Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yerin çektiğini kim görmüş belki gök itiyor

    görmediğine inanmıyorsa çok yanlış yolda olan kişinin sözü.

  • 2. kız çantasını benim değil tutuşu ile tutan erkek

    kız arkadaşı, kız kardeşi veya annesinin çantasını tutmak zorunda kalan erkektir. durumdan ne kadar rahatsız olduğunu belirtmek için çantayı tutulmaması gereken hangi şekil varsa öyle tutar. saate bakar, volta atar, erkekliğini konuşturur. belli oluyor senin olmadığı o kadar kasmaya gerek yok koca yürekli adam.

  • 3. rtük'ün eskortlar gibi bedenini sergiledi yorumu

    ekşi sözlük'te bile haklı görülmesi derin düşüncelere yol açmış açıklamadır. bugün eskort gibi giyiniyon der, yarın saçının ucu gözüküyor tahrik oluyorum der, sen onayladıkça özgürlük alanını daha da zayıflatır. sonra çocuğunu sapık radikallerin arasından kurtarmaya çalışırsın işte. bize ne olsa müstehak.

    uygulama editi: bu zihniyet ile savaşmak ve gelecek nesillere atatürk'ün sözlerini, fikirlerini, hayat hikayesini aktarabilmek için çıkardığım uygulama.

  • 4. wi-fi'den telefona internet depolamak

  • 5. kocayı salona yatırıp sevgiliyi yatağa alan kadın

    shameless season 06 episode 11 spoiler

  • 6. aşk yüksekova'da başka yaşanıyor

    gonyalı yazmış.
    şaşırmadık.

    senin evine birisi böyle yapsa ne yaparsın diye sorsan, öldürürüm, kafasını keserim, anasını öperim diye mangalda kül bırakmaz.

    şu astarını sevdiğimin ülkesinde empati yapanlar nufusun yüzde birini geçmez.

    okuduğunu anlamayla ilgili sıkıntı yaşayanlar için gerekli edit:

    bak arkadaşım, teröristle savaşıyor orada asker kelle koltukta eyvallah. operasyon ve güvenliği sağlamak için şu anda terör ve operasyonlar yüzünden evini terketmiş insanların evlerinin içine girmek zorunda da olabilirler. detayları bilmiyorum. mola vermiş olabilirler evde ısınmak istediler ona da eyvallah.

    peki o yatak odasında yaptığı hareketin motivasyonu nedir ? yatak odası cemil bayık'ın, murat karayılan'ın falan da biz mi bilmiyoruz ? bu hareketi yapınca süper bir psikolojik darbe mi vurdun pkk'ya ? hayır, bir ay sonra operasyonlar bitince o evin sahibi gelecek, o odaya girecek ve kan beynine sıçrayacak.

    şu mehmetçik yapmaz romantikliğini de lütfen bir daha düşünelim. hükümetin ensar vakfı yapmaz öyle şey demesiyle arasında bir fark var mı ? yüz binlerce bireyden bahsediyoruz içinde iyisi de kötüsü de var. eğer vicdan ve ahlak yoksunu biriyse hırsızlık da yapar, çekmeceleri açıp kadın iç çamaşırları da karıştırır. onurlu, gururlu, hak hukuk nedir bilen bir insansa o evden en ufak bir şey kullanmışssa not yazar, maaşından parasını verir, helallik ister.

    böyle şeylere şahit oluyoruz

    sadece biraz empatiyle bu ülke şu anda olduğundan çok daha yaşanır hale gelebilir.

  • 7. adblock

    yapanın taşşağına sağlık dediğim uygulamadır. kimsenin footer'larda ya da köşe kolonlarda falan çıkan reklamlarla bir sorunu yok.

    ama tek fonsiyonu video stream etmek olan bir sitede, istediğim videoyu izlemeden önce "zorunlu" olarak siksok bi reklam izlemem gerekiyor ve adblock sayesinde bu engelleniyorsa, tekrar ediyorum:

    yapanın taşşağına sağlık dediğim uygulamadır.

  • 8. 1 nisan 2016 obama'nın rte'yle görüşmemesi

  • 9. müfredattan kemalist ruhu arındırmalıyız

    kemalizmin yerine medeniyet degerleri konulmaliymis. (bkz: medeniyet degeri olarak akp,diyanet ve isid)

  • 10. solcularda vatan sevgisi olmaması

    nazım hikmet'ten gelsin;
    evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
    ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
    vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
    nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

  • 11. trt'de yapılan canlı bomba propagandası

    hiçbir örgüt ismi vermeyen ve hiçbir şiddet çağrısı yapmayan akademisyenleri terör örgütü propagandasından içeri atanların belgeseli.

    bu belgesel açık bir şekilde esad'a karşı savaşma bahanesiyle insanlığa tecavüz eden cihatçı sapık örgütleri meşrulaştırmakta ve milyonlarca mülteciyi canlı bomba olmaya teşvik etmektedir.

    onurlu savcıları ve adalet sistemi olan bir ülkede bu program davaya konu olurdu.

  • 12. nokta dergisinin reza patladı kapağı

    son zamanların en dikkat çeken ve iz bırakan kapağıdır. adı reza ile yolsuzluğa karışan bakanların patlama sonrası bir dükkana sığınması resmedilmiş, kepenkte reza var, 4 bakan tufanın kendisini de ağına alacağının farkında, neyse şöyle bir şeydir; (bkz: http://i.hizliresim.com/z5g26j.jpg)

  • 13. tecavüzcüyü ensar vakfı'na paralel yerleştirmiş

    (bkz: ass licking carrier sample)

    hadi diyelim öyle olsun.
    paralelcileri her yere kim yerleştirdi ?

  • 14. maaşı asgari ücret üzerinden gösteren işverenler

    "maaşı asgari ücret üzerinden gösteren götveren işverenler" diye yanlış okudum fakat o da doğru bir tanım sonuçta.

  • 15. survivor 2016

    bütün bu samimiyetsiz "çiğ" sevinç gösterilerinin, yüzüne konuşamayıp, arkasından konuşanların, dedikodunun, basitliğin, dayaklık kolej bebelerinin içinde; gecenin en saf, en çocuksu, en anlamlı cümleleri atakan'dan geldi .

