Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. imamların 3000 lira maaş alması

    "günde 5 saat çalışıp 2.750 tl maaş alan imamın görevi; günde 10-12 saat çalışıp 1300tl alacak olan asgari ücretlilere şükretmesini ögretmek!"

    (bkz: yılmaz özdil)

  • 2. uzun lafın kısası'nın ingilizcesi

  • 3. metrobüs duraklarının ingilizce karşılıkları

    ayvansaray = nimalpalace

  • 4. türkiye'de güce denge getirecek kişi

    o gün kılınacak cenaze namazının imamıdır.

  • 5. bir yıl içinde tanışıp nişanlanıp evlenen insanlar

    halayda çocuk yaparlar.

  • 6. 13 nisan 2016 kılıçdaroğlu cnn türk canlı yayını

    "başbakan ensar'ı savundu, aile bakanı ensar'ı savundu, cumhurbaşkanı ensar'ı savundu, müsade edin de çocukları da ben savunayım"

    kemal kılıçdaroğlu

  • 7. 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçı

    maç sonu çökmüş volkan demirel'i gidip ayağa kaldıran fernando muslera maça yine damgasını vurdu.

    madde ve anti maddenin bir araya gelmesi gibiydi, bir an yok olacaklar sandım.

  • 8. beşiktaş'ı itici yapan detaylar

    lider olması.

    beşiktaş şampiyonluk yarışında yokken tüm rakip taraftarlar:

    -beşiktaş en sempatik takım
    -ikinci takımım beşiktaş
    -çarşı en iyi tribün grubu
    -fikret orman'a helal olsun kulübü düzlüğe çıkardı

    beşiktaş liderken tüm rakip taraftarlar:

    -iyice şımardı bunlar(sevinmeyelim hiç, maçı kazandık deyip başka konuya geçelim ahsgahg)
    -eskiden severdim ama lider olunca görmemişlik yapıyorlar(kendisi liderken 10 katı sevinç gösterisi yaptı)
    -beşiktaş'la şampiyonluk yarışı yapacağıma galatasaray'la yapmayı tercih ederim(galatasaray'la bile barıştı beşiktaş nefreti yüzünden)
    -yalaka fikret(atacak başka bok bulamadı)

    siz busunuz işte.

  • 9. tecavüzcüyü öldürdüm kamu vicdanının sesi oldum

    "suç makinesi" olarak tanınan ve daha önce de bir çok kez kamu vicdanının sesi olmuş adamın beyanı. adam bildiğin profesyonel kamu vicdanı sesçisi.

  • 10. 2015-2016 sezonu şampiyonu beşiktaş

    daha 6 hafta varken bunu söyleyen insan beşiktaş'ı hiç tanımıyor demektir...

    durun la. var daha.

  • 11. kaçak saray'ın akp'den sonraki akıbeti

    benim yegane merak ettiğim düşüş sonrası sarayın akibetinden ziyade, kenan evren'e %90 oy verip, evladının ismini kenan ve evren koyanların akp'ye geçip 80 darbesiyle hesaplaşma isteklerini gördükten sonra, onların akıbetidir.

    yeni gelen iktidara tapınırken, şimdi peygamber ilan ettiklerinin arkasından bin bir küfür edip, mevzubahis yazarlar "kandırıldık" diye ortak köşe yazısı yazabilir.

    kıvırmak ve omurgasızlık bu memleketin islam dna'sında default olarak bulunmakta.

  • 12. hollanda basınındaki erdoğan karikatürleri

    keçiler seçmen herhalde.

  • 13. ateistler vatandaşlıktan ve dinden çıkarılsın

    dakkasında kabul edeceğim şey.

    suriye'ye iltica eder ordan tekrar türkiye'ye sığınır krallar gibi yaşarım.

  • 14. 17.00'de işten çıkıp 17.30'da evinde olan insan

    evde onu bekleyen veya birazdan eve gelecek olan bir gönüldaş yoksa eve ister 17:15'te gelinsin ister 19:00'da gelinsin ne fark eder.yaş biraz ilerleyince daha çok anlaşılıyor bu durum.gençlere sözüm yok işten erken gelsinler otursunlar dizilerini izlesinler ama bir yerden sonra insanın bilgisayar ekranına bakası gelmiyor.
    hayat çok garip.bayılırdım halbuki dizi izlemeye.

