ön edit: 7 saat oldu, beyanlara göre toplam bağış miktarı: 3429,95 dolar. (saat 17:22 itibariyle lösev'den gelen bilgiye göre toplamda 35 bin tl bağış toplanmış) elimde kalem kağıt, tüylerim diken diken hepiniz sağolun. çaylak arkadaşlar sizin bağışlarınızı da ekliyorum haberiniz olsun. turkcell, türk telekom veya vodafone faturalı hatlarınızdan 3406’ya boş sms göndererek bağış yapabilirsiniz. her bir mesaj bedeli 10 tl'dir. (türk telekom ve vodafone abonelerinden +2 sms mesaj gönderim ücreti alınmaktadır.)
sözlük yazarlarının paypal hesaplarındaki küçük miktarların, lösev'e bağışlanması kampanyasıdır.
dün paypal'ın türkiye'den çekilmesi haberlerinin ardından uzun süredir kontrol etmediğim paypal hesabımı kontrol ettim, içinde 2,82 usd var. bu para senelerdir duruyor. bildiğim kadarıyla kullanılamıyor da. velev ki kullanılabilsin önemli değil.
paypal hesaplarında benim gibi az miktarda para kalan ve bu paraları benim gibi kullanmayan yazarları, bu paraları lösev'e bağışlamaya davet ediyorum.
nasıl yapılıyor
öncelikle paypal hesabımıza giriş yapıyoruz, çıkan ekranda en üstte yer alan gönder ve iste sekmesine tıklıyoruz. sonra ilk sırada yer alan arkadaşlarınıza ve ailenize para gönderin seçeneğine tıklıyoruz. gelen ekrana 'international@losev.org.tr' yazıyoruz ve 'sonraki'ye basıyoruz. sonra bağışlamak istediğimiz miktarı yazıyoruz ve işlem tamam.
lösev'e ait paypal hesabının doğruluğunu burdan kontrol edebilirsiniz.
bağış yapan arkadaşlar, bağış miktarlarını yazarlarsa kampanya sonucunda bağışlanan miktarı da paylaşabiliriz.
2,82 dolarım güzel çocuklara
vefa editi: böyle işlerde isimler önemli değildir ama çok duygulandığım için söylemek istiyorum. geçtiğimiz günlerde uçurulmuş olan 'gencsabri' nickli yazar bu kampanyayı benim hesabımdan başlatmış ve devamıyla ilgilenmiş. kendisi de eski bir lösemi hastasi. onlarca milyar bağışa önayak olan bu arkadaşımın yazarlığının tekrar aktif hale getirilmesinin, bu kampanyayı daha bir manalı kılacağına inanıyorum.
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. paypal hesaplarımızla lösev'e bağış kampanyası
-
2. 31 mayıs 2016 pamukkale turizm rezaleti
verilmis sadakasi varmis.
-
3. akp giderse türbanlıların yarısı başını açar
çünkü artık yalakalık yapılacak, gelir getirecek bir ortam kalmamıştır. eşi, babası, amcası veya akrabaları artık ihale alamıyordur. torpille girdiği yerde işini bok gibi yaptığından yeri garantiliğini kaybetmiştir. gençlik kollarının hükümetten gelen para kaynağı kesilmiştir. rant bitmiştir. artık cebe birşey girmediğinden, bu siyasi simgenin de kimseye bir yararı yoktur.
edit : adamlar her türbanlı akplimi !! diye yazmış. başlığı okuyun ilk önce. tüm türbanlılar mı yazıyor? -
4. muhaliflerin fırsat bulsa katliam yapacağı gerçeği
(bkz: sivas katliamı)
-
5. deniz otobüsünde yüksek sesle konuşmak
sözlükte format sikmek ssg-kanzuk
edit: başlığın ilk hali ido da yüksek sesle konuşmak kadıköy-bakırköy şeklindeydi. -
6. istanbul'da 50 metrede bir para istenmesi
buna benzer bir başlık açacaktım. görünce buraya yazayım dedim. çok haklı bulduğum söylem.
istanbul'un farklı yerlerinde deneyimledim. bir yerde birkaç dakika sabit durursanız hemen biri gelip para istiyor. normalde dilenci dediğin bir yerde çöker sen yanından geçerken para verirsin. ya da dilencinin dilenci olduğu bellidir. ezile büzüle gelir yanına. bu insanlar öyle değil.
