Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 7 ağustos 2016 büyük yenikapı mitingi

    şimdi yıllarca fethullah hocaefendimize laf söylettirmeyiz diyenler toplanıp fethullah hoca efendilerinin yaptığı darbeyi mi lanetleyecekler meydanda.

    şimdi yıllarca sınav soruları çalınırken kulağının üstüne yatan gelecek hırsızları bu hain feto yıllardır soruları çalıyormuş mu diyecekler meydanda.

    şimdi yıllarca cemaat devlete sızıyor dendiğinde buna kargalar bile güler diyenler cemaatin nasıl sinsice(!) devlete sızdığını mı anlatacak meydanda.

    şimdi yıllarca cemaate para yardımı yapanlar ve yapılmasını işaret edenler bunların ekonomik olarak bir rant kurduğunu mu haykıracaklar meydanda.

    şimdi yıllarca hocalarıyla bir olup bizi dinle kandıranlar, fetonun insanları dinle nasıl kandırdığını mı anlatacak meydanda.

    şimdi yıllarca başımızın üstünde yeri var dedikleri feto'nun nasıl yüzüne tükürülecek bir adam olduğunu mu anlatacaklar meydanda.

    şimdi yıllarca her türlü suçtan beraat ettirdikleri feto'nun dünyanın en adi suçlusu olduğunu mu anlatacaklar meydanda.

    şimdi yıllarca vatanına dön bitsin bu hasret diye gözyaşları döktükleri feto için, elbet seni bu vatana getireceğiz o zaman göstereceğiz gününü mü diyecekler meydanda.

    şimdi yıllarca savcısıyız dedikleri ergenekon, balyoz kumpasları için bu feto askerlerimize kumpas mı kurdu diyecekler meydanda.

    şimdi yıllarca en az oyu alan rektör adayını rektörlüğe atayanlar bu feto haini üniversiteleri de ele geçirdi mi diyecekler meydanda.

    şimdi yıllarca feto'nun okullarında okuyup canımız yoluna feda dedikleri bir din tüccarına biat edenler bugün bu söylenenleri mi alkışlayacak çılgınca meydanda.

    bugün imkanı olan herkes mitinge gitsin, gidemeyenler ise mutlaka izlesin arkadaşlar. izlerken aklınızın bir köşesinde 2002-2013 arası olsun, düşünün atatürk'ün kurduğu güzel ülkemi ve sakince dinleyin acının alkışlarını..

  • 2. 7 ağustos 2016 idamın geri gelmesi

    hukuk sosyoloji hakkında hiçbir sikim bilmeyen sığırların hemen gelsin dediği olaydır. idamın geri gelmesi suç işlenme oranını azaltmayacaktır.

    amerika'da var falan demeyin sakın döverim. amerika'nın her yerinde olan bir şey değil. 31 eyalette var olan bir uygulamadır.

    idamın geri gelmesi telafisi güç sonuçlar doğuracaktır. buraya yazıyorum iki yıl sonra bakarsınız.

    edit: bu durum türkiye’yi tamamen avrupa’dan koparıp bir ortadoğu ülkesi yapar. idam cezası uygulanması hukuken de mümkün değil. bundan önce işlenmiş suçlara, geriye yöneltilecek şekilde herhangi bir başka ağır ceza verilemez. avrupa insan hakları sözleşmesi’nin ek 6 ve 13’üncü protokolüne aykırı olurdu, türkiye taraf oldu ama öyle olmasa bile suç ve cezaların geriye yürüyemeyeceğine, hatta olağanüstü hal zamanında bile, savaş zamanında bile bunun geriye yürütülmeyeceğine dair anayasa’nın 15’inci maddesine aykırı olur.

    adam diyor anayasayı da değiştirelim. ben de biliyorum evet geriye yürümez kardeşim. ama sen anayasayı da değiştirip milletler arası sözleşmeleri yürürlülükten* kaldırıp sonra hiçkimsenin ne dediği umurumda değil, ben zaten bir hukuk devleti değilim desen idam cezası gelir. bunlar bunu yapamayacak adamlar mıdır? değillerdir.

    aptalca bir şeyi 50 milyon kişi söylese de o hala aptalca bir şeydir.

    onlarca mesaja karşılık edit: şunu tekrar okuyun lütfen.
    anayasanın 38. maddesinin 10'uncu fıkrasında açık bir şekilde belirtildiği üzere, herhangi bir suçtan dolayı ölüm cezası verilemez. anayasa değişikliği ile de bu yola gidilmesi mümkün değildir. zira türkiye'nin 'ölüm cezasının her koşulda kaldırılması'nı öngören, '`avrupa insan hakları ve temel özgürlükleri sözleşmes`i'ne ek 13 nolu protokolü, 2003 yılında imzalaması ve yasal değişikliklerin 2004 yılında tamamlanması karşısında, yeniden idam cezasının norm haline getirilmesi bu sözleşmenin ihlali anlamına gelecektir ki, bu bağlamda da türkiye uluslararası hukuk açısından zor durumda kalacaktır. ayrıca idam cezasının bir şekilde geri getirilmesi durumunda dahi, bu cezanın 'suçta ve cezada kanunilik ilkesi' gereğince idam cezasının kabulünden önceki tarihte suç işleyen kişilere uygulanması mümkün olmayacak. ancak düzenlemeden sonraki tarihte idam cezası gerektiren suç işleyen kişilere uygulanacaktır.

  • 3. tıptan daha zor olan bölüm

    gta vice city'deki helikopterli bölüm.

  • 4. köprüde boğazı kesildiği iddia edilen asker

    orospu çocuklarına göre önemsizdir.
    hukuk, yargı, ceza sistemi filan kendi ihtiyaçları olduğunda önemli zaten. çünkü orospu çocukluğu bunu gerektirir.

  • 5. ahmet necdet sezer'in ülke gündemine suskunluğu

    adamın zamanında veto ettiği herkesin üst düzey görevlerde gözaltına alındığı için yarattığı suskunluktur. başkası olsa götüyle gülecekken aldığı devlet terbiyesinden dolayı bu organını sadece oturmak için kullanmaktadır.

  • 6. devleti sıfırdan kuracağız

    oysa devletin sıfırdan kurulması değil, 1923 fabrika ayarlarına dönmesi gerekiyor.

  • 7. v ile başlayıp a ile biten her şeyin tatlı olması

    (bkz: vitor pereira)

    adşkgjsjgsş

    akşamından debedit: allah sizin cezanızı vermesin be, bunu mu favorilediniz? bir galatasaraylı olarak yazdım üstelik. gerçi ben de suçluyum, düşünmeden espri yaptım falan... bu utanç hepimizin. en azından kamu spotumu yapayım: vitor inşallah gider, zira istediği sistemi oturtmayı başarırsa fenerbahçe 4. yıldızı da takar, 5'i de ilk takan olur, avrupa'da da bizim başarılarımızı geçer. git vitor!

  • 8. cumhurbaşkanı talimat versin yarın kazma vuralım

    askeri arazilere -kamu malına- göz diken ali ağaoğlunun açıklaması.

    akbabalar dört dönüyor her yerde

  • 9. 7 ağustos 2016 cemil bayık'ın açıklamaları

    tipini sıfatını siktiğimin orospu çocuğuna efendileri emir vermiş belli ki, o yüzden yapmış açıklamayı. birak metropolu kalen belledigin sehirlerde bile anani sikti bu ulkenin ozel harekat birimleri. metropollerde ancak sivil oldurursun her zaman yaptigin gibi. utanmadan da tak yapti ben yapmadim dersin. anlaşılan batı bloku tum piyonlarini sahaya suruyor. allah devetimizin yardimcisi olsun.

  • 10. gülse birsel

    ironiden anlamayan nesle aşina olmayan kadındır.

  • 11. kemal kılıçdaroğlu

    bahçeli gibi boş beleş milliyetçilik yapmamış olduğu için; mohaç, bizans, haçlı diyip millete çılgın çılgın bağırma ortamı yaratmadığı için eleştirilen kişi.

    adam madde madde içinde bulunduğumuz durumdan nasıl kurtulacağımızı anlattı. herkesin bildiği şeyleri gevelemedi. siz ne anlarsınız aq.

