Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. e-5'te motosikletliye kasten çarpan taksi şoförü

    ikisi de ayrı orospu çocuğu.
    sen kimsin adamın aynasını kırıyorsun?
    sen kimsin adamın üstüne kırıyorsun?
    koduğumun çomarları.

  • 2. bir filmin tamamını anlatan tek repliği

    ''uzun hikaye ,karışık ''
    -(bkz: masumiyet)

  • 3. 16 haziran 2017 beşiktaş sj fenerbahçe maçı

    o adam kenarda tiner mi çekti naptı dısarı attı topu.

  • 4. 15 haziran 2017 chp güvenpark yürüyüşü

    içim sızladı eylemi izlerken. koskoca bir partinin genel başkanı- ve en önemlisi atatürk'ün partisi- elinde bir pankart adalet yazıyor üstünde, gergin, üzüntülü dilinde de şu söz "adalet, adalet, adalet istiyoruz" sen bile bunu istiyorsan, vay halimize.
    eşi, oğlu, gelini tıpkı kalkan gibi ona güç vermeye, onu korumaya gelmişler, gurur duymalı onlarla. her şeyi bir yana bırakın ve düşünün, babanız böyle bir eylem başlatıyor, ülkenin geleceğini düşündüğü için 20-25 gün yürüyecek, nasıl hissedersiniz kendinizi?

  • 5. kişide kaçma arzusu uyandıran muhabbetler

    -iş arıyor musun?
    -hayır aramıyorum. çünkü sizden sakladığım gömülerim var.

    -ne zaman evleneceksin?
    -x%+^#^£!

    insanlar bu soruları gerçekten seni düşündüklerinden ya da iyi dileklerinden sormuyor biliyorsun. dedikodu için, acıma için ya da daha da güzeli kendisinden daha kötü pozisyonda birini bulup kendi iç huzurlarını yaratmak için.

    acınası ama insani. doğamız bu.

  • 6. survivor 2017

    adem'e barzo diyenlere soruyorum. tüm yarışmacılar içinde üniversite eğitimi almış olan kim? soru sorulduğunda akıcı konuşabilen, analiz yapabilen, kurduğu cümlelerde konu bütünlüğü hep var olan hiç boş konuşmayan kim? daha bir sürü şey sayabiliriz ama adem doğulu olduğu için yaftanız hazır "köylü" "barzo" yok dopingmiş yok hileymiş, bırakın bu suçlamaları. diyelimki doping yaptı, uluslararası tüm ödülleri yok sayalım. adamın sayısız türkiye şampiyonluğu var. sizin hiç türkiye şampiyonluğunuz oldu mu? bırakın ülke şampiyonluğunu, mahalle şampiyonluğunuz var mı? daha öncede yazdım, 11 yıl dövüş sporlarıyla uğraştım, bu dünyayı biliyorum. eğer adem de ilhan zekası ve hızlı düşünme kabiliyeti olmuş olsa inanın tek bir maç kaybetmeyen efsane bir boksör olabilirdi. malesef bu bölümde biraz zayıf. tek sorunu, problemle karşılaştığında, zekasıyla çoğu şeyi bertaraf edemiyor, sadece kas gücünü kullanıyor, o da her sorun çözümünde yeterli olmuyor. sevmiyor olabilirsiniz, başka yarışmacı destekliyor olabilirsiniz onlarla ilgili övgünüzü beğenilerinizi yazın bırakın şu çocuğun yakasını kesin şu rezil hakaretlerinizi.

  • 7. sözlük yazarlarının benzetildikleri ünlüler

    ünlü sınıfına girer mi bilmiyorum ama ben bir bankanın, bir genel müdür yardımcısına aşırı derecede benziyormuşum.

    bir defasında o bankanın bir işini almak için genel müdürlüğüne toplantıya gittim. girişte güvenlik görevlilerine aracı nereye koyabileceğimi soracaktım. beni konuşturmadılar bile. beni görünce güvenlikler koştu geldi. aracımı ziyaretçilerin giremediği özel otoparka aldılar. biri elimden çantamı alıp içeri kadar taşıdı. içeriye girdikten sonra da garip olaylar devam etti. asansör kuyruğunda herkes geri çekilip bana öncelik verdi. misafiriz diye böyle yapıyorlar herhalde dedim içimden. asansör boş olduğu halde tüm ısrarlarıma rağmen içeri girmediler. insanlar kuyrukta beklerken, boş asansörle istediğim kata çıktım. girişteki sekreter beni görünce eli ayağına dolandı. falan filan.

    ne zaman bu bankada işim olsa, özellikle de üzerimde takım elbise varsa şubeye girince içeride bir kaos ortamı oluşuyor. galiba denetime geldim falan zannediyorlar. derdimi zor anlatıyorum. burada işim olunca kot pantolon t-shirtle gitmeye özen gösteriyorum.

