Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. sigara içtiği için yumruklanan lcw çalışanı

    eğer iddia doğruysa, vuran orospu çocuğuna bir çift lafım var:

    senin tuttuğun orucun amına koyayım beynini siktiğimin çomarı.

  • 2. hakaret ettim orucum bozuldu 61 gün tutacağım

    kendisi oruçtan muaf olduğu için tutmasa daha iyi olur.

    (bkz: akil baliğ olmak)

  • 3. atatür caltiklarini gentine malmül almişti

    facebooktaki "ak parti hayranları" adlı facebook sayfasında hayriye bacımızın büyük resmi görmesi neticesinde yaptığı zeka kokan yorumunun vurucu giriş tümcesidir.

    https://www.facebook.com/…mment_id=1810972829136546

    "hayriye köroglu- atatür caltiklarini gentine malmül almişti afkanistan kardeşlerimiz savaş icin toblanan yartim baralarina el koymuştu atatürkünüz erdoğan böyle calsin ne güzel halkiyla baylaşiyor hizmet veri yor bu da güzel anliyana vadan hayini ermeni kafirleri işiniz kücünüz erdoğana saltirmak eyer kafir olsayti başarilarin danntolayyi vallahi altin heykelinin türkiyenin törbir yanina tikertiniz"

    http://i.hizliresim.com/y49jln.png

    "eyer kafir olsayti başarilarin danntolayyi vallahi altin heykelinin türkiyenin törbir yanina tikertiniz"

    "başarilarin danntolayyi"

    "törbir yanı"

    "tikertiniz"
    ...

    bu yaşam formu ile senin oyun bir.

  • 4. ilber ortaylı'nın kadir mısıroğlu'na sahip çıkması

    - kaynak?

    + götüm (gülüyor)

  • 5. migros'un küçük esnafa attığı büyük kazık

  • 6. kadınların 2025'te robotlarla seks yapacak olması

    türk erkekleri olarak yıllardır robotlarla seks yapıyoruz. o açıdan sorun yok. eşitleniyoruz bir anlamda.

  • 7. ülken için ölür müsün

    (bkz: banane amk)

  • 8. 5 temmuz 2016 burger king rezaleti

    özet,

    suser çok açmış. burger king'ten xxl sipariş etmiş. yanlış hamburger gelmiş. yenisini göndereceğiz demişler. ama getirmemişler. üstelik getiriyoruz demelerine rağmen dükkanı kapatıp gitmişler.

    rezalet derecesi 7/10

  • 9. 4 temmuz 2016 suudi arabistan patlaması

    çok üzüldüm amk
    çakma hümanistler için edit: insan oluyor insan diyenler , bu yobazlar 2 sevgili iliskiye girdi diye taslayarak olduren, ramazanda su icti diye milleti kırbaçlayan bedeviler degil sanki. kara çarşaflarla kapattığı 3 tane karısı lokantada peçe altından zar zor yemek yediren ve ahlaktan bahseden ama 10 yasindaki cocuklarla evlenen asağılık surungenler öldü diye burda yas tutacak değilim. he boyle olmayan da vardır tabiki onlar icin degil bu yazdıklarım ama %90'ı boyle bunların.

  • 10. merkel'in osman gazi köprüsü yorumu

    atom bombası o kadar da kötü bir şey değil.
    on sekiz yaşından küçükleri ayır, bunları bir araya getir.
    önüme bir düğme koy, bombayı ateşleyecek; basmayanın amına koyim.

  • 11. 2016 turizm krizi

    bu bayramda yunanistan'ın tadını alan yerli turist daha da gitmez antalya'ya bodrum'a...
    ehliyetler çipli oldu para vermiyor. ee sigorta desen bir alıyor 3-6 aylık komple sezonu çıkarıyor, arabasıyla uzun yol yapmadan rahata, düzgün hizmete erişiyor.
    şezlonga para vermiyor, şemsiyeye para vermiyor, sipariş yenile diyen garson yok.
    üstüne 8 halka kalamara, 1 ahtapot kolu 2biraya 120 lira ödemek yerine 2 tam kalamarı ızgara yiyip 2 kol ahtapot, peynirli salataya 2 biraya 75lira verip huzura eriyor.
    üstelik kalamarın yağından panesinden midesi yanmıyor, zira ızgara yiyor.

    yunanlı turizmci hizmeti hep aynı tutuyor, gülümsüyor, ilgili davranıyor.
    bizimki müşteri kapacak diye yan esnafla kavga ediyor.

    allah selamet versin aga.
    herkes huzura kaçıyor.
    üç kuruş parasını ecnebiye bırakıyor sırf rahat ve huzurlu olsun diye.

    itfaiyenin su veren hortumu olayına bir itfaiyeci olarak girmeyi etik bulmuyorum.
    yanıyorsa söndürmek meslek icabı şart ama üzgünüm ben de komşuda olcam.

  • 12. dünyada en erken boşalan erkeklerin türkler olması

  • 13. halkların barışı için kürtçe öğrenelim kampanyası

    görüyor ve artırıyorum. halkların barış ve kardeşliği için 80 milyon vatandaşın tümü çerkesce, gürcüce, lazca, süryanice gibi dilleri anadili gibi konuşmalıdır. herkes işini gücünü bırakıp buna yoğunlaşmalıdır. boşnakça kitap yazabilmeli, televizyonda arnavutça program yapabilmeli, sözlüğe farsça entry girebilmelidir. pozitif bilimler, mantık, felsefe, matematik falan hep teferruattır. çağdaş medeniyetlere ulaşmanın yolu kürtçe, rumca ve pomakçadan geçer.

    not:
    10 seneye böyle cihazlar yaygınlaşacakmış, yerel dilleri bilmeye gerek kalmayacakmış ama boşver. bence günlük işlerimizi bırakıp kürtçe öğrenmeye odaklanmamız çok önemli.
    https://www.youtube.com/watch?v=thjn4pyt770
    https://www.youtube.com/watch?v=cjiilew6l28

  • 14. eren erdem'in uçaktan indirilmesi

    2 gün önce ulu orta ışid ve cihad propagandası yapan adamları teşhir etmişti, tahmin edileceği üzere polis o kişilere hiçbirşey yapmamıştı.
    bu yaptıkları ışidcileri rahatsız etmenin cezası olmalı!

  • 15. incirlik'i rusya'ya açarız

    incirliğin herhangi bir ülkeye açılmasının türkiye'nin kararına bağlı olduğunu zanneden bir cahil beyanatıdır.

    amerika izin vermezse kuş bile göçemez incirlik üzerinde.

  • 16. 3 temmuz 2016 anadolu jet taciz skandalı

    gün geçmiyor ki bu saçma ülkede bir taciz olayı yaşanmasın. müthiş şekilde eril,ataerkil ve errrrkek olan toplum gün geçtikçe daha yobaz daha hayvan ve daha da mütecaviz oluyor.
    yakın bir arkadaşımın 3 temmuz 2016 tarihli saat 21.35'teki tk7105 sefer sayılı adana ankara anadolujet uçağında yaşadıklarını anlatmak istiyorum:
    uçuş boyunca ayaklarını önündeki hanımın ayaklarına değdirerek taciz eden adama söz konusu hanım birkaç kez yapmaması için uyarıda bulunuyor. öküz evladı mahcup olacağına pişkince başka yere geç o zaman diyor. bunun üzerine kadın sert bir şekilde cevap verince neandertal kadına yumruk atıyor kadın şoku üzerinden atınca sadece bir tokat savurabiliyor. bunun üzerine adam kadının resmen ağzı yüzü şişene kadar vuruyor (bu arada kabin memurları ve o kadar erkek ne bok yiyiyor bilmiyorum) olayın ilginç tarafı hanım 'allah rızası için bir tane şahit yok mu, hepiniz gördünüz' deyince 19 yaşında ve 14 yaşında iki kız şahitlik ederiz demiş sadece. erkek dayanışması hat safhada bu arada.

    iş işten geçtikten sonra uçak kabin memurları araya giriyor. polis çağrılması isteniyor kadın tarafından; yolcular inince ifade alınıyor hastanede rapor tutuluyor fakat yüzlerce benzer olay gibi bu olayın da üstü kapanmak isteniyor.

    bilmiyorum komple bütün erkeklerin evrimini tamamlamamış olmasından mı bu ve benzeri olaylar vakayı adiye seviyesine inmiş durumda. konunun güncelliği bari buradan korunur da yetkililer birşeyler yapar. emniyet falan artık hak getire biliyorsunuz çok uğraşmak istemiyor. şaka değil gerçekten tek çaremiz sözlük gibi duruyor. son metro turizm rezaleti sözlük olmasa çoktan üstü kapanıp yok olup gidecekti. bunun da bi ucundan tutun saygıdeğer kardeşlerim.
    not: yetkili birileri özelden yazarsa isim ve diğer bilgileri de paylaşabilirim.
    edit: adanalılara çok yüklendim biraz o kısmı sildim, tamam özür...

  • 17. yüzüklerin efendisi süleyman'dan esinlenmiştir

  • 18. arabada erkek varken kadının araba kullanması

    kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.

    babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman alan dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama dikmemiş, boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış

    biz öyle dönüp dururken sağ ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor, baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.

    dönerken de direksiyondaydım hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) allahtan yanımdaydı tuttu. direksiyonu bırakıp kenara geçtim hanım hanım. yola çıkacağız tekrar

    - bak bakalım sağdan gelen var mı dedi
    + maviden sonra yok

    yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu :)

    babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.

    edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi

  • 19. antalya lara'daki dolandırıcı escortlar

    gerçekten temiz iş. sanıyorum iftarda yürek yenmiş olmalı ki hiç bilinmeyen bi şehirde karıya gidilmiş. vay babam..