  • 12. hulusi akar

    tsk yönetime el koymustur, dermiş.

  • 13. chp'ye oy vermeyenler şimdi neler düşünüyor

    chp fetöcüdür.

    bence şu an bunu düşünüyolar. zaten şu an suçlayabilcekleri başka bir şey de kalmadı. çünkü daha önce suçladıkları her şey doğru, savundukları her şey de yanlış çıktı.

    bundan önce ne düşünüyorlardı?

    - chp dinsiz.

    neden? çünkü chp ye göre cemaat devleti ele geçiriyormuş. bak bak bak. buna kargalar güler be. bunlar benim başörtülü bacımın hakim savcı olmasını namaz kılan müslüman vatandaşımın subay olmasını istemiyorlar. zihniyet bu. oy moy yok sana. siktir.

    - chp darbeci

    neden? çünkü utanmadan cami bombalamak isteyen günde 5 vakit namaz kılan tayyip'in partisine darbe yapmak isteyen ergenekon ve balyozculara sahip çıkıyorlar. bunların cibilliyeti bu. cehape zihniyeti işte. oy moy yok sana. yürü git.

    - chp boş muhalefet yapıyor.

    neden? neymiş sorular çalınmışmış. ulan sana mı inanacağız tayyip'e mi. sorular çalınsa tayyip o yök başkanını görevden almaz mıydı? sizden önce tayyip gerekeni yapardı. sorular morular çalınmadı saçmalamayın. iftira iftira iftira başka bi işi yok bu chp nin. bi avm mi yaptın şu memlekete. ne yaptın? 30 yıldır naptın chp. sana oy verirsek 30 yıl öncesine döneriz. siyah beyaz televizyon izliyorduk chp döneminde gençler bilmez. aaah ah.

    peki şimdi noldu gönül koyduğum? ha? nooldu? bi ders çıkaracak mısın bu olanlardan? bak kandırılıyorsun diye seni 15 yıldır uyaran zihniyete mi oy vereceksin yoksa kandırıldık diyip seni kandırmaya devam edenlere mi?

    soruyorum ama yalandan tabi. seni tanıyorum çünkü. oylar akp'ye gene. neden? çünkü chp fetöcü. bu fetö değil mi soruları çalan devleti ele geçiren şerefli subaylarımızı darbe yalanıyla hapse attıran, işte bunların gemisine biner bu chp. bu chp böyledir. akp olmasa cemaat devleti ele geçirecekti. hı hı evet. yaşasın demokrasi. alanları terketmeyelim beyler.

  • 14. 7 ağustos 2016 kemal kılıçdaroğlu'nun yuhalanması

    parmağını sallayarak 'sakın!' denilişi bir yerlere çekilebilir. ironik bir hareket. hayvan terbiye eder gibi bir halleri var.

    şimdi ben böyle bir entry girdim diye ayrıştırıcı, bölücü oluyorum. ama ben kimseyi yuhlamadım ki?
    neden suçlu hep biziz?

    düzeltme: ohal nedeniyle dilimi biraz yumuşattım.

  • 15. darbe girişiminin sorumlusu laik jakoben azınlık

    doğru olmayandır.

    şimdi mesala aynısını siz sizden olmayanlara mislisiyle yapıyorsunuz , diyelim ki 200 sene sonra ateistler darbe yapmaya kalkışıtı bunun sorumlusu müslümanlar mı düyecekler! hay mına uzun uzun yazmış bi de

  • 16. fethullah gülen

    arabada radyo kanallarını gezerken bir anda "terörist başı fethullah gülen" ifadesini duyunca yüzümde istemsizce hafif bir tebessüm oluştu. vay amk dedim. vay ki ne vay. 2010 yılında kpss sorularının çalındığının ortaya çıktığı ve bağırıp durmaktan başka bir şey yapamadığımız o çaresiz günler geldi aklıma. bu adam tanrıydı lan bu ülkede bir zamanlar. bugün öcalan gibi bir terörist başı oldu.

    türkiye'de her bir kaç yılda bir gündem kayması oluyor artık. ve biz bunu takip edemez hale geldik. buraya yazdıklarım olmasa geçen yıl kafamda hangi kavgalar vardı, neler düşünüyordum gündem bombalanmasından onu bile hatırlayamayacağım. gündem aşırı bir bombalamaya maruz kalıyor. türkiye bir yılda dolmabahçe'de el dokuması anadolu halılarının üzerine konulan masaların etrafına serpiştirilmiş ve antlaşmalar imzalayan akp-hdp heyetlerinden, apo ile pazarlıklar yapan mit müsteşarından; genelkurmay başkanlığının ankaradaki sembol yerleşkesinin sincanda kör itin öldüğü yere taşınacağı, askeri liselerin kapatıldığı, harp akademilerinin tasfiye edildiği günlere geldi. 1986 yılında askeri liseler sorularının fetullahçılar tarafından çalındığını tam 30 yıl sonra 18.07.2016 tarihinde o liseli hırsız piçler general bile olduktan çok çok sonra öğrendik. 3 ay önce terör ve bombalama haberleri ile boğuşuyorduk, 3 sene önce hırsızlık, yolsuzluk, zimmete para geçirme, iran ile yasadışı ticaret haberleri vardı. bugün "fetullahçılardan temizlenen" yargıya 6 sene önce "komple fetullahçıları dolduralım mı ey halkım" referandumu vardı. birileri "yetmez ama evet" birileri "oy kullanmayarak evet" birileri de "mührü pusulanın tam ortasına vurarak evet" demişti bu referanduma. fetullahçıları siz doldurdunuz yargıya. 28 şubatta ordudan temizleyenlere de siz engel olmaya kalkıştınız. sizin yaptığınız her hareketin yanlış olduğunu kaç kez göstermeli tarih? 1 milyon kere mi? aynı adamlar bugün gelmiş hala daha "eski türkiye çok kötüydü tamam tayyibi sevmiyoruz ama 1919'da samsun'da başlayan hareketin doğurduğu cumhuriyete de kim ne yapıyorsa yapsın sesimiz çıkmaz" havasındalar.

    fethullah gülen kimdir? ne istiyor? ütopyası nedir? dünya insanları için ne gibi mutluluk planları var kafasında?

    bir kere fethullah gülen'e kimse ama hiç kimse "bu adam sünni bir müslüman değildir" diyemez. fethullah gülen imam-ı azam ve imam-ı şafii'nin sentezi olan "haneşafii" diyebileceğimiz mezhebindendir ve şafii bir kürt olan said nursi isimli şahsın laik demokratik hukuk devleti olan cumhuriyetimize karşı başlattığı türkiye nurculuk hareketinin yaşayan, en fazla müridi olan, en büyük ekonomik hacme sahip, en popüler ve en güçlü temsilcisidir.

    bir sömestır tatilinde anadolunun orta yerlerinde bulunan köyüme dedemi ziyarete gitmiştim. üniversiteye yeni başladığım dönemler. benim ailemde pek üniversite mezunu adam yok. bizim köyden de çıkan tek tüktür, bizim köylüler okunarak bir şeyler olunabileceğini, okumanın faydalı bir şey olduğunu çok çok yeni anlamaya başladılar. köyün muhtarının evine gittik dedemle beraber. bizim köy de ilginç bir şekilde sünni kadiri zikri geleneği var. halbuki türkiyedeki hemen hemen tüm tarikat hareketleri sünni nakşibendidir. bunun sebebini epeyce bir süre anlamaya çalıştım. sonrasında anlamaya çalışmaktan vazgeçtim, ama tarihsel olarak dönüm noktası 2. mahmut'un yeniçeri ocağını kaldırdığı ve osmanlıdaki sünni bektaşiliğin sünni nakşibendilik tarafından yok edildiği, tahtına çöktüğü o "vaka-ı hayriye" denen günde. bektaşilerin sünnisi de var alevisi de, sünnisi pek kalmadı gerçi artık. sünni islamın neresi çelişkisiz ki bizim köy olsun? yazılı kaynakları, hutbeleri, diyaneti, hocaları nakşibendi gelenekten gelen türkiye'de sünni nakşibendi şeriatının o demir yumruğu rumluğu, ermeniliği, yezidiliği, süryaniliği yok etmiş.. aleviliği ve caferiliği zincire hapsetmiş kadiriliğe mi merhamet edecek? hoş kadirilik de nakşilikten farklı bir zillet değil. varsın o da yok olsun, kim hüzünlenecek buna? cengizden, timurdan, iskenderden, sezardan, darius'tan, hammurabiden ve hattuşiliden gelen kültürlerin, inançların, geleneklerin o zengin bahçesinin yok olduğunu, çarşaf karasına ve arap çölüne dönüştüğünü gören garip skocax'ın kadiriliğin yok olmasından başka hüzünlenecek bir şeyi kalmadı mı? köydeki muhtarla muhabbet ederken çok ilginç bir nasihatta bulundu bana

