Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 12 mayıs 2016 digiturk rezaleti

    hayatımın içine etmiş 6 yıldır yakamdan düşmeyen artık sözlükten yardım dilendiğim rezalet. daha önce konuyu digiturk aboneliğini iptal ettirmek başlığında anlatmıştım fakat debe'ye girince hiçbir küfür hakaret olmamasına karşın sözlük yönetimi tarafından silindi ve düzeltme talebine de olumsuz cevap verildi. üstüne gitmedim. yazı biraz uzun olacak okuyabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

    olay 2010 yılında hayatımın hatasını yapıp 1004283216 no'lu digiturk abonesi olmam ile başlıyor. istanbul'da yeni taşındığım yer için digiturk reklamını görüp taahütsüz abonelik başlattım. bir yıl dolmadan taşınma sebebiyle ilgili ilçenin digiturk bayisine gidip faturalarımı ödedim ve kutuyu teslim ettim. şube herhangi bir borcum kalmadığını ve aboneliğimin iptal edildiğini tarafıma ilettiler. olay bundan sonra başlıyor

    bir kaç ay sonra alacak takip bürosu adı altında faaliyet gösteren bir hukuk bürosundan arandım. birikmiş 2 fatura borcum olduğu bunların tutarının 30 lira olduğu fakat taahüt bozduğum için taahüt bozma bedeli yansıtıldığı 280 lira ödememi istediler. kendilerine böyle bir borcum olmadığını taahütsüz bir paket sahibi olduğumu bu tutarın düşülmesi halinde çıkardıkları ekstra faturaları ödeyeceğimi ilettim. bana sisteme bu şekilde yansıtıldığını yalan söylediğimi ödemem gerektiğini ödemezsem hemen icra başlatacaklarını söylediler. ödemeyeceğimi borcum olmadığını yineledim. telefondaki şahıs bağırmaya "evine kamyon yollarım" diye tehdit etmeye kadar götürünce telefonu yüzlerine kapattım. 2012 yılında yine beni arayarak 35tl fatura + 260tl taahhüt bozma bedeli istediler. kendilerine yine aynı şeyi söyleyince "her gün senin gibi onlarca adamla uğraşıyorum ben ödeyeceksin" dedi telefondaki kadın. şans bu ki o esnada sözleşmemi bulmuştum ve herhangi bir taahhüt borcum olmadığını belgeleyebiliyordum kendilerine bunu ilettiğimde bana "bizi bağlamaz ödüyor musun ödemiyor musun ona göre işlemleri başlatıyorum sonra ödeyeceğim dersen bu fiyatı bulamazsın" dendi. sinirlenip sesimi yükselttim üslubuna dikkat etmesini bu şekilde konuşamayacağını bu şartlar halinde hakları olmayan parayı benden alamayacaklarını söyledim. bana "sana mı soracağım nasıl konuşacağımı" deyince cümlesi bitmeden suratına kapattım. hemen arkasından tekrar aradılar "yarın işlemleri başlatıyorum görüşürüz deyip suratıma kapadı kadın telefonu"

    sürekli dava açmalarını hakkımı mahkemede aramayı bekledim. öyle ya elimde belge vardı haklıydım. digitürk'e göre dosyam hukuk bürosuna gitmişti kendileri hiçbir işlem yapamıyordu. neticede bana hiç bir şekilde dava açmadılar. hiç bir kağıt göndermediler. geçen ay hukuk bürosunu arayıp durumumu anlattığımda taahüt bozma bedeli + taahüt bozma bedeli gecikme zammı + fatura olarak 580tl ödemem gerektiğini söylediler. kendilerine herhangi bir taahhütüm bulunmadığını söyledim ve "siz artık dava açın kağıdı gönderin ben itiraz edeceğim benim elimde belgem var mahkemede hesaplaşalım sizinle eğer haksızsam sizin tüm avukatlık giderlerinizi ödemeyi taahhüt ediyorum bu ses kaydını delil olarak da kullanabilirsiniz dedim." yıllardan beri nüfus kağıdımdan daha önemlidir bu digiturk abonelik sözleşmesi hala odamın en nadide kutusu içinde saklıyorum kendisini. neyse bana verdikleri cevap "biz dava açamıyoruz sadece takibini yapabiliyoruz davayı digiturk açıyor" yani digiturk benim borcumla ilgili hiç bir bilgiyi görüntüleyemeyip avukatlık bürosuna aktarıyor ama avukatlık bürosu davayı ancak digiturk'un açabileceğini söylüyor. işte asıl rezalet bundan sonra başlıyor aslında.