  • 15. üniversite çimlerinde yalnız oturan insan

    okula çok sık gelmemiştir ve bir arkadaş çevresi edinememiştir, sürekli önünde yanında arkasında, dört bir yanda kızlı erkekli gruplar halinde oturan yaşıtlarına, bir gün onlar gibi olabileceği umuduyla gülümseyerek bakar.
    sürekli nasıl muhabbet kuracağını falan düşünür. arkadaş kasmaya çalışır, ağzından maksimum derslerle alakalı klişe sorular çıkar, bu sıkıcı sorulara o eğlenen insanlar da tek kelimelik cevaplar vererek bizim asosyal malı savuşturur.
    o mal benim işte aq. hasanağasını tınazı tepesini iibfsini her yeri gezip duruyorum bi arkadaş bulamadım amk.

  • 16. sabri sarıoğlu'nun göbeği

    şudur

  • 17. halk oyunları namussuzluktur

    akp malatya il yönetim kurulu üyesi miraç göçmez in de, desteklediği müdür ifadesi.

    miraç göçmez'in paylaşımında, "adam haklı yazmış, doğruyu yazmış. en önemlisi islam dili ile yazmış. zorunuza giden de bu…!"

    halk oyunları. kültürümüz.

    kendini arap sananlar bilmez ama türklerin kültüründe kadın-erkek omuz omuza durmak vardır.

    kendini arap sananlar bilmez, türklerin kültüründe kadınlarla yan yana savaşmak vardır.

    kadınla erkek yan yana geldiğinde mutlaka sevişeceklerini düşünüyorlar... başında yemeni halk oyunu oynayan kadını gördüklerinde bozuluveriyor ahlakları.

    gerçi kadın oynamasa da bozuluyor olmadı imany şarkısından, ondan da olmazsa vaaz veren kadından kaçıveriyor. sürekli bozuluyor da günde bir kere bile doğruyu göstermiyor ya şu ahlakları...

    kızlı-erkekli deyince çıldırıyorlar. sevişmek yok kültürlerinde.. tecavüz var, kız kaçırma var..

    iyi bakın bu milli eğitim müdürlerine.. bu bakanlara.. hiç üniversiteden hatıra fotoğrafları yok kızlı erkekli.. mesela hiç ateş başında oturup şarkı söylemediler...

    hiç halk oyunu oynamadılar çünkü.. hiç kızlı erkekli turlara katılıp gönüllerince eğlenmediler.. sevgisiz büyüdüler, sevişemediler..

  • 18. caner erkin

    umarım kadroyu görünce vitor'un enseye bir tane patlatmıştır.

    spor ahlakından bahseden adam da aziz yıldırım amk adsdsaff

  • 19. diego ribas da cunha

    nickimi yaşatan adam.

  • 20. simon kjaer'in çoğu türk kızından güzel olması

  • 21. survivor 2016

    survivor geç bittiği için annem her akşam uyuyakalıyor ve programın 22:00'dan sonrası yok kendisinde, bu nedenle her sabah ben işteyken beni arıyor ve ne olduğunu soruyor. bugün de aynı şekilde beni aradı:

    - semih ve zafer arasında bi şeyler olmuş... sanırım zafer semih'i dövmüş... belki zafer diskalifiye olur... semih olmaz sanmam...

    böyle bir yarım saat zafer-semih, semih-zafer ara sıra acun ama genellikle zafer-semih olarak anlattım olayları, kadın anamdan yorum bekliyorum ve cevabı:

    + inşallah serkay diskalifiye olur.

    asfafsgdh serkay'dan bi kere bile bahsetmiş olmamama rağmen diskalifiye deyince aklına gelen ilk isim serkay oldu.

