tüm kanser hastalarına bağış önerilerinde bulunuyorum. bazen küçücük bir meblada yardım bile burada başkalarına sataşmaktan çok daha işe yarıyor.

    her neyse..
    aklıma da gelmişken
    kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar

    tanım: “annem hastayken anneme izletmemem gereken dizi ” ya da kalp atışı sayfasına yazılması gereken senaryoya ait subjektif düşünceler içeren yazar beyanı.

  • 10. sözlük yazarlarının rumuzlarının hikayeleri

    antakya da soğuk,sisli bir kış gecesi.tarih 24 ocak 2008.lise son sınıfım,devlet yurdunda kalıyorum.malum gariban adamız elimizde 2 misli iddaa kupon,cepte tek dal sigaramız.eğer her şey yolunda giderse 25 ocak sabahına 24 lira ile uyanacağım.gecenin ilk saatlerin de 2 ingiliz ve 1 alman kupa maçım başlayacak.etüt de bile maçlarda aklım.vakit geçirmek için karikatürler çiziyor,olduk olmadık şeylerin hayalini kuruyorum.etüt bitti zili çalar çalmaz odamın bulunduğu koridora attığımı hatırlıyorum kendimi.koştum.odama girdim.defter ve kalemi kıyafet dolabımın üzerine fırlattım.odanın güney penceresine bakan kısmında bitkin bir şekilde yaşamı sorgulayan paslanmış kalorifer peteğini gözüme kestirdim.kenarda duran masadan bir sandalye çekerek yanına sokuldum.sevgisiyle,sıcaklığıyla kucakladı beni,annem gibiydi.bir süre sessizce bekledik.artık vakit gelmişti.maç kadroları girilmiş,sahadan forumunda hareketlilik başlamış.
    cebimde duran samsung e 250 marka cep telefonumu çıkardım.kızağını sanatsal,kıvrak bir parmak hareketiyle yukarı doğru kaydırdım.ve beklemeye başladım.
    10,25,40,65,83,90+4..
    2 saatlik bir sürenin ardında her şey yolunda ilerlemiş,kuponum bir rönesans dönemi heykeli gibi tüm haşmetiyle gözler önündeydi.4 de 3 ü tamamdı artık.geriye tek maç kalmıştı,villarrreal-barcelona..
    oysa hiç yapmazdım böyle bir şey ama o gün yapmıştım.sebebini bilmediğim bir cesaret örneği göstererek maç sonucu için beraberlik seçeneğini göze almıştım.pişmanlık yavaşça boy göstermeye başlamış olsa da artık yapacak bir sey kalmamıştı.bekleyecektim..
    öyle de oldu,bekledim.saat de çoktan 22 nin sonlarına yaklaşmıştı zaten.küçük bir umut kıvılcımı ve kaloriferin gösterdiği anne şefkati ile birlikte vücudum ısınmaya başlamıştı.ve artık zamanı geldi,saat 23..
    bir anda ayağa fırladım.koridordan alabildigine hızlı adımlarla merdivene doğru ilerledim.basamakları 4 er 5 er atladım,serengeti düzlüklerinde oradan oraya koşturan ceylanlar gibi.sebebi son anda maçın kanal a tarafından canlı yayınlanacağını öğrenmemdi.
    zemin kata inerek televizyonun bulunduğu salondan içeri girdim.salon buz gibiydi,kimsecikler yoktu haliyle.kim benim kadar aptaldı ki?
    ön sıradan bir koltuğa oturup kavradığım kumanda ile kanal a yı aramaya başladım.bulduğumda maçın henüz 9. dakikası oynanıyordu ve seyre daldım.
    20,34,48,67,79,88..
    zaman öylesine yavaş ilerliyordu ki,özel göreliliğin ne demek olduğunu artık daha iyi anlıyordum.tv nin sesini kıstım ve dayanamayıp gözlerimi kapadım..
    açtığımda kamera xavi'nin surat ifadesi üzerindeydi ve herhangi bir mutluluk belirtisi yoktu.tanrım,olabilir miydi?
    evet.3 saniye sonra spikerin dudaklarından şu ifadeler süzülecekti.
    ''evet sevgili seyirciler,el madrigal de maç 0-0 sona eriyor''
    evet,yanlış duymadınız.
    el madrigal de maç 0-0 sona eriyor..

    benim hikayem de budur işte.belki o 24 liranın taşıdığı hayati değerden belki de başka bir sebepten bilemiyorum.ama öylesine önemli ve güzeldi ki,hala unutamıyorum..

    edit:imla

  • 11. türk insanının vücudunun yatkın olduğu spor

    (bkz: ea sports)

    tını geym.

