bir kampanya sloganı.
aşağıda bulunan mektupların hepsi size;
http://i.hizliresim.com/8pb3zd.jpg
bazılarını aşağıda paylaşıyorum;
1) http://i.hizliresim.com/gpvgmv.jpg
2) http://i.hizliresim.com/2nar6o.jpg
3) http://i.hizliresim.com/jq1myj.jpg
4) http://i.hizliresim.com/g2adpl.jpg
5) http://i.hizliresim.com/6roez0.jpg
6) http://i.hizliresim.com/pn9agv.jpg
7) http://i.hizliresim.com/77zpjn.jpg
8) http://i.hizliresim.com/ovg5pn.jpg
9) http://i.hizliresim.com/vx9lyo.jpg
10) http://i.hizliresim.com/l3l8vq.jpg
not: ben değil öğrencilerim anlatsın istedim. kalan mektupları da gün gün birazını paylaşacağım.
edit 1: kampanya ile ilgili olarak kütahya valiliğinde aldığımız olur;
http://i.hizliresim.com/bk30bb.jpg
okul adres bilgileri;
kurum adı: 19 mayıs ortaokulu (ertan seymanoğlu adına da olabilir)
muradınlar mah.
prof. dr. güner önce cad.
simav/kütahya
iletişim: 02745010001, 05052691155
edit 2: 5 mektup daha eklendi;
(bkz: #66095000)
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. ekşi sözlük yazarlarına mektup var
-
2. tek cümle ile anadolu çomarı olmadığını ispatlamak
(bkz: hayir)
-
3. 5 şubat 2017 ziraat bankası ve ptt'nin fona devri
bakanlar kurulu kararı ile az önce gerçekleştirilmiştir.
varlık fonu nedir? bilmiyorsun değil mi. vallahi ben de bilmiyordum. ülkenin her bir vatandaşının hak ve pay sahibi olduğu kurumları devredeceksin, devrettiğin firmanın ne olduğundan kimsenin haberi yok. bakın firma diyorum, çünkü kurum değil, firma!
55174-5 sicil numarası ile 15.11.2016 tarihinde kurulan türkiye varlık fonu yönetimi anonim şirketi (dikkatinizi çekiyorum, anonim şirket). yani henüz 1 yıl dahi olmamış kurulalı. yönetim kurulu başkanı mehmet bostan isminde bir şahıs, daha önce özelleştirme idaresi başkanı imiş.
31/01/2017 tarihli -dikkatinizi çekerim 5 gün önce- 9253 sayfa 576 sayılı ticaret sicil gazetesi'nde yayınlanan değişiklik ile yönetim kurulu üyeliğine bilin kim getirilmiş? bayılırsınız: yiğit bulut!
hoşçakal aşağıdaki kurumlar, artık yukarıda bahsettiğim anonim şirketin birer girişimisiniz:
(bkz: ziraat bankası)
(bkz: ptt)
(bkz: botaş)
(bkz: borsa istanbul)
(bkz: tpao)
(bkz: türksat)
(bkz: türk telekom)
(bkz: çaykur)
(bkz: eti maden)
sanırım ülkenin %90 varlığı yok oldu bugün. fena kötü hissediyorum.
bu arada, milli piyango'nun da daha önce devredildiğini unutmayalım.
konuyu ehlinden dinleyin, sıkılmazsanız. -
4. 4th of february 2017 we speak in english company
if we can speak, ok. but what if we can't?
that intellectuals take blood from our ass kamil.
edit: i forgot to make definition. i apology from the dictionary.
definition: the title that everyone wants to say something in english. don't fear to talk about in english fellows.
note1: thank you for your lovely messages my dear intellectual bro/sistas.
note2: we love you sourlines.
note7: vs iphone. you raped the format madafakas.* -
5. nijeryalılar ile vatandaş arasında çıkan kavga
bir adet ırkçı içeren kavga. orada olsaydım türk olduğum için sorgusuz sualsiz türk olana dalardım. kimsenin benim milletimin adını çıkarmaya hakkı yok. beyazıt'ta yürürken özellikle afrikalılar'ın arkasında yürüyorum. birisi laf atarsa anasını sikmek için. dünya üzerinde ne kadar ırkçı varsa annesini sikeyim.
-
6. tek cümle ile akp yönetiminin 15 yıllık özeti
tek cümleyle kolay kolay anlatılamayacak olsa da ülkenin özeti niteliğindedir.
aslında nietchze bir deneme yapmış ama 1 cümleyi geçmiş;
"cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz, sadece seçim yaptığını zanneder, cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır, böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"
virgüller biraz fazla oldu sanırım ama 15 yılı nasıl anlatayım virgülsüz. -
7. alkollüyken çok daha fazla tadına varılan şeyler
sevişmek yazan çıksın. yeter.
