Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. esra albayrak

    hakkındaki entry'leri okudum, ama mail'lerde ne şekilde geçtiğini anlayamadım. allah'ını seven biri bana esra albayrak'a ekşiciler olarak neden sempati duymaya başladığımızı izah etsin. bu familyadan hiç değilse bir kişiye benim de kanımın kaynamasını istiyorum.

  • 2. berat albayrak

    yusuf islam cd'si ile seks oyuncagini ayni anda siparis vererek amazon'un sizin icin oneriler algoritmasini sikip atmis adam gibi adasahjfsjha.

  • 3. 6 aralık 2016 dinamo kiev beşiktaş maçı

    ukrayna'ya sikilmeye gideni ilk defa görüyorum.

  • 4. alkışlarla yaşıyorum üyesinin inanılmaz anısı

    son edit: yazar arkadaşımız olayın kendisini mağdur edebileceğini ve yazıyı kaldırmamı istediğini iletti. yazı kalktı.
    olayda kesinlikle içeri kaçak girme gibi bir durumun olmadığını, yazdığı yazının abartılarla dolu ve sadece eğlence amaçlı olduğunu belirtti.

    edit: arkadaş aynı zamanda sözlük yazarıymış ve zor durumda kalabileceğini belirterek benimle iletişime geçti. olaydaki bazı bölümlerin abartı ve mizansen içerdiğini belirtti. ayrıca içeriye gayet resmi yollarla girilmiş.

  • 5. berat'ın rte yargılansın kampanyasına imza atması

  • 6. 6 aralık 2016 ekonominin bug'ını bulmam

  • 7. sokak ortasında bir deste dolarını yakan vatandaş

    o dolarla gidip kola alıp sonra da o kolayı dökmeliydi, böylelikle dış mihrakları kendi silahlarıyla vurmuş olacaktı.

    büyük oyunu görememiş, talihsiz dayıdır.

  • 8. oecd pisa 2015 sonuçları

    bugün itibariyle açıklanmış sonuçlardır.

    https://www.theguardian.com/…l-oecd-pisa?cmp=twt_gu

    2015 yılı sonunda okuduğunu anlama, matematik ve bilim dallarında dünyada 500bin öğrenci ile yapılmış değerlendirmede, türkiye olarak son sıralarda yerimizi aldık.

    işin kötüsü 3 yılda bir yapılan bu sınavda, 2012 sonuçlarına göre ülkemiz öğrencileri çok şiddetli bir düşüş gösterdi.

    https://twitter.com/…rgur/status/806076994576334848

    sonuç:
    anadolu liselerini, fen liselerini ve genel lise eğitimindeki yapılan değişikliklerin üzerine bir de imam hatip okullarına yapılan yatırımın meyvelerini anlamaya başladık hamdolsun.

    gelecekten gelecek edit:

    2029 a geldik bir tane yüksek teknoloji sınıfında markamız yok. neden yok acaba?

  • 9. 187 cm kaslı dalgalı saçlı kumral yalnız erkek

    "içinde bulunduğum erkek"

    gençlik nereye gidiyor.

  • 10. banyoda hayali tartışma kazanmak

    her duş alışımda yaptığım iştir.
    bazen işi abartıp bilimsel tartışmalar yaptığım oluyor kendimi ne sanıyorsam artık. anlaşılan sıcak suyun verdiği rahatlık alkolün çeneye vurması ile aynı etkiye sahip.
    bu nedenle hiç 5 dk içinde duştan çıkmışlığım yok her seferinde karşımdaki hayali ikna etmek için uğraşıp dururken en az 15-20 dk duşta kalıyorum.

  • 11. d.bahçeli'nin akp'ye atacağı başkanlık kazığı

    2002'de türkiye krizin etkisinden yeni yeni çıkmışken erken seçim lafını ortaya atıp bunalmış halkı "yeni umut" akp'nin kucağına atan,

    2007'de cumhurbaşkanlığında akp'ye destek çıkan,

    2015'te daha seçim akşamı akp'nin 13 yıldır ilk defa iktidardan düşürülebileceği gün çıkıp yine erken seçim isteyip halkın, "bunlar bi bok yapamayacak biz yine akp'ye verelim" diye düşünmesini sağlayıp kasımda akp'yi tek başına iktidara taşıyan,

    ve nihayet ortada uzun zamandır lafı bile dolanmayan başkanlığı durduk yere gündeme getiren devlet bahçeli'nin atacağı düşünülen kazık :)

  • 12. levent gültekin

    inkar etmediği şeyler yüzünden "maskesi düştü şarlatanın!" diye linç edilen kişi.

    kendisini takip ettiğim son iki yıldır her cümlesi "bu adamlarla 30 yıl çalıştım allah benim belamı versin" diye başlıyor. adam bunu kuru bir tweet'le de yapabilirdi, ama sırf "çok pişmanım" mesajı vermek için geçen yıl kitap yazdı.

    eğer "pişmanım, lanet olsun" dediği süre zarfında iktidara en ufak bir yalakalığını görürsek adama her şeyi deme hakkımız var, ama pişman olduğu geçmişinden örnekler gösterip "bakın adam yalancıymış, halbuki muhalif diye pazarlıyorlardı" demek saçmalıktır. bunun turan dursun için "beyler adam eskiden imammış ya meğer ateist gösterilmeye çalışılıyormuş" demekten hiçbir farkı yoktur.

    doğma büyüme solcular a sınıf insan, sonradan solcu olanlar b sınıf insan, eskiden islamcı olup sonradan demokrat olanlar c sınıf insan diye bir ayrım yapılamaz. her insan bizim fikrimizle doğmuyor, bazıları da sonradan demokrat oluyor. insanlara değişmek için şans vermek bir gerekliliktir. eğer doğru yolu bulan herkesi böyle vesilelerle harcayacaksak biz bir adım bile ileri gidemeyiz.