  • 12. 32 bin karton bardakla yapılan atatürk haritası

    32 bin karton bardakla yapılan atatürk'lü türkiye haritasıdır. çok da iyi çok da güzel olmuştur. ted kolejine tebrikler.

    video 1
    video 2

  • 13. ayla

    4-5 sene oncesi kadardi. suleyman amca birsekilde yonlendirilip ofise gelmis ve patrondan ayla’yi bulmak icin yardim istemisti. konuyu detaylandirirken aglamisti. nerden nereye... basarili film. seyircisi bol yolu acik olsun.

  • 14. artık başbakanlığa daktilo atılmıyor

    daktilo değil yazar kasadır.

    dolar 1,20 tl iken ecevit'in önüne yazar kasa fırlatıldığı halde, şimdi 4 tl sınırına gelmiş kimsede tık yok. millet tamamen sindirildiği içindir. böyle bir eylem olsa sonucu bellidir. ayrıca yazar kasa çok pahalı olduğu için kimse atmak istemez.

  • 15. 150 bin tl ile kendi işini kurmak

    eksik verilerin tamamlanması halinde yorum yapılabilecek durumdur. öncelikle aylık bazda kâr beklentiniz nedir?
    iş kurmak çok geniş bir tanım, emtia mı satacaksınız, hizmet mi üreteceksiniz, veya imalat mı yapacaksınız, al-sat mı yapacaksınız.
    hangi sektörde tecrübeniz var, nelere yatkınsınız, gibi birçok kriter var bilinmesi gereken.
    bu veriler olmadan, önerilecek iş, bitcoin alın demekten öteye geçemeyecektir.

  • 16. beyaz show

    isemeli sicmali basliklari okuduktan sonra cok sevmeme ragmen beyaz a ayni gozle bakamadigim programdir.
    ulan eger bu bir camursa gercekten attilar ve izi kaldi.
    edit: imla

  • 17. istanbul'u dubai gibi güzel bir şehir yapacağız

    oğlum hadi google'a yazıp aramak zor geldi ulan adamın verdiği kaynağa tıklasanız yazmıycaksınız şu entryleri. gerçekten türkiye'de çomar tayfaya yukardan bakan elitist geçinen kesiminde bir bok olmadığı ortaya çıktı bence. her iki kesimde de aklı başında olan ve olmayan insanlar var bolca. muhalifin dibiyim ama utandım şu konuyu görünce ne yalan söyliyim. chp camileri ahıra çevirmiş, camide içki içmişler, kabataşta deri elbiseli adamlar türbanlı bacımın üstüne işemişler yalanlarına inananlardan ne farkınız kaldı ki şimdi?

    yalan haber.

  • 18. brezilya kalçası olmadı diye dava açan kız

    neresi komik anlamadim.

    yahu plastik cerrahin isi bu. hic mi niptuck izlemediniz? musteri her zaman haklidir. kadin birsey istemis, parasini vermis, doktor soz verdigi isi cikaramamis, elbette kadin sikayet edecek?

    uc kurusluk pizza icin destan gibi sayfalarca entry giren adamlar, 20 bin lira+ ameliyat riskine girmis kizla dalga geciyor. akil fikir....

  • 19. yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi

    işsizlik.

  • 20. türk kahvesinin yanına en çok yakışan şey

    (bkz: gözlerin)

    şaka şaka, tabii ki çifte kavrulmuş fıstıklı lokum.

  • 21. 15 temmuz'un şifresi kennedy suikastinde gizli

    ben acikcasi 15 temmuzla ilgili olarak abraham lincoln'den supheleniyorum. tipsiz pezemenk, kesin bir parmagi vardir.

  • 22. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü

    seksi ve kinci

  • 23. ekşi itiraf

    beni üzmeyin ya... sigaram yok. alkolüm yok. üzülünce yapacak hiçbir şeyim olmuyor. oturup etrafı izliyor geçmesini bekliyorum.