-
8. robin van persie
adam bugün hem attı hem de attırdı. daha ne yapsın. ehehehehehe!
-
9. en son satın alınan kitap
köpek kalbi - mikhail bulgakov
-
10. şenol güneş
yıllardır adamlık, efendilik kisvesi altında yaşıyordu gerçek yüzünü gösterdi bugün. gerçi daha önce de emareleri vardı ama bu kadar net değildi.
-
11. kilo vermenin bilinen en kısa yolu
yeme aq yazmayanı dövdükleri başlık. eğer 'çıbık virirsin fızlısını ılırsın'cıları da geçip eeeeeh sikerler demeden bu entrye kadar gelebildiyseniz tebrik ederim çünkü bi tavsiyem var.
military diet denen bi hede var. 3 gün uyguluyorsunuz, spor gerektirmiyor ve 3 gün içinde 4-5 kg verdirmeyi hedefliyor. ben de geçen hafta denedim, gayet kolay yapılabilen abuk subuk yiyecekler gerektirmeyen bir diyet. eğer daha fazla vermek isterseniz 3 gün military diet - 4 gün normal beslendikten sonra 3 gün tekrar yapabiliyorsunuz.
ben denedim, 3-4 kg fazlam var ve 2. ve 3. günün akşamında etkinliğe davetli olduğum için istediğimi yedim. 2 kg gitti. üstüne 4-5 gündür de gelsin pizzalar gitsin simitler şeklinde beslenmeme rağmen henüz geri almadım. alırsam editlerim. tekrar yapar mıyım? kesinlikle evet. çünkü bana oldukça kolay geldi. kalori alımı çok kısıtlı olmasına rağmen çok zorlanmadım. (tam uygulamadığımdan da olabilir)
şimdi diyetimize geçelim,
1. gün kahvaltı : çay ve ya kahve, bir dilim kızarmış ekmek ve 2 yemek kaşığı fıstık ezmesi, yarım greyfurt.
öğle: çay ve ya kahve, 1 dilim kızarmış ekmek ve yarım porsiyon ton balığı.
akşam: 1 kap yeşil fasülye, 3 ounce herhangi et (ben 1 tam tavuk göğsü yedim, ölçerim çeviririm derseniz diye ölçüyü verdim) yarım muz, 1 elma ve 1 kap vanilyalı dondurma.
ilk günü bitirirseniz işler çok kolaylaşıyor. 2. ve 3. günde su dışındaki içecekler yasak, ama ben şekersiz içtiğim için bol bol çay kahve içtim.
2. gün kahvaltı: 1 haşlanmış yumurta, yarım muz, 1 dilim kızarmış ekmek.
öğle: 1 kap lor peyniri (ben biraz normal peynir yedim) 5 adet saltine ( tuzlu bir kraker. en yakın çizi gibi geldi onu yedim) 1 haşlanmış yumurta.
akşam: 2 adet sosis (uzunlardan), 1 kap brokoli, 1 kap havuç, yarım kap vanilyalı dondurma ve yarım muz.
3. gün kahvaltı: 1 dilim cheddar peyniri ( ben yine bildiğimiz beyaz peynir tercih ettim.) , 1 elma ve 5 tuzlu kraker (saltine)
öğle: 1 dilim kızarmış ekmek ve 1 haşlanmış yumurta
akşam: 1 porsiyon ton balığı, yarım muz ve 1 kap vanilyalı dondurma.
forumlarda gördüğüm kadarıyla yiyecekleri değiştirirseniz faydası olmaz yazdığı gibi yapın diyor. ben ufak değişiklikler yaptım dediğim gibi. son 2 akşam da tamamen farklı şeyler yedim. insülin direncim var ve vermem gereken kg çok az, buna rağmen işe yaradı. düzgün yapılırsa hızlı etki ettiğini düşünüyorum. hayrını görün. -
12. ekşi itiraf
bir süredir bi dersanede öğretmenlik yapıyorum sözlük. neyse bi öğrencim var tam böyle piç diye tabir ettiğimiz. çocuğun tipi bile aynı benim küçüklüğüme benziyor. oğlum falan derken çocukla artık hakkaten baba oğul gibi olduk. hepsini çok seviyorum öğrencilerimin ama bu çocukla birbirimizi nasıl sevdiğimizin hatti hesabı yok. yaş olarak da onlara en yakın hocaları benim. o yüzden ayrı bi bağımız var öğrencilerle.
