Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. bozüyük belediyesi'nin köpekleri kurşuna dizmesi

    özür dilerim.

    şu anda sinirden elim ayağım titriyor.

    bilecik'in bozüyük ilçesinde başı boş 3 sokak köpeği için şu zavallılar işte iki hayvansever belediye'yi arayıp köpekleri barınağa götürmesini istiyor. belediye görevlileri geliyor. köpekleri araca koyuyor.

    tabi ki hayvan severlerimiz belediyelerin ne olduğunu bildiğinden içine kuşku düşüyor. barınağa gidip köpeklere bakmaya kalkıyorlar. köpekler ortada yok. etrafa haber salıyorlar. bir kaç saat sonra o 3 köpeğin kurşuna dizilmiş halinin haberi ve fotoğrafları geliyor.

    şu anda o iki hayvanseverimiz suç duyurusunda bulundu belediye hakkında.

    ha bir şey çıkar mı sanmam.

    çünkü ilk vukuatları değil.

    2009 yılında yine katliam https://evsizsahipsiz.wordpress.com/…tacag-vahseti/

    2011 yılında toplu halde yine bu şekilde bir katliam yaptılar. http://www.yasamhakkinasaygi.com/…_detay.asp?id=920

    sonuç mu bir hiç?

    sizden dileğim lütfen kampanyayı imzalayın.

    yeter bir değil beş değil.

    allah kahretsin. ne bize ne diğer hayvanlara huzur var.

    neyse.. sayın bakıcı. hesabını verin.

    ama onlar köpek sadece hayvan diyen güzel kardeşim ... senden daha değersiz değil mi?

    kime göre daha değersiz? kim biçti sana bu değeri?

    kim verdi sana bu küstahlığı?

    neden köpekten ve kediden daha kutsal olasın ki? kim verdi sana bu kutsallığı?

    doğa mı sanmam.

    ben söyleyeyim. yine sen verdin bu değeri kendine. o kadar değerlisin ki seni rahatsız eden her türü yok edebilirsin. sen müthişsin. kutsalsın. en değerlisin ya.

    ilgili fotoğraflar

    [http://www.bilecik11.com/…pek-katliami#.vslp3_klsuk bozüyük sitesinde çıkan haber

    imza kampanyası]

    bu dehşete sessiz kalmayın! aşağıdaki e-posta adreslerine kınama mesajları göndererek tepkinizi dile getirin:

    info@bozuyuk.bel.tr, bozuyukkaymakamligi@bozuyuk.gov.tr, bilecik@cevreorman.gov.tr, bilecik@icisleri.gov.tr

    bimer e de şikayet ediyoruz

    #58541606

    "0 228 314 67 00
    aradım kurşuna dizilen köpeklerle ilgili bazı sorularım var dedim 5 dakika bekletildikten sonra bir yere bağladılar ama açan olmadı...
    bi daha aradım uzun süre çaldıktan sonra açıldı ve hemen kapatıldı...
    biii dahaaa aradım mezbaha müdürlüğüne bağladılar ama yine açan olmadı, sonra arayıp dediler... hayır basın ve halkla ilişkilere bağlayın dedim bekledim bekledim telefon yine kapandı...
    yine arayacağım, biri açıp tepkimi dinleyene kadar, rahatsızlığımı öğrenene kadar aramaya devam edeceğim...

    arayın
    rahatsız edin
    tepki verin"
    olay basına yansıdı http://www.cumhuriyet.com.tr/…ursuna_dizdiler_.html
    http://www.meydangazetesi.com.tr/…diler-h61720.html

    edit: belediye'den açıklama gelmiş: başkan yardımcısı nazmi kuru: “olay tamamen bir komplo teorisi”
    bozüyük kamuoyuna “bozüyük’te köpek katliamı” olarak lanse edilen ve bozüyük belediyesi ile hiçbir alakası olmadığı halde bozüyük belediyesi’ne mal edilerek, yapılan suçlamalarla adeta bir komplo teorisi ve karalama kampanyasına dönüştürülen asılsız haber ile ilgili olarak kamuoyunu aydınlatmak amacıyla bozüyük belediyesi tarafından basın açıklaması yapıldı.
    bozüyük belediye başkan yardımcısı nazmi kuru tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
    “bazı hayvan severlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirerek ‘hayvan severler’ adı altında belediyemize yönelik başlatmış olduğu algı operasyonunu şaşkınlık içerisinde gözlemliyoruz. öncelikle böyle insanlık dışı bir uygulamayı belediyemiz birimleri ya da personeli tarafından yapılmasının mümkün olmadığını beyan eder, olayı kesinlikle kabul etmediğimizi belirtmek isteriz. böyle bir vahşeti yapanları, yaptıranları ve olayı bize mal ederek belediyemize yakıştıranları da şiddetle kınıyoruz.
    yaşanan olayların ardından pazartesi günü hayvan severler tarafından belediyemize yapılan ziyarette camiliyayla mevkiinde bulunan köpeklerle alakalı, belediyemiz hem sosyal medyada hem de yazılı basında suçlanmıştır. olay hayvan severlerin suç duyurusunda bulunması sonucu adli mercilere intikal etmiştir ve soruşturma kapsamı dahilindedir. gerek sosyal medyada gerekse yazılı basında belirtilen suçlamaları bozüyük belediyesi olarak kabul etmiyoruz. belediyemiz ekipleri sahipsiz ve sokak hayvanlarıyla alakalı 5199 sayılı kanun çerçevesinde çalışmalarını sürdürmektedir. bu olayın üzüntüsünü belediye olarak biz de yaşamaktayız. özellikle sosyal medyada yapılan suçlamalar ve iftiralarla alakalı olarak personelimiz ve kurumumuz gerekli suç duyurularında bulunmuştur.
    sonuç olarak; belediyemiz her geçen gün standartlarını yükselterek hayvan dostu uygulamaları ile dikkat çeken bir belediye haline gelmiştir. belediyemiz tarafından sokakta bulunan sahipsiz köpekler toplama ekiplerince rehabilitasyon maksadıyla barınağa getirilir. gerekli durumlarda tedavileri yapılır, kısırlaştırılma işleminden sonra küpelenerek doğal yaşam ortamına salınır. havaların soğuması ile birlikte sokak hayvanlarımızın kışı rahat geçirebilmeleri amacıyla ilçemizin muhtelif yerlerine yerleştirdiğimiz mama kaplarındaki mamaları her gün belirli saatlerde yenileyerek sokak köpeklerinin aç kalmasına izin vermedik. kuşlarımıza yem verdik. yeni yaptığımız kedi evlerimizin montajını daha yeni tamamladık. biz bir taraftan sokak hayvanlarımız için daha iyi imkânlar sunma gayreti içerisindeyken böylesine insanlığa sığmayan bir olayın belediyemize mal edilmeye çalışılması bizleri derinden üzmüştür.
    konunun belediyemizin yakın takibi altında olduğunu belirtir, olaylarla alakalı gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağımızı belirtmek isteriz.”

    öncelikle 1 - madem komplo hayvanseverler nasıl suç duyurusunda bulunuyor bu olayla ilgili.

    2- belediye bu hayvanları 1 gün önce teslim aldığını onaylıyor. ertesi günü kayboluyor. kaybolması sorumluluk değil mi?

    3- daha evvelde 2 ayrı hayvan itlafı ile suçlanan belediyenin iftira dediği olay nedir?

  • 2. sgk'nın aradığı hiç sigara içmemiş olma şartı

    saraydan bakınca hoş görünen açıklama

    şişmanları da "o kadar yemeseydin madem" diyip tedavi etmeyelim, diyebetten sürünsünler.
    cilt kanserini de ödemeyelim. "güneşin altında tarlada pamuk toplarken bana mı sordun? kalmasaydın güneşin altında o kadar!"
    ağır işçilerin fıtık gibi masraflarını da ödemeyelim. hatta fıtık tedavisi olanlara önce bi soralım, daha önce amelelik yapmışlarsa almayalım. okuyup adam olsaymış, bana mı sordu amelelik yaparken!
    hele çok çay içip kansızlık çekenlere hiç bakmayalım. o kadar demli çayı içerken aklı nerdeymiş!
    bi de maden işçileri var mesela. solunum güçlüğü çeken, madende kaza falan geçiren maden işçilerine kesinlikle bakılmaması lazım. yerin altına inerken devlete mi güvendin! zengin ettiğin bi maden sahibi var, bi zahmet tedavini o ödesin.
    hele bi de bağırsak kanseri hastaları var, bence devletin cebinden 5 kuruş çıkmasın bunlara. löp löp etleri yiyorlar efendim, sonra yok efendim bağırsak kanserinin tedavisini devlet ödesin.

    devlete kene gibi yapışmış, devletimizin kanını emen bu hasta kesimi de bir gün duyarlılık gösterip demez ki, bu devletin başka harcaması var, saray mı yaptıracak, makam arabalarının yenilenmesi mi lazım! biri de devletin itibarını düşünmez. işte böyle asalak yaşar bunlar.

