Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. devlet tiyatrosunda yabancı oyunların yasaklanması

    unesco’nun parasıyla hırvatistan'daki oyunları izleyecekken, hırvatistan'da unesco'nun parasıyla tatil yapmış adamın aldığı karardır.

  • 2. 27 ağustos 2016 çeşme altınyunus otel rezaleti

    özet geçiyorum gençler:

    kral ve kraliçe'nin prensesini kedi çizmiş.

    kral ve kraliçe çocuğu kaptıkları gibi "doktoooor" (sanki ağır yaralı) diye bağırarak resepsiyona koşuyorlar.
    küstah resepsiyonist bu acil durumda telefonu müşterisinin suratına kapatmayıp kral ve kraliçeyi bekletiyor.

    kralımız dava açıp otellerini ellerinden alma planları yapmaktadır.
    bir de o şerefsiz kedinin kellesi getirile.

  • 3. che denen eşkıya benim gencimin yakasında olamaz

    "sen kimsin ki senin gencin oluyoruz?" şeklinde cevap verilebilecek beyan.

  • 4. 28 ağustos 2016 migros sanal market rezaleti

    mecburiyetten üst not:

    1- bu taciz lincini başlatan ablamızın getir.com'da çalıştığı ve rakip firma için atıp tuttuğu söyleniyor.
    2- hala birileri utanmadan, bir insanın profiline gelip "arkadaş ekle" butonuna basıldığında bunun taciz olduğunu iddia ediyor. evet canım yaaa, şu anda yeryüzündeki 2 milyar insan facebook'ta tacizci olarak bulunuyor. sen istedin diye hepimiz linkedin profillerindeki iş kısmına "kurumsal taciz sorumlusu" yazdık.

    birkaç sorum olacak.

    hanfendinin profiline baktım ve yaklaşık 53 bin takipçisi var.

    1- bu takipçilerin hepsiyle tek tek tanışık mı?
    2- bu takipçilerin tek tek tacizci/tecavüzcü olmadığına dair kendisini takip etmeden önce adli sicil kaydı gerekiyor mu?
    3- sen de o profilde 796 kişiyi takip ediyorsun. sende mi tacizci tecavüzcüsün? bir insanın sana kargo getirdiğinde seni twitter'a eklemesi tacizci/tecavüzcü olarak yaftalanmaya sebep oluyorsa, hiç tanımadığın birini eklemek de tacizci/tecavüzcü olmak için yeterli değil mi?

    bir de arkadaş yorum yapmış, ""eee ne var bunda, sosyal medyada ekleyemez mi?" diye sorunlar için söylüyorum, "ekleyemez""

    hocam siz twitter mantığını çok yanlış anlamışsınız. twitter'ın özelliği isteyen herkesin, profili açık olan herkesi ekleyebilmesidir. bugün uğur dündar bilmemkaç milyon takipçisini "beni takip ettiler üühühü" diye mahkemeye mi versin?

    hayır yani, ülkedeki taciz/tecavüz istatistiklerine göre, belki de seni takip eden 53 bin kişiden 5-6 tanesi tacizci, tecavüzcü. bir kargo elemanının seni takip etmesi mi battı?

    illa adamın senden hoşlanmasına da gerek yok. belki de o an fikirlerini merak etti ve ekledi. niye herkesi kendiniz gibi sapık sanıyorsunuz? bir insan migros sanal market'te çalışıyor diye sapık mı olmalıdır?

    seni takip eden migros'un genel müdür yardımcısı olsaydı bu iddiada bulunabilecek miydin? eğer evet diyorsan, bir zahmet seni takip eden 52 bin küsür kişiyi tek tek burada "beni taciz ettiler" diye ifşa edebilir misin?

    basit çözüm söyleyeyim: profilini kapat. seni takip etmek isteyenler senin onayından geçsin. bu kadar yahu. buna da itiraz ediyorsan eğer mantığını açıklayayım:

    bir mekan açtın, güzel bir cafe. kapıdan insanlar girdiği zaman "aaa bu bizim mahallede bizim eve su getiren çocuk, kesin sapık bu bu dükkanıma girmesin" diyebilir misin? twitter da böyle bir mecra. "herkese açık" profilin anlamı "herkese açık" olmasıdır.

    çok şükür ki twitter, sizin gibi geri kafalı değil ve "bu kargo elemanı, bu herkese açık profillere bakamasın, bu gratis'te tezgahtar, bu herkese açık profillere baksın ama ekleyemesin" tarzı insanları mesleğine göre ayırmak gibi düşüncelere sahip değil.

    edit: "bir sorum olacak" demişim, ama dayanamayıp yardırmışım. onu düzelttim.

    edit 2: moonwalkyapanzebaniuyardı, "birkaç" ayrı yazmışım, birleştirdim. teşekkür ederim kendisine.

  • 5. sosyal medya linci yüzünden işinden olan şoför

    hem "adamın suçu yok izledik" diyor hem de "camiaya ve toplu taşımaya zarar gelmesin diye çıkışını verdik, yargıya başvurmasını söyledik" diyor. "kimsenin ekmeği ile bu kadar kolay oynanmamalıdır" diye de ekliyor.

    bu nasıl iş ulan?? madem izlediniz ve çalışanınız masum ne diye 3-5 gerizekalının bilmeden masum bir insanı töhmet altında bırakması yüzünden adamın ekmeği ile oynarsınız? ne farkınız kaldı diğer salaklardan? yazık değil mi o adamın ailesine? belki de bu sebepten dolayı geçim sıkıntısı yaşayacaklar, onun da ötesinde adam sapık tacizci yaftası yedi. yazık günah değil mi bu aileye?

    aferin size, her sikim hıyar diyene tuzu alıp koşun böyle..