iki dakika bir caddede dur bak. hemen yanına biri gelip çeşitli bahaneler anlatarak para istiyor. kimi yemek parası, kimi otobüs bileti, kimi bir şey bir şey... hepsinin bir nedeni var para istemek için. çoğunu atlatıp savuşturuyorum. ama ara sıra bazılarından fena tırsıyorum. dün öyle bir 10 tl param gitti. hepi topu 60 tl param vardı zaten. bir de o 50 tl için hamle yaptı. orada tepem attı, gözüm karardı. 50 tl vermemek için canımdan olacaktım. -
7. dolmuşta siyaset tartışan teyzeler
-
8. ergin ataman
maç bitiminde obradovic'le baş başa 2 dakika konuşma fırsatı bulan şanslı koç. kariyerinin zirve noktasına çıktı diyebiliriz.
-
9. ben yargı yürütme yasama organlarının başkanıyım
-
10. 300 milyon yıl önce türkiye'nin konumu
ankara'da yine deniz yok.
-
11. 31 mayıs 2016 taksim gezi parkının kapatılması
sik kafalı, orospu çocuğu, domuz suratlı, soyu kuruyası padişah müsveddesinin göt korkusundan ötürü gerçekleşmiştir.
senin yedi ceddini sikeyim emi tırsak puşt! -
12. türkiye milli takımı euro 2016 kadrosu
olum madem gökhan töre yok niye ömer toprak çağrılmadı kadroya? zaten leş gibi defansımız var cidden komedi yani.
-
13. izmir'deki gelinlikçiler
(bkz: okuyanı siksinler)
-
14. yakışıklı sadık zeki kaslı zengin esmer erkek
yakışıklıyım, zekiyim, esmerim, sadığım, kaslıyım ama zengin değilim. bu yüzden çirkin, sarı, gerzek, sadakatsiz, çelimsiz ya da göbekli ama zengin bir erkeğin karşısında hiçbir şansım yok.
-
15. dinozor eti yenir mi
(bkz: tadı tavuğa benziyor)
-
16. bir pilotun yapmış olduğu hata
rte ' nin izmirde az önce söylediği cümle. türk- rus ilişkilerinin bozulması konusunda sorulan soruya:
"sayın putin ile ilişkilerimiz gayet iyiyken böyle bir konuma gelmiş olmamız ya da bir pilotun yapmış olduğu hata sebebi ile türkiye'den gözden çıkarması düşündürücüdür. umarız ki bu sorun aşılır ve türkiye ile rusya son 10 yılda attığımız adımları tekrar atarız." şeklinde cevap vermiştir.
sanırsın pilot kahvede okey oynarken uçağı görmüş, dur gidip vurayım da geleyim demiş..
kaynak geldi
haber
..uyaran arkadaşlar olmuş. rte nin burada "rus pilot" tan bahsettiğini söylemişler. bu yaklaşım tabiki akla daha yatkın ancak metnin neresinden bunu anlamışlar, o da ayrı hikaye.
yine
de biraz karıştırınca, farklı kaynaklardan yorumlara bakınca genel kanının bu olduğu sonucu çıkıyor.. -
17. yazarların şimdiye dek gördükleri ülke sayısı
gördüğüm il sayısı dahi çift haneli değil. millet ülkeden bahsediyor. böyle hayata sokayim mi, böyle hayatın içine sıçayım mi kararsizim
-
18. türkiye'nin hırvatistan'dan aldığı ayar
aslında devlet tiyatro müdürlerinin unesco hırvatistan müdüründen aldığı ayar olacaktı başlık.
ilgili linkteki belgeden görüleceği üzere bizimkiler masrafları hırvatlar tarafından karşılanan festivale gidip dil bilmiyoruz diye hiçbir oyuna gitmemişler, bir de üstüne elçilikten rehber talep edip şehri gezmeye soyunmuşlar. hırvatlar da bizimkileri yine bizimkilere şikayet etmişler.