  • 13. bjk 8 yesin diye bekleyen renkli ezikler

    bordo forma ile maç yapan takımın taraftarının açtığı başlık.

    edit: entry değişmiş.

    tabi her efendi beşiktaşlı gibi lafı yedikten u dönüşü yapmıştır.

    neyse ki ekran görüntüsünü almıştım =)

    http://i.hizliresim.com/ang427.png

  • 14. gece kombiyi kısan insan

    https://www.gov.uk/…reshold_for_homes_in_winter.pdf

    kışın evlerin ısıtılması ile ilgili literatür taraması.

    özetin özeti ; 65 yaş üzeri için min sıcaklık 18 derece santigrad yeterlidir.

    1-64 yaş için o kadar da önemli değildir.

    bebekler için 16-20 derece arası yeterlidir.

    pinti değil, literatüre vakıf ve parasının kıymetini bilen kişidir.

  • 15. arda turan

    adam sampiyonlar liginde hat-trick yapmis, lavuk medya yarin havalara cikarir diyor. hey allahim ya.
    (bkz: turkiyede hicbir basari cezasiz kalmaz)

  • 16. türklerin kibar insanı ezme huyu

    insanı kibarlıktan soğutur.
    ben istiyorum ki sabah minibüse bindiğimde günaydın diyip gülümseyerek paramı uzatayım, birine yer verdiğimde gülümseyerek teşekkür etsin, bebek arabalı bi kadına kibarlık yapıp yardımcı olunca 'tbi ki ypcksn çnk bnu bn çkrdm slk' modunda olmasın, taksiye bindiğimde hal hatır sorayım, gelen kuryeye iki çift laf edeyim.
    ama olmuyor.
    gülümsediğin minibüsçü iş atıyorsun sanıyor.
    yer verdiğin insan 'tbi ki bnm hkkm çkl şrdn bee' modunda ağzına kirli çorap sokmuşum gibi bi ifadeyle götünü yerleştiriyor.
    bebek arabalı terörü zaten lanet bi şey, bi çocuk doğurdu diye kendisini piremses sanan etrafındaki herkesi de kendi etrafında dört dönmesi gereken köleler sanan insanlar çoğu.
    hele taksiciler,azıcık güler yüz gösterirseniz size it gibi davranıp 8 kere dolaştıracak kadar salak olduğunuzu sanıyorlar.
    kuryelerle ilgili zaten hala hiç hoş şeyler hissetmediğim için pek mümkün olmuyor.

    bu örnekleri yazar sabaha kadar çoğaltırım.
    bu insanlar it gibi davranılmaya o kadar alışmış ki, insan gibi davranan birini görünce hemen it gibi davranmaya başlıyorlar.
    sonra bu insanlar neden bu kadar suratsız. ulan gülmeyi o kadar seven, tanıdığım tanımadığım herkese gülümseyip hal hatır sorabilecek bi insanım, ama bu yüzden yanlış anlaşılmaktan ya da salak yerine konmaktan bıktım.

    mağazalarda açtığım kıyafetleri katlar tekrar yerine koyarım, ve o suratsız tezgahtar minnettar olacağına gelip atarlı hareketlerle açıp tekrar topluyor böyle çarpa çarpa.
    olm siz hayırdır?

  • 17. otel odasının penceresinde ilişkiye giren çift

    yemin ederim bi' an kafenin balkonunda sigara içenlere söylenen rte'yi hayal ettim... çayı püskürttüm ekrana asjdghsdgd

  • 18. 6 aralık 2016 türk lirası'nın şahlanması

    3.53 ile 3,50 arasında 40 kuruş fark olduğunu iddia edenlerce şahlandığı düşünülen kur.
    ondan sonra memleket neden kriz yaşıyor.

    entrinin anlam kazanması için edit: http://hizliresim.com/x9jj0o

  • 19. 6 aralık 2016 dolar kuru

    geçtiğimiz 5 aylık dönemde dolar 2.90'dan 3.50'ye geldi. haklı olarak götümüzü yırttık, eleştirdik, korktuk, endişemizi dile getirdik...

    bu hafta dolar 3.50'den 3.46'ya indi ve bazıları ciddi ciddi: "yaaa gördünüz mü? size kapak olsun!" moduna girdiler. dolar 0,60 tl değer kazanırken gıkını çıkarmayan bu herifler, 0,04 tl değer kaybedince hemen sidik yarıştırmak için ortaya çıktılar. çünkü onlar için önemli olan memleket, ekonomi, ülke değildi... önemli olan karşıt görüşlü olanlarla inatlaşmak, sidik yarıştırmak, altta kalmamak ve ilk fırsatta nefretlerini kusmaktı.

    çomar deyince kızıyorsunuz, aptal deyince kızıyorsunuz, cahil deyince kızıyorsunuz ama allah aşkına bütün bu sıfatlara fazlasıyla layık değil misiniz?

  • 20. seviştikten sonra yapılanlar

    kadına göre bu

    erkeğe göre bu

    belki düşercilere göre bu*

    forever alone :/

  • 21. berat albayrak'ın maillerinin sızdırılması

    işte arkadaşlar. siz de öğrenim kredilerinizi borçlarını ödemeye çalışın bu hükümete.. insanların gelecekleri, hayatları ile nasıl oynanıyor, görün. siz her sabah 6'da servise binmek için sabahın ayazında koştururken bu insanlar sizin cebinizden çalarak yaşıyorlar. avradını sikim böyle işin.

  • 22. tayyip'in polonya'da gizli bir reklamda oynaması

    tayyip'ten çok erkan can'ın yaşlı haline daha çok benziyor. yalnız o video'yu bence 1-2 saniye ileri al. g.te girebilir. evet.

