Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 16 mayıs 2017 trump erdoğan görüşmesi

    bu görüşme birçok krize gebe. görüşme esnasında veya sonrasında sansasyonel olaylar olabilir.

    (bkz: iki deli bir araya gelmemeliydik)

  • 2. fethullah gülen'in washington post'a yazı yazması

    fetonun laflarını ingilizceye çeviren kişinin yaşamış olduğu ızdırabı bir ben mi merak ettim?

  • 3. biriyle bankta 1saat oturma hakkın olsa kim olurdu

    başlığın ilk entrylerinden birisinde forrest gump denmiş ve bu da güzel bir ayrıntı olmuş zira film forrest'ın bir bankta otobüs beklerken tanımadığı insanlar ile konuşmasıyla başlıyordu. hatta çikolata ikram ediyordu hafızam beni yanıltmıyor ise.

    sanırım ben carl sagan ile konuşabilmek isterdim. aklıma gelen diğer isimler ise ursula k. le guin, edgar allan poe, bertrand russell, tolkien, bob ross ve frank herbert oldu.

  • 4. ekşi sözlük gey tanışma portalı

    başlık ekşi sözlük gey tanışma portalı. herifin tekinin girdiği entry;

    "sik severler derneği kurmayla eşdeğer bir oluşum. heteroseksüel erkekler ekşi sözlük am bulma portalı açsa pis kaka, yok böyle bir ikiyüzlülük derler"

    sana göre bu başlığın heteroseksüel eşleniği "ekşi sözlük am bulma portalı" ise sen zaten saydığın tüm o pis sıfatları hak ediyorsun.

  • 5. trump'ın erdoğan'a 20 dakika ayırması

    ver zarrab'ı al kürdistan'ı şeklinde kısa ve net konular konuşulduğundan yeterli olan zamandır.

  • 6. ricardo quaresma

    beşiktaş'ta faydasız ve yeteneksiz çok futbolcu izledim. bazıları gerçekten yeteneksizdi. bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı ama melekeleri akıllarından geçeni uygulatacak kadar iyi değildi. bazen kızmışımdır, bazen sinirden belki sövmüşümdür de ama hiçbir zaman kötü anmadım onları. sonuçta ellerinden geleni yaptıkları belliydi ve ellerinden gelen de buydu. sağolsun hepsi.

    bazıları da inanılmaz faydasızdı. kimi yetenekliydi ama faydasızdı, kiminin repertuarı faydalı olmaya yetecek gibi değildi. zarar da vermezlerdi ama. kendilerinden bekleneni veremezlerdi sadece. maçlık veya dönemlik kötü performanslarından dolayı o maçta veya o dönemde bunun zararını belki görmüşüzdür ama izleyicisi olduğumuz ''oyunun'' temelinde böyle bir cilve var zaten. bunu ''takıma zarar vermek'' olarak nitelendirirsek dünyanın en iyi futbolcuları dahil, takımına zarar vermeyen oyuncu bırakmayız. bu, oyunun bir parçası. o yüzden onlar da sağolsunlar.

    ama quaresma gibi kötü niyeti yetenekleri ile doğru orantılı olan, resmen takımına zarar vermek için didinip duran bir futbolcu izlediğimi hatırlamıyorum. evet pascal da dahil. çünkü pascal sinsi sinsi meslektaşını sakatlamaya çalışmak yerine gidip ağzının ortasına yumruğu vurup soyunma odasına doğru ilerlemeye başlıyordu.

    maç eksiği ile 2 puan gerideyiz. kazanamazsak liderliği veriyoruz ve sadece 3 hafta kalmış. rakip de ligin averaj takımı olmasına rağmen sezon finalindeki hikayesini seni şampiyonluktan eden takım olma kimliğine ulaşma amacı üzerine kurmuş ve bu uğurda kenetlenmiş. kazanmak ve tüm bu sıkıntılardan kurtulmaktan başka çaren yok.

    şöyle bir senaryoda quaresma'nın çıkıp kırmızı kart göreceğini bildiği halde (görmemiş olması hakemin kötü yönetiminden) ''bile isteye'' rakiplerini tekmelemeye çalışmasının tek mantıklı izahı, kötü niyetli ve takımına zarar vermek isteyen veya hadi biraz daha yumuşatayım, takımının göreceği zararı önemsemeyen, yani takımının şampiyonluğu kaybetmesini umursamayan bir futbolcu olmasıdır. böyle bir futbolcuyu da ne savunurum, ne savunana kulak asarım, ne de bana maç kazandırdığı için yaptıklarını görmezden gelirim.

    o yaptığı hareketlerle kendisinin ve takım arkadaşlarının sezon boyunca verdiği emeğe, sezon boyunca yaz kış kar yağmur çamur maça giden taraftara, cebindeki parasını beşiktaş için harcayan taraftara, kahvede babasının yanında sigara dumanı soluya soluya beşiktaş maçı izleyen çocuklara, teknik heyete ve hocalarına, beşiktaş'ın bugün burada olmasında en ufak katkısı olan ve burada olmasından mutluluk duyan herkese saygısızlık yapmıştır.

    benim futbol anlayışımdan ve benim perspektifimden quaresma'nın durumu budur. katılmayana saygı duyarım ama yarın maç kazandırabilir diye bunları görmezden gelene ve savunana saygı duymam.