ülkemizde düşük profil modası var biliyoruz da bari kıçı kırık hırvatistan'dan böyle ayar yiyip profilimizi iyice düşürmeseydik.
oğlum vallahi rezalet lan gülesim geliyor da utanıyorum. *
edit: nejat birecik boş adam değildir diye bilirdik. fırsatçının tekiymiş.
edit: bizimkiler yalanlamış. link
iki ucu boklu değnek. -
19. game of thrones
bu yazacaklarınızı keşke duymasaydık amk. özgüvene gel tipteki. hala john filan deyip teori kasıyor inek. sen kasma lan ayı diyesim geliyor.
-
20. biz hiç karın kası sevemeyecek miyiz vol 2
-
21. 2016 turizm krizi
yukaridaki hiyarin onde gideni demis ki "turizmcilere bilenmissiniz", "fiyati pazar belirler", "siz fakirsiniz", "delirmissiniz"vs.
sigir evladi! sorun da burda, yillarca yabanci turiste guvenip onlarin gelir seviyesine gore fiyat belirleyen, yerli turisti istemeyen isletmeciler, simdi yabanci turist olmayinca neden yerli turiste gore fiyat belirlemiyor? haa acikla hadi.
risk yonetimi yapiyorlarmis. sigir evladi! risk yonetimi olay patlamadan once yapilir. madem risk yonetimi yapiyorlar neden bunca yil "yabancilar gelmezse ben ne yaparim" diye dusunmeyip yerli turisti kusturduler?
sigir evladi! fiyati birak, okudugunu bile anlamamissin: yerli turist yillarca parasiyla rezil oldu, otele tek erkek geldigi icin alinmadi, guler yuz gormedi. yuksek fiyat cekildi, kaziklandi. fakirlikle ne alakasi var bunun, hadi acikla?
sigirin has evladi! marka yonetimi diyorsun, fakat yerli musteri begenmeyip, ayirim yapiyorsun. egitimsiz ucuz iscileri getirip calistiriyorsun, ulkenin marka degerini kucultuyorsun. bu ne alaka? hadi acikla?
allahin sigiriii! ozet olarak dolayli veya dogrudan, sen de umarim batmazsin fakat kuru ekmek sogana omrun boyunca talim kalirsin. -
22. kitap okumanın hiçbir faydasının olmaması
(bkz: zevk almak için kitap okumak)
çocuk yapmak istemediğin zaman da zevk alıyorsun ya seks yaparken..işte öyle birşey. kitaptan para kazanmıyor olabilirsin ama zevk alıyorsun. ha bak...tıpkı senin seyrettiğin aptal türk dizileri gibi bir şey. anladın mı? -
23. üç yaşındaki oğluna prenses elbisesi giydiren anne
peder beyin memuriyeti dolayisiyla kucuk yerlerde cok bulunduk. köy gibi bir yerdeyiz. ben de nerden baksan 4 5 yasindayim. nasil batman kiyafeti istiyorum ama. ortaligi ayaga kaldirmisim. o donemler şu özel cocuk kanallari revacta. o halimle o telefon numarasini arar karsidan biri cikana kadar tv de bi degisiklik olmasini beklerdim. :) biraz saf bir tiptim.
neyse anne hanim bulmus bulusturmus masa ötrülerinden kesmis bicmis. ıcine kartondan kulak yapmis. yapilirken nasil ozendigimi ben hatirliyorum. ama o kiyafete dair hatirladigim net bir anim daha var.
ılk elime verildigi anda dunyalar benim olmustu. hatta icime en sevdiğim tişörtü giydim. uzerine batman kiyafetim. balkona attim kendimi. bi de ne göreyim. karsida bizim samet bana bakiyor. göz göze kaldık cocukla. 4 5 saniye birbirimize baktik. samet ayni samet ama ben artik batman dim. bu sessizligi bir süper kahraman selamı ile kırmak icin elimi kaldirmamla sametin kendini birakmasi bir oldu. nasil ağlıyor çocuk. hemen içeri kaçtım.
megersem onların evde pek tv izlenmezmiş. cocuk da beni öyle görünce dili tutulmuş korkudan. epey konuşamadı. simsiyah örtüden yapilmiş pelerinli kafadan geçirmeli karton kulakli kiyafet.
bir daha giymemiştim efem. samet korkusuna.