neyse bugün bu çocuğun doğum günüymüş. arkadaşları söyledi. ben de tenefüste ayağına kadar gidip sarılıp kucakladım. ama hakikaten içimden gelerek. bunlar tabi ergen şimdi çok bi şey diyemedi arkadaşlarının arasında. normalde taşağına birbirimize sarılıp falan o bana babaam ben ona oğlum diye diye güldürüyoruz sınıfı. bu sefer sağolun hocam dedi. kaçtım ben de hemen zaten.
neyse akşam işten çıktım. kendi kendime son bi kaç gündür aptal bi hüzünlü halim var. yalnızlık, keyifsizlik mutsuzluk yorgunluk derken geberiyorum resmen. dokunsalar ağlayacağım. hayatımın ne kadar boktan olduğunu falan düşünüyorum. derken otobüste ilerlerken mesaj geldi telefonuma. mesaj bizim doğumgünü çocuğundan. hocam iyiki sizi tanımışım. çok çooook çooooook teşekkür ederim. gördüğüm en vs. vs öğretmensiniz diye. o duygu yoğunluğuyla 24 yaşındaki koca adam ben, hüngür şakır ağlamaya başladım otobüsün içinde. bi yandan gülüyorum bi yandan ağlıyorum. akşamdan beri sevindirik oldum. saatte bir mesajı açıp bakıyorum her seferinde nedensiz gözlerim doluyor.
şimdiye kadar hayatıma bir çok kadın girdi çıktı. bir çok arkadaşım oldu. aşık oldum, aldatıldım. ama tüm yaşadıklarım içinde belki de bana en çok dokunan, bi anda duygu seli yaşatan sözler 13 yaşındaki bir bebenin sözleri oldu. 6 ay önce falan biri çıkıp 12-13 yaşlarında birsürü arkadaşın olucak, onları görmediğinde özleyeceksin, tek bir sözleri bile seni mutluluktan havalara uçuracak dese asla inanmazdım. hala tam bir meslek olarak öğretmenlik çok uzak bana. ama bu çocuklara güvenmek, onları sevmek bunların karşılığını almak gibi bi mutluluk yaşamamıştım hayatımda hiç.
hepinizi çok seviyorum len. -
13. 4 şubat 2017 reyhan pastanesi rezaleti
müşteri haklı. bu kafayla giden ekşiciler yakında çayın yanında istenecek bir dilim limona 5 tl yazdıklarında ağlamasınlar. siz bu şekilde davranıp işletmeyi haklı bulduğunuz sürece yakında limonada para ödersiniz mal ekşiciler.
-
14. izmir belediyesi'nin değnekçilerle işbirliği
öncelikle sanıyorum izmir büyükşehir* belediyesi'nin otopark hizmetleri izelman'a ihaleli. bunu belirtelim. fakat izmir büyükşehir belediyesi'nin şikayetlere karşı durumu düzeltmek için bir şey yapmadığını, izelman'ı ihale şartnamesine uygun davranmaya zorlamadığını da belirterek mevzuyu anlatalım. bir denetim görevin varsa yapacaksın...
şimdi izmir'de açık otoparklar, yani bu iş için tahsis edilmiş yol kenarları 12 saati 7,5 lira ücretlendirilerek otopark olarak çalıştırılıyor. sanıyorum şehrin otopark sıkıntısı en yüksek yeri alsancak. çok bina, daracık yollar falan derken kimi zaman otopark bulma sorunu arabanızı götünüze sokmanızla sonuçlanabiliyor. misal ben geçenlerde dışarıdaki işlerim dolayısıyla alsancak'taki büroma saat 14 sularında vardım ve 1 saatten fazla paralı otopark aradıktan sonra bulamayacağımı anladım, bildiğin paydos edip eve döndüm.
halbuki tam büromun önünde, yerini de tarif edeyim cumhuriyet bulvarı, 2. kordon zara mağzasının olduğu sıra, yol otoparka dönüştürülmüş durumda.
https://yandex.com.tr/…16&from=1org_map&mode=search
bu caddede sağ, sol ve iki yanlı olmak üzere orta şeritte çok sayıda park yeri var.
ama otopark görevlileri oradaki değnekçilerle anlaşmışlar. değnekçiler aylık 300 liradan ya da tek seferlik park 15 liradan arabaları alıyorlar. zaten 2. sıra arabalar hep onların. boşalan park yerlerini otopark görevlileri rica ile bekletiyor, zaten tüm sıra parselli olduğundan anında haber çakıyorlar ve bu şahıslar aldıkları arabaları oraya park ediyor. kimi zaman da park edilen arabalara fiş kesilmiyor.
