Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. cuma namazına gitmenin yasak olduğu yıllar

    turgut özal, hasan celal güzel, ekrem pakdemirli ve recai kutan devlet planlama teşkilatındayken, cuma namazını kılmaya beraber giderlerdi. turgut önce başbakan sonra cumhurbaşkanı, diğerleri de bakan oldu. yalancıyı siksinler mi!

  • 2. rüzgar çetin

    ilahi adaletin tecelli ettiğine inandığım olaydır. bu adaletin bedeli olarak masum bir kişinin hayatını kaybetmesi kabul edilemez. şimdi anlatacağım olaydan sonra takdiri size bırakıyorum.

    yıllardan 2005 ya da 2006, yer cihangir semti etekleri ( alman konsolosluğunun yanından indiğimizde, karşımıza çıkan ucube katlı otoparkın hizasındaki orfeo apartmanı). ben ve bir kaç arkadaşım eğlenceden çıkıp arkadaşımızın evinde geceyi sonlandırmaya niyetlendik. en üst katın bir kat altındali stüdyo daireye müthiş bir parti sesi içinde girdik. evin şahane manzarası ve çaldığımız müziklerin üstüne çatı katında kopan fırtına partinin eğlencesi de katıldığında kendimizi başka bir dünyada hissettik. parti güzel, eğlence dozunda, partidekiler de onlardan habersiz bizde mutlu oluyoruz. özgür bir ortam, hayaller, rüyalar derken gece yavaş yavaş sabaha dönüyor, sesler kapatılmasa da azalıyor eğlence devam.

    tam rüya ne güzel diyip balkonda manzaraya karşı diziliyken bir cayırtı koptu. ve tabi rüya orada bitti olay kabusa döndü. en son aşağı şangırdayarak düşen parlak sarı metalleri gördüğümü hatırlıyorum ve hepimizin salona kapaklandığını. ilk şoku atlatıp dışarı bakmaya cesaret ediyoruz, en cengaver olan ben önde. yukarıya baktığımızda belki 3 - 4 tabanca 2 - 3 tüfek ve 1 adet kaleşnikof (sonradan öğreniyoruz) ile ateş açıldığını görüyoruz.

    içeri dönüp ev sahibi arkadaşımızla göz göze geldiğimizde, ev sahibi gayet sakin sinan çetinin oğlu rüzgar'ın evi üst kat bugün doğum günü kutlaması vardı, eğleniyor gençler demez mi ? adam ağır silahlarla havaya ateş açıyor, karşıda ev var, insan var vs...

    sonra sirenler ve polis geldi ilk defa bu sireni ve mavi ışıkları sevdiğimi anımsıyorum. polisler telaşla binaya daldılar, üst kata yöneldiler. (bir kapı deliğinden 5 kişi ilk defa o zaman apartman boşluğunu gözetledik)

    polislerin hepsi yukarı çıkında kapıyı hafifçe aralayıp konuşmaları dinlemeye başladık. 18 yaşında veledin karşısında sevgili polis teşkilatı mensupları, sanki biraz önce ağır silahlarla gökyüzünü tarayan o evdekiler değilmiş gibi beyler, efendimler vs...

    neyse rüzgar bey çok özür dileriz 2 3 maytap attı arkadaşlar alkolden bir daha olmaz dedi. polisler arama bile yapmadan gittiler.

    işte o gün yol verdikleri genç bugün bir meslektaşlarını ezerek öldürdü, bu bildiğimiz.
    ben bir tek olaya tanık oldum ama ya diğer olaylar ? ya diğer canlar ?

  • 3. rahmi koç'un beykoz devlet hastanesine teşekkürü

    servetleri onların olsun, milyarları, yalıları herşeyi onların olsun. gelin bu halkla eşit paylaşın demiyorum. haktır, onlarındır.

    ama allah aşkına bir yol bulun şu sahip olduğunuz tevazunun, insanlığın, nezaketin, yardımseverliğin, kalitenin birazınızı şu ülkeyle paylaşın. nasıl yaparsınız bilmiyorum ama lütfen. bir yolunu bulun lütfen.

  • 4. kendini kedi zanneden norveçli kız

  • 5. tsk'nın katır satın alması

    ergenlerin, aklının yetmediği konu.

    ekleme: adamların beyni yok fikri var, hayatında katır görmemiş adamlar gelmiş ahkam kesiyor.

    yük taşıyor bu hayvan yük, askerin operasyona giderken yanında götürdüğü erzağını, mühimmatını taşıyor, güvenlikle şunla bunla ne alakası var amk.

    o katırlar sizden daha zeki, hiç değilse ne yapması gerektiğini biliyor.

  • 6. garsona ayıp olmasın diye yumurtayı çantaya atmak

    garsonluk günlerimi hatırlatmıştır. öğrenciyim, bi barda çalışıyorum o zaman,

    sanıyorum yeni terfi almış gençten bir memur, nişanlısı mı, sözlüsü mü artık bilmiyorum onunla yemeğe çıkmış, rakı içecekler falan. gayet güzel takılıyorlar, ah ne güzel, umarım mutlu olurlar falan diye keyifli keyifli çalışıyorum, gülümsüyorum. neyse şalgam istedi hanım kızımız, verdim.

    "aaa bu doğanay değil, doğanay yok mu dedi"

    normalde doğanay yok, başka bir şalgam veriyoruz, ki ben daha iyi buluyorum verdiğimiz şalgamı.

    malesef dedim, sadece bu var. istemiyorum o zaman dedi.

    içime sinmedi, barın köşesinde bakkal var hemen, o soğukta gittim kendi cebimden aldım bi' tane, hesap alınca ödeşiriz dedim. mutlu mutlu masaya götürüyorum.

    biraz önceki, mutluluklarına sevindiğim çiftin hanım olanı, yavşak bir ağızla

    "vormoş ışte bostormomuz mu lozomdo ılla" dedi.