  • 22. instagram'daki fantastik aile

    fantastik bi yanını göremediğim aile.
    evet tropik bi yerde yaşıyorlar, evet rasta dövme filan, bebek de var. ee?

    yani şu başlığın altındaki fesatı gördükçe, bizim toplumun yapısı bi daha vuruyo yüzüme yüzüme.
    genellikle "şekliniz kime len!" tadında yanışılıyor. aferim.
    bi kadın mini etek giyse, amacını merak ediyor, yüzlerce entryle tartışıyosunuz. deniz kenarında bebek büyütse insanlar, keza öyle... rastası, dövmesi ayrı gündem..

    asıl soru şu bence; sizin şekilsizliğiniz kime lan oğlum?
    bu boka dönmüş ülkede, çoğunluk kuş kadar maaşla, leş gibi şehirlerde kıt kanaat yaşamaya çalışıp haftasonu tek yapabileceği aktivite olan avm'lerde gezinirken, başka bi yaşamla, daha relax ve huzurlu görünen bi yaşamla karşılaşınca bok atma temayülü neden?

    aklıma şu malum fıkra geliyor; cehennem çukurlarında her milletten günahkarlar, çukur başındaki bi zebani kontrolünde yanarken, türkiyenin cehennem çukurununun başında zebani yokmuş. gezen biri "niye yok" demiş. "orada çıkmaya çalışan olursa, kendileri tutup aşağı çekiyor zaten, zebaniye gerek kalmıyo" demişler...

    yıl olmuş 2016. internet çağında yaşıyoruz. artık her şeyi biliyoruz. 30 yıl öncesinin anadolu kasabası sakini, dağcı çantalarıyla gezen iki rastalı gördüğünde, evet bu onlar için bi "olay"dı, konuşulurdu günlerce, normaldi.
    ama ulan artık global bilgi çağına girdik. bu tip farklı yaşam boyutlarını görünce, 30 yıl öncesinin kasabasından hiç çıkmamış yerlisi gibi tepki vermek biraz olsun ağırınıza gitmiyor mu hakkaten lan?

    ya da "bunlar sabaha kadar adadaki diğer tiplerle grup mokoko yapıyolardır kesin" filan derken, ya da kadının meme ucunu görmek için sayfayı "gelin itiraf edelim, hepimiz yaptık" diye scroll'ledğinizi itiraf ederken , nası bi an olsun yüzünüz kızarmıyor?
    internet meme ucu dolu artık. tumblr'dan deviant'a, pornhub'dan, xhamster'a kadar milyar tane meme ucu varken, bu gerçekten kendi halinde, gayet normal bi şekilde hepimizin özendiği hayatı yaşayan ailenin kadınına ait emzirme görüntüleri arasında meme ucu yakalayacaksın da ne olacak? 31 mi çekicen ona bakıp? yoksa zafer mi kazanmış hissedicen? "bak abi, adam godoş işte, belli. karısının meme ucunu instagramda paylaşıyo"

    ikrah getirdim bu şekilcilikten, fesatlıktan.
    içerden bildiriyorum arkadaşım, tane tane anlatayım.
    belime kadar inen saçlarım full rastalı, doğum sonrası aşırı döküldükleri ve rasta olayını sevdiğim için yaptırdım.
    yukardan anlayabileceğin gibi, bebekliyim evet.
    deniz kenarında, yaşıyoruz izmir'de, sayfiye yeri, deniz plaj bol. güzel kareleri de paylaşırım orda burda.
    dövme de severiz, eşimle birbirimize yaparız bazen. herhangi bişeydir bizim için dövme, anlam yüklemeyiz. defterin kenarına karaladığın desen gibi bişey.
    ben üstüne merdivenle tırmanabileceğin boyutta motorlar kullanan bi insan evladıyım mesela. dışarıdan ne göründüğü de umrum değil, yaklaşık 20 yıldır biniciyim, 14 yaşında başladım. babam ve dedem de motorcuydu. benim için su içmek kadar doğal bişey bu.
    yerde gökte suda her yerde emzirdim. kimseyi ilgilendirmez bu. çıplaklıkla ve meme uçlarıyla derdi olan insanlar değiliz eşim de ben de. nüdist bir toplum yapısı bize daha da uygun aslına bakarsan
    hippi değiliz, işinde gücünde insanlarız. bu hayatı finanse edebilmek için ayı gibi çalışıyoruz. benim yaptığım işi yapmaya kalksan, 3. gün depresyona girip kaçarsın ortamdan. eşimin işini yapmaya kalksan, 5. gün döner annenin eteğine sümüklerini sile sile ağlarsın.