  • 6. gata'ya başörtülü başhekim atanması

    her fırsatı şov malzemesi olarak gören aldatılanlar ve kandırılanlar partisinin son icraatı. türbanlı atamasalardı şaşardım. şimdi bir laf var biliyorsunuz değil mi? (ara: mahalle yanarken) bunlarınki de aynı hesap. türkiye yönetim krizi içinde. her gün bir olay oluyor. uğraştıkları işlere bak!

  • 7. giuseppe meazza demenin çok zevkli olması

    bana çok zevkli gelen eylem. inter'in kendi sahasındaki maçlarda bile spiker bu ismi söylediğinde mutlu oluyorum.

  • 8. dergi cd'lerinden demo oyun oynamış efsanevi nesil

    benim de dahil olduğum gruptur. o zaman geçtim interneti, daha cd bile yeni bir olaydır ve bu chip, pc magazine, level vs gibi dergileirn cd'ye basılmış olarak veridkleri deneme sürümü programlar, oyunlar, videolar, trailerlar internetsiz, bilgisayarını açınca "welcome, thank you for using creative infra cdrom drive" repliğini duyup mutlu olan ergen için bulunmaz nimettir. her ay başı hevesle, heyecanla beklenir. sonra dergi günü gelince hemen bakkala markete gidilir. tüm dergiler boy boy incelenir, ağızlar sulanırdı. bir haftalık harçlık dergilere gitse de eve gelip cd'yi taktığınız o büyülü an herşeyi unuturdunuz.

    bazı oyun yapımcıları lütfederdi de 10 dakika da bitmeyen nisbeten uzun oyun demoları sunarlardı. yokluktan aynı oyunun demosunu haftalarca hatta aylarca oynardık. (bkz: shadow warrior). bu dönem aynı zamanda akmar önünden "mp3 cd"'si alınan dönemdir. biraz büyüyünce de yazıcıoğlundan porno alınmıştır. o zaman insan düşüncelere savruluyor tabi ulan bu adamlar neyle indiriyor, neyle yazıyor bunu, internet nerde, bizde niye yok diye.

    sonra yıllar geçer telefon hattından 146dan 56k internete ulaşabilme zamanları. sonra superonlinelar, iksirler, ttnet falan derken hiçbirşeyin tadı kalmadı. aa ne çıkmış onu indir, bunu indir. bu güzel değil sil gitsin vs. halbuse eskiden bir demonun kırk yıl hatrı olurdu.

    soba üstündeki mandalin kabuğu kokusuyla uyumayı unutamayan neslin çocukları olarak biz de bunları unutamayacağız işte. bizden sonrakilerde şukularını açıp instagramda kaç like aldıklarını unutamayacaklardır heralde. hayat ne acayip.

  • 9. zengin yapınca flört fakir yapınca taciz

    ülkemizde bir kısım dişinin kafasına kodlanmış algı.
    bakın ben burada tacizi falan meşru görmüyorum. kadın düşmanı falan da değilim. bilakis zar zor edindiğim yüksek lisansımda tez olarak tüm aksi yönde telkinlere, "bak ileride işin zorlaşır" şeklinde uyarılara rağmen toplumsal cinsiyet sosyolojisi çalışmaya karar vermiş bir insanım fakat bu gerçek reddedilecek gibi değil.
    çok değil kısa bir süre önce o sıra yolculukta olan bir kadın arkadaşımla şöyle bir konuşma geçti aramızda
    "bu x turizme sinir oluyorum yaaa aldıkları elemanlara dikkat etsinler. saatlerdir tacize uğruyorum muavin tarafından"
    "ne yaptı ki yavşak?"
    "yaaa gelip gelip bir isteğiniz var mı? bir ihtiyacınız olursa çekinmeyin çağırın deyip duruyor gece gece terbiyesiz"
    şimdi aranızdan inanmayan falan olacak ama konuşma çok ne bu. inanmayanın da ana rahmine kadar yolu var.
    aynı kadın birey sonraki süreçte iyi bir şirkette çalışan, sağlam bir geliri olan ve yine muhabbeti olmayan başka biri tarafından stalklanıp faceden eklenince "ayy şu şapşiğe bak nasıl da aramış taramış ulaşmak için üşenmemişş." demekten geri durmamıştır.

    sevgili kadın arkadaşlar. ilişkiler tahmin edebileceğiniz üzere kur yapma ile başlar ve kur yapma mevzuu da en azından medeni kişiler arasında para ile alakalı bir şey değildir. yani gittiğiniz restoranda size şef aşçı da, restoran sahibi de, garson da kur yapabilir. en kötü ihtimalle garsonu reddedersin olur biter. ama garsonun hareketine taciz deyip mekan sahibinin hareketine ayy şapşik diyorsanız sizde bir sıkıntı vardır.
    velhasıl olumlu ya da olumsuz ikisine de aynı tepkiyi vermek mantıklı olan

    ha "allahın garsonu, kuryesi, muavini bana nasıl kur yapar pis fakir ıyk" diyorsanız o başka. sizi altın kaplama vajinalarınızla başbaşa bırakalım siz de gayet önemli bir kavram olan tacizi bu kadar ayağa düşürmeyin.

  • 10. 2016 ekonomik krizi

    2016 olmaz, 2017 olur - ama adım adım yaklaştığı kesin olan krizdir.