    -"skocax oğlum sen alparslan türkeş'in dinsizlerin içinde nasıl takiyye yaptığı, kendini saklayıp da aslında sonunda islama hizmet ettiği hikayesini biliyor musun?"

    ilkokul mezunu bile değil muhtar dayı, muhtemelen sağdan soldan duydukları ile bir şeyler sallayacak, yalnız o sağ ve soldaki bireyler epeyce bir milyon nüfus ediyor türkiyede, söyledikleri milyonların da görüşleri bence. dayının hasbelkader okuma yazması var. sakalı 15 santim, kıvırcık, beyazlamış ara ara gri ve siyah, arada sırada ufak bir tarakla tarıyor, yine de güzelleşmiyor. olduğu gibi çirkin ve itici.
    +yok muhtar emmi bilmiyorum neymiş hikaye?

    -60 darbesinde müslümanların önderi olan adnan menderes'i asan kafirlerin içine sızmıştı türkeş onlardanmış gibi göstermişti kendini şimdi senin gittiğin üniversite bataklık gibi bir yer, solcu komünist, anarşist, zındık dolu. sen de onların arasına sızıp sonunda islama hizmet edecek işler yap. onlardanmışsın gibi davran.

    bu muhabbet döndüğünde 18 yaşımı doldurmama az bir süre kalmıştı.

    + ulan muhtar emmi şu avlunun içindeki tuvalete bir bak, kapı bile yapamamışsın doğru düzgün, yağ tenekesi parçasından menteşe yapmaya kalkışmışsın. içerisi sinek doluyor yaz günleri. bahçene çektiğin çit rezil; insan bir kaç taş bulur onu döşer şu yola, çamurun içinde yaşıyorsun. kerpiçten evde oturuyorsun hala. evinin içi pire dolu. konya'da çatalhöyük diye 10 bin yıllık bir köy buldular bildin mi? vallahi o köydeki evlerin senin evinden daha düzgün. sen 10 bin yıldır olduğun yerde kalmışsın. okuman kıt yazın fenike yazısından beter. sen birilerine akıl verecek cesareti nereden alıyorsun? elbette öte dünya inancından alıyorsun. sen öte dünyadaki cennetin detaylarını camii hocalarından öğrendin diye bu dünyayı da çözdüm sanıyorsun. anlatılan peygamber menkıbelerini dinledin diye tarihi de bildiğini sanıyorsun. siktir git şu tuvaletini yaptır önce. bahçene, evine çeki düzen ver. 21. yüzyılda hala daha estetik denen şeye sahip olamamış, estetik diye bir kelimeyi lügatına sokamamış geri kalmış ve geri kalmada ısrar eden bir yobazsın.

    diyemedim tabi.

    +sıkıntı yapma muhtar emmi yaparız bişeyler.

    dedim.

    fethullah'ın ütopyasını anlayabilmek için anadolunun muhafazakar köylerini bir gezin, dolaşın. biraz sohbet edin o insanlarla. fethullah da köylüler de aynı hayalleri anlatacaklar.

    "türkiye'de osmanlı sonrası laik dinsiz bir devlet kuruldu. devlet dinsizlerin elinde. onu bir şekilde geri alıp müslüman türkiye'yi tesis etmeliyiz, bu uğurda özellikle takiyye yapmak en önemli silahımızdır."

    fethullah da 70'li yıllardan itibaren devlet organları içinde yapılanmaya bu amaçla, bizzat akepenin bugünlerde yaptığını becerebilmek amacıyla başladı, kimse kimseyi kandırmasın. esas hedef laik demokratik bir hukuk devleti olan türkiye cumhuriyetinde din eksenli, özellikle sünni nakşibendi doktrinlerin hakim olduğu bir dönüşüm yaratabilmek. bu sayede modernitenin ve şehir kültürünün zındıklık ve kafirlik olan etkilerinden gelecek nesillerini koruyabilmek. çünkü laik demokratik hukuk devleti olmakla islamcı bir devlet olmak epeyce noktada birbiri ile çelişiyor. ve bu çelişkiler gün gelecek korkmadan laik demokratik hukuk devleti tarafında olan büyük yığınlarca da dillendirilecek.

    esas hedef bu iken dile getirilen sahte gerekçeler neler?

    "atatürk'ün getirdiği laiklik dönemin okumuşları tarafından anadolunun muhafazakar halkına karşı sopa olarak kullanıldı bunun sonucunda anadolunun muhafazakar halkı cemaatlere prim verdi, fetullaha katıldı, destek oldu, kurdukları partilerle cemaatlerin birleşmesi sonucu elinde sopa olan modernistler indirildi oluşan boşluğu da cemaatçiler soruları falan çalarak doldurmuş, devlet içinde masonik zincirler halinde yuvalanmışlar... tüh bunları biz kul hakkı yemez sanıyorduk.. demek ki müslüman değiller.. "

    yani "ortada dindar bir halk vardı buna karşı olarak seküler ve halkı dönüüştürücü bir idare tesis edildi. halk da buna isyan etti ama isyan ederken bir baktı ki götü komple fetullaha teslim etmiş." bakın bu çok hastalıklı, yanlış ve angutça bir zihniyet arkadaşlar.

    ben gördüğüm herkeste, her yerde, her toplulukta ve her olayda siyasi bir karşılık ararım. siyaset modernite, sanayi toplumu ve şehir kültürü gibi sadece 200 yıllık bir hikaye değil. konya'dan pekin'e, sibirya'dan hint okyanusuna ve avrupa'da polonya sınırlarına kadar dünya tarihindeki en geniş coğrafyaya hükmetmiş hükümdar kubilay han da siyaset yapıyordu. ve onun uçsuz bucaksız topraklarındaki her insanın, her toplumun, her dağın, her gölün ve her hayvanın siyasi karşılıkları vardı. din ve siyaseti birbirinden ayırmak çok güç. gök tanrıcılar, müslümanlar, hristiyanlar, yahudiler, budistler, konfüçyüscüler... kubilayın hakimiyetindeki topraklarda her din ve her mezhep apayrı bir dünya yaratmanın peşinde. hristiyan misyonerler ipek yolunda fink atıyor. müslümanlar orta doğuyu moğollardan kurtarmaya çalışıyor. budist ve konfüçyüsçü çinliler moğol hakimiyetini kabullenemiyorlar her an her şeye hazırlıklılar. slavlar, doğu avrupalılar ve kafkaslar, anadolu ve mezopotomya tümü apayrı inançlar, apayrı kültürler, apayrı yaşam tarzları, hepsi moğola vergi ödüyor onun vesayetinde yaşıyor... her birinin siyasi bir karşılığı var: yani elinde güç olsa tıpkı kubilay gibi kendi cinsine uygun bir idare ile gücünün yettiği her yere o da hükmedecek, öncelikli olarak bütünüyle diğerleri üzerinden beslenen, onları köle eden, haraca bağlayan ve kendi özünü çoğaltan/yücelten bir düzen isteyecek daha sonra da kendi kafasına göre diğerlerine hem bu dünya hem de "öte" dünya için mutluluk planları hazırlayacak... hoş, kubilay han bunların tümünden daha samimi en azından öte dünya ile bir derdi yoktu elbette ancak yahudiler, hristiyanlar, budistler ve özellikle müslümanlar insanı bu dünyada köle ettikleri yetmiyormuş gibi "öte" dünyasına da karışıyorlar, nitekim köle de ettiler öte dünya hayallerine müdahale de ettiler yüzyıllar boyunca.