    üzüldüm lan. bildiğin içimden bir şey aktı gitti o an. bozamadım da, kalmış bir tane eskiden, şalgamı yeni değiştirdik dedim sadece. sizin için bu soğukta bakkala gittim ben diyemedim.

    o kadının kabalığı yüzünden karşısındaki adam utandı o gece, net hatırlıyorum.

    umarım o adam kurtulmuştur senden, kendin gibi bir adamla berabersindir.

  • 7. 31 ocak 2016 istanbul toplu taşıma zammı

    (bkz: oh oh yok mu daha sokan)

  • 8. aynı şirkette 2 eski sevgili biri evli

    demet akalın'ın yaz dönemi patlatacağı single'ı için yazdığı şarkılar gibi duruyor.

    aynı şirkette 2 eski sevgili biri evli
    al birde burdan yak kapasite meselesi
    hem evli hem mutlu hem çocukluyum
    kıskandın mı ibrahim ibnesi

  • 9. milli lazer sistemini geliştiriyoruz

    (bkz: istenmeyen tüylere son)

  • 10. hamit altıntop salonda çalıştı

    bacağı kopsa şu anda düz koşulara başlardı.

    sanıyorum adamın omuriliği falan eridi. değnek falan koydular, oldu mu diye bakıyolar.

  • 11. türk saat markasına isim önerileri

    (bkz: durmuş)

  • 12. chp'nin şehit cenazesine yolladığı cisim

    melih göndermiştir belki de. yapar çünkü böyle şeyler, sonra da oğluşunun televizyasında haber yapar. ekşiye falan yazarlar, sonra komiklikler şakalar falan.

    şaapmayın yani.

  • 13. acıtasyonun ingilizcesi

    acıtasyonun türkçesi (bkz: ajitasyon)
    ajitasyonun ingilizcesi (bkz: agitation)

  • 14. özgüven eksikliğinin nedenleri

    bende var. nedenini de biliyorum.
    hic oyle bilindik nedenler degil.
    zekamdan da guzelligimden de memnunum.
    asla paraya deger veren bir insan olmadım zaten. param varken yucelmiyorum. yokken de ezikligini hayatım boyunca hissetmedim.

    benim derdim cok saf bir zekam var. kurnazlıga hic basmıyor kafam.
    gelebilecek tehlikeleri ongoremiyorum. bu da cok gucsuz ve savunmasız hissetiriyor bana kendimi.

  • 15. türk futbol tarihinin en abartılmış futbolcuları

    takiminin* 103 gol attigi sezonda 19 gol 36 asistle oynamis bir oyuncuyu* overrated ilan eden trolleri ortaya doken baslik! bir de "olumune tartisabilirim" demis vatandas... olun de tartismayin bence, sozlugu iyice sen kardesler kiraathanesine cevirdiniz!

  • 16. evlenecek kız bulamamak

    ya bak şöyle bir şey oldu. bir kesim ooo evlilik mi o ne ya ben hayatımı yaşıyorum, takılıyoruz işte fuck buddyler one night standler falan diye ayrı bir kafaya girdi. daha doğrusu, çağ bize böyle bir furya getirdi. işte bu furyaya kapılanlar evliliği neredeyse lügatlarından çıkardılar ve kendilerini bu işin içinde hiç hayal etmediler. çok uzak bir fikir olduğunu düşündüler hep. bu da onlarda şöyle bir yanılgının olgunlaşmasına sebep oldu. evlilik mi ya istesem evlenirim, evlenmekte ne var, etraf evlenmek isteyen insan dolu, ben bir evlenmek istesem herkes bana bayılır zaten, halbuki ben marjinalim de ondan evlenmiyorum. bu tarz.

    arkasından bir süre sonra bir şekilde evlilik fikrine yaklaşmaya, bu fikri, bu olasılığı değerlendirmeye başladılar ve gördüler ki etrafta evlenecek insan yok. neden yok? çünkü evlenmek zaten kolay bir şey değildi ki. hiç olmamıştı. olamazdı. evlenmek için birini bulmak kolay bir şey olsaydı, beyaz atlı prens masalları olur muydu? olmazdı. pazara gidip karı-koca seçme masalları olurdu mesela. dolayısıyla bu türkiye'de portekiz'de çin'de evlenilecek kadın olup olmaması meselesi değil. bu, ne sandın çiçeğim tabi yok, hayatını bir insanla geçirmeye karar vermek dünyanın en zor şeyi zaten, meselesi. üstelik bu senin (ya da onun, ya da ikinizin birden) ne kadar para kazandığın, ne kadar yakışıklı olduğun, ne kadar evliliğe hazır olduğundan falan hepsinden bağımsız. bak iki kişilik yatakta biriyle 8 saat uyumaya bile zorlanıyorum. kalkıp gitsin sabahı beklemesin istiyorum. sen gelmiş çok anormal bir şeymiş gibi evlenilecek insan olmamasından yakınıyorsun. olmayacak tabi ne sandın?

    oh bir rahatladım ya. konuşmaya ihtiyacım varmış. izninizle bir kahve yapıp, kapitalizmin kölesi olmaya devam etmem lazım.

    taşınan başlıkladan geldim: türkiye'de evlenecek kız bulamamak.

  • 17. fatih'te kiralık amerikan mutfaklı daire

    "daire" derken umarım geometrik şekil olandan bahsediyordur.