    "aşmamış bunlar aabi, böyle ada hayatı, doğal beslenme bilmemne hesabı aşmış olsalar bu kadar foto mu paylaşırlar?"
    senin idrak yollarının enfeksiyonuna zıchayım ben salak evladım.
    adamların "aştık biz" iddiası var mı bi yerde? basit bi şekilde mutlu olacakları yolu seçmişler ve yaşıyorlar.
    tıpkı bizim gibi, tıpkı milyonlarca başka aile gibi...
    nedir bu sidik yarışı modu? neden insanların kendi halinde seçtikleri ve mutlu oldukları hayat tercihlerine bakıp bunu kendi hayat tarzına çekilmiş bir rest, bir iddia, bir kapışma daveti gibi algılıyosun?
    sen salak mısın?

    ...

    35 yaşındayım ben. şu başlık gibi yaş ortalaması taş çatlasın 22-23 olan genç tayfadan epeyce büyüğüm yani..
    gençleri hep severim, gençliği de. inanırım ki; yaka silktiğimiz sistemin dişlilerini çatırdatacak tek güçtür onlar. inancım bu yöndedir gençlikle ilgili.
    dünya tarihinde, ilerici-aydınlanmacı toplumsal hareketlerin itici gücü hep genç insanlar olmuştur. gençliğin doğası budur..

    hasılı, valla içim bayıldı şurda yaşı taş çatlasın 25 olan insanların yazdığı bunca şekilci, fesat, sapık ihtiyarın ağzına yakışacak bok atmalardan ibaret fikirlere.

    giderek daha umutsuzum bu toplumla ilgili. bel hizasından yukarı çıkamayan enerji, beyne oksijen akışını sekteye filan uğratıyor heralde -ki "genç" insanların ağzından bunca sağduyudan uzak, sistem yanlısı saçmalıklar okuyoruz fikir niyetine...
    sonumuz hayrola diycem de, pek hayır görünmüyor bu yolun sonu sanki...

  • 23. camilerde sürekli para toplanması

    cami önünden geçenlerin gönüllülük esasına dayandığını söyledikleri olay.

    herkes huşu içinde namazını eda etmiş adamlara, "çok ihtiyacımız var camimize yardım edin noolur" desen, cebindeki tüm parayı önüne döker. saçmalamamak lazım. git çarşının ortasına kutu koy şuradaki cami için para istiyorum de bakalım kaç kişi para verecek.

    full duygu sömürüsü. ve sürekli açlar, doymuyorlar! hep paraya ihtiyaçları var, hep!

  • 24. bir kadının temizlikte kontrolü kaybettiği an

    geçen akşam annemin dayısı ve yengesi bize misafirliğe geldiler. annem için misafir demek zaten başlı başına olağanüstü hal demekken dayısı ve yengesi zombi saldırısıyla eşdeğerdi. çünkü kendileri yaşlılıklarının verdiği rahatlıkla, ev temizliği konusunda bir süpermen olan annemin kriptoniti adeta. eve ayakkabılarıyla girmek, bi şey yerken döküp saçmak, tuvalette yerlere su sıçratmak gibi annemin canını tek vuruşta yarıya indirebilecek hareketleri kan donduran bi sakinlikle yapıyorlar.

    tamam dayıların arıza tipler olması ve aile içinde pek de sevilen bi yanları olmaması doğru ama annem için kendi dayısı tam bi fobi. gelecekleri haberini aldığında tarlası yanmış köylü gibi oturmaya başladı koltukta boşluğa bakarak. mustafa denizli'nin maçtan önce maçı aklında oynaması gibi bu ziyareti kafasında oynuyordu annem adeta. babam, ben ve kardeşim de doğal olarak gerildik çünkü ev sınırları içinde amerika-rusya soğuk savaşını aratacak anlar bizi bekliyordu. hazırlıklara başlamak için sessizce yerinden kalktı ve fısıldadı; "dayı is coming..."

    "en iyi savunma hücumdur" prensibini benimsemiş bir şekilde tam saha pres ve dayıyla yengeye boş alan bırakmama adına adam adama markaj sistemiyle ziyarete çıkan annemin tüm planları ev eşiğine koyduğu terliklerin üzerinden atlayıp ayakkabı tabanını ev döşemeleriyle çok şık bir şekilde buluşturan dayının erken golüyle alt üst oluyordu. dayı tam bi deplasman takımıydı. salona geçip oturdular, annem "dost başa düşman ayağa bakar" sözünü umursamadan dayının ayakkabılarından gözünü alamıyordu. sağ gözünün seğirmesi hiç hayra alamet değildi. kötü şeyler olacaktı... hem de çok...

