Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. beyonce mi o neyini taciz edeceğim

    padisah bir gün saray soytarisini yanina cagirmis, " lan soytari, öyle bir hareket yap ki özrün kabahatinden büyük olsun" demis. soytari "tamam" demis. bir gün padisah yürürken arkasindan yaklasip padisahin götüne tak diye parmak atmis. padisah hiddetlenip "bre zindik sen ne yaptigini saniyorsun!!?" diye kükremis, ee, soytari bu durur mu yapistirmis cevabi: "kusura bakmayin padisahim, sizi valide sultan sandim"

    nedense bana bu fikrayi hatirlatan savunma.

  • 2. öldür beni ekmek teknemi alma

    konya halkının bir işe yaradığını görmek sevindirici.

  • 3. psv'lilerin para attığı dilencilerin türk çıkması

    haluk levent, psv, atletico madrid, roman, tayyip, feyenoord, arda turan, rafet el roman, para bilmiyom çok ilginç parametreleri olan bir konu oldu bu. hafiften kıllanmaya başladım. özellikle haluk levent'in konuya dahil olması hiç tekin değil. soner arıca.

  • 4. hdp solu güven park önünde bitmiştir

    http://haber.sol.org.tr/…emir-guler/iki-park-149500

    aydemir güler'in ankara'daki ikinci saldırıyı da tak'ın üstlenmesinden sonra yazdığı "iki park" başlıklı köşe yazısındaki haklı cümledir. hatırlarsınız ki bir önceki saldırıyı da tak üstlendikten sonra kck saldırıyı siyasal olarak sahiplenmiş ve ardından hdp sus pus olmuştu.

    "pkk'ye katılan sol yapılar bitmiştir. aynı şey, ikide bir dönüp “bizim dışımızda solculuk yapacak bir alan yok, sol biziz” diye tekrarlayan hdp için de geçerlidir. “hdp solu” güven park önünde bitmiştir. o gözyaşı damlalarının altından kalkamazsınız. bazı yanlışlar solun yapabileceği yanlışlar değildir. giderseniz, geri gelemezsiniz."

  • 5. 13 mart 2016 ankara patlamasını tak'ın üstlenmesi

    tak üstlenmiş. çünkü pkknin sivil öldüreceği 1 eylem tarzı yok. aynı akp tarzı kelime oyunları. akp kendi yandaşlarını, pkk de kendi yandaşlarını böyle insanı salak yerine koyarak kelime oyunlarıyla kandırmaya çalışıyor.

    kabul edin işte ikinizin de yok bir farkı, biriniz doğuda sivilleri öldürüyor, diğeriniz batıda

    birinizin yandaşları doğuda ölen insanlar için "ama" içeren cümleler kuruyor
    ötekiniz batıda ölenlerin acısını doğuda ölenlerle kıyaslıyor

    yok bir farkınız. ideolojiler farklı, zihniyet aynı

  • 6. yarı karayipli kız ve türk annesi

    karayipli koca bulmamız gerektiğini gösteren videodur.
    olm o nasıl şeker bi kız? o nası tatlılık? o ne güzel hem türkçe hem ingilizce aksanı. çukulata tenlim, yirim seni.
    karayipliler eqlesin pls.

  • 7. gökçek öncesi ankara vs gökçek sonrası ankara

    29 yaşındayım. hayatım boyunca bu şehirde yaşadım. gökçek öncesi dönemi hatırlamıyorum.

    söyleyeceklerim bu kadar.

    edit: başlığı açan göd kılı kaçmış. big surprise.

  • 8. devamını okuyayım'a alternatif isim önerileri

    mesela
    (bkz: bitti demediniz mi lan)

  • 9. istanbul'dan kaçın mesajı

    zaten bizi teröristler öldürmezse kafayı sıyırıp biz birbirimizi öldürmeye başlıycaz paranoyaklıktan

  • 10. 17 mayıs 2016 instagram direnişi

    2 saat sonra...

    eyleme katılanlar
    1)danikunited

  • 11. 17 mart 2016 dokunulmazlıkların kaldırılması adımı

    bütün yargı organlarını ele geçirdikten sonra, akp için risk teşkil etmeyen boş bir meydan okumadır.

  • 12. 17 mart 2016 sc braga fenerbahçe maçı

    volkan demirel'in mactan sonra kale arkasindaki daga ciktigi mac.

  • 13. galatasaray taraftarı

    gs avrupa'dan elenince veya ceza alinca halay ceken at yaraklarinin laf attigi taraftardir.

    hadi siktirin gidin simdi.

  • 14. erkan petekkaya

    “kadın da kendini bilecek. ‘benim çocuğum var’ diyor, arkasından da ‘beni taciz etti’ diyor. tutarsızlığa bak. söyleme o zaman!”

    ''benim de annem kadın.''

    ''ben nurgül’ün nesini taciz edeceğim? beyonce mi o? bilime aykırı, akla aykırı.''

    ***********************************************

    bence kendisinin de milyonlarca sperm arasından birinci gelmesi bilime ve akla aykırı.

  • 15. sinema tarihinin en iyi çifti

    münir özkul - adile naşit

  • 16. tek şarjla yüz bin kilometre giden otomobil

    ya artık bu çöp (bkz: devridaim makinesi) haberlerine yer veren editöre ceza verilmesi, haberi yapan mal arkadaşın da ortaokul diplomasının iptali gerekli. linki de tıklamadım ha. o derece bıktık artık yahu.

  • 17. tiziana vergari'nin tartışma yaratan fotoğrafı

    (bkz: yaratamadı)

  • 18. ensar vakfı'nı itibarsızlaştırma projesi

    1- 9-10 yasindaki erkek cocuklari sik.
    2- yakalan.
    3- yakalaninca feto, esad diye zirvala.

    tipik bir islamci kafasi iste.

  • 19. 17 mart 2016 beyoğlu alman lisesi tatili

    almanlar tatil edince biz de tatil edilmiş olmuyor muyuz ?

  • 20. 17 mart 2016 dolar kuru

    bak gerizekaliya anlatir gibi anlatiyorum.

    dolar/tl kuru 3,08'e ciktiginda verilen tepkiler, 2,98'den 3,08'e cikmasina degil, birbucuk sene onceki 2,15'ten 3,08'e cikmasina verilmistir. yani 18 aydan kisa bir sure icinde turk lirasinin 50%'ye yakin deger kaybetmesine.

    bu baglamda, yine mala anlatir gibi soyluyorum; 2,96'dan 2,85'e inmesini, volatilitede artisa sebep olacak fed kararlari dururken uzun adamin hiperrealistik dis politikalarina baglamak, aptallik olmasa da iyi niyet barindiramaz diyoruz.

    salak, yemin ederim gerizekali bu cocuk.

    edit: $art oldu bak bunu eklemek => http://hizliresim.com/4rpoja

  • 21. hiçbir ülkenin mandası olmayacağız

    cargill'i türkiye'ye sokup (ceremesi: et fiyatı avrupa'nın 3 katı) , bütün madenleri özelleştirip ki buna petrol arama ve hakları da dahil; yerli sermaye ile kurulmuş telsim, turkcell, telekom gibi komünikasyon araçlarını yabancıya dağıtıp, bütün limanları özelleştirip utanmadan arlanmadan söylenebilen söz.

    3 milyar euro için 3 milyon ne idüğü belirsiz adamı memleketine alacaksın, avrupaya stepnelik yapacaksın; aldığın adamlar sağda solda bomba patlatacak sonra manda değilim diyeceksin.

    bunları yaptıktan sonra bunu söyleyebilecek şerefe sahip insan, manda değil sığırdır.

  • 22. fernandao'ya türkçe isim önerileri

    (bkz: hayvandao)

  • 23. ivan bebek

    galatasarayli olarak soyluyorum boyle hakem olmaz amk.

    ulan bizede ayni boku yemislerdi real macinda. boyle mac mi yonetilir.

    edit: "bu gol hem braga'ya, hem hakeme."
    edit 2: mehmet ne mi yapsin kolarini?
    "kivirip hakemin gotune soksun."
    edit 3: icim sogumadi lan.

    senin gibi hakemin evini barkını tahtasını silgisini kuzenini kumasını sevenini sayanını bebeğini gömecini dedesini yedi ceddini doğurtan ebesini beynini makmunu bahçesini zakmunu tuttuğu silgisini ciğerini veremini böbreğinin taşını omzundaki başını gözündeki yaşını anlındaki gaşını sevdiceklerin hepsini tek tek gondiklesinler.