hatta şunu da yaptıklarını biliyorum. arabaları 1,5 arabalık yere park edip, kendi arabaları gelince ileri geri yaparak 1 arabalık yer açıyorlar.
daha da ilginci orda sürekli polisler var. bir suçu haber alan memurun bunu ihbar etmesi gerekirken trafik polisleri, sivil polisler falan hep sessiz. bal gibi biliyorlar mevzuyu oysa ki. hatta bazıları değnekçilerle ahbap. bir arkadaşımı park yeri sorununu çözsün diye bir polis oradaki bir değnekçiyle bile tanıştırdı. tabi polisler geldiğinde arabalar ordan çekiliyor. bir kısmı taksi durağına, bir kısmı başka yerlere gidiyor. ekipler gider gitmez de aynı yere geri dönüyorlar.
o kadar abartmış durumdalar ki işi, bu değnekçiler vatandaşın üzerine yürür hale geldiler.bayanlara bile vandal hareketler yapıyorlar. ablacım oraya park edemezsin bizim araç gelecek... hakikaten böyle bir durumla karşılaştım. aracın teki çıkma hazırlığı yapıyor. adam bagaja eşya falan yerleştiriyor. bir bayan da park yeri ararken çıkacağını fark ettiğinden arabayı orda durdurmuş, adamın çıkmasını bekliyor. tam adam çıkacak, bayan da girecek bu tipler geldi. resmen kadının üzerine yürüyorlar. değnekçilerden biri arabanın önüne geçti park etmesine izin vermiyor. kadının kaportasına falan vuruyor. kadın dehşete düştü, bağırmaya başladı. allahtan park yerinden çıkan adam herhalde bu tiplerin müşterisi indi arabadan bayan bi saattir burda beni bekliyor falan diye atarlandı. biraz da kodaman bir tipti, park yeri arayan bir iki araba olarak biz de kornalara basıp adamlara napıyosunuz falan diyince, değekçiler küfrede küfrede siktirolup gittiler.
yani vatandaşa tahsis edilmiş otopark alanı haksız kazanç kapısı olmuş durumda. ve tabi ki vergi de vermiyorlar. paralar nereye gidiyor belli değil. sen de pkk ben diyim fetullah gülen. 15 lira veririm vermesine ama bana dokunuyor. haksız kazanç, haksızlık, vatandaş olarak tepkisiz kalmak... zaten her gün park yeri ararken 30 liralık benzin yakıyorum, vakit kaybediyorum ama bu adamlara para kazandırmak istemiyorum. defalarca konak belediyesi'ne, büyük şehir belediyesi'ne şikayet ettim. konak belediyesi muhattabı biz değiliz büyük şehir belediyesi'ne yazın diyor. büyük şehir belediyesi cevap verme zahmetine katlanmıyor. oysa böyle bir durumu öğrendiklerinde hem kendi yetkileriyle gerekeni yapmak zorundalar, mesela ihale şartnamesine uygun davranmaya mecbur etmeliler izelman'ı, sadece bu değil yetkili mercilere de mevzuyu bildirmek, ihbar etmek durumundalar.
büyükşehir belediyesi 7,5 liralık yere 15 lira vermeye zorlanan vatandaşı korumalı. -
15. kusura bakma bebeğim artık prenses benim
5 şubat 2017 tarihli gülse birsel köşe yazısı başlığı;
yazı;
nilhan sultan hanımefendi hazretleri, canınıza da yetse, yapacak bir şey yok. ayaklar baş oldu, sorma bacım! galatasaray adası’nı filan vermeyeceğim size çünkü artık orası bizim kraliyet ailesinin. dava da açma, kraliyet ailesi kalabalık, 80 milyonuz hangimizle uğraşacaksın?
nilhan osmanoğlu, 2. abdülhamit’in beşinci kuşak torunuymuş. ve parlamenter sistem kendisinin canına yetmiş. sultanı üzmüşüz, görüyor musun sen?
bu bir “yav bir gidin allasen, şaka mısınız?” yazısıdır. ha derseniz ki, koskoca sultana bıdı bıdı yapan sen kimsin? hemen söyleyeyim efenim.
ordu gölköylü feyzullah bey ve uşak merkez ilçesinden asım bey’in torunu gülse sultan ben!