  • 18. 2 big mac'in doyurmaması

    (bkz: nasil obez oldum)

  • 19. yunan mitolojisini saçma bulan müselman

    anlam veremediğim insan evladı.

    musa peygamber kızıldeniz'i ikiye ayırıyor, isa peygamber tavuğun kemiklerini bir araya getirip ona tekrardan can veriyor, dev bir balık tarafından yutulan yunus peygamber birkaç gün sonra sağ salim kurtuluyor... bu ve benzeri onlarca hikayeyi gayet normal karşılayan bir müslümanın olimpos dağı'nda yaşayan zeus'u yadırgıyor olması bana oldukça komik geliyor.

    ek: 'müselman' kelimesi üzerinden ayar vermeye kalkışmadan önce sözlüğe bi göz atsaydınız keşke. bakın mesela tdk sözlüğünde müslüman maddesinin karşısında hemen şu açıklama var;

    islam dininden olan kimse, muhammedî, müslim, müselman, mümin.

    http://www.tdk.gov.tr/…tion=com_gts&kelime=müslüman

  • 20. cezalar beni yıldırmaz ben yine taciz ederim

    nasıl "ben hayatta iyileşmem" diyen hastanın bu dediğinin gerçekte tıbben iyileşme ihtimali üzerinde bir anlamı yoksa, birinin de "ben çıkar yine taciz ederim, ıslah olmam" demesi ıslah olabilirliğine parametre teşkil etmez. aynı şekilde birinin "tekrar suç işleyeceğim" demesi de idama, hatta müebbete gerekçe oluşturmaz. en kötü hafifletici indirimlerden istifade edemez. hukuk adalet medeniyet falan böyle şeyler. mağarada entry debelemeyi bırakıp arada dışarı çıkıp temiz hava alın. oldu olacak entry favladıktan sonra meşaleleri, yabaları kapıp tecavüzcü avına da çıksaydınız.

  • 21. akp'ye 13 milletvekili verecek parti

    mhp...

    belki bir adet de leyla zana verirler.

    bu güne kadar her şartta akp nin götünü kurtaran partidir. yine kurtarsa da bi daha seçim falan uğraşmasak bari, yalandan b sürü borç masraf...
    siktiğimin seçimlerinin sonucu belli, kazananı önceden ayarlanmış, herşey düşünülmüş, herşey kurgulanmış... şaibeleri gösteriyorsun kimse görmüyor, şikayet ediyorsun kimse işlem yapamıyor, eylem yaptığında anarşist oluyorsun, içeri atılıyor, dövülüyor, öldürülüyorsun...

    boşuna insanların sinirini bozmaktan ise mhp 11 vekil versin, leyla zana da kırıtmaktan vazgeçsin o direkt versin, bi tane de chp deniz baykal ı göndersin, zamanında üçünün de elinde akp yi silme tayyip erdoğan'ı tarihe gömme fırsatı varken madem bunu yapmadılar, bu gün de o 13 vekili verecekler arkadaş, sikeeeee sikkeeeeee verecekler vermeliler... yakışır yani, yadırgamaz kimse...

  • 22. yaran inci sözlük entry'leri

    bazen hislerimize tercüman olunur,

    başlık: banyoda duş için

    sıcak soğuk ince ayarını yaparken o kadar uğraştım ki, musluk trt fm çekmeye başladı. türkülerimiz...

    (leprikonss)

    yazıldıysa affola..

  • 23. gece çıkmadan önce aynada göğüslere bakmak

  • 24. sinan çetin'in oğlunun kaza yapması

    (bkz: zengin piçi oktay)

  • 25. nemanya vidiç

  • 26. o ses türkiye

    şimdi özetleri izlerken dikkat ettim de, televizyonu dört kareye bölüp bütün jürileri birer karede gösterdikleri zaman, hiç hakan'ı göstermiyorlar. hep yalnızca gökhan. bence bu hakan'a yapılmış bir ayıptır acuncum. haftaya bitecek zaten yarışma ama yine de söylemek istedim. hakan'ın sesi çıkmıyor diye yapılmaz ki böyle ama. ezdirmeyiz!

  • 27. fotokopicinin tez çalması

    yüksek lisans ve doktora yapmış birisi olarak içini rahatlatayım gel dizime otur dediğim yazar.

    adım adım:

    1. tez önerisi vermeden bir tezi jüri'nin önüne getiremezsin.
    2. tez önerinin üzerinden 365 gün geçmeden tezini jürinin önüne getiremezsin.
    3. önceki maddeden dolayı senden o anda çalınan tez en erken 366 gün sonra yayınlanabilir.
    4. tez önerinde tezin adı veya planı geçiyor olmalı.
    5. tezin içeriğinde izin aldığın kurumların imzasının olduğu sayfalarda senin parafın bulunmalı.
    6. eğer senin tezin çalınırsa intihalden dolayı karşı tez otomatik olarak düşer.
    7. ancak senin tezinden bulguları alırlar buna da alıntı denir. bu durum iyidir, senin tezini onere eder.
    8. tez önerisi - tez zaman aralığında yılda 2 defa tez geliştirme raporu vermiş olman lazım. bu sırada tezin de korumaya alınıyor otomatik olarak.

    sakin ol ve elindeki a4 leri masana bırak, derince bir nefes al.

  • 28. galatasaray

    girdiği ekonomik krizde yöneticileri israrla futbolculardan indirim talep etmeyeceklerini, taraftarın destek olması gerektiğini söyleyip duruyor. kusura bakmasinlar, selçuk'un bok gibi oynadığı bir maçta ligin son sirasindaki takima yenilip kahrolacagiz, o maç icin selcuk'a 25000 euro vereceksin, o parayi da benden isteyeceksin. umut bulut'a yillik 1,8 milyon euro vereceksin ve onu da benden isteyeceksin. önce o paraları piyasa fiyatina indirin, sonra bizden destek isteyin. adamlarınızi zengin edemeyiz, siktirin gidin.