  • 24. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    yıllardır tek şart rahat olmak diyen elemana benim babafingonun fotoğrafını atıcam birazdan. şartı yerine getirdiğimi görsün.

  • 25. bir anda çocukluğa götüren terimler

    (bkz: obeb okek)

  • 26. starbucks'ta kahve içerken kitap okumak

    insanların, hele kitap okumayan insanların, buna neden takıldığını bir türlü anlayamadığım eylem.

    okuma alışkanlığı olan herkes çantasında bir adet kitapla dolaşır. arkadaşını bekleyecektir, evde sıkılmıştır, yav canı istemiştir. adam/kadın kitap okuyor kahvesini içerken, buna bile laf işitiyor.

    "piyasa" yapmak için kitapla takılan insanı çözmek için oturduğu yerin starbucks olup olmaması da mühim değil zaten. okuduğu kitabın kapağına göz ucuyla bakmak yeterli.

  • 27. şekerin kansere yol açtığı iddiasının çürütülmesi

    şeker vücutta var olan kanser hücrelerini de besleyip onların artmasına sebep olabilir. yoksa direkt olarak kimse 'şeker kanser yapar' demiyor. ayrıca rafine şeker bağırsaklardaki zararlı patojenlerin çoğalmasına sebep olur bu da bizde fayda sağlayan probiyotiklerin ölümüne sebep olur. probiyotikler azalırsa bağırsak geçirgenliği artar var ve vücudumuza daha fazla alerjen ve patojen giriş yapar. hal böyle olunca vücudun bağışıklık sistemi daha çok yorulur ve zamanla işlevini tam yerine getiremez. zayıf bir bağışıklık da kanser hücrelerinin artmasına ve kanser olmana sebep olur. o yüzden ekmek yerine haşlanmış patates yiyin.

  • 28. türkiye'deki eğitim sisteminin ana sorunu

    milli eğitim bakanın öğretmenlik geçmişi olmayışı ... o yüzden senin geçmişini ...

  • 29. öğretmen performans değerlendirme sistemi

    bu uygulamaya göre eğitim yönetimi ve denetimi yüksek lisans programı son derece gereksizdir. denetimi yapabilecek seviyede olabilmek için 4 yıl lisans, iki yıl yüksek lisans sürecinden geçmiş olacağına, çocuk sahibi olduğun anda bu akademik külliyata hakim oluyorsun demek ki.

  • 30. şenol güneş

    negredo'nun kendisine mesaj verdiği teknik direktör.

    umarım almıştır.

  • 31. araba satın almıyoruz aldırmıyoruz kampanyası

    götü boklu araçlara 70000, 2.el'ine 55000 istenilen bir ülkede artık toplu olarak direnç göstermenin zamanı gelindiğinin ve tepkimizi hep birlikte göstermemiz gereken bir kampanya çeşidi. haziran ayına kadar ülkede araba satışları yüzde 30 düşsün sike sike fiyatları düşermek zorunda kalacaklar.bu ülkede araba satmaya mecbur kazıkçı çomarlarıda hizaya getiriyoruz.

    almanya'da, italya'da, fransa'da neredeyse tüm avrupa'da bizim götümüzden terler damlayarak 70000 tl verip aldığımız arabalar hurdada çöp araç olarak 1000 euro'dan satılıyor. artık uyanın be kardeşim.

  • 32. emre belözoğlu

    rakibe değil ,kendime orospu çocuğu dedim diyerek yırtabilecek karakterde bir futbolcudur.

