Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. abdullah gül

    abdullah gül'de buluşacağıma yüze yüze rodos'a giderim daha iyi.

    gerçi benden önce deniz baykal'ın yapması gerekiyor bunu, abdullah efendiyi başımıza saracağına.

  • 2. survivor 2017

    ulan gece gece iyi guldum yine. furkan mi o biri icin sanirim adem kendi karari yok, karakterini ortaya koyamiyo diyo!?!? dunyanin en kisa fikrasi ya yemin ederim. bi random gulem bari asdfafasdff.

  • 3. özgeçmişini bir film adıyla anlat

    (bkz: interstellar)

    sektörlerararası

  • 4. zarrab benim vatandaşım görevim vatandaşı korumak

    soma'da vatandaşa yumruk atan birinin açıklamasıdır.

  • 5. abd'nin güçlü olmasının sebebi

    kurulduğundan beri bu kadar hızlı gelişmesinin asıl büyük sebebinin coğrafi konumudur. eski teknoloji günümüzün teknolojisiyle aynı olmaması nedeniyle kolay ulaşılamayacak bir yerde bulunuyor ve diğer kıta ülkeleri savaşla şununla bununla uğraşırken amerikalılar uzak olmasından faydalanarak kendilerini eğitimde, mimaride, sanatta, teknolojide vs rahatça geliştirebilme imkanı buldular. 1920-30'lu yıllarda yaptıkları gökdelenleri biz 80-90 yıl sonra dikebildik mesela. adamlar 100 yıl önce yaptığı tankı, uçağı biz daha bugün hala yapamıyoruz.
    zira birinci dünya savaşına kadar hiçbir ülke amerika'nın bu denli gelişmiş bir ülke olduğundan haberi dahi yoktu.

  • 6. matematiğin bir bilim dalı olmadığı gerçeği

    matematik, bilimin ana dilidir.

    bilim, mutlak değildir. mutlak olan insanlar tarafından üretilmiş kavramlara dogma denir. bunu bile bilmeyen bir insanın bilimle ilgili konuşması "ossuruktan tayyare" deyiminin bir örneği olmalı.

    bunun farkında bile olmayan birisinin iki matematik terimi adı yazıp matematiği "tefe koyması" oldukça gülünç bir şey.

  • 7. #pınarürünleriboykot

    evetçi anneme ' pınar ürünlerinde domuz yağı kullanılıyormuş' diyerek katılmasını sağladım. pişman değilim...

  • 8. diyarbakır surlarına inen melekler

    "ne derece doğru bilemiyorum" nedir amk?

  • 9. adana belediyesi'nin arapça levhaları kaldırması

    mülteciler kim köpek kışkırıyor ulan? kim bunlar? ülkenin sahibi mi?

    misafir misafirliğini bilecek.
    kışkıranın da kalkmış götü öyle bir iner ki, mülteci geldikleri ülkede bir kez daha mülteci olurlar. izmir'de olan gibi.

    lafa bak amk.
    ülkenin sahibi sanki, sikişmekten başka bir şeyden anlamayan, ödlek 3 milyon suriyeli.

  • 10. bir kıza açılmak isteyenlere tavsiyeler

    yeşil ışık yakanlara, size beğenisini belli edenlere açılın demiş yazar arkadaşımızın biri. ben de şöyle diyeyim size yeşil ışıklardan oluşan geçit töreni bile yapsa açılırken en az 2 kez düşünün. ( ve bence köpek gibi aşık olsanız bile açılmayın.) sonra küsküyü yiyorsunuz. nerden mi biliyorum ?
    yeşil ışıklardan geçit törenine davet edilen bir arkaşım açıldı ve " sana gerçekten değer veriyorum ancak ben ilişki istemiyormuşum, kafam karışıkmış " cevabını aldı.
    dedim ya bir arkadaşım...

  • 11. 26 nisan 2017 anadolu efes olympiakos maçı

    stad komple izmir marşı söylüyor şu an. tayyip yakında basketbolu tümden yasaklayacak.

  • 12. 26 nisan 2017 medipol başakşehir fenerbahçe maçı

    sonra dedim ki kendi kendime

    ulan biz bu ismail köybaşı denen adamı nasıl kitlemişiz bunlara be.

  • 13. bir cep telefonunu 5 seneden fazla kullanmak

    samsung galaxy s2 ile 6. yılımızı tamamlayacağız bir kaç aya kadar.