  • 8. robert kolej'in senelik 71 bin lira olması

    yukarıda bir yazar:
    "avogadro sayısı dünyadaki tüm okullarda aynı değer, fazla para verince rakamda bir değişiklik olmuyor ;)" demiş.

    bal gibi de oluyor.
    einstein'i cengizhan lisesinde okutursan adama yazık edersin.

  • 9. burak yılmaz

    kendini yere atıyor diye istemiyormuşuz.
    lan ona gelene kadar burak dediğiniz adam hamile karısını dövüp asgari ücretli otobüs şoförüne saldıran, yalakalık için evet videosu çekip 60 yaşındaki gazeteciyi döven ardaya yancılık yapan, en iyi zamanında 10m top süremeyen 33 yaşında bencil bir çomar.
    sanki luis suareze karşı çıkıyoruz amk.

  • 10. karadeniz şarkılarında geçen acımasız sözler

  • 11. erdoğan'ın abd'ye bu nasıl bir hukuk diye sorması

    --- spoiler ---
    40-50 metre mesafede şahsıma karşı orada gösteri yapıyorlar. amerikan polisi hiçbir şey yapmıyor, dokunmuyor.
    --- spoiler ---

    gosteriye dokunulmayan demokratik ulke tuhaf gelmis. abd anayasasi, senin ya da bir baskasinin sahsina karsi yapilan gosteriye izin veriyor. vandallik olmadigi muddetce bu tur gosteriler demokrasinin parcasidir. abd topraginda amerikan yasalari gecerli. dolayisiyla korumalarinin yaptigi suc ve yakalama karari da amerikan hukukuna uygun olarak cikarilmis. neticede amerikan yasalari da vatandasini koruyor.

  • 12. 16 haziran 2017 sakarya hendek olayları

    çok klasik olacak ama
    hendek referandum sonuçları:

    % 70,5 evet
    %29,5 hayır

    şimdi dağılabiliriz

  • 13. mini etek giyen kadına bakan öküz

    sevgili sözlük,

    eskiden yazın gelişini iple çekerdim. bikinilerin, şortların, elbiselerin mevsimiydi yaz! yalnız kendim için değil, bunu sapıklık olarak algılayacak kadar kendi vücudundan utanan insanlar olacağını bilsem de vücut görmeyi seviyorum ben. güzel bi' şey bence. güzel şeyleri sergilemek de güzel. iki yazdır pek açılmamaya çalışıyorum, çok sıcak olmadıkça şorttur etektir depar atarak kaçıyorum. değişen insanların zihniyeti değil, insanlar hep laf atıyorlardı da ben umursamıyordum. değişen, tacizcinin cesareti ki bu tacizin varacağı boyutu (tecavüz? cinayet? linç?) hepten değiştirebilir. ramazan ayında susuzluktan ölsem dahi sokağında su içemediğim bu iğrenç yerde kendimi korumak zorundayım. özgür irademden vazgeçmem gerekse dahi.

    geçen hafta on dakikalık bir mesafede, başka bir beldede arkadaşlarımla buluşacaktım. on dakika zihniyeti tamamen değiştirir mi? değiştiriyor işte ulan. o diğer beldeye geçtiğimde isterse kıç yanakları gözüksün şorttan, kimse bakmıyor ya da bakıp geçiyor. ama evden çıktıktan sonra on dakika boyunca yürüyeceğim bir durak var, giyinirken onu da hesap etmek zorundayım. hesabıma göre gayet usturuplu, anneannemin tabiriyle "hanım hanımcık" giyinmiştim. dizimin biraz üzerinde bir şort/kapri ve bir kısa kollu. denge bu olmalıydı, iki tarafa da uyum sağlamak. durakta beklerken yanımdan geçen kamyonetin içindeki adam yanaşıp bir şeyler böğürdü ve basıp gitti. bir süre "üzöröneşöylörgööyy"ün ne anlama geldiğini çözmeye çalıştım. "üzerine bir şeyler giy" demek istiyordu herhalde. neremin açık olduğunu sorgulamaya giriştim. sonra üzüldüm çünkü o an fark ettim ki adamın benim üzerimde söz sahibi olma hakkını kendinde görmesine kızmak yerine, kıyafetlerim onların muhafazakarlığına uysun diye nefret ettiğim şeyler giyiyorum ve bir de üzerine "aa, bu da açık kaçmış o zaman bir dahakine pantolon giyeyim" diyorum içimden. siktirin ordan ya. harbiden midemi bulandırmaya başladınız.