    çözüm için bimer'e yazın bence.

  • 20. izmir'in meşhur hiçbir şeyinin olmaması

    izmir, çomar sikiciliğiyle meşhurdur diyerek çürüttüğüm yarak kürek bir tespit

  • 21. kamyon şoförünün osman gazi köprüsü konuşması

    bıktım ulan,

    her lafa allah diye girmenizden
    kara cahilliğinizden
    milleti hainlikle itham edip en büyük hain olmanızdan
    kula kul olma isteğinizden
    vazife olanı lütuf olarak görmenizden
    her boku osmanlı'ya bağlayabilmenizden
    daha kendi dilinizi konuşamamanızdan
    ona rağmen büyük resmi görmenizden
    pis ve bozuk şivenizden

    bıktım.

    umarım hainlikle itham ettiğiniz şu kesim komple ülkeden ayrılır da kara cahil orta doğu halkınızla pislik ve sefalet içinde boğuşursunuz. daha iyisini haketmiyorsunuz.

  • 22. arife günü çalışmak

    trafik olmayacağı için evden kafam rahat çıktım bi kere. yollar bomboş, yavaş yavaş sürdüm arabamı. köprüye geldim, beleş. açtım camları, mis gibi boğaz havası. 15 dk'da işyerindeydim. otopark bomboş. aldım kahvemi, serin serin oturuyorum bahçede. hayat dediğin, çalışmak dediğin böyle olmalı dedim içimden. böyle üretken olabilir insan. her sabah stres içinde işe gelip akşam trafiğini düşünerek nasıl verimli olabilir ki insan zaten. her gün öyle olmalı aslında dedim. bu hayat yaşanır, ama diğeri çekilmez dedim. sonra bana bu imkanı sağlayan işyerime dua ettim.

    şaka lan şaka, evde yatmak gibisi var mı? patrona da kafam girsin.

  • 23. galatasaray

    geçen sezon 30 küsür maça çıkan bilal kısayı kovarcasına gönderip hiç maç yapmayan, hiç katkı yapmayan parazit hamit'e yani sözleşme yapan spor kulübü.

    ikisi de aynı yaşta ve hemen hemen aynı mevkide oynuyor.
    biri bariz bir şekilde istikrarlı ve katkı veriyor diğeri düz koşu yaparken sakatlanıp 3 ay yatıyor.

    kimlerin eline düştü lan koca külüp ?
    bu amına koduklarım riva'yı falan da borç ödeyeceğiz ayağına satıp voleyi vurup kaçmasın lan?
    siktiniz ulan koca kulübü.
    serdar aziz'e dünya kadar para verdiniz. isveç'ten norveç'ten bir stoper bulsanız 800-900 bin euro'ya oynardı. onlardan zerre fazlası olmayan adama 2 küsür milyon euro verdiniz. lan siz kimi sikiyorsunuz lan ?
    hangi menajerlere akıtıyorsunuz lan paraları ?
    galatasaray adını kullanıp hangi işleri alıyorsunuz oğlum siz ?
    abi kardeş ne işler çeviriyorsunuz ulan siz ?
    bu taraftar unutmaz ulan bunları yazar kenara.
    ailemden sonra çocukluğumdan beri sevdiğim tek şey ulan galatasaray. yedirmem size amk.

  • 24. suriyelilere vatandaşlık verilmesini destekliyorum

    "buradan yazmakla olmuyor. kaldır götünü sokaktan topla bir suriyeli aileyi evinde bak." o zaman samimiyetine inanır belki desteklerim dediğim kampanya.

  • 25. 5 temmuz'un ramazan bayramı olmaması gerçeği

    banko dedin ve bombanın pimini çektin dediğim gerçektir.

  • 26. 29 haziran 2016 kızıltoprak motor kazası tanıkları

    29 haziran günü saat: 17.00'da kadıköy kızıltoprak'ta gerçekleşen, yrd. doç dr. fırat bayır hocamızın ölümü ile sonuçlanan trafik kazasını görmüş olabilecek tanıkları aradığımız başlık. gündeme taşınabilirse, kazayı gören tanıklara ulaşılıp belki de suçlu olan kişilerin cezalandırılması sağlanabilir. tutanakları tutan polis memurlarının tanık isimlerini tutanağa yazmamaları sebebiyle ifade verebileceğini belirten tanıklara ulaşılamıyormuş maalesef. facebook grubunda paylaşılan metni aynen aşağıya ekliyorum.

    arkadaşımız, hocamız aydın üniversitesi iktisadi idari bilimler fakültesi ingilizce işletme bölümü hocası yrd. doç dr. fırat bayır, 29.06.2016 tarihinde 16:50 sıralarında zühtüpaşa mahallesi bağdat caddesi üzerinde fenerbahçe stadından kızıltoprak'a doğru motoruyla yol alırken fenerbahçe stadı'nı kızıltoprak istikametine doğru geçtikten sonraki ikinci ışıklardan 50-70 metre ilerisinde 34 tek 34 plakalı taksi sürücüsünün sıkıştırması sonucu olay yerinde iç kanama geçirerek vefat etmiştir. olaydan hemen sonra tutulan kaza tespit tutanağına göre yolcu almak için aniden sağa direksiyon kıran taksi şoförünün bu hareketi kazaya neden olmuştur. kaza tespit tutanağını tutan trafik polisleri, bu tespitlerini görgü tanıklarının anlatımına dayandırmış, ancak, o karışıklıkta tutanağa görgü tanıklarını isimlerini yazmayı ihmal etmişlerdir. olay yerinde arkadaşları olarak yapmış olduğumuz araştırmalarda olay yerini gören herhangi bir işyeri kamerası bulunmadığı gibi olay yerini gören mobesse kamerasının da olay yerine uzak olduğu görülmüştür. bu nedenle bu tür trafik kazalarında sevdiklerimizi bu kadar kolay kaybetmemek ve ilerideki trafik tehlikelerine de emsal olması adına, kazayı gören kişilerin bulunması için sosyal medyadan bu bilgilendirmenin paylaşılmasını herkesten talep ediyoruz. umarım fırat'ın kaybı bu açıdan başka trafik kazalarının önlenmesi açısından engel oluşturur. fırat'ın anısı için arkadaşları ve öğrencileri olarak bu arayışımızın sizler nezninde karşılık bulması tek tesellimiz olacaktır.
    yrd. doç dr. fırat bayır'ın
    arkadaşları ve öğrencileri.

    haber linkleri:
    hurriyet 1
    hurriyet 2
    onedio
    habertürk

    edit 1: haber linkleri eklendi.

    edit 2: biraz önce show tv ana haber bülteninde söylenene göre, ölüme sebebiyet veren taksici delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakılmış. kazanın olduğu noktayı net olarak gören herhangi bir kamera bulunmamaktaymış. bu durumda tanıklara ulaşmak çok daha önemli bir konu haline geldi.

  • 27. yeniden genç parti

  • 28. swingfields seks festivali

    aseksüel olmak isteyenlerin gitmesi gereken festival. 40-50 yaş üstü teyze ve amcaların iğrenç vücutları ve seks performanslarına şahit olduktan sonra bir daha cinsellik düşünülebileceğini sanmıyorum.

  • 29. game of thrones

    --- spoiler ---

    kimse farketmemiş ama şöyle bir mantık hatası yakaladım dizide. ramsay tazıların yedi gündür aç olduğunu söylüyor. burda dikkat edilmesi gereken sansa bu söylenirken ramsay'ın yanından gitmişti. ve sonrasında sansa ramskakayyxkdlandkajdhksk sikicem yapcaginiz isi :)
    --- spoiler ---

    ekleme: lan olm mal misiniz bir entry üstte aynısı. 717372819 kez yazılmış. ne yapmam lazım ironi olduğunun anlaşılması için?

  • 30. kevin durant

    nba 2k16'da gsw'ye durant'ı alıp oynasam inan yaptığım hileden ben utanır, oyundan keyif almazdım.

  • 31. akit'in sözcü logosunda yaptığı tahribat

    birilerinin bir şey deme eşiği nedir tam olarak?

    daha ne yapmaları gerekmekte? farkında mısınız küfredip geçiyoruz ve kimse bir şey yapamıyor?

    ne kadar kolay değil mi 'bu devran dönecek, göreceksiniz siz' demek?

    iyide kardeşim nasıl dönecek bu devran?

    cidden merak ediyorum daha ne olması gerekmekte ya? ne yapmaları gerekmekte ki bizdeki kayış kopsun?

    yoksa bizde mi başladık 'sabrımızı zorlamasınlar' demeye?

    ülke gidecek mi gitti mi diye düşünmeye gerek yok, çoktan gitti.

  • 32. golden state warriors

    warriors’un yıldızlarla dolu kadroya kevin durant’ı eklemesi çok büyük oranda başarı, küçük bir miktar da şans içeriyor. ancak öncesinde durant’ı almadan önce de warriors’ın kendisini son iki sezonda bir kez şampiyon, bir kez finalist ve 73 galibiyetlik rekor sahibi yapan kadroyu oluşturmasının da en az aynı derecede bir başarı ve şans olduğunu hatırlatmak isterim.

    geçmişe dönüp baktığımızda warriors’un bu günlere nasıl geldiğini -biraz cap hesabı da yaparak- anlatalım.