  • 33. ölümün en iyi tanımı

    sadece bir oluş.
    yagmurun yagmasi, gunesin dogmasi, batmasi, hergun uyanmak, vs. gibi evrenin varligini surdurmesi sirasinda olan herhangibir rutin.
    insanoglunun dusunebildigi icin bazi olaylara anlam yuklemesi sonucu fazlaca kafa yordugu aslinda basit bir oluştur.
    peki neden buna kafa yorar?
    bir anlam yukleme geregi hissederde ondan. bir amaci olmali diye dusunur. ozel hisseder. kisisel olarak ozel hissederiz.
    insanoglunun 'handikapi' budur cunku, ozel hissetme. diger insanlar icinde bile kisisel olarak ozel hissederiz. etrafimizda yasanan kotu olaylarin bizim basimiza gelmeyecegini dusunuruz. birileri dogar, buyur, yaslanir ve olur. biz ise kendimizi dokunulmaz, farkli ve ozel hissederiz. bunlar bizim basimiza gelmeyecekmis gibi.
    oysa cok sayidaki diger insanlardan sadece biriyizdir. bizde olecegiz ve evren varligini surdurmeye devam edecek.
    kisisel dokunulmazligimizin, ozel oldugumuz varsayiminin ise kendi uydurdugumuz bir hikaye oldugunu sadece cok cok yakinlarimizdan birilerini kaybettigimizde fark ederiz. olum hicte bizi kayirmayacaktir.
    canli olmanin geregi olan, her canlinin kendine has var olma, gelisme ve yok olus safhalari sirayla basimiza geldiginde yada amansiz bir hastaliga yakalandigimizda ve olume cok yaklastigimizda, kisisel olarak ozel hissetmemizin kendi uydurdugumuz bir hikaye oldugunu gorecegiz hepsi bu.

  • 34. yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler

    (bkz: ima)
    varsa bir diyeceğiniz dümdük söyleyin. hem daha az zahmetli. valla bak!

  • 35. kız kankasına bedava hamallık yapan erkek

    adam gibi adam. çok efendi çocuktur. kızların en sevdiği kankalarından biridir.

    henüz kanka seviyesinde olsa da günün birinde kızlar onun değerini anlayıp aslında bunca zamandır nasıl onu farketmediklerini söyleyeceklerdir.*

    heh ne diyorduk. bu adam varya bu adam bu dört dörtlük bir cengaverdir. ev falan taşınacak olduğunda aranacak ilk adamların başında gelir. sabahtan akşama kadar beleşe yük indirir. ırgat gibi çalışmasının karşılığında akşam kankalarıyla birlikte film falan izleyeceğini zanneder halbuki bu kadar emeğinin karşılığında hakettiği ödül bir adet kayısılı meyve suyudur.

    akşam olunca binlerce teşekkürün ardından adamımız dolmuşa binmek üzere evinin yolunu tutarken, kankişlerinin evine siyahlar içinde, muhtemelen 7 gündür banyo yapmayan, ağzı yüzü küpemsi çöplerle delik deşik olmuş 2 adet metalci mahlukatın girdiğini görür.

    bu sahne karşısında yıkılan delikanlı, emeklerinin karşılığı sonucu bir adet meyve suyu almıştır. lakin bu bok püsür içindeki metalci insanımsı yaratıklar gecenin ilerleyen vakitlerinde mercimeği fırına vereceklerdir.

    adamımız bu duruma akıl sır erdiremez. nasıl olur diye sorar kendine. bütün eşyaları o taşımasına rağmen kankilerinin evine hiç eşya taşımadan giren leş piercingli untermensch mahlukatların nasıl olurda o kutsal eve girmeyi hak ettiğini anlayamamaktadır.

    boynu bükük bir şekilde evinin yolunu tutarken şöyle der delikanlı;

    - ulan bir gün gelecek bütün kızlar benim değerimi anlayacak. benim ne kadar efendi bir erkek olduğumu anlayacaklar. ben çok hatalar yaptım fakat geçmiş geçmişte diyecekler. işte o zaman kazanan taraf ben olacam.

    haksız değildir.

    gün gelecek kızlar onun değerini anlayacaklardır. takribi 35 yaşına gelip evlenecek keriz bulamadıklarında bizim salakla evleneceklerdir.

    35 yaşında falan..

    enkaz

    35 yaşında..

    devralmak

    35!!

  • 36. 100 bin lira para verip sunroof'suz araç almak

    (bkz: 100 bin lira para verip araç almak)

  • 37. iyi parti

    başkanlık sistemi geldi artık meclis seçimlerindeki yüzdelerin bir önemi yok diyen cahil cühela ekşi yazarları acaba hiç cumhurbaşkanlığı sistemi neymiş okumuş öğrenmiş midir diye merak etmekteyim.

    cumhurbaşkanlığı sistemi ülkenin başkanlık/cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yönetilmesini sağlamaktadır. fakat burada eklenmesi gereken bir durum var, mecliste çıkartılan yasa cb kararnamesinden üstündür. yanisi, akp çıkıp öyle kafasına göre torba torba yasa geçiremeyecek demektir. cb kararnamesi çıkartılan bir konuda meclis hemen bir yasa çıkartıp kararnamenin üzerini çizebilir. bu da demek oluyor ki cb olacak kişinin mecliste çoğunluğu yada ortağı olmaması yapabileceklerini olağanüstü sınırlayacaktır.