    yılmış bir şekilde geçen hafta digiturk'ü arayarak celal bey isimli müşteri temsilcisiyle 1 saate yakın konuşuyorum bana dava açmalarını hakkımı mahkemede arayacağımı hukuk bürosunun dava açma yetkisi olmadığını söylüyorum. kendisine abonelik sözleşmemde yazan şartlardan sözleşme numarasına kadar tüm bilgileri sesli bir şekilde onun isteği doğrultusunda okuyorum bana sistemde ödenmemiş 2 fatura + taahhüt bedeli göründüğünü ve aboneliğimin hala aktif olduğunu bu konu için çözüm merkezinde yetkili birinin bana ulaşacağını söylüyor. nasıl olur vs gibi konuşmalardan sonra tamam arasınlar diyorum. ertesi gün çözüm merkezinden bir bey arıyor kendisine durumu anlattığımda yanlışlık olduğunu herhangi bir taahhüt bedeli ödemem gerekmediğini söylüyor. üstüne basa basa soruyorum "hayır taahhüt borcunuz yok" diyor. peki diyorum hukuk bürosunu arıyorum tekrardan hukuk bürosunda bana "dosyanın kendilerinde olduğunu ödemek zorunda olduğumu ancak digiturkte üst düzey bir yetkilinin mail atması sonucu bu bedeli düşebileceklerini söylüyorlar. tekrar digiturk'u arayıp durumumu dakikalarca anlatıp çözüm merkezinden dönüş bekliyorum. çözüm merkezinden ayşe mi fatma mı tam hatırlamadığım biri arayarak durumumu incelediği ve taahhüt borcumun göründüğünü ödemem gerektiğini söylüyor kendisine önceki konuşmalarımı ve elimde olan belge ile de durumumu ispat edebileceğimi söylüyorum. kendisi konuşmaların dinleneceğini böyle bir bilgi verilemeyecek olduğunu söylüyor tamam diyorum. bir sonraki gün aynı kişi tekrar arıyor "konuşmayı dinledik normalde sistemde görünüyor ama arkadaşımız size yanlış bilgi vermiş bu bizden kaynaklı bir hata olduğundan biz sistemden düşümünü yaptık ve hukuk bürosuna durumu ilettik. hatta siz üstüne basa basa sormuşsunuz kendisi kabul etmiş hata tamamen bizim hukuk büronuzla konuşup sadece faturalarınızı ödeyebilirsiniz" diyor. "faizler?" diyorum "taahhüt bedeli faizleriniz de düşüldü tabii ki" diyor. teşekkür ederek sorunun çözüldüğü gibi komik bir fikre kapılarak kapatıyorum telefonu.

    hukuk bürosunu tekrar arıyorum bana kimsenin bir bilgilendirme yapmadığını hatta digiturk'dekilerin mail atmasa bile sistemden ufak bir eklemeyle bunu düzeltebileceklerini ama düzeltmediklerini ödemek zorunda olduğumu söylüyor yine. bunu ödemekten başka çareniz yok boşuna zorlamayın diyor bir hanımefendi. yıldığımdan hiç bir şey demeden kapatıyoruz telefonu. digiturk'u arıyorum hemen ve yine dakikalarca durumumu anlatıyorum. "hukuk bürosuna bilgi vermeniz gerekiyormuş verdik demiştiniz vermemişsiniz diyorum" çözüm merkezinden yetkili şahsın beni arayacağını söylüyorlar ve kapatıyorlar telefonu. aradan üç gün geçince arayan soran olmuyor tekrar arıyorum "durumun aciliyetini not ettik" diyorlar.

    bugün 1 hafta geçmesine rağmen yine arayan soran olmayınca tekrar arayıp durumumu anlatıyorum. telefonda ersoy isimli müşteri temsilcisi taahhüt bedelimin olmadığını tarafıma uygulanan bu bedelin 2012 yılında iptal edildiğini 3 fatura borcum olduğunu (ilk müşteri temsilcisi 2 demişti) aboneliğin 2012 yılında iptal olduğunu belirtiyor. ve ekliyor "hukuk bürosunun sizden istediği 580tl gecikmiş fatura bedeli" kendisine beni iki ay sonra arayan hukuk bürosu 30tl fatura + 260 taahhüt bedeli istiyor. siz şimdi 580tl fatura gecikmesi diyorsunuz diye itiraz ediyorum. bu noktada dikkat çekmek istediğim husus ben 30tl faturayı ödemeyip 2016 yılına kadar bekletecek değilim sadece tarafıma zorla ödettirilmeye çalışan olmayan 260tl'lik taahhüt borcunu kabul etmiyorum. kaldı ki şu an adıma açılmış bir dava olmadığından "dosya masrafı avukatlık ücreti vs" gibi giderler söz konusu değil nasıl oluyor da 30tl'lik borç 580'tl haline dönüşebiliyor bu sürede? cevap veremedikleri noktada "biz o bilgiyi görüntüleyemiyoruz" lafını söylüyorlar. kendilerine her temsilcisinin ayrı bir bilgi verdiğini hiç birinin birbiriyle tutarlı olmadığını söylüyorum. sorunumu tekrarlayıp eğer taahhüt borcum yok ise bugün bile hukuk bürosu bana taahhüt borcu ve taahhüt gecikme zammı uyguluyor. siz bana "fatura olabilir o yea" diyorsunuz. arayın söyleyin bu abonenin herhangi bir taahhüt borcu yoktur diye ben de fatura neyse ödeyeyim diyorum. bu esnada telefon kapanıyor. tekrar aradığımda başka bir kadın çıkıyor telefona dakikalarca ona anlatıyorum yine durumumu. kendileri yapacak bir şey olmadığını fatura borcu olduğunu ve ödemem gerektiğini söylüyor. tekrarlıyorum ilk sefer 2 faturam vardı nasıl 3 fatura borcum oldu? taahhüt bedeli yoksa hukuk bürosu neden yıllardan beridir 260tl + faiz taahhüt bedeli istiyor diyorum yine aynı "biz o bilgilere erişemiyoruz." bu konuda yetkisi yoksa çözüm merkezinden yetkili olan kişilerin acilen dönüş yapmasını istediğimi belirtiyorum. "aciliyetinizi ileteceğim" diyor. daha önce de aynı işlemi yaptıklarını fakat dönüş olmadığını hatırlatarak şikayet kaydı oluşturuyorum. ve en kısa sürede aramalarını beklediğimi tekrarlayarak telefonu kapatıyoruz.