  • 7. ganyotçu ebubekir öztürk'ten izmir marşına küfür

    izmir' in dağları götüne girsin.
    izmir' in dağları götüne girsin.

    yaşa mustafa kemal paşa yaşa
    sen bakma bu orospu çocuklarına.

  • 8. avusturya'daki türklerin vatandaşlıklarının iptali

    olması gereken olay.

    "bir de avrupalılar faşizme geri dönüyor" diye sayıklayan mallar var.

    sen git parazit gibi adamların üzerine yapış. uyum sağlamaya çalışmak yerine, kendi ülkende hayal bile edemeyeceğin olanakları, daha nasıl suistimal ederim diye uğraş.

    sonra adamlar siktiri çekince faşizm diye ağla.

    ne oldu, dövlet size bohmir mi?

  • 9. beyin yakan tabanca sorusu

    mermiler art arda olduğundan çevirirse %33,3; çevirmeden sıkarsa %25 ihtimalle ölürsünüz.
    not: silah altıpatlar alınmıştır.

  • 10. mezuniyet + iş bulma + evlilik + çocuk

    okulu uzatma + parasızlık + karısızlık + iktidarsızlık ile kombo çekmekteyim.

    mezuniyet levelinde takılan tayfaya moral bufflamaya geldim.

  • 11. 15 mayıs 2017 bursaspor beşiktaş maçı

    galatasaraylıyım, bütün futbol takımlarının boka battığı dönemde, seyircisiyle gücümüze güç katan, biber gazı paylaştığımız bütün arkadaşları gözlerinden öperim. her şampiyonluk onların olsun, yeter ki bir gün yine akm'nin önünde kolkola birbirimizin tezahüratlarını söyleyebilelim.

    yemişim ligini.

  • 12. mühendislik okuyacaklara tavsiyeler

    sigaraya başlamayın.

  • 13. ekşi sözlük yakıt tüketimi veritabanı

    akaryakıt fiyatları sürekli iki yukarı bir aşağı değişirken, sadece kuruş cinsinden tüketim yazan herkese üşenmedim eksi verdim. he kuruş he.

  • 14. survivor 2017

    bu sabriye'nin davranışlarını nasıl savunabiliyosunuz anlamıyorum aq.

    karıda bildiğin rte gaddarlığı var. eline güç geçse sevmediği herkese hayatı dar eder.

  • 15. içerde

    şu üç günlük dünyada iki derdim vardı, biri müge anlıdaki fatma demir cinayetini kimin işlediği diğeri de sarp ile mert'in kardeş olduklarını nasıl öğrenecekleri. sarp keşke direk müge anlı'ya gitseydi 3. bölümde öğrenmişti mert'in kardeşi olduğunu.
    bu arada koçak gold'un ebesine selamlar.

  • 16. ab ile vizelerin kaldırılması

    loading... "haziran demedim hazır olduğu an dedim."

  • 17. superonline'ın tarifelerini kotalı yapması

    böyle yapınca çok şey değiştiren güncellemelerdir. sevgili ısp ben zaten osurarak bile 50gb data çekebilirim. sen neyin kotasından adil kullanımından bahsediyorsun. hadi eskiden 12-6 idi, şimdi bir de 2-8 arası yapmışsın işi gücü olan adam hayatta faydalanamasın diye. çalışan bir adam 60 liraya boş vaktinde oynamak için bir aaa oyun alsa, ayın geri kalanı 8mbps devam. romanya gibi sikko bir ülke kadar olamıyoruz.

    edit: biraz daha yazasım geldi. 3 kişilik çekirdek bir aile olsa, küçük şımarıklıklar için böyle internetten film falan izlemek istese(parasıyla legit tabi) ve bunu şöyle 1080pdir, bluraydir kalitesinde yapsa gitti yine bağlantı, ayın geri kalan 29 günü kavga ederler interneti kim sömürüyor diye. adil rekabet, tüketici kazıklanmasın vs diye yapılan düzenlemenin sonuna bak ya, durup durup sövesim geliyor.