    ilk çay servisi sırasında bardak altlığı ve peçeteyle ikili markaj uygulamıştı annem dayıya ama dayı iki stoper arasından hayvan gibi yükselip kafayla topu doksana takan ronaldo gibi şekerli çay damlasını halıyla buluşturdu. ve bu gol adeta soğuk duş etkisi yarattı evde. kimsenin gıkı çıkmıyordu. halıya düşen ilk çay damlası anlamına gelen "ayyh" nidasıyla annem yerinden kalkmaya yeltendi ama dayı arenaya salınmış azgın bir boğa gibiydi. ve o çay damlasının yanına börek kırıntısını da ekledi. bu kadar iddialı çıktığı bi maçta yarım saatte 3 gol yemek annemi mahvetmişti. bi ara mutfakta artık sinirden çıldırıp hakeme itiraz eden emre belözoğlu gibi babamın yakasında gördüm annemi. fakat annem anlamsız itirazlarına devam ederken avantaj uygulayan dayı tuvalette ellerini yıkarken nasıl becerdiyse yerde ufak bi gölet oluşturmayı başarmıştı bile. bu gelen 4.golle iyice şirazesi kayan annemi sakinleştirmek ve misafirsizlik cezası yememek için çok uğraştık kalan dakikalarda.

    maçın son düdüğü anlamına gelen hiç de samimi olmayan "yine bekleriiiz" sesinden sonra çarşı karıştı evde. evdeki tüm kimyasal stoklar çıktı ortaya. annem öyle vileda yapmaya başladı ki değil halı binlerce yıllık insanlık tarihi temizlenirdi yeminle. insanı 2 dakika içinde kanser yapabilecek kadar kimyasal buharı vardı evin içinde ama kimse anneme "dur" diyemiyordu. anneme o an "tarihte hangi anı durdurmak istersin?" diye sorsalar cevabı; büyükbabasının dayımı yaptığı sevişme olurdu.

    dayı ve yengesi gideli 3 gün oldu ama temizlik bitmedi hala. ev nazi toplama kampı gibi odamızdan kafamızı çıkardığımız an "gir içeri! her yer ıslak!!!" sesiyle irkiliyoruz. huzurumuz kalmadı, lav silahıyla halıyı yakmayı planladığına dair duyumlar aldım annemin.

    üçümüz de tek ses, tek nefes haykırıyoruz artık duyun sesimizi; "yeteeer! dayı ve yenge yeteeer!

  • 25. ayasofya

    değil 4, 4.000 tane minare de dikilse,

    değil kireçle, darbeli matkapla isa figürleri parçalansa da,

    baştan aşağıya kabe örtüsüyle de kaplansa da "kilise" olduğu gerçeği değişmeyecek asırlık yapıttır.

  • 26. 13 nisan 2016 scorp instagram paylaşımı rezaleti

  • 27. mario gomez

    artık gol krallığına yakın. fakat ne kendisinin, ne de taraftarın önceliği bu. tek hedef var o da şampiyonluk.

    gomez attı şampiyonluk geldi'yi duyana kadar her şey yalan.

    not: buraya link eklenecektir.

  • 28. savaş çıksa ateistler hangi değerler için savaşır

    cevap veriyorum: savaşmam.

    öldürmeyeceğim.

  • 29. ğ ile başlayan kelime yoksa büyüğü neden var

    20 - 30 saniye kadar beni düşünceye zerk etmiş, özünde bir ilkokul öğrencisi tarafindan sorulmuş soru cumlesi.

  • 30. 13 nisan 2016 atletico madrid barcelona maçı

    bu sezon atletico'nun barcelona'yı 2. kez hoplatışı. ilki sezon başında arda'yı 42 milyona okutmaları olmuştu.

  • 31. volkan demirel

    "allah kimseyi beraberliğe sevindirmesin" 'in sahibi.

    bursa-besiktaş maçını 2-2 bitti sanıp 55 bin kisi sevinen yozgatspor tabii!