bu da böyle bir anımdır -
24. futbolda 5 faul kuralı
fifa başkanı geri zekalı sanırım dedirten kural. oyun soğutma işi genelde faul yapandan ziyade faul yapılan hatta faul bile yapılmadan kurşun yemiş gibi yerde kıvranan oyuncular tarafından yapılır. tamam, rakip kontra atağa çıkarken yapılan fauller var ancak onlarda çokça fazla yapılmaz az önce bahsettiğim duruma göre.
bu kural uygulanırsa ne olur? dokunulur dokunulmaz yere yığılan futbolcu sayısı artar ve oyun daha çok durmuş olur. -
25. 31 mayıs 2016 galatasaray odeabank fenerbahçe maçı
-s!-
güle güle.
eurolig finalistinin deplasmanina eurocup tshirtuyle cikip 25 sayi fark yiyen koca yurekli takim
güle güle...
-s!- -
26. survivor 2016
gecenin bomba esprisi acun'dan geldi:
damla: 'amerika ödülü beni bitirmişti. ben o gün 2 gün boyunca kendime gelemedim sürekli ağladım geceleri bile..'
acun: 'evet, efkarlanmışsın onu gördük.'
çayı püskürttüm. -
27. karısını rehbere aşkım diye kaydeden erkek
babam her ne kadar ortamlarda yaralı don juan rumuzuyla takılsa da teknoloji konusunda maksimum candy crush boyutuna geldi. candy crush dışında telefonlar ne kadar akıllı olursa olsun sadece konuşmak içindir. babamın birini telefon rehberine kaydetme algoritması da son derece basittir.
kaydedilecek kişinin ismi ve soyismi nedir? --> hüseyin yılmaz --> rehberde başka hüseyin var mı? --> hayırsa "hüseyin" olarak kaydet, evetse soyadının bir kısmını ekleyerek "hüseyin yıl" olarak kaydet --> rehberde "hüseyin yıl" olarak kayıtlı biri var --> haa hüseyin yıldız var doğru o zaman "hüseyin yılm" olarak kaydet --> kaydedildi
şimdi bu döngüyü yaklaşık 20 yıldır işleten adama sen "karını niye aşkım diye kaydetmedin?" diye sorarsan öyle suratına bakar boş boş. gel zaman git zaman babam kardeşim veya beni arıyor "dışarıdan alınacak bir şey var mı?" kabilinden bi süre. anlam veremesek de çok yadırgamıyoruz bu durumu fakat annemin memlekete gittiği bir akşam çalan telefonla tüm taşlar yerine oturuyor. babamın telefonu çalıyor inatla fakat babam "cık cık cık allaah allaah" deyip açmıyor. sonra bakıyorum annem beni arıyor.
- alo? naber anne?
+ oğlum baban nerede?
- burada anne yanımda oturuyor.
+ niye açmıyor telefonu arayıp duruyorum.
- baba annemin telefonlarını niye açmıyorsun?
* annen mi arıyormuş?
telefonuna bir baktım ki "aşkım (7)" yazıyor.
- baba işte bu ne aramış kadın kaç defa?
* o annen mi? ödüm kopuyor kaç gündür kim bu "aşkım" diye benim. silmeyi de beceremedim. annenin yanında arayacak diye aklım çıktı offf.
sonradan ortaya çıkıyor ki aile içinde teknolojiden sorumlu bakan görevini üstlenen kardeşim, babamın her ne kadar kullanışlı da olsa artık modern çağın gereklerine uymayan algoritmasını delerek babamın telefon rehberinde annemi "aşkım" olarak değiştirmiş. adam o kadar alışık değil ki sırf bu yüzden 1 hafta boyunca annemi annemle aldattığını düşünüp dert etmiş kendine. tüm bunlar ortaya çıktıktan sonra annem aradığında babamın suratındaki "bak açıyorum haa kesin annen dimi bak yanlış olmasın bak" bakışını hala unutamıyorum.
- alo? nerdesin sen? arayıp duruyorum!!
* aşkımla konuşuyordum kusura bakma canım eheheheh.