  • 14. yatakta sevgiliye sabaha kadar kitap okuyan erkek

    sünepedir. çok açık söylüyorum sünepedir.

    kadınlara kitap okunabilir buna bir şey diyemem ama kadınlar sevilmek için yaratılmışlardır. sevecekseniz en hayvani duygularınızla tüm erkekliğinizle, testosteronunuzun hakkını vererek sevin. siz erkeksiniz, erkek olun. boş romantizm sünepeliktir, net. hiçbir kadın geceyi bir erkek kendisine kitap okusun diye hayal etmez. kadınlar uykuyu emin olun kitaplardan daha çok sever. kimse kitap okunsun diye gecesinden feragat etmez. buna emin olun.

    sevdiğiniz kadın 3 saat sünepece kitap okuyup seveceğinize saçını tutup sevin. belini sıkıca kavrayıp sevin. aynı gece defalarca sevin. 3 defa 5 defa sevin! öyle sevin ki boyun damarları anatomi kitabından çıkmış gibi olsun. boynu gerilmekten kırmızıya çalsın. gözleri sağa devrilsin, saçınıza aşkla, tutkuyla, coşkuyla tutunsun elleri. başını olabildiğince geriye atsın. arada ufak çığlıklar, çoğunlukla iniltiler duyulsun odanızdan. bir kadını bence böyle sevin. geceyi böyle geçirin. kitap ne, şiir ne... boş söz, laf-ı güzaf.

    erkek erkektir, kadın kadındır. kitap da kitaptır. bir kadın bir erkekle bir gece geçiriyorsa gerçekten sevilmek istiyordur. bu kitap okuma sünepeliğine de sırf siz kırılmayasınız diye veya yanlış anlaşılmamak adına katlanıyordur. ses etmemesi de bundan yani, hoşuna gitmesinden filan kesinlikle değil.

    30 yaşına yaklaşınca anlıyorsunuz böyle hakiki gerçekleri. sözlerime kıymet verin.

  • 15. chp'nin referandumu aihm'e taşıması

    seçim kanunu madde 98 ve 101'e aykırı olmasına rağmen 16 nisan 2017 mühürsüz oy pusulalarının kabulü ile başlayan süreç akp talebi üzerine mühürsüz oyları geçerli saydık beyanı ile devam etmiştir. chp türk milletinin iradesine sahip çıkmak için önce ysk'ya* sonra danıştay'a* başvurmuş ve red cevabı almıştır. bu yüzden aihm'e başvuru kararı yurttaşların haklarını aramaya yöneliktir.

    chp sözcüsünün açıklaması için buyrunuz

    ayrıca 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu ile alakalı aşağıdaki konu başlıklarını tarihe not düşelim;

    (bkz: 16 nisan 2017 ysk darbesi)

    (bkz: 16 nisan 2017 ysk açıklaması)

    (bkz: mühürsüz pusula geçersizdir)

    (bkz: 2.5 milyon mühürsüz evet oyu)

    (bkz: 16 nisan 2017 referandum hileleri)

    (bkz: defalarca oy kullanan evet seçmeni)

    (bkz: hayır oyu sıfır çıkan 961 adet sandık)

    (bkz: 16 nisan 2017 halk oylaması hileleri)

    (bkz: 18 nisan 2017 yılmaz özdil köşe yazısı)

    (bkz: evetçilerin ysk skandalına sessiz kalması)

    (bkz: 16 nisan 2017 referandumunda hile yapılması)

    (bkz: muş'ta kalaşnikof ile zorla evet verdiren adam)

    (bkz: referandumda viranşehir de yapılan seçim hilesi)

    (bkz: 16 nisan 2017 mühürsüz oy pusulalarının kabulü)

    (bkz: akp talebi üzerine mühürsüz oyları geçerli saydık)

    (bkz: 16 nisan 2017 referandumda blok oy kullanılması)

    (bkz: 18 nisan 2017 hayırımıza sahip çıkıyoruz eylemleri)

    (bkz: 18 nisan 2017 saygı öztürk mühürsüz pusula yazısı)

    (bkz: 17 nisan 2017 ümit özdağ'ın referandum açıklaması)

    (bkz: ysk'nın mühürsüz pusula geçerlidir kararı almaması)

    edit : başlığı açan suser'ın geçmişte yazdıkları : #5048198.

  • 16. beşiktaş'ın 2 yıl içinde tek büyük kulüp olması

    haksızlıktır. beşiktaş, akhisar belediye, adana gibi takımlarla oynarken, renkliler, ligde, barcelona, bayern, psg ile oynuyorlar. hani tinerci bizdik?

  • 17. ameliyattaki hastanın fotoğrafını paylaşan doktor

    ülkenin doktorunun bile çomar kafasında olduğunu gösteren olaydır.

    not: herkes aynı değil tabi ki.

  • 18. nusret'in şöhret için 2 milyon dolar harcaması

    thy nin milyarlarca tl harcayıp yapamadığını yapmıştır. iyi yatırım para getirir

  • 19. istanbul'un en dik yokuşları

    25 yıllık fulya'lıyım. roberto carlos dan daha iyi bacak kaslarım var.

    fulya yokuştur biraları tokuştur.

  • 20. uçak yolculuğu sırasında sinir eden olaylar

    okyanus ötesi uçmuyorsak ota boka sinir olan pembe götlü lord özentilerinin cıkcıklamaları dışında hiçbir şeye sinir olmam. dar koltuk mesafesi dahil. uzun boylu ve uzun bacaklı olduğum halde.

    havadasın. bulutların üstündesin. karayolu ile günler sürecek yolu birkaç saatte alıyorsun. uçuyorsun bir kere. muazzam bir teknoloji ile seyahat ediyorsun.
    alt tarafı iki saat, bilemedin üç beş saat sıkacaksın dişini. kitap/dergi oku, kulaklığını tak müzik dinle, film/dizi izle, viski iç, camdan dışarı bak... ne zorunuz var hostesin makyajıyla, milletin sohbetiyle davranışıyla, bebekli yolcuyla falan? ruh hastası mısınız nesiniz?