    benim artık uğraşacak ne gücüm ne takatim kaldı değerli arkadaşlarım. büyük ihtimalle lanet olsun alın düşün yakamdan dememi istiyorlar etrafımda kime sorsam nerden bulaştın ver kurtul uğraşma diyor. ama para kolay kazanılmıyor. haklı olduğum halde sırf kurtulmak için bu bedeli onlara vermek de ağrıma gidiyor. sözlükte bu işlerden anlayan bir avukat arkadaş ne yapmam gerektiği konusunda beni aydınlatırsa çok sevinirim. inanın artık şaştım kaldım. şu son süreçte belki toplasanız 3 saat hukuk bürosu - digiturk cagrı merkezi konuşması yapmışımdır. tam oldu derken her şey başa dönüyor ve her seferinde farklı bir bilgi veriliyor bu sefer ona itiraz etmek zorunda kalıyorum. yazı uzun oldu ama 2010 yılından beri yakama yapışan bu firmadan kurtulmak mümkün olmayınca biraz içimi boşaltmak sizden yardım istirham etmek istedim. çünkü gerçekten bunlarla artık nasıl baş edeceğimi bilmiyorum. durumum sizlere örnek olsun arkadaşlar. lütfen bu gibi firmaları kullanırken iki kere düşünerek hareket edin. okuduğunuz için tekrar teşekkür ederim.

    edit: hukuk bürosunun adı soruldu adı "alacak takip bürosu" diye geçiyor hep bu adı kullanıyor. elimde adından ve 02166416767'nolu numarasından başka bir bilgi yok.

    edit2:angara beyefendisi sağolsun uyardı bahsi geçen numara http://atbriskyonetimi.com/index.html adlı firmaya aitmiş. firmanın iş ilanı: http://www.yenibiris.com/…p-elemani-is-ilani/426663 sanırsam beni arayan avukat değilmiş.

    edit3: biraz önce digiturk sosyal medya departmanından hediye hanım aradı durumu finans departmanına iletmiş onlarda lütfetmişler dosya masrafını kaldırarak 583tl olarak görüntülenen borca indirim yaparak 379tl yapmışlar. hakkında idari takip olmayan dava açılmayan borcun nasıl dosya masrafı oluyor anlamış değilim. ben sadaka değil hakkımı istiyorum. benim derdim borcumu ödeyememek değil hakkımı aramak. 204 lira indirim için yazmadım bunları. bahsi geçen hukuk bürosuna göre 30tl fatura borcum görünüyor kendileri bunu bugün teyit etti. bana yıllardır bu borcu ödettirmediniz zorla taahhüt bedeli almaya çalıştınız şimdi neye istinaden hala taahhüt borcu üzerinden indirim yaparak lütfetmiş gibi bunu söyleyebiliyorsunuz anlaması gerçekten güç. konuyla ilgili tekrar finans departmanı ile görüşüp arayacaklarını söyledi ilgili yetkili.

    edit4: digiturk'den hediye hanım tekrar aradı. uzun bir konuşma ve bekleme sürecinin ardından bu sefer kutuyu vermediğimi sadece kartı iade ettiğimi bahsedilen taahhüt'ün (24 ay abonelik sonrası kutu bizde kalıyormuş öyle bir kampanyaymış) kutu olduğunu abonelikten çıkma değil kutu vermeme taahhütü olduğunu belirtti. ben kutuyu kartıyla birlikte iade ettiğimi, zaten belirtilen adresten taşındığımı abonelik olmadan kutunun işime yaramayacağını ve kesinlikle böyle ayrıca bir taahhütün altına imza atmadığımı belirttim. kendisi ilk başta prosedür gereği bu sözleşmeyi gönderemeyeceğini söylese de sonrasında imzaladığımı iddia ettiği sözleşmeyi 48 saat içerisinde tarafıma göndereceklerini söyledi. ben elimdeki abonelik sözleşmesinden başka bir kağıda ya da kampanya sözleşmesine kesinlikle imza atmadım. dahası çözüm merkezinde bana zaten sistemde taahüt borcunuz gönümüyor sadece fatura başka bir bedel yok bilgisi verildi. sonrasında hukuk bürosuna bu doğrultuda bilgi verildiği sadece faturaların ödeneceği söylendi. bugün öğlen konuştuğum ersoy bey 2012 yılında taahhüt bedeliniz iptal edilmiş dedi. bu yazı üzerine arayan hediye hanım ise hayır taahhütünüz varmış diyor. eğer belirtilen süre içerisinde söyledikleri sözleşmeyi göndermezlerse sorunu yazar arkadaşların gösterdiği çözüm yolu doğrultusunda abonelik sözleşmem, kendilerine ve hukuk firmasına görüşme sırasında belirterek aldığım ses kaydıyla birlikte tüketici hakem heyeti ve btk yoluyla sorunu çözmeye çalışacağım. yardımcı olan mesajlarını esirgemeyen akıl veren tüm arkadaşlara gönülden teşekkür ediyorum. gelişmeleri eklemeye devam edeceğim.

  • 2. 12 mayıs 2016 ab'den vize açıklaması

    rte'nin blöfünü ab'nin görmesidir.