- salak! -
28. gökhan gönül
(bkz: #60806060)
2 gün önce yazdım. fenerbahçe yönetimi bu adamı göndermek istiyor ve bunu yaparken taraftarla kötü olmak da istemiyor.
fenerbahçe gökhan'ın menajeriyle görüşmek istememiş. neden? fenerbahçe'nin gökhan'ın menajeriyle arasında husumet mi var? ozan tufan'ın menajeriyle aynı kişi * değil mi? gökhan imza parası istemiş de, fenerbahçe vermeyiz demiş vs.
bunların hepsi bahane.
fenerbahçe uefa'yla yaptığı anlaşma gereği ödediği maaş kaleminin gelirlerine oranını belli bir yüzdeye düşürmek zorunda. bu oran %50 ya da %60, net bir bilgi yok. (galatasaray'da bu oran 2 sene önce %98'di). fenerbahçe'nin senelik gelirini düşünürsek, maaş ödemesinin en fazla 35-40 milyon euro bandına çekmeye çalışacaklar. (şu anda sözleşmesi bitenlerden ve kiralık dönenlerden sonra maaş ödemesi 50 milyon euro civarı.)
yani fenerbahçe böyle bir maaş kısıtlaması altında kadro kurmaya çalışacak. yani sözleşmesi biten free oyunculara bakıp heveslenmeyin, ben arfa, feghouli gibi yüksek maaş isteyecek oyuncuları getirmek de (rvp ve nani satılmazsa) epey zor olacak.
olayın gökhan'la ilgisi ne? fenerbahçe'nin geçen seneki gibi 22 adamlı her pozisyona 1 aynı kalitede yedekli kadro kurma şansı yok. solda hasan ali - caner ikilisi sol bek için fazla pahalı, biri ayrılmalıydı. caner ayrıldı.
sağda şener-gökhan ikilisi de sağ bek için pahalı, o yüzden gökhan da ayrılacak. ama bu zorunlu ayrılıkta yönetim suçu gökhan'a atmak istiyor, başaracak da. -
29. 2016 ramazanın ilk linç girişimi
ramazan ayının ilk dayağı nerde atılacak oranlarını açıklıyorum:
kocaeli : 12:50
kayseri : 12:25
konya : 11:50
trabzon : 10:00
erzurum : 1:45
yozgat : 1:50
evet, her sene olduğu gibi linç konusunda bu sene de yozgat ile erzurum arasında tatlı bir rekabet var. -
30. obradovic'e tüküren taraftar
galatasaray kulübünün özür dileyip dilemeyeceğini merak ettirmiştir. şöyle bir açıklamada bulunmuşlardı kendileri,
"başantrenörlerinin yüzüne sıçrayan ayranın tükürük olduğunu iddia edecek kadar çirkinleşebildiler."
bu olayın üstüne, fenerbahçe kulübü'ne saldıracak kadar pişkince bir tutum sergilemişlerdi. daha nasıl savunacaklar bu hayvandan farksız taraftarları acaba?
not: insan olan galatasaray taraftarını tenzih ederim. -
31. savcı bharara'nın enes kanter tweet'i
amerikan savcısının kendi ülkesinin içişlerinin işleyişine olan katkısıdır. türkiye'den yoğun sevgi gösterilmesinin sebebi olsa olsa işlemeyen adalet çarkından artık ümidin kesilmesi olabilir.
-
32. welcome to euroleague
(bkz: welcome to nani)
-
33. 30 mayıs 2016 paypal'ın türkiye'den çekilmesi
be amına koyduğumun bazi yazarları hala "ne paypalmış" diyor.
ulan cahil pezevenk, paypal bir çok insanın yurt dışından ödeme alabildiği tek yöntemdi. beyinsiz ak yavşak, yarın senin maaşının yattığı bankayı kapatsalar sen de maaşlarını alamasan ve işinden çıkmak zorunda kalsan aynı yavşaklığı yapabilecek miydin? bence bu zekayla yapardın...
her paypal kullanıcısına da vergi kaçakçılığı imasında bulunan asalaklar, inanin vergi vermeseler bile bu adamlar ülkeye döviz sokarak sizden daha çok faydası oluyor. ülkeye tek faydanız kalabalık yapmak. geri kalan zamanınızda milleti vergi kaçırmakla suçlar ayakkabı kutucularina taparsiniz.
edit: bir faydası olacağına inandığım yok ama şöyle bir kampanyaya imza atmaktan zarar gelmez herhalde.
https://www.change.org/…wrapper&utm_medium=copylink -
34. bir isme yazılmış en güzel şarkılar
(bkz: mihriban) konu kilit.