  • 23. chp'lilerin taziyeye göbek atarak gitmesi

    ötv zamlarını müjdeleyen gazetenin haberidir. daha önce ki örneklerine bakarak, otobüsün chp ile alakası da olmayabilir, bundan çok eski bir tarihteki yolculukta olabilir. taziyeye gitmiyorda olabilir.

    yalan bir hastalıktır, bulaştımı kurtulamazsın.

    o yüzden yorumumu düzgün bir haber görene kadar bekletiyorum. *

    ha birde ben bu süleymancıların yerinde olsam ülkeden kaçarım, 5 yıla kalmaz yeni günah keçisi sizsiniz gibi duruyor. *

  • 24. 3 aralık 2016 beşiktaş'ın fenerbahçe'yi iplememesi

    beşiktaş'ın bugün itibariyle taşak malzemesi olmasındaki en büyük etken şu başlıktır muhtemelen. ego iyi bir şey değil gençler, ileri geri konuşursan böyle rezil olursun.

    tanım: güldüren iddia.

  • 25. craig thomson

    kırk orospu bir araya gelse böyle orospu çocuğu doğuramaz.

  • 26. türkiye'yi düzlüğe çıkaracak insan

    tek adam beklentisiyle hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olandır. toplumlar ancak doğru sistemle ve uzun vadede düzlüğe çıkarlar.

  • 27. westworld

    6. bölümde final bölümünde ne olacağı gösterilen dizi.

    https://i.imgbox.com/dudmpbzm.jpg

  • 28. vincent aboubakar

    göz göre göre kırmızı kart görüp takımının yanında olmak yerine sıcak soyunma odasını seçmiştir. bu dakika'dan sonra beşiktaş bu herifi takımda tutmaması gerekir.

  • 29. yazarların cüzdanlarında taşıdığı garip nesneler

    8 yıllık bir 1 cent. cüzdanda böyle 1 cent taşımak bereket verir, paran hiç bitmezmiş diyerek yaşlı bir teyze bana vermişti. ınanmamıştım ama doğruymuş, o günden beri o 1 cent hep cüzdanımda, yalnız başına.

  • 30. berat albayrak'ın maillerinin fake olması

  • 31. beşiktaş'ın 6-0 yenilmesi için ne dediler

    taraftar 5 istedi 6 attık, 10 istedi zaman yetmedi.

    -sergei rebrov

  • 32. fabricio agosto ramirez

    bu adamla tek kelime dalga geçenin amına koyayım.

    gs.

  • 33. yarmolenko'nun beşiktaş'ı şeftali gibi yarması

    6 aralık 2016 dinamo kiev beşiktaş maçında gerçekleşmiştir.

    eskinin, "fincanı taştan oyarlar, beşiktaş'a böyle koyarlar" misali.

    1 gol, 1 asist, 2 golün de hazırlığı...

    maç skoru 6-0.

  • 34. şenol güneş

    "beni türk hakemlerine emanet ediniz" cümlesinin sahibi filozof.

  • 35. ilkemiz hiçbir gazetecinin içeride olmamasıdır

    kılıçtaroğlunu sevmeyen bir cehapeli olarak haklıdır.

    gazeteciden terörist olmaz teröristse gazeteci olamaz. terörist gazeteci olur mu lan silah mı almış bu adam kimi öldürmüş sadece fikirini ve tezinı sunmuşdur.sana tersse tüm mualifler teröristse söyle bilelim.

  • 36. rte'nin çağrısı ile dolar bozduran güruh

    sürüdür. hayatları boyunca tek bir şeyi bile sorgulamamış, okumamış, cemaat, aile klan gibi kalabalık ortamlarda kişiliği gelişmemiştir. atadan babadan aldığı yarım yamalak dini eğitimi de mutlaklaştırıp yine kendisi gibi organizmalar yetiştiren güruhtur.

    meydanlarda sahte dolar yakarlar. arabalarına tuğra yapıştırır. yere tükürür ve trafikte vukuat çıkarırlar.
    düşünmez ki o çağrıyı yapanın kaç milyon doları vardır.
    düşünmez ki o çağrıyı yapan milyon dolarlık saraylarda yaşar. israfın daniskasını yapmıştır
    düşünmez, kendi çocuğu dağlarda vurulunca vatan sağolsun, der.
    düşünmez, akletmez, sadece itaat eder.

    kafa değildir taşıdığı, su kabağıdır omuzlarının üstündeki.

    velhasıl tuhaftır, (bkz: dünyanın en tuhaf mahluku)

  • 37. istenilen miktarda kaşeli döviz makbuzu 5tl

    (bkz: ak-döviz ltd.şti)

    ironinin dibi.

  • 38. buzdolabında görüldüğünde coşku yaratan besinler

    (bkz: yumurtalıktaki yarım limon)

    zira bu olmazsa bişiler ters gidiyordur.

  • 39. ordu

    ordu diyince insanın özellikle de sivil bir insanın aklında oluşturduğu imgeyi hep merak etmişimdir. tabii terminoloji ordu diyince türk ordusu ile türk ordusuna bağlı atıyorum birinci ordu'ya da aynı isim verildiği için karıştırmak kolay ancak benim bahsettiğim birinci ordu gibi bir şey. kolordudan kalabalık olan 4 yıldızlı askeri birlik. ordu diyince yanyana dizilmiş onbinlerce asker gibi mi düşünülüyor?

    tanımı zor değil ama açıklaması zor bir şey. ordu 80 bin ve üstü askerden oluşan operasyonel kabiliyeti ve selahiyeti olan askeri birliktir. en büyük müdür? türk ordusunda evet. ama bir ordu ve üstüne yancıları bazı askeri birimleri de ekleyip merdiveni daha da çıkabiliyorsunuz. iki ordu birleşip ordular grubu oluşturabiliyor. iki ordu ve üstüne bazı tümenler birleşip bizim literatürde kurtuluş savaşından bu yana çok kullanılmayan bir "cephe" oluşturabiliyor. (1. beyaz rus cephesi gibi). tanımı yapınca bir şey anladınız mı? hayır. gayet normal, görmeden aklın alacağı türden bir şey değil çünkü.

    bir ordu nasıl hareket eder, nasıl yaşar, nasıl intikal eder, nasıl beslenir? ordunun bir biçimi var mıdır? neye benzer bu ordu?

    gerçek olan örnekten gidelim. karargahı selimiye kışlasında bulunan 1. ordu. tam 120 bin kişilik bir birliktir. araçları ve silahları hariç eski ali sami yen stadını 5.5 kere doldurup boşaltacak bir kalabalıktan bahsediyoruz.

