Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. murat başoğlu

    birisi de tivitır'da malum fotoğrafı paylaşıp altına;
    "murat yeğenini sert bi dille uyarıyor beyler ne var bunda" yazmış, ona üç saat güldüm*

  • 2. meral akşener'in cumhurbaşkanlığına aday olması

    "emanet oydur, sağcı da olsanız solcu da olsanız kürtçü hdp'ye oy verin, tayyip insin de gerisini düşünürüz" diye zamanında parti parti dolaşıp dilencilik yapan ahlak yoksunu omurgasız hdp'li kürt milliyetçilerinin, "hdp'liler sırf tayyip gitsin diye meral akşener'e oy verir mi sizce" diye havladığı olay.

    kabile milliyetçiliği işte tam da budur. kendi etnik çıkarları söz konusu olunca altına yatmadığı ideoloji kalmazken, diktatör'ü indirecek güce sahip olan bir kadına sırf "türk" olduğu ve türkiye devleti sınırlarının bekasını düşündüğü için "kürtlerden oy alamaz" diyen mağara fareleri siktir olup gitsin.

    canlı bomba sevici orospu çocuklarının oyuna ihtiyacımız yok.

  • 3. 22 ağustos 2017 sevilla fc medipol başakşehir maçı

    basakşehir'e çok üzüldüm umarım uefa bizim parayı sabah 9'da yatırır...

  • 4. iş görüşmesinde bir odada yarım saat bekletilmek

    (bkz: cok yogunuz, ondan orospu cocuklugu hakkimiz)
    ridvan turk futbolu icin neyse ik tayfasi turk is hayati icin budur. irin, yara.
    bir boktan cakmazlar. karsilarina bilgili biri gelip itin gotune sokunca sus pus kalirlar.
    aradiklarinda dogrudan gelmeye vaktim yok hemen is tanimi, saatler, ucret belirtin derim. ise birisinin bulunmasi lazim ise it gibi konusurlar. telefonda konusamayiz olmaz.
    bunun acisini yeni mezundan cikarmaya calisirlar.
    daha detayli yazacagim bu konuyu.
    edit: yazar kaçmış. yok yoğunuz yok gerekirse bir saat bekler, biz nelerle uğraşıyoruz minvalinde bir takım kelimeler eşliğinde klavyeye sıçmıştı.

  • 5. game of thrones'taki en karizmatik hareket

    kaçıncı sezon kaçıncı bölüm bilmiyorum da aryayı valar dohaerisin yanında çalışan kız ölümüne kovalıyordu. aryacıgımda garibim bir yavru ceylan gibi kaçıyordu. sonra sıkıştırdı bu cadaloz aryayı bir köşede.
    sonra arya yanında bulunan mumu söndürüp karanlıkta kızı hiç etti.

  • 6. tc kimlik numarasını 2+2+3+2+2 şeklinde ezberlemek

    hasiktir yine mi tc kimlik no ezberleme başlığı hortladı.

    instagram'da tatil fotoğrafı, şirkette kahve keyfi fotoğrafı paylaşamayan herkes şimdi gelip akşama kadar kafa sikecek tc kimlik numarasını nasıl ezberlediği ile.

    çok lazımdı tc kimlik no'yu nasıl ezberlediğiniz.

  • 7. norveç denince akla ilk gelenler

    sözlükte norveç diye bir başlığın mevcut olması.

    ayrıca;
    (bkz: norveç/@zwiegesprach)
    (bkz: #64922776)
    (bkz: nordik model)

  • 8. evli erkeğin arkadaşlarıyla 2 saat takılması

    türkiyede neden felsefeci sayısı arttı sanıyorsunuz.

  • 9. sedat peker'in hepimizi bayrak direğine asması

    cumhurbaşkanım allah sizden razı olsun. mafya babaları hepimizi rahat rahat tehdit ediyor.
    beyefendi bizi bayrak direklerinde sallandıracakmış.
    bu muhteşem ülkeye bir dönün bakın. tam bir hukuk devleti. allah razı olsun.
    cumhurbaşkanım raconu ben keserim demiştiniz. fakat sedat abimiz de racon kesiyor.
    şimdi ne yapalım?

    bir sedat peker klasiği

  • 10. iş bulamayan adamın kayseri'de kendini yakması

    2 bin liracık (bazıları içinse çok büyük para) için kendini yakacak kadar çaresiz kalmış kişinin eylemi.

    yarım kilo beyaz çay parası.

    ulan dünya...

  • 11. arda turan

    instagramda selcuk inan fotografi paylasarak, sozde duygusal bir yazi paylasmis. yani uzaktan bakinca duygusal gorunuyor ama okuyunca pek anlasilmiyor. turkce cevirisi yakinda duser malum ortamlara.