  • 29. cizre'deki evin bodrum katından ilk görüntüler

    merak ettiğim iki konu var.
    1- pkk lı teröristlerin o bodrumdan medyasıyla, siyasileriyle bütün gücünü kullanarak kaçırmaya çalıştığı o kişi kim?
    2-bu kişinin sıkıştığı o bodrumdan kaçmasına izin verilecekmi?

  • 30. batuhan karadeniz

    adam korku filmlerindeki katil gibi, her seferinde bu sefer öldü diyoruz, yine diriliyor.

    twente son şansı diyecem, bu orada da s.çsa yine bulur gidecek kalbur üstü bi kulüp.

  • 31. ilk ezberlenen hintçe şarkı

    (bkz: awaara hoon)

  • 32. richard dawkins

    üniversiteye kayıtlı mail adresine yaklaşık 1,5 ay önce insan genomundaki endojen retrovirüs'ler ile ilgili attığım maile cevap vermiş mütevazi insan.

    bir de hayvan gibi uzun bir makale ile cevap vermiş. hiç de öyle hafif bir dille değil baya akademik olarak cevap vermiş. insan okuyacak bunu.

    vay anasını. çok mütevazı.

  • 33. yılın öğretmenine mobbing uygulayan müdür

    takipçisi olacağım konunun baş kahramanı müdür.

    faydan yok zararın olmasın diye bir lafı vardır babamın. memlekete faydanız yok bari faydalı olmaya çalışan insanların önünü tıkamayın.

    dini kullanarak kral olmaya çalışan ama en büyük hobisi kul hakkı yemek olan yaratıklar! hepinizden nefret ediyorum!

  • 34. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    atasözü ve deyimlerde geçen isimlerin, toplulukların kim olduğu güzel bir bilgi olabilir :

    dil araştırmaları bahar 2009 sayı 4'ten, seyfullah türkmen'in "atasözü ve deyimlerde yaşayan kişi adları" adlı, çeşitli kaynaklardan derlediği çalışmasından :

    abbas yolcu : bu adın sahibinin abbas molla veya abbas hoca adında bir halk şairi olduğu ileri sürülmektedir. ülke ülke gezip hoş sobetiyle çok sevilen bu zata gittiği yerlerde biraz daha kalması için ısrar edilince "yok efendiler, yolcudur abbas, bağlasan da durmaz" der ve yola çıkarmış.

    koyunun olmadığı yerde keçi abdurrahman çelebi : (orj : koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler) abdurrahman çelebi olarak kimden bahsedildiği çok açık değil. ancak önemli din büyüklerinden bazılarının adlarının abdurrahman olması bu atasözünün ortaya çıkmasında etkili olmuş olmalıdır. 15. yy'da fatih sultan mehmet devrinde yaşamış tasavvuf büyüklerinden birinin, ondan daha sonra istanbul kadılığı ve müderrislik yapan bir zatın, beyazıd-i bestami külliyesinde kabri bulunan kişilerden birinin adının da abdurrahman çelebi olduğu görülüyor. bu ismin olgun, dindar, üstün insanlar için ortak bir kullanım kazandığı anlaşılmaktadır.

    ahfeş'in keçisi gibi baş sallamak : bir arap gramercisi olan ahfeş, keçisine ders verip 'anladın mı?' diyerek yularını çekermiş. bir süre sonra yularını çekmeden de keçiye başını sallamayı öğretmiştir.

    ali paşa vergisi : bu deyimin öznesi, bol bol vaatte bulunan ancak çoğunu yerine getirmeyen, kanuni sultan süleyman'ın sadrazamı semiz ali paşadır.

    bekri mustafa kadı olunca dünyanın ne olacağı anlaşılır : bekri mustafa, 4. murat zamanında yaşamış, sarhoşluğu ve güzel nükteleri ile tanınan zatmış.

    altından çapanoğlu çıkmak : bahsi geçen çapanoğlu, 18-19. yüzyıllarda bozok merkez olmak üzere orta anadoluda hakimiyet kuran, osmanlı yönetiminde söz sahibi olan ve bu sebeple kendilerinden çekinilen çapanoğlu sülalesidir. hattatlıkla uğraşan çapanoğlu beylerinden biri de abdest aldığında elindeki mürekkep suya karışıp suyun rengini değiştirdiğinden çapanoğlunun abdest suyu deyimi ortaya çıkmış.

    sivrisinek neferimiz, davutpaşa seferimiz : osmanlı zamanında sefere çıkan askerlerin toplandığı ve davutpaşa sahrası olarak anılan yerin planını yapan zat 2. bayezit'in veziriazamı koca davut paşadır.

    dingonun ahırı : istanbul'da atlı tramvayların ilk yıllarında tramvay idaresinin çeşitli semtlerde ahırları, beygir tavlaları varmış. atlar tramvayda çalıştırıldıktan sonra bu ahırlara teslim edilirmiş. tatavla semindeki bir tavlaya dingo lakaplı sarhoş bir rum kahya vermişler. dingo ahırda durmaz, ikide bir yakındaki meyhaneye gidermiş. tramvay sürücüleri yorgun atları bırakır, ahırda dingo'yu bulamayınca kafalarına göre at alır giderlermiş. yorgun atların da götürüldüğü olurmuş.

    kırk yıllık kani olur mu yani : tokatlı kâni'nin hristiyan bir kıza aşık olması, kızın ondan hristiyanlığı kabul etmesini istemesi üzerine söylendiği meşhurdur. yani ise yaygın bir hristiyan ismidir.

    içerisi mahmut paşa çarşısı : istanbul eminönü'ndeki bu yer adını burayı yaptıran fatih sultan mehmet'in sadrazamı mahmut paşa'dan alır.

    anlat derdini marko paşa'ya : marko paşa rum asıllı bir osmanlı hekimidir. kendisi hastalarını uzun uzun, sabırla dinleyen, onlara yardım etmeye çalışan biridir.