    -sosis vardı. kahvaltı ekmek vardı, peynir vardı. bunlar çok önemli. özellikle sosise ben takıldım. çünkü yani özellikle küçükken sosis bizim için bir tık lüks bir tüketimdi. sadece büyük alışveriş zamanlarında, ya da işte ayda bir mi, iki hafta da bir mi, büyük markete gidildiğinde, belki araya bir tane sosis atılırdı. kahvaltıda onu yersek çok mutlu olurduk. yani çocukluğumda böyle hissederdim. burda da çok uzun zaman sonra, zaten hiç birşey yok, burada yani bir lokma ekmeğe takla atarız yani.

    kim nasıl göstermeye çalışırsa çalışsın: adamsın.

  • 16. sınıfta birbirlerine cinsel oyunlar oynayan kızlar

    sorun bu hareketleri gerçekleştiren ergenlerde değildir. sorun bu hareketleri sergileyebilecek seviyeye gelmiş ergenlerin başlarını zorla örttürüp bunun ahlakla ilgili olduğunu savunanlardadır.

    görünen o ki çok ahlaklı kızlarınız porno izliyorlar. yok izlemiyorlarsa durum daha feci. o hareketleri öğrendikleri bir yer mutlaka olmalı çünkü.

  • 17. diyanet'ten çocuklara şehit olun tavsiyesi

    --- spoiler ---

    diyanet işleri başkanlığı tarafından çıkarılan çocuk dergisinin nisan sayısında ‘şehitlik' başlığında ebeveynlerle çocukları arasında geçen diyaloglarda, "şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister", "keşke ben de şehit olabilsem" gibi ifadeler kullanıldı.

    --- spoiler ---

    bir allahın kulu da çıkıp görmüyor mu acaba bu dergiyi hazırlarlarken, bu cümlelerin ne kadar tehlikeli olabileceğini?

    kimse de demiyor mu, yahu ülkemizde bölgemizde kaç tane terörist "şehit olacağım ben" diye bomba patlattı

    işid gibi bir gerçek varken, tüm ideolojisi şehitlik üzerine kurulu iken, bir tane bu diyanette görevli vicdanı olan kişi de sormaz mı ; biz ne yapıyoruz yahu böyle saçma şey mi olur diye?

    http://tr.sputniknews.com/…sehit.html#ixzz44bx9g8vi

    diyanet işleri başkanlığı'nın süreli yayınlarından çocuk dergisi'nin nisan sayısında ‘şehitlik' kavramının özendirilmesi, ebeveynlerle çocukları arasında geçen diyaloglarda, "şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister", "keşke ben de şehit olabilsem" gibi ifadeler yer alıyor.
    psikolog prof. dr. serdar değirmencioğlu dergide çocukların ‘şehitliğin' özendirmesine tepki gösterirken, onlarca katliam yapmış ışid'in de bunları şehit olup cennete gitmek için yaptığını hatırlattı. değirmencioğlu, "yüzlerce insanın ölümüne yol açan zihniyetin aynısını diyanet, çocuklara yaymaya çalışıyor" dedi.

    konuyla ilgili evsensel gazetesine konuşan değirmencioğlu hükümetin uzun süredir kimi görüşleri küçük yaştaki çocuklara benimsetmeye çalıştığını söyleyerek, "diyanet son yıllarda tam anlamıyla bir siyasi araca dönüştürüldü. bunu gizlemiyorlar bile. diyanet'e birkaç bakanlık bütçesinden daha fazla para sağlandı ve diyanet çocuklara yönelik yoğun bir çalışma sürdürüyor" dedi.

  • 18. şehit savcı kiraz'ın vurulma anına ait görüntüler

    ilk başta savcıyı polis vurdu dediniz sonra görüntüler ortaya çıkınca da 100 el ateş edildi polis sonra girdi diyorsunuz beceriksiz polis diyorsunuz. yav kardeşim sizin bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor ki. akp akp'ye muhalif olanları bile güdüyor nasıl olacak bu iş ülke nasıl düzlüğe çıkacak bilemiyorum.

  • 19. ekşi sözlük mani kapışması

    ingilizcemi geliştirmek için izledim porno,
    ama sanırım hiç gelişmedi oh no!,
    bir tek adamın adını öğrenebildim,
    onu da herkes bilir zaten: rocco!

  • 20. tarkan

    yıl olmuş 2016 hala bu adamın gündeme gelmeye çalıştığını, parasının bittiğini bakın bu çok komik resmen parasının bittiğini düşünenlerin olduğunu göstermiştir.

    gündemle işi olan adam 6 sene ara mı verir? yoksa daha 2 ay önceki konserden 1 milyon dolar alan adamın parası mı biter?

    ulan siz hiç hayal kurmuyor musunuz anlamıyorum hiç mi hayalleriniz yok? bu albüm bu adamın yıllardır hayalini kurduğu bir şey, 10 yıldır var olan bir proje. "sanat müziği benim asıl işim ama sahnede fazla hiperaktif olduğum için hoş durmuyordu popa yöneldim ben de" diyen bir adam. bırakın bi hayalini gerçekleştirmiş adam bi siktirin gidin artık be. reklamda oynar parası bitti heralde, albüm çıkarır parası bitti heralde. ulan adamın sırf 90'larda kazandığı para senin sülalene yeter.

    asıllarından dinlemek mümkün diyenler var ayrıca. aslı değil asılları diyerek düşüyosunuz tongaya zaten. demek ki bu eserler birden fazla kez söylenmiş ki asılları diyorsunuz. e be kardeşim o kadar kişi söylemiş de tarkan söyleyince mi batıyor? yıllardır "tsm albümü yaaaap" diye yırtınanlar için ve hayalleri için alın bir de benden dinleyin diye yapmış adam.

    michael jackson biraz şunu derleyeyim biraz bunun best of albümünü yapayım diyince "ooo kral" ama tarkan bişeyler yapınca parası bitmiş. hı tamam.

  • 21. öğretmenden duyulan en iyi iltifat

    "zeki ama çalışmıyor."