    ayrıca, ülkenin gidişatı gösteriyor ki ekonomik olarak bir dar boğazdayız, bu ekonomide ya 2019 öncesinde ya da cb seçiminden sonra bir bomba patlayacak. 2019 öncesinde patlayan bomba rte'nin başkan seçilmesini bir hayli zorlaştıracaktır ki bu da meral hanımın cb seçilmesine sebebiyet verir. diyelim ki 2019 a kadar ite kaka geldik, cb de rte seçildi, o zaman da önünde mecliste çoğunluğu yakalayamamış bir akp ile sınırlı manevralar olacaktır ve bu da iteklenen ekonomiyi eninde sonunda herkesin göreceği şekilde ortaya dökecektir. bir sonraki seçimde ekonomik krizin sorumlusu belli olacağı için yine bir cb değişikliği olacaktır.

    hepimiz isteriz sosyal demokrat bir cumhurbaşkanımız olsun, ülkede insan hakları teknoloji bilim sanat konuşmaktan başka bir konuya fırsat kalmasın ama malesef yaşadığımız ülkenin kumaşı belli. bundan olsa olsa fistan olur, o zaman en güzel fistanı dikmek için elimizden geleni yapmalıyız zira şuan götümüzde bir donumuz kaldı onun da çatalı görünüyor.

  • 38. lavabo çöktü doktor alt kata düştü

    şişli etfal’de ayaküstü sıçan teyze meğer haklıymış. tuvalet güvensiz diye koridora sıçmış.

  • 39. coşmuş bir ekonomimiz var

    akla bismarck'ın meşhur sözünü getirmiştir: "sosislerin ve siyasetin nasıl yapıldığını bilen, geceleri uyuyamaz."

  • 40. stranger things

    2. sezonu da ilk sezonu gibi bir solukta biten dizi.
    overrated diyenler damlamış geç kalmadan ağız tadıyla bir şeyi sevdirmiyorsunuz, keşke tüm yapımlar bu heyecan ile izlense de overrated olsa. altkültür sevdalıları.

  • 41. 27 ekim 2017 panathinaikos fenerbahçe doğuş maçı

    2017 - 2018 sezonunun euroleague şampiyonluğu favorisi olan takımın yunanistan'da oynadığı deplasman maçıdır.

    bu sene burada ağlayan fenerbahçeliler ve fenerbahçeli olmayıp da laf atmaya, dalga geçmeye çalışan tüm loserlar bana geçen seneyi hatırlatıyor. şu anda form tutmuş olsaydık bunun bize hiç getirisi olmayacaktı.

    bakın, tane tane anlatıyorum. bu futboldaki lig değil amk. normal sezonun hiçbir önemi yok. kendini bir şekilde playoff'a atsan yetiyor ki fenerbahçe'nin playoff'a kalıp kalamayacağı tartışma konusu değil zaten. şu anda geçen sene final four'da bıraktığı yerden devam eden, rakiplerinin içinden geçen, hiçbir rakibe şans tanımayan fenerbahçe'yi beklemenin bir manası yok zira bir sonraki final four'a 7 ay var aq. takım bu süreçte form tutacak. eksikler takıma geri dönecek (ki fit durumda olsalar takımın ana rotasyonunun çok önemli 2 parçasını olacağını bildiğimiz eksikler bunlar).

    rica ediyorum artık ağlamayı kesin ki, favorilerinden birisi olduğumuz bu turnuvada kupa kaldıracağımız zaman sevinecek yüzünüz olsun, boşu boşuna sene başında yazdıklarınızı hatırlayıp utanmayın.

    bunların hepsinden bağımsız olarak yazmam gereken son bir şey daha var: maç kaybettiğimiz yer oaka deplasmanı amına koyim. sanki normal sezon maçlarının hepsini kazanmamız gerekiyormuş gibi davranmaktan vazgeçin ve şu futbol seyircisi kimliğinizden arınıp basketbola ayak uydurun artık.