    bugün artık gına geldi, mini eteğimle çıktım gittim durağa. adamı otobüste görsem yer vereceğim adam gelmiş götüme bakıyor, ilkokula giden çocuk laf atıyor, çarşaflı kadınlar gözlerini dikmişler falan. hakikaten çıldırmamak için kendimi zor tuttum ama dimdik yürüdüm.

    bu benim kendimce verdiğim bi' savaş işte.

    gönül ister ki dimdik bakan herife dönüp "dede hayırdır, karşıdan karşıya geçmek için yardım mı lazım?" diyeyim. gönül ister ki o çarşaflı kadına dönüp "havalar da bu aralar çok sıcak, şorta rağmen piştim :)))))))" diyeyim. gönül ister ki ilkokula giden çocuğu kulağından tutup kenara çekeyim, bir güzel dayak atayım ki bir daha kimseye laf atamasın. gönül bunları istiyor ama iç hesaplaşmamda, onları kendi silahlarıyla vurmayı kendime yediremiyorum bir türlü.

    mini etek giyen kadına bakan öküz;

    artık olmayan pipimde değilsin.

    düzenleme:

    "bir yazar dişi olduğunu belli edecek bir entry giriyor," denmiş. burada son kırk entrymin sadece ikisinde kadın olduğumun anlaşıldığının, geri kalan entrylerime yapılan geri dönüşlerde kimi zaman erkek zannedildiğim ve bozuntuya vermediğimi yazabilirdim ama boşver. ee, girdiysem ne olmuş?

    "fakir öküz gibi bakarsa pisliktir, ağaoğlu öküz gibi bakarsa direkt malı olurlar," kıvanç tatlıtuğ bile öküz gibi baksa, bu bir tacizdir. bu kadar basit.

    "bir kezbanın götüm bacaklarım da süperdir ha diyip siktirik bir şey ile övünmesinin dolaylı yolu." hiçbir satırda vücudumun güzelliğinden bahsettiğimi zannetmiyorum. "sütun gibi bacaklarım var, hep bakıyolar :(((" yazmışım da benim mi haberim yok?

    "teşhir ve taciz arasında bir korelasyon yoktur." bir erkek kol kaslarını sergilediğinde teşhir olmuyorsa ki olmuyor, bir kadının mini etek giymesi de teşhir değildir.

    kalan entrylere toplu bir cevap vereyim.

    genel olarak "bakılsın diye giymişsin, bakılınca da öküz diyorsun," şeklinde geri dönüşler almışım. bir kadının kısa giyinmesinin altında yatan pek çok sebep olabilir. hava çok sıcaktır, giyer. canı istemiştir, giyer. "beğenilmek" bunlardan sadece biri ve önemli bir şey, evet. beğenerek bakan erkek, muhtemelen güzel giyinmiş ya da güzel olan herkese bakan erkektir. "aa, ne güzel giyinmiş ya." "bacakları ne kadar düzgün." "şortu ne kadar yakışmış." bakışıdır o. o beğenili bakışı yalnızca kısa giyince değil, güzel giyinince de alabiliriz. ve özgüven artırır, iyi hissettirir. ökkküüüüz gibi bakan erkek ya gözleriyle soymaya çalışıyordur ya da ayıplıyordur. ikisi arasındaki farkı anlayabilecek kapasitedeyiz, inanın.

  • 14. ekonomik göstergeler harikayken sokağa inen kukla

    maslow'un ihtiyaclar hiyerarsisi'nde daha ilk basamagi atlayamamis, tek derdi karnini doyurmak olan organizmalarin anlayamayacagi insan.
    sokaga inen ekonomi bozuk diye inmiyor dikkat edersen, adalet yok diye iniyor.
    bu arada o ekonomik göstergeler de cok yakinda bir taraflara girecek, ama konunun disinda oldugundan bu kismina bir yorum yapmayayim.
    edit: eleman (arkadas demeye dilim varmadi) altta bir de cevap yetistirmis. devlet sirriymis.. sen devleti boka bulamak icin vatandasindan gizli gizli, vatandasin belki tüm gelecegini tehlikeye atacak her seyi yapacaksin, ve bu vatanin iyiligine bir durum olmayacak (geldigimiz noktada bu artik cok net, degil mi), ama zeytinyagi gibi üste cikip, bir de bunu halka anlatmaya calisan insanlari hapse atacaksin. allah size azcik akil, biraz da ahlak versin.