    13 mart 2012

    lokavt sebebiyle çok geç başlayan sezonda trade deadline öncesi playoff şansı kalmayan golden state warriors 22 sayı 6 asist ortalamaları ile takımın en iyi oyuncusu görünümündeki monta ellis’i diğer oyuncularında dahil olduğu bir takas ile milwaukee’ye gönderirken karşılığında stephen jackson ile müzmin sakat andrew bogut geliyordu. bogut’un o sezonun devamında oynamayacağı biliniyordu. warriors fanları çılgına dönmüş, yönetime ateş püskürüyordu.

    oysa ellis’in gönderilmesi hem stephen curry’nin hem de klay thompson’ın önünü açan ve bogut’un kazanılmasına sebep olan çok büyük bir hamle olacaktı birkaç sezon içinde. bir nevi golden state’in vaka-yı hayriyesi idi.

    31 ekim 2012

    ilk üç sezonu boyunca bilek sakatlıklarından çok çeken stephen curry’ye yönetim 2013-14 sezonundan başlayacak şekilde bir extension verdi: 4 yıl 44 m$.

    bugün nba’in en kelepir kontratı olarak örnek gösterilen bu değerler o günlerde warriors yönetiminin büyük bir hatası daha olarak algılanıyordu. aslında itiraz edilen nokta curry’nin yetenekleri ve oyununun buna değip değmeyeceği değildi. itiraz edilen nokta curry’nin sık sık sakatlanan bir oyuncu (injury prone) olmasıydı. gerçekten de bir önceki sezon olan 2011-2012 sezonunda bile curry sadece 26 maç (66 maçlık kısa lokavt sezonuydu) oynamıştı.

    10 temmuz 2013

    denver ve utah’la gerçekleştirilen üçlü takas sonucunda andre iguodala 2 adet birinci tur, 2 adet ikinci tur draft hakkı karşılığı takas edildi. biraz pahalıya mı geldi ne?

    25 ekim 2013

    yönetim andrew bogut’un devam eden sözleşmesini bir sonraki sezondan başlamak üzere 3 yıl 36 m$’a uzattı. önceki iki sezonun toplamında sadece 44 maç oynayan sakatlıklarla başı sürekli belâda olmuş bir oyuncu için büyük bir riskti.

    haziran-temmuz 2014

    lebron’un evine döndüğü günlerde ve gündemde konuşulan bir diğer konu ise kevin love’ın nereye takas edileceği idi. warriors çok istekliydi ancak timberwolves pazarlıkta mutlaka klay thompson’ı istiyor, warriors ise curry ve thompson ikilisine dokunmadan ilerlemek istiyordu. sonuç olarak anlaşamadılar.

    o zamanlarda kevin love için klay thompson’ın verilmemesini büyük bir hata ve tarihi bir fırsatın kaçırılması olarak gören kişi sayısı hiç de az değildi.

    31 ekim 2014

    işte bu klay thompson’a -ki 2011 draftının 11. sıra seçimidir- hemen o yaz yine bir extension verdi yönetim: 4 yıl maksimum değerler üzerinden. evet klay thompson iyi bir oyuncuydu, ışık gösteriyordu ancak maksimum kontrat edip etmeyeceği yine çok tartışılmıştı.

    9 temmuz 2015

    yukarıda saydığım hamleler yazmadığım diğer bazılarıyla beraber meyvelerini vermiş ve warriors şampiyon olmuştu. şampiyonluk yolunda takıma çok büyük katkı sağlayan sürpriz bir isim ise 2012 draftında ikinci turda 35. sıradan seçilen ve david lee’nin yedeği olarak geçirdiği iki sezonun ardından sürpriz bir patlama yapan ve playofflarda daha da büyüyen bir isim draymond green idi. green ile yeni sözleşme yapılıyordu: 5 yıl 82 m$. evet green takımının başarısında çok kritik bir rol üstlenmiş ve çok iyi bir sezon geçirmişti. ancak sadece bir sezon üst düzey oyun oynamış bir oyuncuya beş yıl için maksimuma yakın bir kontrat verilir miydi?

    .....

    muhtelif tarihlerde harrison barnes, marreese speights, festus ezeli, shaun livingston gibi önemli beş ve bench oyuncuları takıma draft, takas, transfer gibi yollarla eklenmişti.

    sonuç olarak warriors -yazının başlarında da belirttiğim üzere- kendisini son iki sezonda bir kez şampiyon, bir kez finalist ve normal sezonda 73 galibiyetlik rekor sahibi yapan kadroyu oluşturmuştu

    .....

    ....

    ...

    ..

    .

    4 temmuz 2016

    yeni televizyon anlaşması başta olmak üzere ligin artan gelirlerinin etkisiyle salary cap yeni sezon öncesi yaklaşık olarak 25 m$ artış gösterdi.

    işte cap’te gelen bu artış ile beraber yukarıda anlattığım şekillerde gerçekleşen hikâyeleri ile curry, ıguodala, thompson ve green’in kontrat detaylarının günümüz değerlerinde oldukça makul/ucuz kalıyor olması warriors’ın takıma cap boşluğu yaratarak bir yıldız daha katabilme olasılığını yaratıyordu: kevin durant.

    yalnız durant’ı (veya başkasını) alabilmek yani cap boşluğu yaratabilmek için warriors’ın bazı diğer haklarından vazgeçmesi gerekecekti.

    warriors kevin durant’ı almak için harrison barnes ve festus ezeli’nin haklarından (*) vazgeçerken, marreese speights’in de bird haklarını bırakmak (*) zorunda kalıyor. aslında bu da yetmiyor, bogut’un da takas ile karşılıksız gönderilmesi gerekiyor. (aslında cap hold’u 5 m$ olan ezeli’nin haklarını tutarak shaun livingston’u takas etmek de bir seçenek olabilir)

    sonuç olarak salary cap sistemi ile warriors’ın durant’ı takıma katabilmesi, geçmişte yaptığı bugün başarılı olarak görülen kritik ve şanslı hamleler ile beraber yine de birşeylerden (hatta pek çok şeyden) vazgeçebilmesi ile mümkün olacaktır.

    eğer warriors durant’ı almasaydı şöyle bir kadrosu olabilirdi:

    stephen curry / shaun livingston
    klay thompson / brandon rush / patrick mccaw
    harrison barnes / andre iguodala
    draymond green / marreese speights / kevon looney
    andrew bogut / festus ezeli / damian jones

    ayrıca ellerinde bi-annual, mini midlevel ve minimum oyuncu istisnaları (exception) ve bir iki trade exception ile daha farklı oyuncu ekleme seçenekleri de bulunacaktı. (not: rush, barnes, speights ve ezeli kalıp kalmayacağı belli olmayan oyuncular. ancak bu biraz da warriors’ın elinde..)

    kevin durant eklenince ise şöyle bir kadro çıkıyor ortaya:

    stephen curry / shaun livingston
    klay thompson / patrick mccaw
    kevin durant / andre iguodala
    draymond green / kevon looney
    damian jones

    kadroyu tamamlamak için ellerinde ise sadece room exception (2,9 m$) ile minimum oyuncu istisnaları olacaktır. (iguodala 3, durant 4, draymond 5 oynayabilir tabii; vurgulamak istediğim rotasyonun zayıflayacağı)

    velhâsıl golden state warriors mevcut süper kadrosuna kevin durant’ı ekleyerek büyük bir iş yaptı. öte yandan bu hamlenin önemli bir maliyeti de oldu. warriors, pek çok oyuncusunu da bu sebeple kaybetti. (takas edilecek bogut haricinde kalan barnes, ezeli, speights gibi isimlerin bazıları belki de gidecekti yine de bilemeyiz..)

    durant transferinden ne kadar kârlı çıktığını ise önümüzdeki zaman gösterecek. gelecekte üç sorunun cevabına bakacağız:

    1) warriors durant ile şampiyon olacak mı? (durant gelmeseydi de harrison barnes vs. kalsaydı (yine de) şampiyon olur muydu spekülâsyonu eşliğinde..)

    2) warriors durant ile daha iyi bir takım olacak mı? işin teknik kısmında, top paylaşımında, savunmada neler yaşanacak? nitekim amerikalıların “bir şey bozuk değilse/çalışıyorsa tamir etme” (if it ain’t broken don’t fix it) şeklinde bir lâfı vardır. 2016-17 warriors her zaman 73 galibiyet alan, finalist 2015-16 warriors ve/veya 65 galibiyet alan şampiyon 2014-15 warriors ile kıyaslanacaktır.

    3) yukarıda bahsedilen kontratlardan kelepir kabul edilen ancak son senesine giren curry ve ıguodala kontratları ile 1+1 yıllık durant kontratı birleşince 2017 yazında bu üç oyuncuya ve fazlasına nasıl ödemeler yapılacak? hepsi bir arada tutulabilecek mi?

    ---

    not: bir basketbol sitesinde yazdığım "kendi yazımdan" alıntıdır.

    ---

    edit: @james sunderland'ın uyarısı ile tarih hatası (typo) düzeltildi: 2001 değil 2011 draftı.

  • 33. ekşi sözlük dışarı çıkmalık arkadaş veritabanı

    ya iki tane "kadıköy varsa gelin kahve içelim" diyen adam var. olm neden ikiniz birleşmiyorsunuz?? ayrı ayrı yazıyorsunuz??

