Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. diyanetin ateistle evlenilmez fetvası

    ama ateistten de vergi alındığı ve o vergilerin diyanette çatır çatır yendiği kısmının atlandığı fetva. bir sormak lazım aslında.

  • 2. kanzuk

    hukuka, vicdana ve etiğe aykırı davranan medya patronu. bu aykırılıklar bugünün türkiye’sine uygun olabilir ancak dinamizmini şu anki avamlığından sıyırırsak, 16 sene öncesinin türkiye’sine aykırı zihinlerle, fikirsel protestolar ve teatilerle sağlamış ve büyümüş olan bu platforma zarar vermektedir, vermeye devam edecektir.

    size kendisiyle ilgili kısa bir anımdan bahsedeyim, sonra da çok özetle yaptığı hukuksuzluğu özetleyeyim ve bunun neden tazminat davalarıyla başlayabilecek bir ekşi sözlük iflasına yol açabileceğine çok kısaca değineyim.

    sene 2007. gününü hatırlamıyorum. o zaman boxer dergisinde yazarlık yapıyorum. işteyken babam aradı ve hemen eve gelmemi söyledi. eve polisler gelmiş ve beni soruyorlarmış. aralıklı tırsmalar eşliğinde eve gittim. bilmiyorum da niye gelmişler, ne diye evi basıyorlar. eve vardım, baktım iki tane polis, bir tanesi kötü polisi oynuyor herhalde. aralarında bölüşmüşler, ben iyiyi oynarım, sen kötüyü oynarsın diye. kötüyü oynayan bana “ekşi sözlük’le ne alakan var lan senin?” dedi. “yazıyorum orda” dedim. “sen orada yazılanları niye çaldın o zaman?” dedi. ulan anlamıyorum, neyini çalayım ekşi sözlük’ün, bilezik mi amk bu? “evdeki tüm bilgisayarları alacağız. sana haber verdiğimizde gayrettepe’ye gel ifade ver” dedi. bilgisayarlar incelenecekmiş, suç unsuru bulunursa ayvayı yemişim, falan filan. pc’yi, laptop’ı aldılar gittiler, bir de arabaya kadar bana taşıttılar.

    sonra evde yaşanan çocuk terörist mi oldu eğilimli panik havasını es geçiyorum. tanıdıkları filan aradık, bilgisayarın incelenmesinin hemen o gün yapılmasını sağladık ve ertesi gün gayrettepe’ye gittim. bir tane amir var, onunla konuşuyorum. onun bana özetlediği kadarıyla konu şu. o dönemler yönlendir diye bir internet sitesi vardı. eksisozluk.com.tr.tc adresi, yönlendir üzerinden sozluk.sourtimes.org’a yönlendirilmiş. yönlendiren bilgisayarın ip’si de bizim evdeki bilgisayarınmış. diyorum ben yapmadım, bilmiyorum, hakikaten de bilmiyorum.

    düşünüyorum, kim yapmış olabilir diye, kardeşim mi, eve gelip giden komşu çocuğu mu? yok yani, bilemiyorum. amir de hem ifademi alıyor hem de dosyayı hemen kapamak için bana zarf atıyor. “bak, zaten bilgisayardan suç unsuru çıkmadı. hiçbir içerik kopyalanmamış. yaptıysam yaptım de, zaten sonucunda bir şey çıkmaz, suç unsuru yok çünkü” diyor. “ya amirim vallahi bilmiyorum, düşünüyorum çıkamıyorum işin içinden” diyorum. sonra ifadeyi öfleye pöfleye benim dediğim şekilde aldı ve bilgisayarları kucağıma sıkıştırıp gönderdi. sonraki günlerde ben işi kurcaladım ama kimin yaptığını nerden bulayım?

    ondan sonra şikayetçinin başak purut olduğunu gördüm ve ekşi sözlük avukatı olan nam-ı diğer kanzuk’a ulaştım. olayı anlattım, benimle alakası olmadığını, bilgisayarda da zaten suç unsuru sayılacak içeriklerin hiçbirine rastlanmadığını ve davanın takipsizlikle sonuçlanacağını söyledim ve şikayeti geri çekmesini rica ettim. kendisinin bana kelimesi kelimesine olmayabilir ama özetle söylediği şu oldu: “dava masraflarını ve artı şu kadarı öde, şikayeti geri çekelim.”

    kanzuk, işte bu. para vermedim, dava iki seneye yakın süre sonra takipsizlikle sonuçlandı. yani para hırsı, burada da kendisine daha fazla para kaybettirdi.

    gelelim sözleşmeye. çok basit ve hızlı geçeceğim.

    ekşi sözlük, kullanıcı sözleşmesindeki “ekşi sözlük, kayıtlı kullanıcılarının içeriklerine yer sağlayıcılık hizmeti veren bir internet sitesi olup” ifadesiyle kendini sadece bir yer sağlayıcı olarak tanımlamaktadır. yani bu bağlamda bir blog’dan farkı yoktur.

    yine aynı kullanıcı sözleşmesinde “oluşturduğunuz içerik tüm sorumluluğu size ait olmak üzere ve hiçbir ön denetime tabi olmadan yayına girdiğinden, oluşturduğunuz içeriğin hukuka aykırı olmadığından lütfen emin olun” ibaresiyle hukuki sorumluluğu içerik oluşturucusuna bırakarak, yayıncılık, dolayısıyla sorumluluk ilkesini üzerinden atarak sadece ve sadece bir yer sağlayıcı olduğunu tekraren kesinleştirmektedir.

    kullanıcı sözleşmesinde geçen şu ibare “ekşi sözlük’te oluşturduğunuz/yayınladığınız içeriklerin telif hakları size aittir. bu nedenle ekşi sözlük’te yayınlandığınız içeriğinizi (entrylerinizi) ticari maksatla dahi dilediğiniz şekilde derleyip, kullanabilirsiniz. ancak ekşi sözlük'te yayında olan içeriklerinizi internet üzerinde başka bir sitede daha yayınlamanız halinde ekşi sözlük’e aktif link vermeniz gerekmektedir. ekşi, sourtimes, ekşi şeyler ve ekşi sözlük markalarının kullanımı ise ekşi teknoloji’nin yazılı iznine tabidir.
    telif hakları size ait olmakla birlikte, ekşi sözlük’te yayınladığınız tüm içerik için ekşi teknoloji’ye çoğaltma, kopyalama, işleme ve basılı ortam, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya internet ve sair dijital iletim şekilleri de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlar ve sair her türlü araçla yayınlama hakları dahil olmak ancak bunlarla kısıtlı kalmamak kaydıyla tüm mali haklarını hiçbir coğrafi sınırlama olmaksızın, süresiz ve bedelsiz kullanma hakkı(lisans) vermektesiniz” fikir ve sanat eserleri kanunu’nun 49’uncu maddesine aykırıdır. 49’uncu maddeye göre bir eserin devren iktisabı için eser sahibi veya maliklerinin yazılı muvafakatının alınmasını şart koşar. yani sen kafana göre benim senin de söylediğin üzere sahibi olduğum içeriği, benim muvafakatımı yazılı olarak almadan sana ait olsa da başka bir mecranda yayınlayamazsın. yani şöyle düşün: kanal d’de yayınlanan akasya durağı’nı, cnntürk’te de yayınlamak istiyorsun, ikisi de senin kanalın ama cnntürk’te yayınlamak için türker inanoğlu’nun muvafakatını almak zorundasın. ayrıca yine fsek 52. maddeye göre eserlerin toptan devri diye bir durum söz konusu değildir, bu devir için yazılı muvafakat şarttır ve devre dahil olan tüm konular tek tek belirtilmelidir. yazarın yazdığı her şeyin devrini talep etmek ya da bunu belirtmek sözleşmenin aldatıcı, tek tarafa zarar verici olmasıdır ki, aynı şekilde haber vermeden karşı tarafın aleyhine olacak şekilde sözleşmede düzenlemeler yapmak da, aleyhte olan kişiyi bağlamaz, bağlamadığı da işçi-işveren davalarına kadar, birçok telif hakları ihlali davasında zarar gören kişinin lehine sonuçlanan davalarla da emsallidir. yargıtay kararları mali veya manevi haklara ilişkin yetki ve izinlerin tek tek verilmesi gerektiği üzerinde birleşir. yani sözleşmede bahsedilen tüm mecralarda yayınlama hakkı, bu konuda yazardan tek tek yetki ve izin alınmadığı için hükümsüzdür ve kanuna aykırıdır.

    üstelik tüm bunların üzerine tüy diker gibi, esas konu, ruhsat ve lisans meselesidir ki, ekşi sözlük sözleşmesi tüm yazılanların bedelsiz ve süresiz olarak lisanslandığını söylemektedir. halbuki fsek’e göre ruhsat ve lisans sadece belirlenmiş haklar doğrultusunda alınabilir. yani süresiz lisans, süresiz ruhsat mevzuata aykırıdır, sözleşmeyi hükümsüz ve art niyetli kılmaktadır. art niyetli sözleşme manevi tazminat hakkını da doğurmaktadır. diyelim ki 80’inci maddeye göre komşu haklardan faydalanıp bunu yayınlıyorum diyorsun ve mantığa göre başka bir icracı, benim eserimi yorumlayacak ve sen hukuki olarak buradan sıyrılacasın. bunu yazıda nasıl sağlayacaksın? yani yazımın cover’ını yapıp bunu nasıl yayınlayacaksın?

    işin en komik tarafı da ekşi’nin kendini derleme eser olarak tanımlamasıdır. derleme eser fsek 1. madde’ye göre tam olarak şudur: “özgün eser üzerindeki haklar saklı kalmak kaydıyla, ansiklopediler ve antolojiler gibi muhtevası seçme ve düzenlemelerden oluşan ve bir düşünce yaratıcılığı olan eser”. ama aynı maddede eser, gayet net olarak açıklanmıştır. yani sen derleme esersen, özgün eser üzerindeki haklar, yani benim haklarım saklıdır. sen servis sağlayıcıysan, nasıl derleme eser oluyorsun? yok sen bu kanun tanımaz sözleşmenle, kafana göre koyduğun maddelerle eseri sahiplenmiş, artık sahibiysen, nasıl servis sağlayıcısın? sen derleme eser misin, eser sahibi misin, servis sağlayıcı mısın? nesin sen ya? daha ne olduğunu bile anlatamamışsın sözleşmende, nerede ne senin lehine olacaksa o oluyorsun. hukuki açıdan sorumluluk almak istemediğinde servis sağlayıcı, telif açısından sorumluluk almak istemediğinde derleme eser, içerikleri kullanıp para cukkalamak istediğinde eser sahibi. bu kadar art niyet taşıyan bir sözleşme olabilir mi ya? bu nasıl bir ahlaksızlıktır, nasıl bir paragözlüktür? hepsini geçtim, 1999’daki ruhun bir parçası olan ssg nasıl böyle bir kirlenmişliğe, adaletsizliğe ve kanun tanımazlığa çanak tutar da ekşi şeyler’i över.

    ekşi şeyler ne allah aşkına abi? bir de yazmış ssg, kanzuk’un yıllardır aklında vardı, gerçekleştirmesine çok sevindim diye. ne yılları ya? onedio’yu görmüş, bunda da iyi para var demiş, gitmiş aynısını yapmış, bir de hazır içeriği gasp ederek içini dolduruyor.

    her neyse, sözleşmede ayrıca şu var:
    “oluşturduğunuz içerikler ekşi sözlük’te yayında olduğu müddetçe ekşi teknoloji bu içerikleri başta ekşi şeyler'de olmak üzere, uygun gördüğü bütün ortamlarda kendi kullanımında olan markalar altında ve/veya diğer internet sitelerinde ticari amaçla kullanma hakkına sahip olacaktır. bunu engellemek için kullanılmasını istemediğiniz içeriği silmeniz veya hesabınızı kapamanız yeterlidir ancak bu eylemler sadece ileriye dönük olup, size daha önce yapılmış çalışmalardan entrylerinizin çıkarılması, telif ücreti talep etme ve benzeri bir hak vermeyecektir. daha önce yapılmış çalışmaların yeniden basımı veya yayını da bu nedenle her zaman mümkündür. “

    böyle bir şey az önce de söylediğimiz üzere mümkün değildir, fsek’e aykırıdır, hukuksuzdur. oluşturduğum içerikler için, yayınlamak istediğin her platform için benden muvafakat almak zorundasın. ayrıca süresiz ruhsat ya da lisans diye bir konu olmadığı için, silmiş olduğum, sahibi olarak artık kaldırmak istediğim içeriği ne yazık ki sen ticari olarak değerlendiremezsin. kendin diyorsun zaten yayında olduğu müddetçe diye, sonra süresiz yayınlayabilirim diyorsun. bu nasıl tezat ya? bu adam nasıl hukukçu anlamıyorum. tam yeni türkiye modeli inşaatçı mantığında hazırlanmış bir sözleşme.

    “ekşi teknoloji, entrylerinizin internet dışındaki ortamlarda ticari amaçla kullanılması halinde, ilgili çalışmadan kar elde edilmesi şartıyla, kendi takdir edeceği miktarda telif ödemesinde bulunacağını taahhüt eder.”

    oldu paşam. fsek madde 45’e aykırı bu da. uzun uzun yazmayayım, açın okuyun.