    sarı çizmeli mehmet ağa : izmir eşrafından biri alacak defterine borçlunun ismini mehmet ağa olarak kaydeder. borcun ödeme vaktinde uşağını gönderip mehmet efendi'yi bulmasını ister. aranan mehmet'in sarı çizmesi vardır. uşak, mehmet efendi adında sarı çizmeli birini bulup getirir ancak borcu olan bu mehmet efendi çıkmaz.

    münasebetsiz mehmet efendi : buradaki münasebetsizin cağaloğlu yokuşunun en dik yerinde sultan mahmut'un faytonunu durdurup 'padişahım, acaba zurna çalmasını bilir misiniz?' diye soran mehmet efendi adında biri olduğu söylenir.

    atma recep din kardeşiyiz : recep isimli kişi bir arnavut eşkıyasıdır. zaptiyelere 'din kardeşiyiz' diyerek teslim olup az bir cezayla kurtulduktan sonra olayı etrafına çarpıtarak (zaptiyeleri geberttirecektim, ağladılar, acıdım bıraktım şeklinde) anlattığında işin iç yüzünü bilen biri tarafından bu söz söylenmiştir.

    dünya süleyman'a bile kalmamış, mühür kimdeyse süleyman o'dur : burada, mısır'dan fırat'a kadar uzanan bir krallık devralan, kısa sürede hakimiyetini güçlendiren, cinlerden ve insanlardan ordu kurduğu söylenen, muhteşem bir sarayı olan hz. süleyman'dan bahsedilmektedir.

    anlaşıldı vehbi'nin kerrakesi : vehbi bir gece bekçisinin adıdır. çapkınlığa gittiği ev zaptiyeler tarafından basıldığında kendisi saklanmıştır fakat askıda asılı olan üniforma (kerrake) kendisini ele verir.

    zaloğlu rüstem kesilmek : zaloğlu rüstem, iran'ın ünlü destan kahramanlarından biridir. çok güçlü, yiğit bir kahraman olarak bilinir.

    vurdumduymaz kör ayvaz, helal adanalı celal, doğrucu davut, edi ile büdü şakir ile dudu, hatice'ye değil neticeye bak, benim adım hıdır elimden gelen budur, kadı kızı kadire geldi çıktı sedire, ver ömer'e yaz duvara, ha ali hoca ha hoca ali, ali fakıya yazdırdık daha beter azdırdık, akşam hacı mehmet sabah eskici yahudi gibi sözlerde geçen isimler kafiye olarak kullanılmış.

    bazı sözler ise isim olmadığı halde isimmiş gibi algılanmakta : ali kıran baş kesen *, ali cengiz oyunu * gibi.

    kişi adlarına deyimlerde sık, atasözlerinde ise daha az rastlanmasının sebebinin atasözlerinin çok genel, deyimlerin daha özel anlamlar ifade etmesiyle ilgili olduğu belirtilir.

    doç. dr. salim küçük'ün "türk atasözü ve deyimlerinde halk ve topluluk isimleri" makalesinde ise türk atasözü ve deyimlerinde adı geçen halk ve topluluklardan bahsedilmekte :

    acem: arapların arap olmayanlar için kullandıkları ve iranlı anlamına gelen kelime. iran’ın fars ırkından olmayan yerli halkını tanımlamak amacıyla da kullanılmaktadır. (acem arslanı, acem kılıcı gibi keskin ..)

    çingene: geçmişi göçebeliğe dayalı olan ve günümüzde yerleşik hayata geçme aşamasında olan dünyanın değişik ülkelerinde dağınık olarak yaşayan ve hindistan’dan çıktıkları söylenen esasen roman olarak da bilinen topluluk. (çadırı yanmış çingene karısı gibi yaygara etmek, çingene çergesi gibi, çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boyuna geçmez, çingene evinde kaymak bulunmaz, çingene evinde/çadırında musandıra ne arar, çingene mezarı gibi yerle bir, çingeneden çoban olmaz yahudi’den pehlivan, çingenenin ekmeği rüyasına girer, çingenenin ipini kendisine çektirirler, çingeneye beylik vermişler önce babasını asmış ..)

    frenk: osmanlıların avrupalıları özellikle fransızları tanımlamak için kullandıkları bu kelime sadece bir atasözümüzde geçmektedir : asılırsan frenk sicimiyle asıl.

    mağribî: mısır’ın batısındaki kuzey afrika halkından olan kimseler için kullanılan bu kelime iki deyimimizde geçmektedir : mal bulmuş mağribî gibi, mal bulmuş mağribî gibi sevinmek.

    rum: anadolu, yunanistan ve kıbrıs'taki helen kökenli ortodoks hristiyan halk için kullanılır. (it derisinden post olmaz, rum ermeni’ye dost olmaz, yahudi’nin yemeğini ye evinde yatma rum’un evinde yat yemeğini yeme)

    tatar: rusya federasyonu’nda tataristan’da, kırım’da, kuzey kafkasya’da, sibirya’da yaşayan ve türk soylu bir halk. (tatarın kılavuza ihtiyacı yoktur, yaya kaldın yine tatar ağası ..)

    yapılan bu araştırmada adı geçen halk ve topluluklardan frenk kapsamına giren ingilizler ve hindistan’da yaşayan hintliler hariç diğerlerinin osmanlı devleti coğrafyasına tâbî oldukları belirtiliyor. türk toplumuyla en çok karşılıklı etkileşim içerisinde olan gayrı müslim ermeni, rum ve yahudiler ile ilgili çokça atasözü ve deyim bulunduğundan bahsediliyor. acem, osmanlı, mağribî, tatar ve türkler çoğunlukla övülürken arap, arnavut, çingene, ermeni, hindû, kürt, rum ve yahudilerle ilgili ifadeler daha çok olumsuz olarak kullanılmış.