    türkiye'de de elbette sosyolojik ve demografik yapının mezheplerin, tarikatların, etnisitenin, coğrafi bölgelerin, dini inançların, yaşam tarzlarının tümünün siyasal, rey olarak karşılıkları var. bakın emanet çeyiz isminde bir kitap okumuştum, tavsiye ederim kemal yalçın diye biri yazmış çok güzel bir kitap. bugün denizli'nin ilçesi olan honazlı rum ailelerden biri mübadele ile yunanistan'a gönderilirken yük olur diye kızının çeyizini karşı hanede oturan türk komşusuna emanet bırakmış. türk komşu da "çeyiz gelinlik çağa gelmiş bir kızın en değerli varlığıdır mübadele sonsuza dek sürecek değil ya elbet gelirler 3-5 seneye" diye düşünerek saklamış çeyizi. aradan 70 yıl geçmiş dönememişler tabi bildiğimiz üzere. en sonunda bu türk komşunun oğlu 90'lı yıllarda bütün yunanistan'ı aylarca karış karış gezmek pahasına rum komşularını bulup çeyizi teslim ediyor. kitapta da hem bu yolculuğu hem de yunanistan'daki ve türkiye'deki mübadillerin anlattıkları başka anıları yazmış. oradan bir pasaj mübadele ile vraşno'dan honaz'a gelip yerleşen bir muhacirin ağzından:

    "buraya geldiğimizde yerlilerden ceketli tek adam göremezdin. bir zıbın, bir kuşak, belinde de bir bıçak... keçi kılından çamaşır giyenler zengin sayılırdı. fakirler pamuktan çamaşır giyerdi. fakirin kuşağı küçük zengininki büyük olurdu. kuşağın arkasına sıcak tutsun diye bir keçe koyarlardı. önde bir silahlık, meşinden. içine sigarasını, bıçağını, malzemesini; varsa tabancasını mermisini koyardı.
    bizim üzerimizde takım elbise, ceket, pantolon vardı. medeni bir insan görünümündeydik. giyimimiz, kuşamımız, yaşantımız, çalışma tarzlarımız yerlilerden farklıydı. hala bir farklılık var aramızda."

    bugünkü türkiye nüfusunda 15 milyon civarı balkan göçmeni var, kafkas göçmenleri, çerkesler vs. ile bu 20 milyona falan çıkar. muhacirler arasındaki sünni/alevi oranını bilmek güç ancak takribi anadolu ile aynı olduğu düşünülebilir: %15-20 civarı. türkiye'de en az 10-15 milyon civarı da alevi var. 10-15 milyon da kürt olduğuna göre arapları vs. de çıkarırsak bugünkü nüfusun 80 milyonunun 25-30 milyonu falan anadolulu türk. türk dediysem ulus olarak. safkan değil. yoksa açık mavi gözlü dedemin birebir aynısını rusya'da görmüş bir "anadolu yerlisi türk" olarak mikro milliyetçilik, ırkçılık, kafatasçılık ve ten rengicilik gibi kavramlara başvurmam komik olur, kendi kendime gülmem gerekir. osmanlı dönemi anadolu ve balkanlardaki nüfus hareketlerine şu yazımın bir bölümünde değinmiştim: (bkz: #55197398) yanlış birleştirilmiş bir yapbozu doğru yapabilmek, tüm parçalarını aynı tablo üzerinde bir arada düzenlice tutabilmek için öncelikle ayrıştırmak ve bölmek gerekir. türkiye 1919 yılında bir yıkılıştan ve yok oluştan iyi kurtuldu kendine iyi bir tablo hazırladı. sonraki nesillerin yapması gereken yapboz tanelerini bu tabloda doğru yerlere güzelce yerleştirmekti. böylece her yapboz tanesi olması gereken yerde düzenli ve sınırları belirlenmiş şekilde, diğerlerinin yerlerini ve sınırlarını işgal etmeden var olacak sonunda da ortaya güzel bir resim çıkacaktı. olmadı. türkiye'nin demografik meselelerine değinmek bu yüzden önemlidir. her siyasi hareket varlığını ve meşruluğunu toplumsal
    tabanlardan alır. toplumsal tabanları da din, etnisite, mezhep ve akrabalık ilişkileri belirler.

    benim yakın tarihe bakarak anlayabildiğim şey anadolunun yerli halkında din kaynaklı bir geri kalmışlığın epeyce etkili olduğu. bunu elbette daha önce defalarca anlattım. ama özetle şunu söyleyeyim ortadoğuyu ve mısırı, arabistanı işgal eden/fetheden moğollar buraları idare edebilmek ve elde tutabilmek için islama yanaşmak zorunda kalmış ve hatta sonunda müslüman olmuşlardır. halifeliği türkleşen ve araplaşan bu moğolların elinden alan osmanlı da sonunda bir araplaşma hülyasının içine düşmüştür. araplaşma 1826 yılında yeniçeri ocağının tasfiyesi ile sonuçlanmış ve bektaşiliğin yerini nakşibendilik almıştır. aynı iç mücadele 1826 yılından sonra ittihatçı-islamcı kavgası şeklinde cumhuriyete kadar devam etmiştir. cumhuriyetten sonra kemalist-islamcı/ sağcı-solcu şeklinde devam eden kavgada 2016 temmuzu itibari ile bir dönüm noktasına daha geldik. aynı ütopyayı paylaşan ve türkiye cumhuriyetini islamcı bir edaya bürümek isteyen iki islamcı grup birbiri ile tepişti ve sonunda olan türk silahlı kuvvetlerine oldu. kos koca genel kurmay sincana taşınıyor. bildiğim bir şey varsa o da bu kavganın bitmeyeceği. arapçı/islamcı bir dünya görüşü ile avrupacı/batıcı bir dünya görüşü aynı kavgaya devam edecek. türkiye demografisi bize bunu gösteriyor. bu ülkeyi bir balkan göçmeni kurdu. idari kadrolarında balkan ve kafkas göçmenleri çoktu. göçmenler bu ülkeye geldiğinde anadolu köylüsü orta çağı yaşıyordu. balkanlarda gördükleri ile anadolu yerlilerini modern dünyaya taşımaya çalıştılar sadece alevilerde başarılı oldu, geri kalanların büyük kısmı reddetti bunu, kendi kurgularındaki islam türü adına. elbette her şey bu kadar net değil ama ben olayı basit bir şekilde ifade etmeye çalıştım. medeniyetin kaynağı avrupa. bugün evinizdeki eşyaların %95'i avrupada icat olmuş şeyler. çalıştığınız iş türü bile orada icat olmuş. devletinizin bürokrasisi, hukuku, yönetim şekli ve idaresi de avrupai. yok bu devleti yıkıp yerine daha müslüman başka devlet kurayım desen istediğin kadar şeriatçı ol yine gidip roma hukukunu alacaksın, yine gidip aynı bürokrasiyi alacaksın, muhtaçsın bunlara. milyon nüfuslu şehirleri idare edebilmenin alternatifi yok çünkü. osmanlı da büyük oranda bu yüzden çöktü, ufak kasabaya bir kadı bi, sancakbeyi, bi subaşı atarsın yönetir; milyon nüfuslu şehirleri mesela atinayı, bükreşi, beyrut'u, kahire'yi nüfusu belli bir noktaya geldikten sonra nasıl idare edecek şeriat mahkemeleri ile? hepsi baş kaldırdılar. yani bütün hayatınızı bu medeniyet yaratmış. eğer buna karşı çıkamıyorsanız avrupa'nın doğusundan gelen ve avrupa'nın yaşadığı medeniyetin kırıntılarından da olsa etkilenen milyonluk bir güruhun/ muhacirlerin sosyal ve kültürel olarak çorak bir bozkırdan farkı olmayan anadolu topraklarında elbette bir değişim yaratması gerektiği fikrine de karşı çıkamıyor olmanız gerekir.

    bir de bunları söyleyince monoblok " bütün şunlar böyledir" ya da "şunlar bunlardan üstündür" şeklinde algılamamak lazım. elbette akepeli muhacir de var. dolu. ortaokul okuduğum yer bi muhacir mahallesi idi hep bugün akepe teşkilatına girmişler. alevi iken mezhep değiştirip sünni hem de fetullahçı olan adam da tanıdım. ama umumiyet üzerinden konuşmadan da sosyal kuram oluşturamayız.