    çoğunun haberi yok belki ama ab şu anda mültecilerle ilgili b planı hazırlıyor. türkiye'ye verilmeyen, rte'nin istediği parayı yunanistan ve balkan ülkelerine verecekler. burada oluşturulacak kontrol noktaları ile işe yarar olan mültecileri ab'ye alacak yaramayanları ise ülkelerine(türkiye'ye değil) gönderecekler.

    rte elindeki tek kozu cömertçe harcıyor. siz hala ab'nin türkiye'ye mahkum olduğunu zannedin. üstelik bu mülteci anlaşması bozulursa ab'nin rte'den dolayısıyla türkiye'den nasıl intikam alacağını da bilemiyorum.

    ab kolektif bir yapıdır, bir sürü tecrübeli bürokrat, istihbarat ve politikacı barındırır. öfke nöbetleri geçiren bir meczubun onları alt edebileceğini zannedenler önümüzdeki süreci dikkatli izlesin.

  • 3. laikçiler neye güveniyorlar sorunsalı

    sizin gibi salaklara güveniyorlar işte, laikçi nedir lan türkçesini yediğim? sizde bu zeka seviyesi oldukça hep güven olur rahat olun.

  • 4. başkanlık sistemi hıristiyanlık sistemidir

    bir gerçek. bir müslüman olarak hıristiyanların müslümanlığı bozmak için kurdukları bu sisteme karşı çıkıyorum. türkiye'ye başkanlık sistemini getirerek türkiye toplumunu hıristiyan yapamayacaksınız. başkanlık sistemi vatikan projesidir.

  • 5. arabada seks yapmak

    küçük arabada seks yaptım ben, boyum da 1.90 gibi birşey. ben yaptım evet... seks , hem de boyum 1.90 civarı.

  • 6. game of thrones'daki sam karakterinin gereksizliği

    oysa sam, jon snow'un, daha çocuk yaşta, kendisinin aklına bile gelmemişken duvar'ın lordu olarak seçilmesini sağlayan politik bir deha. white walker'ları öldürmenin yolunu bulan bir araştırmacı, tarihçi, bilim adamı. yaşadığı dönemde white walker öldüren ilk insan, yani aslında yiğit bir savaşçı. çaresiz bir kadın ve bebeğinin hayatını kurtarmış, onlar için hayatını ortaya koymuş adam gibi adam.

    yani sam, zeki, entelektüel, nazik, düşünceli, okumaya öğrenmeye açık, iyi niyetli bir adam. sam, insan gibi insan. ama sevilmiyor, yaranamıyor, ölmesi isteniyor. neden? çünkü sam şişman. çünkü sam yakışıklı değil. çünkü, onun errrrrrrrkkekkkkliği az geliyor bazı errrrkkkeekklere.

    sanırım bazıları sert seviyor xd

  • 7. ülkenin %70'i %30'una karşıyken iç savaş çıkması

    yalnız o matematik öyle olmuyor

  • 8. türkiye'de iç savaş çıkarsa kim kazanır

    türkiye kaybeder

  • 9. sırt çantasıyla dolaşan erkekler

    şöyle seksidir böyle çekicidir yorumlarının yapıldığı anket. geçen gün istiklalde polis beni çevirdi sizin yüzünüzden. çantamı kurcalayıp, "ya sakalını kes ya da çantayla çıkma amına koduğum canlı bomba sandık" diye de fırça çektiler. şaka bi yana, bu başlık gibi detay veren anketlere inanmayın yoldaşlarım, romalılar. böyle şeyler yalnızca karizmatik bi erkeği daha karizmatik, seksi bi erkeği daha seksi gösteriyor. biz yapınca ışid militanı muamelesi görüyoruz amk.

  • 10. başkanlık sisteminin yararları

    senato gibi denetleyici bir kurum olmazsa kısa zaman da diktatörlük olacaktır.

  • 11. berat albayrak'ın çok iyi bir eğitiminin olması

    kerameti kayın-pederinden menkul zatı övmek isteyenlerin bu ara sıkça kullandığı cümle!

    ak yalakalar da biliyor "damat" olmasa bu kadar yıllık tecrübesi ile banka şubesinde müdür olamayacak adamın basamakları bu denli hızlı çıkamayacağını, ancak bugün başbakanlık düşük ihtimal de olsa ileride ne olacağı belli olmayacağından yağlamak istiyorlar.

    istiyorlar istemesine de yağlamak için bile malzemeleri yok. cv'de abd ünviersitesini görünce ballandıra ballandıra anlatıyorlar!
    ne de olsa kıbleleri abd!

    neyse konumuza dönelim
    ***

    neymiş bu çok iyi eğitim diye bi bakayım dedim.
    lisans: istanbul üniversitesi ingilizce işletme bölümü
    mba: new york pace üniversitesi'nde finans
    link
    (doktora yaptığını söyleyenler var. ama zat-ı şahaneleri tbmm sitesine bilgilerini vermediğinden teyit edemiyoruz.)

    istanbul üniversitesi ingilizce işletme bölümü alanında türkiye'de ilk 10'a girecek bir bölüm.
    ama kesinlikle ilk 3 değil.

    ny pace university ne menem bir şeydir diye araştırdım.
    sıralamada yerini zorlanarak buldum.
    abd üniversiteleri sıralamasında 180. sırada (180. sırayı 5 üniversite ile birlikte paylaşıyor.)
    sıralamaya alınan üniversite sayısı
    (bkz: legen wait for it dary)
    199 (199. sırada 5 üniversite var.)
    link

    türkiye'de ilk 100 üniversite sondan 20. üniversiteyi kıyaslama için örnek olarak vermeyeyim de sonra hakaretten içeri atmasınlar.
    ama anladınız siz ne olduğunu.
    ***
    bu mu lan?
    bunun için mi bu kadar yalıyorsunuz?
    sanki akp için eğitim çok önemliymiş gibi...
    sanki üç gün öncesine kadar "hoca" denilen adam şutlanmamış gibi...
    pelikan bildirisinde "okumuş" olanlarla ince ince daşak geçilmemiş gibi...