    şu şekilde özetleyelim:

    1) ekşi sözlük yazarlarının yazıları bir eserdir. (eser deyince götünüz kalkmasın hemen, çoğunluk halen saçma sapan şeyler yazıyor.)
    2) eserlerin sahibi yazarlardır.
    3) ekşi sözlük kullanım sözleşmesi, art niyetli ve eser sahibine zarar verecek şekilde hazırlanmış ve haber vermeden değiştirilmiştir. bu yüzden eser sahibini bağlamaz. yargıtay bu konuda emsal kararlar vermiştir.
    4) eserlerin, servis sağlayıcıya ait başka mecralarda yayınlanması için fsek’e göre yazılı muvafakat alınması gerekmektedir. aksi takdirde telif hakları ihlal edilmektedir.
    5) sözleşmede, ekşi, kendini lehine gördüğü yerlere göre farklı konumlandırmaktadır. kendini farklı konumlandırması bu sözleşmeyi çelişkili ve güvensiz kılmaktadır. yeni bir sözleşme ve her mecra için muvafakat alınması şarttır.

    bu bilgiler ışığında isterseniz gidin iyi bir avukatla dava açın. son dönemde avukatlarla çok uğraştığımız için, çok iyilerini biliyorum. size ben önereyim. telif hakları ihlali konusunda kazanılacak bir dava emsal oluşturacak ve ekşi sözlük’ün sonunu getirebilecektir. ben bunu istemiyorum, burası içinde olmaktan keyif aldığım bir oluşum. umarım kanzuk, para hırsının önüne başarılı olma hırsını getirir de bu oluşumun çökmesini engellemiş olur. ne sanıyorsunuz ki zaten, bugün ekşi var, yarın mekşi olur, olmadı mı sanki bugüne kadar, ilelebet devam mı edecek? bunun devam etmesi de senin elinde.

    ben böyle bir davayla uğraşırsam da sadece emsal oluşturması için ve 8 liralık manevi tazminat davası için uğraşırım. niye 8 lira derseniz, bir kuzu şiş dürüm alıp kendisine temyizden de aleyhine döndüğünde yollamak için. kargo parası benden.

    ekleme:

    bir örnekleme geldi aklıma. onu da eklemek istiyorum.

    sözlük sözleşmeye göre şu etik ve hukuk dışı davranışı sergiliyor:

    yazılan bir yazıdan dolayı hukuki bir problem mi doğdu? "kardeşim ben facebook gibiyim. beni bağlamaz. git yazara sor hesabını" diyor. -servis sağlayıcısı

    yazılan bir yazı bir gelir mi getirecek? "kardeşim ben onedio gibiyim. yazılan içeriğin sahibi benim. bundan geliri ben elde ederim" diyor -derleme eser

    yazılan bir yazı başka platformda başka bir amaçla da mı gelire dönüşecek? "kardeşim ben can yayınları gibiyim. bu eser bana devredilmiş. istediğim yerde yayınlarım, satarım" diyor -yayıncı

    ne yazık ki, kanuna göre tek bir şey olabilirsin. birinden birini seçmek ve sözleşmeni buna göre düzenlemek zorundasın.

  • 3. bilgi sözlük'e taşınıyoruz

    biz ekşi sözlüğe beyaz tema geldi diye günde 5 posta küfür ediyoruz, adam beyaz temalı sözlüğe çağırıyor, taşak geçiyor dedirten taşınma çağrısıdır.

  • 4. değişmesi gereken futbol oyun kuralları

    ofsayt kalkmalı diyenlerin futbol izlemesi yasaklansın.

    kurallara eklenmeli.

  • 5. kıbrıs'ın tamamı 1974'te neden alınmadı

    adı üstünde barış harekatı; amaç fetih ve yağma değil, ulusdaşların yaşamını güvence altına almak.. tabi osmanlı hayranlarının anlaması zor bir durum..

  • 6. kanzuk'a destek çıkan yazarlar

    bunlardan bir tanesi de benim.

    hatta bugün kontrol ettim, kaşlarımın bittiği yerle saçımın başladığı yer arasında baya bir boşluk varmış. bence o araya güzel bir reklam alınabilir.

    ulaş bana reis.

  • 7. ekşi sözlük

    bir önceki açıklamamda "tasarıma ilişkin eleştirileri tek tek inceliyoruz. bundan sonra hiçbir tasarım uzun süre aynı kalmayacak, irili ufaklı değişiklikler hep olacak, geri bildirimleri de bu süreçte değerlendireceğiz." ve beyaz fon rengi ve gece görüşü özelinde de "yine de bazı düzeltmeler gerekiyor, hepsini not alıyoruz." demiştim.

    halihazırdaki tasarım, renk ve kontrast tercihleri tasarım ekibimiz tarafından, dünyada uzun süre vakit geçirilen, okuma odaklı siteler ve genel kabul görmüş kriterler incelenerek yapıldı. bu sitelerin tamamına yakını tam beyaz kullanıyor. daha önce verdiğim örnekler sözlük kullanıcılarının çok zaman geçirdiği için bahsettiğim sitelerdi ama bu işin doğrusunu yapan, okuma odaklı, neredeyse tek amacı bir şeyler okutmak olan, tasarımsal anlamda başarısı tartışılmayan medium, huffington post, new york times gibi sitelerin tamamı da tam beyaz fon kullanıyor. tasarım değişikliğine giderken renk değiştirmemizin temel sebebi, uzun süre okunan bir site olarak dünya standartlarını yakalamaktı. halen bizim not ettiğimiz eksiklikler var ve yazarlardan çok verimli geri bildirimler geldi, ayrıca yazar bildirimleri haricinde milyonlarca kişinin kullanımını değerlendirmemizi sağlayan genel istatistiklerimizden sayfada kalma süresi, hemen çıkma oranı, okunma sayısı, yeni entry girişi gibi kriterlerin hepsini değerlendiriyoruz. o yüzden "bundan sonra her şey, sürekli değişecek, yenilenecek, gelişecek. az veya çok." diyorum.

    ancak tasarımın genel kabul gören kriterlere uygun olması başka şey, yazarların beklentisi tamamen başka. bu kadar tepkiyi görmezden gelmek mümkün değil. tepkiler üzerine ilk açıklama yaptığım gün itibariyle gece görüş modu dışında, alışkanlıklara uygun fon renkleri sunmanın en çabuk ve verimli çözüm olacağını konuştuk. kaldı ki, aynı yönde geri bildirimler de gelmişti. bu değişikliği tasarım geliştirme kılıfıyla sunmamak adına ayrı bir paragrafta yazıyorum, bu özellik tamamen tepkileriniz nedeniyle düşünüldü ve yapıldı. temalara ayarlardan erişebilirsiniz.

    ekşi şeyler konusuna gelince; bizim çok severek ve keyif alarak yaptığımız bir çalışma. entryleri daha güzel sunan, daha kolay okunabilir ve paylaşılabilir kılan, entry içeriğine kesinlikle müdahale etmeyen, yazarların sözlük'te yazdıklarını yine sözlük'te, farklı şekilde sunan bir ortam. uzun vadede kaliteli içeriğin öne çıkarılması için kullandığımız araçlardan biri ve bence en keyiflisi olacak. halihazırda gayet beğenildi ve yayındaki entryler belki de yıllar boyunca alamayacakları gösterimi bir kaç gün içinde aldılar.

    ekşi şeyler ile ilgili genel tepkiler entrylerin editörlerce değiştirildiğinin sanılması, içerikleri kullanılan yazarlara haber verilmiyor olması ve entrylerin sadece sözlük'teki özgün haliyle kalması yönünde geldi.

    entrylerin içeriği değiştirilmiyor, sadece entryde konuyla alakasız bir kısım varsa o alıntılanmayabiliyor. bunun dışında entrynin revize edilmesi, içeriğin değiştirilmesi gibi bir uygulama kesinlikle yok, olmayacak. yakın zamanda ekşi şeyler'de kullanılan entryler için yazarlarına otomatik bildirim yapılması, yazarın profilinde bu içeriklerin listelenmesi, sözlük'teki başlıklarla alakalı ekşi şeyler içeriği varsa bunun ilgili başlıkta yazarlara sunulması, favorileme gibi ekşi sözlük'le entegrasyonu sağlayacak bir çok özelliği ekleyeceğiz. entrylerin sadece ekşi sözlük'teki haliye kalması yönündeki beklentileri karşılayabilmek için de ayarlara "entry'lerim ekşi şeyler'de kullanılmasın" seçeneği ekledik.

    son olarak, dün entrylerini silmek isteyen yazarların entrylerinin silinmesinde yaşadığı ve sonrasında entry girilmesine ve editlenmesine de yansıyan sıkıntılar, script aracılığıyla olağandan hızlı şekilde entry silinmeye çalışıldığından kaynaklandı. şu an için sorun olmaması lazım. ekşi sözlük'ün yazarlara entry girerken olduğu gibi, -her ne sebeple olursa olsun- silerken de eksiksiz hizmet sunması gerekir, bu konudaki eksiğimiz sorunu geç fark etmek oldu, farkedilir farkedilmez müdahale edildi ancak sistemi bir daha aynı şekilde zorlamaması açısından dakikada iki entry silinebilecek şekilde ayarlandı.

    halihazırda geçerli olan eski dandik kullanıcı sözleşmemizi daha kolay anlaşılır, ferah, güzel bir hale getireceğiz ve bundan sonra yapılacak tüm değişiklikler yazarlara önceden bildirilecek.

    bundan sonra da yazarlarla iletişimde daha aktif olmak adına sırf iletişime özel bir hesap oluşturup, daha sık ve verimli bir iletişim ve geri bildirim süreci takip edeceğiz.

    özetle, şu ana kadar tepki toplayan konu başlıklarının tamamını tepkiler ilk oluştuğu andan bu yana takip ediyoruz, tüm ekip kendine düşen kısımlarda çözüm önerilerini çalışıyor ve hayata geçiriyor.

    özet geçersek,
    - 2 yeni tema yayına alındı, toplam 4 görünüm oldu
    - ekşi şeyler'de entrylerinizin kullanılmasını engelleyebiliyorsunuz
    - entrylerini silmek isteyenlerin yaşadığı sıkıntı halledildi
    - kullanıcı sözleşmemizi iyileştireceğiz
    - sözleşme değişiklikleri önceden duyurulacak
    - daha aktif ve verimli bir iletişim yürüteceğiz

  • 8. 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi

    sözlüğe bu kadar katkı yapmış biri olarak, buranın işleyişinden bu kadar uzak olmamı (kanzuk dışında yönetimden kimseyi tanımıyorum mesela), kendime "uğraşacak başka şeylerim var" diye açıklıyordum. biliçaltımız bizi kendimize olabildiğince "cool" göstermeye çalışır hep. ama entry'lerin gelir elde etmek için kullanılmaması ayarının kalktığını daha geçen gün öğrenmemle anladım ki, umursamazlığımı "cool"luk değil, alışmış kudurmuştan beterdir kalıbı daha iyi açıklıyor.

    ***

    burası hayatımızın merkezi değil, ama apartman girişinde pislik görünce de "bu apartman dünyanın merkezi değil, ben de emekli albay değilim, ne uğraşayım" demiyoruz, uğraşıyoruz.

    buradaki haksızlıklar çok büyütülecek şeyler değiller, ama işyerinde bir haksızlığa uğradığımızda "dünyada daha ne dertler var" demiyoruz, önemsiyoruz.

    burasının alternatifleri var, ama ülkedeki aksaklıkları görünce "ya seveyim ya terkedeyim" demiyoruz, eleştiriyoruz.

    ***

    ben de makul bir miktar uğraşıp, önemseyip, eleştireyim:

    1) düzeltilmesi en kolay sorun, iletişimsizlik *

    bu "direniş" başlayalı 10 gün olmuş, yönetimden gelen tek bir yazı var. o da, son 3 günde patlayan asıl tepkilerle alakasız zaten.

    milleti en çok dellendiren, ne 10 sene öncesinin amatör ruhuyla, ne da şimdiki kurumsal kimlikle bağdaşmayan bu iletişimsizlik.

    insanlar çözümden de önce, iletişim istiyorlar. uçak saatlerce pistte beklerken, pilottan kahramanlık yapıp uçağı ön sıraya almasını değil, sıkça anons yapıp milleti bilgilendirmesini bekliyorlar.

    koskoca elon musk ile iletişimim daha sağlıklı resmen.

    bu kadar hızlı ilerleyebilen pr sorunlarını, kanzuk'un haftalık yazılarla çözmeye çalışması, haftada bir sunucu odasına inip routerlara pat pat vurarak kronik performans sorunlarını çözmeye çalışması kadar verimsiz. kendi için de lüzumsuz stres. bu iş yöneticinin işi değil, bir halkla ilişkiler uzmanının işi.

    türkiye'nin en büyük sosyal medya platformu, günlerdir kendini sosyal medyada açıklamıyor. hala ekşi şeyler paylaşımları var sadece. sosyal medya hesabı yönetebilmekle, halka ilişkiler uzmanlığı arasındaki fark bu.

    o kadar düzgün, akıllı çalışanı var şirketin, iletişimdeki bu kopukluğu anlamıyorum.

    ***

    2) entry'lerin gelir elde etmek için kullanılmaması ayarının kaldırılması kullanıcıya sokulmuş bir kazıktı. bugün entry'lerim ekşi şeyler'de kullanılmasın ile kısmi bir düzeltme olmuş ama yetmez.

    o ayarı uzun bir süre boyunca bilerek "evet sözlük bundan gelir elde edebilir" modunda bırakmış biri olarak söylüyorum bunu.

    sözlük gibi platformlar, "interchangeable" hizmetler değiller. 10 yıldır gittiğim berber, bir gün saç kesmesini unutursa, arka sokaktaki berbere giderim, o hıyarın da dedikodusunu yaparız. ama 10 yıldır kullandığın bir sözlükten başka yere taşınmak çok daha zor. manevi bir yatırım yaptığın her şey için geçerli bu.

    o nedenle, serbest piyasa mantığı (burası x'in malı, beğenmeyen başka yere gidebilir), milleti buraya makul şartlarla bağladıktan sonra * teliflerine/lisanlarına çökmeyi normal kılmıyor.

    daha kötüsü bu değişiklik geriye dönük biçimde yapılmıştı: şu anda gitsen bile, o ana kadarki yazdıklarından, ekşinin sonsuza kadar, herhangi bir mecrada kar amaçlı yararlanma hakkı olmamalı. bir çoğumuzun bunlardan para kazanacağı, ekşiye rakip olacağı filan yok ama bu hakkının saklı olmadığını bilmek sorun. psikoloji 101.