  • 12. diyojen heykeli kaldırılsın eylemi

    erbakan vakfı sinop il temsilcisinin, sinop'un girişinde bulunan sinoplu yunan düşünür diyojen heykelinin -yunan ideolojisini vurguladığı gerekçesiyle- kaldırılması için yaptığı çağ dışı eylemdir.

    http://www.hurriyet.com.tr/…nan-ideolojisi-40558476

    diyojen milattan önce yaşamış bir filozof. bu eylemi yapanlar ise milattan sonra 21. yüzyıl itibarı ile hala nefes alan, tanımı zor yaşam formları. fakat diyojen günümüze alınıp, bu arkadaşlar da milattan önceye yollansa hiç sırıtmayacakları çok aşikar.

    ekleme ihtiyacı duyulduğu için not: sinop, diyojen'e ve kültürüne elbette sahip çıkacak ve böyle kuru gürültülere pabuç bırakmayacaktır. türkiye sinop'u nükleer ve termik santrallere karşı koyduğu duruştan, beyaz balina aydın'ı korumasından, sübyan sevicilerini defetmesinden, trafik ışığına gerek duymamasından, ülkenin en mutlu şehri seçilmesinden ve birçok güzel nedenden ötürü iyi tanır. nokulspor alanzinho ve tete'yi de almış ki futboluyla da tanıtır kendini umarım.

  • 13. bbc'nin en iyi 100 komedi filmi listesi

    milliyet com tr isimli sitede yayınlanmış olsa foto galeriye koyar 100 fotoğraf gezdirirdi. ancak bbc o kadar zeki değil malesef tek sayfada 100 filmi yazmış. miliyetten biraz ticari zeka alması gerek ama milliyetin de bbc'den öğrenecek çok şeyi vardır. mesela azcık edep ve azıcık okuyucuya saygıyı öğrenebilir.

  • 14. 24 ağustos 2017 uefa şampiyonlar ligi kura çekimi

    sayın beşiktaşlılar;

    adak adayın, yalvarın, dua edin, 40 bakire kanı akıtın da bayern münih gelmesin.

    real madrid, barcelona, juventus
    vs. bunlar şeker takımlar. en fazla 4 tane atarlar, "yendik" deyip geçerler.

    ama bu gavur tohumu bayern öyle değil. silahla adam öldürseler üstüne ölü cesede 2 şarjör mermi boşaltırlar. buğday patosuna atıp kıyma ederler adamı. allah merhamet duygusundan bihaber yaratmış bu zalımları. 9 tane atmadan yüreği soğumaz bunların.

    tahminim;

    chelsea
    atletico
    beşiktaş
    cska

  • 15. adalar'ın imara açılması

    acilen açılmalıdır. istanbul'un betonarme dokusuna zarar veriyor ne öyle yeşil yeşil, at şeyine kelebek konmuş gibi .

  • 16. 8/5 çalışmak vs 9/6 çalışmak

    ortalama 9:00-20:30 çalışan biri olarak koş koşa giderim ikisine de.

  • 17. arda turan'ın selçuk inan açıklaması

    beyler altyazı ne zaman çıkar ?

    eşekherif göreve !!!!

  • 18. ekşi itiraf

    bugün 6 yaşında minnoş bir kızdan dünyanın en tatlı iltifatlarını aldım. elimize doğdu sayılır, civciv gibi bir şey. ılk üç yaşı boyunca ağzını bıçak açmadı, şimdi de zeki müren'in torunuymuşcasına kullandığı mükemmel türkçe'yle herkesi kendisine hayran bırakıyor. bildim bileli beni çok sever, her gördüğü yerde sarılır. büyüyünce benim gibi bi kız olmak istiyormuş ve beni her gördüğünde daha da güzelleşmiş oluyormuşum. tanrım dedim sen ne güzel bir detaysın bu hayatta, lokumum benim.

  • 19. yurtdışındayken en çok özlenen şeyler

    ıki ülke değiştirmiş duble gurbetçi olarak yemeği havası diyemeyeceğim, zira insan bunlara bir bilemedin ikinci senenin sonunda alışıyor. alışamadıysa zaten durumu gözden geçirmekte fayda var.

    benim özlediğim, bu parayla öküz alırdık diye düşünmeden kuaföre gitmek ve evi temizletebilmek.

    bir de doğrudan, üç beş ay beklemeden uzman doktora görünmek. bu sonuncusu önemli yalnız.

  • 20. tıptan daha zor olan bölüm

    tıbbı zor yapan her sene sonunda üst üste koyduğunda 2 metreyi geçen notlar textbooklar değildir. kaldı ki sadece o kısmı bile burada yazılanların neredeyse hepsinin eline verir.

    zor olan kısmı siz bi bok yediniz diye hastanın ölmesidir, daha da kötüsü sizin hatanızı ömür boyu üzerinde taşıması ve hatta çevresinin de taşımasıdır.

    projeyi yanlış çizersen birisi düzeltir, ama acile gelen hastaya uygulayacağın doğru müdahalenin ilk 30 saniye içinde değil de ilk 30 dakika içinde aklına gelmesini hiç kimse düzeltemez.

    insanız ve her meslekten bireyler hatalar yapabilir. ancak doktorun hata yapma lüksü yoktur, zira yaptığı hatanın bedeli maddiyatla ölçübilmekten uzaktır.

    felsefe yazanlara ise sakatatçıya gidip biraz beyin almalarını tavsiye ediyorum.*

    edit: ilk hangi sivri zeka "mühendiz yanlış çizerse yüz kişi ölür xd" diye soracak diye bekliyordum ki şimdiden dört mesaj geldi. cevabımı ekliyorum direk.

    ilk kim diyecek diye bekliyordum ben de. bildiğim kadarıyla hiçbir meslekte saniyeler ya da dakikalar içinde doğru tespitiler yapıp uygulamaya geçmen beklenmiyor. birden fazla kontrolden geçiyor, birden fazla insan onaylıyor ondan bahsediyorum.