    ***
    bunlar da örnekler
    tabi ki abdulkadir selvi maraş dondurmasına muamele eder gibi yazılarıyla ön planda.

    "parlak bir eğitime sahip..."
    link

    çok iyi bir eğitiminin olması...
    link

    ahmet hakan geri durur mu?
    (bkz: dayak)
    link

  • 12. hiçbir dilde nötrlük eki olmaması

    "iltifattan etkilenmeyen kadın" gibi lavuk lavuk başlıklarda hep aklıma gelen durum. dillerde bulunmayan ya da bulunan konseptler insanların düşünce yapısını da belirlediği için, insanların sürekli olarak ya olumsuz ya da olumlu düşünmesine sebep olan, sıfır olma halini tahayyül edememesine sebep olan yapısal sıkıntı.

    "büyüktür"ün gerçek tersinin "küçüktür ya da eşittir" olması fakat "küçüktür"müş gibi davranılması durumu.

    örneğin "kahve içmeyi sevmiyorum" dediğiniz zaman iki şey anlatmak istiyor olabilirsiniz. ya kahve içmekten hoşlanmıyorsunuzdur, ya da kahve içmeyi seviyor değilsinizdir. kahve içip içmemeniz kimsenin umrunda değilken fazla sıkıntı olmuyor. fakat konu hangi ideolojileri desteklemediğinizden, kimleri sevmediğinizden, kadınların erkeklerin nelerden hoşlandığından ya da hoşlanmadığından bahsederken falan iş karışmaya başlıyor.

    halbuki mesela -me/-ma olumsuzluk eki gibi -ne/-na nötrlük eki olsa. böylece "senin savunduğun görüşü desekleniyorum" diyebilsem.

    "benden değilsin o zaman onlardansın" diye kafama bir şey fırlatılma ihtimali olmasa. "senden değilim, ondan da değilim. hiçbirinizi sevmiyorum lan götler" diye kendini anlatmaya çalışırken helak olan insanlar olmasa ne güzel olur.

  • 13. konya bilim festivali

    (bkz: yaran başlıklar)

  • 14. bi çaksam 1 ay kalkmaz denilen ünlüler

  • 15. marmaris'e tatile gelen turistten terör tepkisi

    la adam tutup te bilmemnereden senin ülkene tatile gelmiş, neden cizre'de, yüksekova'da dolaşsın, manyak mısınız? dayı orda senin "öldü bitti" denilen turizmine destek mesajı veriyor, "türkiye'yi güvenli buluyorum, terörist skimde değil" diyor. senin aslanınla kaplanınla sıkıntısı yok yani, raad ol.

  • 16. mona lisa'yı resmederken sıçmaya gitmek

    sanatın görünmeyen, biyolojinin ise yadsınamaz bir gerçeği.

    öyle ya da böyle, da vinci bu eseri yaratırken illa ki sıçmaya gitti. elinde fırçası ile hafif sallanarak, belki de çok kritik bir hamleyi düşünürken "dur lan, bi' sıçıp geliyim." diye düşündü ve sıçtı. görüldüğü üzere sanat bile yeterince fularlı değildir.

  • 17. taksici dolmuşçu emlakçı

    gönül rahatlığıyla

    (bkz: orospu çocuğu) bakınızı verilebilecek başlıktır.

    hayatını adam trollemekle kazanan, varolan tüm karanlık enerjiyi bünyesinde toplamış bu zerzevat grubu için söylenebilecek sözler sınırsızdır.

    uzun uzun tespit kasmaya da lüzum yok, hepimizin en az beşer tane bu gayrimeşrular ile kötü anısı vardır.

    cehalet dersiniz, toplumun ezilen kesiminin doyumsuzluğu dersiniz, acıların çocuğu dersiniz anlarımda taksici dolmuşçu emlakçı derseniz anlamam arkadaş. bu kadar orospu çocuğu olabilmenin sebeplerini anlayamam.

    gelen yoğun (yalana bak) mesajlar üzerine edit: suserler, galericilerin ve otoparkçı tayfanın da ruhumuzu sömüren yamyamlar listesine eklenmesini istiyor. eeeeyy yönetim! duy sesimizi

  • 18. ab'nin istediği terör mevzuatındaki değişiklik

    avrupa birliği "pkk ile dhkp-c yi bu kadar vurmayın" demiyor.

    avrupa çok basit bir değişiklik istiyor.

    avrupa "terör kavramın belli olsun muğlak bırakma. yoksa işin bokunu çıkartıyorsun gezi protestosuna katılanları terörist diye yargılayıp halkı korkutuyorsun. bunu da sadece diktatörler yapar" diyor.

    avrupa çok basit birşey istiyor.

    avrupa "pkk ile dhkp-c yi bu kadar vurma" demiyor.

    avrupa bize şöyle şöyle diyor:

    a: türkiyeciğim?
    t: efendim avrupacığım?
    a: terörist nedir sence?
    t: bence terörist kötü insandır. kakadır. allahsızdır. kafirdir.... hele yar yar zalim yar hayin yar kâfir yar çapkın yar... teröristler 30 sene hapisle yargılanmalıdır. asılmalıdır. ağzına sıçarım amına korum ben o teröristlerin.
    a:sakin ol türkiyeciğim. ama biraz odaklan lütfen: terörist nedir?
    t: terörist bu güzel vatanın
    a:türkiyeciğim sadede gel ne olur, terörist nedir?
    t: terörist 30 sene hapisle yargılanan kötü şeyler yapmış insandır
    a: türkiyeciğim bu mantıklı değil nolur biraz düşün de söyle
    t: ya siktir git söylemek zorunda değilim. hem herkes teröristin ne olduğunu biliyor. sen de beni oyuna getirmeye çalışıyorsun. en başından beri düşmanımsın zaten çanakkale falan. sen esas sykes picot a falan bak. hem zaten vize serbestisi anlaşması tayyip erdoğan'ın zaferi olmalıydı. bunun pr çalışmasını ancak o en randımanlı yürütebilir. hadi sen o yöne ben bu yöne.