  • 24. gezi'de ali sunal'ın polise kitap okuması

  • 25. valilikten alman elçiliklerine tepki

    ilginç bir açıklamadır.

    --- spoiler ---
    halkımızın sadece yetkili mercilerin yapacağı resmi açıklamalara itibar etmesini, kaynağı ve amacı kuşkulu sansasyonel ve gayri ciddi haber ve söylentileri dikkate almamalarını kamuoyuna saygı ile duyururuz
    --- spoiler ---

    en son hangi bombada halk uyarıldı ben pek hatırlamıyorum. kaçırdığım bir uyarı varsa lütfen belirtin.

  • 26. rte düşmanlarnn içten içe rte hayranlıkları

    (bkz: 1-c'den arkadaşımıza teşekkür ediyoruz)

    koca ülkenin bu duruma gelmesi kesinlikle kıskançlık, evet.

    son olarak, merhaba yeni paralı ak.

    yazar başarımızı kıskanıp kaçtı arkadaşlar.

  • 27. lukas podolski

    kendisine cevap gecikmemiştir. (bkz: qapaq)

    http://i.hizliresim.com/rm3lnn.jpg

  • 28. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    --- spoiler ---

    çok makyaj yapan sevgili demek, 2 tane sevgili demek. tabi bir tanesi hafif çirkin.
    --- spoiler ---

    çok afedersiniz bununla iki katına çıkan ufku sikeyim.

  • 29. fenerbahçe üniversitesi

    ''fenerbahçe üniversitesinde dün gece alexçiler ile aşırı aykutçu öğrenciler arasında "faydalı koşu mesafesi" üzerine çıkan tartışmada 6 kişi yaralandı.'' (alıntı) *

    not: camiamıza hayırlı olsun.

  • 30. 17 mart 2016 yılmaz özdil'in köşe yazısı

    http://www.sozcu.com.tr/…ya-alismali-miyiz-1140186/
    biraz uzun olmuş ama... doğruları yazmamış mı?

    barutun kokusu düştü burnuma
    dört bir yana istiyorum
    dibinden patlatayım
    adamlar gibi dağlara düşeyim
    tutmak istiyorum kürdistanımı
    ya ölüm ya kurtuluş
    uyanın uykudan çabuk
    artık savaş zamanıdır

    bu tür hümanist (!) şarkılar söyleyen şivan perver’e “barış güvercini” muamelesi yapılırsa, akp mitinginde asrın liderimizle el ele sahneye çıkarılırsa, en ön sırada oturan bülent arınç duygulanıp hüngür hüngür ağlarsa… kendini “dibinden patlatan” canlı bombalarla yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    pkk tanık tsk sanık yapılırsa, genelkurmay başkanı “terörist” diye hapse tıkılırsa, türk ordusu mermi sıkmadan esir alınırken “türkiye bağırsaklarını temizliyor” diye göbek atılırsa, hilmi efendi “kasaptaki ete soğan doğramam” derse, garnizon komutanı 30 ağustos zafer bayramı pastasını akp marşıyla keserse, madalyalı kahramanlar canına kıyarken, kahrından kanser olurken, necdet bey hükümete iftar vermekle meşgulse, asrın iftirasını bavulla taşıyan herif, gazeteciler cemiyeti tarafından “yılın gazetecisi” seçilirse… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    pkklılar örgüt üniformalarıyla habur’dan girip, otobüs üstünde şeref turu atarken, asrın liderimiz “habur’daki manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü, çok sevindirici şeyler oluyor” derse, pkk’yla resmen masaya oturulursa, oslo’daki pazarlıkta mit yöneticileri pkk yöneticilerine “gözünüzü seveyim” derse, devletin valisi “abdullah öcalan’ı takdirle karşılıyorum” derse, tbmm başkanlığı bile yapmış olan zat (!) üzüntülü ifadelerle “abdullah öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında bir çocuktu, kurban edildi” derse, “ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” diyen ahmet kiziroğlu “bana biji serok ahmet diyen dillerinize kurban olayım” derse… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    asrın liderimiz “abd’nin genişletilmiş ortadoğu projesi kapsamında diyarbakır yıldız olacak” derse, apo’ya diyarbakır meydanında “ulusa sesleniş” konuşması yaptırılırsa, diyarbakır belediye başkanı “devlete mesajımız var, hastirin” derse, “türkiye kerkük’e karışırsa, ben de diyarbakır’a karışırım” diyen barzani, akp kongresinde onur konuğu yapılırsa, türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlanırsa… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    şehit ve gazi sıfatları yasalardan silinirken, gazilerimizin protezlerine haciz gelirken, asrın liderimizi eleştiren şehit babalarına hapis cezası verilirken, gaziler cemiyeti asrın liderimize teşekkür mahiyetinde kalpak hediye ederse… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    “ulus devlet allah’ın belasıdır, türk üst kimliği bölücüdür, türk bayrağı demeyelim türkiyeli bayrağı diyelim, devletten yana değil dağdakiyle birlikte yaşamak isterim” diyenler “akil adam”sa… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    tc kaldırılırsa, andımız yasaklanırsa, apo posteri taşımak suç olmaktan çıkarılırken, otomobiline atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesilirse, kalaşnikoflu heykel dikilirken, atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanırsa, 19 mayıs yasaklanırsa, sabiha gökçen soykırımcı ilan edilirse, kızılay bile sodasındaki türk ibaresini silerse, akp milletvekili “türk yoktur” derse… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    yandaş-yalaka basınımız kandil’deki basın toplantısına koştura koştura giderse, devletin anadolu ajansı bile tarihte ilk kez kandil’e gönderilirse, kendilerini karşılayan kalaşnikoflu teröriste “sevimli delikanlı” diye hitap ederlerse, “güzel bir ceviz ağacının dibinde öğle yemeğindeyiz, etrafta incir ağaçları, pembe pembe açmış kürdistan gülleri” diye romantik satırlar döktürürlerse, murat karayılan’ın yanına oturup, sırıta sırıta hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa girerlerse, karayılan hakkında “sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor” diye yazarlarsa, pkk elebaşını “tonton, babacan, terörişko” şeklinde ambalajlayıp sunarlarsa… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    abd istedi diye, peşmergeye koridor açmak için tbmm’de tezkere çıkarılırsa, kobani’ye giden peşmerge güçleri takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 ekim cumhuriyet bayramı’nda topuyla tüfeğiyle topraklarımıza girerse, kürdistan bayraklarıyla, alkışlarla karşılanırlarsa, havayi fişekler fırlatılır, halaylar çekilirse, türk silahlı kuvvetleri ayak altında dolaşmamak için kışlasına saklanırsa, milli istihbarat teşkilatı eskortluk yaparsa, dinlenme molasında yedikleri lahmacunun parası bile valilik tarafından ödenirse, ahmet kiziroğlu “kobani’ye selam ediyorum, kobani’deki kardeşlerimin alnından öpüyorum” derse… sur’da cizre’de silopi’de nusaybin’de askerimizi polisimizi şehit edenlerin, alnından öpülen kobani’de eğitildikleri ortaya çıkmışsa… sınır namusken, sınırlarımız folofoş edilirse, kayıt kuyut tutmadan, kim olduklarına bile bakmadan, üç milyondan fazla suriyeli hobaraaa diye buyur edilirse, pkklı ve ışidli canlı bombalar sahte kimlikle mültecilerin arasına karışıp, elini kolunu sallaya sallaya suriye’den giriş yaparsa, bunların kaç kişi oldukları, şu anda hangi şehirde oldukları bile bilinmezse, memleket dingonun ahırına dönmüşse… terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

    pkk açılımı döneminde açılım’ın bir numaralı şakşakçısı olan, apo’ya övgüler düzen, hatta, imralı’dan çıkarılmasını öneren, “öcalan sorumluluk bilinciyle hareket ediyor” diyen yandaş gazeteci, bugün hiç utanmadan “terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor” diyorsa…

    ve, bunların hepsi gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka yaşanıyorsa, armut gibi seyrediyorsak… e alışmamız lazım tabii.