  • 22. obama'yla görüşmek için çalışmalar devam ediyor

    obama yok, size preet bharara'yı verelim

  • 23. yabancı olup da arabesk tadı veren parçalar

    morcheeba - otherwise

  • 24. oğuzhan özyakup

    aziz yıldırım'ın talimatıyla fenerbahçe'ye transfer olacağı yönündeki haberlerin tam bir algı operasyonu olduğu futbolcu.

    bakın beyler, ille oğuzhan'ın bir şeyini almak istiyorsanız, kartal yuvası'nda formalar 150 lira. sizi oraya yönlendirelim. aziz yıldırım'ın kalibresi oğuzhan'ı almaya yetmez.

  • 25. solcuların savunduğu öğrencilerin terörist çıkması

    son zamanlarda sıkça karşımıza çıkmaya başlayan bir durum. ne zaman sol terör örgütü üyesi olmakla bir öğrenci suçlanırsa chp ve solcular o öğrenciyi savundular, destek çıktılar, "yapmaz öyle şey" dediler. sonra bir çoğu terörist çıktı.

    hatırlayalım:

    elif sultan kalsen:

    2012

    "biz canlı bomba değiliz"

    birand-kanal d: "canlı bomba değiller"

    chp'nin elif sultan kalsen'i savunduğu "hak ihlalleri raporu"

    2015

    elif sultan kalsen istanbul emniyet müdürlüğü'ne silahlı saldırı düzenliyor. bir polisi yaraladıktan sonra etkisiz hale getiriliyor.

    cemevinde düzenlenen cenaze merasimi sonrasında "yoldaşları" tarafından sloganlarla uğurlanıyor.

    berna yılmaz:

    2010

    roman çalıştayı’nda konuşan başbakan erdoğan’ı “parasız eğitim istiyoruz” pankartıyla protesto eden iki öğrenci gözaltına alındı. bunlardan birisi berna yılmaz'dı.

    smail saymaz’ın iletişim yayınlarından çıkan “sözde terörist” kitabından:

    “apar topar istanbul tem’e götürüldüler. üyesi oldukları gençlik dernekleri federasyonu’nun yasa dışı dhkp-c’nin gençlik yapılanması olduğu iddia ediliyordu. önlerine 2009’dan beri bütün ‘sicilleri’ döküldü…şiddet içerikli herhangi bir suçlama var mıydı? yoktu. utku bırakılırken, berna ve ferhat ‘yasa dışı örgüt üyeliği ve örgüt propagandası’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi… dayanak olarak bir itirafçının 'berna ve ferhat’ı örgütün birçok eyleminde gördüm' beyanını gösterdi.”

    berna yılmaz, 14 ay hapis yattıktan sonra yine medyanın alkışları arasında tahliye edildi.

    kemal kılıçdaroğlu berna yılmaz'ı savundu.

    gürsel tekin, mahmut tanal da destek verenler arasındaydı.

    2016

    berna yılmaz bayrampaşa'da polis karakoluna bombalı ve silahlı saldırı yaparken öldürüldü.

    seher çağla demir

    2015

    balıkesir'de üçü öğrenci beş kadın pkk propagandası ve üyeliğinden yargılanıyordu. mahkemede kadınların avukatı hüseyin boğatekin (solcu- özgürlükçü hukuk derneği mensubu) davalıları;

    "öğrencilerin demokratik haklarını kullanmasına rağmen haksız yere örgüt üyeliğiyle suçlandığını" söyleyerek savundu.

    2016

    seher çağla demir o davanın davalısı "haksız yere suçlanan öğrenci"lerden birisiydi. aynı zamanda bir kaç ay sonra kızılay'ı patlatarak 37 kişinin ölümüne sebep olan ankara bombacısı. cumhuriyet gazetesinin muhabirliğini yaptığı da iddialar arasında.

    hakan demir

    2015

    "uzun süredir teknik ve fiziki takip altında olan demir’in yapılan üst aramasında da çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzemeler ele geçirildi. marmara bölgesi sorumlularından olduğu belirtilen örgüt yöneticisinin kandil’e kuryelik yaptığı belirlendi."

    çantasından murat karayılan ve abdullah öcalan'ın kitapları çıkan hakan demir'e boğaziçi üniversitesi öğretim üyeleri sahip çıktı.

    hakan demir'in üstünde bulunan usb bellekteki raporlarda bir kadın militan “gerekirse canlı bombalı saldırıya bile hazır olduğunu” bildiriyordu.

    balıkesir'de pkk davasından yargılanan ve 6 ay sonra ankara'da kendini patlatan seher çağla demir'in avukatı ile hakan demir'in avukatı aynı kişiydi. hüseyin boğatekin pkk operasyonu neticesinde tutuklandı.

    ayşe deniz karacagil- kırmızı fularlı kız

    2013

    antalya gezi eylemleri sırasında örgüt üyeliğinden tutuklandı. avukatı ve kendisi terör örgütü üyesi olmadığını beyan etti.

    cüneyt özdemir ayşe deniz'i cnn türk'te 10 dakika ağırlayarak hem destek verdi hem de propaganda imkanı sundu.

    2014

    ayşe deniz karacagil azılı terör örgütü pkk saflarına katıldı.

    belki de yeni istanbul ya da ankara bombacısı olacak.

    yeterli mi? daha yazalım mı?

  • 26. vodafone arena'nın zeminine örtü sermek

    bence yanına başka stat yapıp direk orada oynayın. salon ile oturma odası stayla.

  • 27. vodafone arena

    galatasaraylıyım,
    7 sene istanbul'da yaşadım. ne zaman taksim'den beşiktaş'a yürüyerek insem inönü stadına bakıp çoşkuyla doldum. yarım yamalak görünen zemini, tribünleri, beleştepesi, ardından çarşaf gibi uzanan denizle beraber çok güzeldi inönü. birkaç defa da maç izledim orada. eşek yüküyle yağmur yedim. dolmabahçe yolunda minare gibi uzun ağaçların eteklerinde ağır aksak yürüdüm, hasret çektim. istanbul'u kokladım.

    şimdi yeni stat yapıldı. mükemmel bir atmosferi olacak kuşkusuz. dilerim beşiktaş çok güzel başarılar kazanır bu statta. bu sene şampiyonuluğu kutlar yeni stadında. ilk fırsatta bu statta maç izlemeye geleceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum.

  • 28. denayer'i mahvettiniz

    you destroyed denayer!!1!!1

    ya hdjhss bu habere inanan varsa bizim eve gelsin bi uzaylı göstericem.

    not:fenerbahçeliyim.