  • 19. haydarpaşa-gebze banliyö treni

    "sen istiyor tren; verecek kadıköy'ü akpye."

    ben değmez diyorum.
    sen ne dersin bilemedim.

  • 20. sabancı vs koç

    bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.

    koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.

    koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.

    siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,

    zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.

    sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:

    koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
    sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,

  • 21. euroleague final four 2016

    pana, barça ve real'i eleyen takımların bulunduğu final four. oly'nin ise işi çıkmış o yüzden top 16'da elenmeyi tercih etmişler.

  • 22. fenerbahçe'nin 2016 türkiye kupasını da kaybetmesi

    bu sene cimbomu yenmeyeni sikiyolar diyen arkadaşa fenerbahçenin iki maçta da galatasarayı yenemediğini hatırlatmak isterim.

  • 23. çağdaş yaşamı destekleme derneği

    haydi şu başlığı canlandıralim. kız çocukları ensar vakfı gibi kurumlara muhtaç kalmasın diye, eğitim yaz 4622'ye gönder. 10 tl bağışta bulun.

  • 24. dağda şantiyeye şıkıdım şıkıdım gelen kadın mühend

  • 25. mario gomez

    takımda mutlaka kalması gereken golcü. lan adamlar demba ba'yı gönderdiler, gomez geldi.şimdi kazara bu gider kimbilir kim gelir. kalsın anam kalsın.

  • 26. los angeles'ta ırkçı ermenilere büyük şok

    http://www.ataturkhaber.com/…ri-dumura-ugratti.html

    24 nisan 2016... 1915 belgeselimizin gösterimi için los angeles'deyiz. kameramızla soykırım taraftarlarının eylemine katıldık. "türk" kavramına karşı o kadar büyük düşmanlık var ki, kimliğimizi gizlemek zorunda kaldık. öfkeli, saldırgan bir kalabalıktı. ayaklarının altına serilen yunan bayrağını yerden kaldırtan atatürk'ün takipçileri olarak, gördüklerimizi içimize sindiremedik. kalabalık büyüyor, büyüdükçe saldırganlaşıyordu. "soykırım yapmadık, vatan savunduk" diyen türkler ise bir avuçtu. polis araya barikat kurmasa, linç edileceklerdi. işte tam o anda ne olduysa oldu. önce tek motorlu bir uçak sesi, ardından başkası, ardından... ve tepelerinde 3 saat arayıksız uçtu. o anı ve yaşananları belgelemek, emperyalizmin piyonu durumuna düşenlerin gözbebeklerindeki bozgunu görüntülemek, dünyada bir tek 49/51 film'e nasip oldu. iyi seyirler...

    edit: üstteki evlilik videosunu ben eklemedim konuyla alakası yoktur saygılar.

  • 27. 12 mayıs 2016 diyarbakır patlaması

    saat 22.24'te gerçekleşen patlama. vilayet ve ofisten duyulmuştur.

    hani yolu sarıkamış küme evleri civarında meydana gelmiştir. olay yerinde çok sayıda yaralı olduğu söyleniyor.
    kimse tam olarak ne olduğunu bilmiyor.

    canlı haber akışı için twitter

    ayrıca diyarbakır için en güvenli haber kaynağı diyebileceğim al jazeera muhabiri a. kadir konuksever'in twitter adresi.

    son zamanlardaki patlamalar sıralı liste:

    (bkz: 12 mayıs 2016 van patlaması)
    (bkz: 12 mayıs 2016 istanbul sancaktepe patlaması)
    (bkz: 1 mayıs 2016 gaziantep patlaması)
    (bkz: 10 mayıs 2016 diyarbakır patlaması)
    (bkz: 2 mayis 2016 diyarbakir patlamasi)
    (bkz: 27 nisan 2016 bursa patlaması)
    (bkz: 13 mart 2016 ankara patlaması)
    (bkz: 28 nisan 2016 kırkağaç patlaması)
    (bkz: 24 nisan 2016 kilis patlaması)
    (bkz: 22 nisan 2016 tunceli patlaması)
    (bkz: 12 nisan 2016 nusaybin patlaması)
    (bkz: 9 nisan 2016 mecidiyeköy patlaması)
    (bkz: 31 mart 2016 diyarbakır patlaması)
    (bkz: 19 mart 2016 taksim patlaması)
    (bkz: 17 şubat 2016 ankara'da patlama)
    (bkz: 18 ocak 2016 diyarbakır patlaması)

    entrye haberle alakalı edit yapmak mantıksız geliyor. birkaç saat sonra kimsenin sikinde olmayacak bunu biliyorum, bu sikik ülkede yaşamak istemediğime eminim. bombaların her gün patladığı şehirde yaşadığım için de kafamı sikeyim. politikanıza da sokayım.

  • 28. sevişmek istenen ünlüler

    (bkz: mine tugay)

  • 29. nefret edilesi hitap şekilleri

    (bkz: nefret edilesi hitap şekilleri)
    buradan sonra katır sırtında yolculuk edeceksiniz.