  • 31. apple'ın üreteceği otomobil

    bu maddelerin uygulanmışı var.
    (bkz: volkswagen)

  • 32. breaking bad'den daha iyi olan dizi

    walking dead olmadığı kesin olandır. zira her bölüm aynı bok dönüp duruyor. 30 küsür dizi takip eden ben sıkıntıdan sigarayı aynı anda içtiğimi görünce bıraktım diziyi.

  • 33. rte'nin batıya meydan okuyan tek türk lider olması

    irak'i isgal eden amerikan askerleri icin dua ettigini soylemesi,
    reyhanli saldirisindan sonra oraya gitmek yerine abd ye gitmesi
    kerry esad'li bir cozum dediginde kuyrugunu iceri cekip susmasi
    vs vs falan saymazsak belki dogru olabilir diyecegim ama bir gulme geliyor

  • 34. potansiyel et restoranı isimleri

    (bkz: istifa-et)

    ankara'nın belli yerlerinde şubeler açarak steak house sektörüne yeni bir soluk getirebilir bu isim.

  • 35. ankara

    karanfil sokak, anafartalar, gar, devlet mahallesi ve kızılay...
    aklıma ilk gelenler bunlar. bu bombalar niye hep ankara'da patlıyor?

    tak bugün açıklama yapmış, ankara'daki saldırıyı biz yaptık diye. cici pkk'nın adı geçmesin diye kurulan bu çakma örgütçüğün götü de yememiş açık açık yazmaya, kibarlaşmışlar, yok "güvenlik güçlerine saldırdık, sivili kayıp oldu üzgünüz, ama polis de öldürdük, demek ki suçlu devlet" bilmem ne diye. ulan ankara'nın en merkezi yerine, pazar günü, sınav sonrası gencecik çocukların olduğu saatte hem de otobüs durağına saldırı yapmışsın. neyin özgürlüğünden, hürriyetinden mücadelesinden bahsediyorsun hala? biz "barış" diye yalvardıkça ölüyoruz, siz daha neyin peşindesiniz?

    neyse asıl konum şu. iğrenç açıklamalarının içinde "faşizmin ve barbarlığın kalesi" geçiyor bir de. ankara için. dertleri bu. ankara onlar için bu ülkenin sembolü. dillerinden düşürmedikleri "emperyalist" güçleri bitap haldeyken ülkeden kovup barışı sağlamış cumhuriyetin başkenti. bu "emperyalist" güçlerin "sizi ciddiye almıyoruz" diye istanbul'a açtığı elçiliklerini bile tanımayan, tıpış tıpış kendi gösterdiği yere taşıtan mücadelenin sembolü. ağalıkları, beylikleri, sapkınlıkları, cahillikleri sürmesin diye, emeği yükselten, kadını yücelten, ülkeyi modernleştiren devrimlerin ülkesi burası. bu ülkenin üç hastalıklı zihniyetinden ikisi, siyasal islamcılar ve kürtçü teröristler, siz bu cumhuriyete karşısınız. siz bir olup teröristleri törenle tam 29 ekim'de soktunuz ülkeye. mevzu bu. intikam. siyasal islamcılar izin veriyor göz yumuyor, teröristler patlatıyor. birbirinize yaslandınız, kahramancılık oynuyorsunuz.

    lan ne yapalım biz de mi kendimizi patlatalım nedir çözümünüz yani? vallahi şu açıklamadan sonra sinirden patlayacağım ben de. haysiyetsizler! söz olsun sizden kurtulacak bu ülke bir gün. bu barış size rağmen gelecek, huzur yine geri gelecek.

    o zaman biz yine "gri ankara'ya yakışan kar"ı seveceğiz hep birlikte.
    and olsun.

  • 36. 6 aylık ilişki boyunca hediye almayan sevgili

    (bkz: derdine kafam girsin kardeşim)

    "tanrı bizi affetsin !!

    - dünyanın en iyi esprisini bile yapsak mal mal bakan kadınlar için en berbat esprimize bile ayıp olmasın diye kahkaha patlatan kadınları üzdük.
    - kanal değiştirirken bile maç denk gelmesine tahammülü olmayan kadınlar için gecenin köründe halı saha maçımızı izlemeye gelen kadınları üzdük.
    - en son okuduğu kitap cin ali tatilde olan kadınlar için elinden hegel, sartre, descartes kitapları düşürmeyen kadınları üzdük.
    - elleri takma tırnak yapıştırıcısı kokan kadınlar için elleri mandalina kokan kadınları üzdük.
    - konu eski sevgilisine gelince “allah belasını versin pisliğin, geberir inşallah” diyen kadınlar için konu eski sevgilisine gelince “boşver ya konuşmayalım, canı sağolsun” diyen kadınları üzdük.
    - her sabah uyanır uyanmaz suratına 30 kilo boya süren kadınlar için makyajsız da güzel olan kadınları üzdük.
    - aşağıya inip taksiciye para ödesene! diyen kadınlar için paraya sıkıştığımızda varını yoğunu veren kadınları üzdük.
    - ayı gibi oldun diye burun kıvıran adonis manyağı kadınlar için “oy ben senin göbüşünü yerim” diye sevip göbeğimizi yastık yapan kadınları üzdük.
    - tencere görse bomba diye karakola götürecek kadınlar için papua yeni gine mutfağını bile bilen kadınları üzdük.
    - arkamızdan iş çeviren kadınlar için arkamızdan ağlayan kadınları üzdük.
    - orasının burasının fotoğrafını gönderen kadınlar için zeytinyağlı yaprak sarması gönderen kadınları üzdük.
    - kullandığımız su bardağından tiksinip başka bardak arayan kadınlar için, sidikli donumuzu elinde yıkayan kadınları üzdük.
    - tırnağı kırılır diye portakal soymayan kadınlar için, hamsi temizleyen kadınları üzdük.
    - gittiği partilerde twerk yapan kadınlar için, halay çekerken elini tuttuğu kişi yabancı olmasın diye imtina eden kadınları üzdük.
    - ”karamel makiyato içmeden güne başlayamıyoruuuuuum!” diye triplere giren kadınlar için çay içerken serçe parmağını havaya kaldıran kadınları üzdük.
    - mekanda şişe açtırmayınca surat yapan kadınlar için, “ben içmeyeyim de arabamızı kullanayım” diyen kadınları üzdük.
    - whatsapp’ta 7/24 online olup herkese mavi boncuk dağıtan kadınlar için whatsapp durumunda “hi there ı’m using whatsapp” yazan kadınları üzdük.
    -”bu gecenin hatrına alıver koynuna, sana yapacaklarım var” şarkısını baştan sona bilen kadınlar için “ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim” türküsüyle duygulanan kadınları üzdük.
    - 2 kere 2’ye 5 diyen kadınlar için “bugün sevgili oluşumuzun 712.günü” diye hesap kitap yapan kadınları üzdük.
    - ”gel beni al” diyen kadınlar için “orada buluşalım” diyen kadınları üzdük.
    - ”gelirken bir şey alayım mı?” diye sorunca bin tane şey isteyen kadınlar için “sen gel yeter aşkım, evde her şey var” diyen kadınları üzdük.
    - ”paran yoksa ben de yokum” diyen kadınlar için “sen yoksan ben de yokum” diyen kadınları üzdük.
    - tanışma anındaki 3. sorusu “araban var mı?” olan kadınlar için, akbil kullanmaktan gocunmayan kadınları üzdük.
    - ilişkinin birinci ayında tektaş bekleyen kadınlar için, ilişkinin 10. ayında aldığı çiçekle dünya mutlusu olan kadınları üzdük...."

    ömür özdemir

  • 37. erdoğan nefretinin nedenleri

    -suriyede esad devrilsin diye kendi yetistirdigi isyancilara tirlarla silah yardiminda bulundu, o silahlar isyancilarin taraf degistirmesi vb. neticeler ardindan isid'in eline gecti..
    direk olarak olmasada dolayli destek vermis oldugu isid'in guclenmesi neticesiyle bolgenin bukadar karismasinda payi buyuk oldu..
    bugun ulkede, sultanhamet'de, ankara garinda isid'de bomba patlatiyorsa bundan bakkal hilmi abiyi degil tabiki erdogan'i suclayacagiz.

    -haziran secimlerinde muhafazakar milliyetci oylari kaybedince, direk soylem degistirdi, kurt sorunu yoktur diyerek fitilini atesledigi bu kanli savas neticesinde bugun ulkeyi tekrar 90'li yillara dondurdu, bugun tekrar bombalar patliyor, insanlar oluyorsa bundan bakkal hilmi abiyi degil, tabiki erdogan'i suclayacagiz.