  • 21. komünistler vatansever milliyetperver değildir

    6. filoyu kıble edinenler mi daha vatanperver miş diye kafalarda soru işareti yaratan beyan.

    yahu bilmesek kendimizden süphe edeceğiz nerdeyse. mttb (milli türk talebe birliği) üyeleri değil miydi? 6. filoyu istemeyen deniz gezmiş'leri dövmeye giden.

    tamam sol bu ülkede çok matah işler yapmadı bunu tartışalım, lakin vatan sevgisi konusunda yıllarca cia ajanı bir vaiz ile ittifak yapanlar vatan ile kendi koltuğunu bir tutmasın artık ya. 2010 referandumu, yargının fetöye peşkeş çekilmesi vs vs. yaz yaz bitmez.

    dinime küfreden müslüman olsa derler bizim burda.

  • 22. burcu başoğlu kabadayı

  • 23. afrika'ya seks turizmi için giden avrupalı kadın

    kocası tayland'da kendisi kenya'da.

  • 24. meral akşener

    yıl olmuş 2017 hala sağ sol muhabbeti yapanlar var. güven versin, bizi yolsuzluktan kurtarsın, adaleti güçlendirsin, dikta rejimini bitirsin sol-sağ-orta fark etmez oyumu veririm arkadaş.

    not: chpspor.

  • 25. mesafeler aşka engel midir

    mesafeler aşka değil sevişmeye engeldir.

  • 26. samsung galaxy note 8

    2017'deyiz, note serisi başlayalı 6 yıl olmuş, hala ama hala "tabak gibi" diyen gördüm ya eyvah eyvah...

  • 27. tüm araçlara kış lastiği zorunluluğu getirilmesi

    acaba hangi yandaş lastik işine girdi sorusunu akla getirmiştir.

  • 28. kürtlerin di'li gecmiş zaman kullanmaması

    "vallaha çok acıkmışım ha"

    sanki acıktığını gelip başkası söylemiş amk.

  • 29. 23 ağustos 2017 ntv'nin kemal kılıçdaroğlu yayını

    "ben adalet diyorum, o atlet diyor" sözüyle kırıp geçirmiştir.
    işte zihniyet farkı. seviyoruz seni kılıçdaroğlu!

  • 30. tc kimlik numarasını 3+3+3+2 şeklinde ezberlemek

    3+3+2+3 yaparak abuk bir şey mi yapıyorum diye düşünmedim değil?

  • 31. kadın öğretmene uçan tekme atan öğrenci

    eğitim adlı buzdağının deniz altındaki kısmına ait görüntülerdir.

    öğretmenlerden isimsiz mektuplarla falan yaşananları derleyen bir kitap basılsa veya böyle bir sosyolojik araştırma gerçekleştirilse duyacaklarınıza inanmayacağınıza eminim.

    okullar kaynar kazan. her açıdan nereyi tutsan elinde kalıyor. öğretmenler hep sineye çekmek zorunda. eğitim sistemi ürününü uzun zaman sonra verdiği için kimse kafaya takmıyor. sağlık öyle değil mesela. hastanede bir bozukluk varsa hasta anında ölür. sonucu anında alındığından tepkisi, alınacak önlemler falan da anında olur. ancak eğitim sistemi uzun vadeli bir durum olduğundan şu anki sorunlar yokmuş gibi yapılıyor.

    hatta dur bir başlık açalım da öğretmenler anlatsın, siz dinleyin. bakalım hayal gücünüzü aşacak mı aşmayacak mı?

    buyrun sevgili öğretmenler:

    (bkz: öğretmenlerin maruz kaldıkları kötü muamele)

  • 32. game of thrones

    "devler henüz istediğimiz seviyeye ulaşmadı, hazır değiller. kısa zamanda onları da kadroya monte edebilmeyi umuyorum."

    -night king kocaman

  • 33. doğuştan rahmi olmayan kadının polis olamaması

    kısır erkek polis adayları da atılıyor mu, rahmi olmamasıyla görev performansının ne alakası var.

  • 34. suserlerin 60'tan sonra yaşamak istediği hayat

    65'e kadar bekleyip serbest otobüs kartı alıp sabah akşam belediye otobüslerinde fink atmak değildir.

  • 35. kokusu yaşam sevincini arttıran şeyler

    sabah uykumdan uyandıran yeni demlenmiş çay kokusu yemin ederim yaşadığıma şükrettiriyor.

  • 36. cabrio araba kullanmanın dezavantajları

    sanirim üstü acilip gaza basildiginda beyni de ucurup götürmek gibi bir dezavantaji görmezden gelinmis.

  • 37. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    c2
    muzik & muhabbet

    bu saatte hala ayakt... pardon bu gece yazılacaktı.