-
35. kadıköy belediyesi
kadıköy'de süleymanpaşa sokak'ta oturuyorum. bilmeyenler için söyleyeyim, yoğurtçu parkı'nda alex heykelinin olduğu sokak. bundan önce de bahariye'de havuz tarafından 2. sokak olan ileri sokak'ta oturuyordum.
he yeterince kadıköylü gelmediysem, şunu da ekleyeyim, kadıköy anadolu mezunuyum. türkiye'de beyoğlu dışında bünyesinde bu kadar sembol okul bulunduran başka bir ilçe olduğunu da zannetmiyorum.
bu bilgileri vereyim, daha sonra hepsini kullanacağım. biz önceleri selami öztürk'ü beğenmezdik, aykurt nuhoğlu geldi geleli kadıköy iyice çığırından çıktı. evet her zaman bir park sorunu vardı, ama şimdi olanı söylüyorum size. otoparklar, içerideki arabaları çıkarıp sokağa park ediyor ve böylece otoparkları hep boş duruyor. defalarca belediyeye şikayet ettim hiçbir şey olmadı.
bir diğer otopark yerlerini işgal edenler de her yeri kaplamış olan inşaatlar. uzunca bir tahtayı koyuyorlar en az 3-4 alan gidiyor. her yer inşaat, yoğurtçu parkı cephesi komple yenileniyor. inşaat çamuru, tozu falan söylemiyorum bile.
yoğurtçu parkı caddesi 2 yıldır trafiğe kapalı. trafik zaten felçti iyice felç oldu. geçenlerde arabama oradaki inşaatlardan bir hafriyat kamyonu çarpmış. belediyeye söyledim böyle böyle polise git diyor. ben adama git arabamı yaptır demiyorum, araca kim çarpmış onu bul diyorum yok polise git.
benim gençliğim de kadife sokak'ta, caddebostan barlar sokağı'nda, moda sahili'nde geçti. biz mi çok bilinçliydik yoksa yeni yeni mi fark ediyorum bilmiyorum, uyuşturucu temin etmek çok kolay. bünyesinde atatürk fen lisesi, kadıköy anadolu lisesi, st. joseph gibi kült ve bu ülkenin kalbur üstü okulları olan bir ilçe belediyesi bununla savaşmayacak da kim savaşacak acaba?
her yere verilen bar ve kafe ruhsatlarını anlatmaya gerek duymuyorum. haftasonları ''semt''in anasını ağlatıyorlar.
inşaatlara geri dönelim. belki bilmeyenler vardır, kadıköy'deki apartmanlar bir ada şeklindedir ve iç tarafları avludur. bu avlular küçük birer koru gibi yemyeşildir. bu ada kısmındaki yerlere ne zaman bir inşaat başlasa, bu yemyeşil, uyurken insana ferahlık veren ortamın içine ediyorlar. o avluya taşma mı derseniz, senelik ağaçları kafalarına göre kesmek mi dersiniz, daha da bir tane denetime denk gelmedim.
yeni mevzuata göre otoparklı yapılması gereken binalara gidin bir bakın. otoparkı yanlış anlamışlar, anca bebek arabası veya pazar arabası park edersiniz.
bağdat caddesi, göztepe, erenköy falan zaten şu an bir yaşam alanı değil, şantiye. bizim okulun (koç üniversitesi) oralarda 3. köprü yapıyoruz diye ormana tecavüz ettiler. 2 bölgenin fotoğraflarını çekin, gazetelerdeki çocuk bölümlerine ''aradaki 7 farkı bulun'' diye koyun.
edit: bir anlamadığım şey de şu ''beğenmiyorsanız bağcılar'a esenler'e gidin'' diyen zihniyet. bakın dürüst oluyorum; ben, kendimin, annemin ve babamın verdiği oyu koruyorum. oy verdim, yapılan icraatleri de denetliyorum. lafa gelince herkes ne kadar demokrat ama ''ya sev ya terk et'' kafası da bir yandan çok iyi çalışıyor.