  • 21. dev yılanın kadını yutması

    inci sözlük kapandı mı? sorusunu akıllara getiren başlık ve içeriktir.

  • 22. çayı şekersiz kahveyi sade rakıyı sek içen tip

    songül karlı'yı nasıl sevdiği malum olan tip.

  • 23. cin musallatı belirtileri ve alınacak önlemler

    bu amınakodumun gecesinde cinle insanları korkutmaya çalışan yazar saçmalığı nedir biri bana bunu açıklasın. bazı yazarların anasını cin mi sikti?

  • 24. ideal zeytinin bir türlü bulunamaması

    belki de sadece benim bulamamam. arkadaşlar bir şey soracağım: siz bu zeytin işini ne yapıyorsunuz? her kahvaltılıkta bir standart oturttum hemen hemen ancak bu zeytinde hala bir standart yakalayabilmiş değilim. bir kere çok tuzlu değiller mi yahu? şarküteri reyonlarında zeytinleri deneyip deneyip almamaktan mimlendim artık. sanki ben oraya para vermeden zeytin yemeye gidiyormuşum gibi bir hava oluştu markette. yiyip yiyip almayacağımı bildikleri için artık küreği bile doğru düzgün uzatmıyorlar. hele çiğneme yaptığım sırada onların o eller belde baygın bekleyişleri… gözlerimi kaçırıyorum, hızlı hızlı çiğnemeye çalışıyorum falan. sanki gurmeymişim gibi tripler böyle gözleri kapatmalar vs.. bi ara espri yaptım “çay var mı yae??” dedim hani o kadar zeytin yedik bari bi çay içelim gibi o an bana komik gelen, fakat şu an bunları yazarken o kadar da komik olmadığını farkettiğim son derece boş bi espri yaptım. o kadar anlamsız gözlerle karşılık verdi ki, uzatamadım.

    sonra dedim ki ulan deneyip deneyip almıyorum bari anlamlı bi nedeni olsun, bi muhabbet olsun, bi sıcaklık olsun..anadoluluk katayım işin içine duygusallık katayım dedim ve durduk yere “bizim köydeki gibi değil ya” dedim. ulan hayatımda köy mü görmüşüm ne köyü hangi köy? tamamen saçma sapan gereksiz bir muhabbet. kaldı ki bir beyaz yakalı istanbul çocuğunun eline, yüzüne, gözüne bulaşacak türden tehlikeli bir muhabbet. herif de “yoo bu doğrudan bizim köyden geliyor aynısı” demesin mi? bir de edremitliymiş, yani teoride daha iyi zeytin alabileceğin başka bir bölge yok :/ “siz nerelisiniz ki?” dedi. adam da tabii zeytin uzmanı şimdi merak etti edremit zeytinini beğenmeyen ve köydeki zeytinlerini özleyen bu yaman anadolu çocuğu hangi köyden, hangi bölgeden diye merak ediyor. ben de o heyecanla “istanbulluyum” dedim mi? orada da bi sıçtım mı? ulan zeytinleri yerim yerim almam, gereksiz gereksiz espriler yaparım, köylüyüm derim istanbullu çıkarım… bir de toparlayayım diye hemen arkasından “yani babam çemişgezekli” dedim. yazları onunla gideriz köye falan diye attıkça atıyorum adama ama alakası yok yani ben hayatımda bir kere bile gitmedim çemişgezek’e. bu muhabbeti duyan arka tarafta et reyonuna bakan bi adam aniden dönüp 94 desibel ile “neeeeee sen çemişgezekli misin ya!!!” diye satırla üzerime doğru bi koştu, hemşeriymişiz.

    “senin gibi sarı oradan nası çıkmış öyle yaa”lar olsun, “asıl kürtler sarı olurmuş zaten”ler olsun..adam neler neler anlatıyor, ne detaylar veriyor da bana köyün adını sorsa nüfus cüzdanıma bakmak zorundayım, öyle bi alakasızım konuyla ama inanılmaz duygulanmış gibi yapıyorum adama karşı gözlerimi doldurmaya çalışıyorum, ben de kaptırdım kendimi. aşırı gereksiz bi duygu yüklendi ortama. halbuki benim aklımdan o an tek bir şey geçiyor: şu köşedeki yeşil zeytini de deneyip sktirip gidicem. aklımda başka hiçbir şey yok. muhtemelen o zeytin de istediğim gibi çıkmayacak ama insanın aklı kalıyor işte. hayır anlamadığım şey ne biliyor musunuz? yaklaşık 20 dakikadır zeytin reyonunun önünde yaşadığım bu kararsızlık sürecinde en az 10 kişi gelip resmen denemeden zeytin alıp pıtır pıtır gittiler.