  • 3. porno neden izlenir

    12 yaşından beri evdeki bilimum oyuncak ayı, tavşan, kanepe, çekyat'a tecavüz etmiş yazar sorusudur.

    12 yaşında ne seksi lan? 17-18 yaşına kadar cansız nesnelerle, 17-18 den sonra canlı olanlarla desen eyvallah.

    aktif seksine soktuğum.

  • 4. ssg

    (bkz: noluyo lan burda)

  • 5. ösym'nin nisan tus 2016 sınav ücreti rezaleti

    bugün açıklanan 2016 nisan tus klavuzuyla haberdar olduğumuz rezalet. çok değil daha 6 ay önce yapılan bir önceki sınav 100 lira iken pek sevgili kurumumuz 220 lira yapmışlar sınavı. neyin bedeli allahınızı severseniz bu aradaki 120 lira fark? her sınavda en az 5 tanesi hatalı çıkan sorularınızın mı? 2 ayda sonuç açıklayamamanızın mı? yanlış soruların iptali için açılan davaların paraları mı bunlar? neyin parasını bizlerden çıkarıyorsunuz? nerede görülmüş %120 zam yahu! sınav değil düpedüz soygun!

    edit: hiç sevmem bu edit olayını ancak doktor olup 220 lirayı fazla bulan insanların varlığını gösteren vs. vs. demiş bazı yazar arkadaşlar. şimdi ortada bir rezalet var ve bu rezalet maaştan tamamen bağımsız. konumuz doktor maaşı değil ama madem konu buraya gelmiş benim de söyleyeceklerim var o vakit. yeni mezun oldum ben. 1 yıldır intörn doktordum. pek bilmezsin intörn doktorluğu anlatayım. ayda en az 6-7 gecemi hastanede geçirdim; birçok kez 36 saat boyunca hastanede kaldığım oldu; acilde, serviste, yoğun bakımda, ameliyathanede, poliklinikte her yerdeydim. çocuğun hastalandığında ben bakıyordum, reçetesini yazan bendim, kafanı yardığında dikişini atan da bendim, öykün alınırken sekreterlik yaparak bilgisayara geçiren de bendim. herhangi bir sektörde çalışan herhangi bir insandan daha az çalışmıyordum. hastanede etrafımda benden yaşça küçük hemşireler, personeller, teknikerler vardı. her biri maaşlarını alırken ben 340 lira harçlığımı alıyordum. 2 aydır mezun, işsiz, gelirsiz, sadece tus çalışan bir doktorum. benim gibi yüzlercesi binlercesi var inan bana. 25 yaşındayım babamdan para istemeye utanıyorum. ve sen gelmiş burada bana neden 220 lirayı, %120 zammı çok bulduğumu soruyorsun öyle mi?

    edit 2: doktor olduğunu her yerde belirtme ihtiyacı! demiş bir yazar arkadaş. "tus"la ilgili bir konudan bahsederken benim ve başlıktaki diğer birçok yazar arkadaşın doktor olduğunu anlamasına sebebiyet verdiğimiz için ben şahsım adına bu naif, kırılgan arkadaştan özür diliyorum.

  • 6. türkiye'nin lipton'u pes ettirmesi

    (bkz: siklemiyoruz beyler)

  • 7. türkiye suriye'yi 1 saatte alır

    arkadaş nasıl oluyor da hesaplıyorlar anlam veremiyorum dediğim iddiadır. sen doğuyu bir ayda temizleyemedin bir saatte ülke alırız diyorsun. almayın demiyoruz yine alın da böyle absürd tahminler güldürüyor vallahi.

    edit: ve beklenen oldu başlık başa kaldı.

    yok olan entry

    enrty sahibini de terk etmiş buraları. .

  • 8. avrupa tatiline kota getirilsin kampanyası

    bunlar babadan oğula kota galiba.

    (bkz: adil kullanım kotası)

  • 9. 20 liraya vurduran suriyeli kadınlar

    20 liraya vuran türkiyeli erkekler kadar aşağılık değillerdir.

  • 10. artvin cerattepe direnişi

    simdi burada neden direnis var? nedir bu halkin istedigi? ortada sadece agac katliamina karsi bir sivil direnis durumu mu var?
    oncelikle bu sorulara bir cevap verelim. artvin cerattepe direnisi salt doga refleksi ile, bir halkin agacina tasina topragina sahip cikmasiyla alakali degil. bu bile basli basina makul bir sebepken cerattepe direnisinin bundan ote bir anlami var. artvin halki tam anlamiyla yasam savasi veriyor. bu bir yasam savasi.
    simdi artvin'i bilmeyenler icin onecelikle biraz artvin'den bahsedelim. artvin merkez nufusu 25bin civarinda olan coruh vadisinin kenarinda kurulmus dunyanin en guzel yerlerinden biri. sehir bir dag uzerine insa edilmis. bakin 1 ay oncesinden kendi cektigim bir resim. https://twitter.com/…icir/status/692697429691502592 artvin bu. koni seklinde bir dag dusunun. artvin bu dagin ustunde konuslanmis bir sehir, koninin sivri tepesini de cerattepe olarak dusunun. iste bu cerattepe'de degerli bir maden var. altin. ve birileri tam 25 seneden bu yana bu altini buradan sokup almak istiyor. bu mucadele de tam 25 senedir devam ediyor. hukumetler degisiyor, sirketler degisiyor ama artvin'in bu cilesi 25 senedir bitmiyor. artvin 25 senedir direniyor. peki neden? az once sizlere koni benzetmesiyle artvin'in seklinden ve cerattepe'nin yerinden bahsetmistim. cerattepe'de siyanur ile altin cikartmak demek oncelikle artvin'in tam ustunde bulunan ormanlik alanin yerle bir edilmesi demek. buradan ormani cikartirsan asagida yasayan artvin halkini oldurursun demek. bunun baska bir yolu yok. ya orman orada kalacak ve alt kesimlerdeki halk simdiki gibi yasamaya devam edecek ya da ormani oradan kaldiracaksin ve halki tehlikeye birakacaksin. dunyanin en guzel ormanlarindan, dunyanin en kendi has yerlerinden bir tanesini mahvedeceksin, bunun etkileri olacak. orman oldu mu su oluyor, su oldu mu insan oluyor, hayvan oluyor. yamac, heyelan tehlikesi oluyor. tepede bugun kar ve yagmuru tutan orman ortadan kalkti mi bu kar ve yagmur suyu onune camurunu alip nereye dogru akacak? bu isin birinci kismi.
    isin ikinci kismi daha pis. artvin yasamini, suyunu, havasini buradan sagliyor. sen bu suyun, havanin icine siyanur basmak istiyorsun. su anki teknoloji ile bunu temiz sekilde yapma imkanin yok. nokta. burada altin cikarttigin anda kullandigin zehri artvin soluyacak, artvin icecek, benim annem benim ablam benim yigenlerim benim halalarim bu suyu icecek. biz bu filmi daha once murgul'da gorduk. biz bu filmi daha once kendi koyum olan bakirkoy'de gorduk. biz bu olumu daha once yasadik. bir daha bu olumun bize dayatilmasina izin vermeyecegiz.
    iste cerattepe direnisi bu. artvin sadece agaci dogasi icin direnmiyor. artvin cani icin direniyor. bilen bilir, dunyanin belki de en yigit en mert durust insanlaridir artvin'liler. bu mert insanlar cocuklarinin gelecegi icin direniyor, kanser olmamak icin direniyor. yokluk icinde de olsa guzel memleketlerinde yasamak icin, ölmemek icin direniyor. o madeni oraya koydugun an artvin bitecek, artvin olecek. insanlar olecek. insanlar olmemek icin tam 25 senedir direniyor ve direnmeye de devam edecek, cunku baska care yok bu bir yasam savasi.