  • 18. televizyon izletmeden çocuk yetiştirmek

    herkese çok iyi bir fikir gibi gelen ama nedense çoğunluğun yapmayı bile denemediği ebeveynlik. biz deniyoruz. zaten bir kere sizin de hayatınızda televizyon olmaması gerekiyor. evliliğimizin başından itibaren televizyon olmadan yaşadık.* film izleyeceksek laptoptan açtık, maç izleyeceksem kafeye gittim ama günümüzdeki kullanım şekliyle bir nevi kölelik olan televizyon hayatımızda hiç olmadı. bebeğimiz dünyaya geldiğinde çevremizdeki hemen herkes "televizyonsuz nasıl büyüyecek gerçekten almayacak mısınız?" dediler. "almayacağız" dedik elbette. televizyonu bakıcı gibi kullanan türk toplumu için yapmak istediğimiz ütopya gibi geldi galiba. oğlumuzun 2. yaş gününü mart ayında kutladık. bu sürede bronşoit i yüzünden ventolin vermemiz gereken sürede ali baba kırmızı balık gibi videolar izletmek dışında tamamen oyun ve diyalogla büyüttük. eğitici kitaplar aldık ve sabah sekizde uyandığı andan akşam dokuzda uyuyana kadar hep hareket ederek ve konuşarak büyütmeye çalıştık. bazı arkadaşlarım ve dahi abimin " iyi güzel de bu çocuk büyüdüğünde ve arkadaşları bir çizgi film hakkında konuştuğunda oğlun hiç bilmediği için kendisini kötü hissetmeyecek mi?" eleştirileri oldu mesela. ben şöyle düşünüyorum oğlumun da onların bilmediği konular hakkında fikirleri ve yetenekleri olacaktır. bu yüzden kendisini kötü hissetmesinı gerektirecek bir durum yok. bir konu hakkında daha yazıp bitireyim. bir çocuğun bir günde harcaması gereken bir enerji var. yani sağlıklı beslenen bir çocuğun harcaması gereken bir enerji var ve uyanık olduğu 9 - 10 saatte bunu atması lazım. o enerjiye 100 diyelim. şimdi günde 3 - 4 saat tv başında oturan bir çocuk o enerjiyi daha kısa sürede atma ihtiyacı duyuyor. yani durmadan hareket etme imkanı verilen bir çocukla devamlı oturması istenen bir çocuk aynı enerjiyi sarf edemez. ve o kısa sürede de duvarlara tırmanır. yani hiperaktif ve obez çocuklar yetişmesinde televizyonun payı olduğunu kimse inkar edemez herhalde. tabi konu çok kapsamlı ve aklıma gelmeyen çok ayrıntı var. sorular olursa yanıtlarım.

    edit 1 : bu konuyu aslında beyin fırtınası olsun diye yazdım. mevzuyu daha önce düşünmemiş yazarlara düşündürmek ve fikir almak uygulayanlarinda tecrübelerinden yararlanmak amacıyla yazdım. bu anlamda fazlasıyla amacıma ulaştım..

    edit 2: öncelikle yasak kelimesi çok geçmiş. kesinlikle yasak yok. hayatımızda olmayan bir nesne televizyon ve saatlerce sırf ebeveynler rahat etsin çocuk sessizce otursun diye televizyon izletmek yok. onun yerine oyun var. mevzu o.

    edit 3: televizyon görünce ne yapıyor olayına da bir kaç kelam edeyim : özellikle bize saygı duyan ve biz varken kendi isteğiyle açmayan bir arkadaş dışında gittiğimiz her ortamda açık televizyon. bekleme salonlarında hastanelerde... hiç ilgilenmiyor. yani bir su sebili çoğunlukla daha çok ilgisini çekiyor ya da bir saat.

    edit 4 : burada amaç öğrenmeye en açık olduğu dönemi bir kutuya ya da tablete bağımlı geçirmemesi ve mümkün olduğu kadar çok uyarıcıyla uyarıp algıları açmak. bunun dışında bir amaç yok. bu şekilde çocuk büyütmeyi hiç diyalog kurmadan çizgi film ya da her ne çıkarsa çocuklarına onu izleten anne babalara karşı tepki olarak görün. daha fazlası değil.

    edit 5: biz de böyle büyütüyoruz buluşalım çocuklar oynasın diyen yazar arkadaşlar da oldu, televizyonsuz o sessizlikte nasıl duruyorsunuz diyen de. ilgilenen herkese sevgiler.

  • 19. ekşi itiraf

    ''aşk'' hayatım ıspanak gibi yemin ediyorum. al, yıka, taşını/kumunu arındırmak için uğraş , sirkeli sulara yatır. pişirince onca emeğe değmeyecek bir avuç bir şey kalsın.

    bundan sonra bir ilişkide aradığım tek kriter konserve olması. yemin ediyorum kimseyle uğraşacak sabrım yok.