  • 15. ayak bilekleri kalın olan kadınlar

    (bkz: ben)
    hadi dönün arkanızı kaçın şimdi. çoğu zaman genetik nedenlerden kaynaklanır. yapacak bir şey yoktur. 48 kilo da olsan, belin aha şu kadarcık da olsa genetik mirasın buysa o bilekler incelmez. napak, ölek mi? yok tarlaya çift sürermiş de yok bacisiymis bilmem ne. e senin de kafan kalın?

  • 16. ekşi itiraf

    istanbul'da doktora yapan endonezyalı bir arkadaş whatsapp durumuna " ben yoruldum hayat gelme üstüme" yazmış, canım sıkıldıkça whatsapp a girip, adamın durumuna bakıp gülüp geri çıkıyorum. kıyamam ya asjdjdj.

  • 17. kerimcan durmazın italyada bindiği taksinin şoförü

    gay olunca herkesi istediği gibi taciz edebileceğini düşünen kerimcan durmaz isimli mahlukatın yazdığı sıradan yakışıklı bir taksi şoförüdür. rızkının peşindedir ve kerimcan denen gavat tarafından say hi, ı'll pay you more diyerek orospu muamelesi çekilmektedir kendisine.

    şu video bir kadın şoföre yapılsa yaygara koparilacakken işi yapan gay bir birey olunca normal karşılanıyor. cidden yazık.

  • 18. keanu reeves

    ismini sol framede görünce, acaba metrobüste yine kime yer vermiş diye düşündüğüm adam gibi adam.

    parti kur oy verelim keynu reis

  • 19. kılıçdaroğlu suç işliyor

    "hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar" dan sonrasını okumadım. oysa ki bekir bozdağ'dan sonrasını okumamalıydım.

  • 20. bekir bozdağ'ın fethullah gülen güzellemesi

    "hayat tiyatro gibidir, en kötü insanlar, en iyi yerlerde oturur."

    aristofanes

  • 21. mercedes denince akla gelen ilk şey

    ilyas salman'ın sarı mercedes filmi. ilyas salman'ın bütün filmlerini izlemişimdir ama bu filmi bir türlü sonuna kadar izleyemiyorum, yüreğim kaldıramıyor. (yıllardır filmin sonunu nasıl merak ediyorum anlatamam)

    arkadaş o yol ne bitmez yolmuş, o mercedes ne bahtsız mercedesmiş. ilyas salman da filmde paratoner gibi ne kadar cins ve bela varsa hepsini üzerine çekmiş. yazarken bile kaldıramıyor yüreğim.

  • 22. tarih sahnesindeki en adaletli devlet

    hz. ömer'in yönettiği devlettir.

    misafiri geldiğinde devlet mumunu söndürüp kendi mumunu yakan bir lider düşünün..

  • 23. araç kullanırken gelen uykuyu kaçırma yöntemleri

    (bkz: kenarıya çekilmek)

  • 24. 2017-18 spor toto süper lig şampiyonu kim olur

    beşiktaş transferlerini bitirdiğinde kesinlikle beşiktaş olur diyeceğiz, sezon sonuna kadar takımı çok abarttığımızı düşüneceğiz, sonra bjk yine şampiyon olacak, donanma dolmabahçe'ye yanaşacak vs...cevap veriyorum beşiktaş...

  • 25. kpss 2017

    sınava 1 dakika geç kalan kişiyi almayan ösymnin sonuçlarını hala açıklayamadığı sınavdır.

  • 26. sıcakta yürünmez hızlı trenle gidilebilir

    akp'nin konuyu yine hızlı tren, yol, hizmet vs. konulara bağlayacağının habercisi olan söylem.

    -adalet istiyoruz.
    -siktirme adaletini hızlı tren yaptık ona bin.

  • 27. sinan çetin'in babalar günü reklamı

    senin baban mı zengin?

    evet. çok değil 1 yıl önce bir trafik polisini katleden, diğerini de yaralayan bir şahsın babası bugün babalar günü reklamında oynuyor. söyleyecek bişey bulamıyorum.
    üstüne üstlük bir de dalga geçer gibi oynadığı reklam filminde "senin baban mı zengin" diye bir ifade kullanıyor.

    millettin aklıyla vicdanıyla resmen alay ediyorlar. üstelik bu reklam filmi halen tv kanallarında oynuyor. yetkililere önemli çağrımdır. kaldırın şu reklam filmini. milletin ahlak değerleriyle oynamayın!

    uyarı üzerine edit : 1 polisimizi katledip, diger polisin yaralanmasına neden olmuştu.