  • 11. 16 şubat 2016 fenerbahçe lokomotiv moskova maçı

    beşiktaşlı kardeşlerim bırakın lütfen şu biz olsak 4 atardık bu takıma muhabbetlerini.

    2 kez elimize fırsat geçti, ikisinde de yenemedik. sonuçta elendik kupadan. fenerbahçe bugün sahasından çıkarmadı bu takımı. haklının hakkını vermek gerekir. fenerbahçe sezonun en iyisini oynadı ve en helalinden kazandı maçı.

    biz 1-0'a getirdiğimizde bu baskıyı kurabilsek şu anda perşembe günü oynayacağımız maçı bekliyorduk. şöyle yapardık böyle yapardık muhabbetlerini bırakıp; hatalara odaklanmak gerekir.

    en fanatiğinden bir beşiktaşlı olarak fenerbahçe'yi kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum. ayrıca tribünde edilen küfürlere göre bir daha fenerbahçe'yi desteklemeyeceğim demek de saçmalığın daniskası. tribün denen yer anası ölen adama da küfür eder, çoluğa çocuğa hatta bebeğe de küfreder. tüm takımlarda var bu. buna dayanarak fenerbahçe'yi desteklemiyorsanız asla umduğunuzu bulamazsınız.

    tekrardan teşekkürler fenerbahçe.

  • 12. 16 şubat 2016 l moskova'nın yapamadığı provokasyon

    (bkz: fenerbahçe put in)

  • 13. 16 şubat 2016 bm'nin türkiye'yi uyarması

    malezya'nın bile evet oyu kullandığı karardır. müthiş bir değerli yalnızlık içindeyiz.

  • 14. hacettepe üniversitesi'nde otostopun yasaklanması

    yeni gelen rektör hoca haluk özen'in ilk icraati olmuştur.

    nedeni ise trafik sıkışması olarak bildrmiştir.

    http://www.hacettepe.edu.tr/…eytepetrafik160216.pdf

    bu arada çok güzel bir çözüm önerisi gelmiş. (bkz: #58546354)

    yanlış anlaşılmayı da düzeltelim. 16:30- 18:00 arası tam okul çıkış saatlerinde yasaklanmıştır.

    şimdi hoca soruyorum?

    senin rektörü olduğun hacattepe üniversite beytepe kampüsünde 40.000'e yakın öğrenci okumaktadır. her sabah ve akşam otobüs sıraları 500 metreyi bulmaktadır.

    belediye ile görüşüp ego sayısını arttırabilirdin? ringleri kaldırıp eski 230 hattını kaldırabildin mi?

    hoca tıp çıkışlısın, hayatında üniversitenin beytepe kampüsünde 3 gün'den fazla art arda vakit geçirdin mi?

    bu kampüsün dinamiklerini nereden biliyorsun?

    hergün belirttiğin saatler otostop'un en çok çekildiği saatler, bu öğrencilerin cebinde parası yok, ona para ödemeyelim, hızlı ulaşalım diye bu otostopu çekiyolar.

    otostop çeken insanların okul çıkışında belediye'ye bağlı metroyu kullanmayacaklarını tahmin edemiyor musun?

    okuldan çıkan (otostop çekmeden) bir öğrenci ring otobüsüne 1,75 tl ödüyor. çıkınca dolmuşa bindiğini düşünelim 2,5 ta o, ne yaptı? 4,25 tl.

    sabah akşam okula bir öğrenci böyle ulaşsa 8,5 tl ödeyecek. sence bu mümkün mü hocam.

    diyeceksin ki belediyenin ulaşım araçlarını kullanın. 30 dk'lık yolu neden 2 saatte gelelim hocam,. bizim altımızda makam arabamız yok, bizim için vakit nakittir.

    ayrrıca sayın rektör hoca, dün beştepe'de cumhurbaşkanı ile neler görüştünüz? bunu açıklayacak mısınız?

    http://www.bugun.com.tr/…ktoru-prof-dr-2061434.html

  • 15. kanser olduğum için kovuldum

    arkadaşlar, bu kampanyadan üyesi bulunduğum change.org tarafından gönderilen bir eposta sayesinde haberim oldu. sabah sabah balyoz yemişe döndüm. her gün pes dedirten bir çok olayla karşılaşmamıza rağmen yine de bu derece insanlıktan uzak bir durum karşısında içim titredi. aklıma 5 yıl önce eşimin oğlumuza 5 aylık hamile iken yaşadığı şiddetli kanama sonucu 3 gün raporlu olarak işe gidememesinin ardından işten çıkarılması geldi. biz o zaman eşim işe başlayalı daha 6 ay olması sebebiyle hiç bir şey yapamamıştık ancak zaten o şirkette 1-2 yıl sonra kapandı.

    özet geçersek; hülya karaman 10 yıldır çalıştığı şirketten kanser olduktan sonra tedavi sürecinde işini yapamadığı sebebi ile çıkarılmış. işine geri dönebilmek için bir imza kampanyası başlatmış.

    bence sözlük ahalisi dahil tüm çalışan insanların destek olması gereken bir kampanya çünkü böyle bir durum hiç kimsenin başına gelmemeli!

    aramaya inandım ancak konu hakkında sözlükte açılmış bir başlık bulamadım. bu durumun daha çok gündeme gelmesi gerektiğine inandığım için konuyu açmaya karar verdim.

    öncelikle konu hakkındaki change.org kampanyası

    --- spoiler ---

    kanser olduğum için kovuldum. işime dönebilmem için destek olun.

    merhaba, ben hülya. kanser olduğum için 10 yıllık işimden kovuldum. işime geri dönebilmek için desteğinizi istiyorum.

    2013 yılında meme kanserine yakalandım. göğsümden ameliyat geçirdim, tedavi süresince 2 küçük operasyon daha yapıldı. kemoterapi ve radyoterapi almama karar verildi.

    hastalığın verdiği türlü sıkıntılar, acılar yaşadım. hastalığın ruhumda ve bedenimde açtığı yaraları sarmaya çalışırken işimden kovuldum. beni ciddi depresyona sürükleyen bu olay, hayata olan bağlılığımı derinden etkiledi, üstelik tedavim daha bitmemişti bile...

    etrafıma “bana yalan söyleyin yeter ki umut olsun” dediğim günlerim var. tamamen iyileşmeden başka iş aramaya başladım. kaygılarım ve endişelerim beni bir kez daha kalkmak istemediğim yatağa attı. aynı anda hem kanser hem depresyon tedavisi gördüm ki hala depresifliğim devam ediyor. girdiğim işlerde bedenen yorulmasam da endişelerim ve bağışıklığımın da düşük olması, sık hastalanmama sebep oluyordu.

    diğer taraftan devam eden tedavi için aldığım izinler dolayısıyla “siz çalışamıyorsunuz” denilerek tekrar tekrar işsiz kaldım. yaşadığım sıkıntının hiçbir karşılığı yok, bu konu paha biçilemez!

    yıllarca para ve prestij kazandırdığım, ömrümün 10 verimli yılını verdiğim kişilerce iş akdime vicdansızca, haince, nankörce ve bence ahlaksızca son verildi.

    benzer bir olay, aynı hastanede tedavi görürken tanıştığım arkadaşımın da başına geldi. bunun önüne geçebilmek adına bir şeyler yapmak istiyorum. hiçbir sebeple yıllarını işine adayan, ciddi bir hastalığa yakalanan hasta insanlar, aynı dertlerle yüzleşmemeli.

    hala sıkıntılar yaşıyor olmam beni buraya getirdi. hukuki mücadelemi de sürdüreceğim. lütfen siz de destek olun. işime geri alınırsam bu durumun emsal olması, aynı şeyi başkalarının da yaşamaması için çok önemli.