    bazen büyük bir trolling içinde olduğumu falan düşünüyorum. yani sanki benim evde özellikle çekmeyen bir kanalda bu yaşadığım ızdırabın realitysi döndürülüyor da kimse bana çaktırmıyor gibi. zaten bir yerde okuyup not almıştım; "hayatın bizle dalga geçtiğini şurdan anlayabiliriz; cahit sıtkı tarancı 'yaş 35, yolun yarısı eder' şiirini yazmış ve 46 yaşında ölmüş. sezai karakoç 'uzatma dünya sürgünümü benim' şiirini yazarak ölmek istemiş ve şu an 82 yaşında hala yaşıyor" deniyordu. yani gerçekten de ufak ufak bi makara dönmüyor değil, insan huylanıyor. madem şairlerden gidiyoruz, aklıma geldi..şemsi belli o zamanlar lise 1'e gidiyor, bir kıza aşık. kızın ismi nebahat. aynı sınıftalar ve nebahat'ın başka bir özelliği daha var: il jandarma komutanının kızı. yani oldukça tehlikeli bir kızdan bahsediyoruz, özellikle o dönem için. edebiyat öğretmeni o gün derste yahya kemal'in 'ses' şiirini işliyor ve şiiri okuması için belli'yi seçiyor. belli ise şiirdeki "his var mı bu alemde, nekahat gibi tatlı" dizesini "hiç var mı bu alemde nebahat gibi tatlı" diye değiştiriyor okurken. öğretmen çıldırıyor ve hatta artık nasıl bir muhafazakarlık hakimse ortama, belli okuldan atılıyor (oha). malatya'da o dönem başka lise olmadığı için elazığ'a gitmek zorunda kalıyor ve hatta o yıl bu perişanlık içinde sınıfta kalıyor. allah belanızı versin.

    bilenler bilir, başka bir tuhaf hikayenin kahramanı da ahmed arif'tir. kendisi cemal süreya'yı o kadar seviyormuş ki onun kız kardeşiyle daha bir kere bile görmeden evlenmek istemiş. cemal süreya konuyu kız kardeşine açmış ve bir şekilde ikisini tanıştırmak için zafer çarşısı'nda buluşma ayarlamış. herkes heyecanlı. süreya ve kız kardeşi gelmişler ve beklemeye başlamışlar. 1 saat, 2 saat, 3 saat..ahmed arif yok, mecbur kalkmışlar. daha sonradan öğreniyorlar ki ahmed arif gömlek bulamadığı için görüşmeye gitmemeyi daha mantıklı bulmuş. tabii bunu haber verecek telefonu da yokmuş. herkes bunu böyle naif bir hikaye olarak anlatır ama bence arif'in başına o gün başka bir şey geldi, yemiş süreya'ları. ayrıca araban olmamasını, evin olmamasını, telefonun olmamasını falan anlarım da, gömleğin de yoksa yani evlenme abi bi zahmet zaten. mesela ben doğru düzgün bir zeytin standardı tutturmadan bile evlenmeyi çok yanlış buluyorum. yarın karıma bunun mantıklı bir izahını yapamam. kısacası, o zeytini bulmam lazım, yardımlarınıza açığım.

  • 25. eti'nin sinsi gibi hiçbir şeye karışmaması

    amk zaten ülker niye karıştı ki? başındaki adamların siyasi duruşundan falan filan.

    kek çikolata falan yapıyorsun lan bisküvi yapıyorsun. zaten bisküvi üreten bir kurumdan neden ülke siyasetinde bir şeylere karışmasını bekliyoruz ki?

  • 26. ekşi itiraf

    bugün bankada hesap işim vardı, öğrenci* olduğumu öğrenen bankacı kadın ısrarla bana sen diye hitap edip, küçümser ifadeyle konuşurken(hesaba atacak paran var mı? öğrencisin ne yapacaksın? vs), takım elbiseli, kırklı yaşlarında bir godoman geldi ve "x bey nerede, biliyor musun?" diye sordu, bizimki gülerek "bilmiyorum, bi arayıp sorun" dedi. ben siz diye hitap etmeme rağmen, ısrarla bana sen dedi, o godoman da emir şart kipleriyle konuşup sen diye hitap etmesine rağmen bankacı abla siz diye hitap etti. belki başkası takılmazdı bu konuya ama deli oldum ben. o bankada birkaç milyon lira mevduatım olsaydı acaba bana nasıl hitap ederdi?

    öyle kesinlikle bana siz denilecek gibi bir kompleksim yok, sadece gösterdiğim muameleyi görmek istiyorum ama ne banka önüne çekecek bir audi a6'm(zengin, godoman denince aklıma direkt bu araba geliyor böyle bir algı var) var ne milyonluk mevduatlarım.

    parasızlığın tek güzel yanı var; sahte ilgi ve yalaka insan olmuyor etrafınızda.

    edit; kelime düzeltme.