    1. ordu kendi içinde 2. kolordu, 3.kolordu ve 5. kolordu olarak üç ana başlığa bölünüyor. bu kolorduların her biri birbirini destekleyen ancak operasyonel olarak otonom ancak bağımsız olmayan birlikler.

    mesela 1. orduya bağlı 2.kolordu çanakkale gelibolu'da üslenmiş. bu kolordunun 4. mekanize piyade, 8. mekanize piyade (tekirdağ) ve 18. mekanize piyade (çanakkale) olmak üzere üç tugayı var. üstüne 95. zırhlı tugay (malkara) tanklarıyla 2. kolorduya bağlı. bu tugayların her biri aynı kolordunun orduya oranında olduğu gibi otonom. yani operasyonel anlamda otonomlar. kertenkelenin kuyruğu gibi kesseniz hareketi sürdürür bunlar. kendi topçu birlikleri kendi keşif birlikleri, kendi muhafız taburları, kendi bakım bölükleri, kendi karargah bölükleri var. bu tugayı kolordudan çıkartıp başsız olarak araziye atsanız ve şurayı tut deseniz çok büyük oranda sekteye uğramadan erzak ve mühimmatı ikmal ettiğiniz sürece organizasyonunda çok büyük değişiklik olmaz. bu da tugay kendi kendine yetebilen en küçük birlik olduğundan böyle. mesela bu tugayların bir piyade alayına aynı emri verseniz onu yerine getirmek için herşeyi yoktur. ya indirekt topçu desteğinden mahrum kalır ya antitank kabiliyeti zayıftır, ya da intikal edecekse araçlardan yoksundur. yürümeye başlarlar.

    1. ordunun 3. kolordusu bir nato rapid deployable corps. yani nrdc-t. içinde hala bir tümen olan az sayıda kolordudan biri. 52. taktik zırhlı tümen (hadımköy), 2. zırhlı tugay (kartal), 66. mekanize piyade (hasdal), 23. taktik motorize tugay (samandıra metris) olmak üzere 1. ordunun istanbul içindeki zırhlı rezervini bu kolordu sağlıyor.

    1. ordunun 5. kolordusu tekirdağ çorlu'da üslenmiş.bu kolorduda 1. zırhlı tugay (babaeski), 3. zırhlı tugay (çerkezköy), 54-55 ve 65. piyade tugayları (edirne çevresi ve lüleburgaz). kolordunun has zırhlı süvari taburu (süvari diyince at yok tabi zma var artık), 105 topçu alayı ve kolordunun has istihkam alayı var.

    bu kolordular harici 1. orduda 15. piyade tümeni (izmit köseköy) ve samandıra'da 4. kara havacılık alayı var.

    karışık mı? bunlar henüz orada duruyorlarken karışık. bir de bunlara bulgaristan'a yürü emri verilse ne olacak?

    benim hayalgücümde ordu voltran ile ahtapot arası bir şeye benziyor. voltran çünkü bütün o elektronik aksam voltranı oluşturan robot aslanları oluşturuyor. bütün o aslanlar da bir araya gelip yenilmez voltranı oluşturuyorlar. voltran da kılıcını çekip akıyor mu? hayır. çünkü voltran çok biçimli ve yakışıklı bir şey. oysa bölükler taburları, taburlar alayları, alaylar tugayları, tugaylar kolorduları (tümen oluşturamıyoruz pek) kolordular orduyu oluşturdukları zaman haritanın her yerine bir kolunu atmış yüzlerce kolu olan dev bir ahtapot ortaya çıkıyor. bazı kolları zayıf, bazıları zırhlı, bazıları havada, bazıları taş (top) atıyor, bazıları yol yapıp siper kazıp köprü inşa ederken bazıları da yemek bulup getiriyor. ordu böyle bir şey. biçimsiz ama orada. sıvı gibi.

    böyle bir canavar ne yer?

    lojistik bilimi zaten bu canavarı doyurmak için ortaya çıkmıştır. zira ordu denen yaratık dünyaları verseniz yese de doymaz. ordu beslemek kadar maliyetli ne olabilir diye düşününce hiç tek kalem bir şey bulamıyorum. açık ara dünyanın en doymaz şeyi ordudur. aça aça gidelim.

    120 bin askerin ihtiyacından bahsediyoruz. önce dayanıklı tüketimleri var. 120 bin adet yatak. 120 bin yatağı alacak tesis. 120 bin çelik dolap. 120 bin piyade tüfeği.

    120 bin askerin ısınması için gereken yakıt. 120 bin kişilik kaynayan bir yemek kazanı. 120 bin kişilik bir kantin sistemi, temizlenmek ve içmek için su. araçlarına koyacakları yakıt. araçlara ve tanklara ayrı hangar ve alet edevatları. 160 bin çift bot. 160 bin üniforma + kaban + şapka + palaska. terzi saraç baytar çamaşır için hammadde ve kimyasallar. barışta minimum istihkak her an hazır olmak üzere 9 milyon 600 bin 7.62x51mm mermi. milyonlarca 12.7mm, 14.5mm, 60mm, 81mm, 120mm mühimmat. 120 bin kişilik tıbbi malzeme. 120 bin kişilik şahsi temizlik malzemeleri, 120 bin askerin derdini ölenini kalanını suçunu cezasını terfisini çevirecek kırtasiye malzemesi, telefon ağı ve elektronik ekipman parçaları, oluşan çöpleri yokedecek bir sistem ve bu devasa makineyi çevirecek enerji.