    --- spoiler ---

    başlangıç olarak bir kaç tıklama ile lütfen siz de imzalayın. ayrıca bu duruma hukuken yardımcı olabilecek arkadaşlar var ise kampanya sahibi ile iletişime geçebilir. benim şahsen hiç bir tanışıklığım ya da iletişimim yoktur. şimdiden herkese destekleri için teşekkür ederim.

    edit:imla

    edit 2: arkadaşlar, ne güzel insanlarsınız. başlığı açarken imza sayısı 4000 civarıydı, şu anda büyük bir hızla 35.000'e koşuyor! bu durumda olan insanların bir daha böyle şeyler yaşamamaları için bir şeyler yapılabilir belki. hülya hanıma change.org üzerinden üzerinden ulaşmaya çalışıyorum. kendisi ile görüşebilirsem mesajlarını iletirim. hepinizi çok seviyorum.

    edit 3: arkadaşlar, hülya hanım ile change.org üzerinden mesajlaştım. aynı anda işyerinde yoğun olduğum için çok yazamıyorum buraya. kendisi sayenizde kampanyadaki inanılmaz ivme karşısında oldukça mutlu ve şaşkın. kendisine şu anda haber yapmak amacı ile ulaşanlar olduğunu belirtti. mesajından aynen kopyalıyorum;

    --- spoiler ---

    öncelikle çok çok teşekkür ederim . bu gün o kadar heyecanlıyım ki :) kampanya deli gibi gidiyor :) ben şu an inanın çok karışık durumdayım kafamı toparlamaya çalışıyorum. beni işten çıkaran insanlar aslında bilinen birileri ve sağlıkla ilgileniyorlar şaka gibi değilmi ? insanlara sağlık satmaya çalışıyorlar ama ben karşılarında gözümde kirpik yok kaşımda kaş, başımda saç yok ne renk kalmış ne bir sağlık görüntüsü döktüğüm tek gözyaşıma acımadılar . şimdilik onları ifşa etmeyeceğim bunun uygunluk derecesini ve hukuki boyutunu gerçekten bilemiyorum. hakl iken haksız duruma düşmekte olmaz. ifşa etmeyi düşündüğüm an size bildiricem. çok sağolun.

    --- spoiler ---

    ayrıca, ifşa etme konusunda ısrarım üzerine şu mesajı yazdı;

    --- spoiler ---

    onları tabiki bu süreçte ifşa edeceğim bu kaçınılmaz . hiç kimse, hiçkimsenin hakkını elinden alamaz . sadece doğru zamanı bekliyorum.

    --- spoiler ---

    kampanya an itibarı ile 50 bine koşuyor. inşallah bu medyada da gündem olur ve bu konuda yasal bir düzenleme ile artık bu tür olaylar yaşanmaz hale gelir. hepsi sizin sayenizde. yeni çaylaklıktan çıkmış bir yazar olarak bunun olması için sabır ile beklemenin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösterdiniz bana. birlikte çok güzeliz be!

  • 16. bilenler bilir'in ingilizcesi

    (bkz: knower knows)

    edit: çoğul olacakmış uyarılar geldi. knowers know.

    now i know what knowers know about the plural form of 'knower knows'

  • 17. robin van persie

    fen lisesinde okul birincisiyken, okulunda çıkan yangın sonucunda geçici olarak meslek lisesine gönderilen öğrenci gibi olan futbolcu.

    maç esnasında öyle paslar verip, öyle noktalara kaçıyor ki kimse ne yaptığını anlayamıyor bile.* yavaştan da bu duruma artık alıştı. bakıyor, pas verdiği elemanın kafası mevzuya basmayacak gibiyse elini kaldırıp "aloo burdayım lan, yolla topu" diye yerini gösteriyor.*

    şu adam futbol zekasının zekatını verse süper lig ihya olur.

    maç sonu editi: vitor pereira, sen de zerre kadar pedagojiden anlamayan, elinde tespihle gezen, bıyıklı, kısa kollu gömlekli dal yarak müdür yardımcısısın.

  • 18. yurtiçi kargo'nun evlere şenlik kargo görevlisi

    içlerinde ne olduğuna bakmadan kendisine emanet edilen paketleri anasının harman yerinde saman suvurur gibi yerleştirerek gönüllerimize kazık çakmış emekçi kardeşimizdir. evlere şenlik, hatta şenlikoğlu'dur.

    web sitelerinin "felsefemiz" bölümünde vizyonlarını; "nitelikli insan kaynağımızla, gelişen teknolojiyi kullanarak kaliteli ve müşteri odaklı hizmetler sunmak, paydaşlarımız için değer sağlamak ve fark yaratmak, sektördeki liderliğimizi uluslararası pazara taşımaktır."

    şeklinde ifade eden bu güzide kuruma nacizane önerim, taşıma işlerinde mümkünse başka bir kargo şirketini tercih etmeleri olacaktır. eğer "sektördeki liderliklerini" uluslararası pazara "taşımak" için yurtiçi kargo'yu tercih ederlerse, "sektör liderlikleri" "nitelikli" bir yavşağın eliyle uluslararası pazara varamadan patlayabilir.

    çünkü de: https://www.facebook.com/…m/videos/721057977997931/

  • 19. bir ata verilebilecek en güzel isim

    cihan

  • 20. hdp'nin sendikaları işgal edip işlevsizleştirmesi

    son yıllarda dikkatimi çeken mevzu .
    sendika ve meslek örgütlerinde yer alan arkadaşlar bu dediklerimi çok iyi anlayacaktır .
    eğitim sen ve kesk kürt hareketinin yörüngesine çekilerek yok edildi. artık eğitim sen ve kesk hiçbir gündemde söz söyleyemeyen tabela sendikalar haline geldi . kıdem tazminatının kaldırılmasının konuşulduğu bir ortamda keskten ses gelmiyor.
    bütün okulların imam hatipe çevrildiği ülkemizde eğitim-sen sus pus . anadilde eğitim dışında nerdeyse konuştuğu bir konu kalmadı .
    ttb'nin hali ise içler acısı . hdp militanlığı yapanlar tarafında işgal edilmiş ; kürt meselesi dışında hiç bir konu hakkında konuşamaz duruma getirilmiş .
    disk son kongrede gördüğümüz üzere yok olmaya hızla gidiyor . sınıf siyasetini unutan kimlik siyaseti yapan insanlar en tepe noktalarda kendilerine yer bulmuş ; disk adeta işçi sınıfını unutmuş durumda .
    son yıllarda gördüğümüz üzere hdp ve kürt siyasetine mensup arkadaşlar önce sendika ve emek örgütlerinde örgütlenip sendikaları tamamen kürt hareketinin yedeğine alıyor , sendikalar bütün söylemlerini hdp çizgisinde yapıyor bundan rahatsız olan insanlar bilinçli bir şekilde etkisizleştirilip ve dışlandığı için sendikalardan kopuyor ve emek örgütü ; hdp'nin arka bahçesi haline gelip sınıf siyaseti yapmayan , işlevsiz , kitlesine duyarsız birer yapı haline geliyor .
    ben bunun hdp ve kürt siyaseti tarafından bilinçli yapıldığını düşünüyorum . amaç sendikaları yedeğine alarak müzakere masasına güçlü oturmak ve kürt hareketine eleştirel yaklaşan insanlara gözdağı vermek . kazanan ise akp ve sermayedarlar oluyor .
    edit : imla

  • 21. beşiktaş

    taraftarlarının daha sakin olması gereken takımım.

    bilen bilir, sağlam beşiktaş'lıyım. ama bizim taraftardaki ve bazı spor yazarlarındaki son zamanlarda iyice ayyuka çıkan "hakemler ve federasyon önümüzü kesecek" feveranlarını bir kenara koyması gerektiğini düşünüyorum. öncelikle şunu söyleyeyim, öyle bir niyetleri varsa bile kesemeyecekler.
    ligin en ters takımına karşı 54. dakikada 2-0 geriye düşmesine rağmen maçı kazanma noktasına getiren bir takımımız var.
    diğer tarafta daha kötü bir takıma karşı aynı duruma düştüğünde 4 tane yiyen bir fenerbahçe var.

    ilk golü attığımızda 3 mü olur, 4 mü olur diye bahis açtıran bir takımımız var.
    diğer tarafta ilk golü attığında taraftarına "şu dakikalar da geçmiyor, bitmedi amk maçı" dedirten fenerbahçe var.