  • 28. 15 temmuz 2016 darbe girişimi tiyatrosu

    kim tarafından organize edildiği gayet belli olan tiyatro oyunu. her temmuzda bokunu çıkarana milleti kusturana kadar kutlayacak artık bunu akp nin çomarları.

  • 29. interstellar

    bir sahnede de yıldız kayıyordu hatırladınız mı? bir filmde durup dururken yıldız kayar mı? peki filmin türkçe ismi neden yıldızlarası? küçük ayı takımıyla büyük ayı arasındaki muhabbet de nedir? küçük ayının ödipal saplantısını ve amerikanya'nın oyununu hala görmediniz mi? ferdi tayfur'un bize vermek istediği mesaj çok açık değil mi?

    işte bunlar hep sekstir arkadaşlar sekz sekz sekzz...

  • 30. lawrence krauss'ın ensest ilişkiyi savunması

    ya amına kodumun mal han'ı yine gelmiş aptal aptal konuşmuş kendini yine gerizekalı durumuna düşürmüş.

    bakın inanan arkadaşlar; bir ateist çıkıp "bir şey şöyledir." dediği zaman bu tüm ateistleri bağlamıyor. çünkü ateizm bir din değildir. ateizm, teizm felsefesindeki hiçbir dini ve onun tanrılarını tanımayan felsefi akımdır. yani bu ne demektir, ateist kişinin bir başka ateiste ait bir fikri kabul etmeme hakkı var demek.

    şimdi inanan kişiler ateist bir kişinin düşünce yapısını bilemeyeceği için (çünkü hiç ateist olmadı), ateizmi de bir din gibi düşünüyor, söylenen sözlerin tüm ateistleri kapsadığını düşünüyor ama biliyor musunuz sikimde değil. bu kişinin dediği şey beni ilgilendirmiyor. ama inanan bir kişi bunu anlamıyor. cübbeli ahmet hoca islamiyet adına konuşuyor ama bu kişi kendi adına konuşuyor. inanma ve inanmama arasındaki temel fark bu.

    şimdi gelelim han salağına,

    ulan mal; sen kendi ahlaki örüntünü oluşturmayacak kadar mal mısın ki bir dinin dayattığı ahlaki düşünceyi kabul edip onu doğru biliyorsun? bir de bu aptallığını büyük bir şeymiş gibi söylüyorsun? sen neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamayacak zekada olabilirsin de biz değiliz. gerizekalılığın ile övünme bi dahakine.

  • 31. 30 yaşında bekar kadın

    hayallerin hammaddesidir.

    ciddili yazarsam:

    2017'de bir havadis değeri içeren 30 yaşına gelmiş bir kadının evlenmemiş olması değil, 20'lerindeki bir kadının evlenmiş olmasıdır.

  • 32. babanın söylediği unutulmayan sözler

    babamın bana söylediği unutulmayan sözüm yok.herkes gibi bi babam yok.aldığı parayı kumara gömen evde çocuk aç olduğu halde at yarışı oynayan evinin elektriğini suyunu dahi ödemeyen. çocuğunun cebine değil harçlık bütün eğitim hayatı boyunca okuluna dahi uğramayan ''babam'' var.ben 10 yaşından beri çocuk olmadım lakin ''babamın'' söylediği değilde gösterdikleri unutulmazdı.gezmem ve eğlenmem gereken yaşta bunları yapmak yerine faturaları düşündüm bi şekilde liseyide bitirdim şimdi üniversitede sıra ama 2 sene oldu liseden mezun olalı ve hala uğraşıyorum bi türlü gidemiyorum.20 yaşında saçları döktüm 4 kız kardeş ve annem var genç olmadan baba olmanın nasıl bi olay olduğunu anladım.çok kez mesafeleri yürüdüm param olmadığı için.kaç kere sorumluluklarım yüzünden vazgeçtim gençlik ''aşklarımdan''.babamın bana gösterdiği şey dünyanın ne rezil ve adaletsiz bi yer olduğuydu.iyi geceler sözlük...

    edit:imla

  • 33. türkiye'deki üniversitelerin yaptığı en iyi şey

    üniversite mezunu işsiz yetiştirmek.

  • 34. akp'nin yollarında yürüyüp akp'yi eleştirmek

    gayet normaldir nitekim o yollar akpnin değildir, devletindir.
    türkiye cumhuriyeti devlet karayolları 13.bölge sınırından bildiriyorum.