nilhan hanımcığım, benim dedeler osmanlı sultanı değillerdi ama çok kral adamlardı. napolyon’un “benden daha zengin tek insandır” dediğini iddia ettiğiniz 2. abdülhamit padişahımız (ki o doğduğunda napolyon ölmüştü, neyse üstünde durmayacağım) gibi varlıklı değillerdi tabii. galatasaray adası’nı filan bırak, bir elma bahçesi bile yok bize dededen kalan. ama çok acayip istiklal madalyaları var. dizi dizi. artık kaç yerlerinden yaralandılarsa bu memleketin bağımsızlık savaşında, bildiğin koleksiyon olmuş. “bildiğin” diyorum da o dönemleri bilmezsiniz, sizin aile yurtdışındaydı sanırım! e biz de n’apalım, sizin dedeler gidince, ailecek kendi sultanlığımızı kurduk:
babam mesela, uşak’tan istanbul’a gelip, yurtta kalarak hukuk fakültesinde okudu, çok kral bir avukat oldu.
evlerimizi, arazilerimizi, işyerlerimizi istiyormuşsunuz...
ben, cumhuriyetin, o canınıza yeten parlamenter sistemin, hatasıyla sevabıyla inşa ettiği devlet okullarında ilkokulu, liseyi, üniversiteyi bedava okudum. sonra meğer sistem o kadar da kötü değilmiş ki o okullarda aldığım eğitim, dünyanın en ‘kral’ üniversitelerinden columbia üniversitesi’nde yüksek lisansa kabul edilmeme ‘yetti’.
19 yaşından beri yazıyorum. muhtemelen son 15 yılda yaptıklarımın bazılarını takip ettiniz, eğer türkiye’de yaşadıysanız... napolyon’u ilgilendiren konuları filan bırak. evet piremses gibi hayatım var o ayrı da esas gülüyorlar, tanıyorlar, seviyorlar, sayıyorlar. kime sorsan gösterir. kalplerde taht kurdum desem yeridir, affedersin! yani kusura bakma, artık prenses benim! biziz!
e cumhuriyet böyle bir şey. krallık, kraliçelik bedava değil. bileğinin hakkıyla. yani kadın, erkek, fakir, zengin, köylü, kentli, herkes kral olabiliyor o ‘canınıza yeten düzende’... ‘since 1923’!
siz illa sultan mı olmak istiyorsunuz nilhan hanım kardeşim? internet sitenizde osmanlı tarzı eşyalar satıyorsunuz ya... o işi öyle bir büyütüp o kadar başarılı, o kadar yenilikçi, orijinal bir hale getirirsin ki sana “vay be, e-ticaretin sultanı oldu” derler, anca öyle olur o. ondan sonra bileğinin hakkıyla para, şan, şöhret, sevgi, saygı kazanmış biz sıradan ölümlüler gibi karşımıza geçer, “ha bir de benim 5 kuşak önceki dedem sultan 2. abdülhamit” dersin. “aa ne hoş” deriz biz de, sohbetin kenar süsü olur.
tabii amazon’u filan kurmadıysan, e-ticaretle ada almak zor. siz galatasaray adası dahil, istanbul’un farklı yerlerinde vatandaşların çalışıp çabalayıp aldığı evlerin, işyerlerinin arazilerini filan istiyormuşsunuz. hatta türkiye cumhuriyeti’ne avrupa insan hakları mahkemesi’nde dava açacakmışsınız.
olmaz. bir kere galatasaray adası benim! arada yazın gidip yüzüyorum ben orada. vermem, kusura bakmayın. ben ve kraliyet ailem ekonomik şartlarımız sınırlarında oradan faydalanma hakkına sahibiz. kraliyet ailesi de artık çok kalabalık. 80 milyon olmuşuz, dün söylediler. yani dava filan zor, hangi birimizle uğraşacaksın?
vaziyet böyle sultanım, gördüğün gibi ayaklar baş oldu; bacaklar, kollar yani tırnaklarıyla kazan herkes baş oldu özetle. e tabii canınıza yeter, kolay mı?
sevgi, saygı ve muhabbetle...
imza
çok kral insanlardan istiklal madalyalı gazi feyzullah ve asım beylerin torunu
gönüllerin sultanı gülse hanım
kaynak
tanım;
şu günlerde akbabaların üstünde cirit atmaya başladığı ülkemizi, suskun kalarak yada yeteri kadar ses çıkaramayarak temsil edemeyen, ama bunun için her ay on binlerce liralık maaş alan ülkem siyasetçilerinin kamuoyu oluşturmada ders alması gereken köşe yazısıdır. -
16. ali palabıyık
kendisinin bi suçu yok, bunu hakem yapanın geçmişini sikiyim.