  • 35. italya'nın öcalan'a fahri hemşehrilik vermesi

    beyinsiz avrupalılar iş türkiye'deki terör örgütlerine gelince çok sempatiyle yaklaşıyorlar. sonra ışid kafanızı patlatınca ağlamayın yavrum olur mu.

  • 36. yurtdışında yaşamak

    ne güzel özetlemiş bir karikatür, bir resim bin kelimeye bedelmiş ya, benim yazacaklarımı işte bu karikatür özetlemiş.

    öncelikle (bkz: #58044665) sonra da https://pbs.twimg.com/media/caigtuiuuaeajxx.jpg

    işte ben tam da bundan dolayı gitmek istiyorum bu ülkeden. 13 yaşında bir kızım var. hayatında, "soy da ver" diyecek, "soy da ver" demese bile bunu hoş görecek insanlar olsun istemiyorum. günün birinde bu yüzden tartıştığında çevresinde "o da soyup verseymiş elmayı, ne işi varmış başka, eğer elmayı soymuyorsa, aklı başka yerdedir" diyecek insanlar olsun istemiyorum.

    deliler gibi korkuyorum, günün birisinde onun, oğlumun başına sırf bu ülkede yaşadığı için, başka bir medeni ülkede infial yaratacak bir olayın başına gelmesinden korkuyorum. elmayı soymadığı için kendisine fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayacak bir hayvanla karşılaşmasından, gece ya da gündüz sokakta yürürken, minibüse bindiğinde, erkek arkadaşının evine gittiğinde başına birşey gelmesinden, sokakta yürürken mülteciler, tinerciler, kendini cennete gitmek için patlatacaklar yüzünden ölmelerinden, sakat kalmalarından korkuyorum. gitme fırsatı yaratabilecek birisiyken bu yaştan sonra yeni bir hayat kurmaya cesaret edemeyip, artık yaşları ilerlemiş anne babamı bırakmaya cesaret edemeyip burada kaldığım için ömrümün geri kalanını vicdan azabı içerisinde geçirmekten korkuyorum.

    her gün elmalarını soyup ellerine verilmeden yiyemeyen erkekler, elmaları hiç sorgulamadan soyan kadınlar, hayatları boyunca kendilerine bir kez olsun elma soyulmamış kadınlar tarafından gün boyu kınanan, yargılanan, nefret edilen bakışlarla bakılmalarından korkuyorum. çalıştıkları, ürettikleri, iyi insan oldukları, sıraya girdikleri, kurallara uydukları için önce enayi yerine kondukları, zarar gördükleri, hakarete uğradıkları, taciz edildikleri bir ülkede yaşamalarını, bu düzenin dişlilerini ödedikleri vergilerle, aldıkları evlerle, ürettikleri değerlerle yağlamalarını istemiyorum. birgün karşıma geçip "sen bizi neden bu ülkede yaşayabilecek şekilde yetiştirmedin" demelerinden korkuyorum.

    bu karikatürün, ne kızıma ne de oğluma verilen örnekteki gibi hiçbir şey ifade etmesini istemiyorum. işte tam da bu yüzden siktir olup gitmek istiyorum.

  • 37. 29 ocak 2016 bülent arınç cnn türk yayını

    akp propagandası şeklinde geçecek yayındır.

    boşuna heveslenmeyin.

  • 38. 1994 yazından akılda kalanlar

    - benim eskisehir'de olacagimi varsayarak bensiz yaz tatili plani yapan ailemin gitmesi ile ankara'daki evimizde yalniz gecirilen iki hafta (oh mis)
    - evde parti havasinda bulustugumuz o siralar yeni yeni taninan internet arkadaslari (teo, wideman, esekherif ..vs... )
    - amcamin (kendisi benden sadece 5 yas buyuktur) birden cikagelmesi, beni "olm napican burada yalniz, kalk marmaris'e gel" diyerek davet etmesi, ertesi gun marmaris'e gecmesi.
    - annemin onlar yokken kahvaltilarda yerim diye yaptigi koca bir tencere pogacayi televizyonun karsisinda oturarak cekirdek yer gibi bir saat icinde bitiren wideman.
    - internet'ten tanistigim yunan arkadasim yiannis'nin motorsikletine atlayip ankara'ya gelmesi, beraber ankara -> eskisehir -> bursa -> canakkale oradan sahil boyunca -> antalya seklinde turkiye turu plani yapmamiz.
    - tatil baslangici sebebi ile teo ve baska bir arkadasin ankara'dan memleketlerine donecek olmasi. bizim bir gun once motorsiklet ile ankara'dan yola cikmamiz.
    - motorsikletin yola ciktiktan cok kisa sure sonra polatli'da bozulmasi. biri uzun sacli, sakalli digeri yunan iki tipin polatli'da sanayii mahallesinde motorsiklet tamir ettirmeye calismasi.
    - o gece polatli'da kalmamiz, yakinlarda bir yerde kaziya gelen alman arkeolog ekiple sabahlara kadar muhabbet.
    - ertesi gun motorsikletin turkiye'de tamir olamayacagi, gereken yedek parcanin turkiye'de bulunmadigi, en yakin getirilebilecek yerin atina olmasi sebebi ile yiannis'nin mecburen tatili erken kesip yunanistan'a donmesi zorunlulugu
    - polatli'dan izmir'e gitmek icin trene binmemiz, bozuk motosikleti trenin yuk vagonuna 10 dk icerisinde cikarma zorunlulugumuz, bu isin dunyanin en zor islerinden biri olmasi ve kan ter icerisinde kalmamiz
    - trene kendimizi atip, yerimize oturmaya giderken trende bir gun once vedalastigimiz teo ve diger arkadasla karsilasmamiz. yiannis ve benim ikisini ikna edip izmir'e beraber gitmeye karar vermemiz.
    - yiannis'in gece restoranli vagonda raki icmeyi istemesi, masasina oturdugumuz sakaci elemanin yiannis'yi gaza getirip dort duble raki icirmesi. yiannis'nin sapitmasi, vagonlara kusmasi, rezalet cikmasi.
    - ertesi gun hayatimizda ilk kez gittigimiz izmir'den bir sekilde kamyonet kiralayip yiannis'nin kusadasina gonderilmesi
    - yiannis'nin gitmeden hemen once "ben bunun gibisini bir daha bulamam" diyerek 4 tabak iskembe corbasi uzerine 2 yarim kokorec yemesi
    - teo ve diger arkadasin memleketlerine donmesi benim atlayip marmaris'e su sporlari ile ugrasan amcamin yanina gitmem.
    - marmaris'e inmem, o yillarda cep telefonu diye bir halt olmamasi, elimde amcami bulmak icin tek bilginin calistigi yerin onunde oldugu otelin adi olmasi. kalkip gecenin 11'inde oraya gitmem, kendisini bulamamam ama is arkadasini bulmam, onun bana "surada uyursun" diye yer gostermesi [turistlere su sporlari yaptiran sirketin, satis yaptigi banko gibi bir yerin onundeki kumsal ve uzerindeki sezlonglar]
    - sabahin 9'unda amcamin gelip, sanki kalkip ankara'dan yanina gelmem dunyanin en normal ve her gun karsilastigi olayi imis gibi birsey demeden "kalk hadi sabah sabah deniz cok guzel olur, biraz dolasalim" demesi, surat teknesine atlayip acilmamiz
    - sonraki uc ay boyunca benim de ayni yerde calismam, her aksam tekneleri kiyiya, her sabah tekrar suya cekmekten ve hayvanlar gibi spor yapmaktan kas yapmam
    - yazin sonunda amcamin is arkadaslarinin birine gicik olmam uzerine kendisine "hadi gorusuruz" diyerek ankara'ya donmem