  • 34. inkar edenlerin yanma sebebi

    "ayetlerimizi inkar edenleri şüphesiz ateşe sokacağız. derileri yanıp döküldükçe, azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. gerçekten, allah, güçlü ve üstün olandır. hüküm ve hikmet sahibidir." (4:56)*

    doğayı, hayvanları sevdiniz, korudunuz. insanlık için elinizden geleni yaptınız. tüm varınızı yoğunuzu düşkünler için harcadınız. afrika'nın tüm sorunlarına çözüm buldunuz. hatta orada mücadele ederken canınızdan dahi oldunuz. tüm bunları dünya adlı gezegene bir borç olarak bilip yaptınız, o da sizin başınızı dik tuttu, huzur verdi. ama nafile. ibadet eyleyip iman etmiyorsanız yaptığınız tüm iyilikler karşılıksız kalacak. peki bu sadece islam için mi geçerli? ne der incil:

    "...bütün doğru işlerimiz kirli paçavra gibi.
    yaprak gibi soluyoruz." (64:6)*

    hıristiyanlığın islamdan ayrılıyormuş gibi gözüken anlayışı vardır fakat o da aynı kapıya çıkar. hıristiyanlıkta insanoğlunun günahkar doğduğuna, günahın tutsağı olduğuna ve bu tutsaklıktan sözde iyi işlerine dayanarak değil, ancak isa mesihin, çarmıhta günahlarına karşılık fidye olarak akıttığı kanı ve feda ettiği bedeni vasıtasıyla kurtulacağına inanırlar. kişi hıristiyanlıkta günahkar doğar, vaftiz edilip hıristiyan olmazsa cehenneme gider. islam'da ise kişi direkt olarak doğduğunda müslüman kabul edilir. dinden çıkmadıkça müslüman kabul edilip sırtına sorumluluklar yüklenir.

    velhasıl kelam sen ne kadar iyi bir insan olursan ol, iman ettiğini söyleyen maymunlar kadar değerin yok dinlerin gözünde. işte durum bundan ibaret.

  • 35. hamit altıntop

    galatasaray ile yeni sozlesme imzalamis topcu.

    haahahahah. 4 senenin 2 senesinde toplasan 10 maca cikmayip yillik 2.65 milyon euro almis haahahah.

    simdiki kontrat daha efsane.

    1.65 milyon euro garantı ucret. mac basi 25bin euro, oyuna sonradan girince 12.5 bin euro, sadece 18'de yer alirsa 6250 euro haahahahahha. gs'nin alacagi her 1 puan icin de 5 bin euro alacakmis hahahahahhahaha.

    zuajhahahhahahsdjkfjskldjklsfk;ldfk;lsd;fkl.

  • 36. tatile giderken götürülen ilaçlar

    viagra, cialis, levitra, zydena

    malum çok alkol tüketilecek. başımız dik bir şekilde bu tatilin de üstesinden gelmek lazım.

  • 37. 4 temmuz 2016 anı tur rezaleti

    ortada parasını alıp işini yapmayan/rezillik çıkaran bir firma/kişi var mı? var.

    bunun sonucunda mağdur olan var mı? var.

    yani bir taraf vaadettiği şeyleri yapmamış/istismar etmiş, ama bizim muhteşem ekşi yazarları yine "ovropo'yo torlo godolor mo yoo" diyor. he amk, yarın sokakta çantanı çaldıklarında da polis sana "türkiye'de sokakta çantayla gezilir mi yaa" desin de gör o zaman amk.

    şimdiden söyleyim, yeterince yurtdışı seyahati tecrübem var. kişisel fikrim, turun güzel bir şey olmaması ama 50 yaşına gelmiş emekli bir çiftin başka şansı olmayabilir mesela. her bokun en iyisini bildiğinizi düşünmeyin hemen.

  • 38. 05.07.2016 istanbul gokyuzundeki garip parlamalar

  • 39. 2300 yılında dünyanın durumu

    dünyayı bilmemde yozgat aynı kalacaktır.

  • 40. maria puder'i canlandırabilecek oyuncu

  • 41. osman gazi köprüsü

    yanıma 1 italyan 4 büyük şirket almamın sebebi

    1. bu ihale bana yandaş olmamdan dolayı veriliyor ama bende bu köprüyü yapacak know how yok

    2. halihazırda sırf para ile olacak iş değil bende öyle bir ekipman yok

    çok akıllısınız gerçekten dedirten köprüdür

  • 42. odtü 2016 mezuniyet pankartları

    yine bazılarının feci derecede zoruna gitmiş . yok basit miş yok sıradan mış yok yaratıcılık tan uzakmış :

    " zor olan odtü'den mezun olmak değil, türkiye'de hayatta kalabilmek "

    " gar da değildik, kızılay 'da değildik, havalimanında değildik... tesadüfen burdayız "

    " patlamaları yazacaktık, pankartlara sığdıramadık "

    bu pankartlar mı sıradan (!) ve yaratıcılık (!) tan uzak. hadi ordan.

    bu bebelerdeki cesaretin onda biri olsaydı bazılarında bugün ülke boka sarmazdı.

  • 43. europa universalis iv

    benim için artık tarihle ilgili fantastik girişimler yapma oyununa dönüştü.

    örneğin en son oyunda bir aztek denemesi yaptım. avrupalı sömürgecilerin karşısına aztekler olarak çıkmayı ve ayakta kalmayı hedefledim.

    sömürgecilerin gelişinden önce uzun süre meksika'daki diğer ilkel kızılderili güçleriyle debelendikten sonra meksika'daki insan yerleşimi bulunan bölgelerin tamamını ele geçirip tek güç haline geldim. askeri sorunlar minimuma indiği için teknik ve ekonomik gelişime yöneldim. bu dönemde hazinede gerçekten çılgın gibi altın birikti. ama dişe dokunur bir gelişme gösterebilmek için "westernized" teknolojinin avantajlarına sahip olmak gerekiyordu ve bunun için de bu teknolojiye sahip bir komşu lazımdı. dolayısıyla sömürgeciler gelene kadar çok yüksek bir gelişim gerçekleştirilemedi.

    ve ardından sömürgeciler geldiler. ilk birkaç yıl hepsini meksika dışında tutabildim ama devam eden yıllarda sahip oldukları çok daha yüksek askeri teknolojiler sayesinde doğu sahil bölgelerini ele geçirmeye başladılar.

    hiçbir askeri mücadeleyi kazanamama durumu iğrenç olsa da, diplomatik çabalarla ve üstüne de devasa hazine sayesinde elde tuttuğum paralı askerlerle sömürgecilerin meksika'nın içlerine sızmasını zor da olsa engellemeyi başardım.

    artık avrupalı komşularım olduğu için orduyu "westernize" reformu yapabilir hale gelmiştim. bu reformu gerçekleştirdikten sonra da diplomatik dengeler ve paralı askerlerle statükocu ve hard-stable bir ortam yaratıp ülkenin bütün enerjisini çok uzun bir süre batılılaşmaya ve teknolojik gelişime harcadım.

    ben batılılaşma reformları sayesinde hızla gelişirken avrupalı sömürgecilerin meksika ve çevresinde kurdukları koloni devletler arasında beklenildiği üzere sorunlar çıktı. çünkü bu devletler bir süre sonra kendi kişiliklerini kazanmaya başlamışlardı ve gelirlerini sürekli avrupa'ya vergi olarak ödemek istemiyorlardı. bu yüzden birer ikişer bağımsız mücadelelerine başladılar.

    100 yıldan uzun süre devam eden bu iki ileri bir geri yürüttükleri mücadelenin ve savaşların sonunda koloni devletlerinin neredeyse tamamı bağımsız oldu. bütün bu mücadele sırasında ben de kimi zaman avrupalılarla, kimi zaman egemenlik kazanmış kolonilerle o anki koşullar doğrultusunda bir sürü ittifak kurdum ve bozdum.

    dediğim gibi koloniler sonunda bağımsız oldular ve avrupalı güçleri kovmayı başardılar. ama bu sırada, uzun süredir devam ettirdikleri savaşların yorgunluğu yüzünden zayıf düşmüşlerdi. ve devran dönmüştü. çünkü artık aztekler olarak ben de neredeyse onlar kadar gelişkin teknolojiye sahiptim ve koruduğum statüko sayesinde üzerimde hiçbir savaş yorgunluğu yoktu. ve param vardı.

    yani "sizden önce ben vardım" hesabı, bağımsızlık kazanan bütün o yorgun kolonileri birer ikişer ele geçirmeye ve kendi politik sistemime entegre etmeye başladım. böylece zamanında benden alınmış olan her yeri fazlasıyla geri aldım.

    1800'lerle birlikte anayasal monarşiye (meşrutiyet) geçiş yaptım ve panama'dan teksas'a kadar olan bölgelerin %80'ine antik aztek devleti olarak egemen oldum.

    aztek denemesi böylece başarılı oldu.