    çok kısa özet geçmek gerekirse; türkiye bu sene aynı anda hem enflasyon hedefini hem de büyüme hedefini kaçırıyor. buna rağmen ekonomide yapısal reform paketi açmak yerine hala faiz oranlarını düşürmekle uğraşan bir otorite var. bunun sebebi de ekonomik değil, politik. hatta faiz oranlarının bir 50 baz puan daha aşağı çekilebileceğinin sinyalleri veriliyor. bütün bunlar erdoğan'ın üretim değil tüketim üzerine kurduğu ekonomik saadet zincirinin nihayet çatırdamaya başlamasının sonucudur.

    yukarıdaki paragraf neden bütün gazetelerin manşetinde değil, anlamıyorum. aslında anlıyorum da, siz anlamıyorum diye düşünün.

    bütün bunların üzerine, en büyük sıcak para kaynağı olan turizm ve dış ticaret kalemleri inanılmaz darbe almış durumda.

    türkiye'nin 2017 büyüme hedefi %5. içinde bulunulan durumda 2016 hedefi kaçırılıyorken, 2017 hedefinin nasıl tutturulacağı muamma. enflasyon almış başını gidiyor.

    fitch gibi, moody's gibi risk derecelendirme şirketlerinin türkiye'nin gelecekteki görünümünü negatife çevirmelerinin, ve daha geçenlerde fitch'in türk bankalarının notunu düşürmesinin sebepleri bunlar.

    ama zavallı akp seçmeni hala "abd bizi sevmiyor" kafasında. zavallı akp seçmeni ülkeyi ekonomik krize, terör batağına, bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir ayrımcılığa, ve hatta pek yakında top yekün savaşa taşıması muhtemel bu beceriksizleri baş tacı yapmakta meşgul. niye? gata'nın adı değişti, başörtülü polis onaylandı, köprü yapıldı.

    sağlık bakanının daha çok çocuk istemesi normal. nitelikli eğitim alamayan daha çok çocuk demek, cahil sürüsünden elde edilebilecek daha çok oy demektir.

    demokrasi ne güzel, değil mi?

    bana kalırsa bu saatten sonra ekonomik kriz de olsa bu halk uyanmaz. suçu başkasında arar. uyanabilemek için gerekli sınır çoktan geçildi. önümüz karanlık.

  • 11. fırat kalkanı operasyonu

    dün cerablus'un güneyindeki amarni bölgesinde 2 tankımıza yönelik gerçekleştirilen saldırının ayrıntıları belli olmaya başladı.

    ilk saldırıda tankımıza atılan alman yapımı güdümlü tanksavar füzesi hedefi ıskalamış ancak ikinci saldırıda javelin ile vurulan tankımızda malesef tank şoförü uzman çavuşumuz şehit olurken tank ise kullanılamaz hale gelmiş.

    bu arada kullanılan füzenin aşırı yüksek maliyeti nedeniyle dünyada sayılı ülkenin kullanımında olduğunu hatırlatalım.
    öyle ki bu füzeyi envanterinde bulunduran ülke sayısı, f-16 kullanan ülke sayısının neredeyse yarısı kadar.

    daha düne kadar eşek siken örgütün elinde bu füze ne geziyor, orasını da size bırakıyorum.

  • 12. galatasaray

    galatasaray'ın 30000 kombine sattığı sezonda 2000 kombine satıp boş tribünlere oynayan (pasolig de yoktu), bir sezon kötü geçti diye efsane başkanlarına 'ahmet dursun seba gitsin' tezahüratı yapan adam gelmiş galatasaray taraftarını iyi gün taraftarı diye eleştiriyor. üstüne bi de 10 yılda 1 defa galatasaray'ın üstünde bitirince demeyin çenelerine... barcelona bile beşiktaş c gruba düşmesin diye dua etmiş diyorlar öyle duydum.

    allah akıl fikir versin. fenerbahçeli olsa hadi gene bişey demeyeceğim. öyle ya da böyle en çok hüsrana uğrayan onlar ama en çok ''kötü gün'' taraftarı olan da onlar.

    türkiye'de başarılı olan desteklenir, başarısız olana da 'olsun aslanım seneye' denmez. burası almanya ligi değil maalesef. o yüzden hiç kasmayın kendinizi o böyle bu böyle diye. daha şimdiden şenol güneş'i tartışmaya başladınız. ayrıca ben 2010-2011 sezonunda bile galatasaray'ı destekledim, maçına gittim ama gitmemiş adama da niye gitmedin demem, kendi çapında haklı çünkü.

    valla bu beşiktaşlılar hiç cekilmiyor. fenerliler gelip yorum yapsın bari.

  • 13. ömer halisdemir'in ailesinin chp'li çıkması

    bazı demokrasi aşıklarını üzecek haber. cesaretlerini küçümsemek istemiyorum, ama öyle sadece kendi sevdiğiniz adamlar isteyince sokağa çıkarak kahraman olunmuyor çomar kardeşler. böyle adamlar işte gerçek kahraman.

  • 14. türkiye'nin suriye'de 20 sivili öldürmesi

    sınırın iki yakasında da dezenformasyoncu bu şeref yoksunu biji obamacılar.

    tr'de pkk, suriye'de ypg, köşeye sıkışınca "siviller vuruldu"

    siz nasıl bir şeref yoksunu örgütlenmesiniz, nasıl baş belası bir parazitsiniz.

    not: aşağıdaki linkte dün esir ele geçirilen 3 ypg teröristinden birini görebilirsiniz.

    https://mobile.almasdarnews.com/…sh-soldier-killed/

    göreceğiniz üzere bu abd fahişesi terör örgütü 11-12 yaşındaki çocukları terörist olarak kullanıyor.

    şimdi bu çocuk çatışmada ölseydi "katil tc sivil ve çocuk latlediyorrrr" olacaktı salyalı pkk sevicilerce. böyle de şeref yoksunu bir örgütle karşı karşıyayız.

  • 15. türkiye'yi cahiller yönetiyor

    ilber ortaylı tarafından yapılan ortalığı karıştıracak tespitlerden birisi.

    cahilliğin darbeden sonra ayyuka çıktığını söylüyor hoca. umarım düşündüklerini söyledi diye başına iş gelmez. sıla'da neler olabileceğini gördük çünkü.