    bir ordunun bir günde ihtiyacı olan ikmal barış anında böyle böyle tam 750 tona varıyor. ve bunun optimize edilebilmesi korkunç zor. yemek illa ki artıyor. ertesi gün illa ki birileri yiyemiyor. ilaçlardan bir tanesi illa ki eksik çıkıyor. bazı ilaçlar illa ki ihtiyaç fazlası oluyor. herşeyin bir raf ömrü var ve düzenli olarak değiştirilmeleri gerekiyor. dahası bu ordu daha yerinde duruyor vaziyetteyken karşılaştığımız durum. sefer anında 750 - 1000 ton malzemeyi orduya ulaştıracak bir de lojistik sistemi gerekiyor zira ordular şehirlerde konaklarken şehir altyapısını kullandıkları için bir de üstüne kendi enerjilerini üretmek falan zorunda değiller. üstüne üstlük 1000 ton malzemenin her gün nasıl taşınacağını geçtim "buyrun komtanım bugünlük istihkakınız 1000 ton buraya bırakıyorum" da diyemiyorsun. her kolordunun her alayın her taburun her bölüğün o 1000 ton ikmalin içinde farklı istekleri var. her birliğin s4 subaylarının kolorduların depolarından gidip alacakları günlük listeleri var. bu da tabii en iyi senaryo. ikmali vermişssiniz de s4'ler gidip ihtiyaçlarını alıyorlar. düşman arazisinden partizanından teröristinden sıyrılıp trenlerle günlük 1000 ton ikmali başardınız falan sonra bu olaylar.

    peki bir ordu nasıl hareket eder?

    "yavaş" ilk akla gelen kelime. bunun antitezi olan komutanlar askeri tarihte hep hatırlanır. yıldırım bayezid orduyu hızlı yürütebildiği için yıldırımdır. jan sobieski bütün polonyayı viyana kapısına 5-6 günde getirdiği için büyük generaldir. heinz guderian mayıs haziran 1940 arası alman panzerlerini öyle bir koşturmuştur ki hitler hayatında herhalde ilk kez bir generaline "lan oğlum yavaş git önünden alan mı var" tarzında bir şeyler demiştir. tabii bu işin parlak kısmı. normalde birinci ordu kafanızda canlandırdığınız gibi trakyaya çöreklenmiş her kolu edirnenin kırklarelinin istanbulun bir yerinde kafası da selimiye kışlasında olan dev bir ahtapot olunca kusursuz bir "all out" ilerleme iyimser bir şeydir. illa ki bir tugay geride kalır, illa ki bir tugay düşmana çatar, pusuya düşer, hatlarından sökülür, zırhlı birliklerden biri illa ki guderian gibi artçı birlikleri beklemeden dünyayı fethetmeye koşar. partizan illa ki demiryollarını patlatır, düşman hava gücü gündüz ilerlemeyi illa ki zorlaştırır. velhasılı ordu günde tüm unsurlarıyla 10 kilometre ilerleyebiliyorsa öpüp başınıza koyarsınız. 1945'te polonyadan zincirinden boşanmış gelen rus kızılordusu 600 kilometreyi 68 günde savaşarak geçmiştir. onlar da öyle bir değişik bir ordu kültürüdür. kızılordunun lojistik kabiliyetini alman general hasso von manteuffel hatıratında şöyle anlatır :

    ""kızılordunun ilerlemesi batılıların hayal edemeyecekleri birşeydir. tank öncülerinin arkasında, çoğunluğu atlı olan büyük bir sürü gelir. asker sırtında yürüyüş sırasında tarla ve köylerden topladığı kuru ekmek parçaları ve ham sebzelerle dolu bir torba taşır. atlar evlerin çatılarındaki samanı yerler ve bunun dışında çok az yem verilir. ruslar, ileri harekat yaparken üç haftaya varan sürelerde bu ilkel tarzı sürdürebilirler. onları, herhangi bir ordu gibi, ikmal hatlarını keserek durduramazsınız çünkü vuracak ikmal kollarını çok nadiren bulabilirsiniz.""

    bir ordunun ilerlerken böyle işgal ettiği toprağı soya soya ikmalinin en azından bir kısmını karşılaması askerlik mesleği ve teorisinin herhalde en eski opsiyonlarından biridir. romalılar devrinde bir lejyonun ikmalinin neredeyse tamamı lokal karşılanıyordu. demiryollarının icadına kadar da bu böyle sürmüştür. ancak ordu ikmalini sanat haline getiren de napoleon'un kendisidir. rusya ya 1812'de yürüyen grande armee örnek vermek gerekirse yiyecek konusunda lokal kaynaklara tamamen bağlıdır ancak bazı kurnaz metodlar da keşfetmişlerdir. bunların en bilineni çakıl taşı çorbası'dır.

    fransız ordusu yiyecek ikmalini alay seviyesinde karşılamaktadır. yani her alayın kazancısı geçtikleri 24 kilometrelik bir stripteki bir yerleşim yerine giderek yerel halktan yiyecek talep etmektedir. alamazsa satın almaya çalışmaktadır. satın da alamazsa bir sonraki yerleşim yerini denemekle zorla derdest arasında gidip gelmektedir. fransa belçika almanya avusturya polonya kolay geçilir çünkü yerleşim yerleri arası mesafe çok değildir ve yiyecek tedariki nispeten kolaydır. ancak polonyanın doğusunda düşman halk yüzünden yiyecek ikmali sekteye uğramaya başlayınca fransız kazancılar köy merkezlerine dev kazanlar kurarak gayet teatral boyutlarda gösterilerle çakıl taşı pişirmeye başlarlar. köylüler bakar ki askerler ciddi ciddi taş pişiriyor. "lan taş yenir miymiş?" diyerek yakından bakmaya başlarlar. sonra üniformalı kazancıbaşı kepçeyi pişen taşın suyuna daldırıp bir hürrp diye tadınca kafa sallayıp gülümseyerek: "oh şahane ama biraz da havuç olsa daha iyi olurmuş" der. hayırsever biri hemen havuçları getirir ve bunlar çorbaya eklenir. 5 dakika sonra kazancı bu sefer "mon dieu! efsane bir çorba ama şalgam da eklense fena olmaz" diyince bir başkası da sırf merakından onu tedarik eder. böyle böyle eklemelerle köy meydanında bir saat pişen çakıl taşı çorbası muazzam bir sebze çorbası halini alır. köylüler de nihayetinde gizli bir tarif aldık diye, fransızlar da doyduk diye sevinirler. ordu tok karınla yürümeye devam eder.