  • 29. 28 mart 2016 israil'in türkiye uyarısı

    türkiye'deki vatandaşlarına "derhal ülkeyi terkedin" şeklinde yaptığı çağrı.

    alıntı

    taksim’in istiklal caddesi’nde 19 mart’ta meydana gelen saldırıda üç israil vatandaşı ve bir iranlı turist hayatını kaybederken, israil başbakanı benjamin netanyahu’nun terörle mücadele ofisi türkiye’ye seyahate karşı “3. seviye” bir uyarı yayınlamıştı.

    ofis tarafından yapılan yeni bir duyuruda, bu seviye islam devleti veya diğer grupların türkiye’deki turistik bölgelere saldırabileceğine dair “yüksek somut tehdit” olarak adlandırdığı seviye 2'ye yükseltildi.

    açıklamada, israil vatandaşlarının türkiye'ye gitmeyi gözardı etmeleri ve eğer şu an orada bulunuyorlarsa
    "mümkün olan en kısa sürede" ayrılmaları istendi. alarm seviyesi 1 olsaydı bu durumda israil vatandaşlarının"anında" ayrılmaları istenmiş olacaktı.

    alıntı

    israil'e sataşmaya kalkışacak ak troller ise bir zahmet türkiye-israil arasındaki ticaret hacmine ve imzalanan anlaşmalara/sözleşmelere baksınlar ki sonradan entry silmek zorunda kalmasınlar.

    http://www.sozcu.com.tr/…andaslarina-uyari-1157016/

  • 30. bazı doktorların teşhis koymada yetersiz kalması

    dört ay kadar önce kafamda bitmek bilmeyen çınlamayla kulak burun boğaz polikliniğine gittim. bu konuda iyi hizmet veren, doktorları çok övülen bir hastaneyi tercih ettim. şimdi kendimdeki sıkıntıları biliyorum. çok şiddetli bir geniz akıntım var ve küçükken geçirdiğim sinüzit bitmek bilmiyor. çınlamanın düzgün nefes alamamaktan kaynaklanan sinüzit olduğunu düşünüyorum. doktora da bunu anlattım ve “o zaman önce bir tomografi yapalım, bakalım” dedi. yaptırdık ve sinüzit çıkmadı. hatta sinüslerim bebek götü gibiymiş.

    dedi ki “sende alerjik bir durum olabilir. bir alerji testi ve kan testi yapalım.” önce alerji testi yaptı, bir şey çıkmadı. sonra da kan tahlili için listeye nelere bakılacağını işaretledi. ben de o sıralar hayvan gibi yiyor, içiyorum. dedim “hocam, hazır kan tahlili yaparken, mikrop, bakteri, yok efendim bir hastalık belirtecek ne varsa baktırayım, bir de kolesterol falan, hepsine bir baktırayım” dedim. özel hastane durur mu? yapıştırdı cevabı: “tabii ki.”

    kan tahlilini yaptırdım. hiçbir mikrop, enfeksiyon, değerlerde anomali gözükmedi. hatta alerjik bir durum da çıkmadı. ama o da ne? kolesterolün iki kötü değeri olması gereken en yüksek değerin en az beş katı. trigliserid en yüksek değerin dokuz katı. hoca dedi ki “bu ne ya, senin kanın boza gibi akıyor. sen ne yaptın kendine bu yaşta? sende alerjik durum da yok ama bu kafandaki çınlamaya kanındaki bu basınç bile yol açabilir. ben sana şimdi akıntın için şu şu ilacı yazıyorum. sen bir dahiliyeye git.”

    gittim dahiliyeye, adam bir tansiyona baktı, sonra beni ölü ilan etti aq. bir tahlil listesi verdi, sadece sgk farkı 1700 lira tutuyor. diyorum “kulak çınl...” diyor “olmaz, sende tansiyon çok yüksek, bakmamız lazım, karaciğerde mi sıkıntı var vs.”

    neyse ben ölü bir şekilde, son günlerimi güzel geçireyim diye çıktım hastaneden elimde tahlil sonuçlarıyla. bir iki gün vasiyetimi filan yazdım, sonra bir diyetisyene gittim. övgüye mazhar olan bir diyetisyen. dört aydır programa sadık gidiyorum ve 14 kilo verdim. kolesterol, trigliserid, hepsi olması gereken değerlere indi. tansiyon desen normal, bebek gibi. ama çınlama devam ediyor. e tansiyon düştü. kolesterol düştü. kandaki yağlanma azaldı. vücudumdan inşaat hafriyatı gibi yağ çıkarmışım, ama tansiyonum düşük olduğu zaman bile çınlama var. ya sebebi ne?

    ben düşündüm, taşındım, boynumun çok zorlandığı, kötü yattığım, çok çalıştığım zamanlar kafa çınlamamın arttığını tespit ettim. ne zaman ki boynum fazla yorulsa, omuzlarımda acı olsa kafa çınlamam da artıyor. şimdi sırada nöroşirurji var, oraya sevk ettim kendimi.

    sonra tekrar düşündüm, taşındım. “ulan kendimdeki sorunu tespit etmesi gereken, beni hastalıkla ilgili doğru yere yönlendirmesi gereken ben miyim lan” dedim. “doktor ne işe yarar” dedim. “al” dedim “git” dedim “bu konuyu ekşi sözlük’te yaz” dedim.

    hanımlar, beyler! uzun girişten sonra meramımı dile getireyim.

    türkiye’de teşhis uzmanlığı noktasında çok ciddi bir sıkıntı var. house md izleyenleriniz bilir, adam ıdısının dıdısından bir hastalık ihtimalini ortaya sürüyor ve bildiğim kadarıyla elin memleketinde hakikaten bu konuda bir uzmanlık var.

    benim meselem dahilinde ben bir çınlama şikayetiyle bir doktora gidiyorum. velev ki bu vuku bulan çınlama senin tedavi uzmanlığının dışında kalıyor ancak yine de bu konuda başka hangi hastalıkların, rahatsızlıkların gelişebileceğine yönelik asgari ölçüde bilgin olması gerekmiyor mu? bu eğer ki, beyinle alakalı olabilecek bir sebebe de sahipse, senin beni buraya yönlendirebilmen gerekmiyor mu? ben kendim mi oturup tüm ihtimalleri üretip buna göre davranacağım?