  • 35. cimri erkek sevmem diyen kız

    cimri insan sevilmez sadece. hayır bir de cimrilik güzel bir şeymiş gibi entryler girmişsiniz. cimrilik, bize cinsiyetten bağımsız olarak, hoş olmayan bir özellik olarak öğretildi. sırf kadınları eleştireceğim diye cimriliği överek ikiyüzlü olmayın lütfen.

  • 36. türk emlakçısının lüks daire anlayışı

    parke ve pimapendir.

    onlarca ev baktım; "lüks, süper lüks, ultra lüks" diye pazarlanan daireler arasındaki tek ortak nokta, parke ve pimapen.

    ayrıca emlakçılarımıza göre türkiye'deki dairelerin %90'ı lüks ve süper lüks sınıfında değerlendiriliyor. emlak ilanlarını aratın, bakın; istanbul'un herhangi bir ilçesinde bulacağınız 100 emlak ilanından 900'ünde "lüks, süper lüks, ultra lüks" yazıyor olacak.

    artık sobalı eve falan "normal" diyorlar demek ki.

  • 37. nabil dirar

    google'a "nabil dirar twitter" yazıp ilk linke tıkayıp o profilin gerçek hesap olduğuna inanıp entry girenlerce eleştirilen futbolcu.

    edit : arkadaş entrysini editleyip 726 takipçiyi 10bin yapmış. bu sefer google'daki ikinci linke tıklamış. aferin araştırmacı genç.

  • 38. ezberlenen en saçma şey

    o kurnadan bu kurnaya
    çirkef sıçraaamış
    kırk beş yaşındaaaa da
    adile de haanım
    pek te kartlaaaşmış
    hop hop hop
    ( tonlamalar ve ses tınısıyla)

    allah rahmet eylesin adile ablamıza

  • 39. ramazanın özürlü bebek sayısına olan etkisi

    yeteri kadar kitap okursaniz zaten her kitap hakkinda bir suru elestiriler yazildigini gorebilirsiniz. hicbir kitaba tum dunya istisnasiz alkis tutmaz.

    yine konuyu baska yerlere cekerek; bir fikri degil, bir veriyi elestirmeniz ne kadar dogru bilmiyorum. adamlar arastirma yapip veri vermis. (bkz: korelasyon) oruc ve engelli cocuk iliskisi fikir degil, veri. (bkz: fact)

    ayrica kitaptaki o bolum (kuresel isinmayi engellemek icin atmosfere gunes isinlarini geri yansitacak partikuller birakmak); bloomberg, the economist, popular sciencegibi unlu dergilerde bile "acaba olabilir mi?" mantigi ile konu edinilmisti. kitap bir yargiya varmiyor, "boyle bir sey var; mantikli mi degil mi bilemeyiz, hep dedigimiz gibi biz ekonomistiz vs. sadece onerileni sunuyoruz." minvalinde konusuyorlar.

    konuyu degistirmenin manasi yok. mevzubahis bolum veridir, fikir degil. korelasyonlar her zaman mantikli olacak diye bir sey yok, elestiri yapacaksaniz mantikli argumanlar sunun; mesela "engelli cocuklar o donem hem uganda'da, hem michigan'da gorulen yuksek radyasyon sebebiyle oldu." vs. gibi seyler bulun.

    almanya'ya laf atarken "bunlar nazi, bunlar neler yapti." suclamalari gibi alakasiz girisler (bkz: whataboutism) yapmamizin bize yarari yok.

  • 40. 10

    şimdi öncelikle şu karma geyiğini bi tarafa bırakalım artık. tamam anladık karma
    gibi değil. ama siz de şunu anlayın, amaç zaten o değil, amaç o olsa da "olmaz".
    çünkü bu hem doğanın kanununda yok, hem de müzikte yok. her albüm, kendi döneminin albümüdür. kendi döneminde güzeldir. o oraya aittir. onun tadı onun tadıdır. aynı şeyi yakalayamazsın. zaten yakalamamalısın da. karma, o dönemdeki tarkan'ın ve arkadaşlarının ruhunu yansıtıyor. sanat bu. bir nevi hayat gibi. yıldızlar belli bir hizada bir araya gelir
    ve o güzel görüntü ortaya çıkar ama bu sen her istediğin zaman olmaz. hangi zamana nasipse o zaman olur. işin güzelliği de ordadır. "şu an" ne varsa elinde onun değerini bilmek, onu anlamaya çalışmak, onu yaşamak gerekir.
    zaman geçtikçe bir çok şey değişir ve sesinin taşıdığı duygu da değişir. ayrıca evet aacaipsin, ölürüm sana ve karma tarkan'ın altın üçlemesidir ve ben tek başına bu seri için bile eyvallah derim, üstüne de artık neler gelirse... ama yine de 90'larda çıkıp ta kim hala tarkan kadar star bir düşünün derim. o dönemin tarkanla neredeyse aynı klasmanda olan isimleri bile kayboldu gitti.