  • 27. kızların hoşlandığı erkeğe yaklaşma metotları

    yaklaşmasına gerek yoktur, güzel bir bakış ve gülümsemenin akabinde erkek zaten hemen yavşar. bu yavşama doğuştan gelen bi özellik. güncellenemiyor da, direk sistem dosyası şeklinde.

    edit: başlık başa niye kaldı ki?

    edit 2: debe olsaydı böyle bir entry ile debeye girdiğim için gurur duyardım. annem, babam falan da çok sevinirdi tüh.

  • 28. sözlükçülerin ihtiyacı olan nakit para

    98 lira 55 kuruş param var. 1,45 daha olursa 100 lira bütün yapar bozulmasın diye hiç harcamam ^.^
    (bkz: küçük şeylerle mutlu olmak)

  • 29. stalk sözcüğüne türkçe isim önerileri

    (bkz: dikiz)

  • 30. gökhan töre

    tam trabzonluk topçu

    osmanlı, başakşehir ya da kasımpaşa oldu o da olumlu

    üstteki arkadaşa cevaben, west ham bunu bırakalı çok oldu takılıyor işte.

  • 31. 26 nisan 2017 11 bin polisin açığa alınması

    her yere kendi adamlarımızı yerleştirelim kafasıyla çıktıkları bu yolda 15 yılın sonunda ırzına geçilmedik devlet kurumu kalmadı. zamanında kendi adamlarıydı şimdi vatan hainleri öyle mi? biz de bunu yedik, hepiniz aynı boksunuz.

  • 32. bir anda ortaya çıkan limonlu su çılgınlığı

    (bkz: beyaz yaka mitleri) tarçınlı su bitti bu başladı.
    çok şey yapmamak lazım. sonuçta dar paça eşofmanı geçen sene giyene ''o ney lan makedon güreş antrenörü gibi?'' diyen adamlar bu sene bunu giymeyeni eşek yapıp eşek adasına sürüyor.
    bunlara tek lafım; ne yaparsanız yapın ne zengin olacaksınız ne zengin gibi yaşayabileceksiniz. bunu bilerek geri kalan hayatınıza devam edin.

  • 33. 25 nisan 2017 muharrem ince'nin istifa çağrısı

    "muharrem ince ne amk?" diyen adamlarin anlamadigi su. bu halk kilicdaroglu gibi, birine oy vermiyor kardesim. bi dahaki secimde alip alabilecegin oy %25. ve yerine onun gibi birini getirince de oy vermeyecekler.

    muharrem ince hitabiyla, durusuyla akp-mhp secmeninden bile oy alacak birisi. belki de chp'deki tek kisi.

  • 34. aldatan kadını yakalama yöntemleri

    amına gizli kamera sokun :/

    edit: düşündüm de götüne de bi kamera lazım
    edit2: ağzına da
    edit3: eline :s

    mesajla "memişleri mıncıklatırsa nasıl anlayacaz" diye soranlar oldu. cevap veriyorum: anlayamazsınız!

  • 35. magmaya kadar kazarak enerji elde etmek

    jeotermal neydi? jeotermal sevgiydi, emekti.

  • 36. arkadaşlık bitiren oyunlar

    (bkz: amerika'nın oyunları)

  • 37. mehmet demirkol

    bu ülke ne zaman bu hale geldi bilmiyorum minvalinde şeyler söyledi az önce. çok iyi biliyorsun demirkol, hepimiz biliyoruz.

  • 38. kitap okumak kültürlü olmakla paralel değildir

    kitap okumak kültürlü olmakla paralel değildir. ancak nitelikli kitaplar okumak kültürlü olmakla paraleldir. her kitap okuyana bu bakımdan kültürlü denilemez. ancak kütüphanesine bakmadan önce bile bir ortamda konuşulan konularda kendisini ifade ediş tarzı, hayata bakışı bize zaten bu konuda fikir verecektir.

  • 39. akp'li il-ilçe yöneticisi 800 kişi hakim yapıldı

    chp istanbul milletvekili barış yarkadaş, önceki gün akp'li sekiz yüz avukatın hakim olarak atandığını açıkladı. yarkadaş, atanan isimlerin birçoğunun il ve ilçe yöneticisi olduğunu söyledi.

    adalet bakanlığı'nın "avukatlıktan hakemliğe geçiş sınavı mülakat sonuçları" önceki gün açıklandı. mülakatlarda, yazılı sınavda 80'in üzerinde puan alan birçok isim elenirken, 55-60 puan alan avukatlara hakimlik yolu açıldı.

    atamalara tepki gösteren chp istanbul milletvekili barış yarkadaş "en büyük adaletsizlik adalet bakanlığı'nda yaşanıyor" dedi. akp'nin "parti devleti" kurma çalışmalarını yargı kurumlarında da sürdürdüğünü belirten yarkadaş şöyle konuştu:

    "yargı çevrelerinden edindiğim bilgiye göre, avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavında iç karartıcı bir tablo var. sonuçları referandumdan sonra açıkladılar... kadrolaşma tartışması yaşanmasın diye referandumun bitmesini beklediler. önceki gün açıklanan mülakat ve atama sonuçları zaten kadrolaşmayı açıkça gösteriyor. yazılı sınavda 80 puan alan avukatlar devre dışı bırakılıyor. 55-60 puan alanlar ise mülakatı geçiyor. bu kişilerin tek özelliği ise akp'de yöneticilik görevinde bulunmaları... akp, kadrolarını hakim yaparak yargıyı kontrol altında tutmak istiyor."

    yolu khk ile açtılar
    akp'nin yargıda kadrolaşabilmek için khk çıkararak kadrolaşma yolunu açtığını belirten yarkadaş, "1500 hakim açığı var denilerek sınav açtılar. ancak ne ilginçtir ki sadece 900 hakim aldılar. bunların 800'ü de akp'li" dedi.