    -ekonomi'den anlamaz, merkez bankasina laf atar, film yonetmenliginden vs. anlamaz, oynayan dizi senaryolarina laf atar, sosyolojiden, aile planlamasindan anlamaz, kac cocuk yapmamiz gerektigini soyler, dis politika'dan anlamaz ama ulke yonetir, sonuc: misir, israil, suriye, irak, hepsiyle buz gibi soguk, yapayanliz bir turkiye, daha bugun suriye'nin kuzeyinde bir kurt federasyonu kuruldu, masallah masallah! bundan dolayi da bakkal hilmi suclu olsun ozaman?

    sonuc olarak, niye nefret edeyim, ornegin eminim iyi bir babadir, evlatlarini, esini seviyordur vs. nefret degil bendeki ama ulke yonetemiyor, ulke yonetmesin de ne yaparsa yapsin.
    sunu da belirtelim, tabiki ulkeye faydasi da olmustu ozellikle ilk hukumet doneminde falan..
    ama sonradan bambaska birseye donustu, ve artik sadece zarari dokunuyor.

  • 38. finansal özgürlük

    sozluk'te hemen hemen her hafta "neden omrumuzu zengin sirketleri daha zengin etmek icin heba ediyoruz" tarzi basliklar aciliyor ve cok az insan bu konuda gercekten somut adimlar atiyor. madende, fabrikada calisip aldigi maas zaten ucu ucuna yeten veya yetmeyen mavi yakalilari anlayabiliyorum ama ortalamanin ustu maas alan beyaz yakali olup da finansal ozgurluk icin planlama yapmayan veya bu konuda bir amac bile belirlemeyen insanlari bir turlu anlayamiyorum. bir insan neden surekli sikayet ettigi ve kendisini mutsuz eden bir konuyu duzeltmek icin bir sey yapmaz ki?

    finansal ozgurluk herkesin ulasmak icin cabalamasi gereken hedeflerden biridir. su anda calistigim sirketle is gorusmesine girdigimde su anki mudurum artik kliselesmis "uzun vadede kariyer hedefin nedir?" veya "x yil sonra kendini nerede goruyorsun?" tarzi bir soru sormustu, ben de durustce bir cevap verip "uzun donem kariyer hedefim kariyerimin olmamasi" deyince adamcagiz sasirmisti. sonradan uzun vadedeki hedefimin finansal ozgurluk oldugunu anlatinca olayin bu kadar da abes olmadigini gordu.

    ornegin kendime 37-38 yaslari arasinda yani bugunden itibaren 7 yillik donemde tamamen finansal ozgurluk ilan edip emekli olma hedefi koydum ve bunun gerceklesip gerceklesmeyecegini zaman gosterecek. bu konuda bir plan yapip ilk adimlari atmak bile olumludur cunku en azindan somut bir seyler yaptiginizi gosterir.

    finansal ozgurluge daha erken yasta ulasabilmek ve sozlukte bir coklarinin deyimiyle "modern kole" (aslinda sahsen katilmadigim bir deyim) olmaktan kurtulmak icin atilabilecek bazi adimlari siralayayim (not buradaki liste belli bir onem veya oncelik siralamasina tabi degil. ornegin 24 numara 17 numaradan daha onemli olabilir de olmayabilir de):

    1.) para biriktirmenin ilk kurali para kazanmaktir. kazanmadiginiz seyi biriktiremezsiniz. kazandiginiz paranin ilk etapta temel ihtiyaclarinizi gidermesi, daha sonra da geriye para artmasi gerekir. bu yuzden mevcut bir isiniz varsa uzun sure issiz kalmamaya dikkat etmeniz gerekmektedir. mevcut isinizden memnun degilseniz yeni bir is aramaya baslayabilirsiniz ama yeni bir is bulmadan eski isinizden ayrilmayin ("maymunlar yeni bir dal tutmadan eski dali birakmazlar" diye bir soz var, bunu hatirlayin).

    2.) turkiye'de yasiyorsaniz ve maasinizi turk lirasi uzerinden aliyorsaniz maasi alir almaz dolar veya euro'ya cevirin. boylece uzun vadede paraniz durdugu yerde deger kaybetmez. kazandiginiz paranin degerini korumasi en az degerine deger katmasi kadar onemlidir. nasil kazanilmayan para biriktirilemezse degerini surekli kaybeden ve enflasyon karsisinda eriyen para da biriktirilemez (biriktirilse de bir sey ifade etmez). dolar veya euro bir yatirim araci degil ama uzun vadede paranizi erimekten kurtaran araclardan biridir (bir digeri de altin). dolar bazli yatirimlar turkiye'de uzun vadede kolay kolay deger kaybetmez.

    3.) finansal ozgurluk icin en onemli kavramlardan biri para biriktirmektir. ilk adimda parayi kazandiniz, ikinci adimda kazandiginiz paranin durduk yere erimesinin onune gectiniz ve simdi sirada ucuncu adim var. bu adimda da masraflarinizi kisarak gereksiz masraflardan kurtulacaksiniz ve kazandiginiz paranin daha buyuk bir kismi cebinizde kalacak. ilk olarak bir ay boyunca harcadiginiz paralari listeleyin ve nereye ne kadar para harcadiginizin farkindaligini olusturun.

    4.) simdi bir aylik temel harcamalarinizdan olusan bir butce hazirlayin. aylik harcamalariniz arasinda bazilari olmazsa olmaz kategorisindedir (ornegin kira, elektrik faturasi ve yiyecekler). bazi harcamalar daha cok "luks" kategorisinde olacaktir ve bazilari iki grubun arasinda (olsa da olur olmasa da olur seklinde) olacaktir. tum harcamalarinizi bu uc kategoriye ayirin ama is burada da bitmiyor.

    5.) is burada bitmiyor cunku bazi "temel harcamalar" ayni zamanda "luks harcama" da olabilir. ornegin odemeniz gerekenden fazla kira oduyorsaniz bu harcama bir anda temelden lukse sicrayabilir. bir oda eve ihtiyaciniz varken 2-3 odali ev tuttuysaniz, gereksiz yere luks bir yerde ev tuttuysaniz, hemen hemen hic kullanmayacaginiz halde bazi seylere fazladan para odediyseniz (ornegin sitedeki yuzme havuzu gibi) burada durup dusunmek gerekiyor. tabi ki hayatin gerceklerini de dusunmek gerekiyor. ornegin istanbul'un avrupa yakasinda yasiyorsaniz ucuz kira odemek icin gunde 2-3 saatinizin yolda gecmesi de hic karli degil cunku stres katsayiniz artacaktir (bir de ise arabayla gidip geliyorsaniz arabaya yapacaginiz masraf kiradan fazla olabilir).

    6.) calistiginiz sektorde buyuk sehirde calisip yasama zorunlulugu yoksa buyuk sehirlerden uzak durmaya calisin. atiyorum a, b ve c isimlerinde 3 tane sehrimiz olsun. burada a mega-buyuk bir sehir, b orta buyuklukte bir sehir ve c kucuk sehir. a sehrinde daha cok is bulma imkaniniz var ve maaslar da daha yuksek ama ayni zamanda masraflar da deli gibi yuksek. b sehrinde maaslar da masraflar da daha dusuk ve c sehrinde yine maaslar da masraflar da epeyce dusuk. ilk bakista ucu de ayni yola cikiyor gibi ama oyle degil. bir arastirmadan hatirliyorum, buyuk sehirlerde kucuk sehirlere gore maaslar %30 oraninda daha yuksekken masraflar %60-70 oraninda daha yuksekti ve kucuk sehirlerde yasayanlar kara geciyordu.

    7.) imkaniniz varsa ortalamaya vurdugunuzda gelirlerin turkiye'den cok daha yuksek oldugu abd, kanada, avustralya, avrupa gibi yerlere cikabiliyorsaniz cikmaya calisin. buralarda birkac senede biriktireceginiz para sizi turkiye'de yillarca ihya eder. tabi bunu soylemesi yapmasindan daha kolay ve herkesin bunu gerceklestirme imkani yok, bu yuzden bu madde uzerinde fazla durmuyoruz. bunu yapmanin en "kolay" yolu turkiye'de ofisi olan bir uluslararasi sirkete girip 1-2 sene sonra yurtdisindaki ofislerden birine transferinizi istemek. son donemlerde bu sekilde yurtdisina cikan cok insan var.