  • 20. 2017-2018 sezonu süper lig sıralaması tahminleri

    "fenerbahçe ve galatasaray'ın olmadığı bir sezonda bile ucu ucuna şampiyon olabilen beşiktaş..." diyen bi arkadaşın fikir yürüttüğü tahminler.

    hayır anlamadığım şu, fenerle gassaray; "biz bu sene ligde olmucaz yaaa siz kendiniz yarışın, biz süper olduğumuz için sizi izlicez, böyle takımlarla maç yapamayız" deyip çekildiler de benim mi haberim yok?

    ulan zar zor şampiyon oluyosunuz diye beşiktaş'ı kıyasladığınız başakşehirle bile birinizin arasında 9 diğerinin 11 puan fark var neyin tatavasını yapıyosunuz?..

    edit:ayrıca başakşehir'in 2. olması takdir edersiniz ki bizim problemimiz değil, hem 1. hem 2. olunmaz ligde, hangi takım 2. olsa biz onunla mücadele edecektik, keşke daha iyi olsaydınız da sizinle heyecanlı maçlar geçirebilseydik..

  • 21. avm'lerin saat 22'de kapanması

    avm'ler 18:00'de kapansın.
    park ve bahçelerde (mesire yerleri hariç) mangal yakmak yasaklansın.
    sahil yollarına araç park edilemesin.
    mesai saatleri sabah 08:00-04:00 ve benzeri olup sadece 30 dk mola olsun.
    et ve sebze&meyve fiyatlarının kabzımal vb. mafyavari oluşumlar tarafından manipule edilmesi engellensin.
    vergi yükü bordro mahkumundan, x üzeri kazananlara kaydırılsın.
    sgk tamamen iptal edilip, özel sağlık sigortası sistemine geçilsin.
    devlet memurlarının işe alımları, ihaleler, genel sınavlar 3. parti bağımsız denetleme birimleri ve uluslararası denetçilere açık olsun.
    internetten kota ve a.k.k kaldırılsın.
    köprü ve otoyollar millileştirilerek maliyetleri vergilerden karşılansın, ogs ve hgs benzeri sistemler ile sadece bakım maliyetleri karşılanmaya çalışılsın. osmangazi köprüsünden geçiş 3 try gibi.
    emeklilik 60 yaşına çıkarılsın.
    emekli maaşına %50 zam yapılsın.
    hali hazırda 60 yaşından küçük olup emekli maaşı alanlara ise %50 erken emeklilik vergisi getirilip, 60 üstü emekliler fonlansın.
    çinekop satışı yasaklansın.
    hayvan hakları ile ilgili yasalara gerçekten caydırıcı maddeler eklensin.
    %1'in altında ev kredisi sadece 150.000 try altına verilsin böylece müteahhit bozuntularının vole vurmaktan ziyade, halka ucuz evler yapmaya yönelmeleri sağlansın.
    yeminli mali müşavirlere, smmm'lere, 3. parti denetleme şirketlerine belirli şartlar altında vergi denetim&ihbar i seçeneği sunulsun ve devamında devlet otoritesince doğrulanan usulsüzlükler için düzenlenecek finansal cezaların bir kısmı bu şirketlere hibe edilsin.

    yani özet olarak avmler 18:00'de kapansın ve insanlar evine gitsin lan. tüm insanlar çoluğuyla, çocuğuyla rahat ve özgür olarak yesin, içsin, dışarı çıksın, sağlık hizmeti alsın vs. vs. vs.

    bu kadar mı zor? bu kadar mı karmaşık?
    değil.

  • 22. otoyollara ortalama hız uygulaması gelmesi

    kurtulmak icin cesitli yontemler mevcut, ama benim derdim o degil.

    benim derdim: 'sizin iyiliginiz icin' diyerek halka yapilan baski.
    sen bosver otoyolu, once sehir icinde emniyet seridini isgal edene 5000,
    kirmizi isikta gecene 3000,
    polis olmadan cakar lambalari takip dolasana 15.000,
    makas atana 10.000 ceza yaz.

    uzerinden rant elde ettiginiz ve ihalelerini yandaslarina peskes cektiginiz duble yollar,
    yapilan korkunc boyuttaki malzeme hirsizligi yuzunden 'niteliksiz' olup bir cok insanin
    kaza yapmasina sebep olunca cozumu buldunuz tabi: 'ceza yazin, yavas gitsinler'...

    kedi caninizi...

  • 23. en leziz peynir

    (bkz: ezine peyniri)

  • 24. minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası

    seviyorum lan sizi sözlük. sizden ülke olsa yaşanır valla o ülkede. hiç bi boku beğenmeseniz de her olayda rezalet diye ortalığı inletseniz de şu tür olaylara vesile oluyosunuz ya hakkaten seviyorum sizi.

    eymen için, bu parayı en kısa zamanda toplamak için az çok demeyelim boş geçmeyelim.