  • 42. kabataş olayı kurguydu ama iyi yönetilemedi

    bir itiraf
    demek iyi yönetilseydi binlerce masum insanın alnına yok yere kara bir leke sürülmüş olacaktı.

    bu nasıl bir vicdansızlıktır?
    bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür?
    bu nasıl bir ahlaksızlıktır?

    bu yalana destek verenleri unutma unutturma!

    (bkz: ismet berkan)
    (bkz: balçiçek ilter)
    (bkz: mehmet metiner)

    sizi sonsuza kadar hatırlayacağız. sonsuza kadar!

    edit: hatırlayacağız tabi. katırlamak da ne lan! (uyaran suserlere teşekkürler)

  • 43. katalonya değil katalunya

    hayir turkcesi katalonyadir. katalunya katalancadan giydirme. turkceye biz "catalonia" dan aldik. katalonya yazacaksiniz.

  • 44. benim davamda liderin talimatına uymak var

    bir melih gökçek sözü. istifa sebebinin nedeninin bu olduğunu açıkladı kendisi.

    1.5 milyon kişinin oyuyla belediye başkanı olan bir kişinin 1 kişinin isteğiyle bundan vazgeçiyor olması türkiye'nin şu anki durumunun özeti gibi adeta.

  • 45. yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz

    tbmm seçimleri yeni yapılmış, meclis yeni kurulmuş, sonuç mustafa kemal'in beklentisine en yakın biçimde alınmıştı.
    26 ekim 1923 akşamı gazi, kabineyi çankaya köşkü'nde toplantıya çağırdı.
    bu toplantıda başvekil fethi okyar'ın istifası karara bağlandı.

    27 ekim 1923 günü bu haber, gazete manşetlerinde yer alacaktı. ankara'da herkes bunun ne anlama geldiğini soruyordu birbirine.

    bu günden bir sonraki gece, 28 ekim gecesi, gazi'nin çankaya'da verdiği akşam yemeğine, atatürk'ün yakın çevresi iştirak ediyordu, yemeğe latife hanım da katıldı.
    latife hanım son derece heyecanlıydı.
    içi içine sığmıyordu.
    çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu.
    sevgili paşası niyetlerini önce eşine heyecan ve içtenlikle anlatmıştı. latife hanım bu sebeple birkaç kez mutfağa inmiş, yemeklerin o akşam yaşanacak olayların şanına yaraşır olmasına özen göstermişti. mustafa kemal, arkadaşalarına, yemekten sonra "anayasanın bazı maddeleri üzerinde çalışacağını" bildirmiş, yeni başkan adayı olduğu söylenen ismet paşa'yı da bu çalışmaya davet etmişti. ismet paşa pek tabii bu daveti bekliyordu.

    sofrada seçim heyecanı, seçim dedikoduları, yeni seçilenler, bu kez meclise giremeyenler hakkında konuşmalar sürüp giderken, mustafa kemal bıçağını eline aldı, doğruldu, derin bir nefes aldıktan sonra hafifçe tabağına vurarak: "efendiler" dedi ve mazhar müfit kansu'ya baktı...

    o bakış karşısında mazhar müfit kansu, gazi'nin ne diyeceğini anlamıştı hemen.
    zira atatürk o gece yapacağı konuşmasında bahsedeceği şeyi, 4 sene önce erzurum'da söylemiş ve not aldırmıştı mazhar müfit kansu'ya...
    o alınan notları bir tek gazi, mazhar müfit ve bir de gazi'nin özel kalem müdürü süreyya bey biliyordu.

    oysa o gece masada kimler yoktu ki;
    ismet inönü, kazım özalp, mazhar müfit, ruşen eşref, ali fethi okyar, fuat bey, kemalettin sami paşa ve diğerleri...

    işte şimdi sadece o 3 kişinin bildiği sırrı tüm dünyaya duyurma zamanı gelmişti.

    evet, gazi tabağına vurarak "efendiler" dedi.
    tekrar mazhar müfit kansu'ya bakarak konuşmasına devam etti.

    gazi konuşmaya başladığında çıt çıkmıyordu yemek salonunda. "efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!".

    kimseden çıt çıkmamaya devam ediyordu, ama herkeste bir şaşkınlık vardı.
    gazi, tek tek herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol ediyordu. şimdi sofradakiler yıldırım çarpmış gibi kalakalmıştı.