    8.) elini verenin kolunu kaptiramadigi hicbir servis saglayicisiyla uzun donem kontrat yapmayin. ozellikle kablolu tv, dijital tv gibi platformlara fazla para dokmeyin. gunumuzde hemen hemen her sey internetten izlenebilmekteyken insanlarin tv izlemek icin neden para harcadigini ve bunun icin neden 1-2 yillik uzun kontratlar yaptiklarini anlayabilmis degilim.

    9.) hayatinizdaki "gizli masraflari" aciga cikarin. mesela cogu insan 3 yilda bir bilgisayar ve telefon yeniledigi icin bu masraflar uzun vadede goze gozukmez. 3 yilda bir bilgisayara ve telefona 1,500'er lira veren biri bu donemde sirf bu iki alete bile 3 bin lira vermektedir. bu da 3 yila bolununce ayda 83 liralik bir masraf cikar. cogu insan aylik butce yaparken "yeni bilgisayar ve telefon parasi" diye kenara 83 lira ayirmaz ama aslinda olmasi gereken budur. yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 12'ye, 2 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 24'e, 3 yilda bir aldiginiz seylerin fiyatini 36'ya bolerek aylik masrafiniza ekleyin. boylece aylik masrafinizin gercekte ne oldugunu daha net bir sekilde gorursunuz. ha bu arada elektronik esyalari surekli yenilemek zorunda degilsiniz. ozellikle laptop ve telefon gibi pahali esyalari yenilemeden once kullanabildiginiz kadar kullanin.

    10.) hicbir yere gereksiz yere faiz veya ceza odemeyin. faturalarinizi zamaninda odeyin.

    11.) finansal ozgurlugunuzu ilan etme konusunda hirsliysaniz kendiniz gibi bu konuda hirsli olan insanlarla beraber olun. arastirmalara gore arkadaslari savruk olan insanlar daha savruk oluyor cunku insanlar beraberce para harcamayi ve bazi konularda arkadaslarindan geri dusmemeyi seviyorlar. aslinda bunun tam tersi olmasi mantiga daha uygun olurdu. simdi bir insan dusunun, arkadaslari luks meraklisi oldugu icin kendisi de luks meraklisidir ve onlardan "geri kalmamak icin" parasini bolca harcamaktadir. aslinda bu kisi parasini biriktirse uzun donemde arkadaslari birer birer borc bataginda yuzerken kendisi finansal olarak onlardan fersah fersah ilerde olacaktir ama cogu insan uzun vadeyi degil kisa vadeyi dusundugu icin gosteris yapmasini saglayan seylere para harcayarak bunu "sosyal statu yatirimi" olarak goruyor.

    12.) 11. maddede soylediklerim sadece duz arkadaslar icin degil iliskiler icin de gecerli. para harcamayi seven, her yerden masraf cikartan sevgiliden de uzak durmaya calisin. en basit ve goze carpan ornek olarak dugun masraflarina dikkat cekmek istiyorum. bazi insanlar "hayatimda bir kere evleniyorum" deyip oyle bir dugun masrafi yapiyor ki bu masrafin geri odenmesi 3-4 yil suruyor. halbuki butceye uygun ve sade bir nikahla evlenilse o para cepte kalacaktir veya bir yatirim olarak geri donecektir. son yillarda ozellikle avrupa'da sade ve masrafsiz nikah torenleri giderek daha da tutuyor.

    13.) gelelim tatil konusuna. yilda bir defa 2-3 hafta tatil yapip yil boyunca biriktirilen tum parayi bu tatile yigmak, sonra yilin 11 ayini melankonide gecirmek (veya daha da kotusu yil boyunca tatilden dogan taksitleri odemek) mantiga uygun mudur? hayir. o zaman neden herkes bunu yapiyor? cunku insanlarin cogu uzun donem dusunme yetisinden yoksun ve herseye kisa donemlik olarak bakiyor. tatil yapmayin demiyorum, tatil her insan icin gereklidir ama tatilinizi en luks yerlerde yapmak zorunda degilsiniz. ben sahsen yillik izin kullanmayi biraktim. yilda 3 hafta (yani 15 is gunu) izin kullanip butun sene tatil ozlemi duymak yerine yil boyunca 15 farkli cuma gununde tatil kullanip haftasonlari "mini tatile" cikiyorum. boylece hem yerel takildigim icin daha az masraf gidiyor hem de yilda bir degil 15 kere tatile cikmis oluyorum.

    14.) bu arada tatil demisken kamp yapmayi ogrenin. 4-5 gunluk otel parasina alacaginiz kaliteli bir kamp cadiri ve kamp malzemeleri sizi yillarca idare edecektir ve bir kere alisinca kamplar otel tatillerinden cok daha eglenceli gecmektedir.

    15.) saglikli beslenin. cogu zaman sagliksiz yiyecekler (ornegin fast food veya kutuda gelen dondurulmus yiyecekler) daha ucuz olsa da uzun vadede kaybedeceginiz sagligin degeri daha fazla. gunumuzde saglik giderlerinin bir cok insanin en gider kalemini olusturmasinin bir yana sagliksiz insan hayattan zevk alamaz.

    16.) finansal ozgurluge kavusunca "emekli olup" tasinacaginiz yeri belirleyin ve orada yatirim yapmaya baslayin. atiyorum kucuk bir sahil kasabasina tasinmak istiyorsaniz simdiden oralardan taksitle ev bakin. bu sayede kendinizi her ay kenara para koymaya zorlamis olacaksiniz. zaten cogu kucuk kasabada ev fiyatlari da daha ucuz olacagi icin yapacaginiz yatirim buyuk sehirlerden daha ucuza gelecektir. ustelik boyle bir yatirim yaparsaniz yaz tatillerinde gideceginiz yeri de belirlemis olursunuz ve bu tatillerde yapacaginiz masraf da epeyce duser.

    17.) yatirim cok onemlidir. sirf disinizden tirnaginizdan arttirdiginiz parayla finansal ozgurluk ilan etmeniz cok zor. biriktirdiginiz paranin bir sekilde buyumesi gerekiyor. bunun icin de yatirim yapmaniz gerekiyor. gunumuzde binbir cesit yatirim kanali var ve bazilari cok riskliyken bazilari daha az risk tasiyor. kendinize en uygun yatirim kanalini belirleyip onun inceliklerini ogrenin. bu biraz zaman alacak ama uzun vadede cokca ekmegini yiyeceksiniz.

    18.) disardan yiyecek soyleme isini mumkun oldugunca azaltin ve evde yemek yapmayi ogrenin. boylesi hem daha saglikli, hem yeni bir hobi edinmis oluyorsunuz hem de yemeginizde ne oldugunu bilmis oluyorsunuz. yemek endustrisinde (ozellikle mutfakta) calisanlar genelde disarda yemeye sicak bakmazlar cunku o mutfakta nelerin dondugunu en iyi onlar bilirler.

    19.) ozellikle giyecek konusunda marka takintiniz olmasin ama kalite takintiniz olsun. ornegin 2-3 senede bir yeni bir mont alacaginiza kaliteli bir mont alip 10 sene giyin. aynisi ayakkabi ve botlar icin de gecerli. bununla beraber kisa surede tukenen seyler icin (ornegin abur cubur yiyecek veya tuvalet kagidi) ille de en kalitelisini almaniza gerek yok. bunlarda en ucuzunu alabilirsiniz.

    20.) minimalizm felsefesiyle yasamayi ogrenin. ortalama bir evde bulunan esyalarin yarisi veya yarisindan daha azi kullanilmaktadir. hemen hemen herkesin evinde "bir gun lazim olur" diye alip atmaya kiyamadigi seyler mevcut. bir sey satin alirken "bir gun lazim olur" diye degil "bugun buna ihtiyacim var mi?" diye bakarak alip almama konusunda karar verirseniz uzun vadede cok tasarruf edersiniz.

    21.) kazandiginiz paranin bir kismini "yokmus" gibi gorun. ornegin ayda 10x lira kazaniyorsaniz sanki maasiniz 8x liraymis gibi davranin ve 8x ile gecinmeye calisin. butcenizi de gercekci olarak buna gore yapin. uzun vadede buna alisacaginiz icin yatirim yapabileceginiz para giderek artacak ve paranizin verimi artacaktir.