    ikincisi özellikle de çok şey beklediğiniz bir isim olmak üzere yeni bir albüm dinlerken; ki artık bu bir sendrom olup isim bile konabilir, şarkılar genellikle baştan anlaşılmıyor. ya da çok nadiren ilk dinleyişte kendine bağlayabiliyor. ama aradan belli bir zaman geçince ilk dinleyişte anladığını sandığın şarkı "sonradan anladıklarının" yanında sönük kalıyor, hatta dinlemiyorsun. bazı şarkıların da demlenmeye ihtiyacı var. sözün özü bir albümü ilk dinleyişte vereceğiniz not pek sağlıklı olmaz. ben aacaipsin albümünde de hepsi senin mi ve kış güneşi hariç diğer şarkılarda hayal kırıklığı yaşadığımı hatırlarım. ama yine de en azından bunlar var deyip arka arkaya dinleyip duruyordum. ölürüm sana'da da yine aynı şekilde. şımarık'ı dinleyip olmamış diye üzülmüştüm ilk gün. ama en azından ölürüm sana var diye düşünmüştüm. karma ona keza.
    bu sefer maalesef olmamış deyip bir ölürüm sana, bir ikimizin yerine, bir inci tanem aramıştım. ama başka güzellikler oldukları ortaya çıktı sonradan. ve bu her sonraki albüm için aynı şekilde oldu.
    metamorfoz berbat dedi herkes. ben de beğenmediğimi hatırlıyorum. ama şimdi görüyorum ki mertamorfoz seviyesine artık çıkamaz diyenler var.

    gelelim 10 albümüne. yine aynı sendromdan müzdarip herkes diye düşünüyorum. ama albümü bir "sendrom" ile savunacak ta değilim. ilk şarkıyı beğenmedim. "yolla" bana çok hafif, basit geldi, tarkan karizmasına yakışan bir şarkı olmadığını düşünüyorum. bir kaç defa dinledim ve bende büyük hayal kırıklığı yarattı. hatta eğer duyumlar doğru ve çıkış şarkısı
    bu şarkı ise kelimenin tam anlamıyla, inanılmaz. albümün üzerinden bir kaç yıl geçtikten sonra bu şarkı internet ortamında öylesine bir yerde paylaşılıp, 10 albümü için önce bunu düşünmüştük te sonradan çıkardık albüme koymaktan vazgeçtik dense, cuk oturur, öyle bi şarkı hissi uyandırdı bende ve hala öyle düşünüyorum. cuppa zamanında lbüm aslında hazırdı da sonradan fikirler değişti
    ve albüm tekrar ele alınacak gibi bir imaj uyanmıştı ve ben de bu titizlikten ve hatta biraz sil baştan durumundan dolayı çoğu kişi gibi acaip bişey bekliyordum. bi de insan diyo ki, aradan bunca yıl geçmiş
    kim bilir ne müzikal birikimler olmuştur, ne fikirler, ne besteler, neler neler olmuştur. bunun üzerine de "yolla"yı dinleyince yüz şöyle bir düşüyor. inşallah başka bir şarkı seçilmiştir çıkış için. ya da inşallah henüz "anlayamamaktan" kaynaklı bir histir. mesela sevdam tek nefes mükemmel bir seçim olurdu bence. ya da kedi gibi. ok yaydan çıkmadıysa bunu ciddi ciddi düşünmeliler bence.
    klip çekildiyse bile iptal edebilirler, koy kenara seneye yayınlarsın :) bence burda tarkan başta olmak üzere albümü hazırlayan ekibin içine düştüğü hata şu:
    piyasaya ve beklentilere oynamak. kafalarda bazı müzikal formüller var ve
    bu tür kaygılardan dolayı düşülüyor bu hatalara. halbuki her zaman kalbinin sesini dinle. farklı ve yaratıcı ol, korkma. sevdam tek nefes biraz elektronik, mesajı pek "çıkış şarkılık" değil, değil. yap, olur o. şarkının ruhu ortada. tutku var, aşk var, heyecan, duygu, karizma var. o "altın çağ"ın şarkısı yani.