kadıköy'ün esenler'den, bağcılar'dan iyi olmasının sebebi içerisindeki eleştiri yeteneğine sahip kadıköylülerdir. siz bir kadıköy sakini olarak kendinizi bağcılar veya esenler ile karşılaştırabiliyor olabilirsiniz. kusura bakmayın ama ben karşılaştırmıyorum, karşılaştıracağım diğer belediyelerden de daha iyi olmasını istiyorum.
kadıköy, doktora yapmış insan sayısının, okuma yazma bilmeyen insan sayısından yüksek olduğu bir semt. ve bu demografik özelliğine rağmen bunca noksan yapısı olması, potansiyeli varken potansiyelinin kullanılmaması kusura bakmayın bana dokunuyor.
ilgili istatistik(2.4.3 nolu bölüm): http://www.kadikoy.bel.tr/…2c-8e9f-b137af23c336.pdf -
36. 31 mayıs 2016 jatomi fitness'ın iflası
fitness salonlarına yıl ortalamasına göre daha yoğun ilginin olduğu bir dönemde batmış olması çok inandırıcı gelmiyor. batmamıştır o tasfiye edilmiştir, yani zirvede cepler para doluyken bırakmışlardır. ayrıca fitness salonu lan bu; piyasaya ne borçlandı da iflas etti? çek karşılığı dambell alıp mı battı, elektrik, su ve personelden başka ne gideri var, dolar üzerinden z bar aldı da dolar yükselince mi battı, nedir yani!.. şubeleri avm'lerde olduğu için kira giderleri yüksek deniyor, evet bir tek bu mantıklı geldi şu an bana.
bu arada ben mahalle arasında butik çalışan bir fitness'a üye oldum. nakit olarak trink diye yıllık ücreti de verdim. adamlar yarın kapattık dese elimde ne belge var ne başka bir şey. ödeme yaptığıma dair bile en ufak belgem yok. fakat adamı, eşini, karakterini biliyorum. batarsa da milleti dolandırmak için değil, hakikaten geçinemediği için batmıştır der helal ederim. küçük esnaf candır; düzgünüyle iş yaparsanız sizi hayal kırıklığına uğratmazlar. -
37. paypal hesaplarımızla türgev'e bağış kampanyası
(bkz: dont feed the troll)
birader sen de siktir git, komik değil artık -
38. 4k tvlerin gereksiz olması
(bkz: simdi al seneye de izlersin)
blu-ray filmler yil sonuna dogru tamamen 4k'ya geciyor. o yuzden ise yaramayacak diyemeyiz.
peki 1080p goruntu gayet net degil mi? net. ama hey dostum kamoon kapitalizm cagindayiz sus ve ayak uydur. kos ve borca harca girip ölüm kalim meselesiymis gibi hemen bir 4k tv al. cunku essegin ziki bile artik 4k. lutfen. -
39. devlet tiyatrosu hırvatistan festivali rezaleti
umuyoruz gerçek değildir.......
unesco tiyatro enstitüsü hırvatistan tiyatro festivaline, tüm masrafları karşılanmak üzere türkiye'den iki isim davet etmiş.
(bkz: necat birecik)
(bkz: zafer karaokay)
bu kişiler devlet tiyatroları genel müdürü ve dt sanatçısı. ancak bu kişiler, iddiadaki belgeye göre, zagreb'te gezmeye gitmişler ve festivale uğramamışlar. adamlar da kınamış.
doğruysa, (ki benim tiyatro tecrübem bunun doğru olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösterir...) rezalet gibi rezalettir. -
40. adil kullanım kotası
böyle sosyal medyada, ekşide falan savulunursa ya da kaldırılması için açılan kampanyalara bok atılırsa; evet haklısınız, kaldırılmaz. adamlar hakkımızı vereceklerine tam tersini yaparken beleş savunucu buldukları için sevinirler üstüne. bi sike de bok atmayın anasını satim.
-
41. sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sahnesi
iyi kötü çirkin'in finalindeki üçlü kapışma sahnesi tabii ki.
-
42. kaç erkekle yattığını net olarak bilmeyen kadın
sözelcidir
-
43. istiklal marşı'ndaki mantık hatası
(bkz: yazık la kimin çocuğuysa)
-
44. beş kuruş vergi ödemeyen koca koca firmalar
şimdi bakıyorsun:
* firma akaryakıt bayii, ödediği vergi 5000 tl.