  • 44. fenerbahçe

    nasıl bir kulüp olduğunu size şöyle anlatayım;

    3 temmuz'a rağmen, 2 senedir kupasız kapatmasına rağmen, geçen sene 20 milyon euro bonservis zararına rağmen,ffp kıskacına rağmen, yerli en iyi iki bekini kaybetmesine rağmen, bugün wan der wiel, neustadter, atıf gibi oyuncuları bonservissiz kapatan, ziyech, zivkovic, lukaku, valbuena ve skertel'ın da peşinde koşan bir kulup. bende olsam ölümüne düşman olurdum bu kulübe.

    geçen sene şampiyon olan takım senin artığını alıp havalara uçarken, üstüne adam gibi transfer bile yapamazken, bir diğeri futbolcularına faiş cezalar keserek mersin idmanyurdu stayla takılırken, sen o kadar badireye bunları yapıyorsun.

    cumhuriyet demiş miydik?

  • 45. türkiye'den siktir olup gitmek

    "başka bir coğrafya değil artık aradığımız başka bir zaman"

    ahmet mümtaz taylan özet geçmiştir.

  • 46. wesley sneijder'e 2.2 milyon euro ceza kesilmesi

    bu yöntem ile ibrahimovic takıma katılabilirdi. önce 50 milyon euro'luk sözleşme önereceksin, 1 hafta sonra 40 milyonluk bir ceza verirsin olur biter. dursun özbek stayla.

  • 47. yunanistan

    insanlar yakına, daha sakin, nispeten bir miktar ucuz ama duyduklarına göre kaliteli hizmet, temiz deniz, güzel yemekler için gidiyor komşuya.
    geçen sene 1milyon türk gitmiş.
    bu sene yalnız bayramda on binlerce insan ipsala'ya dayandı.
    memleketin belirsiz ruh halinden, bombayla ölme ihtimalinden, krize girdiği için müşteriye aç kurt gibi bakan kazıkçı türk turizmciden kaçmak için.
    hele ki ehliyetlerin çipli sisteme geçmesi bunda büyük etken oldu.
    zira ehliyet yalnız 400lira olunca bir haftasonu tatili parası oraya gidiyordu.
    şimdi sigortayı kapan "kalimeeğğra" diye dalıyor kapıdan.

    evet huzur dolu yanı başımızdaki komşu.
    insanlar mutlu, sakin, sessiz.

    ama!

    yunan halkı bu huzurunu korumak için her türlü eylemi yapmaktan çekinmiyor, kendi üzerine bindirilen her türlü olumsuz yüke karşı eylem yapıyor, sesini çıkarıyor.
    çiftçisi yol kapatıyor vergi artışı oldu diye...
    pire limanı işçisi makina stop ediyor istedikleri sosyal hakları vermiyorlar diye...
    polisi, gümrük memuru zam oranını beğenmeyince genel grev yapıyor.
    ses getirene, istediklerini duyurana, reaksiyon aldırana kadar.

    yoksa trakya'dan yunanistan'a her geçtiğimde fark eden tek şey lisan oldu benim için.
    patatesçisi de anonsla patates satıyor, hurdacısı da hurda diye bağırıyor.
    kahvede oturan agaları çay değil frappe içip tütün hububat fiyatları nolcak diye konuşuyor. yani aynıyız aslında, büyük fark yok.

    işte yunanistan bu yüzden güzel.
    türkiye bu yüzden hep sorunlu...
    yaşam şekilleri birbirinin aynısı. uğraşlar, topraklar, yapılan işler...
    fakat biz ses çıkarmıyoruz, ama karşıt görüş olsun ama aynı görüş olsun aynı durumdan muzdarip insanlar bir araya gelemediği için bomba patlıyor, doğunun kaçak elektriğini batı ödüyor.
    duble yola tamah ediyor...

    geçen mayıs ayında selanik'ten kavala'ya bağlantı yolunda bir 34 plaka bana yol verdi geçerken, şaşırdım.
    2 gün sonra aynı araba ipsala sınırdan sonra karşıma çıktı, sollayacağım diye neredeyse eziyordu.
    2 araç ta aynı, şöför de aynı.
    neden birinde yol verip ötekinde üste çıkarcasına gitti?
    denetlenme korkusu...
    yunan polisi adamın götünü keser.

    yani göt kadar ülke diyoruz, 10 milyon adamları tükürükle boğarız diyoruz ama o 10 milyon insan, göt kadar ülkelerini seviyorlar, yaşam koşullarını korumak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor.
    çalışkan değiller, para hırslısı desen bizimki kadar yok.
    geçen sene bu zaman referanduma giderken ab için "onlar mağarada yaşarken biz frappe içiyorduk kuzum, zaten biz çalışcaz demedik ki onlar verdiler paraları..." diyordu kırık türkçesi olan bir rum.

  • 48. caner taslaman

    not: aslinda bu entrylerin orjinali su anda takilmakta oldugum sozlukte var. ancak maalesef orasi eksi kadar populer degil, amme hizmeti olarak buraya da yaziyorum. yoksa eksi'ye pek donme niyetim yok acikcasi

    modern türk müslümanların yeni yaşar nuri öztürk
    http://media.altersozluk.com/…267/577781b477c38.jpg

    modern müslümanların önünde bir çuval bir de mızrak var
    mızrak seküler modernitenin hem maddi hem manevi anlamda tartışmasız üstünlüğü. maddi anlamda bilim ve teknolojik üstünlük. manevi anlamdaysa her ne kadar arada bir eleştirsek de değerler bakımdan üstünlük. yani bugün aklı başında hiç kimse kölelik geri gelsin, kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapalım, bir grup insani sırf başka bir inanca mensup diye asagilayalim ya da öldürelim vs demiyor. ancak baktığımızda bütün bu değerlerin geçmişi taş çatlasın 200-300 sene.

    çuval ise güzel olan herşeyin islam'da olması (bunun bir adım ötesi de islam'da olmayan herşeyin çirkin olmasıdır ki bunu diyen adamlar sağda solda kafa kesiyor)

    modern müslümanın ikilemi şu..ne yardan vazgeçerim ne serden demesi.
    gerçekten tanrı insani kendi suretinde mi yarattı bilmiyoruz ama insanların tanrıyı kendi suretlerinde hayal ettikleri bir gerçek!

    yani isteniyor ki bir tanrı olsun ama bu mümkün mertebe deistik takılsın. ancak dualarımızı da kabul etsin. öldükten sonra kötü insanlara ceza versin, iyi insanları odullendirsin. şevki yılmaz'in tabiriyle "yağmur yağmıyor yağdır allah'ım! başıma bir bela geldi, kurtar allah'ım! ama dünya işine gelince sen dur allah'ım ona roma hukuku yetişsin!". mesela anneme kalsa çamaşır makinasını icat eden adam kesin cennetlik. mantığı da gayet basit. annem (yani benim anneannem) koydeyken çamaşırları derede yikarmis. "bugün benim gibi 1 milyar kadın olsa, her biri bu makineyi kullanırken bu adama hayır duası etse o kadar duası olur" diyor. çünkü annem için esas olay insanlığa ne kadar faydası olmuş, isterse o adam krem peynire tapmis olsun. ya da anneme kalsa kuran'da bazı ayetler update edilmeli (miras vs). saçma geliyor çünkü.

    peki modern müslümanlar mızrağı çuvala nasıl sigdiriyorlar ya da sığdırmaya çalışıyor?
    1) maddi anlamda var olan bilginin islamileştirilmesi
    2) manevi anlamda da seküler modernitenin değerlerinin aslında islam'da olduğu
    (dikkatli baktiysaniz aslında bir ile iki hemen hemen aynı)

    temel varsayımlar ya da ilkeler şunlar.
    1) tüm bilimlerin çıkış noktasının tanrı olduğu bilinmelidir ve bilgi tanrı ile başlatılmalıdır
    2) bilim vahyi onaylamali ve onu en temel bilgi kaynağı olarak görmelidir
    3) mevzu ne olursa olsun bilgi allah'in niteliklerine göre (yeniden) düzenlenmelidir
    4) her türlü bilim allah'in var olduğunu ilkesel olarak belirlemeli ve amaç olarak kendisine tanrının yarattığı düzeni keşfetme ve onu anlama amacı gutmelidir.

    aslında caner taslaman'in bize kuantum ile big bang ile satmaya çalıştığı hede ortaçağ'in itin bir tarafina sokulan skolastik felsefenin (ki bu devrin islami versiyonu islam'ın altın çağıdir) 21.yy versiyonu. yani avrupa'da thomas aquinas'ların ya da bizde ibn-i sinalarin, farabilerin neo-platoncu ya da aristocu görüşlerle yaptığını bugün einstein ile hawking ile yapmak. bu ne geleneksel ne de modern olan kültürel sizofreniden başka birşey değil.

    türkçesi meşhur batı'nin tekniğini alalım ama ahlakını kültürünü almayalım zirvasinin özel bir versiyonu. batı'nin bilimsel ve sosyolojik sonuçlarını alalım ama onun üretim süreçlerini almayalım bir de üzerine arkasına islami bir metafizik giydirelim. bu mantığa göre biz thomas müller'i türk vatandaşı yaparsak türk futbolu inanılmaz derecede gelişir. ama almanlar nasıl takır takır futbolcu yetiştiriyor çok da zikimizde değil.

    bunu yapmanın yöntemi de birincil muhattabi sahabeler ve o dönemin arapları olan kuran'i, 21.yy'a uygun bir şekilde yeniden yazmak. tabi bunu yaparken de ayetleri bağlamından koparmak, bayağı bir hadisi reddetmek ve arapçanın esnekliğini sonuna kadar zorlamak gerekiyor. yani caner taslaman gibi insanların yaptığı kuran'i yorumlamak değil "kuran'i bugün ben yazmış olsam böyle yazardım"in yorumu.

    hal böyle olunca durum şu oluyor
    sunucu kız: kuran'da insan topraktan yaratılmıştır diyor?
    caner taslaman: sembolik o. insanın içinde karbon var, azot var. toprakta da karbon var azot var
    sunucu kız: adem'den havva'dan bahsediyor kuran
    caner taslaman: sembolik o
    sunucu kız: kuran'in modern bir cevrisinde evrenin genişlemesinden bahsediyor
    caner taslaman: işte o ayeti olduğu gibi almalıyız. islam medeniyeti kozmik enflasyon teorisini 1400 yıldır biliyor!