    sağlık, eğitim gibi ve daha nice elzem alan gibi iflasın eşiğinde geziniyor. majör tedaviler noktasında türkiye’de alanında uzman doktorlarımız var. kanser tedavisi konusunda, ortopedi konusunda, hatta saç estetiği konusunda çok başarılı, yetenekli doktorlarımız var. gel gör ki, bu majör tedaviler teşhis için ekstra gözlem yeteneği, analitik düşünme kapasitesi gerektirmiyor. bir insanın bacağı feci şekilde kırıksa, kemik bacaktan fırlamışsa “ya bu acaba kırık mı, çıkık mı?” demen gerekmiyor. ya da adam kelse ve saç ektirecekse “bu adamın kafası mı kel, yoksa ışık mı yansıyor?” demezsin. ne yazık ki, teşhisi çıplak gözden ötesini gerektiren ve özellikle hayat konforunu etkileyen rahatsızlıklar noktasında genel geçer tedavi önerileri dışına çıkılamıyor. bu çınlama meselesi örneğin... babamın kırk seneden beri kulağı çınlıyormuş, bunu da yeni öğrendim. kırk senelik çınlama ne ya? insan erer lan bu çınlama allah’tan geliyor diye. buna zamanında gripten demişler öyle kalmış. onda da ciddi manada boyun kireçlenmesi ve boyun fıtığı var ve bu ikisi arasında korelasyonu ben üretiyorum aq bu çınlama boyunla alakalı olabilir diye. kulak burun boğazcının da en azından bu korelasyonu kurabilecek asgari bilgiye sahip olması zorunludur ya. sen kimsin ya?

    bunu sadece kulak burun boğaz özelinde söylemiyorum, her türlü rahatsızlıkta, o rahatsızlıkla alakalı hangi birimde net bir araştırma yapılabileceğine yönelik tüm uzman doktorların asgari ölçüde bilgiye sahip olması gerekiyor. hiç bana “zaten var” demeyin, yok, görüyoruz işte, yok yani. yanlış teşhisi geçtim, teşhis koyulamıyor. özellikle de bireyin geri planda olduğu toplumun içinden yetişmiş doktorlar milletin ne derdi varken çınlama gibi hayat konforunu minimize eden bir rahatsızlığı “bir de şunu deneyelim” diyerek ertelemeyi seçiyor.

    vallahi çok doluyum sağlık sektörüne dostlar. uzmanlar, mesaisi az, tırı vırısı az, maaşı 8-10 bin diye gidiyor aile hekimi oluyor, ortalık çömezlere kalıyor, devlet saçma sapan bir politika izliyor ama her hastanede bilgisayarlı sistem var diye “yess bee” diyoruz. dün duydum, aile hekimi olmuş birinin bir yakınından. istanbul dışı bir şehirde, bir kasabada aile hekimliği yapıyor. bunların tarama görevi varmış. gidip bir köyde sağlık taraması yapacak. bunlar gidiyormuş, muhtara soruyorlarmış “var mı bir sıkıntı” diye. muhtar “yok yok” deyince de taramayı yapmış bir şekilde geri dönüyorlarmış. bunu da keyifle anlatıyor “valla çok boş vaktimiz var keyfim çok yerinde” diye. ulan bir tane de idealist insan olmaz mı, girsin evlere zorla sağlık taraması yapsın. yok. türkiye’deki temel sıkıntılardan biri idealist insan olmaması da değil, herkes idealist olmak zorunda da değil. temel sıkıntı idealist insan sayısının nüfusa oranının çok çok düşük olması. yoksa güzel insanlar var ama nüfusa oranı çok düşük.

    şimdi şunu tekrar yineleyeyim: teşhis uzmanlığı asgari ölçüde tüm doktorlarda olmalı. kendi alanı olsun olmasın, doğru yönlendirebilmeli. hasta, hastalığıyla ilgili doğru yeri nokta atışıyla kendisi bulmak zorunda değil, sen yönlendireceksin. ilk seviyede ulaştığım doktorun bir rehber gibi davranma zorunluluğu var. bunu doktorun kendisi değil, eğitim sisteminin revize edilerek aşılanması gerekir.

  • 31. vatanseverlik bir erdem midir sorunsalı

    sözlükte sürekli dönen x vatansever, y vatansever değilmiş vs. tartışmalarını gördükten sonra aklıma takılan sorunsal. öncelikle tartışmaya açtığım konu vatanseverliğin iyi veya kötü bir şey olup olmaması değil, erdem olup olmaması. ikisi arasındaki farka dikkat edelim.

    şimdi vatanseverlik dediğimiz şey esasında beyin evriminin ilk aşamasındaki omuriliğe(kertenkele beyni de denir) dayanan bir içgüdü. bu içgüdüyü tıpkı kertenkelelerdeki gibi bulunduğu bölgeyi sahiplenme arzusu olarak tanımlayabiliriz.

    bildiğiniz üzere insanda beynin evrimi sadece omurilikle kalmıyor, zamanla alt beyin üst beyin gibi kompleks yapılar oluşuyor. buna paralel olarak idin baskınlığından kurtulup ego, süper ego gibi kavramlar geliştiriyoruz. ve kişiliğimizde sadece içgüdülerimiz değil mental kararlarımız da etkili olmaya başlıyor.

    bu aşamadan sonra bir birey düşünceleri doğrultusunda kendisini herhangi bir kolektif topluluğa ait hissetmemeye başlar ve kendisini (bkz: dünya vatandaşı) olarak tanımlarsa bu onu kötü biri mi yapar ? yani suça karışmayan, insani erdemleri(hoşgörü,sevgi,saygı) unutmayan biri sırf bir bölgenin milli marşını ezbere bilmiyor veya bayrağını fabrika üretimi bir materyal olarak görüyor diye bir anda kötü biri mi olur ?

    ya da 'almanya her şeyin üzerindedir' diye slogan atan naziler veya showa dönemi japonyasında bayrağına gönülden bağlı askerler çok erdemli insanlar mıydı ?

    elbette her vatanseverlik faşizme kayacak diye bir kaide yok. lakin benim esas dikkat çekmek istediğim konu faşizme kaymayan vatanseverliğin de bir erdem olmadığı. yani bir insanın; toplum düzenini bozmuyor, vergisini veriyor, insanlar için çalışıyor ise tesadüfen doğduğu bir bölgeyi kutsallaştırıp özümsemesi niçin önemli olsun ki ?