  • 39. gelmiş geçmiş en iyi video oyun trailer'ı

    tabii ki de assassins creed 3 revelations'un trailer'ıdır hem de woodkid-iron eşliğinde.

  • 40. hastalıklı faşist türklerlerin gözünden kürtler

    tek bir şey soracağım, samimi cevaplarsanız, memnun olurum.

    devlet içinde, devlet istiyorsunuz, üniter devlet yönetimi değil, bölgesel yönetim istiyorsunuz, özerklik diyorsunuz, hepsi hoşta, devlet size bunu verdiği taktirde, metropoller de yaşayan diğer tüm kürtler, bölgede yaşamayı kabul edecekler mi? batı rusya da, batı almanya da bölgesel faşist insanların bu ayrışmalar sonrası ne kadar acımasız olduğunu bilmekte misiniz? siz bu şartlar altında, kendi kendinize yetebilecek misiniz?

    hani diyorsunuz ya, böyle bölünmeyiz, daha bütünleşiriz, kavga biter diye..
    türkiye'nin tamamına yayılmış, ekmeğinin peşinde yaşamını sürdüren diğer kürt kardeşlerim, sırf sizin talepleriniz doğrultusunda, olası bir özerk kürt bölgesinde yaşamak istemiyor ise? şimdi bana kalkıp, biz hem özerk olacağız, hemde yaşamımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz, herkes olduğu yerde kalacak demeyeceksin herhalde? :)

    hem bölge verilecek, özerk olacaksınız, bölgeye para yardımını bu devlet yapacak, hemde ülkenin kalan bölgelerinde hayat aynı şekilde mi akmaya devam edecek yani? yani şimdi burada hayal gören sizler misiniz, bizler miyiz? sen ne bitkisin, nede hayvan sevgili kardeşim, bölünerek çoğalmak senin neyine?

  • 41. degmesin yagli boya

    bazı akşamlar mesai bittikten sonra alıyoruz biralarımız yerleşiyoruz bunun ofise, müziğimizi de açıp şehrin yana söne giden ışıklarına baka baka yudumluyoruz içkilerimizi, benim henüz izmir'de olduğum, onun istanbul'da olduğu ama her hafta buluşup tatil yaptığımız günleri falan anıyoruz. "hacı" diyor, "ne güzeldik eskiden,hiç yaşlanmayacaktık amk:/". halbuki yaşlanan benim, daha 30 yaşında bu mal da işte dedeyle dede oluyor, saf biraz. çaktırmıyorum "evet pampa" diyip uzaklara bakarak bi fırt alıyorum biramdan.

    herhalde bi 6-7 sene önce söyleselerdi bize "bir gün aynı şirkette çalışacaksınız, patronun olacak bu diye", "siktir lan" derdik. şimdi sabah simidimizi paylaşıp akşam biralarımızı tokuşturuyoruz. geçen sabah ben daha gelmemişimdir, odam ısınsın da geldiğimde üşümeyeyim diye ısıtıcıyı açmaya inmiş benim odaya, anam sanki pezevenk.

    bazen mesai bitiminde haber vermeden çıkıyor, trip atıyorum arkasından "çıkarken söylesene eşek başı mıyım ben burda" diye. kızım sanki pezevenk, mervelere ders çalışmaya gidecek.

    bi ara zor bi dönem geçiriyorum, kalacak yerim yok falan, bu dedi "hemen gelip yerleş bana", dedim "ben rahat edemem öyle", biraz düşündü, "doğru" dedi haklısın, "sen bana yerleş, ben özgeye taşınırım bi 5-6 ay, yalnız olunca daha rahat edersin, o arada bi yerler ayarlarız". salağa bak lan, kendi evinden gidecek ben rahat edeyim diye .

    ben bunu size sabah kadar anlatırım da işte, götü kalkmasın diye kesiyorum burda. neyse işte, çok seviyorum, doğum günleri hep benimle olsun.