  • 25. sözlük yazarlarının satın aldıkları son kitap

    eski t'ang tarihi (chiu t'ang-shu) çin kaynaklarında türkler

  • 26. converse ayakkabı giyilen korkunç dönem

    yeni dönem beyaz adidas döneminden daha korkunç değildir. en azından farklı renkleri mevcuttu ve göze hoş geliyordu. şimdi ise sadece beyaz adidas, tek renk tek marka.

  • 27. 5000 tl'lik motor alıp karı düşürmeye çalışmak

    düşen bir varlık olarak karı.

  • 28. evde yoğurt yapan erkek

  • 29. 19 mayıs etkinliklerinin iptal edilmesi

    beşiktaş belediyesinin düzenlediği 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramı kutlamaları ve gençlik festivali etkinlikleri istanbul valiliği tarafından kamu düzeni(!) ve kamu huzuru (?) gerekçesiyle iptal edilmesi olayıdır. yorum lan bu ak-itler önceden sadece kendileri kutlamazdı şimdi evetten sonra işi bir tık daha arttırıp bizim kutlamamızıda engellemek istiyorlar kaynak

  • 30. poposu yırtık kot modası

    kimseyi ilgilendirmeyen modadır!! şimdilik böyle yırtarak filan, ucundan kıyısından açıyoruz ama muhtelemen 10 seneye tamamen açarız kıçımızı, öyle gezeriz. ve siz pis erkekler bakmamayı öğreneceksiniz!!! çünkü biz sadece rahat diye bu kotu giyiyoruz, götümüzün konuyla alakası yok!!

    şaka la şaka.
    birazdan bi femenimsi ya da meriç gelmeden aradan çıkayım dedim.
    ne götüm bi moda bu.

  • 31. antik kentte düğün yapmak

    tüm lise hayatım boyunca efes'te çeşitli işlerde çalışmış biri olarak yanıtlıyorum.

    antik kentte düğün yapmak, görgüsüzlügun, barzoluğun, çakma entelligin dik alasıdır. üzerinde yürümeye kıyamadıgınız 3000 yıllık işlemeli mermer blokların üzerine tır çekip ses sistemleri, ışık, masalar, sandalyeler indiriyorlar. kültür bakanlığı desibel sınırı koymuş, kimsenin s.kinde değil. italyan aryasıyla giriş yapıp mahmut tuncere evrilen müzikle gürültü kirliliği, yenilen içilen şeylerin etrafa düşmesi ya da atılmasıyla da çevre kirliliği yapıyorlar.

    gun sonu etraf izmarit, peçete, salatalık-havuc artıkları dolu oluyor. selçuk belediyesi temizlik işçileri gönderiyor ve süpürülüyor. bakın, şu zeminden bahsediyorum. efes'te tarihi kıymeti olmayan tek toz zerresi yoktur. adamlar düğün, konser ayağına buraya gelip varius hamamına işetiyorlar çocuklarını.

    illa bir şey yapacaksan sergi yaparsın, ülkenin dört bir yanından eğitim turları yaparsın, illa para kazanayım diyorsan klasik müzik konseri yaparsın. ama zamanında alkibiadesin, sokratesin ayak bastığı, artemisin memleketinde düğün yapmazsın.

    bu kadar da ortadoğulu olmazsın.

    editleyelim: burada düğün yapılıyor arkadaşlar. bundan 15 sene önce de yapılıyordu, hala yapılıyor. pamucak sahilindeki richmond ephesus, aqua fantasy, ephesus princess gibi otellerin organizasyondur. ücreti mukabilinde orada ekşi fest de yapabilirsiniz.
    paranız yetiyorsa türkiyede polis oldurebiliyorsunuz, bakan satın alabiliyorsunuz, askerden yırtıyorsunuz da bunu mu yapamayacaksınız.

    ülke cahiller ülkesi.

  • 32. chp'li izmir belediyesinden 2017 manzarası

    su kesintisinin yaşandığı bölgede oturuyorum ve burada da fotoğraftaki gibi su tankeri manzaraları var, ama hâlâ chp'ye oy veriyorsak kötünün iyisini seçmek zorunda kaldığımız içindir. su kesintileri yılda bir kez olur, özgürlük kesintisi bir kere kesildi mi bir daha gelmez.

  • 33. yolda sigara içen kızın boynunda sigara söndürmek

    ne yaptığımıza, ne yediğimize, ne içtiğimize, kiminle gezdiğimize, nerede durduğumuza, ne zaman nefes alacağımıza kadar karışan ataerkil zihniyetinize lanet olsun. böyle şerefsizleri serbest bırakan o adaletinizi başınıza yıkacağız!