    şahsen ben vatanseverliğin bir erdem değil, tercih meselesi olduğunu düşünüyorum. kişinin nasıl galatasaraylı olup olmaması bir erdem değil tercih meselesi ise herhangi bir millete veya bayrağa bağlılık duyup duymaması da bence bir erdem değil tercih meselesidir. son olarak cosmos hayırlı günler nasip etsin, hoşçakalın diyorum.

  • 32. erkek çocuk sahibi olmak

    bak allah var kız çocuğunun keyfini tadınca ikincisi de kız olsun istedim. yaşım daha genç olsaydı üçüncü de kız olsun isterdim. ve belki dördüncü de. ama 7 ay önce hayatımıza giren arkadaş erkek oldu. doktora dedim iyi bak ultrasona kız olması gerekiyordu bunun. valla zor dedi aha nal gibi görünüyor, sürpriz yapma ihtimali bile yok dedi, eliyle çükünü taşşağını gösterdi bana. ebeveynlerin de bu takım taklavattan gurur duyma mevzusunu çözemedim ben. oğlumu sevmeye gelen bile yerim bunun pipisini diyor. 3 aylıkken sünnet ettirdim, kestiği parçayı elime uzatan doktor, kim bunun kirvesi? alsın bu parçayı kıyma soteye katsın ziyan olmasın diyor. mitolojilerde bu pipinin çok konu edilmesi normal bence. velhasıl önemli bir organ demek ki.

    şimdi bu bok çuvalı 7 aylık. öyle lafın gelişi filan değil, her sıçtığı sırtına kadar çıkıyor. eşime diyorum, buna boşa bez bağlıyoruz, bırak bağlamasak daha nereye kadar yayılabilecek ki. her sabah mecburen duş alıyor beyefendi.
    hani bornozuyla otururken biberonuna az kahve koysan yok demez öyle bir keyif.

    evet kızımla da her şeyi yapabiliyorum. bisiklet biniyoruz, minecraft oynuyoruz, kucağıma oturuyor arabada direksiyonu tutup araba sürüyor. ama bu başka lan. yeminle başka. annesi zaten aşık oldu oğluna. kızını büyütürken hiç böyle değildi. ileride onu üzecek yellozlara bile şimdiden küfür ediyor. saçını yoluyor ağzını yırtıyor hayalinde. kayınvalidem oğluna çok düşkün deliricem diyen gelinler, oğlu olduğunda anlayacak sanırım bu durumu. ilginç bir kimya. anlatılamıyor.

    kısa kol tshirt atletle filan kalınca o gelişmemiş kaslara pazulara omuzlara bakıyorum. gülmemek için zor tutuyorum kendimi. çok komik. antidepresan resmen bunlar yapın diyecem ama erdoğanla aynı vizyonda olmayım diye susuyorum.

    girls on trampoline videosu izliyoruz bazen. anne yakalayınca tomayla su sıkıp kalabalığı dağıtıyor tabi. karşılıklı rakı içeceğiz diye sabırsızlanıyorum. insan tüm zayıflıkları kendi üretimi olan mahsülde olmasın istiyor. ama anlıyorsun ki sen neysen onlar da o.

    en güzeli de nedir biliyor musunuz?
    uzaktan kumandalı araba almak için artık bir bahanem var hahahaha.

  • 33. robert de niro

  • 34. hayata dair gülümseten detaylar

    patron bana iş vermiş, araba sende, bir hafta süre, efendi efendi sür arabayı, manisa demirciye gideceksin, el dokuma halı toplayıp geleceksin.

    yol uzun. hanım koca bir tepsi yolluk börek hazırlamış, 182 parça saklama kabına sığdırmış tam takır. müzik her telden hazır. sagopa, orhan baba, duman. çıktım yola sabah ezanıylan. köy yollarından, dağ tepelerinden, göllerden, derelerden, antik şehirlerden her yerden geçiyorum. otostop çekenleri topluyor, çocukları okula götürüyorum, kahvehanelerde gazoz içiyorum. elde makine kadraja bir şeyler sığdırıyoruz ara sıra.

    manisa’ya gelmeme az bir süre kala bir köye girdim. ihtiyar bir amca el etti. gel amca dedim, oturdu öne. nerelisin, ne iş yaparsın muhabbeti yaparken 5 dakika sonra yol üzerinde bir baba ve oğul yürüyordu. yanımda oturan amca bana aynen şöyle söyledi ;

    -şu giden adam benim hasmım ama onu da al sen. yürümesin bu sıcakta.

    arabayı durdurdum ve içeri buyur ettim. önce bir şaşkınlık yaşadılar amcayı görünce. sonra küçük bir sohbetle yola devam ettik.öğrendim ki mahkemeleri varmış aralarında. duruşmaya gidiyorlarmış.

    ne zaman küskünlüğe yada kavgaya dair bir şeyler dönerse etrafımda, o yaşlı amca aklıma gelir. ne olursa olsun, bir taraf barışçıl ise, orada mutlaka umut ve güzellik vardır.

  • 35. kadir mısıroğlu

    müddei iddiasını ispatla mükelleftir diye güzel bir söz vardır.

    kendisinin bilimsel iddialarına gelelim;

    - stalin, kumlara ayet el-kürsi okunup almanların üzerine serpin emrini verdi;

    https://www.youtube.com/watch?v=0demae84jrk

    - karl marx bir cinnidir;

    https://www.youtube.com/watch?v=2fzigdtoemc

    - atatürk'ün ruhuyla konuştum;

    https://www.youtube.com/watch?v=bi8pni4sdva

    ensar vakfının nargileci çomarlarından ispat bekliyorum, hadi ak apaçiler.

    adam, mısıroğlu ve bilim kelimelerini aynı cümle içinde kullandı ya la.

    deli lan bu deli, peşine takılanlar bu adamdan da deli.

    nasıl bir açık hava tımarhanesinde yaşıyoruz siz düşünün işte.

  • 36. gökhan gönül

    doğma büyüme beşiktaşlı olan (hatta bacağında kartal dövmesi bile vardır) fakat fenerbahçeyi satmayacak kadar da racon bilen futbolcu.