    önceki gün atanan bazı isimleri de açıklayan yarkadaş sözlerine şöyle devam etti:

    "mülakata akp yöneticisi ve üyesi yaklaşık bin avukat giriyor. bunların sekiz yüzü, yazılıda düşük puanlar almasına rağmen mülakatı kolaylıkla geçiyor. aslında isimlere baktığınızda kerametlerini anlıyorsunuz. örneğin, kadir nozoğlu bu isimlerden biri... nozoğlu akp elazığ merkez ilçe başkanı... dünden itibaren artık hakim..."

    yarkadaş tespit edebildiği diğer isimleri de sıraladı:

    "bu isimlerden biri de behice çavuşoğlu... hanımefendi, akp giresun kadın kolları başkanı... ceyda bozdağ, edirne merkez ilçe başkanlığı yöneticisi ve akp edirne milletvekili aday adayı... hacer alan, ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek'in avukatı... ve bu gibi yüzlerce isim... akp, mahkemeleri adeta ilçe başkanlığı haline çevirdi. bunun acısını toplumun tamamı çekecek..."

    adalet yok
    yapılan son atamalarla adalete olan güvenin yüzde otuz seviyesinden daha da aşağı ineceğini belirten yarkadaş, "adalet yoksa hiçbir şey yoktur" dedi.

    akp yöneticilerinin en büyük korkusunun yargılanmak olduğunu belirten yarkadaş, "işledikleri suçlardan kurtulabilmek için yargıyı kontrol altında tutmak istiyorlar" ifadesini kullandı.

    akp yöneticiliği yapmış kişilerin şaibeli bir biçimde hakim yapılmasının muhaliflere gözdağı niteliği taşıdığını da belirten yarkadaş "erdoğan'ı ya da akp'yi eleştirdiği için gözaltına alınan bir kişi, bu hakimlere emanet edilecek... bu tablodan adalet çıkmaz! bu kişiler partizan gibi davranır ve intikamcı bir anlayışla hareket eder. adalet intikamın bir aracı haline gelir. işte en korkunç olanı da budur" dedi.
    link.

  • 40. % 48 hayırcı cephe

    sizin cephenin lideri gibi kendi kızını danışmanı yapıp devletin kasasından 40-50 bin lira maaşa bağlayan liderlere sahip olmaktansa lidersiz olmak daha iyidir.

  • 41. kemalist esnaftan alışveriş yapmama kararı almak

    alternatif boykot önerileri: kemalist semtlere gitmemek. kemalist sahillerde mangal yapmamak.

    gelmeyin acımızdan ölelim.

  • 42. nisan 2017 tsk'nın pyd'ye savaş açması

    başlık yanlış açılmış bence. pyd bir terör örgütüdür ve terör örgütleri ile savaşılmaz, mücadele edilir. pyd ile savaşıyoruz demek, pyd'nin meşruiyetini kabul etmektir ki bu asla kabullenebileceğimiz bir şey değil.

  • 43. zonguldak'ta silahla vurulan 6 yunus

    balıkçı ağlarını parçaladıkları için balıkçılar tarafından öldürülen yunuslar...

    sizin şerefinizi sikeyim ey balıkçılar...

  • 44. abd türkiye'ye demokrasi getirdiğinde yapılacaklar

    cok alem yazarlar var.
    abd neden buraya demokrasi getirsin oglum? rte ile dusman mi saniyorsunuz? abd suudlara niye demokrasi goturmuyor cok merakliysa peki? neyse konu abd niye gelsin? sahi niye lan?
    suriye gibi ortak pazar ve imf turu kuruluslara kapiyi mi gosterdik? dis ticarette dolar yerine yen mi kullandik? dis ticaret icin ne urettik? ne ektik ne bictik? kaddafi gibi petrolu euro ile saticaz mi dedik? sahi neye hayir dedik ki demokrasi gelsin?
    somurgenin kanli canli kanitiyiz. okullarda okutulsak yeri. ama adam abd geldiginde diyor. lan daha nasil gelsin? eli silahli askerin sokakta gezmesine gerek yok. kazandigin her kurusu malboro, starbucks, apple, ford, hp ve benzerlerine teslim ediyorsun. kore diyor suriye diyor irak diyor kosuyorsun kan vermeye. bakti sag oylar dusuyor caat darbe. bakti petrol geliyor cat exon ve digerleri hazir.
    niye asker getirsin oglum buraya? neye karsi cikiyorsun ki gelsin?
    bugun hindistan'in ingiltere'ye baglandigindan cok daha agir bir somurge hayati var. herifler neredeyse siradaki somurgeyi bize aratip referans verin cok temiz somurdugumuze dair diyecek. ne isgali? gece gece guldurmeyin.