  • 38. postmodernizm

    şimdi hazır bu kadar saçmalanmış, malum ağanın eli tutulmaz, aslında başka bir yeri de tutulmaz, o yüzden bu cümlenin sonunu da doğru düzgün getirmeyerek hem sizin hevesinizi kursağınızda bırakma, hem de maluma ayak uydurma yolunda bir kapı kapatayım. tek parti döneminin ünlü valisi nevzat tandoğan'ın dediği gibi, ulan öküz alt-right, postmodernizm senin neyine? bu ülkede postmodernizm eleştirilecekse onu da biz eleştiririz elhamdüllillah.

    ha dersen ki savunan da saçmalıyor, işte orada zaten madalyonun iki yüzü var, ama madalyon sahte olduğu için ikisinin de bir anlamı yok. bu mesela konsepte çok uydu. bugün biraz system justification theory okudum, asabım bozuldu. bir de idari tarih okuyordum, çok efkarlandım. misal eski türk siyaset felsefesindeki kut kavramına gittim. yalnız bu arada derrida'nın anasına küfretmişsiniz, o olmamış, sizin ananıza bacınıza yapılsa hoşunuza gider mi?

    ne diyordum, kut diyordum. orta asya türklerinde de, hemen her yerde olduğu gibi, hükümranlığın kaynağı da, meşruiyeti de tanrıda bulunuyordu. kut, devletin tepesindeki hakana tanrı tarafından bahşedilen bir şeydi, bahşedilmiş olduğunun delili, hakanın hakan olmasıydı. kendisine tanrı tarafından kut bahşedilmişti ki hakan olmuştu, yoksa zaten olamazdı. ha diyelim ki iktidarı kaybetti, bu durumda cici kut uçmuş olurdu, mesela hakanın kardeşi onu öldürüp yerine geçtiyse, kut bu sefer ona bahşedilmiş demekti. her durumda, iktidarın sahibine çalışan bir meşruiyet membaı, öyle ki, bir aile eline geçirip uzun süre tutmayı başarırsa, tek tek kişilerden ziyade hanedanın ortak mülkü olarak kutsanıyor devlet, yeteri kadar efsaneleşirse başlı başına bir meşruiyet kaynağı haline geliyor hanedan, misal osmanoğulları da soylarını oğuz han'a dayandırmaya çalışıyorlar ısrarla, yine aynı şekilde timur'dan giraylara kadar pek çokları da şeceresini cengiz han'a dayandırmaya çalışıyor.

    başına devlet kutu konan hakan, bunu hak edecek bir şeyler yapmış olmalıdır tabi, yani kutun tesadüfi bir şey olduğu düşünülmez elbette, ancak bir şeyler yapmış olduğunun sağlaması da yine kut üzerinden yapılır, yani yapmış olmasaydı kut ona verilmezdi, verilmiş ki yapmış, yapmış ki verilmiş. bu sürekli kendine referans veren kısırdöngü üzerinden iktidara sonsuz bir meşruiyet zemini açılması, bunun mitleşerek asırlar boyu nesillerin zihnine hükmedebilmesi, hanedanın ortak malı olduğu için erkekler arasında paylaşılan ülke toprakları, derken dağılan ülkeler, sonra selçuklulardaki bitmez tükenmez kardeş kavgaları, derken osmanoğulları, sonra fetret devrinden ve bütün geçmişten ders çıkaran fatih'in kardeş katlini meşrulaştırması ve tahta çıkar çıkmaz altı aylık mı sekiz aylık mı olduğu üzerinde tartışma bulunan kardeşi ahmet'i boğdurması... tamam tamam sustum.

    hakana iktidarın tanrı tarafından bahşedildiğini nereden biliyoruz? çünkü öyle görünüyor. yani çünkü neden sen ben değil de o? tanrı bahşetmese nasıl olacak bu işler benim ağam babam? bahşedilmiş ki adam hakan olmuş, yoksa nasıl olacak? bu "öyle görünüyor" meselesi de çok ilginç aslında, dedim diye aklıma geldi bak, wittgenstein bir gün derste öğrencilerine sormuş, insanlar kopernik'e kadar neden güneşin dünya etrafında döndüğünü düşündüler? cevap gelmiş, çünkü öyle gibi görünüyor. bunun üzerine wittgenstein o öldürücü soruyu sormuş: peki dünya güneşin etrafında dönüyor "gibi" görünseydi nasıl görünürdü?

    elbette, cevap açık, exactly the same. hakan tanrı'nın lütfuyla değil de, kendi iradesiyle iktidarı elde etmiş olsaydı nasıl görünürdü? peki öyleyse niçin carl schmitt siyasal ilahiyat kitabında, modern devlet teorisinin bütün kavramlarının, dünyevileştirilmiş ilahiyat kavramları olduğunu söylüyor da; ilahiyatın tüm kavramları, uhrevileştirilmiş siyaset kavramlarıdır demiyor? bak bunu tartışmak güzel olurdu.