    22.) yukarda "yeni bir is bulmadan elinizdeki mevcut isi birakmayin" demistim ama bu is aramayi tamamen birakmaniz anlamina gelmiyor. isinizden olesiye memnun bile olsaniz 6 ayda bir cv'nizi yenileyip birkac ise basvurun. bu sayede son donemde degisen is piyasasi konusunda guncel bilgi sahibi olursunuz, isverenlerin nelere deger verip vermedigini gorursunuz ve sansliysaniz su anki isinizden daha iyi sartlar sunan bir is bulabilirsiniz. bu her zaman tutmaz ama 3-4 yilda bir tutsa bile kar edeceksiniz.

    23.) yukarda bilgisayar, telefon gibi pahali urunleri aylik olarak bolun ve butcenize ekleyin demistim ama simdi de tam tersini soyleyecegim. gunluk olarak tukettiginiz seylerin gercek fiyatini anlamak icin yillik hesaplamalar yapin. ornegin disarda kahve icmek icin gunde 5 lira harciyorsaniz bu size koymaz ama yilda 1825 lira harcamak (ayni hesaba geliyor) koyabilir. bu bakis acisi da yaptiginiz bazi gunluk harcamalari kismaniza yardimci olabilir.

    24.) araba almaya mecbur degilseniz almayin. gunumuzde arabalar konfor ve rahatlik demektir ama vergisiydi, taksidiydi, bakimiydi, trafik cezasiydi, tamiriydi derken arabalarin faydasindan cok masrafi var. isyeri yakin mesafedeyse bisiklet dusunulebilir. bu arada ayda yilda bir arabaya isiniz dusuyorsa satin almak yerine kiralamak cok daha ucuza geliyor.

    25.) mutfak alisverisinizi yaparken belli bir plana gore yapin. ornegin supermarkete gittigimde cogu zaman aldigim seyleri "bu pazartesi, bu sali, bu carsamba" diyerek kategorilere sokuyorum ve hangi gun ne yiyecegimiz, hangi yiyecegi neden aldigimi biliyorum. her hafta bittiginde ne ac kalmis oluyorum ne de cope giden yemek oluyor. en son cope yemek artigi atali 3-4 sene olmustur.

    26.) kisin evde donla gezip isiticiyi kokleyeceginize 1-2 kat giyinip isiticiyi birkac derece dusururseniz faturaya epeyce yansiyacaktir. birkac sene once normalde satin almayacagim fiyatta pahali bir battaniye almistim ve en basta sucluluk duygusu duymustum ama o battaniye beni sicak tuttugu icin dogalgaz faturalarindan yaptigim tasarrufla o battaniyenin parasi kim bilir kac kere cikmistir.

    27.) araba kullanacaksaniz da cok dikkatli kullanin. gerekirse yollarin kalabalik oldugu veya havanin kotu oldugu zamanlarda araba kullanmamaya calisin. bu sayede hem daha az kaza yaparsiniz, hem arabanin omru uzar, hem de trafik cezalarindan yirtarsiniz.

    28.) bir sey satin alirken mutlaka ama mutlaka indirim kuponlari ve ozel firsatlar arayin. donanimhaber olucusu olun demiyorum ama bir seyi daha ucuza alma sansiniz varsa bunu degerlendirin. ornegin kislik giyecekler yazin, yazlik giyecekler kisin ucuz olur.

    29.) bugun yemek yapmaktan ev tamirine kadar hemen hemen her seyi youtube'dan ogrenebilirsiniz. bunu degerlendirin.

    30.) artik kullanmadiginiz eski esyalari bir sekilde geri donusum yoluyla yeniden kullanima sokmayi deneyin. internette bu konuda binlerce fikir mevcut ve hemen hemen her esyanin geri donusturulebilecegini ufak bir google aramasiyla gorebiliyorsunuz.

    31.) pazarlik etmeyi ogrenin. inanir misiniz, pazarliklar sadece kucuk esnaflara ait bir kavram degil. bugune kadar buyuk magaza zincirlerinden pazarlik yaparak indirim koparan insanlar bile gordum. bazi magazalarda defolu mallara ozel indirim yapiliyor ve bazi magazalarda fazladan indirim kuponlari oluyor. turkiye'yi birak yurtdisinda bile pazarlik yaparak fiyat indirimi saglayacaginiz magazalar var.

    32.) ne nerede ucuzsa oradan alin. mesela bazi marketlerde sut daha ucuzdur, bazilarinda et daha ucuzdur, bazilarinda meyve daha ucuzdur. genelde bir markete gidince tum alisverisinizi oradan yaptiginiz icin sut ucuzmus deyip girdiginiz bir markette meyveden kazik yiyebilirsiniz. onun yerine sutu sut nerede ucuzsa oradan, meyveyi meyve nerede ucuzsa oradan, eti et nerede ucuzsa oradan alin. yiyeceklerini 5-6 farkli marketten alan ve yedigi herseyi indirimli alan insanlar taniyorum.

    33.) calistiginiz isyeri ogle yemegi vermiyorsa evden sandvic veya ufak bir paketle yiyeceginizi getirin. bir klise olacak ama yurtdisinda kurumsal firmalarin para icinde yuzen kodaman mudurleri bile disarda yemektense evden getirdikleri ogle yemegi pakedini yiyorlar. turkiye'de disarda yemek bir statu sembolu gibi gozukuyor ama bu boyle olmak zorunda degil.

    34.) yasadiginiz sehirde kutuphane varsa kitap okuyacaginizda oraya gidin. gunumuzde kutuphanelerde muthis bir kitap cesitliligi var ve cogu zaman yeni kitaplar bile oluyor. bazi kutuphanelerde uyeler o anda mevcut olmayan kitaplari siparis verip getirtebiliyorlar ve bazi kutuphanelerde e-kitap uygulamasi oluyor.

    35.) kendinizi psikolojik olarak emeklilige hazirlayip motive edebilmek icin emekli olunca tasinmayi dusundugunuz yerin (mesela bir sahil kasabasi veya dag evi) resmini cekip odanizin duvarina ve bilgisayarinizin duvar kagidina yapistirin. gereksiz para harcama durtunuz geldiginde bu sizi motive edecektir.

    36.) bilgisayariniza adblock veya benzeri programlar yukleyin. boylece hayatinizda %95 oraninda reklamlari cikartmis olacaksiniz. ne kadar az reklama maruz kalirsaniz o kadar az para harcama durtunuz olusacaktir. televizyon da izlemiyorsaniz reklamlara neredeyse hic maruz kalmayacaksiniz demektir.

    37.) "tuttugum takima destek olmak icin her sene lisansli urun almak zorundayim" diye dusunuyorsaniz karilarina ve metreslerine bile milyon dolarlik arabalar alan futbolculari unutmayin. bir saatte ortalama bir vatandasin 5-10 senede kazandigi parayi kazanan futbolculara "destek" olmayi unutun, kendinize destek olun.

    38.) gereksiz gururlar yapmayin. ikinci el veya kullanilmis esya almak kimseyi eksik veya kotu bir insan yapmaz. bazen bir esyanin az kullanilmis temiz bir versiyonunu sifirinin yari fiyatina veya ceyrek fiyatina bile bulabiliyorsunuz.

    39.) indirim kovalayin ama sirf bir yerde indirim var diye ihtiyaciniz olmayan seyleri de satin almayin. ornegin el kremlerinde indirim var diye gidip 100 tane almayin. ne alirsaniz alin kullanacaginiz kadar alin ve fazlasindan kacinin.

    40.) tatil konusuna deginmistim ama ille de tatile cikacaksaniz kimsenin gitmedigi donemlerde (sezon disi donemlerde) gidin. tatilinizi cok daha ucuza getirirsiniz hem de sessiz, sakin ve huzurlu bir tatiliniz olur.

    41.) coursera, lynda gibi egitim sitelerinden egitim alin ve bazi konularda yeteneklerinizi arttirin. uzun vadede kariyerinize cokca faydasi olacaktir.

    42.) para biriktirmeye ne kadar erken yasta baslarsaniz o kadar erken yasta emekli olursunuz.