    ***

    3) ekşi sözlük kullanıcı sözleşmesinin, haber vermeden değiştirilebilmesi, net biçimde rezalet.

    hayatıma somut etkisi sıfıra yakın ama "dellendirme katsayısı" sonsuza yakın bir başka konu daha.

    bazılarımız bu maddenin hukuken geçersiz olduğunu yazmış ama hepimiz en azından ahlaken yanlış olduğunda hemfikiriz.

    ***
    4) yeni tasarım:
    pek umrumda değil. iletişim sorununun bir semptomu olarak görüyorum (flux kullanın her halükarda, iyi uyursunuz).

    ***

    5) gelelim telif hakkına, ekşi şeylere...

    seneler önce şunu yazmışım: (bkz: sozlugun yazarlarina telif odememesi/#16888448)

    (özeti: buraya kattığından fazlasını buradan alanlar bile bir pay almalı. ama bunu adil biçimde yapabilmenin pratik zorlukları yüzünden bu iş olmayacak)

    bu ödeme işini fazla kafaya takmadım, çünkü sözlükle aramda karşılıklı bir ilişki var. hem başkasını da bedavaya okuyorum herkes gibi, hem de daha bencili, kendi yazı işlerimi de buradan tanıtıyorum. iki kitap çıkaracağım mesela, buradan ulaşacağım insan sayısı twitterdakinden fazla. sayıdan da önemlisi, geri bildirim açısından çok daha verimli burası. o yüzden ahlaken kendimi haklı görmedim, üstüne bir de üç kuruşluk para istemeye.

    ve aynı nedenle, başkalarının da kendi bloglarını tanıtmalarıyla filan hiç sorunum yok, bilakis gerekli bu. wikipedia, cnn, buzzfeed linki verince iyi de, kendi blogunu verince kötü mü? laissez faire.

    fakat ekşi şeyler konusunda ödemede diretmek daha mantıklı. çünkü ne ekşi sözlükteki "anında geri bildirim sayesinde birebir bağ kurduğun bir takipçi kitlesi oluşturma" avantajı var, ne de sözlükteki telif projesini etkileyen o pratik sorunlar. olası çözümler:

    -yayınlanan yazı başına düz ücret
    -okunma ve tıklanma başına komisyon
    -yazarın seçtiği bir kuruma, yazar adına bağış
    -yazı sonlarına bir patreon linki (veya yazarın vereceği bir link) koyulup, ekşi ltd tarafından değil de okuyup beğenenler tarafından yapılacak destek...

    dönen paralar sembolik olabilir, ama şu basit modellerden en az bir tanesi olsaydı, bu tepkilerin yerine övgüler dizilirdi.

    ***

    6) bütün entry'lerini silen yazarlar listesi

    entry silmeye karşıyım. sizin silmenize karşı çıkacak süper bir argümanım yok, kendim için konuşuyorum. illa silmek istiyorsanız, işin pratik kısmını düşünüp silmek yerine editleyerek, tepkinizi görünür kılın. sonra isterseniz o yazıları başka mecralara her halükarda taşırsınız.

    ***

    buradaki çoğunluğun aksine kanzuku severim. severim = yakın veya kefil değilim, nadir görürüm, ve severim. burada eleştirdiklerimin kaçta kaçında ne kadar payı var bilmiyorum, çok önemsemiyorum da. tepkilerin aşırı kişilleşmesinin bir manası yok. ben de "dürümcü" filan dersem, eleştirilerim daha mı doğru olacaklar, onlarda daha mı samimi olmuş olacağım? (kanzukla kişisel bir derdi olup, anılarını yazmış olanları kasetmiyorum, orada zaten konunun özü kişisel husumet).

    ben sözlüğün yakın geleceği hakkında görece iyimserim. tepkilerin işe yarayacağına inanıyorum. yok işe yaramazlarsa veya bu konularda iletişim iyileşmezse, ben de bir süre sonra bu sevgiliyi terkederim. geri dönüp çekmecelerden malımı mülkümü almam ama bi editleyip öyle giderim. kapıyı çarpmadan, azalarak biterim.

    edit 1: her şeyde siyonist komplo göre kahvehane dayıları ve "anlamadım şimdi, karşı mısın değil misin"ci omega-3 severler için, son kısmı genişlettim. ayrıca, ne şiş yansın ne kebap deyimi, "tam benim istediğim kadar sert vurmadı, halbuki ben kan görmek istiyordum" yerine kullanılamaz.

    edit 2: peder zicklerin bahsettiği mühim konuyu es geçmişim tamamen (bkz: #59021394). sözlük telif, lisans ve hukuki sorumluluk konularında tutarsız veya neden tutarlı olduğunu şu ana kadar düzgün iletememiş. alıntılıyorum:

    a) yazılandan dolayı hukuki bir problem mi doğdu?
    "kardeşim ben facebook gibiyim. beni bağlamaz. git yazara sor hesabını" diyor. -servis sağlayıcısı

    b) yazı gelir mi getirecek? "kardeşim ben onedio gibiyim. yazılan içeriğin sahibiyim, geliri ben elde ederim" diyor -derleme eser

    c) yazılan bir yazı başka platformda başka bir amaçla da mı gelire dönüşecek? "kardeşim ben can yayınları gibiyim. bu eser bana devredilmiş. istediğim yerde yayınlarım, satarım" diyor -yayıncı

    edit 3: tam iletişimsizlik dedik, olumlu icraat sözleri verildi (bkz: #59035534). keşke biraz daha geç geleydi, kendime pay çıkaraydım. (ya da belki çok hızlı yazıldı)

    edit 4: mesaj üzerine (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişinde uçurulanlar)

  • 9. 7 mart 2016 kanzuk açıklaması

    nedense devamini okuyayim rezilligine deginilmemis aciklama.

    ha bi de neymis entryleri teknik bir aksaklik yuzunden silemedik. ondan dolayi dakikada 2 tane silebiliyoruz. ay kiyamam serverlarin uf mu oldu .s..s.s.s ayda milyonlarca request alan site dayanamadi oyle mi?

    (bkz: biz de bunu yedik)

  • 10. 8 mart 2016 bir cirkin adam'ın uçurulması

    biraz önce gerçekleşmiş hadisedir.

    bu entry'i başka bir arkadaşımın rumuzu ile yazmaktayım. sözlük yönetiminin sansürcü ve diktatörce anlayışı bir kez tüm çıplaklığı ile devrededir.

    tema değişikliğinden sonra direnişçi yazarlar arasında katılan bir cirkin adamyani ben 7 mart 2016 kanzuk açıklaması'ni yeterli bulmamış ve eski tema seçeneği gelene kadardirenişe devam edilmesi gerektiğini açıklamıştır. bunun üzerine sözlük yönetimi tarafından uçurulmuştur. bu sözlükte yıllarca vakit geçirmiş bir yazara ve binlerce kişi tarafından tepki gösterilmiş bir konuya açıkça zincir vurulmak istenmektedir.

    bir kez daha açıkça deklare ediyorum. yeni temayı beğenmedim. eski tema gelmeyecek ise zaten bütün entrylerimi silecektim. fakat bunu sizin baskı ve yasakla yapmanız ile benim protesto etmem arasında bir fark var.

    şayet uygulanan bi sansür bir an önce kaldırılmaz ise haber ajanslarına bu konu ile ilgili bir mail atacak ve yazarları sindirme politikanızı bir çok mecraya taşıyacağım. bu konuda bana destek verecek ve yanımda olacak bir çok sözlük yazarı umarım olacaktır.

  • 11. polisin boydak holdingde sap adlı yazılım bulması

    bizim arkamızda her dediğimize inanan mal sürüsü var, korkun lan bizden demeye getirmişler. havuz medyası hem okuyucusu ile hemde cemaat ile taşak geçiyor. her ikisi de windows falan kullanıyordu dememişler ona da şükür.

    nazlı ılıcak'ın köşesinde paylaştığı şu fıkraya benziyor. kıssadan hisse;

    bir gün hz. ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu küfe'den, bir arap, devesiyle şam'a gelmiş. şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
    - ver o dişi deveyi bana! demiş. tartışma büyümüş, küfe'den gelen adam, "bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. konu muaviye'ye yansımış.
    halk meydanda toplanmış... muaviye, küfe'den gelenle şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
    - bu dişi deve şamlınındır!
    sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
    - ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    cemaat hep birlikte bağırmış:
    - şamlınındır!
    küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, muaviye onu yanına çağırmış:
    - ey küfeli, dinle! sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. ama sen küfe'ye dönünce gördüklerini ali'ye anlat ve de ki: "ey ali, muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! ayağını denk al!"

  • 12. sümeyye erdoğan'ın evlenmesi

  • 13. 5 mart 2016 turgut vidinli rezaleti

    öncelikle hem rezaleti yaşayanları hem de çocukluğumdan beri mekan sahiplerini tanıdığımı belirterek mümkün mertebe tarafsız şekilde bir entry girme niyetinde olduğumu belirtmek isterim.
    ilgili mekana önceleri ailemle sıklıkla gitmekte idim. daha sonra çalışanların tavır ve terbiye sıkıntıları, zorla hesaba birşeyler ekleme çalışmaları, daha düşük tutarda hesabı olan masaları kovma çabaları gibi gözlemlerim sonucu gitmeyi kestim. yaşadıklarımı ne bir yerde paylaştım ne de eşime dostuma ilettim. bir iki yıl sonra çarşıdan bir arkadaş grubumun ısrarı üzerine kalabalık bir ekip olarak gittik mekana. hesap geldiğinde adisyonda bizim ısmarlamadığımız kalemler olduğunu gördük ve itiraz ettik. garsonlar anında ses yükseltip üstümüze yürümeye başladı. biz de geri adım atmayınca "yan masadan bazı kalemleri de size yazmışız, pardon" falan şeklinde geri vites yaptılar ve biz bu ya tutarsa diye geçirilen kalemleri ödemeden ayrıldık. bunu ne sosyal mecrada paylaştım, ne de mekan sahibine ilettim. yakın dönemde bir başka arkadaşım da mekanda gelen bir balığı reddettiği için kovulunca ve başka bir ziyaretinde ablama mekan garsonlarının terbiyesizlik yaptığını duyunca artık yakın çevreme ve aileme bu mekanın bu şekilde olduğunu belirttim ve gitmemelerini önerdim. annem babam zaten aylık ziyaretlerini balık pazarındaki bir başka mekanda yaptıklarını, onların da bu mekana gitmediğini öğrendim. yine mekan sahibi ile iletişime geçmedim.

    gelelim bu olaya. bu olayı facebook hesabımdaki herkes paylaşmaya başlayınca öğrendim. iç güdüsel ilk tepkim "hiç şaşırmadım. bu mekanda bu potansiyel fazlasıyla var" oldu. daha sonra fark ettim ki olayı yaşayanlardan tanıdıklarım var. onları dinledim. daha sonra mekan sahibi arkadaşıma şimdi bakınca gayet naif ve saf bir şekilde "sizin beşiktaştaki mekanda büyük olay olmuş dün. internet yıkılıyor şu an. haberiniz vardır muhtemelen ama ben yine de söyliyeyim dedim. iyi pazarlar" şeklinde bilgilendirdim. karşılığında şu tarz yanıtlar bekledim.
    a) farkındayız, ilgileniyoruz. teşekkürler bilgilendirmen için
    konu kapanır benim için ama takip ederim
    b) çok üzüldük, olayı yaşayanlarla iletişimdeyiz
    konu kapanır benim için, iletişimdelerse üzüntüler giderilir, takipçisi olmam konunun
    vb.

    onun yerine şu cevapları aldım:
    - 10 kişi 2500 lirayı ödemeden kaçmaya çalışmışlar. bu kadın grup daha öncede başka mekanlara aynı taktiği uygalamış şahıslardır. beşiktaş mekanları bunuda biliyor. taktikleri bu.

    bu noktada insanları tanıdığımı, parasal sıkıntıları olmadığını, bu insanların böyle organize bir suç örgütü gibi beşiktaş mekanlarını hedef alarak bedava rakı balık yaptıkları bilgisini kimden almış olabileceklerini sordum. mekanla ilgili internette sürekli benzer şikayetler olduğunu ve hatta hadi onlara inanmıyorsan benim de başıma zamanında şu geldi diye onca zaman anlatmadığım şeyi "bana da mı inanmıyorsun da garsonlara inanıyorsun?" diye anlattım. bunun üzerine
    - kaç kişi gittiniz de 500 lira fazla istediler? yediğin içtiğin için istemişlerdir. burası fast food çu değil. bira söyleyip saatlerce oturanların mekanıda değildir. gelmeyin buraya. sorun yaşamıcanız mekanlara gidin. hesapta yanlışlık varsa para üstünü veririz
    şair burda o para benim için para üstü diyor.
    -senin karın ağrın bence arkadaşlarının yalanı dışında 500 tl olmuş dediğim gibi yanlışlık olduysa para üstü verilir. kara kampanyası mekanı lekeliyemez. iyi yorumlar ve memnuniyetler bize yeter. dükkanın müşteri kalitesi. mekandada kuyruk oluyosa demekki tercih edilen bir yerdir. duvarlardaki resimlere bak.

    artık bu sohbet biran önce bitsin istiyordum ve şöyle dedim
    - umarım bir yerde senin, bir kız arkadaşının, bir akrabanın başına gelmez sizin yaşattığınız. iyi pazarlar
    ve şu cevabı aldım
    - biz paramızı verir yer içeriz

    bir insandan insanlığı, bir mekandan insanları çıkardığında geriye sadece masalar, sandalyeler ve duvardaki eski mutlu resimler kalıyor...