    her halükarda, iktidar hanedanın malıdır, bu öylesine benimsenmiştir ki, yıldırım timur'a esir düştükten sonra mesela, 10 sene kaos var, kardeşler birbirini yiyor, ama kimse kalkıp da osmanoğulları dışında taht için bir alternatif düşünemiyor. devlet bir ona, bir buna gülümsüyor, arsızca göz kırpıyor, cilveli cilveli bakarak, gerdan kırarak baştan çıkarıyor. kemal gözler, arapça "devle"den gelen devlet kelimesi ile latince "status" kökünden gelen state arasındaki farklara dair etimolojik bir tartışma yürütmüştü bir makalesinde; devle, tedavül ile aynı kökten, elden ele geçen şey anlamında, kuş misali bir ona bir buna konan, ele avuca sığmayan bir şey gibi. status ise bilakis, hal, durum anlamında, bir sabitliğe referans veriyor; sağlamca duran, hareketsiz duran bir şey. buralara gitmeyecektim aslında bak, ben system justification theory'den sonra da başka alakasız bir şeylerden bahsedecektim, çok metinlerarası olduysa affımı niyaz ederim. ama bu vesileyle, alakasız da olsa kafamda bir şeyler çakıştı, bir şeyler netlik kazandı, neden bahsettiğimi bir kez daha yazarak anladım, allah sizden razı olsun, başınıza kut sıçsın.

    iktidar, onu meşrulaştırmak için tanrıları bile istihdam ettirenlerin hikayesidir hep; böylelikle hakikati, o basit gündelik insan ilişkilerindeki en somut, en maddi pratikleri bile bir sis perdesinin hafifçe aralık kanallarından sızan güneş ışığına nazire yaparcasına, aşkın aşkın tüllerle sarıp sarmalar. sonra biri çıkar da hükümranlığınıza tükürmeye kalkarsa, oturup daha rasyonel bir ahlak üzerine düşünmek yerine, uçup giden kuşunuzun ardından gözü yaşlı bakakalırsınız. kuş ötüyor mu kuş? where are my dragons! ben ki, zillullahı fil arzeyn, akdeniz ve rumeli'nin, yedi krallığın hükümdarı, ejderhaların biricik annesi, sen ki kuzey vilayetinin kralı küçük jon. duydum ki benden yardım istemişsin. hele bir cigara ver.

    ben bir şeylere cevap verecektim sanki üşendim. uykum da geldi. ama çok orijinal saçmalayanlar var, onu da es geçmemek lazım. herif kadınları, eşcinselleri vs. rahat rahat aşağılama özgürlüğünün postmodernizm tarafından elinden alındığını düşünüyor, başımıza ne geldiyse bunlardan geldi diyor. yahu sen düz sığırsın, emin ol senin başına ne gelirse sığırlığından gelir, başka bir şeyden gelmez. ha yine de uçuruma mı bakacaksın, kırbacını unutma. ayrıcalığa yeteri kadar alıştıysanız, eşitlik zulüm gibi gelir. bir de, "ehli olmayana güzelliği göstermek zulümdür" diye bir laf vardı, o yüzden birileri güneşi tutarken çıplak gözle bakmayın. deleuze'ün dediği gibi, modernden post, sığırdan tost olmaz.

  • 39. periscope'u açık unutup osurarak uyumak

    sırf sabire ablamız sildiremesin diye periscope yayını açıp, osura osura uyuyacağım sonunda sanırım.

    başlığa videom da konulursa sabire ablamız bir daha sildiremez diye düşünüyorum. yoksa bu kadar geniş bir yelpazesi olan bir başlığın her seferinde sıfırlanmasına engel olamayacağız.

    gerçi şöyle bir imkan da var.

    beraber ossuralım mı tatlı kıs?

  • 40. boston celtics

    seneye kesinlikle maximum kontrat vermeyecekleri vitaminsiz thomas'tan kurtulup, üstüne bir de ligin sayılı pg'larından birini almış takım.

    gerçi takasın boston için temeli; irving'e karşılık, 2018 1. tur hakkı ile crowder gibi duruyor. bu temeli çattıktan sonra, thomas'ı da cavs'a itelemek için bir parça dil dökmüşlerse şaşırmam.

    takasta kazançlı oldukları söylenebilir. hem gelecek yıl aynı sıralardan gelecek bir draft hakkı daha var ellerinde, hem de pg'de thomas'ın pozisyonunu ondan genç, yetenekli ve en az iki yıl daha kalitesine göre lig standartlarının altında paraya oynayacak irving ile iki gömlek yukarı çıkardılar.

  • 41. başakşehir'in uefa avrupa ligi şampiyonu olması

    (bkz: koskoca beşiktaş)

  • 42. emre belözoğlu

    37 yaşında sevilla ile top diye oynayan büyük futbolcu.
    pele'nin yaşayan en büyük 100 futbolcu listesine nasıl girdiğini şimdi daha iyi anlıyorum.

  • 43. telefonda en çok kullanılan 10 uygulama

    telefon rehberi
    alarm
    saat
    takvim
    hesap makinesi
    (bosuna iphone almisim keske nokia da kalsaydim)

  • 44. rıza kayaalp

    geceden beri ıykçı diye viyaklayan ekşicilerin ya şizofren ya da iki yüzlü olduğuna kanaat getirmeme vesile olmuş aslan parçası.

    evladım sabahtan akşama araplara küfreden siz değil misiniz?
    çorum yozgat gibi illere çomarland diye dalga geçen siz değil misiniz ?

    bu ne perhiz, ne lahana turşusu. onun ermeniler demesi ırkçılık, sizin araplara "oç, defolsunlar, pisler, kokuyorlar !!!111" demeniz de problem yok. kendi vatandaşına sırf doğduğu ilden ötürü çomar demekte problem yok.

    idrakınızı, vicdanınızı, adaletinizi, muhakemenizi, duyarınızı sevsinler sizin

    unutmadan, atatürk'ün sözleriyle alıntı yapmadan önce, atatürk'ün partisinin, atatürk'ün vefatından 4 sene sonra ermenileri varlık vergisi adı altında çalışma kamplarına gönderdiğini öğrenin.