    "data insan gibidir, yeterince işkence ederseniz istediğinizi soyletirsiniz" kavliye her kutsal metinden istediğiniz bilimsel doğruyu çıkartabilirsiniz. ancak bu kafayla yeni bilgi bulamazsınız.

    bunun sosyal versiyonu da cihad, kadın hakları, kölelik gibi mevzularda ortaya çıkıyor. islam'da cihad sadece manevi amaçlıdır ya da savunma amaçlıdır demek mesela. o zaman allah'a caner taslaman'i gönderdiği için bir kez daha şükredelim. çünkü hz. muhammed'in sahabeleri (hz. ömer'ler vs) kuran'i yanlış yorumlayan, "indirilen değil uydurulan din"e inanan insanlarmis ki o kadar fetih yapmışlar, o kadar insani köle almışlar!

    bu kısa vadede ve pratik anlamda faydalı bir durum. evet ben kişisel olarak memlekette islam otoritesi olarak cübbeli ahmet hoca yerine caner taslaman tanınsın isterim. sonuçta ben siyasi görüş bakımından liberal, teolojik olarak da ateist bir insanım. demokrasi şirktir, dinden çıkan öldürülsün diye cübbeli'dense öldürülmesin diyen taslaman tabi. ancak orta ve uzun vadede bu mantığın bir faydası yok. nasıl ibni sinalarin farabilerin antik yunan felsefesini islam'a yedirmesi 200-300 senelik bir bilimsel ilerleme sağlayıp sonrasında tikandiysa ve bu tıkanıklık 1000 yıldır geçmediyse bugün taslamanizm'de benzer sonucu doğuracak.

    kaynaklar
    hasan aydın - postmodern bir proje: bilginin, değerlerin ve eğitimin islamileştirilmesi
    hasan aydın - islam modernizmi: türkiye'deki yansımaları ve işlevleri
    mustafa öztürk: ekranda te’vilin belini kırmak ve sil baştan yepyeni bir kur’an yazmak
    bilimin din ile imtihanı: “hoca’nın ilmi”

  • 49. dursun özbek

    aziz yildirim ffp ve uefa kıskacı altinda roman neustadter, van der wiel ve skrtel gibi şampiyonlari ligi ve milli takim tecrubeleri olan isimler kovaliyor, imzalatiyor. aziz yildirim kafasina gore belirledigi yabanci sınırının nimetlerini sonuna kadar kullaniyor, eminim ki orta saha ve forvete de benzer takviyeler yapacaktir. bizim dursun'un ne yapmaya calistigini bilen varsa aciklasin lutfen, gecen sene fazlasiyla rezil olduk, bu sene temmuz ayı gelmiş hala yaprak kımıldamıyor.

    yeni sezona başlarken kafasindan gecenler ne gercekten cok merak ediyorum. çapsızlıkta yeni rekorlar kırmak, sneijder'i yollamak, kardeşine yeni iş sahaları yaratmak, forvet almamak falan filan işte tabi bunlari dusunecek. zaten baska bir sey dusunebilse bu kadar karamsar olmazdik.

    goreve başlayali 15 ay falan olmustur, 30 milyonluk camiada seni seven 10 kisi bulamazsin, hakikaten geceleri rahat uyuyabiliyor musun merak ediyorum. git çirkin kral, hakikaten git bari biz geceleri rahat uyuyabilelim.

  • 50. beşiktaş

    spor toto süper lig 2016-2017 sezonunda şampiyon olmak ve uefa şampiyonlar liginde en azından gruplardan çıkmak istiyorsa kadrosuna takviye yapmak zorunda olan biricik takımım.

    takımımız, mevcut durumda oturmuş bir kadro yapısına sahip olmakla birlikte, özellikle kalede ve savunmada hem nicelik hem de nitelik açısından epeyce eksik bir durumda. bununla birlikte mevcut oyuncularımızdan bazılarının*** takımdan ayrılması durumunda yine transfer yapmak zorundayız.

    her pozisyon için bir değerlendirme yapacak olursak durumu daha iyi göreceğimizi düşünüyorum.

    kaleciler:
    tolga zengin
    denys boyko - satılacağı söyleniyor.
    günay güvenç - göztepe'ye satıldı.
    veysel sapan

    malum olduğu üzere, aynı zamanda takımımızın kaptanı da olan tolga beşiktaş'ta oynamaya başladığı günden bu yana istediğimiz performansı maalesef gösteremedi. üstüne üstlük hem 2014-2015 sezonunda uefa avrupa ligi grup aşamasından namağlup olarak lider çıkıp, son 32 turunda da liverpoolu harika bir futbolla eledikten sonra olimpiyat stadında oynadığımız club brugge* ve geçtiğimiz sezon uefa avrupa ligi grup aşaması son maçında deplasmanda oynadığımız sporting lizbon* maçlarında yediği hatalı gollerle avrupa'dan elenmemize de sebep oldu.

    tolga'nın bu performansı ortadayken, özellikle taraftarlardan yönetime yeni bir kaleci alınması yönünde bir baskı vardı. bu sebeple david ospina, ron-robert zieler, rene adler, steve mandanda, denys boyko ve birçok başka kalecinin ismi kulübümüzle anıldı. en sonunda geçtiğimiz sezonun devre arasında büyük umutlarla boyko transfer edildi fakat o da deyim yerindeyse tolga'dan da tırt çıktı. oynadığı maçları göz önünde bulundurursak, günay da beşiktaşımızın kalesi için asla birinci alternatif olamazdı ki göztepe'ye satıldı. veysel de şu anda sadece alt yapı kontenjanından takımda yer alan ve ancak 3 kalecimiz*** aynı anda sakat veya cezalıyken oynayabilecek olan kalecimiz durumundaydı.

    tüm bunları göz önünde bulundurursak önümüzdeki sezon ya tolga ve boyko'ya güveneceğiz ya da bu iki isimden de iyi bir alternatifi kadromuza katacağız. şahsi kanaatim, iyi bir kaleci alınıp boyko'nun bir sezonluğuna as oynayabileceği bir takıma kiralanması şeklinde çünkü tolga'yla bu işin olmayacağı kesin ve ne vereceği maalesef hala belli olmayan bir boyko'yla da yolda çıkmak pek mantıklı değil. basında çıkan haberlere bakarsak, fabri*'yi kadromuza kattık fakat bu oyuncunun sakatlığı sebebiyle geçen sezon hiç süre alamamış olması ve de bu durum sebebiyle kendisinin taraftarlarımızca kabullenilememiş olması kafalarda soru işaretine sebep oluyor. bu durum hem kendisi, hem takımımız için bir dezavantaj yaratabilir fakat eğer alındıysa, fabri'yi istediğini daha önce sezon ortasında söylemiş olan şenol hocamıza (ilgili videoyu bulamadım ama bulan arkadaşlar iletirse linkini eklerim) ve teknik kadromuza güvenmekten başka çaremiz kalmıyor.

    bana kalırsa şenol hoca'nın hayır demediğini düşündüğüm ve de taraftarlarca çokça istenen ospina gelse daha avantajlı bir konumda başlayabilirdik ama tabi sahada isimler oynamıyor.

    ______________________________________________________

    stoperler:
    rhodolfo
    marcelo antonio guedes filho - kiralık gelmişti, süresi bitmeden opsiyon kullanılarak satın alındı.
    alexis ruano delgado
    duşko toşiç
    pedro camilo franco - millonarios'a kiralandığı söyleniyor.
    alexander milosevic

    geçen sezona girerken en çok soru işaretinin olduğu bölgelerden biri savunmanın ortasıydı. rhodolfo, ersan, toşiç, pedro franco ve milosevic beşlisiyle başladığımız sezonun devre arasında, kalite eksikliğinin yanı sıra sayıca eksiklik bulunan defansın ortası, ilk olarak getafe'den bonservisiyle alınan alexis ruano delgado ile takviye edildi. daha sonra şenol hoca tarafından kadroda düşünülmeyen pedro franco san lorenzo'ya, milosevic ise hannover 96'ya satın alma opsiyonlarıyla kiralandı. milo'ya karşılık ise marcelo'yu, yine satın alma opsiyonuyla birlikte hannover 96'dan kiraladık. bununla birlikte, çok iyi bir sözleşme önerildiği için ayrılmak isteyen ersan adem gülüm çin'in hebei china fortune takımına satıldıktan hemen sonra, ligde evimizde oynadığımız gaziantepspor maçında* rhodolfo'nun çapraz bağlarında kopma meydana gelmesiyle kadroda bariz bir stoper eksikliği görüldü. bunca eksiklik dolayısıyla takımın en zayıf bölgesi olan defansın ortasında, gerek necip uysal gerek duşko toşiç'in özverili ve başarılı performansları sonrası ersan satılarak oynanan kumarı kaybetmemiş olduk.

    sezon sonuna baktığımızda elimizde sakat bir rhodolfo, başka takımlara kiraladığımız ama satış opsiyonları bu takımlarca kullanılmayacağı anlaşılan alexander milosevic ile pedro camilo franco, kritik maçlarda penaltılara sebep olduğu için şenol hoca tarafından kadroda düşünülmeyen alexis ruano delgado ile geçtiğimiz sezon sadece zorunlu hallerde forma giyen duşko toşiç ve oynadığı tüm maçlarda iyi bir performans gösterip takımda kalmayı başaran marcelo antonio guedes filho var.

    en sorunlu bölgemiz olan ve şenol hoca'nın her fırsatta takviye beklediğini belirttiği stoper bölgesine as olarak oynayacak bir sol ayaklı, yedek olacak bir sağ ayaklı oyuncu alınırsa bana göre bir eksik kalmayacak.