  • 37. katliamı belgeleyen gazetecinin tutuklanması

    ak troll lerin ve bu keresteleri takip eden / okuyanların ortak özelliğidir cehalet.

    ingilize yoksunu olmasalar bahse konu ex gazetecinin sebrenica katliamı hakkında mahkemece açıklanması - muhtemelen duruşma esnasında - paylaşılması uygun görülmeyen bilgileri ( ki dünyanın hemen heryerinde mahkemeler gerek yargılama gerek suçun araştırma süreci gerekirse insani - toplumsal duyarlılık sebebiyle böyle kararlar verir ) kitabında paylaştığı için 7000€ para cezası na mahkum edildiğini ve kadının bu para cezasını ödemediği için an itibarı ile gözaltı da bulunduğu.

    bu günlerde tüm batı dünyasında easter tatili olduğundan bu gözaltı sürecinin uzadığını anlarlardı. ( yok devlet sırrı mevlet sırrı sebebiyle bir gözaltı yada tutukluluk )

    hoş bazıları anlamıştır da işlerine gelmiyordur.

    kaldı ki anlatamazsınız bu art niyetli satılmış lara gazeteciliğin bedeli değil hapis canından olmak bile olsa gerçeği ama saf gerçeği aramak ve yazmak olduğunu.

    neymiş tosunlar olayın sizin durumunuzla bi alakası yokmuş. dünyanın hiçbiryerinde bizzatihi ülkenin kendi gizli servisi (!) tarafından bizzatihi ülkenin kendi otoyolunda bizzatihi kendi savcılarının emri ile bizzatihi ülkeye ait resmi görevli güvenlik güçleritarafından yakalanan / yakalatılan silah yüklü tırlar devlet sırrı olamazmış .

    illa bi isim koyacaksanız adı rezillik olur. çapsızlık olur. beceriksizlik olur ama başka şey olamaz ne kadar kıvranırsanız kıvranın.

    ps: eğleniyorum bu maaşlı ak troll lerle ya. yazdıkları şeyin safsata olduğunu ortaya koyan entryyi görmezden gelip hala millete laf yetiştirme derdindeler. acınası.

  • 38. kızılkayalar

    bir türlü boykot edilemedi gibi evet o ayrı da, taksim'in orta yerinde, yüzbinlerce akp'linin de geçtiği, hiç bir şey olmasa sırf arap turistlerden günde 1000 kişiye hizmet verecek büfenin şak diye batmasını beklemek de anlamsız.
    yani biz gitmeyerek onurumuzu haysiyetimizi kurtarıyoruz, yoksa ülkenin ticari değeri en yüksek noktasındaki büfe neden batmıyor diye sormanın anlamı yok.

    asıl bağdat caddesi'ndeki, moda'daki mado'ların falan batmaması ayıp.

  • 39. maraş'ta alevilerin mülteci kampına karşı direnişi

    maraş'ın aşağı terolar (sivricehöyük) köyü civarında kurulması planlanan mülteci kampına karşı o civarda yaşayan halk 4 gündür direniyor.

    bir kısmı suriyedeki (ahrar el şam ve nusra gibi) alevi katliamlarıyla meşhur çeşitli cihatçı terörist örgütlerden gelen kişiler ve aileleri olduğu bilinen mülteciler 6-7 alevi köyün tam ortasına yerleştirilmek isteniyor.

    maraş katliamından kalma travmatik bir geçmişe sahip alevilerin büyük çoğunluğu memleketini terk etmek zorunda kalmıştı. az miktarda kalan halk da etraflarına yerleştirilecek cihatçı suriyelilerden ötürü hayatlarından endişe ediyor.

    bölge halkı maraş'ta yığınla dinci yerleşkeleri varken buranın 25 bin kişilik bir kamp olarak seçilmesinin bir tesadüf olmadığının farkında. bölgede kalan alevi halkı göç ettirmeye yönelik demografik hesaplarla yapılan bu mülteci kampına karşı 4 gündür ciddi bir direniş gösterilmekte.

    aynı zamanda o bölgenin insanı olan chp milletvekili hüseyin çamak ilk günden beri oradaki halkın yanında bu soruna büyük bir gerginlik olmadan çözüm bulmak için uğraşıyor. diğer chp milletvekilleri ibrahim özdiş ve mehmet gökdağ da destek vermek için bu direnişe katıldılar. fakat şu sosyal medya paylaşımlarından anlaşıldığı kadarıyla yetkililer bu kampı yapmak konusunda kararlı.

    yarın kamp yapılacak yere çadır kuran bölge halkına müdahale edileceği haberleri geliyor. buna karşın sosyal dayanışma yaratılması için facebook ve twitter'da şu hashtag'ler kullanılmakta:
    #dirensivricehöyük
    #yaşamalanımadokunma
    #maraştanusrakampıistemiyoruz
    #pazarcıktaafadkampınahayır

    bu direnişle ilgili haberler:
    maraş'ta alevi yurttaşlar konteyner kente karşı direniyor!
    maraş'ta konteyner kent isyanı
    sivricehöyük'te çadır kent tedirginliği

    öte yandan ışid dahil bölgedeki cihatçı teröristleri şehit olarak anan başta aşırı dinci haksöz haber olmak üzere, yeni şafak, akit, haber7, akşam, iha gibi yandaş basının kalemşörleri soyadlarını bile yazmayı beceremedikleri direnişe destek veren vekillere şimdiden linç kampanyası başlatmış durumdalar.

  • 40. mert alaş'ın miley cyrus'ı dudağından öpmesi

    ağzından öpmüştür. püfhfyy kaç tane çük emiklemiştir o dudaklar.

  • 41. adebayor'un kardeşi rotimi

    bu da rotimi'nin futbol oynadığı dönemlere ait bir resim *

  • 42. araba süren türbanlı kız

    kendisinden bir ricam var;

    lütfen araba kullanırken türbanını yüzünü yandan kapatacak şekilde takma. büyük bir kör noktan oluyor ve maalesef farkında bile değilsin. trafik her şeyden önce olabildiğince geniş bir görüş alanı ister. buna dikkat edin lütfen bacım.

    devasa şapka ile araba kullanmaya çalışan insan da gördü bu gözler. yapmayın, görüş acinizi kisitlamayin.

    edit: hemfikir.

    edit 2: kocakafa olabilirim ama türbanla bir derdim yok. türkiye'de trafik denen sirkte geberip gitmek istemiyorum sadece. yeni bir şey keşfetmiş gibi "türbana böyle yapmasaydınız şöyle olmazdı" diye zırlamayın. türbana ne yapıldığını da biliyoruz, siyasal islam'ın yükselişini de. basit bir trafik probleminden bile mağduriyeti de bu tavırlarınız sayesinde çıkarıyor işte siyasal islam.