  • 14. dakikada 2 entry silme kuralı

    kanzuk un efsane açıklaması:

    --- spoiler ---
    ekşi sözlük'ün yazarlara entry girerken olduğu gibi, -her ne sebeple olursa olsun- silerken de eksiksiz hizmet sunması gerekir, bu konudaki eksiğimiz sorunu geç farketmek oldu, farkedilir farkedilmez müdahale edildi ancak sistemi bir daha aynı şekilde zorlamaması açısından dakikada iki entry silinebilecek şekilde ayarlandı.
    --- spoiler ---

    beyefendileri lütuf etmiş.

    arkadaşlar işte bu ya. işte gerçekten bu. yeni türkiye ye yepyeni ekşisözlük. adam dakikada 2 entry silinmesine izin vermesini dünyanın en iyi şeyi gibi lanse ediyor.

    sen sözlüğün allahımısın. istersen saatte 1 taneye izin ver, yine sileceğiz. hepsini sileceğiz.

    saman temanı başka ineklerin önüne koy...

  • 15. direnişteki ekşi sözlük yazarlarının talepleri

    28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi ile başlayan, bütün entry'lerini silen yazarlar listesi ile devam eden direnişe bir katkı da ben sağlamak istedim ve işbu entry’yi hazırladım. bir haftayı geçkin süredir yeni tasarım, ekşi şeyler, direniş konularındaki başlıkları yakından takip ediyorum ve gözlem yeteneğime güveniyorum. birkaç kişiye okutarak yazdığım bu entry, mevcut durum ile ilgili kendi düşüncelerimi ve gözlemlerimi içermektedir. katılıyorsanız favorileyebilirsiniz, liste yapmayacağım. eklenmesini istediğiniz yerler, yanlış bilgi içeren yerler, gözden kaçan ama verilirse çok güzel olur denebilecek bilgiler varsa lütfen yazın.

    ekşi sözlük’te neler oluyor?

    özet geç diyenler için öncelikle olan biteni kısaca hatırlatmak istiyorum.

    kronolojik olarak gidersek her şey aslında 28 şubat 2016 ekşi sözlük'ün tasarımının değişmesi ile başladı. yazarlar haklı eleştirilerini dile getirdiler. bunların başında okumayı zorlaştırıcı beyaz arkaplan, sub-ethanın kaybolması, mesajınız var yeşilinin kaybolması, devamını okuyayım butonu, ilk etapta tasarımın değişik browserlarda hata vermesi, entry aralarındaki ve sol framedeki başlıklar arasındaki boşluklar, reklamların büyümesi, hatta biraz daha eskiye giderek entry numaralarının ve araştır butonunun kaldırılması gibi konular tartışıldı. ama gelen cevap şu oldu: (bkz: #58863001) bu arada ciddiye alınmadıklarını fark eden yazarlar 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi’ni başlattılar ve ilgili başlıklar hariç hiçbir başlığa entry girmeme kararı aldılar. bazıları sözünden döndü ama onlardan daha fazlası gittikçe direnişe destek çıkıyordu. bazı yazarlar çeşitli browserlar için bir önceki tasarımla okuyabilmemizi sağlayan uzantılar yazdılar.

    sonra şu oldu: (bkz: #58949679) eksiseyler.com domainli bir site açıldığı, bu sitenin onedio tarzında olup, sözlükte mevcut güzel entrylerden bir derleme, bir hap şeklinde okuyucuya sunulduğu, içinde görsellerin ve editörlerin olduğu ortaya çıktı. hemen akabinde bazı yazarlar ekşi sözlük kullanıcı sözleşmesi’nde 26.01.2016 tarihinde tek taraflı değişiklik yapıldığını ve bunun hukuksuz olduğunu dile getirmeye başladılar. bazı yazarlar ekşi şeyler’de kullanılan entryleri için savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını açıkladılar. (bkz: 7 mart 2016 ekşi sözlük hakkında suç duyurusu) tekrar ayın 5’ine dönersek, bütün yazarların bütün entry'lerini silmesi başlığında debe’ye giren (bkz: #58966274) nolu entry ve bütün entry'lerini silen yazarlar listesi başlığı ile ikinci dalga başlamış, direniş pasiften aktif hale gelmişti. 6 mart akşamı sözlük yönetimi direniş başlıklarına entry girmeyi, oralardaki entrylerin editlenmesini ve entry silinmesini zorlaştıran bazı önlemler aldı. çoğu yazar hala entrylerinin tamamını silebilmiş değil. şu sıralar 590 yazar 400 bin entrysini silmiş bulunmaktadır. karartma da aralıklarla devam etmektedir.

    aynı zamanda bütün bu süreçte katil japon baligi ve otenazi isteyen elf nickli arkadaşlarımız direnişe destek vermeleri dışında bir neden olmaksızın (ki otenazi isteyen elf daha ilk zamanlar zaten mevcut entrylerini silmişti) sözlükten uçuruldular. hafiz mestan,hedef ben miyim tayfun, must, a secret life, bir cirkin adam, atf i beyan, rehabilitasyon, lingux sözlükten uçuruldu. aynı zamanda 7 mart 2016 gene debe listesine müdahale rezaleti gibi durumlar da ortaya çıktı.

    neden direniyoruz?

    hepimizin çeşitli nedenleri var, ama öne çıkan 3 ortak neden şunlar:

    (1) tasarım değişikliği ve yazarların haklı eleştirilerinin yok sayılması
    (2) kullanıcı sözleşmesinin hukuka aykırı bir şekilde tek taraflı değiştirilmesi
    (3) uçurulan yazarlar, moderasyonun yokluğu ya da sansürcü moderasyon

    aynen gezi direnişi’nin ağaçları ve parkı koruma isteğinden, polis şiddetine ve daha sonra da büyüyerek hükümete tepki haline gelmesi gibi ilerledi ekşi sözlük direnişi. tasarım değişikliğine karşı olan tepki çığ gibi büyüyüp ekşi şeyler hukuksuzluğu ile katlanarak arttı ve uzun zamandır orada burada konuşulan ama hakkında aktif bir şey yapılmayan moderasyonsuzluk/sansürcü moderasyon tepkileri ile birleşerek başka bir şekil aldı. ekşi sözlük’te moderasyon gittiğinden beri kabullenmekte zorlandığımız, yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ama ilk defa yazarlar ile çaylaklar bu çapta bir araya geldiler. 2013’ten beri aktif olmayan yazarların destek için gelip entrylerini sildikleri günleri yaşıyoruz. yazarların batan gemiden kaçar gibi diğer sözlüklere sığındıklarını görüyoruz. entrylerini yedekleyip gidenleri, hesabını silip gidenleri, entrylerini silebilmek için ekstra çaba sarf eden yazarları gözlemliyoruz.

    direnişteki yazarlar için iki konu önemli görünüyor: amatör ruh ve ifade özgürlüğü. kimse sözlükten para, maaş, dürüm talep etmiyor. ekşi şeyler’den de talep etmiyor. biz telif haklarını michael jackson’a veren, ihlal edenlere taocu, dombili diye tepki veren insanlarız. bu ekşi sözlük’e has bir gelenek. yazarlar bunu talep etmez iken, yönetimin bir nevi entrylere el koymaya çalışması kabul edilebilir değil. benzer bir şekilde reklam için göz sağlığının tehlikeye atılması da amatör ruha ters. para kazanabilirsiniz, kimsenin paranızda gözü yok. ama bunu ekşi sözlük ruhuna uygun, yazarları yok saymadan yapmalısınız. biz hayatımızda sürekli profesyonellik tarafından hırpalanan insanlarız. profesyonellik adı altında zekamıza hakaret ediliyor, emeğimiz sömürülüyor, ruh sağlığımız bozuluyor. sözlükün bizim için bundan kaçış yeri olduğu unutulmamalı. ifade özgürlüğüne gelirsek… ticari itibar diyerek, gg diyerek şeffaf olmayan bir şekilde entryler karartılıyor. yöneticilerin silinen entrylerde eleştirilen kişi ve kuruluşlarla ilişkide oldukları ortaya çıkıyor. bazı moderatörlerin sırf gıcık olduğundan kimi yazarları uçurduğu gözlemleniyor. yazarların kimlikleri mahkemelerle paylaşılıyor, bu yapılırken yazarlara haber bile verilmiyor. durum bu.

    ne istiyoruz?

    (1) yeni tasarım yazarların haklı talepleri göz önünde bulundurularak tekrar yapılana dek eski tasarıma geri dönülmesini,
    (2) direniş sürecinde uçurulan arkadaşlarımızın geri getirilmeleri ve yazarların entry girme/editleme/silme eylemlerini zorlaştırıcı uygulamalara son verilmesini,
    (3) kullanıcı sözleşmesinde yapılan tek taraflı hukuksuz değişikliğin geri alınmasını ve sözleşmenin yazarların onayı olmadan uygulanmamasını,
    (4) ekşi şeyler sitesinde yer alacak tüm entryler ve editöryalden geçmiş son hallerinin yazarların izni olmadan kullanılmamasını
    (5) moderasyonun tekrar kurulmasını, çöp entrylerin geriye dönük şekilde temizlenmesini (format format format), bu süreçlerin şeffaf yürütülmesini ve her türlü debe, sol frame müdahalelerine, başlık karartmalara derhal son verilmesini

    talep ediyoruz.

    sözlük yönetimi geri adım atmazsa ne yapmayı planlıyorsunuz?

    biz yola “sonunu düşünen kahraman olamaz” mottosu ile çıkmışız. gözümüz kara. zaten entryleri toptan silme eylemi kaybedecek bir şeyi olmayan yazarların cesaret edebileceği bir şey. sonuçta ne olacağı, olayların nereye varacağını bilmiyoruz, bir saat sonra hepimiz uçabiliriz. bilinen tek bir şey var: artık ekşi sözlük’ün mevcut halinin, yazarlara, fikri mülkiyete ve ifade özgürlüğüne değer vermeyen, amatör ruhunu kaybetmiş ve tamamen para odaklı yönetilen, günden güne kasıtlı olarak vasatlaşmasına izin verilen ekşi sözlük’ün bir parçası olmak istemeyen yazar sayısı küçümsenecek bir sayı değil. ve tepkilerimizi değişik şekillerde göstermeye devam ediyoruz. hiçbir direniş başarısız değildir, bu da olmayacaktır.

    direniş başladığında ekşi itiraf başlığına ergen triplerini yazmaya devam edenleri eleştiren bir entry girmiştim, "şunu yazmasanız ne kaybedersiniz" diye. biri mesaj atıp sen bu direniş başlığına yazmasan ne kaybedersin diye sormuştu. “sözlüğü” diye cevap vermiştim. sözlüğü kaybedene kadar direniş sürecektir.

    böyle bir facebook sayfası kurulmuş.

    twitter'da #eksidedirenisvar hashtaglerindeyiz.

    edit: devamını okuyayım butonu eklendi. nasıl unutmuşum bilmiyorum.
    edit 2: uçurulan iki arkadaşımız daha eklendi.
    edit 3: facebook sayfası ve twitter hashtagleri eklendi. bu arada başlıkta 41 entry görünmesine rağmen neden 20 tanesini okuyabiliyoruz sevgili sözlük yönetimi?

  • 16. tez vakitte batması istenen şirketler

  • 17. 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişinde uçurulanlar

    aşağıdaki mesaj az önce geldi;

    lingux'da uçuruldu. bu yazı yüzünden:

    başak purut'a açık mektuptur:

    bak başak, bu sefer dürüm esprisi falan yapmıyorum. muhtemelen günlük hayatta benimle muhattap olmadan önce en az 3-4 kademeden geçmen gerekir ama şu an karşıma aldım seni konuşuyorum. yani senin anlayacağın öyle forum benzeri site yönetip arkaya banner reklamı almakla ceo olunmuyor. herşeyden önce bunu bilmelisin.

    1. madem yazarlara dava açılırken mahkemede ''aman hakim bey, bunlar onların düşüncesi, onların fikri, ben sadece servis sağlayıcısıyım, benim bir günahım yok'' diye fakir edebiyatı yapıyorsun, o zaman aynı yazarların yazılarını kendi kafana göre kullanıp bunların hepsinin telif hakkı benim, sizin bir hakkınız yok diyemezsin arkadaşım.

    2. hayatta ne düşünürsen düşün önce tutarlı ol ve dediğinin arkasında durmayı bil. eğer bu tavsiyeme uyarsan, seni sevmeyenler bile sana ve hakkaniyetine güvenir ve sana saygı duyar. ama şu çok net ki maalesef sitende yazan 50 bin yazar var en iyimser ihtimalle 49 bini senden nefret ediyor. neden böyle hiç düşündün mü? neden sevilmiyorsun? ışid liderine bile tapan milyonların olduğu dünyada neden kimse seni sevmiyor? çünkü bir öyle bir böylesin bu kadar basit aslında herşey. kimse sana güvenmiyor. yapacağın şey şu: ya fikirlerin hepsinin telifi benim diyeceksin ve buraya yazılanlar yüzünden yeri geldiğinde cezayı da yazarlar yerine sen alacaksın, ya da fikir sahibinindir diyeceksin ve fikirlerimiz sayesinde kazandığın reklam gelirleriyle yetinmeyi bileceksin. merak etme onlar bugüne kadar şirketi bu büyüklüğe getirmeye yettiyse aç kalmazsın.

    3. etik çalış. zaten senin için ücretsiz çalışan 50 bin yazar var. onlar yazıyor sen kazanıyorsun. senden para falan da isteyen yok. sen yeter ki olayı fikir hırsızlığına taşıma.

  • 18. 7 mart 2016 ekşi sözlük hakkında suç duyurusu

    öncelikle açılan dava bir ceza davası, yani bundan elde ettiğim hiçbir maddi gelir yok bu 1.

    hukuk hakkında tek bir şey biliyorum diyerek başkalarının bilemeyeceğini iddia etmek nasıl bir mantık bu 2.

    siteyi yöneten avukat diye suç işlemez diye bir kaide mi var bu 3.

    ortada hukuksuzluk ve etik olmayan durum varken çözüm çıkıp gitmek midir? ülkede devlet insanları öldürürken, "git yurtdışında yaşa, zorla tutan mı var" mı diyelim bu 4.

    hukuksuzluğu daha fazla insana duyurmak ve daha etkili bir sonuç alınması için (özgecan'ın faillerinin cezasına bu sayede indirim yapılmadı bildin mi) daha fazla dilekçe vermek için konuyu gündemde tutmaya çalışmak nasıl bir insanı rahatsız eder bu da 5.

    aman ha sakın bir gün "benim hakkımı yediler" diye hiçbir şeyden şikayet etme tamam mı? annen baban trafik kazası filan geçirirse dava açma, zorla mı çıkarıyorlar canım onları yollara? arabaya binmeyiversinler di mi?