    43.) ailenizle yasama imkani varsa bu imkani sonuna kadar kullanin. ne kadar uzun sure faturalariniz ve kiraniz olmadan yasayabilirseniz o kadar cok para biriktirirsiniz. yine gunluk masraflarinizi karsilayan bir is (mesela gece yatmali isler veya yurtdisinda uzun sureli insaat projeleri) bulabiliyorsaniz baliklama atlayin cunku maasinizin tamami cebinizde kalacak demektir.

    44.) yasadiginiz yerdeki vergi sistemini iyice ogrenin ve hile yapmadan ama sistemin size verdigi haklari kullanarak verginizi dusurebildiginiz kadar dusurmeye calisin. vergi iadelerinizi asla unutmayin.

    simdi diyeceksiniz ki "ona para harcama, buna para harcama, ben oyle rahibe hayatini ne yapayim? insanlar dunya'ya bir kere geliyor ve gencliklerinde eglenmeyeceklerse ne zaman eglenecekler?" bu gecerli bir kaygi ve buna da cevaplarim var:

    1.) burada "hic para harcamayin, ot gibi yasayin" demiyorum. para mutlaka harcanacak. hayatta cok para harcanarak yapilacak herseyin az para harcanarak yapilacak versiyonu da bulunabilir. ornegin herhangi bir tatile biri x lira harcasa bir digeri 10x lira harcasa burada ikinci eleman ilkine gore 10 kat fazla mi zevk almis oluyor?

    2.) yukarda bahsettigim bazi seyleri yaparak "ot gibi yasamak" bir yana yasadiginizi daha da hissedeceksiniz. ornegin yilda bir tatile gitmek yerine haftasonlari mini tatile cikmak, otelde kalmak yerine kamp yapmak, disarda kimin nasil yaptigi belli olmayan yemekleri yemek yerine kendi yemegini yapmak gibi aktiviteler insana uzun vadede daha cok zevk verir.

    3.) bir yanda 25-40 yaslari arasi disini sikip sonra ozgurluk ilan ederek hayatini yasamak var. diger yanda savurganlik yaparak 65-70 yasina kadar, belki olene kadar kole gibi calisarak mutsuz olmak var. hangisi kulaga daha hos geliyor? bu tabi ki sizin seciminiz.

    4.) bir sure sonra para biriktirme aktivitesinin kendisi bile zevkli gelmeye basliyor ve sanki hayat bir bilgisayar oyunuymus, biriktirdiginiz veya tasarruf ettiginiz paralar da kazandiginiz puanlarmis gibi geliyor. emekliligine 30-40 yil kalan birine emeklilik sonsuz otedeymis gibi gelir ve hicbir motivasyon vermez. emekliligi 5-10 yil otede olan insanlar da daha motivasyonlu olurlar cunku cok yakinda ozgurluklerini ilan edeceklerdir.

    5.) kisa bir kariyere sahip olmak insani sacma sapan bir cok hirstan arindiriyor. onceki calistigim asiri kurumsal sirkette calisanlara "10 yillik kariyer planlari" yapiliyordu. ben de kariyerimin ancak o kadar uzun olacagini tahmin ettigim icin bu tur hirslara kapilmiyordum ve hala kapilmiyorum. su asamada isyerinde yukselip yukselmemek gram umurumda degil ve cogu insanin yasadigi isyeri stresleri benim yanimdan bile gecmiyor.

    6.) gunumuzde insanlar eski gunlere gore cok daha uzun yasiyor. eskiden insanlar 40 yasinda vefat edermis ama bugun ortalama bir insan omru 80 seneye dayandi ve gelisen tip ve teknolojiyle beraber bunun giderek de artmasi bekleniyor. ben 50 yil sonra 80 yasima geldigimde ortalama insan omru 100 yili gecmis olacak. o zamana emeklilik yasi da 75-80'i gecmis olur. boyle bakinca 40 yasinda emekli olma fikri hic de kotu degil. zaten 40'lar eskinin 30'lari gibi derler (40s are the new 30s).

    peki finansal ozgurlugu ilan edince nasil yasayacagiz ve nelere dikkat edecegiz?

    1.) artik finansal ozgurlugunuz varsa calismaya ihtiyaciniz yok demektir. bu durumda istanbul gibi buyuk sehirlerde yasamaniza gerek yok. ege'de bir sahil kasabasi, burdur'da bir dag kenari, karadeniz'de bir orman dibi gibi herhangi bir yerde yasayabilirsiniz. bu durumda masraflariniz da otomatikman dusecektir, yani emekliligini istanbul'da gecirmek isteyen birine gore kara gececeksiniz demektir.

    2.) o zamana kadar bulmadiysaniz omrunuzun geri kalanini beraber gecirip mutlu olabileceginiz kafa denginiz birini bulun. yalniz yasamaktan hoslaniyorsaniz da 1-2 ev hayvani alabilirsiniz.

    3.) ucuz ama zevkli olabilecek yeni hobiler edinin. dunya'yi ve dogayi bir oyun tahtasi olarak gorursek dusuk butceyle yapilabilecek o kadar cok sey var ki.

    4.) ufak bir arazi alip meyve-sebze yetistirmek istiyorsaniz bu isten anlayan birilerinden veya bir kitaptan isin inceliklerini ogrenin. "duse kalka ogrenirim" diyorsaniz ilk birkac yiliniz ogrenmeyle ve hatalarinizdan ders almakla gececegi icin bu surede mahsul beklemeyin.

    5.) havasi surekli sicak bir yerde yasamaya karar verdiyseniz kislik esyaya ihtiyaciniz olmayacak demektir. havasi surekli soguk olan bir yerde yasamaya karar verdiyseniz de klima masraflariniz az olacak demektir. nerede yasamaya karar verirken bu tur ayrintilari da unutmayin.

    ayrica notlar:

    1.) burada coluk cocuga karismayi hesaba katmamisim. cocuk basina emeklilik planiniz 5 yil kadar ertelenir. bunu hesaplamalariniza ekleyebilirsiniz.

    2.) ya hic evlenmeyin ya da sadece bir kere evlenin (soylemesi kolay tabi). her evlenip bosanmada masraflariniz ve borclariniz katlanarak artacaktir. erken emeklilik ve finansal ozgurluk konusunda israrciysaniz sizinle ayni fikirde olan bir es secin. esinizi iyi secmezseniz ve bu konuda ayni fikirde olmayan biriyle hayatinizi birlestirirseniz bir yandan siz para biriktirmeye calisirken ote yandan diger taraf parayi har vurup harman savurur.

    3.) dikkatinizi cekerse hicbir yerde "kredi kartinizi yirtip atin" demedim. kredi kartinin da kendince faydalari var ama bu baska bir entry'nin konusu. kredi kartiniz varsa her ay hesabi sifirlayacak sekilde kullanin. aksi taktirde zarar edersiniz.

    4.) finansal ozgurluk uzun vadede belki de omur boyu surecek bir alman disiplini sahibi olmayi gerektirir. surekli gaza gelip bir seylere heveslenen ve sonradan fikir degistiren biriyseniz (ornegin her hafta diyete baslayip carsamba gunu iptal edenlerdenseniz) finansal ozgurluk yolunda basarili olabilmek icin epeyce disiplin gelistirmeniz gerekiyor cunku finansal ozgurluk hata kabul etmez. ornegin epeyce para biriktirip sonra yatirimlarinin getirisiyle yasayan bir insan gaza gelip tum parasini borsada yanlis bir hisseyi alarak batirabilir ve yeniden is hayatina donmesi gerekebilir. bir insana her gun ise gitmek koymaz da finansal ozgurluk ilan ettikten sonra ise donmek feci koyar.

    5.) yukarda da dedigim gibi sagliginiza cok dikkat edin. saglik insanin elindeki en buyuk sermaye olmakla beraber sagliginizi kaybetmenizin de bir suru maddi ve manevi goturusu var. gunumuzde saglikli beslenmek pahali ama emin olun ki sagliginizi kaybetmek, doktordan doktora kosmak, surekli ameliyat olmak ve operasyonlar gecirmek daha pahali.

    6.) basta ozel saglik sigortasi olmak uzere sigorta konusuna dikkat edin. ozellikle finansal ozgurluk ilan ettikten sonra saglik masraflarinizi cikartmaniz gerekecek ve yasiniz ilerledikce sigorta masraflariniz artacak.