  • 43. 46 yok olan

    beğenmeyen gitsin kördüğüm, unutma beni izlesin aq!
    bi boku da kusur bulmak için izlemeyin yahu. ilk bölüm bu. daha girişten siz hikayeyi bitirdiniz ! bi sabır bi dur 3-5 bölüm bi izle sonra ahkam kesin.
    behzat ç.nin ilk bölümleri neydi sonu ne oldu...
    güzel iş güzel...

  • 44. 28 mart 2016 washington'da duyulan silah sesleri

    tipini siktiğim komik arkadaşları yine bir araya getirmiş başlık. amına koydumun evlatları komik değilsiniz işte. rahat bırakın da bir iki adam gibi, bilgi içeren entry okuyalım. sizi siksinler.

  • 45. 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçı

    tff maçı beşiktaşın stad açılışının 3 gün sonrasına koyarak gündemde olacak yeni stad havasının dağılmasını ve herkesin derbiyi konuşmasını sağlamıştır. büyük oyunu gör beşiktaşlı.

  • 46. diziler ve satın aldırdıkları ürünler

    yabancı damat - baklava

  • 47. antivirüs

    son yıllarda piyasadaki popüler anti virüs yazılımlarında (avast, avg, mcafee, kaspersky vs) o kadar çok sayıda ve ciddi seviyede güvenlik açığı çıktı ki bilgi güvenlik uzmanları üçüncü parti antivirüs yazılımlarının artık faydasından çok zararı olduğunu düşünüyor. windows'ta dahili gelen windows defender'ın aktif kalması güvenli, onu tutmakta fayda var.

    genel olarak "paket güvenlik çözümü" olmaya çalışan yazılımlar çok fazla işi bir arada yapmaya çalışırken kendi güvenliklerini sağlamayı beceremiyor. zaten antivirüslerin hep bir adım geriden gittiği bir köşe kapmacaya dönmüş olan bilgi güvenliği konusunda kullanıcı bilinçlenmesinden daha etkili bir silah yok.

    mobil platformlarda bu köşe kapmaca daha geriden gittiği gibi çoğu malware platformun güvenlik özellikleri (mesela appstore denetim sıkılığı) yazılımlardan daha etken rol oynuyor. haliyle sadece gereksiz uygulama kurmayıp olanları güncel tutarak bile en iyi antivirüsten yüz kat daha iyi güvenlik elde etmek mümkün.

  • 48. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    jacob riis , fakirliği üst tabakalara anlatmaya çalışan bir adam. bunu yaparken de içindeki sanatçıyı ortaya çıkarıyor adeta.

    19. yüzyılda newyork da yaşamış birisi. doğuştan fakirlik üzerine yapışmış halde. kapısı penceresi olmayan yerlerde büyüyor. yıllarca amelelik, çiftçilik yapıyor. sonrasında tesadüfen gelişmeler oluyor ve bir gazetede fotoğrafçı olarak iş buluyor.

    bir gün farkediyor ki; üst tabaka yani zengin tabaka, alt sınıf fakir inasanların nasıl yaşadığından habersiz. bunu üst tabakaya anlatmayı, göstermeyi istiyor. eskiden kendi yaşadığı yerleri gösterip bir farkındalık yaratmak, dikkat çekmek istiyor. ancak , alt tabakanın yaşadığı yerler o kadar izbe ve o kadar karanlık ki; bunu fotoğraflamanın imkanı olmadığından dolayı önceleri çizgi ile betimleyip anlatma yolunu deniyor .

    resim 1
    resim 2

    ancak, hiçbir çizimin gördüğü manzaralar kadar etkileyici olmadığını farkediyor. işte bu zamanda tamamen rastlantısal olarak bir fotoğraf makinası aparatı icad ediliyor. flash.

    jacob riis eline geçen bir flash ile başlıyor bu karanlık fakir dünyasının resimlerini çekmeye.

    çektiği yüzlerce fotoğrafın sonrasında gelecek olan büyük reforma ön ayak olduğu söyleniyor. böylesine büyük bir problemin ve büyük bir tarihsel hadisenin, sadece flaşın icadına dayanıyor olması gerçekten şaşırtıcı. hele ki 1887 öncesinde, tarifi sadece kelimeler ve çizimlerle mümkün olan, karanlıkta gerçekleştiği için fotoğraflanamayan onca olay düşünüldüğünde.

    ortaya çıkan fotoğraflardan bazıları;

    foto 1
    foto 2
    foto 3
    foto 4
    foto 5
    foto 6

    kaynak

  • 49. binaların yamuk gitme sebebi

    "nohtaya göre kolon yerine, kolona göre nohta yapıyoh. sonuçta aynı gapıya çıhıyo ehehe"

    şeklinde izah etmiş sevgili şark kurnazı genç. yani diyor ki, sizin okudğunuz o üniversiteler hep tırı vırı. ben işi iki dakkada çözdüm diyor. işte bu adamlar falanca profesörü tek cümleyle mat eden hasan amca ekolünden geliyor.

    bir de utanmazlığını şu cümleyle süslemiş :

    "samsun 19 mayıs'ta benim eserlerim mevcut; görebilirsiniz"

    cahilliğin övülüp yüceltildiği; erdem ve feraset sayıldığı bir ülkede şaşırtmıyor böyle şeyler. bilmemne zaim medresesinin rektörü ne demişti? al şu adamın ferasetini ne yaparsan yap şimdi. bence bu arkadaş bahsettiğim üniversitede akademisyen olarak işe başlayabilir.

  • 50. ekşi itiraf

    sipariş ettiğim uzay haritası yansıtmalı lambam geldi, montajını yaptım. şu an mutluluktan ölmeme üç dk falan kaldı.

    http://i.hizliresim.com/pk7d69.jpg