  • 45. sude andaş

    yeni bir can aksoy vakasıdır.

    prof. dr. sevil atasoy un şu yazısı konumuza uygun, okunmalı. olayın vahameti belki daha net anlaşılır.

    --- spoiler ---

    ne dediysek o! kanadalı önce kedileri öldürdü, şimdi zavallı bir çinliyi öldürdüğü için bütün dünyada aranıyor. yirmi dokuz yaşındaki kanadalı adamın bir porno aktörü olduğu yazıldı. beni ilgilendirmez. eşcinsel olduğu yazıldı. beni hiç ilgilendirmez. beni ilgilendiren, şu saatlerde ınterpol’ün kırmızı bülteniyle aranıyor olması. (bu satırları okuduğunuzda belki de çok sevdiği paris’te, canlı ya da ölü ele geçmiş olacak.) beni ilgilendiren, neden arandığı.

    basında sıkça yer alan adıyla luka rocco magnotta, bir çinliyi öldürüp, parçaladı, kısmen yedi, kalanlarını siyasi parti liderlerinin ofisleri olmak üzere kanada’nın değişik yerlerine postaladı ve sırra kadem bastı. polis, onun başkalarını da öldürmüş olabileceğini düşünüyor. kısacası, o bir kanibal, o bir katil, belki de seri katil ve yakalanamadığı sürece başkalarını da öldürebilir.

    halbuki bu cinayet (belki de cinayetler) önlenebilirdi. los angeles’taki hayvan hakları savunucusu “hayvanlara son şans” (last chancefor animals, lca) derneği, luka’nın tutuklanıp, yargılanmasını sağlayacak bilgi verene 7500 abd doları ödül vereceğini ilan etti. hayvan haklarıyla luka magnotta arasında nasıl bir ilgi olduğunu merak edebilirsiniz. çünkü luka’nın birini öldüreceğini hayvan hakları aktivistleri bundan iki yıl önce fark etmiş ve kanada polisine bildirmişti; ama dinleyen olmadı. youtube’a yüklediği bir video kaydı, fonda noel müziği çalarken kedi yavrularını plastik poşet içinde nasıl havasız bırakarak öldürdüğünü gösteriyordu. bunu izleyen iki yıl içinde luka, kedilere tecavüz ettiği, öldürdüğü, bir kedi yavrusunu yılana yedirdiği video kayıtlarını da youtube’da yayınladı.

    luka bir kanibal olmanın yanı sıra bir nekrofil. nihayet 25 mayıs 2012 günü luka, erişkin bir erkeğe işkence ettiği, öldürüp parçaladığı, yediği ve bir köpek yavrusuna yedirdiğini gösteren video kaydını yayınladı. videodaki erişkin erkek, kanada’nın montreal kentindeki concordia üniversitesi mühendislik fakültesi’nin bilgisayar bölümünde okuyan 33 yaşındaki bir çinli. wuhan’lı jun lin. ailesi, arkadaşları, mahallesindeki esnaf, jun lin’in nazik, terbiyeli, çalışkan biri olduğunu anlatıyor. bazı tabloid gazetelerde jun ile luka’nın sevgili olduğu yazılmış olsa da, sadece birbirlerini tanıdıkları, aralarında herhangi bir yakınlaşmanın olmadığını belirtiyorlar. her nasıl tanışmış olurlarsa olsunlar, olayın gerçekleştiği yer luka’nın evi. olay yerinin fotoğrafları incelendiğinde iki kişilik yatağın üzerinde geniş bir alana yayılmış kan birikintisi var. luka, kurbanın kol, bacak ve/veya başını yatağın üzerinde bedeninden ayırmış olmalı. buz dolabının alt rafı kanlı. paketlemeden önce soğukta muhafaza etmiş olmalı. ama bu vahşeti bir yana bırakıp iki yıl öncesine dönelim. eğer kanada polisi seri katillerin önemli bir bölümünün çocukluklarında hayvana eziyet edip, öldürdüğünü aklında tutmuş olsaydı, luka’nın youtube’a yüklediği yavru kedi katliamını görür görmez harekete geçerler ve zavallı bir öğrencinin hunharca parçalanmasını engelleyebilirlerdi.işte, los angeles’teki hayvan hakkı savunucularının luka’nın bulunduğu yeri ihbar edene ödül vermesi bundan.

    yıllardır, hayvana fena muamelenin, insana yönelik şiddetin bir risk faktörü olduğunu yineliyorum. hayvana fena muamele ile mücadelenin hayvan hakkının ötesinde, bir insan hakkı olduğunu söylüyorum. çünkü hayvana şiddet gösterenin, insana şiddet gösterdiği sayısız bilimsel yayınla kanıtlanmıştır. bunu fark etmiş ve mahkûm edilmiş olmasalar bile, hayvanlara kötü davranmakla suçlanan vatandaşlarının ad ve adreslerini internet sitelerinde yayınlayan ülkeler var. hayvanlarla cinsel ilişkide bulunanların dna bilgileri pek çok ülkenin dna bankasında, tıpkı insana saldıranlarınki gibi korunuyor.