    ikmal neyse ki günümüzde daha dürüst bir hale gelmiştir.

    bir ordu nasıl savunur?

    bunu açıklamak çok güç. birinci dünya savaşı örneğinde bir cephe hattı vardır ve ordu komutanına 50 kilometrelik bir hattı 120 bin kişiyle tutması emri verilir. statik anlamda değerlendirildiğinde beton koruganlar siperler ve dikenli tel yardımıyla çok da zor bir iş değildir zira ww1 batı cephesi hareketli bir şey olmadığı için bunların istihkamcısı mutfağı karargahı hastanesi vesaire hep hattın hemen gerisindedir. ordu denen ahtapotun bir kolunu kesersiniz, acısının yerini hemen farkeder ve oraya 4 kol(ordu) yığar. 4 kolu kesemezsiniz. ordu kendini 1915'te böyle savunur.

    1944'te ikinci dünya savaşı örneği öncekine kıyasla korkunç bir disparitedir. barbarossa harekatında baltık denizinden karadenize kadar olan kuş uçuşu 1500 kilometrelik devasa bir cephe 3 ordu grubunda 188 alman tümeni tarafından tutulmaktadır. ordu artık zırhlı, mekanize ve motorize kabiliyetleri yüzünden 50 kilometrenin çok üzerinde bir nüfuz alanına sahiptir ama bu da artık siper kazıp dikenli tel dizip düşmanı bekleyemeyeceğiniz anlamına gelmektedir. artık mobil savaş dönemidir çünkü. ordu denen ahtapot bu yıllarda gözlerinin yetmediği uzaklıklara zayıf bacaklarını gönderip arazi ve düşman keşfi yaptırmakta, hava üstünlüğü ile görebilmekte, zırhlı karşı saldırıya karşı derinlemesine savunma falan yapmaktadır. savaşa savaşa çekilmenin ve düşmanı bu oynak savunmada yıpratmanın kitabı bu aralar yazılmıştır.

    1950'de kore'de bm ordusu denen ahtapotun her kolu farklı bir renkte ve hepsi farklı bir dil konuşmaktadır. kıyıya inchon'dan çıkan ordunun yalu nehrinde çin'den beklenmedik bir saldırı yiyip tepetaklak olması haricinde geri çekilip savunmasını sürdürebilmesi az buz bir başarı değildir. 1950 yılında ordu ahtapotun kaç kolu olduğuyla değil, kolları arasındaki koordinasyon ve organizasyonuyla güçlü addedilmektedir.

    1965-73 yıllarında vietnam'da ordu incelenmesi farz olan bir şeye dönüşmüştür. air cavalry ve helikopterin agresif kullanımı ile amerikan ordusu ve arvn kuzey vietnam ve vietkong ile hiç kesin sonuçlu bir karşılaşma yaşamasa da küçük ünite taktikleriyle korkunç sahneler yaşanmasına sebebiyet vermiştir. bu yıllarda ahtapot saigon'da oturmakta ve yüzbinlerce kolu (müfreze) ile vietnam'ın her yerini probe'lamaktadır. ancak bu da savaşın bir sonucunun olmamasına sebep olacaktır.

    günümüzde ordu kendini nasıl savunur? alan hakimiyeti olarak napoleon nasıl savunuyorsa öyle, sürat olarak von kleist don üzerindeki rostov'u nasıl terkediyorsa öyle, ikmal gücü olarak macarthur yalu'ya nasıl yığdıysa öyle. atıyorum bulgaristan üzerinde savaşılan teorik bir rus zırhlı işgali için düşünürsek 1. ordunun 5. kolordusu atıyorum ruslardan dayak yerse 1. ordunun tüm unsurları ona yardıma gitmiyor. cannae savaşından bu yana harekat sahası combat width denen bir mevzu var. birlikleri zayıflatma pahasına açmak gerekiyor. 3. kolordu zırhlı bir karşı saldırı ile sağ kanattan yarma başlatacak bir şok uygulayarak 5. kolordu üzerine baskıyı hafifletmeye çalışıyor. 2. kolordunun tugayları açılarak sol kanattan beşer kilometre aralıklarla probe saldırılara başlıyorlar ve boyutlarına kıyasla çok daha büyük bir birlik izlenimi vererek rusları bir çifte torbalamayla karşı karşıya kaldıkları gibi yanlış bir hava yaratıyorlar. 5 kolordu iki tugayıyla 2 kilometre geriye çekilerek savunma hattını tekrar tesis ediyor ve takip eden rus zırhlı kolunu kıskaca alıyor. sol kanat zırhlı yumruğu vurup sağa döndüğünde kıskaçtaki ruslar %65 kayıp oranlarını bulup alanı terkediyor ya da teslim oluyorlar. en azından plan bu. bir plan var.

    gibi gibi... ordu boyutundaki birliklerin operasyonel opsiyonları da bir o kadar büyük.

    von manteuffel'in hitler ile ilgili yazdıklarını alıntılayarak bitirelim:

    "hitler epey çok askeri literatür okumuştu. askeri açıklamaları dinlemekten de çok keyif alıyordu. birinci dünya savaşındaki onbaşı olarak şahsi deneyimi ile birleştirildiğinde alt kademe askerlik ile ilgili çok iyi bir bilgi birikimi edinmişti. bunlar daha çok farklı silahların özellikleri, arazinin ve hava şartlarını önemi ve askerin düşündükleri ve morali üzerine yoğunlaşıyordu. özellikle askerlerin nasıl hissettiklerini ölçme konusunda çok iyiydi. onunla bu konuları tartışırken fikir ayrılığında olduğumuzu hiç hatırlamıyorum. diğer taraftan stratejik ve taktik kombinasyonlarla ilgili hiçbir fikri yoktu. tek bir tümen seferde nasıl hareket eder ve savaşır iyi anlıyordu ama bir ordu nasıl harekat yapar hiç anlamadı."