  • 16. eczacı yalanları

    ellerinde ve anlaşmalı depoda kalmayan ilaç için "piyasadan kalktı o ürün" demek.

    lan, d vitaminini kim neden piyasadan kaldırsın?

    edit: altıüstü cipralex bulantı, güçsüzlük falan yapınca "ne demişler hakkında acaba" diye bakarken başlığı görüp, 2-3 sene içinde 3-4 kez yaşadığım olayı yazayım dedim, amna dolmuş başlık.

    kendimi uyuyan devi uyandırmış gibi hissediyorum.

  • 17. 28 ağustos 2016 fenerbahçe kayserispor maçı

    fenerbahçelilerin enteresan bir şekilde beraberliğe sevindiği maç. adam "oley be! 3-3! götünüze girsin tinerciler!" falan yazmış.

    madem öyle biz de fenerbahçe'yi tebrik ediyoruz. kendi evinde kayserispor gibi bir dünya devinden 1 puan çıkarmayı başardı. helal olsun, aslanlar gibi 1 puan aldınız ve bizim götümüze girdi.

    not: tinerspor

  • 18. gelini evinden alırken davul zurna çaldırmak

    pederi kaybedeli 2 gün olmuş, yan apartmandan gelin alacakları için gelmiş ahali. zurna davul hepsi hazır. bizim apartmana giren çıkan kalabalığı görünce düğün sahiplerinden birisi kapıyı çaldı. hiç tanımıyorum ben adamı. (orda yaşamıyorum) rahmetli de sadece selam sabah o kadarmış. (sonradan öğrendik).

    komşu: oğlum selam, hayırdır bişey mi var? ayakkabılar, giren çıkanlar dikkatimi çekti de.

    ben: abi 2 gün önce babamı kaybettik, o yüzden birazdan kuran okunacak, * eş dost geliyor.

    k: ya başın sağolsun, bilmiyordum. kim ölen, adı ne?
    b:........
    k: hadi ya, köydeydik 2 haftadır, haberimiz yoktu. neyse, rahatsız ettim kusura bakmayın. bizim de kızı alacaklar, davul zurna vs gelmişti. söyliyim de çalmasınlar.
    o sırada annem gelir.
    a: aa hiç olur mu öyle şey, kız bi kere evleniyor. adet buysa iptal etmeyin. olmaz. biri ölecek, biri evlenecek, biri doğacak. biz camı kapıyı kapatırız.

    komşu teşekkür etti, ayrıldı.
    normalde yarım saatten fazla süren olay 5 dk da, kız babası tarafından bitirildi, tekrar kapıya gelip özür diledi ve gittiler.

    bazen böyle duyarlı komşuların, insanların olması güzel geliyor insana.

    aslında hep olması gereken bu ama birbirimizi o kadar umursamaz olmuşuz ki, bu güzel şeyler yaşanınca güzel geliyor insana.

    insanın cenazesi mi var, hastası mı var vs soran insanlar varsa sorun olacağını sanmıyorum. benim açımdan olmadı, üstelik acı bir günde.

    ama sormadan hurra diye başlayana ben de söverim.

  • 19. tsk'nın outlook mail altyapısını kullanması

    yanlış bilgidir. tsk kara net alt yapısını kullanır. hiçbir bilgisayar bizim bildiğimiz manada internete bağlı değildir. (bkz: intranet)
    outlook linki çıkması bilgisayardaki varsayılan posta işlemcisinin outlook olmasından kaynaklanır.

  • 20. beyin yakan yaş problemi

    enteresan bir soru.

    yalnız şöyle ki, yaşlarım çarpımı ve toplamından yaşlar çıkarılamıyorsa demek ki aynı toplamı veren iki ihtimal var:

    bunlardan biri, yaşların 3, 3, 8 olması
    diğeri de 2, 6, 6 olması

    ikisinde de yaşların toplamı 14 yapıyor.

    en büyük kız diye birinden bahsedildiğine göre, bir tane büyük kız var o da 3, 3 ,8 ihtimaline uyuyor. dolayısıyla cevap 8.

    aferin bana.

    edit: soruda en büyük yerine büyük denilmesi gerekirdi, en büyük deyince bir tane daha büyük olması gerekiyor mantık olarak. bir de memurun kapı numarasını bildiğini varsayıyoruz, kapıya kadar gelmiş, kapı numarasına eşit deyince de sormadığına göre biliyordur herhalde amk.

  • 21. ypg'nin türk jetlerini kandırması

    sözlüğün kıdemli pkk sevicileri "siviller ölüyor" çığlıklarına başladıklarına göre işler kötü.

    sevgili biji obamacılar, abd fahişesi ypg fan'ları, hep bir ağızdan "where is us air force" diye bağırırsanız abd uçakları daha hızlı geliyormuş diye duydum.

    ortamlarda sosyalist rojava devrimi dersiniz, kim bilecek amk.

  • 22. erkeklerin reddedilince yaptıkları

    peki deyip arkama bakmadan giderim. isteyen kiz evet der zaten. ergence plan yapan kizlara kapim kapali.

  • 23. pc ile birlikte kablosuz mouse'u kapatan insan

    nasıl bir mouse kullandıklarını merak ettiğim insanlardır. geçen topunu temizledim görmedim öyle bir tuş, benimki anca kablosunu çekince kapanıyor.

  • 24. 3 milyon afgan'ın türkiye'ye gelmesi

    gelsinler. bazı şeyler pik noktaya ulaşmazsa bitmez.