    yukarıda analiz ettiğim demografik durumdaki o 25-30 milyonluk yerli türk sünni anadolulu yerli güruh ki bunun seçmen karşılığı takribi 15 milyon civarıdır. bugün muhtemelen %80 oranında akepelidir. böyle olmasını beklemek çok hatalı bir tutum olmaz. akepenin geri kalan 6-7 milyonluk oylarının büyük bölümü kürtlerden gelir. aleviler asla akepeye oy vermeyeceğine göre en son geriye kalan bir kaç milyon da muhacirlerdir. sünni kadiri gelenekten gelen bir köyde doğup da sünni sufi nakşibendi bir eğitimle yetişen biri olarak benim bu tablodaki konumum net: ağır kemalistim. ben kemalistliği anamdan babamdan ya da ilkokulda öğretilen yetersiz tarih öğretilerinden almadım. dünya tarihi ve düşünce tarihi okumalarım ve bunların üzerine epeyce sancılı bir düşünme süreci üzerine yıllar süren bir süreç sonucunda ulaştım. türkiye'de kemalizmin yani mustafa kemal atatürk'ün doktrinlerinin ve eylemlerinin geri kalmış tüm müslüman ülkeler için de örnek teşkil ettiğini düşünüyor mustafa kemal atatürk'ü politik bir descartes olarak görüyorum. gerek enkaz halindeki topluluklardan bir ulus yaratma çabası, rasyonel bir sistem kurmak istemesi, gerekse islamda reform talepleri ve çağdışı islamın çağa uyarlanması ve bu sayede kimliği olan bir halkın diğer dünya ulusları karşısında haysiyetli bir konumda olacağına inancı ve bir kurtuluş savaşı kazanmışken ankara'ya bir saray kurup içine oturup da islamcılık yaparak rahatça yaşama kolaylığı yerine dindar halka ve öfkeli din adamlarına rağmen verdiği mücadeleleri beni kendisine hayran bırakıyor.

    mesela geçenlerde bir otobüs yolculuğunda koltuk arkası ekranda filmleri gezerken said nursi'nin hayatını anlatan bir filme rastladım. muhtemelen fetullahçılar çekmiş. berbat bir prodüksiyon, rezalet oyunculuk. onun hayatını, yaşadığı zulümleri falan anlatıyor. filmde bir sahne var said nursi atatürk ile aynı odada konuşuyor o sahnede. atatürk said nursi'ye "kurtuluş savaşında bize yardımcı oldun, sağolasın. şimdi islamda bir reform yapacağız, islamı sosyalleştireceğiz, çağdaşlaştıracağız bize yardımcı olur musun?" minvalinde bir şeyler söylüyor. said nursi de elbette karşı çıkıyor ve "islamın tek bir harfine bile dokundurmam" tarzında bir tutum takınıyor. 15 temmuz zaferi eğer 9-10-11. yüzyıl arap el yazmalarına "kimseyi dokundurmayan" aynı ideolojilere sahip, aynı tarihsel metinlere sadık sünni sufi tarikatlar arası bir iç savaş değil de gerçekten "toplumun her kesimini kucaklamak ve herkese eşit hak vermek" anlamına gelen demokrasi için yapılmış bir "demokrasi zaferi" ise acaba bu arkadaşlar 9-10-11. yüzyıllarda kalma o el yazmalarının mesela "kafirler daha fazla vergi öderler" gibi metinlerine hala daha dokundurmayacaklar mı? mesela meyve suyu içen sadece kdv öderken bir kafir olarak alkol için ben %50'den fazla vergi ödüyorum. bu devlet beni kafir olarak görüyor ve benden müslümanlardan aldığından daha fazla vergi alıyor. osmanlıdaki gayrimüslümden alınan haraç vergisinden farkı yok bunun, bu devlet beni 2. sınıf ve yerli olmayan, düşman ve ezilmesi gereken bir ucube olarak görüyor. diyanet işleri başkanlığının bütçesi benim rakıya ödediğim vergilerden mi dolacak ulan?

    demokrasinin böyle bir şey olmadığını anlatmak faydasız ancak ne yapalım yapacak başka işimiz yok anlatacaz. 15 temmuzda fetoya karşı bir mücadele verildi eyvalllah da o gece kaç tarikat şeyhi acaba "cihat var, cihata koşun, herkes boğaziçi köprüsüne" diye twitter fetvaları yayınladı? ibdacılar nam-ı diğer büyük doğucular bana göre fetoculardan sonraki en tehlikeli hareket. 15 temmuz günü twitter'da onlarda bi hareketlenme görmüştüm mesela. bu da kumandanlarının olay mesajı: https://twitter.com/…aber/status/754734317042032640 belki mirzabeyoğlu'nu fetocular tuttular bu kadar sene içeride, bu yüzden fetoculara tekme atacak yer arıyorlardı, ne düşünüyorlar hiç takip etmedim salındıktan beri. keza cübbeli davası vardı bi 3-5 sene önce. seks kasedi iddası vs. o da mı fetocuların işiydi bilemiyorum. ama bir mücadele var elbette. bazı tarikatler en azından fetullahçılara karşı cephe almışlar. bunu farkedebiliyorum. yani demokrasi tekbirlerle kurtarılmaz. cihatla kurtarılmaz. demokrasi dinle diyanetle, sela ile, hutbe ile, cami ile kurtarılmaz. elbette bir şeyler kurtarılır bunlarla ama o kurtarılan şey bizim bildiğimiz demokrasi değil. o kurtarılan şeyin fethullah'ın ütopyasından pek bir farkı yok.

    cumhuriyet korunmaya ve kurtarılmaya muhtaç bir şeydir. hiçbir cumhuriyet bekçileri olmaksızın hayatta kalamaz, tarihte hiç kalmamıştır da. cumhuriyetin en net tanımı bir ülkenin en güçlü adamının en zayıf adamına "yumruk" atma hakkının olmaması ve hasbelkader bir yumruk atılırsa hesabının cumhur ve temsilcileri tarafından sorulmasıdır. "tez kellesini alın" nidasının olduğu yerin cumhuriyet olmaması gibi kendisini protesto eden bir garibana "yahudi tohumu" diyerek yumruk atan bir yürütme memurunun yargı mensuplarınca sorgulanamadığı ya da cezalandırılamadığı yerde de cumhuriyet olmaz. cumhuriyet güçler ayrılığının garanti altına alınmasıdır yargının yürütmeyi yargılayabilme özgürlüğüdür. cumhuriyet işte bu yüzden korunmaya muhtaçtır. 10 kişiden 7'si tarafından seçilmiş yürütme organı kalan 3 kişiyi öldürmek istediğinde yargı devreye girer ve "evrensel değerlerden" aldığı "yaşama hürriyeti" konu başlıklı yetki ile yürütmeye hükmeder, yürütmenin tepesine çöker ve o 3 kişinin canını korur buna güçler ayrılığı ilkesinin işlemesi bütün sistemin geneline de cumhuriyet denir. antik roma'da junia ailesi cumhuriyetin bekçilerindendi, juniaların brütüs tiran olmaya kalkışan sezarı bıçakladı. bugün abd'de yazılı olarak farklı ifade edilse de kökünü romadan alan bir cumhuriyet ve bu "cumhuriyeti" bütün dünyanın kanını emen şirketokrasi, royal kapitalistler koruyor; çünkü o cumhuriyet sayesinde para kazanıyorlar, o cumhuriyet sayesinde rahat yaşıyorlar. japonya'daki cumhuriyet meiji restorasyonu sonrası oluşan zaibatsu'dan kalma konglomeratların bekçiliğindedir ( mitsubishi, mitsui, sumitomo, yasuda, nissan, suzuki vs. aileleri) halen daha. sovyetlerde cumhuriyetler politbüronun vesayeti altında idi bugün rusya hala o etkide. ingiltere'de cumhur ve cumhuriyet güneş batmayan imparatorluklar kuran tudors'dan hanover ve bugün windsor'a kadar olan hanedanların kanatlarının altında ortaya çıkmış ve yaşamaya devam etmektedir. fransa napolyon'dan gelen bir hukukçular/hakimler vesayetiydi cumhuriyeti var eden. gitgide daha da gelişen ve medenileşen avrupa'da elbette bilinçli yurttaşlık cumhuriyetlerin bir numaralı bekçisi oldular artık. türkiye'de de cumhuriyeti var eden ve koruyan şey demografik bir denge idi. demografik grupların nüfus artış hızlarındaki farklar ile 80'li yıllardan itibaren bu nüfus dengesi artık bozuldu. şehirliler köylülerden her zaman daha az çocuk yaparlar. nüfus dengesi değişince siyasi denge de doğrudan değişiyor. demokrasi insanlar artık bir şeylere savaşarak karar vermesinler diye var. timur- yıldırım beyazıt dönemi 1402 yılında ankarada bir seçim yapılıyor ve idarenin kime verileceği o seçimle belirleniyor gibi düşünün. demokrasinin ortaya çıkmasının en büyük sebeplerinden biri iç savaşlardan kurtulmaktır. ancak elbette seçimi kazanan kişi "savaş sonrası" timur gibi davranmaya kalkışırsa demokrasi en birincil işlevini yerine getirememiş, ve hatta hiçbir işe yaramamış olur. bu yüzden demokrasi sarık takmaz. bu yüzden demokrasi sarık takmaya kalktığında onu ikaz edecek bir cumhuriyete gerek vardır.