  • 40. pizzagate

    "somut delil yok"; e zaten ortada somut delil olsa burada tartışılmaz, mahkemeyle çözülürdü. mesela o.j. simpson'ın da karısını öldürdüğüne dair somut delil yok, bazı hükümetlerin devleti soyduğuna dair de somut delil yok, peygamberlerin yaşamış olduğuna da somut delil yok. hatta kendi öz babanın öz baban olduğuna dair bile elinde somut delil yok, kaşın gözün benziyor diye budur diyorsun.

    "ny times yalanladı"; son dönemin en ünlü pedofili vakalarını inceleyin, vatikan'dan epstein'e, westminster'dan operation doublet'e kadar hepsini zamanında büyük medya kuruluşlarından bazıları yalanladı. rıza zarrab'ı da mesela atv aklamıştı, o zaman o da suçsuz?

    "bağlantı kurmak için çok kasıyorsunuz, bunlar anlamsız, normal paylaşımlar"; tamam diyelim ki öyle, bu normal paylaşımları niye paylaşanlar sildiler, bazı hesapları niye tamamen kapattılar? madem bunlar normal, adamların espri anlayışı bu, ortada herhangi bir sorun yok, adamlar neden bunları örtbas etmeye çalışıyorlar?

    "koskoca dünyada herkes bir olup bu işin üstünü mü kapatmaya çalışıyor"; zaten eğer reddit'te bu işin üstü kapatılmaya çalışılmasaydı, bu olay normal bir komplo teorisi olarak geçip gidecekti. comet pizza'nın sahibinin açıklaması "zamanı geldiğinde olayların gerçekten ne amaçla yapıldığını açıklayacağım", size de cuma günü açıklanacak kabataş görüntüleri gibi bir his uyandırmıyorsa bu açıklama, bunca sene boşuna yaşamışsınız.

    "buna inanıyorsanız lizart people'a, amerikan'ın aya çıkmadığına, dünyanın düz olduğuna da inanmanız gerekir"; yani eğer kuran'a inanıyorsan cübbeli ahmetin sattığı kefene, tayyip'e dokunmanın ibadet olduğuna, bağdadi'nin ve fethullah'ın mucizelerine de inanman gerekir gibi bir mantık bu. coğrafya öğretmenin karayiplerin yerini yanlış biliyor diye matematik öğretmeninin 2+2=4 demesinin yanlış olduğunu iddia etmek gibi bir şey bu, aralarında herhangi bir bağ, ilinti, korelasyon yok.

    pedofili çok yaygın bir sapkınlık. sadece ülkemizde değil, bir çok yerde fazlasıyla yaygın. ekonomisi bunun üzerine kurulu ülkeler var lan dünyada. epstein skandalı ve diğer tüm skandallar ilk ortaya çıktığında da "yok yea, olur mu yea" diyenler vardı. bu daha önce dünya üzerinde hiç olmamış, ilk defa ortaya çıkan bir durum değil, yakın tarihte bile onlarca öncüsü olan bir olay.

    bak şöyle düşün, dünya üzerinde seks yapan insan sayısı ile porno film sayısını kıyasla, şimdi de pedofili olanlarla internette çok kolayca ulaşılabilen pedofili içeriği kıyasla, aralarındaki oranı kur, bu içerik varsa, bu içeriği yapan birileri olmak zorunda, dijital veri random olarak bu görüntüleri oluşturmuyor, bazı pedofililer bunu yapıp kayıt ediyorlar. bu bazı pedofililerin bunu yapabilmesi için belli oranda güç sahibi olmaları lazım, ki kısa sürede yakalanıp hayatları kaydırılmasın. direkt olarak clinton'lar işin içinde olmasa bile, onlara yakın ve onların nüfuzundan faydalanabilecek birisi, mesela podesta, bu işin içinde olamaz mı?

    işte ortaya çıkartılan şeyler, podesta'nın pedofili olduğu bilgisiyle, bunu nerede yaptığını araştırmaya dayanıyor. yani bir mekan seçilip mekandan insanlara ulaşılmıyor, bir pedofiliden yola çıkılıp mekana, mekandan diğer müşterilere ulaşılıyor. lan silah başına 12 dolar kar etmek için bu adamların sahra altı afrikasında iç savaş çıkardığına inanıyorsunuz da, milyonlarca satılan ve her bir tanesi yüzlerce dolara satılan pedofili içerik için 20-30 çocuğun hayatını karartacağına mı inanmıyorsunuz cidden?

    olayın içinde clintonlar var mı, obama var mı, trump bağlantılı mı şu etapta bilinemez. ama podesta'nın bir pedofili olduğu, comet ping pong üzerinden kurban veya müşteri bulduğu çok büyük olasılıkla gerçek. bak tekrar hatırlatıyorum, clinton'ın pedofiliden hüküm giymiş epstein'ın lolita express isimli jetiyle orgy island isimli adasına en az 26 kere gittiği kayıtlı bir şekilde biliniyor. ben 26 kere ensar vakfına gitmiş olsam öylesine takılmaya, benden şüphe etmez misin?

    hadi hepsini geçtim, italyan pizza restoranı işletmecisi adamın bile maillerinde bu kadar sauca, pizza, cheese, pasta geçmez lan. bunların neyin şifreli konuşması olduğu biliniyor, tabi bunu sen-ben bilmiyoruz da pedofililer kendi aralarında nasıl kodladıklarını açıklıyorlar. bak maillerin bir kısmı burada;

    https://truthearth.org/…ls-warning-very-disturbing/

    "a pıe ın theır face: gop big tells kid-sex pics he’s too busy to hear their stories of abuse because he was late to thıs important pizza party" lan adam daha ne yapsın, iğfal sırasında videosunu çekip attachment olarak mı göndersin mailde anlaman için?