    italyan suç tarihinin en ünlülerinden vincente verzini, on iki kadını öldürdüğü kariyerinin ilk becerilerini kedileri boğarak elde etmişti. 1883’te dünyaya gelen peter kürten ya da herkesçe bilinen adıyla “düsseldorf vampiri”, her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce, köpeklere, koyunlara işkence eden, onların ırzına geçen ve onları öldüren biri olarak tanınırdı. 15 yaşındaki kobe canavarı sakakibara, 11 yaşındaki jun hase’nin başını gövdesinden ayırmadan önce, kedi başı kesmiş, güvercinleri boğmuştu. 19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren christine falling’in çocukluğu kedi cinayetleri ile doludur. annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldüren luke woodham, daha önce kendi köpeğini yakmıştı. 1970’lerde, uzun siyah saçlıları hedeflediğinden kadınların saçlarını sarıya boyatmasına yol açan ve bir yıl içinde altı kişiyi öldüren david berkowitz, komşusunun köpeğini vurmuş, annesinin papağanını zehirlemişti. her iki eşini öldüren richard william leonard’ın, kurbağaları ezmek ve otomobilinin motoruna kedi bağlamak gibi huyları da vardı. katil jack bassenti, köpek yavrularını canlı olarak gömerdi.

    filmlere, romanlara ilham kaynağı olan jeffrey dahmer, kedilerin iç organlarını inceledikten sonra, aynı tekniği 17 küçük erkek çocuğa uyguladı. 14 kişiyi öldüren patrick sherrill, köpeğinin de aynı zevki tadabilmesi için komşularının kedilerini çalardı. dedesini, ninesini, annesini, karısını öldüren edward kemperer, çocukluğunda kedileri ufak parçalara ayırırdı. kaç kişiyi öldürdüğünün hesabı bile bilinmeyen ana katili henry lee lucas, hayvanları da öldürür, onların cansız bedeniyle ilişkiye girerdi. boston canavarı albert de salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. daha sonra 13 kadını boğdu.
    michael cartier, 4 yaşındayken kapalı pencerelere doğru kedi yavrularını fırlatır, tavşanların bacağını kopartırdı. 11 yaşındaki andrew golden ile 13 yaşındaki mitchell johnson köpeklere işkence edip, öldürürlerdi. 24 mart 1998’de arkansas’taki okullarında 4 öğrenci ve bir öğretmeni öldürdüler. theodore robert bundy, dedesinin hayvanlara kötü davranışlarını seyrederek büyüdü. daha sonra otuz iki kadını öldürdü. bu listeyi sonsuza kadar uzatmak mümkün.

    son 40 yılda psikoloji, sosyoloji ve kriminoloji alanında yayınlanan kitap ve bilimsel makaleler, çocuk ve yaşlıları istismar edenlerle, eşlerini dövenler dahil olmak üzere, şiddet suçları işleyen kişilerin, çocukluk ve gençlik dönemlerinde, ciddi boyutlarda ve tekrarlanan nitelikte hayvanlara karşı kötü davranışlar sergilediklerini ve seri katillerin hemen hepsinin küçükken, hayvanlara işkence ettiğini, hatta öldürdüğünü gösteriyor. psikiyatri uzmanlarının bağlı bulunduğu meslek örgütleri, hayvanlara fena muameleyi, davranış bozukluğunun tanısında bir kriter kabul ediyorlar.

    --- spoiler ---

  • 46. sözlük yazarlarının benzetildikleri ünlüler

    (bkz: kenan ışık) bazen ben de benzediğimi düşünüyorum.

    bu arada beyin kanaması geçirdiği tarih; 21 mart 2014. tam olarak 3 yıl, 5 ay, 1 gün (1250 gün) olmuş bitkisel hayata gireli. kim bilir bu kadar zamandır hangi hisler içerisinde ve ne tür rüyalar görüyor. umarım her şeye rağmen halinden memnundur.

  • 47. android'den ios'a geçeceklere tavsiyeler

    isteyen istediği platformu kullansın, istediğini hor görsün hiç sorun değil ama rica ediyorum bilmeden yazmayın. iphone'a* itunes üzerinden satın alınmamış şarkı ya da film konulamadığı, bunun için jailbreak yapılması gerektiği kesinlikle doğru değil.

    istediğiniz mp3'ü itunes library'ye herhangi bir engelleme olmadan eklersiniz, ardından ya bu şarkının bulunduğu playlist'i ya da tek olarak şarkıyı iphone'a geçirirsiniz.

    eğer ios cihazınızda (iphone veya başkası) vlc ya da avplayer gibi bir medya oynatıcı varsa* yine itunes üzerinden bu uygulamanın içine istediğiniz film ve altyazısını atar, sorunsuz seyredersiniz.

    ios cihaz kullanırken korsan içerikle ilgili tek sıkıntıyı şurada yaşarsınız: apple, isteyenlere korsan müzik arşivini belli bir ücret karşılığında yasallaştırma seçeneği sunuyor. ancak bunun için arşivinizdeki korsan şarkı yüzdesi için şu anda hatırlamadığım bir limit koymuşlar. hepsi o.

    birkaç senedir korsan içerik kullanmıyor ve içeriği ya itunes ya da netflix ve benzerleri üzerinden satın alıyorum ama 10 yıldır malum ortamlardan indirip de iphone'dan, ipad'den ya da apple tv'den dinleyemediğim / seyredemediğim hiçbir dosya olmadı.

    iphone'da bunlar yapılamaz diyenler android kullanıp da bilmeden sallıyorlarsa fena, yok iphone kullandıkları halde bilmiyorlarsa daha da fena.