    neden sonra, beyinlerinde şok yaratan bu haberi alkışlamak birilerinin aklına geldi ve yemek odası bir anda sanki patladı.

    mustafa kemal uygun bir süre bekledikten sonra açıklamasını sürdürdü; "türkiye devleti'nin hükümet şekli cumhuriyet'tir.
    bunu anayasa'mıza yarınki meclis toplantısında koyduracağız. hazırlıklarımızı birkez daha gözden geçirmemiz lazım."

    evet, o gün o masada olan herkes mustafa kemal ile birlikte bir kez daha tarih yazmanın heyecan ve sevincini paylaşıyordu.
    bu anı hep birlikte kutladılar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar gülüp eğlendiler.
    bu kadarcık eğlence elbette onların en doğal haklarıydı gece biterken herkes yarının heyecanıyla uykusuz bir geceye doğru yelken açtılar. ve ertesi gün, türk milletinin tarihindeki o kutlu gün, bozkurt atatürk'ün en büyük hayali olan cumhuriyet devrimi ile birlikte bu tatlı gece sona eriyordu...

    cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.

    "yaşasın cumhuriyet..."

    ne mutlu türküm diyene...

    https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/…ecegiz/

  • 46. akp'lilerin davası nedir sorunsalı

    merak konusu, nasıl bir dava bu amk biri açıklasın?

    aklımdaki davalar şunlar:

    - her yere beton dökelim davası.
    - iç savaş çıkaracak kadar ülkeyi bölelim davası.
    - ülkeyi açlıktan köprü ve duble yol yiyecek duruma getirelim davası.
    - 2000 yılında 17. olan ekonomiyi her şeyi satıp aşağı düşürelim davası.
    - tsk’nın anasını sikelim davası.
    - ülkede liyakatı bitirelim davası.
    - cinayet işlemek ve tecavüzü suç olmaktan çıkaralım davası.
    - kendi elimizle terör örgütünü güçlendirip başkalarını hapse atalım davası.
    - ülkenin kurucu liderine saygısızlık yapalım çok büyük bir bokmuş gibi davası.
    - ülkenin eğitim sistemini skip cahil nesiller yetiştirelim davası.
    - her şeyi ithal edelim hiçbir şey üretilmeyelim davası.

    evet çok sevgili ak gençler, eminim siz de davanın ne olduğunu bilmiyorsunuz ama söz sizde. nedir bu dava, az aydınlatın (!) bizi.

  • 47. eski sevgilinin unutulmayan sözleri

    ‘hayatta en çok annemi severdim seni annemden de çok seviyorum’ dedi ve moldov bir kızla aldatarak terk etti. ne bir ses ne de yazı yoluyla bir iletişim. yeşil bir su yılanı gibi sessiz sessiz sürünerek gitti. moldova diye bir ülkede öldüğünü düşünüp panikle ailesini aradım onlar da telefonlarımı açmadı. sevgiyi bilmeyen sevgiye dair her yalanı söyler çünkü ucuzdur. bu başlık da sevgiyi pazarda satılan macun zannedenlerin saçma sapan sözleri ile dolu.

  • 48. thor ragnarok

    bilim kurgu filmine girip komedi filminden çıkaran enteresan film.

    (bkz: kavram karmaşası yaşayan genç)

    film bittikten sonra 2 adet post-credits scene var. film hakkında üç beş ıvır zıvır bilgi aşağıdadır. birtakım bilgiler spoiler içerebilir. ama öncelikle:

    * https://www.youtube.com/watch?v=plzk-xvvs68

    --- spoiler ---

    - arena sahnesinde thor'un hulk'u kastederek söylediği "a friend from work" cümlesi, filmin bu sahnesi çekilirken seti ziyaret eden "bir dilek tut" çocuğunun tavsiyesi olarak senaryoya eklenmiş.

    (bkz: make-a-wish foundation)

    - iskandinav mitolojisinde ragnarok kelimesinin anlamı "tanrıların alacakaranlığı" imiş. bu mitte evrenin ve insanoğlunun nihai yıkımından bahsedilirmiş. ve yine bu mite göre odin, thor, loki, heimdall, freyr, sol, tyr gibi önemli figürlerin yanı sıra; jotun, fenrir ve jörmungandr gibi yaratıklar da hakkın rahmetine kavuşmaktaymış.