  • 32. bir satır kodun bir şirketi batırması

    https://serverfault.com/…57/recovering-from-a-rm-rf
    adam 1500 müşterinin bulunduğu sunucuyu içinde rm -rf {foo}/{bar} komutu bulunan bir bash scriptiyle çökertmiş. üstelik aynı script yedeklerin bulunduğu diski de mount edip silmiş. şimdi nasıl kurtarırım diye soruyor. cevaplar da komik:

    ıf you really don't have any backups ı am sorry to say but you just nuked your entire company. – andré borie

  • 33. kral selman'ın uçaktan asansörle inmesi

    sebebi her ne olursa olsun, baş görgüsüzün aklına karpuz kabuğu düşürecek harekettir.

  • 34. gonca vuslateri

    konuyla ilgili anlamadığım bir noktayı açığa kavuşturursanız sevineceğim:
    gonca vuslateri kim ki çocuk tecavüzleriyle ilgili demeç vermesi bu kadar yana yakıla bekleniyor?

    gonca vuslaterinden neden ses çıkarması bekleniyor amk? gonca vuslateri kimdir lan?

    edit: he lan he evet her kendini iki defa televizyonda göstermiş kezbanı linç edince diğer sanatçılar da bundan ibret alıyorlar. gonca vuslateri üzerinden kimi eleştiriyorsun ? sezen aksuyu mu? çok da sikindeydi kendisinin. paniğe kapılmıştır kesin.

    keskin zeka şelale olmuş çağlıyor amk.

  • 35. doğumu yaklaşınca aile hekimine giden kedi

    ya haberi izlerken nasıl mutlu oldum anlatamam.
    yıllardır amerika'nın yerel haberlerini takip ederim. eğer bir ruh hastası eline silah alıp okul, üniversite, benzin istasyonu falan basmadıysa haberlerin genel başlıkları şöyle oluyor:
    - dans eden goril videosu.
    - ağaçta mahsur kalan kedi kahraman itfaiyecilerimizce kurtarıldı.
    - doğum gününe kimsenin katılmadığı çocuğa kasaba polisleri sürpriz parti hazırladı.
    - yüksek irtifa balonuna takılıp stratosfere çıkan peluş ayı 4 yaşındaki sahibine geri verildi.

    bu başlıklar şaka değil ha, aklımda kalanlar. %100 gerçek.
    her yerden bir kahraman, her başlık altından bir insanlık dersi, her haberde bir mutluluk çıkıyor... böyle huşu içinde okuyorsunuz haberleri. sonra olur da yanlışlıkla türkiye'de bir gazetenin sayfasına gidince etrafı kan götürüyor. herkesten ve her şeyden bir anda nefret etmeye başlıyorsunuz.

    işte ben bu haberi izlerken kendimi sanki amerika'da yerel bir gazete okuyormuşum gibi hissettim.
    hastaneye giden kedi, ona yardım eden hemşire, hemen çağrıya kulak verip kediyi almaya gidenler, ameliyat eden veterinerler, durumları iyi yavrular, hepsinin korumaya alınması...
    sadece şunları dert edeceğimiz bir ülke istiyoruz halbuki.
    çok şey mi istiyoruz?

  • 36. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    (bkz: 21 mayıs 2008 manchester united chelsea maçı)

    yani chelsea-manchester united arasında oynanan 2008 şampiyonlar ligi finali.

    normal süre 1-1 biter ve maç penaltılara gider. penaltılar sonucunda manchester kupayı alır. ama arkasında çok daha efsanevi bir hikaye var.

    simon kuper'in futbolun şifreleri kitabında yazdığı üzere, chicago üniversitesinde yüksek lisans yapmakta olan ignacio palacios 1995 yılından itibaren penaltı atışlarının kaydını tutmaya başlar. bu çalışmasını da 2003 yılında yayınlar. ignacio'nun bu çalışmalarını bilen bir arkadaşı, o dönemde* şampiyonlar ligi finaline çıkan chelsea teknik direktörü olan avram grant ile tanıştırır. sonrasında ise ignacio grant'a, maçın penaltılara gitmesi halinde yararlanabilecekleri bir rapor sunar. bu raporda özellikle üzerinde durduğu birkaç nokta vardır:

    1-manchester'ın kalecisi van der sar, atıcının doğal köşesine yatmaya meyillidir. yani bu sağ ayağını kullanan atıcının sol tarafı, sol ayağını kullanan atıcının ise sağ tarafıdır.

    2-van der sar, yerden 1-1,5 m yükseklikteki penaltıları kurtarmaya daha yatkındır.