    şu kafalara yerleştirilmeye çalışılan "zaten bizi şampiyon yapmazlar" psikozundan kurtulmamız lazım, bizi engelleyebilecek tek şey bu olacak. sıyrılalım şu fikirden.

    ayrıca fenerlilere laf anlatmayı bırakın, yok faulmüş penaltıymış vs. 17 hafta penaltı kazanamayınca "böyle bir şey olabilir mi?" diyen adamlar, 4 haftada 5 penaltı kazanınca "ne var ki bunda?" diyebiliyorlar. bu adamlara anlatabileceğiniz bir şey yok, uğraşmayın.

  • 22. 16 şubat 2016 anayasa komisyonunun dağılması

    chp'nin başkanlık tartışması sonunda terkettiği komisyonun dağılması olayı. bu soytarılığın dallanıp budaklanmadan bitmesi iyi oldu. tünelin bombok yere çıkacağı belliydi...

  • 23. 16 şubat 2016 d&r'ın dolandırıcılık rezaleti

    -02.02.2016 tarihinde d&r adlı dolandırıcı şirketin enpara&bkm express kampanyası dolayısıyla 60,11 tl kitap alışverişi yaptım.

    https://yadi.sk/i/ieeztpluovkkk

    -kampanyaya göre 50 tl ve üzeri alışverişlerde 25 tl iade ediliyor.

    kampanya linki

    -04.02.2016 tarihinde 2 ürünün faturası kesildi ve kargoya gönderildi. diğer ürün tedarik sürecinde olarak gözükmeye başladı.

    https://yadi.sk/i/xvt--fiwovkkn

    -05.02.2016 tarihinde gönderilen 2 ürünü kargodan teslim aldım.

    https://yadi.sk/i/i2kqmlufovkmg

    -16.02.2016 tarihinde yani bugün tedarik sürecinde olarak gözüken diğer kitap için ücreti kredi kartınıza iade edildi şeklinde mail geldi. yani benim 60,11 tl'lik siparişim 41,11 tl'ye düştü.

    https://yadi.sk/i/t_tgvtmiovkmt

    -kampanya sayfasında yazan açıklama: kampanya kapsamında alınan ürünün veya ürünlerin iade edilmesi ve bu iade sonrasında alışveriş tutarının 50 tl'nin altına düşmesi durumunda, kampanya kapsamında kazanılan 25 tl enpara.com vadesiz tl hesabından geri tahsil edilir.

    -çok bilmiş d&r müşteri hizmetleri ile yaptığım görüşmeye göre (https://yadi.sk/i/cbzhfax6ovkns) ürünler bazen stokta olmayabiliyormuş, baskısında sıkıntı çıkabiliyormuş. bu yüzden ücret iadesi yapılmış ve enpara kampanyasından yararlanamayacakmışım. eğer istersem kitapları iade edebilirmişim. (kız arkadaşıma hediye aldım, biri okundu diğerinin yarısı okundu.) kitapları iade edemeyeceğimi söylediğimde ise derin bir sessizlik oldu.

    -bu noktada herhangi bir kitabı iade etmedim veya siparişi iptal etmedim. tamamen d&r'ın işgüzarlığı yüzünden 25 tl iade hakkından faydalanamıyorum. tedarik sürecinde gözüken kitap hala normal bir şekilde sitede satılmaya devam ediliyor. (ürünün sayfası) herhangi bir stokta yoktur uyarısı yok.

    yapılan düpedüz dolandırıcılık. 25 tl beni zengin d&r'ı da fakir yapmaz işin parasında değilim. ancak herhangi bir bilgilendirilme yapılmadan, çat diye siparişim iptal edilip iade hakkım gasp ediliyor. bunu yapan da sözde türkiye'nin en büyük kitap satıcısı olan d&r firması. demek ki büyük firmalar bile küçük meblağlar için bu kadar düşebiliyorlarmış.

    edit: linkler yenilendi.
    edit 2: akıllı d&r entry'i girdikten 5 dk sonra ürünü siteden kaldırdı.
    edit 3: linkler tekrar yenilendi.

  • 24. 16 şubat 2016 bmgk'nın türkiye kararı

    güvenlik konseyi üyelerinin oybirliğiyle alınmış karar. abd, rusya, ingiltere, fransa, çin. ( hani dünya beşten büyüktür diyordunuz ya, buyrun karara uymayın bakalım ne oluyor)

    şimdi akp suriye'ye uçak sokamıyor, çünkü rus s400'leri var.

    top atışı yapamıyor, çünkü güvenlik konseyi kararı var.

    artık suudi arabistanla bir olup oraya asker de sokamazsın, zira top atışına bile izin vermedikleri yere askerini sokmana hiç izin vermezler.

    valla gerçekçi olmak gerekirse geriye tek bir seçenek kalıyor:

    (bkz: ypg fırat'ı geçecek sen de mal mal bakacaksın)

    not: daha ortada rus uçağı düşürülmesi hadisesi filan yokken, olacaklar belliydi aslında. 6 ay önce tam.da bu saatlerde alınan başka bir bm güvenlik konseyi kararı bugünlerin habercisiydi.

    (bkz: 17 ağustos 2015 akp suriye politikasının iflası)

    abd ile rusya suriye konusunda çoktan anlaştı, şu anda sadece ince detay pazarlık konularını görüşüyorlar. bir de artık nato üyeliği yük olmaya başlayan türkiye'yi ne yapacaklarını.

    dış politikada böyle büyük hatalar yapan iktidarların normalde gitmeleri gerekir, gitmezlerse ülkeleri büyük bedeller öder. fransa'nın dışişleri bakanı birkaç gün önce istifa etti mesela.

    cemaat 17-25 aralık darbesini beceremeyince başına ne geldiyse, suriye'de iktidar darbesini beceremeyen akp'nin de başına o gelecek. sadece uluslararası ilişkilerde zaman biraz daha yavaş işliyor.

    bu arada abd'yi tebrik etmek gerekiyor. abd'nin bölgedeki en büyük hedefi ortadoğu'daki devletleri bölerek, daha küçük ve kontrol edilebilir devletçikler oluşturmaktı. 25 yıl önce saddam'a gaz verip kuveyt'e soktuktan sonra, bunu bahane ederek ırak'ı işgal ettikleri gün bu planı uygulamaya koydular. kürt devleti de bu planın önemli bir parçası.

    rusya ile uçak krizinden sonra artık türkiye'nin abd'nin sözünden çıkması imkânsız çünkü diğer tarafta rusya ağzını açmış bekliyor abd böylelikle türkiye'yi bağırttırarak da olsa kürt devletini orada kurduracak. geçmiş olsun.

    kitap okumayı sevmeyen adamlarla buraya kadar.

  • 25. rte'nin instagramda paylaştığı foto

    ilk açıldığında damacana su bidonuna bakıyor sandım,

    http://i.hizliresim.com/nlzwrn.png

    eved.

  • 26. kariyer.net'te yayınlanan köle ilani

    ekran görüntüsüne aşağıdaki linkten ulaşılabilecek ilandır. böyle daha mı iyi oldu şimdi?

    http://oi64.tinypic.com/2d9pbhj.jpg

  • 27. başkanlıkla milli gelir 25 bin dolar olur

    hiç böyle fantastik rakamlara gerek yok aslında. makarnayı kömürü 2 katına çıkardınız mı yeter de artar bile.

    edit: bana kalırsa ise azıcık aşım ağrısız başım olsun, yeter abi. istemem 25 bin dolar falan, anladınız siz onu(:

  • 28. bir kadını kırmadan ona çirkin olduğunu söylemek

    bir insana çirkin demenin mantığı nedir? kadına demiyorum bak, insana diyorum. güzel bulmayabilirsin, çekici bulmayabilirsin ama "sen çirkinsin" i doğrudan veya dolaylı olarak söylediğinizde ne geçecek elinize cidden merak ediyorum.