  • 25. başörtülü bir polisin tarafsızlığı

    saçma bir paranoyadır.

    yasa değişikliği oldu diye kadınlar başörtüsü takmaya başlamıyor ki. zaten başörtüsü takan kamu görevlisi, yasa gereği çalışırken başörtüsünü çıkarıyordu.

    haliyle başörtüsü takan bir kamu görevlisinin başörtüsüze taraflılık tarafsızlık yapma gibi bir durumu olmaz, yapsaydı önceden yapardı.

    tam tersi durum için konuşursak; izlenimlerden yola çıkarsak başı açık bir kadının başı kapalı bir kadına karşı kötü hisler beslediğini düşünmüyorum. kadınlar arasında "kendi kararıdır örtebilir" anlayışı vardır. ki en basitinden başı açık olan kadın'ın annesi, anneannesi, teyzesi de başını kapatıyor olabilir, hal böyleyken niye başka bir kadının başörtüsüne kafayı taksın?

    geçelim bu gereksiz, ayrıştırıcı, insanları birbirine düşürücü düşünceleri.

  • 26. kurtuluşlar değil fetihler anılır

    nedense bana bazilari anilariyla bazilari analariyla anilir lafini hatirlatmis soz.

  • 27. moda yerine kuantum fiziğini tartışmak isteyen kız

  • 28. volkan demirel

    bir fenerbahçeli olarak söyleyeyim, the revenant'daki ayı bile daha seri.

  • 29. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    ipten adam alma deyiminin ingiltere'de yaşanan ilginç bir olaydan sonra dilimize ve birçok dile geçmesi. ingilizcedeki karşılığı nedir bilemiyorum.

    yargıtay eski başkanı osman arslan'ın anlatımıyla aktarıyorum: bir tarihte varlıklı bir ingiliz, ağır bir suç işlemiş. o suçun cezası "idam". adam hemen ingiltere'nin en şöhretli avukatını tutmuş. avukat demiş ki, "merak etme ben seni kurtarırım.."
    mahkeme başlamış. avukat savunmasını yapmış. ve hakim kararını açıklamış ; "idam"..
    avukat, hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş, "merak etme, seni kurtarırım.."
    "nasıl ?" diye sormuş adam, avukat, "bu işin temyizi var.. temyiz idamı bozacak."
    dava dosyası temyize gitmiş. temyizin kararı belli olmuş : "mahkeme kararının onanmasına..idam."
    adam, "hani beni kurtaracaktın ?" diye avukatına çıkışmış. avukat hala sakin, "merak etme, seni kurtarırım. daha her şey bitmedi, konu avam kamarası'na gelecek.."
    gerçekten, avam kamarası'na gelmiş. konuşulmuş, sonunda parmaklar kalkmış, "idam !.."
    adam sinirli mi sinirli.. avukat da sakin mi sakin.. "merak etme seni kurtarırım.. lordlar kamarası idamı geri çevirir, endişen olmasın.."
    lordlar kamarası da toplanmış, olayı incelemiş, kararını vermiş : "idam !.."
    adam, elinden gelse avukatını bir kaşık suda boğacak. ama avukat hiç oralı değil, "merak etme, seni kurtarırım. kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. kraliçe bu kararı bozar.."
    dosya kraliçenin önüne gelmiş. kraliçe de imzayı basmış : "idam !.."
    londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada.. adamı idam sehpasına çıkarmışlar. adamın avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş. avukat ise adama "sus" işareti yapmaktaymış ; "merak etme, seni kurtarırım" gibisinden..
    ve cellat, yağlı ilmeği adamın boynuna geçirmiş. alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş. adam ipte sallanmaya başlarken, avukat yerinden fırlamış, cebinden çıkardığı bıçakla adamın boğazındaki ipi kesivermiş. adam, zar zor nefes alır vaziyette yere yuvarlanmış..
    hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler, "avukat, sen ne yaptın ?.."
    avukat, ingiliz ceza yasası'nı cebinden çıkarmış ; "yasada, müvekkilimin işlediği suçun cezası idam.. siz de onu idam ettiniz.. ama yasada 'idam edilerek öldürülür' diye bir hüküm yok.. bu durumda, ceza infaz edilmiş sayılır.."
    bunun üzerine ingiltere'de bir "hukuk tartışması" başlamış. kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş. ve ingiliz ceza yasası'nın "idamla ilgili maddesi" yeniden düzenlenmiş : "idama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür."
    o tarihte tv yok, büyük gazeteler yok, iletişim patlaması yok.. ama olay dilden dile, bütün dünyaya yayılmış..
    işte, "ipten adam alma" işinin aslı..

  • 30. yobazların kadıköy'ü işgal etmesi

    ısteyen istedigi gibi gezsin oyle mi?

    ben sisko halimle tayt giydigimde "koca gotune tayt giymis sisko turk kizi" oluyorum.

    ben fistik gibi bacaklarima mini etek giydigimde tenhaya cekilip tecavuze ugruyor ve "erkegin nefsini bilerek gidiklayan, mini etek yuzunden tecavuze kasinan" oluyorum.

    kucuk memelerime destekli sutyen takinca "dolandirici" oluyorum.

    buyuk memelerimle askili badi giyersem kicina karanfil takilmis da kasap dukkaninin vitrininde asili duran kuzu gibi bir "et parcasi" oluyorum.

    ben hayatimda cok onemli yer tutan bir simgeyi, bir resmi, bir yaziyi vucuduma dovme yaptirinca "ateyizzz" oluyorum.

    ben makyaj yapinca "yollu" oluyorum.

    ben sacim acik diye bir kisim tarafindan default olarak "namussuz" oluyorum.

    erkekler sort giyse "zuppe" oluyor.

    dar pantolon giyse "ibne" oluyor.

    pembe giyse tecavuze bile ugrar.

    salas bir kiyafet tercih etse "serseri" oluyor.

    ben sevdigim adamla ayni evde yasadigimda "orospu" oluyorum.

    sevdigim adam denize karsi 2 sise birasini icse "ayyas" oluyor.

    biz istedigimiz yerimize pearcing taktirinca "satanist" oluyoruz.

    biz her dakika itin gotune sokulup cikariliyoruz. bize her hakaret mubah.
    bizim yuzumuzden toplum degerleri bir bir yikiliyor.

    ama bi su turbanlilara, cariklilara, cuppelilere laf soyleyemiyoruz.

    afedersiniz de hassiktirin oradan!