    yani ortada en az bir adet pedofili yüksek seviye bürokrat, pizzacı olduğu halde washington'ın en etkili 50 kişisinden birisi olan bir pizzacı, bol bol kodlanmış mesajlar ve normal şartlar altında asla olmaması gereken şeyler var. yakın tarihte olmuş ve ortaya çıkmış onlarca skandalı da göz önüne alırsan, "amerika'da pedofili yoktur" demek gibi bir şey bu olayın olmadığını savunmak. tekrar söylüyorum bu mailler olayın clintonlarla falan ilgisi olduğunu kanıtlamıyor, ama clinton'ın 2016 kampanyasının başındaki adamın pedofili olduğunu kanıtlıyor. kalanının ne olduğunu öğrenmek için insanlar her tarafı didik didik etmeye çalışıyorlar. comet ping pong bu olayla alakalı da olmayabilir, ama bu podesta'yı aklamaya yine yetmez.

    tl/dr: elde var podesta, başka ne var o araştırılıyor

  • 41. güntekin onay

    beşiktaş maçının sonucunu yorumlarken "kronoloji bilimini bilmeyen konuşmasın" dedi az önce kendisi. adam resmen 70 milyonluk ülkeyi susturmanın yolunu buldu. hani bi tek ilber ortaylı falan konuşmaya devam edebilir.

  • 42. eşini nisa 34 ile tehdit eden adam

  • 43. 2016 ekonomik krizi

    açık ve net olarak söylüyorum; devletimizin vergiye ihtiyacı olan bu zor günlerinde sigara içmeyen, alkol tüketmeyen ve arabası olsun olmasın bidon bidon mazot almayan ve bu yolla devletimizin kasasına vergi girişini engelleyen haindir. devletimiz ve milli irade için herkesin sigaraya başlaması her gün akşam en az iki bira içmesi şarttır.

    nasılsa sizden olmayanı hain ilan etmek kolay, buyurun namlu size döndü...

  • 44. beşiktaş'ın kiev'de kaybetmesini isteyen insan

    bursaspor taraftarıdır. ezeli rakiplerinin kaybetmesini ister.

    fenerbahçeli ya da galatasaraylı küçük takımların maçlarıyla ilgilenmez.

  • 45. midesizlerin kahvaltıda yediği ve içtiği şeyler

    dünden kalmış ciğere kahvaltılık gevrek dökeni gördü bu gözler,siz hala oraya yoğurt yazın.

  • 46. şenol güneş'in canlı yayında küfür etmesi

    volkan demirel yapsa 90 entrysi vardı. hiç yakışmıyor "efendi beşiktaş"a :)

  • 47. bağlaç olan de'yi ayrı yazamayanlara tavsiyeler

    hâl eki olan -de'yi çıkardığınızda cümle, yapısal olarak bozulur:

    iş yerinde geç saatlere kadar çalıştık.

    izmir'e ağustosta gideceğiz.

    kimliğinizi yanınızda bulundurunuz.

    bağlaç olan "de"yi çıkardığınızda anlam daralır ama cümleniz hâlâ sağlamdır:

    ben de sizinle geliyorum.

    bekledim de gelmedin.

    ona bugün de ulaşamadık.

    akılda tutun, %99,9 çalışır.

  • 48. beşiktaş

    yıl 2015. avrupa kupası'nda yolumuza devam ediyoruz. rakibin belli olacağı gün bütün beşiktaşlılarda aynı güç var; liverpool gelecek ve onları eleyeceğiz. o gün herkesin kendince yaptığı bu istek gerçek oluyor ve liverpool geliyor, eliyoruz. intikam alınıyor.

    bir sonraki turda en zayıf rakip gelsin diye dualar ediyor tüm taraftar. club brugge gelince fikret orman da dahil herkesin yüzü gülüyor. ilk maçtan umutlu bir skor alınsa da tolga'nın hataları sebebiyle herkes kızgın, olimpiyat yollarında herkesin dilinde aynı söz var; tolga ile imkansız. o gün öyle inançsız bir taraftar var ki, 1-0 öne geçtiğimiz maç 1-3 gidiyor. başrolde tolga.

    vodafone arena açılıyor ve şampiyonluk kutlanıyor açılır açılmaz. nice maçlar dönüyor bu statta şimdiden. taraftarın inancı tam; bizi bu statta kimse yenemez. 2-0'dan, 3-0'dan maçlar dönüyor bu inançla. taraftar her daim takıma ve stada güveniyor.

    2011 yılında 1-0 önde olan beşiktaş, bugünkü rakibi dinamo kiev karşısında nice hayatların yitip gittiği o karambolden sağ çıkıyor maçı kazanıyor. o gün taraftarın takıma inancı tam.

    o maçın üzerinden tam 5 yıl 1 ay 3 gün geçiyor. yine rakip kiev. şampiyonlar ligi kuraları çekilmeden önce tüm taraftarın "o kurada kiev varsa beşiktaş kiev'i çeker" diye diye grubuna düşürdüğü kiev. daha önce galip gelemediğimiz yer, nice kırılma maçlarında galip gelemediğimiz gibi. yine de arada bir fark var.

    taraftar bu defa beraberlik dahi düşünmüyor. galip geleceğiz diyor. şimdiye kadar gönülleri temiz bu insanların gönüllerinden geçenler oldu. galibiyete inanmış milyonların bu talepleri yadsınamaz.

    tarih tekerrür de etse, o top 90+3'te o kalenin çizgisinin üzerinde dolanıp nice canlara daha sebep de olsa; biliyoruz ki bu gece galip biziz. dün gece heyecandan uyuyamayan bünyeler, bu gece sevinçten uyuyamayacak.

    hem, belki bu turu köyiçi'nde kutlayacağız. allah yardımcımız olsun. saldır beşiktaşım.

  • 49. amazon'dan özel evrak sipariş etmek

    berat albayrak'ın gerçekleştirdiği söylenen hadise.

    ama ben beceremedim. tam olarak hangi departmandan sipariş ediliyor arkadaşlar bi yardımcı olabilir misiniz? internet alışveriş sitesi üzerinde satılan özel evrak ihtiyacım var da, türkiye'de bulamadım. gümrük falan uğraşmak istemiyorum, yardım edin :/