  • 19. 8 mart 2016 patrona otisabi isyanı

    otişko'nun kanzuk ve ssg'ye ağır -teknik- giydirmesiyle başlamıştır.

    çok ağır, benim bile gözlerim yaşlandı:

    http://aralaragiriyorum.tumblr.com/…nzuk-açıklaması

    bundan sonra gözler diğer derebeylerinde.

    şimdiye kadar:

    guru kanzuk'un yanında.

    immanuel tolstolumolstolu ne şiş yansın ne kebap modunda "yha sorunlar var ama kanzuk da sorumlu değildir herhal, öyleyse de önemsemiyorum" dokusunda.

    diğerleri dolma tarifi falan yazıyor herhal, ıssız derebeyi stayla, bilemedim.

    yoldaşlar; bu saatten sonra isyan için yeriniz otis'in yanı.

    bizim de gaz verme suretiyle az da olsa tuzumuz olmuşsa ne mutlu yalitimim diyene.

    editimsitrakligilli sekilde metni de ekleyeyim:

    --- spoiler ---

    :::::::::“bir önceki açıklamamda "tasarıma ilişkin eleştirileri tek tek inceliyoruz. bundan sonra hiçbir tasarım uzun süre aynı kalmayacak, irili ufaklı değişiklikler hep olacak, geri bildirimleri de bu süreçte değerlendireceğiz.” ve beyaz fon rengi ve gece görüşü özelinde de “yine de bazı düzeltmeler gerekiyor, hepsini not alıyoruz.” demiştim.“::::::::

    *****
    bir önceki açıklaman bana göründü mü? hayır
    görünmesi gerekiyor muydu? evet
    olaydan duyurmadığın için mi görünmedi? evet
    sözlük yönetimine dair bir açıklamanın olay'dan duyurulması gerekmez miydi? evet, gerekirdi.
    bu açıklamayı olay'dan duyurdun mu? evet
    olay ışığı yandı mı? evet
    daha önce yaptığın açıklama yandı mı? hayır
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::"halihazırdaki tasarım, renk ve kontrast tercihleri tasarım ekibimiz tarafından, dünyada uzun süre vakit geçirilen, okuma odaklı siteler ve genel kabul görmüş kriterler incelenerek yapıldı.”:::::::
    ******

    halihazırdaki tasarımdan yana memnuniyetsizlik kendi dünyasında uzun vakit geçiren, okuma odaklı bir sitenin kullanıcıları tarafından, kendi kriterleri gözetilerek mi yapıldı? evet
    ‘kullanıcı bu işin doğrusunu bilmiyor’ demeye kapı açmıyorsan bu girizgah falso mu? evet
    ona kapı açıyorsan da bu girizgah yine falso değil mi? evet yine falso
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::::“bu sitelerin tamamına yakını tam beyaz kullanıyor. daha önce verdiğim örnekler sözlük kullanıcılarının çok zaman geçirdiği için bahsettiğim sitelerdi ama bu işin doğrusunu yapan, okuma odaklı, neredeyse tek amacı bir şeyler okutmak olan, tasarımsal anlamda başarısı tartışılmayan medium, huffington post, new york times gibi sitelerin tamamı da tam beyaz fon kullanıyor. tasarım değişikliğine giderken renk değiştirmemizin temel sebebi, uzun süre okunan bir site olarak dünya standartlarını yakalamaktı.”::::::::::
    *******

    o standardı ilk gününden bu yana kullanıcının doğrudan talep ve etkileşimiyle geliştirilmiş bir sitede kullanıcıya hiç sormadan, danışmadan, iletişime dahi girmeden yapmadın mı? evet
    bu karara tepki geldi mi? evet
    gelen tepkiye uyumsuz bir girizgahta ısrar ediyor musun? evet
    bu girizgah ortamı gerer mi? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::::: “halen bizim not ettiğimiz eksiklikler var ve yazarlardan çok verimli geri bildirimler geldi, ” ::::::::::
    ********

    yazarlardan geri bildirimlerin uygulama ve nihai sunumdan *sonra* geri gelmesi şart mıydı? hayır.
    verimli geri bildirimi önce de alamaz mıydın? evet.
    sorun dikkate aldığın geri bildirim verimini önden dikkate almamış olmaman sebebiyle çıkmadı mı? evet.
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    ::::::::::::“ayrıca yazar bildirimleri haricinde milyonlarca kişinin kullanımını değerlendirmemizi sağlayan genel istatistiklerimizden sayfada kalma süresi, hemen çıkma oranı, okunma sayısı, yeni entry girişi gibi kriterlerin hepsini değerlendiriyoruz. o yüzden "bundan sonra her şey, sürekli değişecek, yenilenecek, gelişecek. az veya çok.” diyorum.“ :::::
    *********

    sürekli değişecek, yenilenecek, gelişecek’e alternatif bir seçenek var mı? hayır
    bu değişim vaadi gerçek bir vaat mi? hayır
    burada da totolojinin allahını yapıp savunma hakkını sallamış mısın? evet
    bu da savunmanı ve sözcüsü olduğun kurumu iyice itibarsızlaştırmış mı? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::::::::::::"ancak tasarımın genel kabul gören kriterlere uygun olması başka şey, yazarların beklentisi tamamen başka. bu kadar tepkiyi görmezden gelmek mümkün değil. tepkiler üzerine ilk açıklama yaptığım gün itibariyle gece görüş modu dışında, alışkanlıklara uygun fon renkleri sunmanın en çabuk ve verimli çözüm olacağını konuştuk. kaldı ki, aynı yönde geri bildirimler de gelmişti. bu değişikliği tasarım geliştirme kılıfıyla sunmamak adına ayrı bir paragrafta yazıyorum, bu özellik tamamen tepkileriniz nedeniyle düşünüldü ve yapıldı. temalara ayarlardan erişebilirsiniz.”:::::::::
    *************

    bu ayırdığın açıklama da yukarıda bahsini ettiğim öngörü eksikliği ile ilgili değil mi? evet.
    öngörü eksikliğini zamanında teslim etmiş misin? hayır
    şimdi teslim ediyor musun? hayır
    kitlesel bir şikayeti nalına mıhına karşılayıp yanıtlamış mısın? hayır
    dahası 'seçenek sunma’ seçeneğinden haberdar mısın? evet
    bunu deneme sürümünde öngörmüş müsün? hayır
    deneme sürümü diye bir şeyi öngörmüş müsün? hayır
    bu öngörüsüzlüğün ceremesini çekmiyor musun? evet
    yönetici olarak bunları hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::::::“ekşi şeyler konusuna gelince; bizim çok severek ve keyif alarak yaptığımız bir çalışma.”:::::::::
    ********

    bu detay şikayeti ve şikayetçiyi bağlıyor mu? hayır
    şikayet 'kanzuk ve ekibi bu çalışmadan çok keyif almıyor, bitsin bu eziyet?!’ ekseninde mi döndü? hayır
    sen girizgahı 'bizler çekerken çok eğlendik'e bağladın mı? evet
    böyle gerginlik anlarında bu tarz tırıvırı detaya girmenin iyice agresyonu körükleyeceği belli değil mi? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    “entryleri daha güzel sunan, daha kolay okunabilir ve paylaşılabilir kılan, entry içeriğine kesinlikle müdahale etmeyen, yazarların sözlük'te yazdıklarını yine sözlük'te, farklı şekilde sunan bir ortam.”

    ekşi şeyler ile alakalı eleştirilerin yoğunlaştığı konular 'entryleri daha güzel sunmaması’, 'daha zor okunur hale getirmesi’, 'entry içeriğine müdahale edilmesi’ mi? hayır
    sen şikayetleri yanıtlarken alakasız bir kısmını mı savunuyorsun? evet
    dahası 'ekşi şeyler’ yazarların sözlükte yazdıklarını yine sözlükte sunuyor mu? hayır
    ekşi şeyler diye ayrı bir site kurmadınız mı? evet.
    bu ayrı bir gelir kalemine dönüşmedi mi? evet
    burada yayınlanan içeriği yazarlara sormadan, haber vermden doğrudan paylaşıma sunmadınız mı? evet
    bu konudaki eleştirileri yanıtladın mı? hayır
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::“uzun vadede kaliteli içeriğin öne çıkarılması için kullandığımız araçlardan biri ve bence en keyiflisi olacak. halihazırda gayet beğenildi ve yayındaki entryler belki de yıllar boyunca alamayacakları gösterimi bir kaç gün içinde aldılar.”:::::::::
    *******

    buradaki savunman 'tecavüz ettik ama hemen gelmedik, uzun süre devam ettik’ gibi bir yere denk gelmiyor mu? evet
    yanlış, izinsiz bir uygulamanın, istenileceği varsayılacak sonucu getirmesi onu savunma gerekçesi olabilir mi? hayır
    sen öyle olacağını sanıyor gibi görünüyor musun? evet
    bunun ortamı gereceğini hesap edemiyor musun? hayır
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::::“ekşi şeyler ile ilgili genel tepkiler entrylerin editörlerce değiştirildiğinin sanılması, içerikleri kullanılan yazarlara haber verilmiyor olması ve entrylerin sadece sözlük'teki özgün haliyle kalması yönünde geldi.”:::::::::
    *****

    ekşi şeyler ile ilgili genel tepkiler özeti bu söylediklerinle sınırlı mı? hayır
    genel tepkiler bu olsa dahi özel tepkilere yanıt verdin mi? hayır
    geneli bu şekilde özetleyerek ortamı iyice geriyor musun? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::“entrylerin içeriği değiştirilmiyor, sadece entryde konuyla alakasız bir kısım varsa o alıntılanmayabiliyor.”
    ********

    bu içeriğin değiştirilmesi değil mi? yasal olarak bir eserin içinde bulunan kısımların hangisinin gerekli olduğuna eser sahibinden bu konuda izin almadanı geçtim haber dahi vermeyen yayıncı karar verebilir mi? hayır
    eser sahibinin eser bütünlüğü hakkında hakkı var mıdır? evet
    yöneticiyi geçtim hukukçu olarak olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    ::::::“bunun dışında entrynin revize edilmesi, içeriğin değiştirilmesi gibi bir uygulama kesinlikle yok, olmayacak. yakın zamanda ekşi şeyler'de kullanılan entryler için yazarlarına otomatik bildirim yapılması, yazarın profilinde bu içeriklerin listelenmesi, sözlük'teki başlıklarla alakalı ekşi şeyler içeriği varsa bunun ilgili başlıkta yazarlara sunulması, favorileme gibi ekşi sözlük'le entegrasyonu sağlayacak bir çok özelliği ekleyeceğiz. entrylerin sadece ekşi sözlük'teki haliye kalması yönündeki beklentileri karşılayabilmek için de ayarlara "entry'lerim ekşi şeyler'de kullanılmasın” seçeneği ekledik.“:::::::::
    *****

    (izinsizlik, telifsizlik kısmına dahi gelmeden) o seçeneği en başından eklemen gerekiyordu di mi? evet
    ekledin mi? hayır
    savunmanı bitirmeye epey yaklaşmışken sadece yanıtlayabildiğin kısımlarla metni şişiriyor musun? evet
    dikkatten kaçıyor mu? hayır
    bu da okuyanı iyice geriyor mu? evet
    yönetici olarak bunu da hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    :::::::"son olarak, dün entrylerini silmek isteyen yazarların entrylerinin silinmesinde yaşadığı ve sonrasında entry girilmesine ve editlenmesine de yansıyan sıkıntılar, script aracılığıyla olağandan hızlı şekilde entry silinmeye çalışıldığından kaynaklandı. şu an için sorun olmaması lazım. ekşi sözlük'ün yazarlara entry girerken olduğu gibi, -her ne sebeple olursa olsun- silerken de eksiksiz hizmet sunması gerekir, bu konudaki eksiğimiz sorunu geç fark etmek oldu, farkedilir farkedilmez müdahale edildi ancak sistemi bir daha aynı şekilde zorlamaması açısından dakikada iki entry silinebilecek şekilde ayarlandı.”:::::::::
    **********

    sorunu yok yere çıkmış bir 'entryleri silemiyoruz sorunu'na indirgedin mi? evet
    bir paragrafı daha bu şekilde harcadın mı? evet
    ortamı iyice gerdin mi? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    ::::::“halihazırda geçerli olan eski dandik kullanıcı sözleşmemizi daha kolay anlaşılır, ferah, güzel bir hale getireceğiz ve bundan sonra yapılacak tüm değişiklikler yazarlara önceden bildirilecek.”::::::
    **********

    eski dandik kullanıcı sözleşmesini oluşturan hukukçu sen değil miydin? evet
    kendi sözleşmenden kaynaklanan sorunu ve mesuliyeti kabul ettin mi? hayır
    bariz eleştirilerden kaynaklanan hukuki bir sorunu yine tek yönlü olarak düzenleme vaadi verip tüy diktin mi? evet
    hepten batışa geçtin mi? evet
    batarken sırf kendini değil, kurumu da çekmeye başladın mı? evet
    yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    ::::“bundan sonra da yazarlarla iletişimde daha aktif olmak adına sırf iletişime özel bir hesap oluşturup, daha sık ve verimli bir iletişim ve geri bildirim süreci takip edeceğiz.”:::::
    ********

    daha evvel bana bu tür bir iş için teklif de bulundun mu? (bunu sen yanıtla)
    yanıtım olumlu oldu mu? (yine sen yanıtla)
    olumsuz olduysa sence niye olumlu olmadı? (aynadan kopya çekerek yanıtlayabilirsin)
    bu iş için istihdam edeceğin kişinin *senden* bağımsız, otonom bir şekilde iş görebilmesi gerekmiyor mu? evet
    bu mümkün mü? (ben yanıtlıyorum) hayır
    iletişim ve geri bildirim süreci işinden anlıyor musun? hayır
    yukarıda gösterildiği üzere alenen anlamadığın bir konuda anlayan birisini istihdam edebilme şansın ne? (sen yanıtla)
    kişisel tarihçesi böyle olan bir yönetici olarak bunu hesap edebilmen gerekiyor muydu? evet.
    hesap edebildin mi? hayır.