    neyse, nacizane değerlendirmelerim bunlar. albüm genel olarak iyi. zamanla değerini daha da bulacaktır. sanata saygı göstermek gerekir. sanatçı; sanatçılar; böyle yorumlamışlar, böyle yapmışlar,
    alan alır, almayan almaz bu kadar basit.

    ha bi de tarkan albümleri arasında her zaman çok süre olmuştur. 3 yıl 5 yıl 7 yıl.
    tarkan artık bu duruma bir son vermeli. niye bu kadar süre abi. niye yani. tamam her yıl da çıkarma albüm ama en azından bu kadar beklemenin de hiç ama hiç bir alemi yok. yap bişeyler işte. akustik yap,
    onu dene bunun dene, sen tarkan'sın. eskimezsin merak etme. bol bol üret. sonraki albüm 2023'e kalmasın mesela :)
    gördüğün gibi bu milletin derdi sensin :)

  • 41. akp içinde hiç fetöcü olmaması

    bugün iktidar gazetesi sabah'a bakayım dedim. chp ile ilgili haberleri incelediğimde, aylardır dile getirilen gerçeği; fetö ile chp'nin aslında kader arkadaşı olduğunu gördüm.

    meğer rakı masalarında dönen siyaset tartışmalarında fetö de varmış ve memleketin dini elden giderken chp ile fetö birlikte çalışmış.

    sonra akp haberlerine baktım. bir de ne göreyim, akp ile fetö arasında katiyen ilişki yokmuş! akp, fetö lideri ya da sempatizanlarına karşı hep mesafeli davranmış ve bunları afedersiniz ama kapısından içeri sokmamış.

    ve sonra okumayı bırakıp işime döndüm. memleketim bence çok güzel.

  • 42. volkswagen polo

    gayet modern ve güzel olmuş. beğenmeyen neyini beğenmemiş anlamadım ?

    alınır mı ? bu şartlarda alınmaz.

  • 43. led zeppelin vs pink floyd vs queen vs the beatles

    hepsini ölümüne dinledim.
    beatles hepsini ezer.
    ben de beatles'a pop grubu diyeni ezerim.

  • 44. internette hastalık arama sendromu

    önceki gün yaptırdığım kan testindeki kreatin kinaz'ın 730 çıkmasıyla yaptığım ve beni kalp krizi geçirdiğim sonucuna ulaştırmış sendrom.

    doktora bugün sorunca da "spor mu yapmıştın testlerden önce?" dediğinde öğrendim ki kasların yıkımından kaynaklanan normal bir durummuş.

    haftasonu uzun süredir yapmadığım ağırlık kadırma çalışmasını yapmıştım ve her yerim et kesiği olmuştu. ondanmış meğer.

    kanser öldürmez, internet öldürür.

  • 45. patlıcanlı karnıyarık

    arabayı da tekerlekli tercih ediyorsundur kesin...

  • 46. takım elbiseyle çorapsız ayakkabı giyme modası

    allah belasını versin öyle modanın.
    bunlar yüzünden normal çorapla takım elbise giydiğimiz zaman keko gibi duruyoruz.
    cesaretimi toplayıp çorapsız deneyeyim dedim, yakışmıyor aga. komik duruyorum, sanki herkes bana gülüyormuş gibi hissediyorum. sanki birşeyi unutmuşum gibi dengesiz dengesiz yürüyorum.
    kim başımıza bela etti lan bunu?

  • 47. burçların bir cümlelik özeti

    ikizler: bugün 3 aylık bir tatil planı yapabilirim yarın ise bunu iptal edebilirim. bugün evet sana final projende yardım ederim yarın ise düşündüm de final projende yardımcı olamayacağım.

    arkadaş bir ikizler tanıdığına pişman eder kişiyi. onunla plan yapmak kumar gibidir, ne çıkacağı belli olmaz altından.

  • 48. sevgiliyiyle seks yapmak istememek

    evlenince o da istemez rahatlarsın.

  • 49. putin'in eşcinsel evliliklere izin veremem demesi

    rus kadınlarının olduğu ülkede, ilik gibi rus kadınları dururken, eşcinsel evlilik peşinde koşan, kadir kıymet bilmeyenlere kapak olmuştur. arkandayız putin reis, beğenmeyen hollanda'ya gidebilir evet.

    edit: tamam lan! rusya'da kadın olsam, lezbiyen olurdum, o derece güzeller. sadece erkek eşcinsellerden bahsetmedim bak, rahat olun homofobi avcıları sizi.

  • 50. ctrl v yapınca hiçbir şeyin yapışmaması

    ctrl+c yerine ctrl+x kullanılmışsa gerginlik yaratır.