    ______________________________________________________

    sağ bekler:
    gökhan gönül
    andreas beck

    geçen sezon beck ve serdar kurtuluş'tan oluşan sağ bek pozisyonunda, sözleşmesi sona eren serdar'ın bursaspor'a gitmesinin ardından, sözleşmesi sonra eren bir başka isim olan, gökhan gönül olaylı bir transfer sürecinin sonunda kadromuza katıldı. bu bölgede şu an için bir eksik görünmüyor. ayrıca delgado, atiba, necip gibi isimler de bu bölgede oynayabildiği için sağ bek için yeni bir isim alınmasının söz konusu olduğunu düşünmüyorum.

    ______________________________________________________

    sol bekler:
    ismail köybaşı
    duşko toşiç

    sol bek pozisyonunda geçen sezon ismail, ramon de moraes motta ve toşiç ile başlamıştık. bununla birlikte, kimisine göre motta'nın bir karşılaşmanın sonunda* o dönem bursaspor'u çalıştıran şenol hoca'ya yaptıkları yüzünden, kimisine göre ise oyuncunun gece hayatı yüzünden pratikte motta çoktan kadro dışında kalmıştı. devre arasında antalyaspor'a giderek fiiliyatta da takımdan ayrılmış oldu.

    şenol hoca'nın toşiç ile başladığı sezonda ismail, yıllardır kendisinden beklenen performansı nihayet bu sezon göstermeye karar vermiş olacak ki, hala yeterli olmasa da iyi bir performans göstererek formayı bir daha bırakmamak üzere aldı. her ne kadar ismail geçen sezon, bekleneni verse de çoğumuza göre maalesef hala beşiktaş'ın sol beki olacak seviyede değil. hem şampiyonlar ligi'nde mücadele edeceğimiz için, hem de ligi tekrardan kazanmak zorunda olduğumuz için buraya tecrübesiyle tartışılmayacak ve kalitesi belli bir ismin gelmesi şart gözüküyor. bu doğrultuda, bu mevki için ismi geçen mas*, kolarov, caner* (yanlış okumadınız, kiralık olarak alacağımız söyleniyor) ve ibanez gibi futbolculardan bu kritere uyan tek isim kolarov (azıcık da caner, şimdi hakkını yemeyelim)

    ______________________________________________________

    orta sahalar:
    defansif:
    atiba hutchinson
    necip uysal
    veli kavlak

    ofansif:
    jose ernesto sosa
    oğuzhan özyakup
    tolgay arslan
    eslem öztürk

    şenol hoca'nın oynattığı 4-2-3-1 düzeninde dörtlü savunmanın önünde yer alan ve ön libero diye tabir edilen 2 oyuncu ile forvetin gerisindeki üçlünün ortasında yer alan ve ofansif orta saha olarak geçen 1 oyuncu, geçtiğimiz sezon yukarıda yer alan 7 kişilik havuzdan seçildi. şenol hoca'nın geçtiğimiz sezon boyunca öncelikle istediği, 2 ön liberonun da savunmaya da hücuma da azami katkı vermesi ve savunmadan top çıkarmanın yanı sıra oyunu açacak şekilde mesafe kat etmesiydi. as oyuncularımızdan bu bölgede oynayan gerek defansif orta saha havuzundan atiba, gerekse ofansif orta saha havuzundan ozzie, kendilerinden beklenenleri fazlasıyla verdi. bu bölgede çoğu maç, necip oyuna sonradan girerek çok büyük katkı verdi. ayrıca nadir olarak da olsa tolgay görev yaptı fakat maalesef çok süre alamadığı için kendisi için tek yorumum ve temennim bu sene yeni transferimiz olacağı yönünde. umarım beni ve benim gibi düşünen beşiktaşlıları yanıltmaz.

    bu bölgede özel olarak eklemek istiyorum:
    hepinizin de bildiği üzere, beşiktaşımızın geçen seneki başarılı futbolunun ve şampiyonluğunun en önemli sebeplerinden biri de ön liberoda oynayan isimlerin verdiği katkıydı. as oynayan oyuncularımız kadar, çoğu maçta orta sahayı kuvvetlendirmek veya skoru korumak için oğuzhan'ın oynadığı bölgede oynamak üzere oyuna alınan necip de altyapıdan çıktığı günden bu yana en verimli senelerinden birini yaşadı. hatta bu sezon o kadar verimliydi ki, alınan süreler 90 dakikaya bölündüğünde hücuma yönelik pas sayısında (90 dakika başına necip: 39,18 / atiba: 38,99), top kazanma sayısında (90 dakika başına necip: 4,36 / atiba: 0,80), uzaklaştırılan top sayısında (90 dakika başına necip: 2,34 / atiba: 0,80) ve birçok başka kriterde atiba'dan yüksek değerlere sahip oldu. (kaynak: `squawka`)

    forvet arkası oynayan ve ofansif orta saha diye tabir edilen oyuncumuz ise sezon içinde ekseriyetle sosa olurken, kimi zaman sosa yerine ozzie bu bölgede görev yaptı. ozzie'nin forvet arkası oynadığı durumlarda da atiba ve necip ön libero olarak oynadı.

    tüm bu bilgilerin ışığında, veli ve tolgay'ın da takıma döneceğini düşünürsek, atiba ve/veya sosa takımdan ayrılmadıkça buraya bir takviyeye ihtiyacımız olmadığı düşüncesindeyim. olur da bu oyuncular giderse eminim ki transfer komitemiz uygun ismi/isimleri bularak kadromuza katacaktır.

    ______________________________________________________

    sağ kanat:
    ricardo quaresma
    gökhan töre
    aras özbiliz - devre arasında spartak moskova'dan alınmıştı ve kiralık olarak rayo vallecano'ya gönderilmişti.

    sağ kanat pozisyonunda geçen sezona, ayağının dışı canımızın içi q17 (orijinali q7) ve gökhan töre ile başlamıştık. devre arasında ise, bu sezon düşünülerek aras transferi yapılmıştı. sezonun başında töre'den, sezonun kalan büyük kısmında ise quaresma'dan çok iyi verim aldığımız bu bölgede yeni sezona başlarken bir eksiğimiz görünmüyor. bilhassa quaresma, beşiktaş'taki ikinci serüveninde kendisinden beklenenin de üstünde bir performans sergiledi ve de kendisi hakkındaki tereddütleri bir bir ortadan kaldırdı. hali hazırda devam eden euro 2016'da da az süre almasına rağmen üst düzey bir oyun ortaya koyan çingenemizin, önümüzdeki sezonda da asist ve gollerine ek olarak ilerleyen yaşına rağmen geliştirmeye başladığı paslı oyun yapısı ve gerektiğinde ortaya koyacağı bireysel yetenekleriyle takımımıza üst düzey katkı vereceğini düşünüyorum.

    bununla birlikte, eğer töre bir yere kiralanır veya satılırsa, devre arasında alınan ve ne vereceğini tam olarak bilemediğimiz aras bu bölgede yeterli olur mu sorusu ortaya çıkabilir. fakat başta ekşi beşiktaş tribünü grubu olarak biz (özellikle geyigindibi nickli arkadaşımız) aras'a çok güveniyoruz ve beşiktaş'la ilgili bir konu olduğunda kendisini mutlaka anıyoruz. şaka bir yana, töre'nin satılması halinde hem sağ hem sol kanatta oynayabilen bir oyuncunun kadroya katılmasının gerekli olduğunu fakat yönetimin bu bölgeye takviye yapmayacağını düşünüyorum.

    bu bölgeye gerekli gördüğüm ve tarif ettiğim oyuncunun yıldız bir isim* olmasını çok isterdim. bu konuda herhangi bir duyumum veya bilgim yok ve yukarıda da belirttiğim üzere böyle bir transfer olmaması daha olası ama olmasını çok istediğim için buraya not olarak düşüyorum.

    ______________________________________________________

    sol kanat:
    olcay şahan
    kerim frei
    jose ernesto sosa

    geçen sezon olcay ve kerim ile başladığımız sol kanatta, her ne kadar olcay kendisinden beklenenin altında verim verse de, gerek ters ayak kontenjanından burada oynayan quaresma'nın sezonun büyük çoğunluğunda beklenenin üstündeki performansı, gerekse dönem dönem bu bölgede oynayan oyuncularımızın (karadeniz turumuzdaki kerim gibi) katkıları sayesinde bu bölgede herhangi bir eksiklik hissetmedik.

    ana mevkisi olmasa da bu bölgede oynayabilecek olan sosa da her zaman iyi bir alternatif olarak gözükmekte ve takviye yapmayacağımızı düşündüğüm bu bölgede yeni sezona hazır olduğumuza inanıyorum.