  • 45. 26 nisan 2017 darüşşafaka doğuş real madrid maçı

    tribün hep beyaz gömlek. plaza bölgesinden çıkan maça gitmiş tribün kuzuların sessizliği gibi. tamam holiganlık yapın demiyorum da az tepki verin.

    daçkanın kazanması ümidiyle.

  • 46. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    niyeti düzgün olan elin parmak sayısını geçmeyecek insan üzerine alınmasın fakat ekşi sözlük kendini bir bok sanan abaza veritabanıdır burası efendim

  • 47. jelko obradoviç

    şenol güneş denilen dallama, kariyerinin en büyük başarısını dün gece, bu başlık altında kendisiyle kıyaslanarak elde etmiştir. öyle büyük bir adam ki bu, selülozik tiner bağımlısı piçleri, elma ile armutu kıyaslayacak noktalara getirmiştir. şenol güneş denilen taşakları hamsi kokan yavşak, obradovic'i görse secde edip, "şefaat ya resullah" der.

  • 48. ucuz iç çamaşırı giyen kadın

    kendisine şiddetle a101 de satılan 3'lü bambu donlardan tavsiye ederim. 5,25 tl idi en son.

  • 49. 10 yaşındaki çocuğun sokakta kadına laf atması

    çocuktur , yapar geçer boşver ne olacak, demeyeceğim bir hadiseyi sizlere anlatmak istiyorum. anlatım bozukluğu olabilir çünkü olayı yeni öğrendim ve şuan kriz geçiriyorum. kızgınlığım çocuktan çok bunu olağan gören ebeveyn'ine annesine. bir insan 10 yaşındaki bir çocuğa eğitim, ahlak,saygı gibi insan da olması gereken temel unsurları öğretemeyecekse; annelik hakkı elinden alınmalı.

    gelelim konumuza;

    yer istanbul'un en pislik yobaz çağdaşlıktan uzak semti esenler'de meydana geliyor. aynı apartman'da yıllardır kardeş olarak büyüdüğüm, komşum adını vermeyeceğim; kadın arkadaşım evine giderken mahalle'de oynayan 10 yaşındaki bir orospu çocuğu veledin sözlü tacizine maruz kalıyor. evet 10 yaşında bir çocuk 30 lu yaşlarda arkadaşıma 'memelerini yalarım' gibi iğrenç birşey söyleyip, pis pis sırıtarak topunu oynamaya devam ediyor. arkadaşım o anın şokuyla birşey yapamıyor tabi ki ne yapsın çocuk o daha.

    bir süre soruştururak çocuğun annesini buluyor. evine gidiyor. çocuğun ruh halinin, geleceğin potansiyel sapığı, kadınları katleden, tecavüz eden erkek tipi olduğunu bunun için bir doktordan yardım almasını söylüyor; ama karşılaştığı tepkiyle bir kez daha şoka giriyor. çocuğunu uyarıp, olayı ciddiye alması gereken kadın, ' oğlum daha önce de kızlara bu şekilde laf attı. çocuk o daha yapacak birşey yok.' deyip; konuyu kapatmaya çalışıyor.

    bu kadarına da artık pes diyorum. buraya kadar çocuğa olan öfkem bitti. böyle ebeveynler olduğu müddetçe; tecavüzler kadın cinayetler,i kadınlara şiddet son bulmaz. bunun çözümü yine kadınlar da anneler de bitiyor. sen evladına bunu aşılamazsan, sen evladının yaptıklarına çocuk o dersen o çocuk ileri de senden aldığı güveni cesareti başka kadınların hayatlarını karartır. erkek çocuklarını cesur büyüteyim. onlar evin direği, onlar prens, erkek yapar, ama kız çocugu yapamaz diye düşünen erkek evladını bu şekil de büyüten bütün annelere yazıklar olsun.

  • 50. 25 nisan 2017 akpm'nin türkiye'yi denetime alması

    "darbeci avrupa bizi sevmiyür, anlamiyür" diyen büyük resmi göre göre artık ezberlemiş arkadaşlar;

    avrupa konseyi türkiye'yi en son ne zaman denetim sürecine almakla tehdit ediyordu biliyor musunuz? pek sevgili ak parti'nizin 2008'deki kapatılma davası anayasa mahkemesinde sürerken! eğer o davadan akp'nin kapatılması kararı çıksaydı akpm "bu kadar büyük destek alan bir iktidar partisinin kapatılması demokrasiyle bağdaşmaz" diyerek 4 yıl önce çıkardığı sürece geri alacaktı bizi. bu benim iddiam falan değil, yaşı yeten hatırlar yetmeyen de gitsin araştırsın bi zahmet.