  • 30. bir erkeğin en güzel olduğu an

    bebeğiyle koyun koyuna uyuyakaldığı an.

  • 31. 12 mayıs 2016 istanbul sancaktepe patlaması

    tek partili inönü diktatoryası ve çarpık cehape zihniyetiyle onun işbirlikçisi paralel şer odaklarının işidir.

  • 32. gelmiş geçmiş en troll 10 ekşi sözlük yazarı

  • 33. steam

    (#60272979)
    yeşil ışık yandı! :)
    birkaç saat önce! nasıl heyecanlı ve mutluyuz anlatamam! kardeşimin hayalleri gerçek oluyor. hem de bu genç yaşta! emeğinin hakkıyla ve sizin desteğinizle! teşekkürler sözlük! teşekkürler suserler!
    bunu şimdi büyük bir mutlulukla söyleyebilirim. artık bizi yeşil ışık yanan oyunlar arasında bulabilirsiniz :) ya da alın size kısa yol burada
    gönülden teşekkürler!

  • 34. stephen curry

    chauncey billups ile birkaç benzer noktaları olan onun dışında hele ki efsane olması bakımından hiçbir benzerliği bulunmayan oyuncu. billups hiçbir zaman superstar seviyesinde bir oyuncu olamadı. curry ile benzerlik taşıyan noktaları ise;

    ikisinin de pozisyonu oyun kurucu. ikisi de 27 yaşında ilk nba şampiyonluğunu yaşadı. billups 24 yaşındayken vasatın bir tık üstü seviyede bir oyuncuyken (maç başına: 12 sayı, 4 asist), bir anda vites yükseltip (mb: 16.5 sayı 6 asist ort) seviyelerine çıkmıştır. curry de 24 yaşındayken nba'in vasat takımının skorer oyuncusuydu. 2014 yazında çömez kyrie irving'in bile rotasyonda gerisindeydi abd milli takımında. ikisi de 24 yaşından sonra vites artırdı. biri superstar oldu diğeri takımın önemli oyuncularından biri. bunlar dışında benzer hiçbir yönü yoktur.

    yüzük sayısı vs ile efsanelik derecelendirmesi yapacak olursak; 7 yüzüğü bulunan robert horry'nin "en efsane benim ulan. çıt çıkmıcak, çıt çıkmıcak" demesi lazım.

    az da olsa bazı kişilerin, curry'nin hala efsane superstar olarak kabul etmek istememelerini, curry'nin superstar seviyesine 26 yaşında çıkmış olmasına bağlıyorum. bir önceki nesil superstarların (jordan, kobe, duncan, garnett, iverson, lebron) nba'e adım atar atmaz 21-22 gibi racon kesmeye başlamasından ötürü olduğunu düşünüyorum. ikna olmaları için curry'nin bu seviyede 2-3 yıl daha iş yapması gerektiğine inanıyorlar.

  • 35. türkiye'de herkesin işinin acil olması

    sebebi, her işi son dakikaya bırakmamızdır.

  • 36. yeni maya şehri keşfeden 15 yaşındaki çocuk

    merhaba,
    bu çocuğun neden bizden çıkmayacağını şu örnekle açıklamaya çalışayım:

    yer: 5. ulusal çocuk kongresi (sadece bilim sanat öğrencileri katılabiliyor)

    konu: padişah tüniklerinin üzerindeki nazarı yok eden simgeler (bilim projesi bu ha...)

    bir öğrenci soru sormaktadır:

    - ... siz nazar diye bir hurafeden bahsettiniz ama ...
    badem bıyık moderatör çocuğun cümlesi bitmeden araya girer:
    - nazar hurafe değildir. hakikattir ve kuranda geçer.

    eğitim bu seviyede seyrediyor.

    sizden bir yarrağım olmaz. asla da olmayacak. bir sikim olabilenler de yurtdışına kaçıp orada çalışabilen bir kaç seçilmiş insan. yani bu ülkede durmuyorlar. kaçıyorlar ki eğitim alabilsinler. tekrar edeyim, sizden bir yarrağım olmaz. anca inşaat diker, çocuk siker, ülkenin şehir kaybetmesi gibi gerçekleri görmezden gelirsiniz.

  • 37. aşırı gerçekçi çocuk kitabı

    bebek dogum aşamasına gelene kadar baba pipisi açıkta gezer.

  • 38. gündüz sokak köpeklerine yiyecek veren esnaf

    yanında eve götürmüyor diye gündüz yemek de mi vermesin insanlar hayvancıklara anlayamadım ki?

    mesela benim eski ev de caddeye bakıyordu ve gecenin geç saatine kadar çok kalabalık oluyordu, araba ve insan sesinden uyuyamıyorduk. herkes o caddedeki insanlardan birer ikişer alıp eve mi götürsün yani bu mu çözüm?

  • 39. hesabına yanlışlıkla 4.6 milyon $ yatırılan kadın

    (bkz: 4.6 zengin olan)

  • 40. rifat hisarcıklıoğlu

    chp genel başkanı'na karşı takındığı tavır pervasızlık, hatta terbiyesizliktir. aynı ifadeleri bir akp'li için kullanmayı aklının ucundan dahi geçiremiyorsan, ana muhalefet partisi başkanına bu kadar sert cevap veremezsin. nasıl olsa bunlar iktidara gelemez, bana bir zararı dokunamaz yaklaşımı kasaba esnafı mantığıdır.

    eğer aynı toplantıda tayyip erdoğan belli başlı konularda tobb yönetimini eleştirseydi ne olurdu? bu adam çıkıp "sayın cumhurbaşkanımızın eleştirilerini dikkate alacağız, bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız" gibisinden bir cevap vermez miydi?

    böyle adamlar yüzünden memleketteki bütün kurumlar çürümüş vaziyette.