    3-cristiano ronaldo topa koşarken durursa, %85 ihtimalle kalecinin sağına doğru atış yapacaktır. yalnız ronaldo kalecinin yerinden oynaması için son ana kadar bekler ve buna göre kararını değiştirebilir. kalecinin önceden hareket ettiği bütün durumlarda ronaldo penaltıyı gole çevirmiştir.

    4-ilk penaltıyı kullanan takımın kazanma ihtimali %60'tır.

    tekrar maça dönelim. maç 1-1 biter ve penaltı atışlarına geçilir ve "ilk penaltıyı manchester kullanır". manchester ve chelsea'li oyuncular ilk iki penaltılarını gole çevirir ve topun başına cristiano ronaldo geçer.

    ronaldo topa yaklaşırken önce duraksar ve kaleci petr cech'i süzer. ancak cech dersine çalışmıştır ve yerinden bir milim bile kıpırdamaz. ardından kendi sağına yatarak penaltıyı kurtarır.

    bu esnada chelsea'li oyuncular da dersine çalışmış oldukları için hep kendilerine göre sağ köşeye, yerden veya havadan topu bırakırlar ve golü atarlar. buna uymayan tek kişi ise sol ayaklı ashley cole'dür. kendisi doğal köşesine atmamış, yine sağ ayaklı arkadaşlarının vurduğu sağ köşeye yerden sert bir vuruş yapmıştır. van der sar ise köşeyi bilmiş, ancak bu sert şutu çıkaramamıştır. işin ilginci cole'un plana uymaması, golü atmasına rağmen dolaylı olarak kupanın kaybedilmesine sebep olacaktır. artık son penaltıya gelinmiştir. terry topun başına gelir ve yine sağ ayakla kendisinin sağına topu bırakır ve van der sar'ı ters köşeye yatırır. ancak top direğe takılır ve penaltılara denge gelir.

    sonrasında anderson, kalou ve giggs penaltılarını gole çevirir ve durum 6-5 olur. chelsea'nin 7. penaltısını kullanmak üzere topun başına gelen fitbolcu nicolas anelka oldukça stresslidir. ancak bu esnada, manchester yedek kulübesi, chelsea'nin penaltılarını belli bir sistematiğe göre kullandığını anlamıştır. görünüşe göre bütün penaltılarını kendilerine göre sağ köşeye atmaya karar vermişlerdir. aslında sistem bu değildir, ancak solak olan cole gerekeni yapmadığı için bütün penaltılar sağ köşeye atılmıştır. dolayısıyla teoride yanlış olsa da, pratikte doğru sonuca ulaşmışlardır. derken sağ ayaklı anelka topun başına gelir. atacağı köşe bellidir. kendine göre sağ köşeye, yerden ya da havadan vuracaktır. ancak van der sar, topun başındaki anelka'ya sağ köşeyi gösterir (kaleciye göre sol). yani bir nevi "nereye atacağını biliyorum" der. bunun üzerine anelka paniğe kapılır ve kendisine göre sol köşeye, tam da yerden 1-1,5 metre yüksekliğe vurur ve bum! van der sar penaltıyı kurtarır. böylece manchester united kupayı müzesine götürür.

  • 37. pelin batu'nun hızlı tren yorumu

    bahsettiği konu daha önce raydan çıkan ve kaza yapan hızlandırılmış trendir.
    şu anda bazı hatlarda çalışan yüksek hızlı tren değildir.
    kaza yapan o tren yeni hat yapılmadan eski hattın üzerinde daha yüksek bir hızla giden bir trendi.
    o zaman açıklama yapan mühendisler de eski hattın bu hızlara uygun olmadığını ve bu iş için yeni hat yapılması gerektiğini ya da hattın bazı kısımlarında revizyon yapılması gerektiğini belirtmişlerdi.
    hızlı tren demesi biraz talihsiz olmuş. akp bile hızlı tren dememişti, hızlandırılmış tren diyorlardı.

  • 38. yaran facebook durum güncellemeleri

    "metal grupları çok bağırıyor. haklıyken haksız duruma düşüyorlar. "

  • 39. vitor pereira

    konyaspor ile puan farkini 8’e cikaran kurt hoca.

  • 40. i. ekşioğlu'nun serdar bilican'a attığı dm

    serdar bilican'ın ifşa ederek en doğru hareketle cevap verdiği dm.