    ::::::::“özetle, şu ana kadar tepki toplayan konu başlıklarının tamamını tepkiler ilk oluştuğu andan bu yana takip ediyoruz,”::::
    ******
    —-tamamını—-

    takip ettiğiniz konuların en kayda değenleri savunma metninde geçiyor mu? hayır
    bu noktadan sonra vaadin itibar görür mü? hayır
    itibar göremeyeceğini hesap edebilmen gerekir miydi? evet
    hesap edebildin mi? hayır

    :::::::“tüm ekip kendine düşen kısımlarda çözüm önerilerini çalışıyor ve hayata geçiriyor.”:::::
    ********

    çözüm önerileri üzerinde çalışan ekibin çözümlerine onay verecek nihai makam ve merci kim? sensin
    bu yukarıdaki korkunç şişirme savunma metnini yazan kim? sensin
    sebep olduğu sorunun sorumluluğunu kabul etmeyen kim? sensin
    şahsi itibar yönetimi zaafı yüzünden çalıştığı kuruma zarar veren kim? sensin
    o itibarı düzeltmek için 'iletişim yüzü’ istihdamına karar veren ve bu kişiyi seçecek olan kim? sensin
    (öyle ya da böyle) bu ana kadarki başarısızlığın faturasının çıkarıldığı kişi kim? sensin
    yönetici, hukukçu, birey olarak bu başarısızlıklar silsilesinin yarattığı ve yaratacağı arızayı öngöremeyen kim? feyk atım, sen değilsin, ssg
    o halde ilk sana soruyorum:
    bu hesapsızlık, öngörüsüzlük, iş usul bilmezlik silsilesi sebebiyle yönetici olarak görevinden istifa etmen gerekmiyor mu? (herkes yanıtlasın, ben kendi adıma yanıtlıyorum) evet, gerekiyor
    istifa ettin mi? hayır
    edecek misin? (sen yanıtla)
    etmeyeceksen, ssg'ye soruyorum,
    bu ilk ve son 'mecburi’ kötü tercihi görevinden alman için daha ne yapması gerekiyor? (sen yanıtla)

    özeti de başkası geçsin.

    --- spoiler ---

    ozet: cok feci. diger sozluk derebeyleri uyuyor mu?

  • 20. ab ile vizelerin kaldırılması

    son umudu türkler olan turizmcilere roma'dan el sallarız artık.

  • 21. entry'lerim ekşi şeyler'de kullanılmasın

    "ayarlar" kısmına eklenen yeni bir seçenek. işaretleyince entry'leriniz ekşi şeyler'de yayınlanmıyor.

    buraya bakarlar editi: yeni tema epilepsi hastası birkaç arkadaş tarafından gece modu da dahil olmak üzere kullanılamıyor. bu konudan önceki entry'lerimde de bahsettim. bir şeyler yapılması gerekiyor. ve "devamını okuyayım" seçeneği pek çok telefonun kasmasına neden olduğu gibi uzun entry'lerin okunmasını güçleştiriyor.

    edit: (bkz: artık herkes evine dönmeli)
    edit2: kendimi bülent ecevit gibi hissettim.
    edit3: tema hakkında görüşlerim ektedir:
    (bkz: #59024377), (bkz: #59006442)

  • 22. burcu esmersoy'un seksi reklam filmi

    kolları cin ali gibi, omuzları bir erkek kadar geniş biçimsiz vücut hatlarına sahip bir kadının hoplayıp zıpladığı reklam filmi.

    gün geçtikçe güzellik algımız daha da bayağılaşıyor. zira bir şekilde kendini ekrana atabilmiş her kadın seksi addediliyor.

  • 23. 30 haziran 2016 ab ile vizelerin kalkması

    turkiye'ye goreli demokratik donemler yasanirken dahi vize serbestligi verilmesi gundeme bile gelmemisken, fasizme dogru gittigi su gunlerde bu adimin atilmasi "bayram degil, seyran degil, enistem beni niye optu" dedirtmelidir.

    karsiliginda ne sozler veriliyor? ne aliniyor ne veriliyor? yillardir erdogan ile yanyana gorunmek dahi istemeyen merkel'in, tarihinin en karanlik gunlerinden gecerken turkiye'nin yollarini adeta asindirmasi , en ufak bir elestiri dahi getirmemesi nedendir?

  • 24. sabiha gökçen güvenlik zafiyeti

    bu konu hakkında rezalet diye başlık açmayacağım çünkü durum rezaletten çok daha fazlası.

    tam güvenlikli uluslararası bir hava alanından yapılan dış hatlar uçuşta, bir gün öncesine hatalı kesilmiş bir biletle, valiz teslim edip, bilet ve pasaport kontrolü yapan polisten de geçerek uçağa boarding yapılabileceğini şahsen tecrübe ettim.

    birkaç gün önce yazmayı planlıyordum ama önce gerekli yerlerden gelecek cevabı merak ettim.

    tahmin edebileceğiniz gibi henüz herhangi bir mantıklı açıklama gelmedi.

    şimdi efendim 25 şubatta telefonla 2 gün sonrası için "lefkoşa-sabiha gökçen" uçak bileti aldım. 27 şubat 2016'da kıbrıs ercan check-in deskinde gidiş-dönüş biletim için boarding kartım hazırlanarak bana teslim edildi ve sabiha gökçen havalimanı'na seyahatimi gerçekleştirdim.
    biletçiden talep ettiğim şekilde, 29 şubat 2016 tarihinde de (tk0972) 07:20 uçağı için thy deskine giderek ercan deskinde bana verilen boarding kartımı ibraz ederek valizimi teslim ettim.

    valizi teslim edip, pasaport kontrolünden geçtikten sonra 305a nolu kapıda boarding kontrolünden uçağa geçtim ve boarding yaparak kartta belirtilen 4f nolu koltuğuma oturdum.

    07:00 civarında yolcular tamamlandı. kabin görevlilerinin yaptığı rutin sayımda bir problem olduğu ortaya çıktı. sırayla kabin görevlileri ve kabin amiri sayımı tekrarladılar. sonra yerel hizmetlerden yetkililer gelerek sayımı yinelediler. bu sırada birkaç kez “ahmad el aziz” ismi anons edilerek kendini kabin amirine tanıtması talep edildi.
    sonra tüm yolculardan boarding kartı ibrazı istendi ve görevliler kartlarımızı kontrol ettiler.
    kontrol bittikten sonra boarding kartlarını bu sefer kimliklerimizle ibraz etmemiz talep edildi.
    bu kontrol de tamamlandıktan sonra boarding kartlarımız tamamen toplandı ve kontrole götürüldü.
    son günlerde yaşanan terör olaylarının etkisi ve anons edilen misafir isminin de şüpheli olması sebebiyle tüm yolcularda bir panik havası oluştu. sonra yerel hizmetlere bağlı bir görevli hanımefendi yanıma gelerek diğer yolcuların duyabileceği yüksek bir ses tonuyla “bu uçakta olmamam gerektiğini, tüm yolcuların benim yüzümden geciktiğini “sen” hitabıyla ve kaba bir üslupla söyledi”
    biletimin hatalı kesildiğini o zaman anladık. benim 29 şubat olarak talep ettiğim bilet 28 şubat olarak kesilmiş.

    bulunduğumuz yerin herhangi bir yer olmadığını, dış hatlar uçağında olduğumu ve uçağa gelene kadar 3 kontrolden (valiz teslimatı, polis pasaport kontrolü ve boarding kontrolü) geçtiğimi ilettim.
    bunun benim hatamdan çok büyük bir güvenlik zafiyeti olduğunu belirttim. bunun benim problemim olduğunu yine tüm yolcuların duyacağı sesle tekrarladı.

    tekrar aralarında konuştuktan sonra bana “180 tl” ödediğim takdirde uçabileceğimi aksi takdirde beni uçaktan indireceğini iletti. kredi kartı ile ödemeyi teklif ettim, kabul etmeyerek nakit ödemem gerektiğini belirtti. bu arada her sözün sonunda, kabul etmezsem uçaktan indireceği tehdidini tekrarladı
    kendisine nakit olarak ödemeyi yaptım ve işlem karşılığı evrak talep ettim. evrak vermeyeceğini ve kabul etmezsem yine uçaktan çıkaracağını belirtti. ben özellikle evrak talep ettiğimde “tgs istasyon nöbetçi müdürü” gelerek evrağı bana e-mail olarak ileteceğini belirtti ve kartvizitini verdi.

    bu olaylardan sonra yerime geçerek kalkışı beklemeye başladım. kaybettiğimiz yaklaşık 45 dakika süreçte sis arttığı ve görüş mesafesi azaldığı için kaptan pilot uçağın kalkamayacağı anonsunu yaptı.
    yaklaşık 30 dakika da sisten dolayı rötarımız arttı.

    100-120 yolcunun bana düşman bakışları ve sözlü sataşmaları eşliğinde uçuşu bir buçuk saat rötarlı olarak tamamladık.

    yolda kabin amiriyle konuşarak bunu şikâyet edeceğimi belirttiğimde kendisi de bana bu konuyu zaten raporuna eklediğini ve raporun şikâyetimi doğrulayacağını belirtti.
    uçaktan inip bagajımı teslim almaya gittiğimde valizimde başka birisi adına düzenlenmiş bagaj etiketiyle karşılaştım.

    o kadar yolcunun düşman bakışları ve sözlü sataşmaları vize kuyruğu ve freeshop'ta da devam etti.

    şimdi sevgili ekşici arkadaşlarım bana diyecekler ki biletini kontrol etseydin.

    evet biletimi kontrol etmediğim için suçluyum ama bunun karşılığı sadece uçamamak ya da yeni bilet almak olmalı.

    havalimanında tüm "sözde" kontrolleri geçtikten sonra uçağın içinde cezası verilmemeli.

    verilecekse de hem check-in deskindeki arkadaşa, hem beni pasaport kontrolden geçiren polis memuruna hem de benim uçaktaki koltuğuma kadar geçmeme izin veren yerel hizmet çalışanına bir uyarı verilmeli. tam güvenlikli uluslararası bir hava alanından yapılan dış hatlar uçuşta, bir gün öncesine hatalı kesilmiş bir biletle, valiz teslim edip, bilet ve pasaport kontrolü yapan polisten de geçerek uçağa boarding yapılabileceğini şahsen tecrübe ettim.

  • 25. survivor 2016

    nagihan'i sonunda kime benzettigimi buldugum yarismadir.

    https://i.ytimg.com/…/juwmixg0rqk/maxresdefault.jpg

    ek: silmiyorum ama sakin debeye falan sokmayin, dünya kadinlar gününde sözlük rezaleti diye baslik acarlar vallahi.

  • 26. ssg'nin gitgide abdullah gül'e benzemesi

    ssg'nin yaptığı son açıklama (bkz: #59016930) neticesinde kendini günden güne hissettiren durum. kamuoyunun gazını alacağına, ara kanzuk'u güzel güzel izah et çekincelerini, yanlış bulduklarını kardeşim.

    özellikle açıklamanın sonuna denk gelen şu kısımda, mini bir abdullah gül görebilirsiniz:

    "...
    bu demek değil ki insanların yazdıklarını silmesi, vakit geçirdikleri ve sosyalleştikleri bir mecrayı terk etmeye karar vermeleri önemsiz. tam tersine kaliteli içerik üretimini teşvik etmek ve kullanıcılarını memnun etmek kullanıcı içeriğiyle yaşayan sitede en önemli kriterler. bahsedilen sıkıntıların çözüleceğine inancım tam."

    bir de açıklamanın finalini "insan gerçekten hayret ediyor" diye bitirseydi tam olacaktı.

  • 27. güvenlik güçlerinin cizre'deki evleri yağmalaması

    diyarbakır siyasal ve sosyal araştırmalar enstitüsü kurucu üyesi, "kürt topraklarının özgürlüğü için savaşıp şehit olanlara ağıtlar yakan", polis-asker öldürülmesine her zaman bahaneler bulabilen bir hanımefendi(!)nin izlenimleri(!) sonucu ortaya çıkan gerçek(!).

    hadi ordan.