    16-17 yaşlarındaydım mesela ben. gittiğim dersanenin karşısındaki ayakkabıcıda bir çocuk çalışıyordu. yemyeşil gözleri vardı, acayip beğeniyordum. şansıma bir ortak arkadaşımız aracılığıyla tanıştırıldık, bir gün kafede oturup sohbet ettik. ayrılırken "seni bir daha görecek miyim" falan dedi bana. oh çektim içimden demek ki beğendi beni diye. sonra günlerce aradım, telefonu açmadı, ortak arkadaşımıza da "yakından o kadar güzel değil ya" demiş.

    günlerce ağladım lan. şiştim ağlamaktan ben çirkinim diye. bak bir kadın ancak ergenlik dönemindeyse bu kadar ağlayabilir çirkinim diye, çünkü elinde olan tek şey dış görünüşündür o yaşlarda. bana sorarsan, bir erkek "çirkinsin yeaaaa" tepkisi veriyorsa ama ergenlik dönemini çoktan geride bıraktıysa, orada büyük bir sorun vardır, kimse kusura bakmasın.

    herkes birilerinin dünya güzeli şu hayatta. sen kimsin de birinin karşısına geçip "çirkinsin" i ima edeceksin?

  • 29. beşşar esed

    tecavüzcü teröristlerin katili. gerçek bir kahraman.

  • 30. kanser hastasının ilaç parasının ödenmemesi

    sgk'nın yeni kararıdır.

    karara göre, akciğer kanseri olan bir hastanın, sigara içtiği tespit edilirse, sosyal güvenlik kurumu tarafından ilaç masrafı ödenmeyecek.

    http://www.radikal.com.tr/…astalarina-darbe-1511431

    yani devletimiz kısaca ''sigara içip kanser olduysan paranı ödemem kusura bakma.'' diyor.

    sigaranın iyi bir şey olduğunu savunan yok, fakat tüm vatandaşlar aynı primi öderken, sen nasıl oluyor da kanser gibi ciddi bir hastalığın ilaçlarını bu gerekçeyle ödemiyorsun?

    yarın bir gün ''soğuk almasaydın, aldıysan grip ilaçlarının parasını ödemiyorum.'' veya buna benzer neden sonuç ilişkileri kurarak hasta için hayati derecede önem taşıyan ilaçların parasını ödemeyeceğin ne malum?

    kaldı ki, bu ilaçlar farklı hastalıkların tedavisinde de hayati önem taşıyor, fakat geçmişinde sigaraya rastlanan hiç kimseye bu ilaçları vermeyeceğini söylüyor sgk. sadece kanser hastaları değil, ms hastalarının da tedavisinde kullanılan ilaçlarmış aynı zamanda.

    sosyal devletimizi seveyim. teşekkürler türkiye..

    gelen mesajlar üzerine edit: bilgi kirliliğini engellemek amacıyla aşağıdaki entrylere referansta bulunmakta fayda var.

    (bkz: #58542746) entrysinde bahsedilen ilacın etkisini azalttığı için, sigara içmeme önkoşulu getirilmiş.

    daha detaylı açıklamalar için;

    (bkz: #58538505)

    (bkz: #58542219)

  • 31. gökhan gönül

    beşiktaş'ın gökhan gönül gibi sağ beki olsun 100 milyon lira borcu olsun. ohh hem 900 küsur milyondan 100 milyona inecek borcumuz hemde gökhan gibi sağ bekimiz olacak çok şey mi diledim acaba? an itibariyle lokomativ'e karşı döktürmekte olan aşırı yetenekli futbolcu.

  • 32. sevgiliyi telefona aşk diye kaydetmek

    fuck buddy'mi seks diye kaydederek bir adım ileri götürdüğüm uygulama.

  • 33. kardeşin doğumgünü

    annenin, babanın, sevgilinin, otun bokun doğumgününe dair tüm başlıklar varken kardeş için niye yok? tamam ekmek aldırmaca, su getirtmece, üzerinde türlü deneyler yapmaca kısmında çok üzerlerine gittik ama bunu hak ediyorlar lütfen.

    sabah uykusuzluktan japon anime karakteri gibi ayakkabımı bağlamaya çalışırken annem "akşam gelirken pasta alsana" deyince bir anda ayıldım. oha bugün ayın 16'sıydı. bizim veledin doğum günü, velet dediğim de lafın gelişi dağ gibi adam oldu aslında ama yediremiyorum ben kendi bencilliğimden. işe gelene kadar aklımda hep aynı soru vardı; " nasıl ya? ne demek bizim oğlan 20 yaşını bitirdi?".

    anne, babamın sırf ben üniversiteye gidince evde yalnız kalmamak adına yaptıkları 1.90 metrelik yavrucak, 20 yaşını bitirip üniversiteye gidiyordu. daha dün gibi kendisini kale direği yerine geçirip üzerine şut çektiğim günler. şimdi evde saçlı, sakallı dolanıyor yeminle beni şut diye çeker gönderir. daha dün gibi deftere düz çizgi çizemiyorum diye ağladığı günler. şimdi de integral, türev çözemiyorum diye isyan ediyor boru gibi sesiyle. daha dün gibi ettiğimiz kumanda kavgaları sonucu babamın sinirden kumandayı balkondan fırlattığı sonrasında bizi aşağı yollayıp tırıs tırıs kumanda arttığı günler. daha dün gibi pikaçu'nun elektriği söndü diye ağladığı günler, hiç aklına geliyor mudur acaba beyaz futbol izleyip hunharca gülerken. daha dün gibi ellerimizde tabak direksiyonlar güya araba yarışık oynadığımız günler. şimdi gelip abisini iş yerinden alıyor oturunca sığamayıp hayvan gibi geri ittiği sürücü koltuğunda abisinin gülü.

    büyüdü lan bizim oğlan. gözümüzün önünde hiç çaktırmadan, hep "abi nasıl o yaşlar?" diye sorduğu 20 yaşına geldi. şimdi sormuyor ama "abi 30 nasıl?" diye şerefsiz, biliyor yaşlandığımı sanırım.

    dertlenip bi sigara yaktım, sonra sevindim iyi ki sigara içmiyor kardeşim diye. arayıp kutlayayım dedim baktım meşgul. benden önce davranan kızlar vardı belki de. zaten hiç söylemez böyle şeyleri abisi kılıklı. anca hep 30 lira gelen telefon faturasının 100 lira gelmesinden anlarız bi işler karıştırdığını. bakın kızlar bu çocuğu üzerseniz şimdiye kadar bir karıncayı incitmemiş ben life is drunk bir an olsun düşünmem saçınızı, başınızı yolarım haberiniz olsun.

    neyse doğum günün kutlu olsun canımın içi, iyi ki doğdun. yaaa nalakası var tabi ki sigara dumanı kaçtı gözüme alla allaa.

  • 34. diyanet çocuk dergisindeki türbanlı kaplumbağa

    ulan kaplumbağa konuşunca inanıyorsunuz da örtününce mi garibinize gidiyor? :/

  • 35. fenerbahçe

    türkiye´de spor fenerbahçe´ye karşı oynanan bir oyundur gerisi hikaye.

    türkiye süperlig puan durumu

    1 fenerbahçe
    2 beşiktaş
    3 akhisar
    4 başakşehir
    5 galatasaray

    türkiye erkekler basketbol ligi puan durumu

    1 fenerbahçe
    2 galatasaray odeabank
    3 pınar karşıyaka
    4 anadolu efes
    5 banvit

    türkiye kadınlar basketbol ligi puan durumu

    1 fenerbahçe
    2 hatay bşb
    3 mersin bşb
    4 abdullah gül üniv.
    5 galatasaray

    türkiye erkekler voleybol ligi puan durumu

    1 halkbank
    2 arkas spor
    3 fenerbahçe
    4 istanbul b.ş.b.
    5 ziraat bankası

    türkiye kadınlar voleybol ligi puan durumu

    1 fenerbahçe grundig
    2 vakıfbank
    3 galatasaray
    4 eczacıbaşı vitra
    5 sarıyer bld.

    erkekler euroleague basketbol puan durumu

    1 fenerbahçe
    2 khimki moskova
    3 kızıl yıldız
    4 real madrid
    5 bayern münih
    6 strasbourg ıg

    kadınlar euroleague basketbol puan durumu

    1 fenerbahçe
    2 famila schio
    3 dynamo kursk
    4 galatasaray
    5 good angels kosice
    6 villeneuve d´ascq lille
    7 perfumerias avenida
    8 uniqa euroleasing sopron

    cev voleybol kadınlar şampiyonlar ligi puan durumu

    1 fenerbahçe grundig
    2 ımpel wroclaw
    3 dresdner sc
    4 telekom bakü

  • 36. 6-1 geri düşülen maçı 6-8 kazanmak

  • 37. türk pornosu

    senaryo olarak iyi; oyunculuk ve sinematik olarak kötüdür.