  • 39. robin van persie'ye türkçe isim önerileri

    (bkz: rafet el roman)

  • 40. türkiye'nin dünyada 5. süper güç olması

    gece gece illuminati, mu kıtası videoları da izlenmis.oooh vatan,millet,sakarya . mandadan halliceyiz oglum,sıkıysa incirlik'teki bir aracın yerini abd'den izin almadan değistir bakalım.fenerli misin la sen? onlarda var bu; olmadiklari seylere inanip, en iyinin kendileri olduğunu sanmalar falan..

  • 41. çek taraftarın dilenci kadının üzerine işemesi

    bir tane müslüman yanlış yapsa hemen "gerçek islam" yazanlar, burada bu cibilliyetsizin tüm avrupayı temsil etmediğini söyleyerek aklınca avrupayı savunuyor. amınakodumun yerinde neden müslümanlardan biri yapınca bütün islam alemi suçlu da onlar yapınca sadece o birey suçlu?!! afedersiniz ama sikerim böyle çifte standardı. gerçek avrupa amk var mı? o götünü yaladığınız, taptığınız gerçek avrupa bu işte. tamam, sakinim.

  • 42. andy-ar araştırma şirketi'nin taraftar araştırması

  • 43. prof. dr. aysun kayacı

    demokrasinin bug'ını bulan kişidir.

  • 44. türk kadınının uluslararası piyasası

    (bkz: olmamış otur)

    (bkz: erkeksin di mi)

  • 45. türk sinemasını dünyaya açan kürtlerdir

    "ibrahim tatlıses gibi sinema duayenleri" nden sonrasını okumadım.

    (bkz: uzaya çıkan ilk türk kürttür)

    ne meraklıymışınız memleketi bölmeye be anasına etnik kökenlerinden böldüklerim

  • 46. the boss of europe

  • 47. selçuk üniversitesi'nin ürettiği yerli otomobil

    iki eleme geçip londra'ya gidiyorsa eğer, bu piçler sırf maytap geçmek için çağırmadılarsa ben bir şey bilmiyorum. jüri muhtemelen;
    -abi türkiye'den de başvuru var.
    --neymiş gösterin.
    -corc göstersene hadi daha eve gidip köpeği gezdireceğim.
    -abi açtım ya.
    ---nasıl yani?
    ----olum bu defter kapladığımız jelatinden araba mı kaplamışlar?
    -çağır lan çağır.
    ---asghhkjjjhdss çağır kesin çağır.

  • 48. yarı uyur halde kreşe bırakılan çocuk

    akşam saat 18:00'de çıkılan iş yerinden bakıcının(bazıları için kreş) evine gidiliyor. çocuklar hazırlanıp arabayla eve gidiliyor. saat 18:45. eve gidildiğinde çocuklar koşarak odalarına gidiyor. kıyafet değiştirilip mutfağa giriliyor. yemek hazırlığına başlanıyor. saat 19:15. yemek hazırlığı bitip yemek pişmeye bırakılıyor. bu arada ev biraz toplanıyor.

    4 yaşındaki çocukla biraz oynanıyor. 9 yaşında olan odasında ödev yapıyor çünkü. saat 19:45. pişen yemek ocaktan alınıyor. sofra hazırlanıyor. yemek yeniyor. sofra kaldırılıyor ve saat 20:15. bulaşıklar sudan geçirilip makineye koyuluyor, mutfak toplanıyor. saat 20:45. mutfaktan hele şükür çıkılıyor.

    iki kardeşle biraz oynanıyor derken saat 21:00. küçük olanın pijamaları giydiriliyor. yatağına gidiliyor. küçük olan masal istiyor. masal okunmaya başlanıyor. saat 21:30 küçük olan uykuya dalıyor. 9 buçuk saat sonra uyanacak çünkü. büyük olan hala ödev yapıyor.

    kalkılıyor. içeri giriliyor. bir kahve veya çay alınıyor ele. televizyon zapingleniyor. (televizyon eve gelir gelmez açılıyor ama kimse izlemiyor. aslında bunun sebebi psikolojik. çocukluğumda evimizden çok cenaze çıkardı. o televizyon 1 hafta açılmazdı. ne zaman televizyonu kapalı görsem huzursuz olurum.) dizi, dizi, dizi, survivor, dizi, dizi, a haber ve yalama, kanal 7 geç... bir şey yok. kitaba el atılıyor ama televizyon açık. rastgele bir kanal açık. bazen tv8, bazen trt, bazen fox. farketmiyor. kitaptan sadece 5 sayfa okunurken büyük olan geliyor.

    saate bakılıyor saat 22:15. 45 dakika geçmiş. hemen ödevler kontrol ediliyor. yanlış olanlar varsa anlatılarak düzeltiliyor. saat 22:45.

    büyük olan pijamalarını giyiyor. yatağa yatıyor. ona da bir hikaye derken hikayenin sonu gelmeden anne uyuyor. televizyon da kitap da açık.

    bir ara gece kalkıp hepsi kapatılıyor. geri yatılıyor.

    saat 7.30'da kalkıyor.yarı uyanık bir vaziyette yumurtalar ocağa konuyor yalan yok bir sigara yakılıyor mutfakta o ara. yumurtalar kaynamaya başlayınca sayılıyor 100'den geriye. çocuklar kayısı seviyor.

    ekmeklere krem peynir sürülüyor ve üstüne çikolata. çikolatayı sadece ekmekle yeseler de oluyor işte. saate bakılıyor. saat neredeyse 8. çocuklar kaldırılıyor. kaldırılırken her ikisiyle de sevişiliyor. kahvaltı bitiyor. herkes üstünü giyiyor. arabaya atlanıp bakıcıya çocuklar bırakılıyor. saat mi? 08:30 civarı

    iş yakın neyse ki. işe gidiliyor. bütün gün çalışılıyor.

    ve saat 18:00.... döngü yeniden başlıyor.

    kodlanmış ve programlanmış gibi. her gün aynı şey yapılıyor. aynı yumurtalar kaynıyor, aynı kitap okunuyor, aynı televizyon zapingleniyor...

    farklı ödevler aynı saatte yapılıp, aynı saatte uyuluyor.

    sonra insanın canı sıkılıyor. sözlüğe veya bloğuna giriyor. yazıyor, kusuyor. sisteme küfrederken sistem inceden inceden harcıyor onu.

    modern dünya deniyor tüm bunlara. modern dünyada ormanın kokusunu duymuyor, çalışıyor. gece yıldızların altında uyumuyor, çalışılıyor.

    kapana kısılmış fare gibi hissediyor insan. küfür ediyor. içten küfür ettikçe dışa da vuruyor tüm bunlar.

    kazanılan paralarla hem vergi veriliyor hem de karın doyuruluyor. başkaları senin hayatını satın alıyor, sen kazandığın parayla avm'de çalışanların hayatlarını.

    sonra avm'den çıkılıyor. bir parkta otururken yanda duran araç farkediliyor.

    için ürperiyor "bomba mı" diye. sürekli paranoyak gibi etraf gözleniyor. birileri sağda solda sevinip havaya ateş açar ve o kurşun çocuklarıma gelir mi diye? ya da pedofili bir sapık çocukları izliyor mu diye? ya da hırsız falan var mı diye?
    sanki yeterince şey yokmuş gibi, sana düşman ve senin hayat mücadelenin 10'da birini vermemiş, makarnayla karnını doyurmaktan zevk alan, çomar beynine sahip insanlarla burun buruna yaşanıyor.

    modern yaşam nasılsa? orman daha az güvenli(!) değil mi?

    bu kadar kahredici şeyin arasında "annnneeeeeeeeee" diye çift ses duyuluyor. el sallıyorlar bindikleri kaydıraktan. yarım bir gülümsemeyle el sallıyorsunuz.

  • 49. dağdaki çoban ile benim oyum bir değil

    aysun kayacı'nın zamanında çok tepki çeken, ancak zamanla ne kadar da doğru olduğu gün yüzüne çıkmış olan sözüdür. buradan ona sevgilerimi iletiyorum.

  • 50. bianet birgün evrensel t24 diken sol

    bir;
    işinde gücünde olmaktan başka bir derdi olmayan sıradan halkı, terörist, ateist, çapulcu afedersiniz ermeni olarak gören yandaş medya değildir.

    çünkü bazı trollere göre işinde gücünde olmak 45 tane erkek çocuğa tecavüz etmektir.