  • 28. ekşi'yi bitiremezsiniz

  • 29. türkiye'nin ab'den 20 milyar euro talep etmesi

    (bkz: vallaha salaram suriyelileri ha)

  • 30. ekşi sözlük sözleşmesindeki mantık hatası

    hukuk, vicdan ve etiğe aykırı bir hatadır.

    bu, ekşi sözlük'ün nasıl bir nobranlık ve gasp mantığıyla işletildiğini, bir ihaleden voleyi vurmuş taşeronlardan hiçbir farkı olmadığını göstermektedir.

    konuyla alakalı kanzuk bey'in başlığı altına fikir ve sanat eserleri kanunu'nun ilgili maddelerine referanslarla daha geniş ve karışık bir yazı yazdım. ilgilenen bakabilir: (bkz: #59021394)

    göze çarpan ve sözleşmenin kullanıcıyı bağlamamasına sebebiyet verecek hata hata ekşi sözlük'ün kendini tanımlamadaki kaypak ifadeleridir.

    sözleşmeye göre ekşi sözlük ilk olarak kendini servis sağlayıcı olarak tanımlamaktadır. bu tanıma göre, yargıtay'daki emsal kararlara göre ekşi sözlük'te paylaşılanlardan hukuki olarak mesul değildir.

    aynı sözleşmenin telifle ilgili bölümünde ekşi sözlük kendini derleme eser olarak tanımlamaktadır. bu tanıma göre, bir ansiklopedi, antoloji gibi bir hüviyete bürünerek, yayınlanan eserleri, eserlerin hakkı sahibinde olmak üzere yayınlamaktadır. yani eserlerin yayıncısı olarak kendini tanımlamaktadır.

    aynı sözleşmede yorumsal farklılıklar kullanarak, telifini yazarlara bırakmasına rağmen, fikir ve sanat eserleri kanunu'nda hiçbir şekilde lehine yorumlanamayacak bir şekilde eserlerin yayınını süresiz ve bedelsiz olarak lisanslamaktadır. yani buradan eserleri, sahibinden tüm haklarıyla devraldığı sonucu çıkmaktadır. bu da fsek'e aykırıdır, zira hiçbir eser sahibiyle arasında yazılı muvafakat bulunmamaktadır.

    ekşi sözlük yönetimi, kaypaklığı bir yöntem olarak tercih etmiş ve lehine olacak her yerde kendi tanımını değiştirmiştir. sözleşme içindeki bu tutarsızlık, bu sözleşmeyi tamamen hükümsüz kılmaktadır. zira sözleşme kullanıcının aleyhine büyük bir art niyet içermektedir. bu art niyet dolu sözleşme maddi ve manevi tazminat hakkı doğurur, zira eser sahibi aldatılmaktadır.

    sözleşmenin, kullanıcının tamamen aleyhine yönelik bir şekilde değiştirilmesi de büyük bir art niyettir ve hiçbir emsal karar bu durumda ekşi sözlük'ün lehine değildir.

    akıllı adam öncelikle nerede durduğunu, ne olduğunu bilir. çıkarına göre adını değiştirmez.

  • 31. turing

    eski sözlük yazarı.

    ilk çaylak entry'mi 2013 nisan'da girip bir sene bekledikten sonra 2014 mayıs'ta yazar olmuştum. bugün bütün entry'lerini silen yazarlar listesine katılmadan önce çoğunluğu #müzik ve #bilim kanallarında olan 1029 entry'm vardı. şu an hepsi yavaş yavaş uçuruluyor. tabii ki hepsinin yedeği var. hatta yazdıklarımın yedeğini böyle entry silme eylemleri olmadan önce bile her iki üç ayda bir alıyordum durduk yere uçurulursam diye.

    yazdığım şeylerin çoğunun amacı çeşitli bilgileri ve fikirlerimi sistematik olarak bir yere not etmekti. bunu yaparken de not edeceğim şeyleri ilgilenen insanlarla paylaşmak istediğim için sözlüğe yazıyordum. ilgimi çeken şeyleri insanların beğendiğini görmek ve bu şeylerle ilgili diğer fikirleri okumak işin artısı oluyordu tabii.

    bundan sonra böyle bir şey olmayacak zira artık ekşi sözlük'e katkı yapmayı bırakıyorum. hesabı badilerimi takip etmek ve trolleri eksilemek için açık tutacağım. daha önce de sözlüğü bırakmaya teşebbüs etmiştim. ama o zamanlar çok boş zamanı olan bir doktora öğrencisi olduğum için sözlüğün eski sözlük olmadığını kabullendikten sonra hemen sıkılıp geri dönmüştüm. bu sefer öyle bir planım yok. bırakma gerekçelerimi önem sırasına göre sıralarsam:

    1- sözlük yönetiminin sözlüğe içerik sağlayan kullanıcılara hiçbir saygısının olmaması.

    hiçbir şey için açıklama yapma gereği hissetmiyorsunuz, bari icraatlarınızda takip ettiğiniz kuralların sınırlarını belirtin de açıklama beklememize gerek olmasın.

    tenezzül edilip kullanıcıların geri dönüşlerine açıklama yapmaya teşebbüs edildiğinde de "değişime direnmek sizin doğanızda var, muhafazakar kafalılar sizi" tandanslı açıklamalar yapılıyor. yav he he.

    tabii yönetimden daha fazlasını beklemek biraz saflık olur. zira sözlük yönetiminin icraatlarındaki keyfiyet faktörü artık göstermelik gerekçe bulma seviyesini bile aşmış durumda. tüm yazılarımı silmeme neden olan bardağı taşıran son damla şu oldu. (bkz: 7 mart 2016 gene debe listesine müdahale rezaleti)

    [düzenleme: kanzuk bugün açıklama yapıp sözlükteki ayrılıkçıların bir kısmının isteklerini yerine getireceklerini söyledi. ama beni tatmin eden bir açıklama değil ve sözlüğe dönmeyi planlamıyorum. ilgili olarak #59040789'u okuyabilirsiniz.]

    2- sözlükteki troller.

    bakın kötü yazanlar, özensiz yazanlar falan demiyorum. onlarla bir derdim yok. herkes sözlüğe yazdıklarını ciddiye almak ya da sözlüğe vakit ayırmak zorunda değil.

    beni rahatsız eden şey kötü yazarlar değil, troller. troll derken owencan gibi trolleri de kastetmiyorum aslında. sözlüğün şu son geldiği durumda owencan'a can kurban.

    sadece insanları rahatsız etmek için iğrenç başlıklar açan ya da birilerinden para aldıkları için trollük yapan tiplemeleri kastediyorum. eğer troll entry'lerini favlayan çaylakların listesini açıp çeşitli yazarların profillerine bakarsanız fark edeceksiniz ki bazı hesaplar sadece bot olsun, hiçbir entry girmeyip troll entry'leri favlasın diye açılmış durumda. sözlük (paralı) trollere karşı önlem almıyor.

    3- sözlüğün ayarlanabilirliğinin gitgide azalması.

    paylaşacağım şeyleri orasını burasını kurcalayabileceğim kişisel blogumda değil de işe yarayan butonları teker teker kaldırılan ve işlevselliği gitgide azalan ekşi sözlük'te paylaşmak için bir gerekçe göremiyorum.

    bak hala kızıyorum. la bu araştır butonu size ne etti kardeşim?

    ***

    çok uzak olmayan bir gelecekte büyük ihtimalle sözlükte yazdığım gibi #matematik ve #klasik müzik temalarına sahip bir blog açacağım. yazıların kıvamını da aynı tutarım herhalde. lakin buna henüz vakit var. zira önümüzdeki birkaç ay içerisinde tezimi savunmam ve kendime akademide bir pozisyon bulmam lazım.*

    not: bugün yarısını silebildim. gerisini yarın uçururuz.

  • 32. 7 mart 2016 beşiktaş eskişehir maçı

    bir kaç hafta önce şu dandik eskişehirspor'a karşı koskoca bir ilk yarı boyunca tek bir pozisyon bile bulamazken hakemin uydurduğu penaltıyla gol bulup, ancak eskişehir 10 kişi kaldıktan sonra zar zor maçı koparabilenlerin hakkında atıp tuttuğu maç. keşke siz de şu dandik takıma kendiniz gol atabilseydiniz de hakeme iş bırakmasaydınız.

  • 33. 8 mart 2016 ekşisözlük yazar kıyımı

    evet yeni mesajlar gelmeye devam ediyor ;

    lingux'da uçuruldu. bu yazı yüzünden:

    başak purut'a açık mektuptur:

    bak başak, bu sefer dürüm esprisi falan yapmıyorum. muhtemelen günlük hayatta benimle muhattap olmadan önce en az 3-4 kademeden geçmen gerekir ama şu an karşıma aldım seni konuşuyorum. yani senin anlayacağın öyle forum benzeri site yönetip arkaya banner reklamı almakla ceo olunmuyor. herşeyden önce bunu bilmelisin.

    1. madem yazarlara dava açılırken mahkemede ''aman hakim bey, bunlar onların düşüncesi, onların fikri, ben sadece servis sağlayıcısıyım, benim bir günahım yok'' diye fakir edebiyatı yapıyorsun, o zaman aynı yazarların yazılarını kendi kafana göre kullanıp bunların hepsinin telif hakkı benim, sizin bir hakkınız yok diyemezsin arkadaşım.

    2. hayatta ne düşünürsen düşün önce tutarlı ol ve dediğinin arkasında durmayı bil. eğer bu tavsiyeme uyarsan, seni sevmeyenler bile sana ve hakkaniyetine güvenir ve sana saygı duyar. ama şu çok net ki maalesef sitende yazan 50 bin yazar var en iyimser ihtimalle 49 bini senden nefret ediyor. neden böyle hiç düşündün mü? neden sevilmiyorsun? ışid liderine bile tapan milyonların olduğu dünyada neden kimse seni sevmiyor? çünkü bir öyle bir böylesin bu kadar basit aslında herşey. kimse sana güvenmiyor. yapacağın şey şu: ya fikirlerin hepsinin telifi benim diyeceksin ve buraya yazılanlar yüzünden yeri geldiğinde cezayı da yazarlar yerine sen alacaksın, ya da fikir sahibinindir diyeceksin ve fikirlerimiz sayesinde kazandığın reklam gelirleriyle yetinmeyi bileceksin. merak etme onlar bugüne kadar şirketi bu büyüklüğe getirmeye yettiyse aç kalmazsın.

    3. etik çalış. zaten senin için ücretsiz çalışan 50 bin yazar var. onlar yazıyor sen kazanıyorsun. senden para falan da isteyen yok. sen yeter ki olayı fikir hırsızlığına taşıma.

  • 34. bütün entry'lerini silen yazarlar listesi

    selam gencler.

    1998 yilinda ilk bilgisayarima sahip oldum, superonline internet ile beraber. yani ne kadar eski soyle soyleyeyim. danismani oldugum 1. sinif universite ogrencilerinin bazilari 1998 dogumlu, o kadar eski. yil 2002 falandi sanirim. agzimda aft cikti ama nasil aciyor. ınternete girdim aft yazdim. karsima ibrahim tatliseks'in bir tanimi cikti. oyle tanistim eksi'yle. yillarca okudum, sanirim 5 yil kadar once de yazar oldum bu mecraya.

    ben iki seyden anlarim, ekonomi ve otomobiller. elimden geldigince uzun uzun buraya bir seyler yazmaya calistim. 5-6 debe, kimi tanimlarda 500-600 fav ile fena bir yazar oldugumu dusunmuyorum. cok guzel mesajlar aldim, burada arkadaslar edindim. hem goygoy yaptik, hem dertlestik. hayatimda ciddi bir onemi vardi yani buranin.

    bir zamanlar internet aleminin bilgi deposu, demokratik platformu once reklam yuvasi oldu. daha sonra troller anasini bellemeye basladi. yonetimin garip tavirlari, abuk subuk ucurulan insanlar, kullanicilarin fikri olmadan yapilan dayatmalar derken, bizim kutsal bilgi kaynagi size oldu internetin belediye coplugu. lan 15 yil once benim okudugum yer boyle bir yer degildi ki. yillarca yazari olmak icin niye heves edeyim yoksa?

    bizim esesci arkadas sozlugu kanzuk nickli vatandasa birakti gitti. ondan once her sey gulluk gulistanlik degildi, ssg de mahmut hoca olmamisti hic bir zaman ama, gidenin yerine gelen tam bir banker bilo cikti. yapilan haksiz uygulamalar zaten beni tav etmeye baslamisken bu hic bir kullanici feedback'i alinmadan burnumuza sokulan yeni tema benim adima bardagi tasiran son damla oldu.

    simdi sevgili dukkan sahibi. twitter'a stiv cops gibi profil resmini koymussun ama o isler oyle olmuyor be kardes. eger olsa ben de parasini verip cektirirdim vesikalik bir foto, yapardim profil resmi ben de olurdum. su sozluk senin eline gectiginden beri beni mutlu eden, "la harbiden ne guzel oldu da yapti" dedigin tek bir uygulaman yok. monarsi gucunu eline aldigindan beri en saglam dikta yonetimlerini aratir oldun. ellerin dert gormesin.

    eksi sozluk dedigin yer, tamamen kullanici emek ve cabalariyla ayakta duran bir yer. sadece ayakta durmakla kalmayip sahibine de tomarla para kazandiran bir yer. arkadas, ben zamanimi ayirip buraya bir seyler yaziyorsam, bu sozluk ben ve benim gibiler sayesinde (binlerce insan) ayakta duruyor. senin bize bir kulak vermen lazim. degisiklik, caga uyum saglamak diyorsun. daha bir mobil uygulaman yok. ya sen hayirdir? bir gecede tema degistirip mi uyum sagladin degisime? ben buna anira anira gulerim iste.

    ha bir de "seyler" mevzusu var. seyler ne ben size soyleyim. "arkadas baktim onedio falan parayi kurekliyor. nasil olsa elimin altinda cayir cayir tanim yazan ameleler var. acuk da ekmegini ben yiyem". neyler? seyler. ıste seyler dediginin meali bu. hem sen benim hic bir fikrimi almadan kafana gore her seyi dikte edeceksin. hem de benim cabamla yarattiklarimdan ekmek ustune ekmek yiyeceksin. nihehehehhe. stiv cops pozunun temeli bu dahiyane fikirden geliyor herhalde. canim benim.

    velhasil. 617 tanim ve gunlerce suren emegimi dun aksamdan beri ugrasarak cekmis bulunuyorum. ha ne bu tanim, ne de silinen 617 tanimin hic bir onem tasimiyor olabilir senin icin. ama ben nasil beni yonetmesini istemedigim adama oy vermiyorsam, emegim uzerinden kazanc saglayip bana bir satir fikrimi sormayan adama da emegimi yedirmiyorum. benim yazdigim bir tanimdan alacagin bir hit var ya. o hitten de kazanacagin 1 kurus var ya. ben sana bunu yedirmiyorum arkadas. kim yedirirse yedirsin. ama ben yedirmem.

    troll yuvanizi ve bir zamanlar bilgi kaynagi, bugun tanim coplugu sozlugunuzu iyi gunlerde kullanin. ben yokum.

    optum. kib. bye.