    şimdi bu avrupa konseyi sizin kıymetliniz akp'nin kapatılmasına karşıydı zamanında. peki ne oldu da bugün aynı akp'yi ellerinden gelse bir kaşık suda boğacak duruma geldiler? bir anda kafalarına türk düşmanlığı dank etmedi elbette, geçen sürede nelerin değiştiğini anlamak için 2008 akp'si ile 2010 sonrası akp'ye bakmanız yeterli.

    akpm neden bu kararı aldı? aslında dediğim gibi 2010'dan bugüne yaşanan irili ufaklı pek çok olay bizi bu noktaya götürdü ama tabi ki kararın alınmasında en önemli etken son zamanlarda yaşananlar. neler bunlar?

    1. darbe girişiminin üzerinden neredeyse 1 sene geçmişken, yakalananlar yakalanmış kaçanlar muhtemelen asla bulunamayacak şekilde kaçmışken, artık ortada darbe tehdidi falan yokken ülkenin hala ohal khk'larıyla idare ediliyor olması

    2. on binlerce kamu çalışanın işten atılması. ve bu atılanların ciddi bir kısmının atılma gerekçeleri "bank asya'da falanca tarihte 3 aylığına hesap açmış", "bir arkadaşının arkadaşı bir fetö'cüyle 5 dakika telefonda konuşmuş" gibi sikik sokuk şeyler olması

    3. haksız yere işten atılanların tespiti ve işe iade edilmeleri için güya bir ohal komisyonu kurulacaktı, aylar geçti bu komisyon hala göreve başlayabilmiş değil. ki göreve başlasa bile 7 kişilik komisyonun on binlerce dosyayı incelemesi seneler sürer. bu arada bu insanlar ne yer ne içer, çocukları sandalye bacağı mı kemirir ne yaparlar sikleyen yok. ayrıca anayasa mahkemesi de bu ortada olmayan komisyonu etkili bir başvuru yolu olarak kabul etmiş, bireysel başvuruları reddediyor iç hukuk yolları tüketilmedi diye o da ayrı bir rezalet.

    4. adam öldüren polise on bin tl para cezası, tecavüzcüye üç beş ay hapis cezası verip atilla taş gibi darbeyle uzaktan yakından alakası olmadığına neredeyse bütün ülkenin şahit olacağı bir adamı hiç bir gerekçe gösteremeden aylardır hapiste tutan çarpık adalet sistemi

    5. bütün bunların üzerine tuz serper nitelikteki rezil, demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir anayasa değişikliği

    6. sırf hükümeti eleştiriyor diye islami oluşumların bile konuşma yapmasına izin verilmeyen baskı ortamı.

    ve tutuklu gazetecilerden tutun eşit olmayan seçim kampanyasına kadar türkiye'yle ilgili bütün acı gerçekler.

    "avrupa türkiye'yi anlamıyor, bizi tanımıyorlar" diye gerizekalıca bir söylem var. arkadaşım zaten avrupanın bizi değil bizim onları anlamamız gerekiyor, bütün olay o. bugün dünyada tek bir medeniyet var, o da avrupa medeniyeti. tek bir güç var demiyorum, tek bir medeniyet var diyorum. hukuk sistemiyle, yaşam koşullarıyla, işçi haklarıyla, siyasi yapısıyla, hak ve özgürlüklere saygısıyla nereden bakarsanız bakın avrupa tek gerçek uygarlıktır. türkiye'de karnı doyan suriye'liler canlarını riske atıp neden avrupaya gitmeye çalışıyorlar zannediyorsunuz?

    milletin bekası ve halkın refahı için avrupa sistemine bir şekilde dahil olmak zorunda olduğumuzu atatürk anlamıştı, ondan önce osmanlının son dönemlerinde başa gelmiş bazı padişahlar anlamıştı, paşalar vezirler mebuslar anlamıştı. 2017 türkiye'sinde ise kimse anlamıyor amk. kurucu üyesi olduğumuz avrupa konseyi'ne posta koyuyoruz, böyle bir rezillik olamaz.

    daha hangi ülkelerin ab üyesi olduğunu bilmeyen şahısların yönettiği ülkenin buraya kadar gelmesi bile başarıdır ya neyse...

    "zaten bizi ab'ye falan almayacaklar, istediğimiz kadar kavga edelim avrupayla ne olur ki" kafasındaki dangalaklar da yarın avrupalı yatırımcılar bir bir ülkeden çıkmaya başladığında, ambargolar başlayıp dolar euro alıp başını gittiğinde görürler günlerini.

    ayrıca şu idam işi ciddi bir şekilde gündeme gelirse asıl o zaman seyredin cümbüşü... eğer idam referandumu yapılırsa sırf boka batış sürecimiz tamamlansın da daha fazla acı çekmeyelim diye evet diyeceğim. 1. dünya savaşı sonrasında battığımız boktan kurtulmuştuk, pek uzun sürmedi bok üzerindeki maceramız kısa süre sonra yine batmaya başladık ama bu seferki farklı olur belki kim bilir. gerçek şu ki bu milletin aklı başına ancak burnuna kadar boka battığında geliyor.