  • 34. ankara-diyarbakır uçağında yolculardan türkü show

    hemen zıplamış "barzo bunlar" diyenler.

    belirteyim; söyleyenlerin çoğu kürt bile değil, devletin kadrolu "türk" sanatçıları. kabileci geri zekalılara duyurulur.

    70 dakikalık yolculuğun 5 dakikasında resital vermişler, akabinde diyarbakır'daki halk konserine davet etmişler bu temiz kalpli insanlar. bunun tam olarak nesinden rahatsız oldunuz? "gürültü kirliliği" demişler. kaldırın o zaman sokak, metro sanatçılarını. "gürültü kirliliği yapıyorsunuz" diyerek müzik aletlerinin içerisinde biriktirdikleri 5-10 liraya da el koyun.

    nasıl ruh hastalarısınız siz lan? istiyorsunuz ki gram güzel bir şey olmasın bu insanların hayatında. cehennemin ortasına "landing" yaparken hep somurtsunlar, "geldik yine kodumun yerine, şehitler ölmez vatan bölünmez" desinler.

    ben eminim rahatsız olan biri uçaktaki bir kabin memuruna iletseydi yine olmayacaktı bu olay. ama kendinizi o kadar saçma sikik bir şekilde yolcuların yerine koyuyorsunuz ki. 70 küsür yaşında video çekmeye çalışan amcadan da mı utanmıyorsunuz?

    uçuş güvenliğini tehdit etmedikleri sürece bir grup insanın doğu türküleri veya izmir marşı söylemelerinde bir sakınca yok. ben keyif alırım. eşlik de ederim.

    gencin tekinin sevdalı olduğu bir kadına yazdığı şiveli bir anonim türkü sizi neden rahatsız ediyor ya? ruh hastası mısınız? türküde geçen "le le" bu kadar mı şuurunuzu folloş ediyor? 5 dakika lan? o yolculardan biri gelip "x y rezaleti" başlığı açsa yine tamam da, size ne oluyor? amk rahatsızları.

  • 35. harvard'a ajitasyon yaparak %100 burslu girmek

    ortada ajitasyon falan yok ama maşallah başarılı insanları çekemeyen kişi çok. ülkedeki bu çekememezlik illeti öyle boyutlara ulaşmış durumda ki okunulan haberler bile yanlış yorumlanıyor artık.

    habere konu olan nil çakırca, harvard üniversitesine başvuru amaçlı yazdığı 'akıllı telefona sahip olma sürecim' temalı mektubuna aynen şöyle giriş yapıyor;

    "annem ve babamda akıllı telefonların hem sağlığımıza hem de çevreye zararlı olduğuna dair bir düşünce vardı"

    ve ilerleyen bölümlerde ekliyor;

    "gerçekten ihtiyacım olmayana kadar ailemin bana telefon almasını istemedim"

    şimdi bu satırlardan ajitasyon anlamını çıkaran varsa gidip diplomasını yaksın bence. ciddi söylüyorum. boşuna okumuşsunuz onca sene.

  • 36. tek yumrukla 100 kiloluk adamı yere yıkmak

  • 37. penis vajinayı mı arar yoksa herhangi bir delik mi

    fularınızı takmadan okumayın derim, hiçbir şey anlayamıyorsunuz.

  • 38. kocasına sabah uyandırmadan git diyen kadınlar

    kadın köle olmadığı gibi ortak yaşam alanı olan ev de ömür boyu yatma yeri değildir. hem dışarıda hem evde çalışma, hayat boyu malak gibi yat, sonra köle değiliz biz diye çığır, ancak bizim kezbanlara özgü bu.

  • 39. görünen adam

    internette ilk 3 bölümü yayınlanan bir onur ünlü dizisidir.

    onur ünlü'yü severim, sektörün inanılmaz boktan olduğu şu dönemlerde var olması gereken adamlardan. fanları gibi her işine kendimi bıçaklarcasına sevip "onur ünlü kafası abi yığah" olamadım ama filmografisi içerisinde gerçekten güzel yerde olan işleri var. neyse gelelim "görünen adam" dizisine.

    dizinin genel fikri, dünya/atmosfer tasarımı falan gerçekten çok güzel. güzl bir fikirle yola çıkılmış. bu fikri iyi bir görüntü yönetmenliği ile de pekiştirmiş. bunlar ok. ama gel gelelim olay örgüsü, ilerleyiş falan çok vasat ya. aşırı hem de.

    karakterin alakasız aniden saçma sapan tripleri vs. çok kötü. elinde 45 dakikaya sığacak bir şey varmış da 15 dakikaya nasıl indirgerim diye zorlama geçişler var. onur ünlü'den esas beklemediğim şey dizinin mizah yapısı. türk dizilerindeki alışılmış gerizekalılıklara (kendi kendine konuşmalar, düşmeler, kaçmalar, yapacaklarını dışından söylemeler vs.) ve aynı gerizekalılık seviyesindeki esprileri, aşırı özgür olduğu bir mecrada işleme sebebini hiç anlayamadım. ha yer yer güldürmüyor değil, güldürüyor da. ama genel olarak çok kötü.

    umarım ileriki bölümlerde biraz toparlanır.