-
17. atatürk'ün alkol alması
kendisini daha çok sevme nedenim değildir.
kendisini daha az sevme nedenim de değildir.
sikimde bile değildir. isterse bir esrar bağımlısı olsun, isterse gay olsun, isterse en kral delikanlı olsun; bu ülkeyi bize verdi mi, verdi. örnek bir insan mı, evet. bizi muasır medeniyetler seviyesine yaklaştırdı mı, evet. olay bitmiştir.
kudurun orospu çocuğu gericiler. -
18. sperm yuttum hamile kalır mıyım
amcık ağızlıysan olabilir tabi.
-
19. hayır diyenlere bakın ona göre evet diyin
18 maddede ikna edecek hiçbir hak sunamadıklarından sığınmak zorunda kaldıkları argüman. he canım, he. "hayır" diyen herkes öcü!
-
20. binali yıldırım'ın hayırcılara bölücü demesi
"bölücüler de hayır diyor, siz de hayır diyorsunuz, aynı cephedesiniz" diyerek insanların zekasıyla alay eden ve son derece provokatif bir açıklama yapan kişinin, "sen de allah diyorsun, kafa kesen ışid militanı da. teröristle aynı cephede misin?" sorusunu yanıtlaması gerekir.
-
21. oğlunun adını beşiktaş koyan baba
18 yasini tamamlayinca isim duzeltme davasi acacak olan cocugun fanatik babasi.
besiktas yine hadi neyse, ya şöyle olsaydi:
muhammed ali medipol basaksehir
hey yavrum hey. -
22. whatsapp'ın konum bilgilerini paylaşacak olması
-
23. türk halkının kaldırım kullanmamasının asıl sebebi
turkiye'de kaldirim var mi ki?
apartman esigi, araba parki gibi yuksek yerler oluyor yoldan bozma seylerin kenarinda, onlar kaldirimdan sayilmaz heralde.
ben turkiye'ye gelince dogru duzgun ne yol ne de kaldirim olmadigini farkedince saglikli insanlar olarak biz bile bir yerden bir yere ulasmaya zorlaniyoruz, kim bilir engelli insanlar ne kadar zorlaniyordur diye dusundum. ve sonra farkettim ki sokaklarda engelli insan yok. engelliler dogru duzgun kaldirim olmadigi için eve kapanmaya mahkumlar. bu turkiye'nin korkunc bir gercegi. -
24. kadınlardaki aşırı özgüven nedeni
sosyal ağlardaki abazan erkekler tarafından nefes alan bütün kadınlara prenses muamelesi yapılması olabilir.
-
25. nilhan osmanoğlu vs gülse birsel
(bkz: nilhan sen misin)
-
26. türkiye'de sosyalizmin tutmama sebepleri
islam.
türkiye dini değerlerine bağlı bir halka sahip. ancak sosyalizm dini kabul etmiyor, bu da ters mıknatıslanma yapıyor.
mesela kapitalizm de islama aykırı. ancak kapitalizm açık açık dinleri reddetmiyor. dini alıyor ve yozlaştırıyor. bu yüzden halk kapitalizme kolay kolay karşı çıkmıyor. -
27. ingilizce yetmiyor artık 4-5 dil biliyor millet
dünya üzerindeki en büyük türk kolpalarından biri.
-
28. dusko tosic
gerizekalı
-
29. 4 şubat 2017 medipol başakşehir galatasaray maçı
yıllardır aynı hakem hatalarına biz maruz kaldığımız için adımız ağlak takıma, şerefli üçüncülüklere çıktı. her maçtan sonra biz bu hatalara isyan ederken siz bir tarafınızla gülüyordunuz, dalga geçiyordunuz işte o zamanlar da bu hakemler bizi biçiyorlardı. biz ortada bir yanlış olduğunu söylüyorduk,itiraz ediyorduk ve sizin umrunuzda değildi.
ne oldu? bakıyorum hüngür hüngür ağlıyorsunuz.artık hakemler sizi de mi biçiyor? vah vah ne üzücü(!)
tanım : sıradan bir maç. -
30. götün güzel demenin kibarcası
merdiven çıkacakken kenara çekilip: ''önden buyurun.'' desek anlar bence.
-
31. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
neden hep dertleşmek için bayan talep edildiğini anlamadığım taban. la gardaşım, amacımız dertleşmek mi sevişmek mi? beleş karı düşürme derdindesiniz lan. başka da bir bok istediğiniz yok. dertmiş falan. fak badi tabanının yumuşatılmış hali. göte göt deyin işte. amacınız beleş seks. yalanınızı siksinler. evet derdiniz var orası doğru. az önce de belirttiğim üzere, derdiniz beleş karı düşürmek. hepiniz mi pisliksiniz ya.