  • 31. italya

    yeni keşfedilmiştir. sanırım.

  • 32. kızılay'a metrekareye 2 teneke su yağdı

    ankara büyük şehir belediye başkanı melih gökçek tarafından kızılay'a yağan yağmur şiddetini anlatmakta kullandığı yeni "milli ölçü birimi" içeren ifade

    (bkz: kendi milli ölçü birimimizi yaratmak)

    türkiye ortalama 1 yıl içinde 14.152.587 teneke yağış almaktadır. (salladım tabi)

    edit: "@asansorle inisli cikisli bir iliskim var" adlı yazar arkadaşın #62616588 numaralı entry'sine dayanarak şöylede olur:
    "türkiye ortalama 175.200 sigara içimlik zamanda 14.152.587 teneke yağış almaktadır"

    ---------------------------------------tübitak ulusal metroloji enstitüsü----------------------------------------

    bu arada geyik bir yana ulusal ve uluslararası ölçüm birimleri için tavsiye ederim. (coğrafi ölçümler üzerine çok şey yok ama temel birimler için güncel birimler açısından oldukça fayadalı)
    http://www.ume.tubitak.gov.tr/…r/metroloji-kitabi-0
    http://www.ume.tubitak.gov.tr/…metroloji_kitabi.pdf

    --------------------------------------tübitak ulusal metroloji enstitüsü-----------------------------------------

  • 33. beyaz futbol

    ozan tufan: "hocamız daha yeni geldi duran top ortamlarına giremedik."
    rok: "ozan tufan zaten alemlere, ortamlara giden bir insan. duran top ortamlarına giremedik derken acaba aksam dışarı çıkamadık, ortamlara akamadık, kerimcan durmaz' larla takılamadık mı demek istiyor"

  • 34. can dündar

    müzmin fetö'cüler tarafından fetö'cülükle itham edilen, hiçbir zaman sikindirik cemaatlerle ilişkisi olmamış, her daim hacıların, hocaların, şeyhlerin, şıhların, evliyaların karşısında durduğu için yeri geldiğinde dinsiz ve ateist olarak da etiketlenmiş bir gazeteci.

    adamlar o kadar yüzsüz ki, zamanında "laik, seküler, din düşmanı" diyerek yaftaladıklarını şimdi "fetö'cü" diyerek karalamaya çalışıyorlar.

    peynir ekmekle yediğiniz aklınızı, izanınızı seveyim. anasını nutellaya bandırdığımın akçomarları sizi.

  • 35. skoda superb

    başladı bi' superb tartışması devam ediyor da ediyor. başka marka ve modellerde de görüyoruz zaman zaman bu tartışmaları.

    aslında bu tartışmalar yüce devletimizin bizi her fırsatta sikmesinin sonucu. insanlar o paraya superb mi alınır, golf mü alınır gibi tartışmalar yaparken gözden kaçırılan veya yeterince bahsedilmeyen bir hırsızlık söz konusu.

    elin oğlu, teknolojisini geliştirmiş, fabrikasını kurmuş, işçisine para vermiş, reklamını ve lojistiğini halletmiş şekilde ayağına passat getiriyor ve 79 bin tl talep ediyor. devlet de arada hiçbir şey yapmadan 101 bin tl alıyor ve aracın fiyatı 180 bin tl'ye çıkmış oluyor. http://i.hizliresim.com/nembpn.png

    burada da insanlar yok superb'in diz mesafesi mi, yok doblo'nun bagajı mı tartışmasında. :) devlet dizine kadar sokmuş, en büyük diz mesafesi bizde.

  • 36. yeni başlayanlar için öğretmenlik

    öğretmenlik hakkında 40 paragraf atıp tutmaya meyliniz, isteğiniz, şevkiniz varsa yazacağınız dilin asgari kurallarını biliyor olun, ki biraz ciddiye alınasınız.

    zira ben öğrenci olsam de'yi, ki'yi, mi'yi ne zaman ayrı, ne zaman birleşik yazacağını bilmeyen adamı pek ciddiye alamazdım sanıyorum.

  • 37. doğum kontrolü tarihin çöplüğüne atılacak

    siz onların yaşam biçimlerine saygı duymaya devam edin, onlar sizin yatak odalarınıza müdahale etmeye devam etsin.

  • 38. starbucks

    valla çok kahve içmeyen biri olarak 24 saat açık olmaması umrumda değil, kapitalist düzen vb de bir kenara da 24 saat açık işletmelerde 24 saat aynı insanların çalıştığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. bunun üzerinden kapitalistliğini eleştirmek yanlış. veri doğru değil

  • 39. jan olde riekerink

    galatasaray'ıma kazandırdığı,bir rica ile getirttiği asistan, frans hoek'in koçluk kariyeri şu şekildedir.

    afc ajax, barcelona, bayern munih, manchester united, hollanda milli takımı'nda hem yardımcı antrenörlük ve kaleci mentorlüğü yapmış. uefa, fifa ve hollanda federasyonunda dersler veriyormuş ve methodu "hoek method" olarak anılıyormuş. ayrıca büyük efsane cruyff'ın yardımcılığını görevinde bulunmuş.

    bundan kariyerli dünya da 2-3 koç vardır, hatta belki de yoktur. riekerink'i cahilce fazla küçümsedik galiba, hem kendisinin kariyeri çok boş görünse de aslında dolu dolu. kendisi ve birlikte çalıştığı meslektaşları, tanıdıkları, altında üstünde çalıştığı adamlar buram buram kalite kokmaktatır. benim kafam cok rahat.