  • 42. 86 bin caminin kıblesinin tek tek kontrol edilmesi

    bana ikinci osman'ın öldürülmesinden sonra yaşanan dönemi hatırlatmıştır.

    yeniçeri padişahı hal edip sadrazam olarak davut paşayı atayınca, paşa desteğini yitirmemek için her gelene iş vermiş, maaş bağlatmış, akabinde verecek görev kalmamış. düzen öyle ya, davut paşa da gelene kendine bi iş uydur başla demeye başlamış.

    şimdi bu kıble kontrolü fikri kimden çıktı bilmiyorum lakin kesin işsizin biri,

    yahu şu camilerin kıbleler hatalı olmasın, cehape döneminde yapılmış olduklarından ümmeti muhammet in namazını geçersiz kılmak için bilerek hatalı yapmış olabilirler demiştir.

    böylece görevi kapıp tek tek cami inceleyecek, muhtemelen navigasyon yöntemi ile işi bitirip hata varsa düzeltecek karşılığında da tonla para vuracaktır.

    bugünün davut paşası da, olmaz dememiştir. olur vermiştir.

    neden, çünkü yalanın dolanın yolsuzluğun, ahlaksızlığın, nefretin, suçun, suçlunun kol gezdiği ülkede dinen mühim olan şey caminin kıblesidir.

  • 43. ayağına gelen futbol topunu havaya diken abi

    mahallede maç yaparken ayağına gelen futbol topunu eline alıp havaya diken abidir. bunların bir başka cinsi ise top ayağına gelmeden maçı piç etmek için yoldan geçerken güneşe aynen şu bakışı attıktan sonra topu güneşin yörüngesine oturtmaya çalışırdı. bu abilere küfür ettikten sonra hayatımın en hızlı koşusunu emek mahallesinde yaptım. pazardan aldığımız saidas'ların ilk ciddi sınavıydı. mükemmel bir kalkış yapıp avantaj sağladım. rakibini şaşırtmaya çalışan antilop gibi göt ata ata koşuyordum. o kadar çok koştum ki dinlenmek için mola verdiğimde tekrar emek mahallesine geldiğimi fark ettim. şimdi nerde o mahalleler demeyeceğim ama gerçekten güzel zamanlardı.

  • 44. beşiktaş sivas belediye maçında yapılan şike

    şike var diyorsalar vardır. onlardan iyi bilecek değiliz. kendileri bu konuda ordinaryüs seviyesindeler zira.

  • 45. müsabakalara dua ederek çıkan kız şampiyon oldu

    buda bize gösteriyorki tanrının önceliği açlıktan ölen canlılar değil, kim şampiyon olacak.

  • 46. bana ingilizce isim önerileri

    dick nasıl?

  • 47. cizre

    bu orospu çocukları elinde keleşle teröristçilik, mafyacılık, eşkıyacılık oynarken gerilladır, yaralandıkları anda sivil vatandaş olurlar. azcık mert olun lan! silah doğrulttuğun askerini, polisini, doktorunu, sağlıkçısını adam ayırmadan katlettiğin, mülküne elinden geldiğince zarar verdiğin devletten, hiç değilse sivil numarası yapıp sağlık hizmeti bekleme. elinde silah bomba roket varken kahrolsun tc, götüne kurşunu yedin mi devlet bize ambulans vermiyor.
    ne iştir anlamak mümkün değil.

  • 48. bir kadını bir erkeğe bağlayan nedir

    (bkz: yarrak afedersin)

  • 49. kısmetse olur

    nur karakterinin deplasmana gidip 3 erkeği karşısına çekip 3'üne de posta koyduğu program. bu hareketin üstüne kendi evine gidip kabanını omzuna atarak reislik mertebesine yükseldi.

    10 erkeğe sorsak 9'u nur'u seçer; diğer 1'i de kadınlara ilgi duymuyordur. yürüyedur nur reis !!!

  • 50. kpss 2016

    birkaç tavsiye verip kaçacağım.

    - kesinlikle bir günden fazla ara vermeyin. ara verdiğinizde film/dizi izlerken vs suçluluk duygusu oluşuyorsa iyi yoldasınız son aylarda gaza iyice basıp istediğiniz puanı alacaksınız. ama atanma için bir şey diyemem çok komik sayılar var atamalarda.

    - deneme/test en faydalı şekilde nasıl çözülür? deneme çözüyorsanız süre tutarak çözmelisiniz. hem de normal süreden 30 dakika kısarak. hız çok önemli. 2012'de yetiştiremeyen ben 2014'te 150'ye yakın deneme çözüp girdim son 30 dakika sorulara tekrar bakma şansı yakaladım ve 10'a yakın yanlışımı düzelttim. düzeltme yapmasaydım şu an atanamamıştım. soru çözerken ilk şıkta doğruyu buldunuz, işaretleyip geçmeyin. bazı sorularda en doğrusunu isterler. tüm şıkları kesinlikle okuyun. yanlış yaptığınız konuları tekrar edin. bu da çok önemli bütün açıklarınızı kapama şansınız oluyor.

    - konu anlatımı tek kitap olmalı. iki ayrı kitaptan çalışanın kısa sürede başarılı olması çok zor. sürekli elinizde tuttuğunuz kitabın görüntü olarak hafızanızda yeri vardır. soruyu görünce direkt o kitabın o sayfası gözünüzün önüne gelecek. iki kitap olunca error veriyorsunuz.

    - tv izlemeyin.

    başarılar!