    ______________________________________________________

    forvet:
    mario gomez - durumu hala belirsiz
    cenk tosun
    mustafa pektemek - gençlerbirliği'ne satılacağı söyleniyor.

    geçen yaz transfer döneminin başında demba ba'nın çin'e satılmasının ardından kulübümüzün forvet arayışları uzunca bir süre devam etti fakat bu sürenin sonunda gerek transferin gerçekleştiği dönem ismi ve kariyeriyle, gerekse geçtiğimiz sezon boyunca performansı ve karakteriyle hepimizi mest etmiş olan gomez geldi. 2 yıllığına kiralık olarak gelen ama eğer kulübümüz ve oyuncu karşılıklı olarak isterse belirli bir tarihe kadar* 1000 euro ücret karşılığı bonservisi bize geçecek olan gomez'in durumu şu anda belirsiz.

    ne yazık ki, gomez yukarıda belirttiğim tarihten önce kararını veremediği için tam anlamıyla bir transfer başarısı olacak bu hikaye gerçekleşmedi. bunun bence asıl ve en büyük sebebi, o dönemde şampiyonluğu garantileyememiş olmamız ve gösterdiği iyi performans sonrası kadroya çağrılacağı euro 2016 sonrası gelebilecek teklifleri görmek istemeseydi. her ne kadar kendisini çok sevdiğimiz için bunu kendisiyle bağdaştıramasak da, bunu direk olarak söyleseydi büyük tepki alacağı için şampiyonlar ligi öncesi kadro durumumuzu görmek istediğini vs. söyleyerek bizde kalmak istediğini söylemedi. inanıyorum ve beşiktaş taraftarının büyük çoğunluğu gibi ümit ediyorum ki gomez beşiktaş'ta kalacak ve geçen sezonki performansına benzer bir performans göstererek bu yaz yaşananları telafi edecek.

    sadece bir sezonda yaptıklarıyla çok büyük katkı sağlamış olan gomez hakkında az bile yazdık belki ama diğer oyuncularımıza geçersek, sezon başında yaptığı çalışmalarla çoğu siteye haber olan ve bizleri fazlasıyla umutlandıran cenk, hem sezon başında gomez formayı almadan önce, hem de oyuna sonradan girerek gomez'in yerinde veya yanında gösterdiği performansla beklentilerimizi boşa çıkarmadı. böylelikle hem haberlere konu olan çalışmalarının karşılığını almış oldu, hem de euro 2016'da a milli takım kadrosuna girmeyi başardı. lig, kupa ve avrupa'da toplam 1497 dakikada 17 gol 6 asistle oynayan cenk tosun, tek başına ligde sadece 720 dakikada attığı 8 gol ve 4 asistle 90 dakikada 1 gol ve 0,5 asist katkı vermiş oldu. fazlasıyla iyi olan bu sayıları yakalayan cenk'in önümüzdeki sezon da buna benzer bir katkı vereceğinden şüphemiz yok. hatta fazla iyimser olmakla birlikte, olur da gomez giderse as forvetimiz olabileceğine bile inanıyorum.

    mustafa pektemek gol demek diye gelmişti ama maalesef mustafa pektemek sakatlık demek olarak gidecek gibi duruyor. kendisine olan inancımı ekşi beşiktaş tribünümüze ait whatsapp grubundaki arkadaşlar bilir. hatırlayanlar bilir, spor toto süper lig 2014-2015 sezonunda konya'da trabzonspor ile oynadığımız lig karşılaşmasında* belkalem*'le sert bir şekilde çarpışıp, sakatlığı nedeniyle sahalardan uzun süre uzak kalana kadar iyi bir performans sergilemişti kendisi. hatta bana kalırsa demba ba'nın performansının düşmesinin en büyük sebebi bu şanssız ve futbol bilgisi birazcık kısıtlı olan (çevre kontrolünün olmayışı vs.) bu oyuncumuzun yokluğuydu. tüm bunlara rağmen maalesef mustafa bizim takımın as oyuncusu olabilecek seviyeye asla gelemediği gibi, o seviyeye yaklaşamadı bile. mevcut maaşıyla yedek oyuncu olması da mümkün olmadığı için hem kendisi hem takımımız için en hayırlısı, as olarak oynayabileceği bir kulübe satılması ve ömer hasan şişmanoğlu'nun takıma dönmesi olacaktır.

    kiralık gittiği antalyaspor'dan dönecek olan ömer ve bayrampaşa'dan dönecek olan sinan kurumuş ile birlikte bu bölgede eksiğimiz olmamasına rağmen, gomez'in takımdan ayrılması durumunda buraya takviye yapılması farz olacaktır.

    ______________________________________________________

    tüm yazdıklarımızı toparlarsak spor toto süper lig 2016-2017 sezonu için kadromuzun ideal düzeni aşağıdaki gibi olduğu takdirde başarı kaçınılmaz olacaktır diye düşünüyorum.

    ideal düzen (her mevki kendi içinde ilk alternatiften başlayıp yedeklerle devam etmektedir):

    kaleci:
    1. yeni transfer - fabricio agosto (inşallah kendisi değil, david ospina ramirez olur)
    2. tolga zengin
    3. yeni transfer - ali vural şaşal
    4. veysel sapan

    gidenler/gidebilecekler:
    denys boyko - kiralık/satılık gidebilir.
    günay güvenç - göztepe'ye satıldı.

    gelenler/gelebilecekler:
    fabricio agosto ramirez - anlaştığımız söyleniyor.
    norberto murara neto
    david ospina ramirez
    rene adler
    volkan babacan
    ali şaşal vural - anlaştığımız söyleniyor.

    defans:

    stoper:
    sağ:
    1. marcelo antonio guedes filho
    2/3. rhodolfo
    2/3. yeni transfer - kenneth omeruo

    sol:
    1. yeni transfer - gustavo gomez
    2. duşko toşiç
    3. alexis ruano delgado - gidebilir.

    gidenler/gidebilecekler:
    pedro camilo franco - millonarios'a kiralandığı söyleniyor.
    alexander milosevic - kadroda düşünülmediği için gitmesi muhtemel.
    alexis ruano delgado - kadroda düşünülmüyor; ama kalabilir.

    gelenler/gelebilecekler:
    gustavo gomez - oyuncuyla anlaştığımız ama bonservis bedelini düşürmeye çalıştığımız söyleniyor.
    kenneth omeruo - chelsea'den kiraladığımız söyleniyor.
    michal pazdan
    thomas vermaelen
    ivan marcano
    wellington pereira rodrigues - nam-ı diğer gum

    sağ bek:
    1. yeni transfer - gökhan gönül
    2. andreas beck
    3. kadrodaki diğer isimler (atiba, necip, delgado)

    gidenler/gidebilecekler:
    serdar kurtuluş

    gelenler/gelebilecekler:
    gökhan gönül - malumunuz olduğu üzere geldi.

    sol bek:
    1. yeni transfer - aleksandar kolarov (umarım) / caner erkin
    2. ismail köybaşı
    3. duşko toşiç
    4. ümit karaal - bayrampaşa'da kiralıktı, geri döndü.

    gidenler/gidebilecekler:
    -

    gelenler/gelebilecekler:
    aleksandar kolarov
    caner erkin
    emmanuel matias mas
    benedikt röcker
    luis ibanez
    martin olsson

    orta saha:
    ön libero (defansif):
    1. atiba hutchinson / ayrılması halinde yeni transfer
    2. necip uysal
    3. veli kavlak

    gidenler/gidebilecekler:
    atiba hutchinson

    gelenler/gelebilecekler:
    mauricio isla
    lucas leiva

    ön libero (ofansif):
    1. oğuzhan özyakup
    2. tolgay arslan
    3. necip uysal

    gidenler/gidebilecekler:
    -

    gelenler/gelebilecekler:
    -

    ofansif orta saha:
    1. jose ernesto sosa / yeni transfer
    2. oğuzhan özyakup
    3. tolgay arslan
    4. eslem öztürk

    gidenler/gidebilecekler:
    jose ernesto sosa

    gelenler/gelebilecekler:
    -

    sağ kanat:
    1. ricardo quaresma
    2. gökhan töre / yeni transfer
    3. aras özbiliz

    gelenler/gelebilecekler:
    arjen robben - sadece bir temenni

    sol kanat:
    1. olcay şahan
    2. kerim frei
    3. jose ernesto sosa

    gidenler/gidebilecekler:
    -

    gelenler/gelebilecekler:
    -

    forvet:
    mario gomez - durumu hala belirsiz / giderse yeni transfer
    cenk tosun
    mustafa pektemek - gençlerbirliği'ne satılacağı söyleniyor.
    ömer hasan şişmanoğlu - 1.5 yıllığına antalyaspor'a kiralanmıştı fakat sözleşmesine konulan madde gereği bu yaz geri çağrılabiliyor.
    sinan kurumuş - kiralık olarak gittiği bayrampaşadan dönecek, tekrar kiralık gidebilir.

    gidenler/gidebilecekler:
    mario gomez
    mustafa pektemek
    sinan kurumuş - tekrardan kiralık olarak gönderilebilir.

    gelenler/gelebilecekler:
    mario mandzukic
    fernando llorente torres
    edin dzeko
    radamel falcao garcia (edit: sağolsun, sakizmezarligi hatırlattı. gomez giderse, falcao'nun gelebileceği de basında çokça yazıldı)