    yukarıda saydım. memlekette herkesin kendi çapında kimliği ve aidiyeti var, herkesin kendine göre yaşam tarzı var ve bunlar o kişinin dünya görüşünü, o dünya görüşü de siyasi tercihini etkiliyorsa buradan nasıl bir demokrasi çıkabilir ortaya? yani "biri alevi diye veya muhacir diye veya 100 yıldır şehirli diye chp'ye oy veriyor öbürü de sünni ya da dindar veya köylü, yarı-köylü olduğu için akepeye oy veriyor" demokrasi böyle bir şey mi? iktidara gelen de bütün gruplara ait olması gereken devletin imkanlarını kendi grubuna tahsis ediyor. demokrasinin çıkmazı bu, amerika'da zenciler demokrat partilidir, italya'da da kuzey ve orta italya demokratların kalesidir. eğer sosyalist değilseniz kabul etmeniz gereken temel düşünce: imparatorluklar parçalandıktan sonra artık dünyada uluslar mücadele içindedir. sosyal ve bilimsel açıdan en fazla gelişen uluslar diğerlerine hükmetmektedir. bu sebeple eğer hükmetmeyecekseniz bile hükmedilen/ köle edilen bir ulus olmak istemiyorsanız hem sosyal alanda hem de bilimsel alanda gelişmek zorundasınız. sosyal alanda gelişmeden mesela din kaynaklı bir problem olan "kız çocuklarının okutulmaması" sorununuzu çözmeden rekabet edebilecek bilimsel gelişmişliğe ulaşamazsınız. çünkü size muadil rakip ulus kız çocuklarını okutuyor ve bu sizin önünüze geçmelerine neden oluyor. bu sebeple bizim gibi müslüman ülkelerde öncelik sosyal gelişmişliktedir ve sosyal gelişmişliğe fayda sağlayan siyasi hareketler iktidara gelmelidirler. uzun vadede türkiye'nin hayrına olacak şey budur.

    fethullah'ın ütopyası bunların hiçbirini göz önünde bulundurmaz. afyonlanmış bir kafa ile kendi dini doktrinlerinin ezici balyoz olduğu türde bir idare tesis etmek ister. bu uğurda takiyye en değerli silahtır. bu gelenekte temel gaye her zaman ama her zaman "modernitenin dişlileri arasında ezilmeye başlayan islamı" kurtarmaktır. fethullaçıların diğerlerinden farkı bunu yaparken diğer büyük dinlerle de diyalog kurup islamı kendilerine göre dünya medeniyetleri içinde "saygıdeğer bir konuma" taşıyabileceğini düşünmesidir. fethullahçıların "dinler arası diyalog" dışında diğer sünni islami ekollerden ayrışan başka her hangi bir noktası yoktur. abd'nin fethullahçılara olan desteği de muhtemelen bundan kaynaklanıyor: "diğerleri ile iletişime bile giremiyoruz en azından bunlar iletişim kurulabilir kitleler." sonuçta nüfus artış hızı korkunç olan 1.5 milyarlık islam dünyasından bahsediyoruz ve siyasi ve ekonomik anlamda bütün dünyaya hükmeden batılılar bu güruhu en azından kontrol altında tutabilmeyi isterler, ben olsam ben de isterim, ben olsam ben de petrolüne göz dikerim bu geri kalmış cahil güruhun, kim dikmez ki? kafasına vur elinden ekmeğini al, sen eşek olduktan sonra semer vuran çok olur. keza sömürü düzenini de korumak zorundalar ve müslümanlar gayet güzel sömürülebilen bir topluluk. nüfus olarak dünyanın beşte birine yakın neredeyse bu pazarın varlığının iletişim kurulamaz kişilerin eline geçmesinden daha mı kötü feto gibi diyalogcular? ılımlı islam, dinler arası diyalog vs. hem fethullah'ın hem de batı dünyasının işine gelebilecek bir proje. yani diğer tarikatlara bakarsanız dinler arası diyalog denen şeye karşı nasıl bir savaş açtıklarını da görürsünüz. keza o videoda fetocu generalin kafasına tokat indiren binbaşı ne diyor? "bunlar sünnetsiz". bu fikri de oradan aldı muhtemelen: dinler arası diyalog yapmak sünnete aykırıdır.

    feto ütopyasında tıpkı cumhuriyetin bekçisi olan eski tsk gibi "fetonun dini ve sosyal fikirlerinin bekçisi olan" bir tsk ve devlet yapılanması, hukuk sistemi kurabileceğini bu sayede türkiye'yi kendi kurguladığı gibi yöneterek kocaman sevap pointler kazanabileceğini, bunun bir cihat olduğunu, cihatta her şeyin mübah olduğunu, esas olanın onun "islam" telakki ettiği şeyin yücelmesi ve yayılması olduğunu düşünür. hala daha düşünür. diğer fetoların, diğer tarikatların da ondan farkı yok. tümü devleti ele geçirip kendi ahiret inancına, kendi mürşidine, kendi tarikatına göre yönetmek ister. bu devlet hala tarikatların elinde. türkiye'yi hala daha bir tarikatlar oligarşisi yönetiyor. her şeyi yavaş yavaş değiştirip, gündemin şirazesi ile sürekli oynayıp kitlelerin değişmesini ve dönüşmesini bekliyorlar. beyhude bekliyorlar. onların çabaladığı yönün aksinde çalışan sistem daha etkili, daha güçlü. o sistemin adı modernite, ütopya değil bir gerçek o.

  • 17. spermin doğal yangın söndürücü olması

    mahalle yanarken orospu o yüzden saçını tarıyormuş demek ki.* meğersem kadın yangını söndürmek için hazırlık yapıyormuş, siz ise kadını kötülüyordunuz. bak kadın haklı çıktı şimdi gördünüz mü*

  • 18. mitingde açılan fantastik ingilizce pankart

  • 19. trt spor

    kanal kanal gezip bulamadigim, umutsuzca internet linki aradigim yenikapi mitingini yayinlayarak buyuk bir eksikligi gideren kanal. olimpiyat ne lan, dort yil sonra yine var.

  • 20. atatürk'ün menemeni yakması

    şaka deyin ne olur, yalvarırım şaka deyin lan, trol deyin, bir şey deyin, ama bunlarla mücadele ettiğimizi söylemeyin!

  • 21. hulusi akar selamı

  • 22. 7 ağustos 2016 rte'nin diğer liderlerden farkı

    hayır asıl farklı olan kılıçdaroğlu idi. diğerleri (tayyip erdoğan dahil) hamaset, goygoy yaparken kılıçdar "bu olay neden oldu, tekrar olmaması için ne yapılmalı?" dedi ve 12 maddelik kendince reçetesini sundu.