  • 40. recep tayyip erdoğan

    "kendisini beğenmem, hiç de oy vermedim ammmaaaa ülkemizin ve bağımsızlığımızın yegane teminatı kendisidir. özellikle dış güçler ve içerideki şer odaklarına karşı..." tipi zeka küplerinin götünün kılı olmaktan bıkmadıları diplomasız cumhurbaşkanı.

    amerika ne derse el pençe divan durup emri uygulayan, rusya'ya atar yapıp sonra tıpış tıpış özür dileyen, kendi vatandaşına kin güden kasaplar federasyonu başkanı çünkü tabi.

    kahrolsun kasaplar, eşeklere özgürlük!

    "not: chp" yazmış bir de haspam, yedik biz de.

  • 41. öso'nun suriye'de esirlere işkence yapması

    pkk li picleri uzmustur. 7 aylik bebegi katletmetnizin uzerinden daha 2-3 gun gecti orospu cocuklari, iki tekme yiyince iskence yapiliyor bize diye aglamayin.
    suriye de yaptiginiz insanlik disi uygulamalar insan haklari izleme orgutleri tarafindan tespit edilmis ve kayit altina alinmisken burada gelip duyar kasmayin.

  • 42. yavuz sultan selim köprüsü'nün gereksizliği

    türkiye'nin her şehrine yalnızca orada ikamet eden insanların yerel vergileriyle altyapı yatırımı yapılmaya kalkıldığında istanbul ve kocaeli haricindeki iller babayı alacağı için daha sağlam argümanlarla savunulması zorunlu olan gereksizlik.

  • 43. arda turan

    2 ay önce sovdugunuz oyuncuya methiyeler duzmeyin. barcelonada başarılar dilerim, buralara yolu düşmese de olur. ne zaman türk seyircisinden özür diler burada da sadece işini yapar, o zaman gelsin destekleriz.

  • 44. 12-13 yaşındaki kızları soyundurmak

    --- kesinlikle facebook'a şikayet etmeyin ---
    şurada söyleneni yapın: #62614158
    --- kesinlikle facebook'a şikayet etmeyin ---

    facebook'da "dogan kahraman" isimli pedofili şeref yoksununun "güzel" bulduğu eylem.

    ekran görüntüsü 1 - fotoğrafı sansürsüz atılan kardeşimizin rencide olmaması adına fotoğrafı sansürlendi -
    ekran görüntüsü 2
    facebook profili

    +1 yorumunu atan şahsiyetsizin ismi "salih demirkol" diyorlar. profilini bulamadım.

    uzun uzun yazamıyorum. ne yapılabileceği hakkında bir bilgim yok. ki zaten bu şeref yoksununun kendi fotoğrafı yok. belki aranızdan birileri bir şeyler yapabilir diye giriyorum bu girdiyi.

    edit: savcılığa suç duyurusunda bulunulacağından entry'de ki hakaret içeren bölümler değiştirildi.

  • 45. galatasaray'ın son 22 deplasmanda 6 kez kazanması

    yeri yerinden oynatacak iddia. aykut kocaman'ın konyasporuyla olan son iki deplasmanını da kazanmıştır mesela. bu seneki deplasmanı da kazanırsa olacak 3'te 3. o zaman aykut kocaman ve şike ilişkisi de incelenmeli...ha 3 temmuz vardı di mi.

  • 46. robin van persie

    (bkz: robin derdivar)

  • 47. kırmızı ışıkta otobüsten inmek isteyen polis

    alnından öpmek istediğim bir adet kahramanı barındıran olay. üniforma fetişisti yalakalarla dolu ülkemizde böyle kardeşlerimiz adeta çölde vaha gibi.

  • 48. laptop alacaklara tavsiyeler

    monster alın monster... adamlarla kötü bir hikayem varken bile iyiydi.

    bende şu anda lenovo y5070 serisinden canavar gibi bir gaming laptop var. fakat öncesinde, intel i7 5. nesillerin yeni çıktığı dönemde, i7 5700 hq modelli bir monster aldım.

    oyuna girdiğim zaman, eğer güç kablosu takılı değilse fps'i doğal olarak 30 veriyordu ve bir sıkıntı yoktu. fakat güç kablosu takılıysa, fps 130'lara çıkıyordu ve 2 dakika sonra reset atıyordu.

    gittim sordum, dediler ki, "şu anda bir çok oyunun i7 5700hq entegrasyonunda sıkıntı var, ekran kartına güncelleme 1-2 ay içinde gelecek, isterseniz bekleyin, isterseniz de paranızı iade edelim ve hemen geri alalım.

    ben sabredemedim ve parayı geri aldım. hiç sıkıntı çıkartmadılar. ertesi gün parayı kredi kartıma geri yüklediler. müşteri hizmetleri muazzam. üstelik adamların dediği gibi entegrasyon 1 ay içinde tamamlandı ve o seriyi alanlar şu anda mutlu mesut oyunlarını oynuyorlar.

    öncesinde de bir monster'ım vardı. 1.5 yıl teklemeden çalıştı. bir gün beni aradılar bilgisayarınızda bir sıkıntı var mı diye. dedim "evde ses sistemine bağlı ama dışarı çıktığımda hoparlörden hafif cızırtılar geliyor." hemen kargo adresini verdiler, kargoya beş kuruş para ödemedim, tamir edip 2 gün içinde yolladılar.

    eğer paraya kıyarım diyorsanız, monster alın. müşteri memnuniyeti konusunda monster kadar önem gösteren bir firma daha yok.

    not: paraya kıymaktan kastım, makinaların pahalı olması. ama muadillerinden çok daha ucuzlar. oyun, çizim vs. için bilgisayar alacaksanız en ucuz ve güvenilir alternatif bir monster oluyor.