  • 41. susmayan whatsapp grupları

    kreş çocuğunuz varsa, veli grubu buna en tepe örnektir.
    zaten siksok bi dönemden geçiyorum, trollemeye başladım artık.

    kadın a- ben patates salatası getiririm.
    kadın b- börek de benden
    kadın c- o zaman keki ben yapayım.
    delfina - ya ben bişey mi kaçırdım?
    müdür- delfi hanımcım, haftaiçi çocuklarla anneler günü partisi yapmıştık ya hani. haftasonu da sadece annelerin katılacağı bi parti yapıcaz okulda.
    delfina -pek güzel. itfaiyeci kostümlü erkek striptizci de benden o halde. anneler gününü bi kez kutladık. bu da "anneysek ölmedik ya" günü olsun o zaman

    -grupta sessiz, serin rüzgarlar-
    *

  • 42. fuatavni

    ortaya çıkalı 2 seneyi geçen hesap. hadi başlangıçta cemaat her yere sızmıştı da günümüzde pastaneye bile kayyum atanılan bir ortamda hala bu bilgilere sahip olabilmesi çok ilginç. aralıklarla ortaya atılan rte'ye hizmet ediyor sözlerini ise ciddiye almıyorum. 13 senedir ülkeyi yönetiyor bu adam, tanıdık artık. kendisine yönelik en ufak eleştiriye bile tahammülü olmayan bir adamın böyle bir hesap açtırtıp, yönetmesi mümkün değil.

  • 43. bartu küçükçağlayan

    david gilmour'un yakın zamanda ziyaretine gelip "ben çok yaşlandım artık bu son turnem, pink floyd'u sen devam ettireceksin aslanım" diyerek kavuğunu vermesi beklenen müzisyen.

  • 44. beşiktaş

    son 2 maçtan 2 galibiyet alarak sezonu tamalaması gereken takımımız.

    bildiğiniz üzere federasyon her galibiyete 1.3 milyon, beraberliğe ise 600 bin tl ödül veriyor süper ligde. son haftalarda 2.6 milyon tl daha kasamıza koyabilmek varken niye 600 bin tl ile yetinelim?

    uefa nın ffp kıskacı hala ensemizdeyken kasamıza girecek her kuruş değerli arkadaşlar. sırf şu iki haftada alınacak 6 puan, seneye bir yedek oyuncumuzun yıllık maaşını çıkarır neredeyse.

  • 45. başkanlık sisteminden korkma sebepleri

    (bkz: recep tayyip erdoğan)

    kendisinin düşüncesine karşı gelenlere tahammülü olmaması ve cezalandırması, yargıyı canının istediği gibi şekillendirmesi, anayasayı saymaması, halkı biz ve onlaaar olarak kutuplaştırması. böyle bir insanın başkan olması beni korkutuyor haliyle.

  • 46. __ıı____ıı__

    (bkz: bir sike benzemiyor)

  • 47. radamel falcao garcia

    lionel messi transferinin gerçekleşmesi için kalan son halkadır.

    tomas jun
    marcio nobre
    hugo almeida
    demba ba
    mario gomez
    radamel falcao garcia
    lionel messi (2019-2020 sezonu)

  • 48. muhteşem yüzyıl kösem

    şu dizide şöyle kahveden 20 adam toplasan, sarayı basıp tahtı ele geçirebilecekmişsin gibi bir saray ortamı var ya, tüm ciddiyetini kaybettiriyor dizinin.

    iskender, tatar beyzade ile konuşuyor, diyor ki "kafkaslar'a gidip gürcü ve kazaklardan oluşan kocaman bir ordu kurmamız lazım"...
    e iyi de biz bunun gerekliliğine hiç ikna olmadık ki? ne gerek var böyle büyük prodüksiyonlara, bırak safiye ile kösem iki tane ağa üç tane cariye ile, en olmadı 20 tane bostancı ve yeniçeri ile ayarlıyorlar o işleri..

    yani saraydaki askeri güç o kadar sönük ki, iskender "hayvan gibi bir ordu ile gelicem buraya" dediği zaman, biz bi tarafımızla gülmek durumunda kalıyoruz. ne yapıcan olum orduyu, anana söyle, bülbül ağa'ya bi ayar çektiriversin.

  • 49. kemal kılıçdaroğlu

    laik cumhuriyet için aldığı tavrı bozmaması gereken lider. akp seçmenine şirin gözükmek için hoşgörülü ahlaklı konuşmalara gerek yok. arkanda duran %25 var.

  • 50. 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması

    şu çocuğu hatırlıyor musunuz ? hani sneijder'in yanındaki nur yüzlü gözlerine kurban olduğum çocuğu..

    ben o güne kadar oyumu akp'ye vermiştim. o gün dediniz ya bu işin fıratında var diye. işte o gemi yanlış yoldaymış o zaman anladım..

    işte o çocuğun yüreğindeki saflığın çokluğu kadar ateşlerde yanasınız.. vicdanlarınızda boğulasınız.. sebep olanlar, umursamayanlar,normalleştirenler.. ateşlerde yanasınız..

    hani dedin ya ömer asaf "babama galatasaray'ın maçı var dersek gelir" diye.. baban gelmese de bil ki biz hep yanındayız küçüğüm.. nur yüzlüm..

    13 mayıs 2014... gün kömürden de kara.. unutma, unutturma!