  • 23. alman kızları

    üst komşum tayfun abi alman bi kızla evlenmişti ben çocukken. tayfun abi yakisikli degildi, zengin hic degildi ama cidden cok iyi adamdi.

    karisi hayatimda gelmis gelmis tanidigim en iyi kadindi.

    ailecek gorusurduk. guzel de kadindi. sempatikti, iyi idi. turkce ogrenmisti, yarim yamalak konusurdu ama iyi anlardi. annemler de bayilirdi kendisine.

    sallama bi hikaye anlatmiyorum. izmirde komşumuz tayfun abi ve alman karisini anlatiyorum.

    bi arkadas alman kadinlarini irkçi diye itin götüne sokmuş. asıl ırkçinin babasi sizsiniz ama haberiniz yok. butun alman kadinlarini bi çirpida dibe sokmuşsunuz.

    tayfun abinin karısı da mi ırkçı??? yazlikta yan komşumuz da almandi. adamin adi eric ama kadinin adini unuttum. yaşlilardi baya. turkceleri zayifti ama 10-15 sene komşu kaldik bunlarla (sonra serefsiz bazi emlakcilar kazik atti bunlara kacmak zorunda kaldilar burdan). harika insanlardi ikisi de. her gun selami eksik etmezlerdi.

    ne acayip yav. asıl bizim ulkedeki bi kesim dunyanin en buyuk ırkçısı ama cidden bundan haberleri yok.

  • 24. başkasına aşık oldum diyen sevgili

    siz hiç kalbinizden taşan sevgilinizin bir başka aşk için ağladığını gördünüz mü?

    ben gördüm, bir kere.

    çok ağlanırsa kör olunur mu? bilen vara yazsın bana, neyse.

    bir aylık bir amerika tatili idi sadece. gözleri parlamıştı böyle bir imkan doğdu gitmeli miyim sence derken. hayatımda hiç kimseyi öyle yüreklendirmemiştim sanırım, kendim de dahil.

    her şey bu tatille başladı, hayatımın bu kadar boka saracağı hiç aklıma gelmezdi, felaketlerin bir alıştırma dönemi olmalıydı bana göre, böylesi zalimlikti.

    siz hiç alkolle arası iyi olmayan sevgilinizi zil zurna sarhoş bir bar köşesinde ağlarken buldunuz mu?

    ben buldum, bir kere.

    ıslak suratını omzuma gömüp "çok canım yanıyor" dedi. bende can kalmadı diyemedim.

    ellerimi tutup "ben başkasına aşık oldum" dedi. ben bir daha sevemem diyemedim.

    tüm renkler soldu, etraftaki tüm ışıklar söndü, ben karanlıktan korkuyordum ve elimi bir başkasına aşık bir adam tutuyordu. dramın dibi.

    tekrar omzuma gömülüp hıçkırıklarla ağlarken "sana bunu nasıl yaparım, ama aşık oldum, nasıl yaparım" diye boğuk bir sesle nefesini gömleğimden içerilere kadar üflüyordu hırsla.

    fıtı fıtı fıtı, çok duygusallaştım, tamam neyse, git ve mutlu ol dedim, evet ellerimle ittim onu, başta direndi sonra bir kelebek gibi süzüldü canını yediğim.

    bazen aşk gider, anılar kalır. bazı sevgililer başkalarına aşık olabilir ve siz bir daha sevemeyebilirsiniz.

    elimi tutabilirsiniz.

  • 25. nihal bengisu karaca

    kuaförde siyaset konuşur gibi üslubu olan kadındır. boş teneke gibi tıngırdıyor.

  • 26. doktor olmayanların zeka seviyesi

    şimdi ayıp olacak ama; doktorların da doktor olmayan anneleri var hani.

  • 27. benden önce de şampiyonlar ligi'ne gidemiyordunuz

    vitor hocanın haklı isyanı.

    (bkz: yalansa yalan de)

  • 28. 7 ağustos 2016 recep tayyip erdoğan konuşması

    galiba hayatında ilk defa cehape yerine cumhuriyet halk partisi dedi.

  • 29. mario gomez

    adam 2 haftadir yeni evli eşiyle balayı yapiyor. sabah uyaniyor, karısıyla muhabbet ediyor, idmana gidiyor, oglen karisiyla mesajlaşiyor, idmana devam ediyor, aksam karısıyla balayinin tadini cikariyor.

    turkiyede ise adami besiktasa getirdiler, goturduler, paragöz yaptilar, ukala yaptilar, şimarik yaptilar, yeni sozlesme onerdiler, kabul ettirdiler, geri cektiler, westhama transfer ettiler, dortmunda aldilar, fenere goturduler getirdiler besiktasla anlastirdiler, vazgecirdiler, fikret ormanla gorusturduler, randevuya getirtmediler, 5 milyon onerdiler 7 ye tamamladilar, ordan 3 e dustuler vs vs.

    ulan adamin bunlarin hicbirinden haberi bile yok. balayinda sevişiyor amk şuan.

    ne ahlaksiz bi spor medyamiz var yahu. yalan atıp yalanlarini yalanlayan bi medyanin kölesi olup gunlerdir adama tripleniyoruz.

    şaka gibi. bi yandan gsli 3-4 gerizekali var baslikta ki 2 dakika evvel tamamini engelledim. size de tavsiye.

  • 30. recep tayyip erdoğan'ın atatürk sevgisi

    sevsek de sevmesek de erdoğan, halkın büyük bir bölümünü etkisi altına almış, küçümsenmeyecek bir liderdir.

    o yüzden ne düşündüğünü analiz etmeye çalışmak yerine ne düşündürdüğüne odaklanmalıyız.

    atatürk hakkında söyleyeceği her olumlu, her ılımlı söz bizim için kazançtır.

    zira kitlesine atatürk konusunda sevgi ve saygı aşılayabilecek tek insan yine kendisidir.

  • 31. 2016 rio de janeiro olimpiyatları

    herkes sporcularla roportaj yapar, bizim trt spor bakanı ile yapıyor. hay sizin yapacağınız işin içine ... türk kafilesi açılışta yürüyor, protokol jest yaptı sporcuları yürüyüşte öne aldı diyor. ben sizin zihniyetinizin dibine ...

  • 32. 2016 turizm krizi

    iki gun once bodrum merkezde bazi ihtiyaclarimj gidermek icin toplam bir saat gecirdim. yasadiklarim:
    - dondurmacidan bir top dondurma alinmiyor. en az iki top almak zorundasiniz. (cocuklara istisna yapmislar sefkatli picler)
    - cocuk gunes gozlugu istedi, bir tane adama sordum fiyatini, 20tl olur sana ablammm dedi, kafami kaldirdim, 15 tl yaziyor. suratimi burursturup uzaklastim.
    -adamin teki bize yardimci olmalisiniz diyerek sahte canta satmaya calisti.
    -su 1 tl, yanina ingilizce aciklama yapmislar 50 cent yaziyor. hala daha akillanmamislar. sen o cakalligi yapcak zekadasin ama turist tl nin degerini bilecek zekada degil. di mi sayin amina koduuum.
    - arkadasimla olaylari kendi aramizda elestirip ne salaklar dedik, bir esnaf sensin salak dedi, ben de sinirlenip basiniza geleni hakediyorsunuz diyince sokaktaki uc bes tane insandan alkis kiyamet koptu.
    buraya ne yaziliyordu klasik? su, itfaye.