  • 49. social justice warrior

    dünya ekonomik forumu cinsiyet raporu denen şeyin ne kadar yalan ve yanıltıcı olduğunu ilgili entrylerimizde anlatmıştık: (bkz: #56353021) örneğin ırak'ta erkekler sürekli savaşlarda öldüğü için ortalama kadın ömrü daha uzun ve bu ırak'ı atıyorum kadınların ortalama 75, erkeklerin 76 yıl yaşadığı gelişmiş bir batı avrupa ülkesinden o alanda daha "eşit" yapıyor. kadınların yarısının tecavüze uğradığı ruanda bu rapora göre dünyanın en eşit 6. ülkesi. böyle gerizekalı bir metodoloji.

    kafası azıcık çalışan hiçbir insan da zaten suudi arabistan'da daha araba kullanmasına, yüzünü açmasına bile izin verilmeyen kadının türkiye'dekinden daha iyi durumda olduğunu iddia edecek kadar saçmalamaz. ama işte dünkü entry'mde* de dediğim gibi bu rapor neymiş, nasıl eleştiriler almış, acaba gerçekler benim ideolojime ters olabilir mi diye açıp okumak, düşünmek, gerekirse yanıldığını kabullenip fikirlerini değiştirmek zahmetli iş. onun yerine "bak bilmemne raporu böyle demiş" diye ilk bulduğun linki verip gitmek çok daha kolay. çünkü bir sjw'nun temel dürtüsü adındaki j'nin aksine adalete ulaşmak değil, ayrıcalık kovalamak ve iyi hissetmek. bu uğurda da doğru ve gerçek gibi kavramlar can sıkıcı ve önemsiz ayrıntılardan ibaret. sjw yüzeysel olduğu gibi kendini ait gördüğü grup için ayrıcalık peşinde koşarken yalan söylemekten de, diğerlerini ezmekten de çekinmiyor. işte onun için sevilmiyorlar, onun için alay konusu oluyorlar. yaptıkları işler boş konuşmaktan ibaret olsa da siyasette, medyada, üniversitelerde ve toplumsal hayatta somut bir etkileri var. nihayet son dönemde kendilerine karşı aktif bir mücadele başlamasının sebebi de bu.

    türkiye'deki kadınlar için hayat elbette toz pembe değil. islamdan, mahalle baskısından, geleneksel değerlerden ve evet ataerkil kültürden kaynaklı sorunları hepimiz biliyoruz. sjw'lar ise bu sorunları yaşamayan, ya da türkiye özelinde konuşursak yetiştiği aile, yaşadığı çevre, eğitim ve maddi imkanlar sayesinde çok daha az yaşayan, buna rağmen kendini en büyük mağdurlarla bir sayan ve kendi dev toplumsal avantajlarını da yok sayan bir kesim. yozgat'ın bilmemne köyünde güldüğü için öldürülen kadınla plazada çalışıp ortamlara akarken boş vakitlerinde sjw'luk yapan kadının hayat şartları bir değil. sjw sorunu yanlış tanımladığı gibi faturayı ve cezayı da gerçek sorumlulara değil gücü kime yetiyorsa ona kesiyor.

    örneğin bir sjw kadınların erkeklerden daha az kazandığından şikayet etmeyi çok sever ama bunun karşılığında erkeklerin ödediği bedelleri önemsemez. erkeklerin daha zor bölümler okuması, daha uzun saatler ve yıllar çalışması, daha çok risk alması, kariyerine daha çok emek vermesi ve daha fazla yıpranması gibi faktörler önemsizdir. erkek daha çok kazanırken kadının daha rahat bir iş/hayat dengesine sahip olması konuyla ilgisizdir. paranın çoğunu erkekler kazandığı halde kazanılan parayı çoğunlukla kadınların harcadığını gösteren istatistikler yine gözardı edilir. en tepedeki %1'lik kesimin çoğunlukla erkek olması bir şekilde her erkeği avantajlı kılar. milletvekillerinin kadınları kayıran yasalar çıkarması önemli değildir, milletvekillerinin erkek olması sorundur.

    sjw din ya da tutucu aile kültürü gibi gerçek sebeplerle savaşsa yine eyvallah ama kendileri elbette böyle büyük ve zahmetli mücadelelere girişmiyorlar. türkiye'deki sjw çıkıp örneğin islamcılıkla mücadele etmiyor. uğraştıkları şeyler ya küfürlerin cinsiyetçiliği ve kız bebek bezinin pembe olması gibi yarrak kürek işler, ya kadın beyanının esas sayılması gibi akılalmaz ayrıcalık talepleri, ya da toplumsal kopuklukları iyice arttıran erkek düşmanlıkları ve segregasyon çığırtkanlığı. olmayan sorunlar için mağduriyetler yarattıkları gibi gerçek sorunların da sebeplerini çarpıtarak çözülmelerini engelliyorlar. sadece karşılarına aldıkları değil, (güya) yanlarında durdukları kesimlere verdikleri zararlar da büyük. işte onun için bu kanser daha fazla yayılmadan yok edilmesi şart.

  • 50. dick advocaat

    oyuncularını seçmediği, kondüsyonu dibe vurmuş (bkz: vitor pereira)* bir takımı iki haftada real madrid ayarına getiremediği için gitmesi (!) gerektiği öne sürülen teknik direktör.

    adamın kariyeri ortadayken o portekiz şoparına iki yıl katlananlar bu adama çemkiriyor. holigan kafası çok tuhaf.
    not: sarı lacivert damar