  • 35. selçuk bayraktar

    bilim, sanayi ve teknoloji bakanı olacaksa eyvallah. en azından yeterli bilgi birikime sahiptir.

  • 36. türk silahlı kuvvetleri'nde kurmaylık sorunu

    birtakım çaylak ruhlu suser'leri de görmemizi sağlamıştır.

    "ne diyo bu", "özet geç değişik", "okuyamadım kardeş çarşı iznim yoktu", "okuyamadık kardeş şafak yetmedi" ...

    sözlük bu gereksizlerle dolu

  • 37. mariya şarapova

    2004-2015(?) arasında efektif tenis oynamış dersek eğer, 10 gs finali oynamış 5'ini kazanmış-4 gs'nin hepsinden kazanmış en az bir kere-, 19 wta finali oynamış 15'ini kazanmış, gerçek bir loser. hatta o loser sen winner.
    loser değilim lakin ki'yi ayıramıyorum.

  • 38. kanzuk'a tavsiyeler

    anlaşılan o ki, sözlük'ün ekseriyeti sizin için çok da olumlu hisler beslemiyor ve bu negatif bakış açısı sözlüğün hitini ve içeriğini olumsuz anlamda etkileyecek.

    yaklaşık on yıldır sözlük'teyim, yazarları ilk defa bu kadar örgütlü görüyorum. zamanında çok oldu böyle kampanyalar ama bu sefer farklı gibi geliyor bana, toplu entry silen yazar sayısı yedi yüzü aşmış, ki bunlar boş beleş adamlar değillerdir muhtemelen, çünkü çöp entry giren yazar bu tip işlerle uğraşmaz, mesajına bakar, ya da ona buna yazılmak için buradadır, muhtemelen de maaşlı iktidar borazanıdır.

    şimdi bu süreci tersine çevirmek mümkün; -tabi buranın tamamen bir çöplüğe dönüşmesini istemiyorsanız-. ne yapmanız gerek peki, bu konuda size nacizane bir tavsiyem olacak;

    çıkıp, paşa paşa özür dileyeceksiniz. yoksa bu hareket çığ gibi büyüyecek benden söylemesi, burasını okunan bir yer olmaktan çoktan çıkarmıştınız zaten, insanlar eski içerik için geliyordu, şimdi o içerikten de olursanız elinizde hiçbir şey kalmayacak insanların buraya gelmesi için.

    benim eski arkadaşlarımdan hiçbiri artık buraya girmiyor (hepsi bir dönemin buralarda çok tanınan yazarları), çoğu entrylerini de sildi.

    özür dileyin, eski temaya dönün ve ekşi şeyler denen siteye insanlardan izin almadan yazdıklarından alıntı yapmayın. (hayır, ayarlar içindeki bir kutucuğa izin vermiyorum diye bir tık atmaktan bahsetmiyorum, tam aksine izin veriyorum diye bir tık atmaktan bahsediyorum bu konuyla ilgili)

    yoksa yavaş yavaş yok olacak, her gün daha da geliri azalan bir site haline geleceksiniz. bok gibi yazan bebelerle muhatap olacaksınız sadece, insanlar buraya içerik okumak için gelmeyecek, biraz vizyonunuz olsa bunları göreceğinize eminim, ya da biraz daha demokratik bir anlaşıya sahip olsanız, içeriğinizi oluşturan yazarlara bu kadar çirkin, yaptım oldu şeklinde davranmasanız inanın sizin için daha hayırlı.

    lütfen hemen özür dileyin ve bu hatanızdan yol yakınken dönün. kimse lağıma benzeyen bir sözlüğe ne yazmak ister, ne de okumak ister, zaten herkes artık facebook'ta, twitter'da, bloglarda yazısını yazıyor, bu kadar çirkin bir yere niye ihtiyaç duysun, yazarlarının insan yerine konulmadığı bir yere niye ihtiyaç duysun, ırkçı ırkçı entrylerin girildiği bir yere, ticari itibar diye gayet de düzgün yazılmış entrylerin silindiği bir yere, bir yazarın eşinin avukatlığını yapıyorsunuz diye, o yazarı hiçbir sebep yokken sözlükten uçurduğunuz bir yere niye ihtiyaç duysun?

    tüm hatalarınız için lütfen özür dileyiniz başak bey. aksi takdirde sözlük yazarlarının önemli bir kısmı sizi affetmeyecek ve elinizdeki altın yımırtlayan (evet ı) tavuğu kendi elinizle kesmiş olacaksınız.

    okuduğunuz için teşekkür ederim.

    saygılarımla

  • 39. mario gomez

    gomez'in mac sonu konuşması:

    "...bugün kazandığımız için çok mutluyum. bizim için zor bir hafta oldu. çok fazla gerginlik vardı. aslına bakarsanız bu gerginlik bizden kaynaklanmadı. ben bunu anlayamadım. fenerbahçe'ye sahasında kaybettik. bu da olabilecek bir şey. bircok firsat da yakaladık. hala avantajlı olan biziz. ama etrafımızda ve sehirde buyuk bir gerginlik var. bu kulüp 7 senedir şampiyon olamıyor. 10 puan önde şampiyon olmamız bekleniyor olamaz. ben türkçe bilmiyorum ama bişeyler yazılıyor. gercekci olmak lazım. bu takımın son 3-4 yılda yaşadığı gelişimi görmek gerekiyor..."

    oguzhan da buna benzer seyler soyledi: "kazandığımız zaman gereğinden fazla övülüyoruz, kaybettiğimizde de gereğinden fazla tepki oluyor."

    adamlar ergen besiktas taraftarından bıkmış beyler.

  • 40. turgut vidinli

    benim de benzer bir tatsizliga taniklik ettigim mekan.
    bu nekanin karsisindaki adini hatirlamadigim yerde oturuyorduk biraksam. birden bir kizin sesleri yukseldi. anladigimiz kadariyla olay şu:
    masa hesabi ödüyor ve odedikten sonra da masadan bir kiz tuvalete gidiyor. arkadaslari da kizi bekliyorlar masada. sonra garson geliyor ve kalkin diyor. sonra geriliyor iste herkes. kavga oldukca uzun surmustu cunku kimse masayi yatistirmaya calismiyordu. kiz da 400 lira hesap odedigini ve boyle hizmet olmayacagini soyleyerek bagiriyordu (burda 10 lira bile odesen hic fark etmiyor tabi) ve daha sonra mekan calisanlarinin umursamaz ve sinir bozucu tavri yuzunden kiz da artik kriz gecirip kufir etmeye baslamisti. polis cagiriyordu ama polis gelmiyordu.
    ozetle sanirim mekanin huyu bu. kimse gitmesin diyecegim de kizilkayalarda hala sıra var onca yasanandan sonra. olsun en azindan biz, zar zor kazandigimiz parayi haketmeyene vermeyelim.

  • 41. sap adı verilen işletim sistemi

    saman ile karıştırılması muhtemel işletim sistemi(!).
    bu işletim sisteminin arkasında almanya var desem!? evet doğru tahmin ettiniz, 3. havaalanı...

  • 42. 7 mart 2016 bir kadının erdoğan'a mektup yazması

  • 43. 7 mart 2016 gene debe listesine müdahale rezaleti

    7 mart 2016 tarihinde entry'si debe'ye giren ayi teddybearogullarinin entry'sinin debe'den çıkartılması olayı. entry'nin debe listesine girdiğini kanıtlayan ilgili sözlock bağlantısı. ayrıca yazarın profiline bugün içerisinde girilirse aşağıdaki istatistik kısmından debe'de olması gereken bir entry'sinin olduğu görülebilir.

    ortada gg söz konusu olduğunda debe listesine müdahale edilmesini anlayabiliyorum. mesela 20 şubat 2016 debe listesine müdahale edilmesindeki yazar afişe eden entry gibi.

    lakin bir kişi neden #58988654 numaralı entry'yi debe'den çıkartır anlamakta zorluk çekiyorum. adam birine hakaret mi etmiş? hayır. ticari itibar mı zedelemiş? hayır. ortada gglik bir durum mu var? hayır.

    başına buyruk iş yapma konusunda yönetim artık iyice kendisini aştı, göstermelik bir bahane bile bulamayacakları entry'lere müdahale etmeye başladı. sonra da paşam çıkıyor diyor ki "fikirlerini hukuk sınırları içinde özgürce ifade etme yeri." yersen.

    buradan tüm sözlük yazarlarına sesleniyorum. gidin tüm entry'lerinizi taşıyın ya da silin. (bkz: bütün entry'lerini silen yazarlar listesi)

    sözlük de azalarak bitsin. kendini mark zuckerberg zannedenler de habitat sağladıkları troller eşliğinde ekşi çöplüklerinde debelensinler.

    ***

    hadi gene eskiden yaptığınız gibi "debe listesine müdahale etmiyoruz yae" deyin. debe listesi her gün ilk açıkladığında sozlock.com'da yedekleniyorken, sözlükçülerin bir kısmı* bizzat her gün debe kopyası alıp gün içerisinde değişiklik var mı diye karşılaştırma yapıyorken çıkın da "ben yapmadım kuzenim yaptı" deyin.

    bu arada belirteyim ayi teddybearogullari'ni tanımıyorum, sözlükte de hiç iletişimim olmadı az önce kendisine mesaj gönderene kadar.

    ***

    bu olay benim için bardağı taşıran son damla oldu. bundan sonra turing yok.
    (bkz: turing/#59017782)

  • 44. kanzuk'a dürüm alıyoruz kampanyası

    yemeksepetinden hallettiğim atraksiyon.
    ekşi teknolojiyle purut avukatlık bürosu aynı adreste görünüyor.
    yapı kredi plaza b blok d:26a levent
    istanbul 34330

    bi adana benden...

    http://i.hizliresim.com/ljvvgr.jpg

    afiyet olsun hadi bakam...

    bak biz 3'ün 5'in hesabını yapmıyoruz.

  • 45. stephen curry

    bu adam 2 senedir paul'u, rondo'yu ve nice elit savunmacı guardı maymun ediyor, adam çıkmış bunlar dururken huertas gibi gerçek bir guardla karşılaşınca duvara çarptı diyor. inanılmaz cidden

  • 46. yaran inci sözlük entry'leri

    başlık: 06 03 2016 ekşi sözlük isyanı

    1.ekşi sözlüğün temasının değişmesiyle kullanıcı sözleşmesinin haber verilmeden değişmesini protesto eden ekşiciler entrylerini silme kararı aldı(fular attilar)
    bir günde 140 bin entry silindi. bikaç güne 500 bine ulaşılması bekleniyor yani ekşi sözlüğün büyük bir kısmı demek sözlük yönetimi de silmelerini engellemek için bazı oyunlarda bulundu fakat hiçbir işe yaramadı hala entryler siliniyor.
    inci sözlük yöneticilerinden çaylaklık gelmesini istiyorum yoksa bu orospu çocukları bizim sözlüğümüze kayacak.
    sorunsallı entel başlıklar açılacak...

    s2sknsincap

    fular attılar nedir olum ahahah

  • 47. sözlükçülerin aslında demek istedikleri

    başlık: bütün entry'lerini silen yazarlar listesi

    entry: hiçbir bok silmiyorum.

    sizin bu başlığı açmanız, bu kampanyayı bile bu sözlükte yürütebilmeniz,

    bu sözlüğün özgür bir ortam olduğunu gösteriyor.

    meali: adam diktatör değil, diktatör olsa entry silemezdiniz!!!!!

  • 48. 7 mart 2016 cihan haber ajansına kayyım atanması

    bu noktadan sonra zaten kolaylıkla şaibe yapılabilecek seçim sonuçlarına hiçbir surette güvenilmez. zaten 7 haziran sandık demokrasisi için son fırsattı. bu beyhude çaba da böylece resmen sona ermiş oluyor.

  • 49. ssg

    kanzuk çok kötü ssg böyle miydi diyen bir sürü insan görüyorum şu sıralar ve cevap veriyorum arkadaşlar evet ssg de böyleydi.

    -sözlük'ü sözlük yapan moderasyon ekibinin çekip gitmesini sağladı.

    -kendi sitesi sansür yediği zaman ortalığı ayağı kaldırıp sonrasında sansür için parmağını bile kıpırdatmadı.

    -hakkında yasal işlem başlatılan yazarlara bırakın destek vermeyi, zahmet edip onları bilgilendirmedi bile.

    -tık artsın para gelsin diye, gayet güzel çalışan çaylaklık sisteminin içine sıçtı. defalarca hiç bir kriter göz etmeden toplu yazar alımı yaptı, sözlükteki kaliteli içeriği yok etti.

    -sözlük'ü sözlük yapan format kavramını yok etti, ilk zamanlarda kesinlikle izin verilmeyen bakınızlarla diyalog gibi kaliteli içeriğin içine sıçan tonla şeyi serbest bıraktı. sözlük'ü donanım haber'den hallice bir yere çevirdi.

    -herhangi bir şekilde sözlük kullanıcılarından gelen geri bildirimleri dinlemedi, her zaman kendi bildiğini okudu.

    sözlük'ün şuanki haline evrilmesinde en büyük suçlu kanzuk falan değil, bizzat ssg'dir. vasatlığın para kazandırdığını görüp sözlük'ü vasatlaştırmak için elinden geleni yaptı, bol bol da para kazandı bu sırada. kendi sitesi kendi kararı istediğini yapabilir ama şu ssg gitmeseydi böyle olmazdı geyiğini bi bırakın artık. ssg de gayet kanzuk gibi çakal küçük esnaf kafalı bir adamdı, kalsaydı da hiç bir değişiklik olmazdı.

  • 50. muhteşem yüzyıl kösem

    "birinci ahmet karakterine hayat veren ekin koç’un düşük performansı nedeniyle eleştiri oklarına hedef olduğu dizinin "

    hadi siktir ordan amk.