    - filmin yapımcılarından biri olan kevin feige'ın açıklamasına göre bu film, 2018 yılında vizyona girmesi beklenen avengers infinity war filmi için önemli bir zemin hazırlamakta.

    - filmin fragmanında ve kendisinde duymuş olduğumuz şarkı özellikle seçilmiş çünkü şarkının sözlerinde iskandinav mitolojisine atıflar varmış.

    (bkz: immigrant song)
    (bkz: led zeppelin)

    - chris hemsworth rolü için, günlük aşağı yukarı 6000 kaloriden oluşan bir diyet ve haftanın 6-7 günü spor yapmış.

    - filmin yönetmeni taika waititi açıklamasına göre filmin referans noktası, 1986 yılında vizyona giren big trouble in little china filmi imiş.

    - cennet mahallesi'ndeki pembe'yi hatırlatan bir sıfat ile karşımıza çıkan cate blanchett'ın filmde olma sebebi çocuklarını memnun etme amaçlıymış; zira çocukları büyük marvel çizgi romanları hayranıymış.

    - film, thor ve the incredible hulk çizgi romanlarının ilk sayılarının çıkışının 55. yılında vizyona girmiş. öte yandan serilerin yaratıcılarından biri olan jack kirby'nin de yüzüncü doğum gününe tekabül ediyormuş.

    - cate hanım rolü için capoeira dersleri almış.

    - filmin yönetmeni taititi, chris beyin esprili yönünü bu filmde öne çıkarmak istemiş ve bunu da henüz ilk sahneden başarmış gözüküyor.

    - söylentiye göre thor serisinin son filmiymiş.

    - thor filmleri, marvel stüdyolarının her filmi ayrı yönetmenle çekilen tek serisiymiş.

    (bkz: kenneth branagh) ilk film
    (bkz: alan taylor) ikinci film
    (bkz: taika waititi) üçüncü film

    - filmin ilk fragmanı yayınlandıktan sonra 24 saat içinde dünya çapında 136 milyondan fazla seyredilmiş.

    - filmdeki korg karakterini, hani şu kaya parçalarından oluşan karakterini filmin yönetmeni t.waititi oynamış.

    - cate hanımın canlandırdığı hale karakteri, `marvel cinematic universe'ün ilk kadın kötüsüymüş.

    - filmin 4 erkek karakteri en az bir star trek filminde boy göstermiş. bunlar karl urban, chris hemsworth, idris elba ve benedict cumberbatch imiş.

    - filmdeki hela karakteri için charlize theron düşünülmüş.

    - iskandinav mitolojisinde ve marvel çizgi romanlarında loki, hela ile fenris wolf'un* babasıymış.

    - filmdeki odin karakterini canlandıran anthony hopkins, odin olarak dönmek istememiş ta ki senaryoyu okuyana kadar.

    --- spoiler ---

  • 49. herkesi ağlatan siyah pantolon hikayesi

    neden dalga geçildiğini biliyor musunuz? çünkü anne babalarımız biz etkilenmeyelim diye artık anlatmıyorlar. çocuklarının yanında kendi çocukluklarının fakirliğinden utanıyorlar. ben otuz yaşımda öğrendim babamın ulus lokantalarında bayat ekmekleri ineklere yedireceğiz diye toplayıp evde ıslatıp kendilerinin yediğini. dedemin 12 yaşında çıkrıkçılar yokuşundan sırtında buz çıkararak, şekercinin yanında işe giren kardeşini bazen ağzına şeker atar diye kıskanarak harçlık kazandığını. şekercinin yanında çalışan kardeşin ise aslında günlerce şekerciden eziyet görüp sırtına vurulan sopalar yüzünden çaktırmadan ağrılar içinde uyuduğunu.
    dalga geçiyorsunuz çünkü anlatmadılar, dalga geçiyorsunuz çünkü siz de onların ne şartlarda yaşadığını öğrenmekten korkuyorsunuz.

  • 50. 53 kadına hiv bulaştıran italyan erkeği

    11 yılda 53 kadın.
    53/11=4.81
    ayda 0.44 kadın ki 2.26 ayda yeni kadın.
    yabi 68 günde yeni partner.
    (bkz: mühendis kafası)

    italyan erkeği bu ise ona göre hesabınızı kitabınızı yapın yiğidolar.