* taahhüt firması, giderler, bilmem neler, 3 senedir vergi levhasında ne görüyoruz "matrahsız"
* kocamaaan bir yemek franchise'ının vergi levhası gözüne takılıyor, "büyük mükellefler vd." gözünü aşağı kaydırıyorsun ki ne göresin? "matrahsız"
ücretli çalışanların ise ocak ayı ile aralık ayı arasındaki maaşında ciddi anlamda fark olabiliyor. "aşırı akp'lilik sendromu"'ndan muzdarip kuzenim bu durumu şöyle savunuyor:
"sen vergi mi ödüyorsun? ne vergisi? senin maaşın 3000 lira değil mi? her ay 3000 lira almıyor musun? e daha ne? hani vergi? nerede vergi?"
adamların mantığı bu işte. mantığını sikeyim halaoğlu. -
45. alper potuk
2013 senesinde fatih terim'in gs'sine degil fb'ye gittigi icin kadroya alinmamistir. kendisiyle ayni kaderi paylasan ersan adem gulum ise yine 2011 yilinda fatih terim'i reddederek besiktas'a imza atmisti. maalesef burasi turkiye. burada esas olan liyakat degil got deligi yalayiciligidir. onunuze uzatilan got killi da olsa boklu da olsa yalayacaksiniz yoksa hakkinizi sittin sene alamazsiniz.
-
46. tinder
ay canim ya burdan tanistigimiz adamlar sizinle bulusmak mi istiyor?
bak sen ya ufucuk mu olmus :)
halbuki once hamama gidilsin aileler falan bi tanissin di mi :)
lan kezbanligi da gectim mal misiniz siz ya, cidden? -
47. tutankamon'un dünyadışı materyalden yapılan bıçağı
dunyaya patir patir meteor dusuyo, outer space dedigimiz sey de gayet overlok makinasi gibi ayagimiza gelebilen bisey sonucta heyecana gerek yok:)
varsa valyrian celiginden bi bicagi gorelim tutankamon'un delikanliligini:p -
48. jelko obradoviç
31 mayıs 2016 galatasaray odeabank fenerbahçe maçında gs'yi eleyip, ergin ile maç sonunda konuşurken, kendisine "her seferinde taraftarı provoke ediyorsun" diyen ergin ataman'a, "eğer böyle bir şeyi kanıtlarsan bir daha antrenörlük yapmam" diyerek karşılık vermiştir.
dünyanın en büyük provokatörü ergin'e bak sen. elendiği maç sonrası, efendi gibi kendisinin elini sıkan obradoviç'e provokatör diyor.
ulan adam suratına tükürüldüğünde, başını eğmeden yürüyüp gitti, maç sonrası da hakkında tek kelime etmedi, insanlık dersi verdi.
maç sonu hazımsız ergin, koskoca obradoviç'e "her seferinde taraftarı proboke ediyorsun" diyor. ergin diyor lan bunu, ergin ataman.
kim o ergin? galatasaray taraftarının sırp taraftarı öldürmesinden sonra kızılyıldız'a hakaret eden, sırbistan'da istenmeyen adam ilan edilen, uluslararası provokatör eleman. -
49. atalay filiz
müge anlı'nın, dişine göre bir suçlu bulmanın heyecanıyla, "atalay filiz hmmm a.f. kullandığı isim furkan altın hımm f.a." şeklinde şifrelerini tahtada çözüp, zekasına övgüler yağdırdığı, uzak bi yerlerden tanıdık gibi gelen seri katil.
bacım anladık "amcamgille kız kardeşimi telefonla konuşurken görünce küreklen tepikledik" tiplerinden bıktın da bu da katil yani. -
50. tarihte bugün
sözlüğün çamura batmadığı, aktroll ve mizojinistle doldurulmadığı, formatın ne olduğunu anlayabilen insanların, belli niteliklere sahip insanların yazıp çizdiği, ortamın esenler'e, dudullu oto sanayi çıraklar kahvesine değil kadıköy'e, alsancak'a benzediği zamanlarına ufak bir dönüş. embesil paratoneri survivor, akp'li demeçleri, x giyen kızın amacı gibi tırrek dertlerinden az da olsa uzaklaşıp nefes almak için küçük bir hoşluk. bazı yıllara bakınca seviyeden gözlerim doldu.