  • 48. lionel messi

    "...son 2 yilki messiyi de boyle savunmak icin cidden yandan yemis olmak lazim..."

    şeklinde eleştirilen futbolcu. hemen son iki sezonda ne yapmış diye bakıyoruz:

    barcelona'da oynadığı 101 resmi maçta 95 gol atıp 45 asist yapmış. milli takımda da 19 maçta 12 gol atıp 9 asist yapmış.

    işte messi'nin sorunu da bu. çıtayı öyle bir yere çıkardı ki yeni sezona hat trick ile girince maçı sunan spiker bile 45 maçta 41 gol attığı bir önceki sezon için "o formsuz yılı geride bırakmış görünüyor" diyor. messi adına negatif olan şey bu süreçte kupalar kaldıramamış olması. messi'de sorun yok. messi'de geriye gidiş yok. sadece ronaldo çok iyiydi ve makina gibi takımıyla bu iki senede messi'yi aldığı kupalar ile geride bıraktı. messi bu iki yılda 45 asist yaparken ronaldo'ya baktığınızda 25 asisti belki vardır. bilmem anlatabiliyor muyum?

  • 49. hoegaarden ve guinness'in efes grubuna transferi

    eğer gerçekleşirse sektörde luis figo'nun barcelona'dan real madrid'e transferi etkisi yaratacak olay. taş taş üstünde kalmaz. dengeler değişir.

    bilmeyenler için türkiye'deki bira sektörü üzerine bir iki bilgi vereyim. bira sektörü türkiye'de iki firmanın tekelinde bulunuyor: türk tuborg ve anadolu efes biracılık. türk tuborg'un iyi bir reklam stratejisiyle başlattığı yüzde yüz malt hareketi onların pazarda daha büyük paylar almasını sağladı, yine de türk tuborg'un yaptığı en büyük atak türkiye'de dağıtımını üstlendiği import biralardı. carlsberg, guinness, hoegaarden, leffe, corona, weihenstephaner. pazardaki gücüne güvenen anadolu efes grubu zaten yüzde yüz malt olayına tepki vermekte geç kalmışken, (yaptıkları hamle de efes malt diye bir bira üretmek, ki bu adamlar haklı biz biraya şeker katıyoruz, aha bu da şekersiz yeni biramız demek) bir de türk tuborg'un dağıtımını yaptığı import biralarına da yenik düştüler. yaptıkları hamleler hiç tutmadı. guinness karşısına kozel dark koydular, yemedi. weihenstephaner karşısına erdinger koydular yine olmadı. leffe'lerin karşısına amsterdam'ı getirdiler, aynı tadı vermedi. kendileri bir şeyler yapmak istedi, efes red ale-white ale-amber ale. (bkz: efes brewmaster series) yine olmadı. düşünceme ve tecrübeme göre bu dönemde anadolu efes grubu'nu ayakta tutan güçlü mazisi ve bomonti oldu. bu grubun en çok satan birası şüphesiz ki bomonti'dir. beck's, miller, grolsch, peroni, amsterdam navigator, samuel adams, kozel, erdinger (hatırladıklarım bunlar) gibi kalburüstü import biraları olmasına rağmen, bir türlü o maya tutmadı.

    şimdi gelelim esas mevzuya. bir aydır falan konuşulan bir mevzu var. hoegaarden ve guinness'in türk tuborg ile olan sözleşmelerinin bittiği ve bu iki bira firmasının anadolu efes ile anlaştığı söyleniyor. hoegaarden'in bir aya yakın zamandır ülkeye giriş yapmaması, yakın zamanda tuborg'un hoegaarden benzeri 1664 kronenbourg blanc hamlesi bu iddiaları kanıtlar nitelikte. eğer gerçekleşirse yılın transferi olacağını düşünüyorum. çünkü tuborg hoegaarden'ın boşluğunu kronenbourg ile dolduramayacağı gibi, guinness'in alternatifini de kısa vadede yaratamaz hatta belki de hiç. (belki bir ara ülkeye giriş yapan bir diğer stout irlanda birası murphy's bu noktada bir alternatif olabilir, çünkü ülkede bir irish pub kafası var ve ülkedeki tek irlanda birası guinness, o yüzden bar açacak adam gidiyor tuborg ile anlaşıyor, sırf guinness için)

    belki bu anlattıklarım çoğunuz için bir anlam ifade etmeyebilir ama bu sektörden yoluna devam edecek kişiler için heyecan verici bir durum ya da sadece benim için. şimdilik aktaracaklarım bu kadar.