-
32. yaşa recep tayyip erdoğan yaşa
meşazını aldık kardeşim ama sen bir daha müzik yapma.
-
33. yazarların varoluş nedenleri
cehennemlik ya da uzunca sureler boyunca cehennemde kalacagimi zannetmeme kibrimle beraber oteki dunyadan tirsiyorum olm ben. gozlerim kapaninca neyle karsilacagimi bilmemek rahatsiz ediyo beni. yasamayi sevmek ayri bisey ama korkuyorum ben sonrasindan.
evet idealistim mk. inanmakla kalmayip muthis derece de korkuyorum da. -
34. pkk fetö hdp hayır diyor bunun için evet diyoruz
hdp evet dese, hayır diyenler anaların ağlamasını isteyenler.
hdp hayır dese, hayır diyenler terör destekçisi.
fetö evet dese, hayır diyenler din düşmanı.
fetö hayır dese, hayır diyenler terör destekçisi.
iş adamları evet dese, hayır diyenler türkiye ekonomisinin süperliğini çekemeyen vatan hainleri.
iş adamları hayır dese, hayır diyenler soros tarafından desteklenen vatan hainleri.
akp'nin argümanı mı biter? -
35. zeki kadın mı eğlenceli kadın mı
"tek geçerim" gibi at yarışı tabirleri ile konuşuyorsan, zeki kadının seni eğlendirmek istememesi çok normal.
zeki kadın, kime nasıl davranacağını bilir. -
36. özgür demirtaş
ulan adami konusturmadilar ki.
zamanimiz kisitli... zamanimiz kisitli...
siktir git ayni haberleri 24 kere vermekten daha buyuk sorumlulugunuz var. -
37. suriyelilerin şanlıurfa'da taksi durağı basması
-
38. nilhan osmanoğlu
niye seni her gördüğümde mahalle düğününde saçını maşa yaptırmış bir varoş gülünün hayali içimde kelebek gibi kanatlanıyor ha nilhan?
senin deden başımızın belasıydı yetmedi seni mi miras bıraktı başımıza ha naylon sultancık içi dolu kezbancık. ada istersin, padişahlık istersin sen ne çemçük ağızlı karısın nilhan. çok yaşa, ama sus, allahın adını veriyorum sus nilhan... -
39. starbucks
bi şey alıp gün boyu otursan kimsenin çıkıp da çay veriyim mi abi? elma nane yazıyorum sana kardeşim demediği güzide yer. bu tarz kafelerin en sevdiğim yanı bu. maç yayını yok, kulağının dibinde çıngır çıngır gezen közcü çocuk yok, azıcık samimiyet kursan bokunu çıkaran şef yok. adamlar boşuna demiyorlar eviniz ve iş yerinizden sonraki üçüncü adresiniz diye.
-
40. askerde nöbet tutarken yapılan şeyler
zamanında bu başlığı açtım diye "ooo anket yapmışız canlar" şeklinde tepki görüp, çaylak konumuna düşürülmüştüm. hey gidi günler...
-
41. efendi erkek arayan kadınların ortak özellikleri
bilmedigim özellik.
ben efendiyim valla ama eskiden ben de kafaya takardım düzgün kızın piç tercihi, punkın efendi tercihi falan...
ben umudumu kestim. herşeyi akışına bıraktım.
aramaya inancım kalmadı. olmayınca zorlamayın. hiç bir zaman zorlamayın hiç bi' şeyi.
ben ne istediğimi ve ne istenediğimi biliyorum. en büyük sıkıntı orda.
gelecekte değil anda yaşıyorum artık ve hiç bir beklentim kalmadı hiç bir anlamda hiç kimseden. o sebepten i don't ever get frustrated...
erken zamanlarda böyle oldum... biraz insanları analiz etmeyi biliyorsanız azcık aydınlandıysanız benim gibi azcık... düşünün o ermişleri, felsefecileri.. adamlar boş yere izole etmemiş kendilerini...
peygamber bile dağda tek başına düşünerek ve aslında insanlardan ve dünyalarından kendini disconnect etmiş düşün.
kafayı çalıştırırsan böyle oluyor.
yok hayır hemen yanlış anlama. ben peşin hükümlü kendini bir bok sanan ön yargılı bir manyak değilim. kimseyi ayıplamıyor, kimseyi yadırgamıyor veya hor görmüyorum. herkese saygı duyuyorum.