  • 40. istanbul boğazı neden bir venedik olmasın

    istanbul halkı yüzünden venedikli olamaz .. venedik'i venedik yapan üstünde yaşayan medenilerdir

  • 41. istemeden hamile kaldım deyip kürtaj olmak

    herhangi bir yaşam belirtisi göstermeyen, kalbe sahip olmayan ve sümük kadar küçük bir hücrenin istenmeyen bir durumda oluşması sonucu vücuttan alınmasına dair gerçekleştirilen işleme kürtaj denir.

    babalık hakkı doğumla oluşur. 10 hafta sonunda ise yaşam faaliyeti göstermeye başladığı için yaşam hakkı kapsamında değerlendirilerek yaşamının sonlandırılması yasaktır.

    evet gerizekalılar. akademik bir dil kullanmadan anlatmaya çalıştım. sizin "ama o canlı" diyen aklınızı sikeyim. sümüğünüzü de silmeyin çünkü o da canlı ve mucizevi. kalp kalp.

    beyninizi kullanın. bilmeden atıp tutmayın varoşlar.

  • 42. imkanı olduğu halde aldatmayan erkek

    ahah garip ya.

    lan olması gereken bu zaten? neden övülüyor ki bu erkek. bu yüzden aldatıyorlar işte.
    olması gerekeni yüceltirseniz böyle adamlar illa ki aldatır.

    ayrıca niyork üniversitesinin yaptığı araştırmalara göre bunun kadını/erkeği/gayi/lezbiyeni ve dahası yok.

    sevmeyen insan aldatır.

  • 43. nedim şener

    en büyük başarısı ahmet şık gibi büyük bir isimle anılması olan gazeteci.

  • 44. leyla ile mecnun'un hiç komik bir dizi olmaması

    garip fanlari var bu dizinin abi bulasmayim. justin bieber la tassak gecen okan bayulgen gibi olursunuz sonra. kapiniza dayanirlar valla.

    su dizinin yayinlandigi zamanlar hakkinda bir entry girmistim, hayranlari troll ilan etti beni. 10 yillik yazarlik hayatimda ilk ve tek. adamlar acik acik diyor ki bu diziyi begenmiyorum diyen ya trolldur ya da entellektuel birikimi ve zekasi diziyi anlamaya yetmiyordur. ucuncu bir secenek yok yani.

    o yuzden bulasmayin, tarikat gibi pis bir sey bunlar.

    zorlama diyaloglari, tahmin edilebilir espirileri ve kor gozum parmagina gondermeleri ile katlanilmaz bir diziydi benim icin. sevene saygi duyarim diyecegim ama adamlar her ortamda sevmeyenleri asagilamaya calistiklari icin onu da yapamiyorum. oyle garip hissiyatlar icindeyim.

  • 45. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    allah dert vermesin çünkü derde düşerseniz dertleşme ayağına mini etek sevip sevmediğinizi, beden ölçelerinizi, aşkınızı falan öğrenmek isteyecek baya ekşici varmış, onu farkettim. bi de kriterleri var lan. dert dinlemek için kriter koymuş adam, mini etek sevecek, tayt sevecek falan diye. hahahay...

    dertleşecek insan veritabanı, olmuş tek gecelik aşk aranıyor ilanları...

  • 46. beşiktaş

    tüm kazalara, kötü şansa, bireysel hatalara rağmen geçen sene bitime 3 hafta kalaki haliyle aşağı yukarı aynı konumdadır.

    şampiyon olduğumuz 2015-2016 sezonunda, 31. hafta sonunda en yakın rakibimiz fenerbahçe'nin 3 puan önündeymişiz. ikili averaj yine fenerbahçe'deydi. son 3 maç için mağlubiyet hakkımız bulunmuyordu. sadece bir beraberlik hakkımız vardı.

    geçen sene rakibimizle olan yarıştaki son 3 hafta fikstürlerine bakalım;

    beşiktaş; galatasaray (d), osmanlıspor, konyaspor (d)
    fenerbahçe; başakşehir (d), gençlerbirliği, sivasspor (d)

    konyaspor'un geçen yıl çok daha iyi olduğunu, fenerbahçe'nin son maçının banko olduğunu (ligden düşmeleri kesinleşmişti) ve başakşehir'in bu seneden daha zayıf olduğunu hatırlatalım.