    türk porno filmleri belki erotik kategorisindedirler bilmiyorum ama inanılmaz fantastik ve güzel senaryolara sahip. o ağzımızın suyunu akıtarak izlediğimiz amerikan filmleri ise bizim ortaokul fantezilerimiz kadar basit.

    bülent kayabaş'ın başrolde olduğu bir film izlemiştim ilk ergenlik dönemlerinde öyle bir senaryoyu ben oscarlık filmlerde bile göremedim.

    amerikan pornolarını altyazılı izlediniz mi hiç? bir izleseniz eminim porno değil komedi olarak izlemeye devam edersiniz. ortada ne doğru düzgün bir yaratıcılık var ne de akıcı bir senaryo. eve usta geliyor. evin hanımı usta çalışırken aile fotoğraflarını göstermeye başlıyor. daha sonra bu benim babaannem diyor. babaannem genelevde çalışıyordu diyor. daha sonra usta genelevlerde ne yapıyordu diye soruyor ve seks başlıyor.

    bu ne lan? bu ne amınakodumun sam amcası? ne la bu it? ortaokulda kral dergisine yollanmış fantezilerden mi arakladınız?

    bakıyorsun oyunculuk mükemmel. sinematik açılar, ışıklandırma, ses, montaj harika ama senaryo sıfır.

    türk pornolarına bakıyorsun; oyuncu seçimi bir kere ofsayt. insan az seksepalitesi yüksek adam/kadın bulur amk. bu ne lan? sanki oyuncu seçimi değil inşaata amele seçimine gitmişler gibi. ses desen bi yükseliyor bi alçalıyor. kulaklıkla izlemiyorsan boku yedin. aniden bağırmaya başlıyorlar. konu komşuya rezil oluyorsun. görüntü desen fritözle çekilmiş gibi. tek açıdan çekiyor oraya da adamın kıllı götü denk gelmiş. amk kusasım geldi. ama bakıyorsun senaryo harika.

  • 38. yurtdışına çıkınca türkiye'den soğumak

    her yurtdisi tatilimde yasadigim duygudur.
    4 gündür londradayim ve gelismeleri internetten takip ediyorum.
    buradaki insan profili ve yasam kalitesini asla bulamayacagimi bilerek ülkeme geri donme zorunlulugu gercekten koyuyor be sözlük

  • 39. ya bırak allasen'in ingilizcesi

    (bkz: let it go if you love your allah)

  • 40. oğuzhan'ı sosa'yı bitirin

    fener hayvan gibi kadrosu ve bok gibi futfoluyla sampiyonluga kosuyor. sene basindan beri nerdeyse tum fener maclarini izledim, bir belki iki tanesinde duzgun, baskili, ezici top oynadilar.

    kazandiklari maclarin cogu "nani calimladi atti, nani son anda frikik atti, nani penalti atti" seklinde ozetlenebilir. cogu mac gecen antalya maci gibiydi, hani fenerin caresiz sekilde 4 tane gol yedigi. gercekten cogu mac acinasi bir futbol oynuyor fener ama yetenekli ayaklarinin birkac dakikalik sovuyla ve *hakemlerle* kazaniyor. bunun lami cimi, paranoyasi, komplo teorisi yok kardesim.

    ve helal-i hos olsun. fener butun maclarini kazansin, ceza sahasindaki cubukluya dokunmak penalti olsun, fenerli birinin kirmizi kart almasi icin rakibin sirtina tekme atmasi gereksin illa ki. gercekten hic sikimde degil.

    fakat besiktas'in maclarinin hakemlerini etkilemek tam serefsizlik.

    basaksehir macinda mehmet batdal her topa, her top dirsegiyle cikiyor ve sonunda sari kart yiyor. 2-3 dakika sonra yine dirsegi besiktasli birinin suratinda. kardesim, sari kart mi degil mi bu hareket? fenerli arkadaslara soruyorum: bu sekilde davranan hakemin derdi ne olabilir?

    ilk yarinin sonunda mahmut, sakatlamak maksadiyla oguzhan'in bilegine basiyor. topa mesafeleri 10 metre falan. hakem dogrudan bu ikiliye bakiyor, mesafesi 2 metre civari. videolari var, oguzhan'in corabi falan parcalaniyor. batdal'i atmayan hakem mahmut'u da atmiyor. fenerli arkadaslara soruyorum: bu sekilde davranan hakemin derdi ne olabilir?

    cenk tosun ceza sahasinda doka tarafindan dusuruluyor. yine arka yan ve orta hakemin onunde. calimla ilerleyen adamin onune ayak sokmak penalti degil miydi fenerli arkadaslar? bu sekilde davranan hakemin derdi ne olabilir?

    ayni doka'nin, bu pozisyon da dahil 4-5 sari karti var. abartmiyorum, adam durmadan okuz gibi birilerine giriyor. quaresma'ya karsi temiz iki sarisi var. bu sekilde davranan hakemin derdi ne olabilir?

    rakibin 3 net kirmizinin verilmedigi macta saibe vardir arkadaslar kimse kusura bakmasin. dedigim gibi sabaha kadar, aksama kadar penaltilarinizi alin, kirmizilarininiz verilmesin hic sikimde degil, ama su bizim maclardan elinizi ayagini bi cekin lan, duzgun futbol izlemeye calisiyoruz.

  • 41. hayata dair iç burkan detaylar

    eski sevgilimin 7-8 yaşlarında dünya tatlısı bir kuzeni vardı. geçen sene annesini kaybettikten sonra bazı zamanlar onla beraber kalıyordu. annenin vefatı, bu kadar küçük yaşta bir çocuğu etkilemişti dolayısıyla. bir gün sevgilimin laptopundan bir şeye bakarken tesadüfen kuzeninin aradığı şeylere denk geldim. o kadar saf ve temiz ki.

    ''anne nasıl rüyada görülür?''
    ''rüyada annemi görmek için napıyım?''

    hayatımda ilk defa içimde bir şeyin parçalandığını somut olarak hissetmiştim.

  • 42. geceleri kocasının parmak ucuna kesik atan kadın

    tek celsede boşanılacak kadındır. dikenlerim tüy tüy oldu amonyum.

  • 43. israil ordusu

    ya ülkeyi veya politikalarını sevmezsin ayrı da, oturup "vasıfsız ordu" falan demek nedir arkadaş, bir de "teknoloji olmasa araplar bunları perişan eder" gibi kıraathane laflarını sarfetmek için gerçekten tarih bilmiyor olmak gerek, tarih gösterdi bunlar ne yapabildi ne yapamadı, üstelik o arap ülkelerinin hepsi altın çağındayken, israil hala palazlanmamışken.

    (bkz: 1973 arap israil savaşı)

    (bkz: 6 gün savaşı)

    edit: bilmedigi ve işine gelmeyen bir şey duyunca karşıdakini "israil sevici", "siyonist" olmakla suçlayan duzeyde birine ne anlatilabilir? he anam hizbullah ve persler super savascilar, git sen de savas onlarla.

  • 44. deve çişiyle yüzünü yıkayan arap

    domuz eti yemez ama lütfen.

  • 45. 8/5 çalışmak vs 9/6 çalışmak

    8-18 çalışarak iki sistemin de kötü yanlarından etkilendiğim çalışma şekilleri.

  • 46. bilal erdoğan hakkında kara para soruşturması

    (bkz: anlamadım papacım)

  • 47. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    önce şu aşağıdaki linkteki fotoğrafa bakalım. dünyadaki bütün suları çekersek dünya nasıl görünür diye merak edenler için görünüm bu şekilde:

    http://water.usgs.gov/…water-volume-fresh-large.jpg

    en yüksek dağ 9 km'ye yakın, okyanustaki en derin yer ise 10 km'nin biraz üzerinde.
    yüzeydeki bu yükseklik ve derinliğe rağmen sular tamamen çekilse bile dünya hala pürüzsüz bir küre olarak görünecektir.
    dünyanın çapı 12.000 km olduğundan 9-10 km'lik pürüzlerin algılanması çok zor. bu 12 metre çapındaki bir küre üzerindeki 1 cm'lik kabartıları görmeye çalışmak gibi.

    fotoğraftaki abd üzerinde görünen büyük mavi küre dünyadaki tüm suyu bir araya topladığımız zaman nasıl görüneceği hakkında. evet okyanusların tamamı dahil dünyadaki su bu kadar!