ama herkesten de uzal duruyorum. kendimi biliyorum tek. ben de çok iyi niyetli bir evliya değilim... ama sorun şu ki, bildiğim şey; kimseyi kendimden başka, bilemeyeceğim bunun imkansız olması...
olmayacak şeyi de denemiyorum..
sebebi o izolasyonun...
sadece çok kısa yıllar içinde nelere alıştım buna şaşırıyorum...
bırakın bu beyefendi muhabetlerini.
ben efendiyim. çok merak eden mesaj atıp sorabilir niye bu kadar eminim diye..
olay şu; o senin ilgini çekiyor sen onun ilgisini çekiyor musun?
ondakileri değil onu mu istiyorsun?
o başka mı?
bu farklı?
sırf onunla olmak oda seninle olmak için safiyen ve hakkaten sikik hayatlar yaşamaya hazır mısınız?
en önemlisi, bir birinizi umursuyor musunuz? bu iliski her taraf için de çok önemli mi? farklılıklarınızı bir harmoni içinde kabul edip saygı duyuyor musunuz?
gerisi hikaye... -
42. eski sevgilisinin fotoğraflarını silmeyen insan
bu insan benim eski sevgilimdi. her defasında onu unuttuğunu anılarına saygı olsun diye silmediğini söyledi.
bir buçuk seneye yakın çıktık. en güzel zamanlarım onunla geçti. hiç kavga etmedik, hiç ayrılmadık, kıskançlık ve trip hiç olmadı. yani sevgililerin yaşadığı hiç bi olumsuzluğu yaşamadık.
sonra onunla tekrar iletişime geçtiğini öğrenince ayrıldım.
ona "madem onunla konuşacaktın yıllardır benimle neden oldun" dedim.
o da "ben seni hiç onu sevdiğim gibi sevmedim ki o başkaydı. onu hep sevdim. sende biliyorsun" dedi.
bilsem onunla olur muydum?
olmazdım tabi.
eski sevgilisinin fotoğraflarını saklayan insanlara güvenmeyin arkadaşlar. -
43. ak parti'den önceki türkiye
savunanlarin cogu guldurmustur. adam diyor ki cop daglari vardi. erdogan istanbul'un basindayken de vardi onlar. hastanede sira vardi diyor. simdi de teknoloji sayesinde sirayi onceden aliyorsun gidip beklemene gerek yok. eskiden orada bekliyordun ama o gun tedavi oluyordun simdi 10 gun sonra olabiliyorsun. yol, dogalgaz, internet falan zaten tamamen teknolojinin gelismesiyle ucuzlamis ve evlerimize kadar girmis seyler. sanki bundan once dogalgazi turkiye'den cikartmiyorduk da artik cikartiyoruz gibi anlatilmis. daha once de disaridan aliyorduk yine ayni. adamlar herkes daha cok alabilsin diye ucuzlattilar tesisat doseme isini ve artik her yerde var. yollar da keza benzer durum. ayrica yapilan yollarin cogu hizmet degil alisveristir. verirsin parasini o yoldan gecersin. belese mal yok yani.
kimse farkinda degil ama 2000 sonrasi donem teknolojinin cag atladigi donem oluyor. iphoneun falan cikisi da bu atlamanin taclanmasiydi. o yuzden teknoloji ile baglantili olarak yapilan seyler marifet degil. desen ki artik yolsuzluk bitti, ulkede teror bitti, insanlar mutlu falan filan kabul ederim. ama diyemiyorsun di mi kardesim?
hayir'li isler. -
44. beşiktaş taraftarı
susarak bir şey deniyorlar galiba asdasggsa. yine rekor felan mı?
-
45. oğuzhan özyakup
zamanında melo'yu attırdığı gibi bugün de van persie'yi attırmaya çalıştı, van persie de o iş öyle olmaz orospu çocuğu dedi, çıkardı masaya koydu. mevzu bundan ibaret.
-
46. emre belözoğlu
türkiyenin ete kemiğe bürünmüş halidir.
rakibe açıkça dirsek atıp hakeme itiraz eden , gol atınca alnını secdeye koyan biridir.
şaşırmamak lazım. -
47. nehir bebeğe kan verin can verin
verin ulan kan.
-
48. survivor 2017
erdi yi yazdığı için volkan ı ayakta alkışlıyorum.adamsın!
-
49. arrival
film güzel ey hdfilmiçikilopgibi720pçoknetizle.com gençliği, üzgünüm siz zevksizsiniz.
-
50. r. van persie is one stupid motherfucker
tosicin kariyi da tinere alistirmislar amk