    şimdi adamın ayağı burkulup düşse ilhan ekşioğlu sorumlu olacak.

  • 41. keanu reeves

    15 kişiye saldırmıştır.

  • 42. beşiktaş

    televizyonda "şampiyon beşiktaş" yazısı yanıp sönmedikçe şampiyonluk geliyor, şampi vs laflarına inanmamamız gereken takımımız.

    karşıda şike, teşvik, tehdit, manipülasyon, algı operasyonları vs her türlü çirkefliğe başvurabilecek futbolcu, başkan, medya ve hakem topluluğu olan bir takım var maalesef.

  • 43. eski sevgilinin evlendiğini öğrenmek

    bir başka versiyonu da büyük şair behçet necatigil aracılığıyla öğrenmektir:

    gizli sevda

    hani bir sevgilin vardı
    yedi-sekiz sene önce
    dün yolda rastladım
    sevindi beni görünce

    sokakta ayaküstü
    konuştuk ordan-burdan
    evlenmiş, çocukları olmuş
    bir kız, bir oğlan

    seni sordu
    hiç değişmedi dedim
    bildiğin gibi
    anlıyordu

    mesutmuş, kocasını seviyormuş
    kendilerininmiş evleri
    bir suçlu gibi ezik
    sana selam söyledi

  • 44. fernando muslera

  • 45. robin van persie

    bugün oyundan çıkarken yaptığı koşu mükkemmeldi, fernandao ya müthiş yer açtı tam bir dünya yıldızı.

  • 46. kemal kılıçdaroğlu

    an itibariyle ahmet hakan'ın programında beni güldürmüş olan adamdır.

    ahmet hakan: bilinçli olarak üslubunuzda sertleşmeye gittiğinizi belirtiyorsunuz. peki sertlik kutuplaşmayı, kamplaşmayı doğurmaz mı? bu akp'nin işine gelen bir tavır olmaz mı?

    kk: türkiye zaten kutuplaştı. oraları çoktan geçtik daha ne kutuplaşması? ne yapacağız artık? yasama ellerinde, yargı ellerinde, yürütme de ellerinde hepsini ele geçirdiler. diyelim ki diplomatik bir dil kullandık, hatta entellektüel bir dil kullandık akpliler bunu anlayacak mı?

    haklı olan adamdır.

  • 47. barcelona'ya gidip arda turan'da kalmak

    arda'nin sonunu bu tip hadiseler getirecek belli oldu. adam barcelona'ya gittiginden beri misafirhane gibi calisiyor. surekli roportaj, rakitic'le selfie qeyfixd, anlamiyorsun dede anlamiyorsun, acun abi nasi caktim rovesatayi, galatasaray kakaydi burasi cok guzel filan derken subat ayinda sen yoksun arda? ya, kardes bi' topuna baksana rica edicem. barcelona taraftari seni cin'e yollamaya niyetlendi bak soyliyim sana. sonra oraya kimse gelmez, acun abin de telefonu acar "lan saat burda gece 3, kapat o telefonu ecdadini sikerun" der yuzune kapatir. topunu oyna kardes.

  • 48. ismail köybaşı

    medyada cikan haberlere gore yeni sozlesmesi icin menejeriyle kafa kafaya verip 1.5 milyon euro net isteyen futbolcumuz.

    yemin ederim sinirden basima agri girdi.

    sen neyine guvenerek 1.5 milyon hem de euro net ucret istiyorsun ya? futbol aklin 10 uzerinden 3, orta acman 10 uzerinden 2 anasini satayim.

    her seyi gectim 2 sene boyunca birak mac oynamayi, antrenmana bile cikmadin. bu nasil bir utanmazliktir ya? lafa gelince besiktas cocuklari.

    birak vermeyin abi 1.5 milyon euro net. birakin abi gitsin. bulunmaz hint kumasi mi? gitti diyelim kim alacak bunu? mersin idman yurdu alir yillik 500 bin tl net verir o kadar.

    yonetim umarim pektemek ile yaptigi hatayi ismail ile yapmaz.

    1.5 milyon euroymus. peh!

  • 49. el fatiha denince 2 saniye sonra yüzünü silen tip

  • 50. yavşaklık varsa çarşı'nın ta kendisidir

    ben kullanamam ama sen kullanabilirsin bu ifadeyi öyle mi? gel yedir, yavuşşak!