  • 33. sanirsam guzel bir kizim

  • 34. yenikapı mitingine 5 milyon kişinin katılması

    aşağıdaki resimde beşyüzbin nokta var, havadan çekilmiş bir görüntü varsa ve bunun on katı ise doğru olabilir.
    http://www.p196.org/images/1image.jpg

  • 35. recep tayyip erdoğan

    çok güçlendiği, oylarının arttığı falan söyleniyor. bence tam tersi. rte en zayıf dönemini yaşıyor ve yaşayacak. herşey bir yana yapayalnız ve kimseye güvenemiyor. sebebini söyliyim; 14 yıl abd çıkarları için çaba sarfetti. ne denirse yaptı, ergenekonun savcısı olup tsk'yı dağıttı ve devleti de abd için çalışan fetö'cü ajanlarla -aslında benim gözümde tüm fetöcüler ajan değil teröristtir- doldurdu. davutoğlu, bakanlar, vekiller ve tüm devlet bürokrasisi abd çıkarları için çalışan fetöcülerle dolduruldu. bu 14 yılda abd aleyhine hiçbir işe girişmedi. öyleki devleti akp'nin yönettiğini veya malı akp'lilerin götürdüğünü sanıyorduk. ancak görünen o ki tüm kaymağı fetöcüler yani abd yemiş. alplilerse kırıntılarla zengin olmuşlar. gemicik vs..

    ve bir gün rüya sona erecekti. abd, rte'nin ipini çekti. gitmesini istedi. ancak rte öyle işlere bulaştırıldı ki koltuğunu kaybetmesi halinde kendisi, ailesi ve çevresi için bu çok olumsuz sonuçlara sebebiyet verecekti. tıpkı özal ve menderes gibi geçmişte yediği naneler yüzünden koltuğa yapıştıkça yapıştı. hatta rte ve ailesi şu anda ülke sınırları dışına çıkamayacak haldeler. ve etrafındaki herkesi amerikancılarla doldurduğu için de kimseye güvenemiyor. bir dönem "cibiliyetsiz" dediği bahçeli'ye ve "biliyorsunuz alevi" dediği kılıçdaroğlu'na ekmek gibi su gibi muhtaç duruma geldi. şu aşamada muhalefetin desteği olmasa tüm dünyada diktatör olarak anılması daha fazla anlam kazanmış olacak, daha fazla yalnızlaşacak ve kısa zamanda yok olup gidecek. bu açıdan bakıldığında mhp ve chp liderlerinin rte'nin tuzağına düştüğünü görebiliyoruz. ancak ben bunun uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. bahçeli ve kılıçdaroğlu fetö temizliği bitince rte ve akp'ye olan desteğini çekecektir.

    ayrıca rte için bundan sonra bir çıkış yolu görünmüyor. daha da zorbalaşmadıkça başkanlığı da alamayacaktır. zorbalaşması da meşruiyetini kaybetmesine yol açacaktır. bunu bildiği için muhalefetle anlaşarak, uzlaşarak ve fetö tehdidini koz olarak kullanarak başkanlığa geçişin formülünü arıyor. 14 agustos mevzusunu el altından piyasaya pompalayanlar da halk ile muhalefet desteğinin devamını isteyen akp'liler. ama dediğim gibi muhalefet yakında desteğini çekecek ve zaten imkansız olan başkanlık sistemi tamamen tarihe karışacaktır. zaten anayasaya göre bu tip bi sistem mümkün değil.

    buradan hareketle; tüm dünya rte'yi diktatör olarak kabul etmişken ve yine varlığı tüm dünyada tartışılmaya başlanmışken olası bir 2.gezi kalkışmasına polis eskisi gibi sert müdahale edemeyecektir. evde zorla tutulan halk da tepki göstermeyecektir. denemesi bedava. gezi parkı orda duruyor. gezi şehitlerimizi anmak için bir etkinlik düzenlensin, valilik kesinlikle izin verecek, polis müdahale etmeyecektir. asla bu riski alamazlar. yani rte bundan sonra daha soft bir yönetim tarzıyla hareket edecek ve kısa zamanda adı siyaset sahnesinden silinip gidecektir. rte'nin mhp ve chp seçmeni ile akp seçmenini ısrarla barıştırma, birleştirme çabasının altında da bu neden yatıyor. rte gidici. gitmeden kırıp dökdüklerini toparlıyor.

  • 36. devlet bahçeli

    "ruhunu iblise satmış vaiz"
    sn. devlet bahçeli ne güzel de özetledi yahu.

  • 37. 7 ağustos 2016 beşiktaş olympiakos maçı

    geçen sezon ismail'e maruz kaldıktan sonra adrianoyu izlemek resmen terapi gibi geldi

    pasları olsun, pozisyon alışı olsun, takımı yönlendirmesi olsun.

    ne güzel bir şeymiş lan sol bekinin olması.

  • 38. 90'larda şanslı çocukların sahip olabildiği şeyler

    (bkz: akülü araba)

    gerçi akülü araba diyorum ama halının kenar deseninde tuzlukla, karabiberliği araba gibi yarıştırırdık kardeşimle. işin ilginç yanı rekabet de olurdu. sen geçtin ben yendim diye kavga bile ederdik. ilginç.

  • 39. bp'nin verdiği oyuncak tır

    çocukken birçok şey isteyip, neredeyse hiçbirine sahip olamayan birisi olarak muhtemelen en çok üzüldüğüm oyuncaktır. artık istediğim şeylere kendi imkanlarım ile sahip olabiliyorum ama bir yaştan sonra da bir şeylere sahip olmak hayatta mutluluk getirmiyor.

    resim

    reklam filmi

    donanımhaber konusu

  • 40. 10 ağustos 2016 recep tayyip erdoğan açıklaması

  • 41. gta 5 düğün konvoyu

    youtube'da 1,2 milyon defa izlenmiş bir türk videosu.

    gta 5'te adamlar aynı anda multiplayera akıyor. düğün organizasyonu yapıyor.

    önce havuz başında toplanıyorlar.

    üşenmeden şahinler, kartallar, honda civicler, passatlar yapmışlar turbolu, neonlu falan. hepsi bir bir nizami şekilde diziliyor. damadın evinden yola çıkılıyor. korna çala çala geline gidiliyor. gelin evinde havaya sıkılıyor.

    sonra gelinle damada takı töreni yapıyorlar. bildiğin en az 15 kişi düğün kafasını yaşıyor online. yolu kesip para istemeler falan.

    en son "allah mesut etsin" deyip kapattım, bu kafadan ben de istedim.

    ahan da video;

    [https://www.youtube.com/watch?v=ood2ytwh1bm https://www.youtube.com/watch?v=ood2ytwh1bm]

  • 42. erkeğin kadının göğsüne başını koyduğu an

    erkekler insan olmadıkları için zayıf anları olamaz tabii. bir kadın da bir erkekten bu yüzden soğuyorsa siktirsin gitsin.

  • 43. rte'yi ve akp'lileri kandıracak bir sonraki cemaat

    kandırılmaya yatkın güzel insanların kanlarına girecek, onları yanlışa sürükleyecek yapılanma.

  • 44. atatürk'ün değerinin anlaşılmaya başlaması

    15 temmuz darbe girişiminin ardından herkes yavaş yavaş atatürk'ün değerini anlamaya başlamış, yönünü tekrar ona çevirmiştir.

    bir dönem tarikatlerin, sahte hocaların boşuna cezalandırılmadığını anlamışsınızdır umarım.

    atatürk din düşmanı değil, dini kendine maske yapan sahtekarların düşmanıdır.

  • 45. bakkala göğüs dekoltesiyle giden kızın asıl amacı

    ben sorgulamam bakarım.

    - bakkal

  • 46. bir erkekten duyulan en iyi iltifat

    ben işteyim, 4.5 yaşındaki oğlum evde yardımcımla..gitmiş yardımcımın telefonunu bulmuş, ona getirmiş.

    - vildan teyze, anneme mesaj atabilir miyiz?
    - tabii keremcigim, ne yazalım?
    - 'annecim, sen dünyanın en güzel kızısın' yazalım. biliyor musun vildan teyze, etrafıma bakıyorum bakıyorum ama annem kadar güzelini hiç görmüyorum.

  • 47. recep tayyip erdoğan'nın önünü iliklemesi

    kılıçdaroğlu'nu evren lideri yapar. çünkü dünya lideri ilikliyor sonuçta.

  • 48. tavşanların ne hikmetse çok tatlı olması

    çok sikiştiklerinden ruhaniyetleri fiziksel özelliklerine sinmiş güzel varlıklardır. sikişmenin bir canlıyı ne hale getirdiğinin en büyük doğasal kanıtıdır.

  • 49. iran devrimi

    iran'ın liberal, aydın, solcu, seküler kesiminin desteğini almış islami devrim. tabii onlar başta bu devrimin "islami" olduğunu tahmin edememişlerdi, "özgürlük ve cumhuriyet" sloganıyla ülkeye buyur ettikleri humeyni kendilerini asıp kodeslere tıkayınca akılları başlarına geldi ama artık çok geçti.

  • 50. eski çağlarda insanların nasıl ısındığı sorunsalı