    çapı 1375 km olan bu mavi küre tüm suları temsil etmektedir: okyanuslar, kutuplardaki ve dağlardaki buzullar, göller, ırmaklar, atmosferdeki su buharı, bulutlar ve hatta canlılardaki sular. dünyanın büyüklüğü ile karşılaştırıldığında aslında çok da fazla suyumuz yok.

    bu mavi kürenin sağında daha küçük bir mavi kürecik görünüyor. çapı 273 km olan bu küre dünya üzerindeki tüm tatlı suları temsil etmektedir: yeraltı suları, göller, ırmaklar vs.
    bu tatlı suların %99'u erişilemez derinlikte yeraltı suları olduğundan bu küçük mavi küreciğin ancak %1'ini kullanma imkanına sahibiz. küçük mavi kürenin hemen altındaki en küçük mavi noktacık bu %1'i göstermektedir. çapı 56.2 km'dir).
    işte o miniminnacık mavi küre kadar su ile yaşıyoruz bu dünyada.

  • 48. metin tekin

    sahiden mi? metin tekin'e laf edecek kıvamada mı geldi bu taraftar?

    olmayalım. valla şampiyon olmayalım. hatta şampiyonluğa oynamayalım. belli ki bizim zihin sağlığımıza, vicdanımıza, hafızamıza iyi gelmiyor bu süreç.

  • 49. vodafone arena

    neden öyle olmadı, böyle olmadı demek yerine biraz da bu işte uzmanlaşmış insanları dinlemek gerekiyor. bunun için beşiktaş arena forumu gayet doyurucudur. oradan statla alakalı yazılmış bir giriyi buraya kopyalıyorum. hala "banane zevk meselesi kardişim" denirse de ülkemizin en büyük sorunu olan "işi bilmeden eleştirmek" safhası ortaya çıkıyor. o noktadan sonra da ne desek boş.

    "merhaba,

    öncelikle neden modellerde saydam çatı kullanıldı. model insan boyutuna göre küçük ve içine girilemeyeceği için modele bakan bir insan stadın tüm koltuk trübün ve saha yapısını dışardan görebilmesi için modelin tavanı saydam olarak yapıldı. hee stadın dışını anlayabilmen için neden ekstra bir tane de membran olan bir model yapılmadı orasını bilmiyorum.

    şimdi çatının neden saydam olamayacağını anlatayım. saydam yapılan bir çatı güneş ışığının bir çoğunu içeri geçirir. içeri giren güneş ışını trübünlere sahaya yansıdıktan sonra tekrar tavanın alt kısmına çarpar ve büyük bir bölümü tekrar içeri girer. buna green house effect (sera etkisi) denir. bu kadar büyük bir yapı göz önüne alındığına güneşli havalarda istanbuldaki en sıcak nokta vodafone arena olur. ilkbahar sonu, yaz sonu, sonbahar başı hiçbir maç oynanamaz. bu stadın sadece futbol için kullanılmayacağı düşünülürse konser etkinlik vs. gibi bir çok organizasyonda (özellikle bunların yaz aylarında yapılacağı düşünülüyor) insanlar ölüm tehlikesiyle karşılaşır. gelelim kış aylarına. kış aylarında bu etki güneşli havalarda stadı daha fazla ısatıbilmesi mümkündür. ama stadın yaz aylarındaki ölümcül tehlike, stadın kalabalıklığı, kış aylarındaki güneşin bu sistemde aktifliği ve açısı hesaplandıktan sonra optimum bir geçirgenlik seviyesi elde edilir. şuanki geçrigenlik yüzdesi de odur. o yüzden stadın tavanı senin beklentilerinin altında insan sağlığı ve maksimum konfor düşünülerek yapılmıştır. hee dışı cam kaplama gök delen yok mu var. ama o binaların dış camı özel bir filmle kaplandıktan sonra ve iç hacmi vodafone arena kadar büyük olmadığı için klima çözümünü kullanabiliyorlar. klimasız olmaz mı bu iş? olur. daimler ag nin geliştirmiş olduğu magic sky control isimli, camın ışığı kırma etkisini ayarlayabilen, teknolojisi vodafone arena için en modern yegane çözüm olur. bu teknolojinin sadece sunroof denilen 0,35metre karelik cam fiyatı 2.600€ dur. o da tüm stadın tavanını düşünürsen 50 milyon€ gibi sadece cam maliyeti olur. buna ek olarak o camın ışığı kırması için içinde manyetik halde bulunan kristallerin kontrolünü sağlayan elektrik faturası 2. bir vodafone arena eder. bombeli olması da hoşuna gitmiyorsa o da üzerinde düşen yağmur suyunu maksimum düzeyde kazanıp depolayabilmek ve sonrasında da filtreleyip tekrar kullanabilmek için yine optümum açılarda hesaplanmıştır. demem o dur ki en uygun çatı şuanki çatıdır.

    son olarak sütünlar niye asimetrik. mimaride absürd veya asimetrik objelerin bütünlüğü kendini dışarı estetik olarak verir. modern mimaride de bu yöntemler kullanılır. tamamiyle göz zevkidir. anlamak için bilgi sahibi olunması gerekir. o sütünlar oraya etraftaki tarihi dokuyu bozmaması için konulup üzeri de yine aynı sebeple mermer cinsi bir taşla kaplandı. ama aynı zamanda sene 2016 olduğu da göz önüne alınarak külfeki taşı seçimi ve asimetrik dizayn sayesinde tarihi dokuyla beraber modern detaylar da içerdi. bence stadın mimari olarak en başarılı yeridir o sütünlar.

    benim kişisel fikrime göre koltuk dizaynın yarattığı estetik kayıp dışında eşi benzeri olmayan, şu an için tam olarak mükemmel bir stad yapılıyor. benim size tavsiyem fırsatınız varsa dediklerimi stadın orjinaline bakarak düşünmeniz olacaktır."

  • 50. 2016 turizm krizi

    (bkz: #58539407)

    meali: önce fakirlikten gireyim. bu yetmediyse biraz 'anam, canım anam' edebiyatı parçalayayım. yine de ikna olmayan gerzekler kaldıysa kusura bakmayın sertleşirim 'otelci kendini kurtarır, esas sizi skecekler' diye tehdit edeyim. en son da vergi'den dem vurayım, vergi lafını duyunca korkarsınız artık...

    alın turizmci yeni türkiye düzenine nasıl alışmış görüyorsunuz. hepsi küçük tayyip olmuş.

    edit: pek çok insan zarar görecek? son 10 senede zarar görmeyen kaç tane meslek grubu kaldı? bir sayabilir misiniz? babam mesleğini, avukatlık yapmayı bıraktı lan. sürekli değişen ve hatta mantığı değişen kanunlarla bu yaşta başademeyeceğini söyledi, şimdi başka işlerle ilgileniyor. hükümetin hukukçulara karşı savaş açtığını bilmiyor musunuz? buraya gelip ağlıyorlar mı, tehdit ediyorlar mı, yoksa mücadele mi ediyorlar? tüm meslek odaları ne halde bilmiyor musunuz? akademisyenlere noldu? bir gecede yerlerine hangi imam hatipliler getirildi? bilim adamlarına noldu? doktorlara nasıl davranıldığını bilmiyor musunuz? ekşide'de çokça yazıyorlar ama tehdit ettiklerine denk gelmedim. kaç tane meslek bu yeni düzenden zarar görmedi? bunların çoğu hükümete karşı oldukları için zarar gördü. turizmciler hariç.

    hükümetin yaptıkları yüzünden zarar görmek turizme özel bir durum değil bir ülke standartı. bir değişken değil 'normal' bir durum. siz de hoşgeldiniz. ya her panik eden insan gibi etrafa tehditler savurarak ağlayacak ve bir süre sonra sakinleşeceksiniz. ya da tayyip amcanız size suudi'leri filan bağlayacak eski halinize geri döneceksiniz. çok tatava yaptınız.