    bir de bu sene rakibimizle olan yarıştaki son 3 hafta fikstürüne bakalım;

    beşiktaş; kasımpaşa, gaziantepspor (d), osmanlıspor
    başakşehir; trabzonspor (d), adanaspor, kayserispor (d)

    bu fikstürlerde gaziantepsor ve adanaspor maçlarının boş maç olduğunu söyleyelim. düşmüş iki takımla oynanacak bu maçlar. trabzonspor'un da ikinci yarının lideri olduğunu belirtelim.

    iki fikstürü karşılaştırdığımızda bu sezonun net olarak daha avantajlı olduğunu söylememiz gerekiyor. özellikle bir deplasman derbisi olması işin içinde, durumu çok güçleştiriyodu. tabii geçen yılki beşiktaş bu senekinden iyiydi ama, fikstür farkını da göz ardı etmemeliyiz.

    beşiktaş'ın bu sezon puan kaybettiği maçlara bir bakalım;

    atiker konyaspor 2-2 beşiktaş
    beşiktaş 2-2 galatasaray
    gençlerbirliği 1-1 beşiktaş
    beşiktaş 1-1 medipol başakşehir
    fenerbahçe 0-0 beşiktaş
    kasımpaşa 2-1 beşiktaş
    karabükspor 2-1 beşiktaş
    beşiktaş 2-2 kayserispor
    antalyaspor 0-0 beşiktaş
    başakşehir 3-1 beşiktaş
    beşiktaş 1-1 fenerbahçe

    bu maçların bize gösterdiği çok net şeyler var. beşiktaş ya deplasmanlarda puan bırakmış ya da evinde gergin olduğu büyük maçlarda. bir istisna var ki; beşiktaş 2-2 kayserispor maçı. bu maçta da haftaiçi olympiacos deplasmanında eforlu bir maça çıkmamız ve kayserispor'un yükselişte olması sonuca etki etti.

    bunun ışığında fikstüre bakarsak, beşiktaş evinde oynayacağı kasımpaşa ve osmanlıspor maçlarına muadil hiçbir maçı evinde kaybetmemiş. deplasmanda ise orta karar bir performans sergilemişiz. avantaj şu ki, deplasman maçımız düşmüş bir takıma karşı olacak.

    bursaspor maçının kimseye ümit vermediğinin farkındayım ama bi' kısım taraftarımız da beşiktaş'ın kimyasının farkında değil açıkçası. bursaspor'un u17 takımıyla bile o gergin atmosferde oynasak zorlanırız. evimizdeki derbileri kazanamama nedenimiz de bu. beşiktaş takımı, fenerbahçe ve galatasaray'la kimseye haber vermeyip bir halı sahada maç yapsa ipe dizer rakibini. fenerbahçe gerginlikten beslenen (örnek: trabzonspor - fenerbahçe maçlarını hep fenerbahçe'nin kazanması) bir takım oldu her zaman. beşiktaş'ınsa kaderi hep gerginlik anında elin ayağın birbirine dolaşması oldu. ve bir müjde, önümüzde hiç gergin maçımız yok artık.

    beşiktaş, bu sezon çok fazla ders aldı. şenol hoca dahil hiç kimsenin bu sezon kadar ders çıkardığı bir sezon daha olacağını sanmıyorum. umarım bir musibet olmadan bu dersleri almış olur ve işi bitiririz.

    geçen seneki beşiktaş'ı y, bu seneki beşiktaş'ı x alırsak; geçen yılki fikstürün zorluğunu q, bu seneki fikstürün zorluğunu w alırsak: y-x < q-w şeklinde bir denklem elde edebiliriz ki bu da şampiyonluğun formulüne işaret eder.

    kısacası geçen seneden kötüyüz, ama fikstürümüz geçen seneden çok daha rahat. panik olmazsak ve gereksiz havaya girmezsek zafer bizim olacak zaten.

  • 47. fahriye evcen'in gittikçe taşlaşması

    teknolojinin gittikçe gelişmesi

  • 48. 45 milyon dolara satılan picasso tablosu

    adamın 45 milyon doları senin evreninde 4,5 liraya tekabül ediyor arkadaşım

    sen 4,5 liraya stres çarkı alırsın adam picasso tablosu alıyor

  • 49. sinema salonunda filmlere koku eklemek

    recep ivedik ise sıkıntılı olabilir.

  • 50. formula 1 şoförlerine pilot demek

    olayı janjanlamak için kullanılan bir ifade ama artık zihinlere yerleşti.

    örnek:

    mercedes pilotu lewis hamilton.

    mercedes şoförü lewis hamilton.

    ilkinde karizmatik, ikincide bir patronun özel şoförü gibi hava oluştu.